Balkan kahramanı belediye başkanından haberi olmayan Buca…

Ali Rıza Avcan

2021 yılından bu yana 1. Balkan Savaşı‘nın beşinci gününe isabet eden 22 Ekim 1912 tarihinde şehit olan dedem Ali bin Rıza‘yı tanımak ve şehit olurken içinde bulunduğu ortamla ruh halini anlamak adına Balkan tarihi; özellikle de Balkan Savaşları üzerine okumalar yapıyor, bu uğurda adında “Balkan” sözcüğü geçen her kitabı, her yayını okuyor, böylelikle bu savaşın bitiminden 7 yıl sonra 15 Mayıs 1919 tarihinde Yunan ordusu eliyle başlayan Anadolu işgalinin anahtarını bulmaya, emperyalist güçlerin teşvikiyle birçok kişinin ölüp yaralanmasına ya da topraklarından kopup göç etmesine yol açan savaşın izlerini 1912-1913 tarihli Balkan Savaşları gerçeğinde yakalamaya çalışıyorum.

Mehmet Ali Okar ve hatıratı ile ilgili kitap.

Bu çerçevede okuduğum son kitaplardan biri de, 2013 yılının Ağustos ayında Türkiye İş Bankası Yayınları arasında çıkan “Osmanlı Balkanları’nın Son On Yılı: 1902-1912” tarihli anı kitabı oldu.

Osmanlı ordusu komutanlarından Yüzbaşı Mehmet Ali (Okar) Bey‘in “Hatıratım” başlığı ile kaleme aldığı mukavva kapaklı siyah defterde yazılı olan anılardan yola çıkılarak torunu Ahmet Mesut Okar tarafından hazırlanan kitapta, 1880’de Selanik‘te Ömer Avni Bey‘le Rabia Hanım‘ın oğlu olarak doğan Mehmet Ali Bey‘in 1902 yılında Mekteb-i Harbiye‘den mülazım-ı sȃnisi (teğmen) olarak mezun olduktan sonra Selanik‘teki Üçüncü Ordu‘ya tayin olması nedeniyle Nasliç, Prizren, Luma, Manastır, Köprülü, Kırçova, Pirlepe, Postarika, Gopeş ve Gevgeli gibi yerlerde, Pelister Dağı‘nda, kısacası Balkan coğrafyasında Bulgar, Ulah, Slav, Yunan ve Arnavut çetelere karşı mücadelesini, kötü durumdaki askerlerine sahip çıkıp haklarını aradığı için Divan-ı Harp‘de yargılanıp Selanik‘in ünlü Beyaz Kulesi‘nde mapus yatışını, İttihat ve Terakki örgütüne girişini, 2. Abdülhamit‘in istibdat yönetimini yıkmak için yurtdışından getirilen gazetelerin dağıtımına yardımcı oluşunu, İttihat ve Terakki‘ye yeni üyeler kazandırmak için çabalayışını, 2. Meşrutiyet öncesinde askerleriyle birlikte dağa çıkıp bir çete reisi olarak Hürriyet uğruna mücadele ettiğini, Osmanlı ordusunun Balkanlar‘dan çekilişi sırasında yaşadığı acıyı, Balkan Savaşları sonrasında Trakya‘daki Şark Ordusu‘nda kurulan Otomobil ve Fen Kumandanlığı, 1. Fırka 71. Alay, 3. Bölük Kumandanlığı ve Ayestefanos (Yeşilköy) Tayyare İstasyonu Komutanlığı görevlerinde bulunduğunu, 1. Dünya Savaşı sırasında Balkanlar‘da Teşkilat-ı Mahsusa ve Karakol isimli gizli istihbarat örgütleri adına çetecilik yaptığını, Ulusal Kurtuluş Savaşı sırasında da emekli bir yüzbaşı olarak İstanbul‘daki Felah-ı Vatan isimli gizli istihbarat örgütünün üyesi olarak yeğeni tayyareci teğmen Avni (Okar) ile birlikte Osmanlı ordusu depolarındaki silah ve malzemelerin Anadolu‘ya kaçırılması konusunda faaliyet gösterdiğini, ordunun eğitim ve düzeni konusundaki titizliğiyle av ve atıcılık konusundaki merakını öğrenme imkanına kavuşmuş oldum. (1)(2)

Mülazım Mehmet Ali Bey komutasındaki avcı taburu emniyet yürüyüşünde (Fotoğraf: Manakis Biraderler)
Fotoğrafın sol tarafında yerde oturan Mülazım Mehmet Ali Bey komutasındaki çete. Fotoğrafın altında “Hatırat-ı inkılah, Manastır Milli Alayı zabitanından bazıları” yazılı. (Fotoğraf: Manakis Biraderler)

Anılarını okuduğum bu kahramanın daha sonraki yıllarda İzmir‘in Buca ilçesine yerleşerek ev ve toprak sahibi olduğunu, Buca belediye başkanı olarak seçildiğini, İzmir‘e gelen Mustafa Kemal Atatürk‘ün İsmet İnönü ile birlikte kendisini Buca‘daki evinde ziyaret ettiğini, ardından da Mustafa Kemal Atatürk‘ün isteğiyle Türkiye Büyük Millet Meclisi‘nin 3, 4 ve 5. dönemlerine isabet eden 1927-1935 tarihleri arasında Artvin ve Çoruh milletvekili olarak görev yaptığını, “Okar” soy isminin bizzat Mustafa Kemal Atatürk tarafından verildiğini öğrenince yaptığım ilk iş, Buca Belediyesi‘nin İnternetteki web sayfasına bakarak 1923 yılında kurulduğu söylenen Buca Belediyesi başkanları arasında bu kahramanın yer alıp almadığını araştırmak oldu. Karşıma çıkan web sayfası kayıtlarına göre Buca Belediyesi‘nin ilk belediye başkanı 1923-1924 döneminde görev yapan İsmail Ağa (Kahraman), 1924-1930 döneminde görev yapan ikinci belediye başkanı Muzaffer Bey (Ergezgin), 1930-1936 döneminde görev yapan üçüncü belediye başkanı Hurşit Süer olarak gösteriliyor, Balkan kahramanı Mehmet Ali Okar‘dan tek bir sözcükle bile bahsedilmiyordu. (3)

Dünya Savaşı döneminde Yeşilköy Tayyare Mektebi önemli bir ziyaret yeriydi. Okul komutanı Mehmet Ali (Okar) Bey (sağdan üçüncü önde) eski bir İttihatçı fedai olduğu için bu göreve pilot olmadığı halde atanmıştı.

Oysa Vikipedi’nin Mehmet Ali Okar‘la ilgili maddesinde Buca belediye başkanı iken TBMM‘nin 3 ve 4. dönemlerinde Artvin, 5. dönemde de Çoruh milletvekilliği, 4. dönemde Divan-ı Riyaset (Başkanlık Divanı) idare memurluğu yapan Mehmet Ali Okar‘ın, TBMM‘nin resmi albümü kaynak gösterilmek suretiyle 4. Mecîdi Nişanı ile Almanya tarafından verilen 2. Sınıf Demir Haç Madalyası sahibi olduğu, evli ve dört çocuk babası olan kahramanın 17 Temmuz 1935 tarihinde öldüğü; ayrıca sanatçı Hande Ataizi‘nin babaannesinin babası olduğu belirtiliyordu. (4) (5)

Buca‘nın ve Buca Belediyesi‘nin bihaber olduğu Buca belediye başkanı Mehmet Ali Okar‘ın gerçekten belediye başkanı olup olmadığını anlamak amacıyla, -şu sıralar yeniden ve iyi ki İzmir Büyükşehir Belediyesi APİKAM Ahmet Piriştina Kent Arşivi ve Müzesi şube müdürü olan- tarihçi Dr. Serhan Kemal Saygı‘yı (*) arayıp ona bu durumu anlattığımda, kendisi Mehmet Ali Okar‘ın milletvekili olduğunda TBMM başkanlığına verdiği hal tercümesine bakmanın yararlı olduğunu söyledi ve birkaç gün içinde yaptığı araştırma sonucunda bulduğu eski yazı hal tercümesini bana Türkçe’ye çevirerek yolladı. Böylelikle yazıma da eklediğim bu hal tercümesinin verdiği bilgilere göre aile ismi “Ganizade” olan ve 1296 (1880) yılında Selanik‘te Ömer Avni ile Rabia‘nın oğlu olarak doğan Mekteb-i Harbiye mezunu Mehmet Ali Okar‘ın bağcılık ve tütüncülükle uğraştığı, ihtisasını “askerlik” olarak belirttiği, evli ve dört çocuk sahibi olduğu, Artvin milletvekili olarak seçilmesi ile ilgili mazbatasını 15 Teşrin-i evvel (Ekim) 1927 tarihinde Meclis heyetine sunduğu, milletvekili seçiminden önceki son memuriyetini “Buca Belediye Reisi” olarak yazdığı, hal tercümesinin; yani kendisi tarafından yazılmış özgeçmişinin son bölümündeki ifadenin aşağıdaki şekilde olduğu görülmüştür:

Mehmet Ali Okar tarafından düzenlenip imzalanan tercüme-i hal.

Üç yüz on sekiz senesinde Mekteb-i Harbiye’den piyade zabiti olarak tesanüt ettim. Muhtelif nizamiye avcı takip tabularıyla (?) Selanik küçük (?) zabit mektebinde bölük kumandanlığında bulundum. Harb-i Umumide Ayastefanos Tayyare İstasyon komutanı idim. Malumat icabınca Almanya’ya gönderildim. … Rahatsızlığıma binaen tekaütlüğümü istedim ve tekaüd oldum. Bilahire ziraat ile meşgul oldum. Ve Buca’da belediye reisi idim.” Artvin Vilayeti, Mehmet Ali Bey (İmzası).

Bu hal tercümesi ekindeki “Kanun-ı evvel 1927” tarihli Artvin Vilayeti Seçim Mazbatasında ise, 1296 (1880) tarihinde Selanik‘te doğup Ayestefanos (Yeşilköy) nüfusuna kayıtlı olan ve memuriyet veya sanatı “Buca Belediyesi ziraiden” şeklinde belirtilen Mehmet Ali Okar‘ın 221 seçmene sahip Artvin‘de kullanılan 176 oyun 174’ünü (Merkez Kazası: 72, Şavşat: 61, Yusufeli: 51) alarak Artvin mebusu seçildiği anlaşılmaktadır.

Mehmet Ali Okar‘ın Artvin milletvekili seçildiğine ilişkin mazbata.

Şimdi düşünebiliyor musunuz; nüfusunun çoğu Balkan göçmenlerinden oluşan, bu nedenle Balkan muhacirlerinin, onların çocuklarıyla torunlarının bir araya gelip dernekler, federasyonlar, konfederasyonlar kurduğu; hatta mahalleleri arasında çoğunluğunu Selanik ve Selanik çevresindeki köylerden gelip kurduğu Yaylacık isimli bir mahallenin bulunduğu; ayrıca kurulduğu günden bu yana tarihi Rees Köşkü‘nde faaliyet gösteren Dokuz Eylül Üniversitesi Edebiyat Fakültesi bünyesindeki Tarih Eğitimi Anabilim Dalı‘nda çalışan ya da eğitim gören birçok akademisyen, öğretmen ve öğrenciyi barındıran bir eğitim kurumu bulunduğu koskocaman Buca ilçesinde, 1902-1915 döneminde Balkan coğrafyasını, 1919-1923 döneminde de Anadolu‘yu koruyup savunmak için mücadele eden bir kahramanın Cumhuriyet‘in ilk yıllarında Buca‘da yaşayıp belediye başkanı seçildiğini, Mustafa Kemal Atatürk‘le İsmet İnönü‘nün kendisini Buca‘daki evinde ziyaret ettiğini, “Okar” soyadını bizzat Mustafa Kemal Atatürk‘ün verdiği ve yine onun isteği üzerine belediye başkanlığını bırakarak Artvin ve Çoruh milletvekili olarak Türkiye Büyük Millet Meclisi‘ne girdiğini, dört dönem milletvekili olarak görev yaptığını bilmemek, bu konuda tek bir araştırma yapmayıp tarihe not düşmemek nasıl bir durumdur, nasıl bir duygudur ve nasıl bir vefasızlıktır?

Bu konuda dikkatinizi çekmek istediğim bir konu da, 1923 yılında kurulduğu söylenen Buca Belediyesi‘nin o yıllara ait meclis kararlarıyla diğer resmi belgelerin belediye arşivinde olmayışıdır. Buca Belediyesi‘nde çalışan arkadaşlarıma başvurduğumda son yıllardaki belgelerin, özellikle imar dosyalarının saklanıp dijital ortama aktarıldığını belirtmekle birlikte bu döneme ait belgelerin nerede olduğu bilmediklerini ifade ediyorlar. O nedenle Buca Belediyesi yeni yönetiminin bu hizmet döneminde belediyenin ilk yıllarına ait her türlü resmi ve özel belgeyi müzayede ve koleksiyonlarla sahaflardan toplayıp bir arada getirerek Buca Kasaplar Meydanı‘ndaki Göç ve Mübadele Anı Evi‘nde sergilemesi gerektiğini düşünüyorum.

Ankara‘da doğup baba memleketi İstanbul/Şile, anne memleketi Kastamonu olan bir tarih dostu, 1997’den bu yana kendini “İzmirli” hisseden; üstüne üstlük dedesini Balkan Savaşı‘nın beşinci günü, o coğrafyadan göçmek zorunda kalan insanlar uğruna yitirip tanıyamamış biri olarak karşıma çıkan bu vefasızlık örneği nedeniyle bu soruları sormak görevimdir, hakkımdır diye düşünüyorum…

Ayrıca bu değerli kahramana sahip çıkılıp değer verilmesi, ailesiyle görüşülerek adının yaşatılması, yaşadığı evin bulunup bir anı evi olarak düzenlenmesi ya da önüne bir plaket konulması için Buca Belediyesi‘nin yeni başkanı sevgili Görkem Duman‘la belediye meclisi üyelerinin üzerlerine düşen bu önemli ve öncelikli görevi yerine getirmesi için girişimde bulunmanın üzerime düşen bir görev olduğunu düşünüyor, bu konuda her türlü yardımı yapmaya hazır olduğumu ifade etmek istiyorum…

(*) Tabii ki, yaptığı yardımlar için sevgili Dr. Serhan Kemal Saygı‘ya teşekkürlerimle…

Alıntılar

(1) Yüksel, Ç., 1. Dünya Savaşı Yıllarında Teşkilat-ı Mahsusa, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Denizli, Mart 2019, s.87, 168, 235.

(2) Kurt, E., “Türk Havacılarının Milli Mücadele’ye Katılma Girişim: Maltepe Firarı (7 Haziran 1920), Ankara Üniversitesi Türk İnkilap Tarihi Enstitüsü Atatürk Yolu Dergisi, Sayı: 60, Bahar 2017, s.129, 134, 135.

(3) https://www.buca.bel.tr/files/CustomWebpages/belediye-baskanlarimiz.html

(4) https://tr.wikipedia.org/wiki/Mehmet_Ali_Okar

(5) “Hande Ataizi’nin Büyük Gururu!“, https://www.sabah.com.tr/magazin/hande-ataizinin-buyuk-gururu-3285159 “Öz babam fanatik tarikatçı”, https://www.hurriyet.com.tr/gundem/oz-babam-fanatik-tarikatci-39040293

Yararlanılan Kaynaklar

Başaran, S., “Rize’de Genel Seçimler ve Milletvekillerine Dair İstatistikler (1920-1946), Avrasya Sosyal ve Ekonomi Araştırmaları Dergisi (ASEAD), Cilt 5, Sayı 11, Yıl 2018, s.269-293.

Kurt, E., “Türk Havacılarının Milli Mücadele’ye Katılma Girişimi: Maltepe Firarı (7 Haziran 1920), Ankara Üniversitesi Türk İnkilȃp Tarihi Enstitüsü Atatürk Yolu Dergisi, Sayı: 60, Bahar 2017, s.119-142.

Kitabın tümünü indirip okumanız dileğiyle…

Balkan kahramanı belediye başkanından haberi olmayan Buca…” için bir yanıt

  1. Teşekkürler Ali rıza bey.  Yerel yönetimler kentin hafızası dır. o kente en az 100 yıllık aidiyeti olmayan , kent kültürünü koruyamıyor. hele merek da yoksa. ne acı ki İzmiri İzmirliler yönetmiyor. Selahattin Akçiçek, sonrası Osma Kibar ( asfalt osman ) 1973 yılında seçimi kaybedip İhsan Alyanak’a makamı bırakırken sösylediği ”İzmir metresimdi, şimdi karıma dönüyorum,, diyor.

    çocukları da yıllardır Amika ‘da. göç yorgunu İzmir, ilçeler işgal altında .

    Beğen

Yorum bırakın