Ali Rıza Avcan
İki bölümden oluşan yazı dizimizin Pazartesi günü yayınlanan ilk bölümünde, aslında bir inşaat ve yatırım şirketi olan; ama, arkasına aldığı kamu kurumları ve kamu finansmanı ile İzmir‘in tarihi kent merkezindeki Kemeraltı, Basmane ve Kadifekale bölgelerindeki soylulaştırma yatırımları ile görevli TARKEM/Tarihi Kemeraltı İnşaat Yatırım Anonim Şirketi‘nin başvurusu üzerine UNESCO‘nun Dünya Mirası Geçici Listesi‘ne giren ve “İzmir Tarihi Liman Kenti” olarak adlandırılan alanın yönetimi ile ilgili alan başkanlığı, danışma kurulu, eşgüdüm ve denetleme kurulu ile bu alana yönelik stratejik amaç ve hedefleri hayata geçirmek amacıyla hazırlanan alan yönetim planları hakkında bilgi verip bir sonraki yazımızda 5 Mayıs 2020-15.10.2022 tarihleri arasında hazırlanıp 2022-2027 döneminde uygulanmaya başlanan İzmir Tarihi Liman Kenti Alan Yönetim Planı ile ilgili tespit ve değerlendirmelerimizi bugünkü ikinci ve son yazımızda ele alacağımızı ifade etmiştik.
Evet, bir önceki yazımızda da belirtiğimiz gibi, İzmir Tarihi Liman Kenti Alan Yönetim Planı, 5 Mayıs 2020 ila 15 Ekim 2022 tarihleri arasındaki 2 yıl 1 ay 24 günlük süre içinde geniş bir ekibin katılımı ile hazırlanmıştır.
Plan, yapılan ihale sonrasında Ankara merkezi İkarya Danışmanlık Stratejik Araştırmalar Reklam Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi tarafından yapılmıştır. Şirketin http://www.ikaryadanismanlik.com adresindeki İnternet sayfası bilgilerine göre şirket faaliyetleri şehir plancısı ve yöneticisi Serdar M. A. Nizamoğlu ile şehir plancıları Ceren İlter ve Bilge Bektaş tarafından yapılmakta olup; Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi kayıtlarına göre 20 Kasım 2012 tarihinde Ankara‘da kurulan şirketin sermayesi 50.000 lira, tek ortağı da Serdar Malkoç Alpaslan Nizamoğlu‘dur.
Hazırlandıktan sonra Kültür ve Turizm Bakanlığı ile İzmir Tarihi Liman Kenti Alan Başkanlığı‘na ait internet sayfalarına PDF formatında konulan İzmir Tarihi Liman Kenti Alan Yönetim Planı toplam 876 sayfadan oluşmakta ve başlangıçtaki 5 sayfalık yönetici özeti dışında toplam 16 bölümden oluşmaktadır. Bu bölümleri şu şekilde sıralayabiliriz:
Yöntem (s. 22-27), 6 sayfa, Yönetim Alanı ve Bağlantı Noktalarının Konumu (s. 22), 1 sayfa, Koruma Durumu (s. 29-58), 30 sayfa, İzmir Tarihi Liman Kenti İle İlişkili Olan Alanlar ve Ögeler (s. 59-62), 3 sayfa, Alanın Tarihsel Geçmişi (s. 62-488), 426 sayfa, Yönetim Sistemi (s. 489-571), 20 sayfa, Alanda Yürürlükte Olan Mevcut Planlar, Demografik, Sosyal ve Ekonomik Yapı (s. 571-672), 101 Sayfa, GZFT Analizi ve Katılımlı Süreçler, İzmir Tarihi Liman Kenti Değer Analizi, Alan Yönetiminin Genel Yaklaşımı ve Eylem Planı, Projeler, İzleme ve Değerlendirme Göstergeleri ve Uygulama Modeli, Kültürel Miras Etki Değerlendirme, KÜMED, Yönetim Kapasitesi ve Plan Yönetim Planı Koruma Eğitimi Programı.
Söz konusu planda yazılı bilgilere göre hazırlık çalışmaları, 2 mimar, 1 restoratör mimar, 1 tarihçi, 14 şehir plancısı, 1 sanat tarihçisi, 1 arkeolog, 2 sosyolog ve 1 uluslararası ilişkiler uzmanından oluşan Proje Ekibi tarafından hazırlanmıştır.
Şimdi de gelelim, söz konusu planda gördüğümüz olumlu yanlarla olumsuz olarak nitelediğimiz yanlışlık ve eksikliklere:
Sanatçıya, emeğine ve haklarına saygı duymayan bir plan…
1. İzmir Tarihli Liman Kenti Alan Yönetim Planı‘nın ön kapağında çok güzel bir desen olmakla birlikte, planın kapağında ya da künyesinin yazılı olduğu iç kısımlarda bu deseni çizen sanatçıyla ilgili hiçbir bilginin bulunmadığı görülmektedir.
UNESCO’nun Dünya Mirası Geçici Listesi‘nde bulunan İzmir gibi kadim ve önemli bir kent için hazırlanan böylesi önemli bir planda, sanatçıyı, sanatçının emeğini ve yasalarla korunan telif haklarını dikkate almayan bir hatanın, üstüne üstlük sanatçının haklarını korumakla görevli bir bakanlık tarafından yapılması; hem etik hem de insani yönden üzücüdür. Bu uyarıya, “bu desen yapımcısı belli olmayan anonim bir eserdir” şeklinde karşı çıkılsa bile, yine aynı planın başında bu eserin anonim olduğuna dair bilginin yazılarak okuyucunun aydınlatılması gerekirdi diye düşünüyorum.
Bakanlıkça belirlenen sınırların yetersiz olduğunu itiraf eden yine aynı bakanlığa ait bir plan…
2. UNESCO İzmir Tarihi Liman Kenti Yönetim Alanı sınırlarına, Alsancak Limanı ve Alsancak Garı ile arkasındaki endüstriyel kültür mirası bölgesinin; ayrıca, Meles Çayı ve Halkapınar deresi ile tarihi Halkapınar gölü gibi kent tarihi açısından önemli ve öncelikli bölgelerin dahil edilmemesi, yönetim planının hazırlandığı dönemde bile fark edilip kabul edilen bir yetersizliğe dönüşmüştür. Nitekim bunun doğal bir sonucu olarak söz konusu Alan Yönetim Planı’nın 1.1.1 numaralı ilk faaliyet konusu, “İzmir Tarihi Liman Kenti Yönetim Alanı ve Bağlantı Noktaları sınırları, alanın bütüncül ve etkin biçimde korunmasına olanak sağlayacak biçimde; yönetim planı içeriği, alanın tarihsel geçmişi ve ilişkili olduğu bölgelerin değerlendirilmesi kapsamında yapılacak çalışmalar doğrultusunda güncellenecektir” şeklinde belirlenmiş, böylelikle alan sınırlarının ne ölçüde yanlış ve yetersiz olduğu, bu işi gerçekleştirenlerin kendi ağızlarından doğrulanmıştır.
İzmir’e özgü bir tasarım örneği “İzmir Kayıkları”nın olmadığı bir plan…
3. İzmir Tarihi Liman Kenti Alan Yönetimi Planı‘nın mevcut durum analizi bölümünde, alanın UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi‘ne girdiği “Tarihi Liman Kenti İzmir” adı, 17, 18. ve özellikle 19. yüzyıllarda Akdeniz‘in önde gelen liman kenti olması özelliğinden kaynaklanmış olmasına karşın; tarihsel açıdan büyük ve önemli olan bu “liman kenti olma” halinin denizcilik ve deniz kültürü açısından yeterince ele alınmadığı; örneğin, İzmir’e özgü bir tasarım olarak başka bir coğrafyada rastlanmayan “İzmir Kayıkları” konusunda tek bir bilgilendirme notu ya da stratejik tek bir hedef konulmamış olması ya da İzmir‘in ticaret yaptığı diğer Akdeniz limanları ile yoğun ilişkisinin ele alınıp irdelenmemiş olması bu eksikliğin en somut örneğidir.
Danışman şirketin reklamları ile dolu bir plan…
4. İzmir Tarihi Liman Kenti Alan Yönetim Planı hazırlık sürecinde kendisinden ücret karşılığı danışmanlık hizmeti satın alınan ve plan metninde yer alan harita ve krokilerin telif hakkına sahip olmayan İkarya Danışmanlık’a ait ticari logonun, 32, 33, 34, 36, 38, 44, 46, 49 ve diğer sayfalarda yer alan harita ve krokilere yerleştirilmiş olması, yapılan profesyonel danışmanlık hizmetinin etiğine uymamaktadır.
Tüm bir kenti kucaklayamayan bir plan…
5. Planın mevcut durum analizi bölümünde, alanın ilişkili olduğu diğer alan ve ögelerle arkeolojik, tarihi, kültürel ve toplumsal ilişkisi açık ve güçlü bir şekilde ortaya konulmamıştır. Örneğin Kültürpark’ın bulunduğu bölgenin 1922 yangınında yok olan eski bir Ermeni mahallesi olmasından ya da Alsancak limanı, istasyonu ve artalanında yer alan endüstriyel miras bölgesinin yönetim planına konu olan alanla ilişkisi tarihi yapılar, kalıntılar, toplumsal yapı ve ilişkiler boyutunda yeterince ortaya konulup analiz edilmemiş ve bunun doğal bir sonucu olarak bu bölgeler plana konu alana dahil edilmemiştir.
Yetersiz ve yanlış verilerle dolu bir plan…
6. Planın “Demografik, Sosyal ve Ekonomik Yapı” başlıklı bölümü, hem TÜİK’in yetersiz ve yanlış verilerinin kullanılmış olması, bazı önemli konuların inceleme dışında bırakılması, önemli ve öncelikli verilerin mevcut olmadığını ortaya koyan anlatımlar çerçevesinde adeta bir itirafname gibidir:
🎯Planın bu bölümünde, Konak ilçesi ile yönetim alanında nüfusun artış/azalış hızı, oranı, yaş grupları arasındaki dağılımı, hane halkı büyüklüğü ve eğitim gibi veriler yer almakla birlikte; bu verilere, yerleşimin “hemşerisi” konumundaki göçmen, mülteci ve sığınmacıların dahil edilmemesi, onlarla ilgili bilgilerin toplanıp değerlendirilmemesi; ayrıca, nüfusun gelecek yıllardaki gelişimi ile ilgili kestirimlerin/projeksiyonların yapılmamış olması nedeniyle gerçek durumu yansıtmayan bir tablo çizilmiştir.
🎯 Turizmle ilgili verilerde de yönetim alanı ile ilgili veriler yerine, 2019 ve 2020 yıllarına ait İzmir ili ve Konak ilçesi verileri ele alınmış, yönetim alanına yönelik özel bir istatistik çalışması yapılmamıştır.
🎯 Ticaret sektörü ile ilgili bölümde bu sektördeki işletmelerin performansı ve bu performansın yıllar içindeki gelişimi yerine, İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin uygulama imkânı bulamayan ve sadece 26 mahalleyi kapsayan İzmir Tarihi Kent Merkezi Sürdürülebilir Lojistik Planı’ndaki toptan ve perakende ticaret yerleriyle imalat-depolama işyerlerine ait oranların verilmesi ile yetinilmiştir.
🎯 Mevcut durum analizinin “Otopark Alanları” ile ilgili bölümünde sadece kamuya ait otoparklar sayılmış, sayıları yüzleri bulan açık kaçak otoparklardan ve bunları yöneten otopark çeteleriyle bunların kent siyasetindeki yerinden söz edilmemiştir.
🎯 Mevcut durum analizinde, bölgedeki tarihi yapıların yağmalanıp yok olmasında büyük rolü bulunan katı atık toplama merkezleri ile hurdacıların yerine işaret edilmemiş, Kemeraltı‘nda ve özellikle Basmane‘de neredeyse bir sokağı işgal eden bu depolar adeta görmezden gelinmiştir.
🎯 Altyapı ile ilgili bilgiler verilirken alanın büyük bir kısmında atık su altyapısının kısıtlı olduğu, mevcut olan sistemin de bütünleşik olmadığı, sadece 8 mahallede yağmur suyu altyapısının bulunduğu, diğer mahallelerde ise böyle bir altyapının mevcut olmadığı, devam eden projelerle bu eksikliklerin giderileceğinin belirtilmiş olması bu hizmetleri yürüten İzmir Büyükşehir Belediyesi ve ona bağlı olan İZSU açısından büyük bir ayıp ve eksikliğin itirafı niteliğindedir..
🎯 Planın demografik, sosyal ve ekonomik yapı ile ilgili bu bölümünde bulvar, cadde ve sokaklar tek tek sayılıp tanımlamakla birlikte bu bölgede yaşayanların yaşam kalitesini ortaya koymak amacıyla cadde, sokak, meydan, kaldırım ve genel tuvalet gibi yapılarla ve bunların fiziki yapısı, kalitesi ve yeterliliği ile ilgili bilgilerin verilmemiş olması; ayrıca, bölge içinde faal olan güzergâhlarda çalışan lastik tekerlekli toplu ulaşım araçlarıyla minibüslere ait verilerden söz edilmemesi mevcut sorunların plana yansıtılmaması açısından büyük bir eksikliktir.
🎯 Yönetim alanı içindeki özel müzelerin yıllık ziyaretçi sayılarının belli olmaması, ayrıca, ziyaretçi beklentileri ile ilgili bölümde güvenlik, özellikle de gece saatlerindeki güvenlik ve aydınlatma en önemli sorunlardan biri olduğu halde; bölgedeki suç olayları için sadece iki paragraflık bölüm ayrıldığı, o paragraflarda da 2020 yılında emniyete intikal eden suç sayılarıyla yetinildiği, bölgedeki güvenlik sorunları üzerine ayrı bir stratejik amaç ya da hedef belirleyebilecek bir tespit ve değerlendirmenin yapılmadığı görülmüştür.
🎯 Deprem, yangın ve sel gibi doğal yıkımlarla ilgili bölümlerde yönetim alanı içindeki yapılar ve o yapılarda barınan nüfusun dağılımı ile ilgili teknik bir araştırma, inceleme ve değerlendirmenin yapılmadığı, bölgede bulunan 17.302 yapıdan kaçının bu tür doğal yıkımlara karşı dayanıklı ya da dayanıksız olduğu belirtilmemiştir. Ayrıca 30 Ekim 2020 tarihli Sisam Depremi nedeniyle hasar gören yapılarla bu yapılar hakkında bugüne kadar ne yapıldığı da meçhuldür.
Yapılması gereken tüm kamusal hizmetleri bir çuvala dolduran bir plan…
7. Alan yönetim planındaki amaç ve hedefler adeta bu konularda görevli, yetkili ve sorumlu olan kamu kurum ve kuruluşlarının bugüne kadar yapmak zorunda olup da yapmadıkları/yapamadıkları yasal ve rutin kamu hizmetlerinin bütününden oluşmaktadır. Bu anlamda, UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi’ne alınan alanın ya da alanda yer alan kültürel mirasın, listede yer alan diğer dünya kültür mirası örneklerinden “farklı”, “tek”, “özgün“, “ayrıksı” ya da “biricik olma” yanını yansıtan tek bir amaç ve hedefin yer almadığı söylenebilir.
Yapacağını kısa ve öz bir şekilde anlatamayan bir plan…
8. Alan yönetim planında yer alan faaliyet ya da eylemler, akılda tutulmayacak kadar uzun ve zor anlaşılır bir anlatımın konusu olmuştur.
Halkın katılımına kapalı bir plan…
9. UNESCO İzmir Tarihi Liman Kenti Alan Yönetim Planı’ndaki tüm stratejik tema, amaç, hedef ve faaliyetlerdeki sorumluluğun kamu kurum ve kuruluşlarına yüklendiği, sivil toplum kuruşlarına sadece paydaş olma sıfatı verildiği, o bölgede yaşayan ve çalışanların bölge ya da mahalle ölçeğinde örgütlenerek kültürel mirasın korunması ile ilgili karar ve uygulamalara katılması gibi yenililikçi pratik önerilere yer verilmediği görülmüştür.
Kurum ve kuruluşların kapasitelerini dikkate almayan bir plan…
10. Plandaki amaç, hedef, stratejik hedef ve eylemler/faaliyetler itibariyle sorumluluk verilen kuruluşların bu hedeflere ulaşmasını sağlayacak kapasite (finans, insan kaynağı, teknolojik olanaklar vb.) konusunda bir değerlendirme yapılmış olmakla birlikte; bu değerlendirmelerdeki verilerin eksik olduğu ve kurumlar arası ilişkilerin niteliği ve düzeyi konusunun yeterince tartışılmadığı görülmüş; böylelikle, sorumlu her bir kurum ve kuruluşun birbirinden habersiz tek başına çalışmasının önü açılmıştır.
İstemediğini içeri almayan dağınık bir plan…
11. Planda yazılı eylemler/faaliyetler konusunda sorumlu kurum ve kuruluşlar belirlenirken ve her bir kurum ve kuruluşun sorumluluğu belirlenirken İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı APİKAM Şube Müdürlüğü dışında, İzmir’in Akdeniz ve diğer dünya ülkeleriyle ilişkisini düzenleyen İZMEDA, İzmir Akdeniz Akademisi’nin plan dışında tutulma nedeni anlaşılamamıştır.
Kurum ve kurumlar arasında yanlış seçimler yapan bir plan…
12. Sualtı arkeolojik ve jeomorfolojik araştırmalarla ilgili 1.1.4, 1.1.5 ve 1.1.6 numaralı faaliyetlerin plan uygulamasının son 2-3 yılında yapılacak olmasının gerekçesi; ayrıca, bu konuda Ayhan Sicimoğlu tarafından kurulan TİNA, Türkiye Sualtı Arkeolojisi Vakfı yanında İzmir Urla’da faaliyet gösteren Ankara Üniversitesi Vehbi Koç Deniz Arkeolojisi Araştırma ve Uygulama Merkezi’ne neden rol verilmediği anlaşılamamıştır.
Yapılabilirliği ve sürdürülebilirliği dikkate almadığı için başarısızlığa mahkum bir plan…
13. Alan yönetim planının “Eylemler” başlığı altında listelenen 558 adet faaliyetin tek tek incelenmesi sonucunda, bu faaliyetlerin Kültür ve Turizm Bakanlığı ve belediyelerle diğer kamu kurum ve kuruluşlarının kültürel mirasın korunması konusunda bugüne kadar gerçekleştirilmedikleri ya da yapamadıkları görevlerden oluştuğu görülmektedir. Bu anlamda, plan yapıcıların, her birinin sahip olduğu büyüklük ve taşıdığı hukuki, teknik, kültürel, ekonomik ve toplumsal sorunlar; ayrıca sayıca fazlalık gibi nedenlerle gerçekleşmesi mümkün olmayacak bu kadar çok işten oluşan hayali bir “yapılacak işler listesi” hazırlayarak, 5 yıllık plan süresinin bitiminde, adeta alan içindeki tüm sorunları çözüp yapılacak tek bir iş bırakmamak niyetinde olduğu görülmektedir. 😊 😊
Bir planın “yapılabilirlik” ve “sürdürülebilirlik” gibi temel ilkelerden uzak bir şekilde, eldeki finans, insan kaynağı, teknolojik olanakları ve süreyi dikkate almadan, faaliyetler arasında herhangi bir önem ve öncelik sıralaması yapmadan, stratejik planlama anlayışı çerçevesinde önemli ve öncelikli işleri öne çekmeden; adeta akla gelen ya da rüyada görülen her işi sanki yapılacakmış/yapılabilecekmiş gibi alt alta sıralamak, aslında gerçek, doğru ve etkin bir planlama çalışması yapmak değil, sadece ve sadece yapılması mümkün olmayan bir temenniler listesi hazırlamaktan öteye gitmez.
Nitekim İzmir Tarihi Liman Kenti Alan Başkanlığı’na ait İnternet sayfasında yayınlanan 2023 Yılı Çalışma Raporu verilerine göre, 2022 yılı içinde yapılıp sonuçlandırılması gereken 4, iki yıllık 2022-2023 döneminde yapılıp sonuçlandırılması gereken 38 adet faaliyetin hiçbiri bugüne kadar bitirilememiş, bunun yerine planda yer almayan 79 adet yeni, daha doğrusu sorumlu kurum ve kuruluşlarının plana bağlı kalmaksızın kendi başlarına yaptıkları faaliyetler, örneğin, 18 Nisan Uluslararası Anıtlar ve Sitler Günü Etkinliği kutlaması ya da hiçbir stratejik hedefle bağlantısı kurulmamış olan Konak Belediyesi İnsan Kaynakları Müdürlüğü’nün konusu belirtilmeyen rutin eğitim etkinlikleri ayrı bir faaliyet olarak plana eklenerek iş yapmış gibi bir izlenim yaratılmaya çalışılmıştır.
Bakanlıkça yetkilendirilmiş TARKEM tarafından delinen bir plan…
14. Alan yönetim planının 1.5.100 numaralı eylemi “Alan Yönetim Planında tanımlanan faaliyetler, projeler ve programlarda belirtilen iş ve işlemlerin yapılabilmesi için kamu kurum ve kuruluşlarının içerisinde yer aldığı İzmir Tarihi Liman Kenti Koruma Programı Yatırım Fonunun kurulması sağlanacak ve söz konusu fonun Alan Yönetim Planı esaslarına uygun bir şekilde Kemeraltı ve Basmane Bölgeleri’ne öncelik verilerek kullanılması yönünde gerekli yasal altyapı oluşturulacaktır.” şeklinde tanımlanmış olup; bunun 2023-2024 yılları içinde gerçekleştirileceği taahhüdünde bulunulmuştur.
Yakın zamanda yine aynı amaçla TARKEM tarafından kurulan “İzmir Tarihi Kemeraltı Gayrimenkul Yatırım Fonu” ile kamu kurum ve kuruluşlarının içerisinde yer alacağı söylenen “İzmir Tarihi Liman Kenti Koruma Programı Yatırım Fonu” olarak adlandırılan bu yeni fonun, 2023 yılının ilk altı ayında bir gelişme olmamakla birlikte ne zaman hangi kurumların katılımı ile oluşturulacağı, bunun TARKEM’in kurduğu gayrimenkul yatırım fonu ile ilişkisi sanırım önümüzdeki günlerde daha net bir şekilde ortaya çıkacaktır.
Ancak dikkate alınması gereken diğer bir nokta, Kültür ve Turizm Bakanlığı‘nın yüklenicisi konumundaki TARKEM‘in, planda sözü edilen ve kamu kurumlarının katılımı ile oluşacak “İzmir Tarihi Liman Kenti Koruma Programı Yatırım Fonu“ndan önce planın öngörmediği ve plan esaslarına aykırı olan İzmir Tarihi Kemeraltı Gayrimenkul Yatırım Fonu‘nu, UNESCO ile yükümlülükleri yerine getireceği gerekçesiyle kurarak sorumlu olduğu planı ilk delen kurum oluşudur.
Tüm faaliyet ve projelerde bütçe ve finans kaynaklarını dikkate almayan bir plan…
15. 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıkları Kanunu‘nun “Tanımlar ve kısaltmalar” başlıklı 3. maddesinin (a) fıkrasının 11. bendi uyarınca alan yönetimi planlarına konulan stratejik amaç, hedef ve faaliyetlere ait bütçelerin belirtilmesi; ayrıca, yine aynı kanunun Ek 2. maddesi (a) fıkrasının son paragraf hükmü ile Alan Yönetimi İle Anıt Eser Kurulunun Kuruluş ve Görevleri İle Yönetim Alanlarının Belirlenmesine İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmeliğinin 13. maddesi hükmüne göre; kamu kurum ve kuruluşları, belediyeler ile gerçek ve tüzel kişiler, eşgüdüm ve denetleme kurulunca onaylanan yönetim plânına uymak, ilgili idareler, plân kapsamındaki hizmetlere öncelik vermek ve bu amaçla bütçelerine gerekli ödenekleri ayırmak zorunda olduğu halde hem tüm stratejik amaç, hedef ve faaliyetlerin, hem de alan yönetim planının 797-816. sayfaları arasında dile getirilen 17 adet projenin tahmini bütçeleri belirtilmemiş, kamu kurum ve kuruluşları alan yönetim planında yer alan işleri bütçelerine yansıtmamıştır.
Başarı ya da başarısızlığı doğru bir şekilde ölçemeyecek bir plan…
16. Alan yönetim planı kapsamında yapılacak faaliyetlerin başarı ya da başarısızlığını ölçmek amacıyla geliştirilen göstergeler arasında sayı, büyüklük, uzunluk, miktar gibi niceliği ifade eden kriterlere ağırlık verildiği, memnuniyet düzeyi gibi kullanıcının görüşünü ifade eden niteliğe, yapılan işin kalitesine yönelik göstergelere yer verilmediği; ayrıca, bazı faaliyetlerdeki başarıyı/başarısızlığı ölçmek için bu konuda düzenlenecek raporlara atıf yapılarak objektif olma ilkesinden uzaklaşılmıştır.
Kurum kapasitelerini eksik ve yanlış ölçen bir plan…
17. Alan yönetim planının 846 ila 854. sayfaları arasında yer alan “Yönetim Kapasitesi” bölümünde sadece İzmir Büyükşehir, Konak, Bayraklı ve Bornova belediyelerinin sahip olduğu finans, insan kaynağı ve teknoloji parkı ele alınmış, bunun dışında kalan ve asıl olarak planın asıl sahibi diyebileceğimiz Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Vakıflar Genel Müdürlüğü, İzmir Valiliği, Emniyet Genel Müdürlüğü gibi büyük kamu kurum ve kuruluşlarının; ayrıca, belediyeye bağlı İZSU, ESHOT gibi kurumlarla sayıları 100’e yaklaşan belediye şirketinin bu bölge için harekete geçirebileceği finans, insan kaynağı ve teknoloji olanakları gündeme getirilmemiş; ayrıca belediyelerin kapasitesini belirlerken sahip oldukları taşınır mal değerleri ayrıntılı bir şekilde ele alınıp irdelenirken asıl önemli bir konu olan personel giderleri ve sahip olunan taşınmaz değerleriyle iç ve dış borçların dikkate alınmadığı, bu anlamda gerçek bir performans analizi yapılmadığı görülmüştür.
Ayrıca, bu dört belediyeye ait olanaklarla plan kapsamında yapılacak 558 faaliyetin kapsamını mukayese etmeye kalktığımızda, İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin plan uygulamasıyla en yakından ilgili birimi Kent Tarihi ve Tanıtımı Dairesi Başkanlığı’nın 2023 yılı başında hiçbir gerekçe göstermeksizin kaldırılması ve her dört belediyenin kültürel mirasın korunması konusunda bugüne kadar gösterdiği başarısız ve yetersiz performans düzeyi (İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin 2020 yılında bütçe harcamalarının sadece % 0,6’sını, Konak Belediyesi’nin de 2021 yılı harcamalarının sadece % 0,04’ünü kültürel mirasın korunması görevine tahsis etmesi, diğer belediyelerin ise bu konuda ne miktarda ödeme yaptığının bile belli olmaması) dikkate alındığında her dört belediyenin sahip olduğu finans ve insan kaynağı ile sahip olduğu teknolojik imkanlar itibariyle bu planda yazılı amaç ve hedefleri gerçekleştirmede yetersiz ve başarısız olacağı anlaşılacaktır.
Plan uygulama sonuçlarını halktan saklayan bir plan…
18. UNESCO İzmir Tarihi Liman Kenti Alan Yönetimi’ne ait İnternet sayfasında 2022 ve 2023 yılları faaliyet raporları için ayrı bir bölüm olmakla birlikte bu raporların şeffaflık ilkesine aykırı olarak kamuoyu ile paylaşılmadığı belirlenmiştir. (http://www.unescoizmir.com/dokumanlar/)
Sonuç olarak;
Evet, iki gün ardı ardına yazdığım iki uzun yazı ile size UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi‘ne alınan İzmir Tarihi Liman Kenti kapsamındaki kültürel mirasın korunması için hazırlanan alan yönetim planı ve bu planın yetersizlikleriyle yanlışları hakkında yeteri kadar bilgi verdiğimi; ayrıca, söz konusu planın bugüne kadar gelen 1,5 yıllık uygulaması ile ilgili sonuçları -tabii ki kamuoyu ile paylaşılan bilgiler çerçevesinde- ortaya koyduğumu düşünüyorum. Ve bütün bu sonuçlar çerçevesinde, “plan” adıyla hazırlanan belgenin, UNESCO yönetim alanındaki kültürel mirası korumaktan uzak olduğunu, planın hazırlanması için kolları sıvayan zevatın “uygulanamaz” ve “sürdürülemez” bir belge için boşuna emek ve zaman harcadığını, bu iş için para alanların da bunu hak etmediklerini, israf niteliğinde harcamaların ise kamu zararına yol açtığını düşünüyorum.