Sözlük’ten: Kentleşme*

Ruşen Keleş

Kentleşme, tıpkı gelişme, büyüme, çağdaşlaşma gibi bir değişim sürecini anlatan bir kavramdır. Bu niteliğiyle, ‘kentleşme’den kent olmayan yerleşim yerlerinin kent olarak tanımlanabilecek yerleşim yerleri durumuna gelmeleri sürecini anlamak gerekir. Kentbilim Terimleri Sözlüğü‘nde, kentleşme şöyle tanımlanmıştır: “İşleyimleşmeye (sanayileşmeye) ve ekonomik gelişmeye koşut olarak kent sayısının artması ve kentlerin büyümesi sonucunu doğuran, toplum yapısında artan oranda örgütleşmeye, uzmanlaşmaya ve insanlar arası ilişkilerde kentlere özgü değişikliklere yol açan bir nüfus birikimi süreci” (Keleş, 1998). Bu tanım da göstermektedir ki, kentleşme durağan değil, devingen bir toplumsal olgudur. Tanımın içinde yer alan öğelerden her birinin, belli bir zaman dilimi içinde nereden nereye gelmiş oldukları, kentleşmenin hızını, yönünü ve özelliklerini belirler. Kentleşmenin tarımsal üretimden daha ileri bir üretim düzeyine geçiş olarak tanımlanması, onun ekonomik niteliğinin ağır basmakta olduğunu gösterir. Bu geçiş süreci içinde, üretim etkinliklerini denetleme işlevi giderek artan oranda kentlerde toplanır; kentler alan olarak genişler ve nüfusunun yoğunluğu da artar. Genellikle benimsenen tanım çerçevesinde kent sayılan yerlerin sayısı da çoğalır.

3821-330-tfsf-OJXQd
Fotoğraf: Cengiz Çırpan, “Bursa Yamaç Evler

Demografik, ekonomik ve sosyo-kültürel boyutlarıyla kentleşme belli bir süre içindeki değişmeyi anlatmaktadır. Bir ülkenin kentleşme düzeyi ya da kentleşme oranı, belli bir tarihteki kentleşme durumunu durağan olarak anlatmakta olmasına karşın; kentleşme hareketi, belli bir süreci ve o süre içinde kentleşme oranındaki değişmeyi simgelemektedir (Keleş, 2010).

Geçmiş yüzyıllar içinde, sömürgecilik hareketleri, kaynakları sömürülen az gelişmiş ülkelerin kimi kentlerinin yapay olarak ve alabildiğine büyümesine yol açan etkiler yapmıştır. Güneydoğu Asya’nın ve Latin Amerika’nın kimi kentleri, bu sömürü ilişkileri sonucunda, dışarıya kaynak aktaran araçlar durumuna gelmişlerdir. BU işlev nedeniyledir ki, Hongkong, Shangai, Calcutta, Bombay, Buenos Aires ve Rio de Janeiro gibi gelişmekte olan ülkelerin kentleri, yerli ve yabancı iş adamlarının yığıldığı, ekonomik gelişme düzeylerinin başa çıkabileceğinden daha büyük anakentler olmuşlardır. Kimi yazarlar böyle bir kentleşmeyi “bağımlı kentleşme” olarak adlandırmışlardır. Benzer bir durum, bir tür yeni sömürgecilik ilişkilerinin ve küreselleşmenin sonucu olarak günümüzde de kentleşmenin oluşumunu büyük ölçüde etkilemektedir. Sermaye hareketlerinin önündeki bütün engelleri her çareye başvurarak kaldırma çabaları ve küreselleşme, kültür, tarih, doğa ve çevre değerlerini yok etmek bahasına da olsa, kentlerin yapay bir biçimde alabildiğine büyümesine yol açmaktadır. Örneğin, “İstanbul’u pazarlamak“tan söz edenler ve İstanbul’un bir dünya kenti olması özlemini besleyenler için, kentin büyümesine dolaylı ya da dolaysız yöntemlerle sınır koymaya gerek yoktur.

Öte yandan, günümüzde, kentleşme gelişmiş ve sanayileşmiş ülkelerde ve gelişmekte olan ülkelerde benzer koşullar altında gerçekleşmiyor. Az gelişmiş ülkelerin kentleşmesinde dikkatimizi çeken özellik, o ülkelerden çoğunda kentleşmenin ciddi bir sanayileşmeye dayanmaksızın gerçekleşmekte olmasıdır. Bunun sonucu olarak, çalışan nüfusun daha çok ekonomik gelişme açısından büyük katkıları olmayan hizmet dallarında yığılması ya da işsizlerin ve gizli işsizlerin ekonominin belirleyici özelliği durumuna gelmesidir. Bu yönden, geçmiş yüzyılların kentleşmesiyle, günümüzde az gelişmiş ülkelerde gözlemlediğimiz kentleşme türleri birbirlerinden kesin çizgilerle ayrılabiliyor.

Gelişmekte olan ülkelerde kentleşmenin daha çok köylerden kentlere yönelen göçlerle beslendiği kanısı yaygındır. Bununla birlikte, kentlerin nüfusça büyümesinin ardında göçten başka etmenlerin de bulunduğuna ilişkin değerlendirmeler görmezden gelinemez. Bunların başında da, kentlerin nüfusunun doğal artışlar sonucunda da artmayı sürdürmekte olması gelmektedir. Kentleşmeyle birlikte ailelerin edinme eğiliminde oldukları çocuk sayısında bir azalma olacağı beklentisi çoğu kez gerçekleşmemekte, çok sayıda çocuk sahibi olma eğilimi kentte de varlığını sürdürmektedir. Sağlık koşullarındaki iyileşmenin de etkisiyle ortalama ömrün uzaması, ölüm oranlarının azalması, göçün kentleşmedeki payının giderek azalmasına yol açmaktadır.

Kent 235
Havadan Delhi, Hindistan

Kentleşme söz konusu olduğunda çoğu kez kullanılan “çarpık“, “sağlıksız” ve “dengesiz” kentleşme terimleri üzerinde de kısaca durmakta yarar vardır. BU sıfatlarla kentleşmenin anlatılmak istenen özellikleri birkaç noktada toplanabiliyor. İlk bakışta değer yüklü sözcükler olarak görünmelerine karşın, kentleşmenin gelişmekte olan ülkelerde ve Türkiye’de taşıdığı özellikler açısından bakıldığında, bu niteliklerle şu noktaların anlatılmak istendiği görülür: Kentleşme, ekonominin köyden kente göçenleri özümseme gücünden daha hızlı ilerlemekteyse, burada bir çarpıklık var demektir. Bunun belirtileri, kente göç edenlerin işsiz kalmaları, ya da verimli olmayan ayak işlerinde çalışmalarıdır. Öte yandan, kentleşme, kamu yönetimlerinin de katkısıyla yükselen arsa değerlerinin kimi toplum kümelerince paylaşıldığı bir rant yaratma ve paylaştırma düzeni yaratmışsa, burada da çarpık ve sağlıksız bir durum karşısında bulunuluyor demektir. Üçüncü olarak da, anakentlerde, varsıl ve yoksul semtlerde yaşayanlar ölçünleri birbirleriyle kıyaslanması olanaksız kamu hizmetlerinden yararlanmak zorunda kalıyor ve her gün kendi göreceli yoksunluklarının ayırdına biraz daha çok varıyorlarsa, bundan doğan sosyo-kültürel ve psikolojik sonuçlar karşısında, kentleşmenin çarpık, sağlıksız ve dengesiz olmadığından söz edilemez. Son olarak da, nüfus ve ekonomik etkinlikler, yatırım olanaklarına koşut olarak, daha çok gelişmiş bölgelerde toplanıyor ve kan yitiren bölgeler kentleşmeyle birlikte ekonomik az gelişmişliğe mahkum duruma geliyorlarsa, yine burada da dengesiz ve sağlıksız bir kentleşmeden söz etmek abartma olmaz. Sonuç olarak, bu nitelikleri taşıyan kentleşme türlerine çarpık, sağlıksız ya da dengesiz kentleşme denilmesi bir değer yargısı yapmanın ötesinde, gerçeğin anlatımı olarak adlandırılabilir.

Kaynaklar

Keleş, R. (1998). Kentbilim Terimleri Sözlüğü, s. 80;

Keleş, R. (2010). Kentleşme Politikası, İmge, Ankara, (11.Baskı), s. 28


.

* Ersoy, M. (Der.) (2016) Kentsel Planlama, Ansiklopedik Sözlük, Ninova Yayıncılık, s. 212

 

Sözlük’ten: Yaya Yolu*

Ela Babalık Sutcliffe

Yaya yolları, motorlu taşıt trafiği ile yayalar arasındaki ayrım düzeni ve önceliğin hangi kullanıcıya verildiği gibi ölçütler çerçevesinde farklı kategorilerde tasarlanabilir. Yaya yolu ile taşıt trafiğinin ayrıldığı en yaygın yol düzenlemesinde, yaya kaldırımı sunularak yayalara erişim sağlanır. Bir kişinin rahat yürümesi için kaldırım ile yol arasında tasarlanan peyzaj veya diğer tür ayırıcılardan sonra en az 0,9 m genişliğinde bir iz ayrılması gerekir. Bu genişlik kaldırımın toplam genişliği değil, sadece yaya için gerekli yürüme izinin genişliğidir. Öte yandan tekerlekli sandalye kullanıcıları ve çocuk arabaları dikkate alınarak bu izin en az 2 m genişliğinde tasarlanması önerilmektedir. Okul ve benzeri kamusal kullanım alanlarının önünde en az 3 m genişliğin korunması gerekir. Yaya trafiğinin yoğun olduğu yerlerde genişlik arttırılmalıdır. Verilen bu genişliklere ek olarak taşıt yolu ile yaya arasında ayırıcı olarak ağaç ve benzeri peyzaj öğelerinin kaldırım alanı içinde tasarlanması için gerekli genişlik ayrılmalıdır.

Bir diğer yaya yolu kategorisi tamamen yayalara ayrılmış, yayalaştırılmış ve dolayısıyla motorlu araç girişinin sınırlandırıldığı yollar veya yaya bölgeleridir. Bu bölgelerde genellikle günün belli saatlerinde (örneğin sabah 07.00’den önce ve akşam 23.00’den sonra) motorlu araç girişine izin verilerek burada bulunan kullanımların servis gereksinimlerinin karşılanması sağlanır. Bunun dışında motorlu taşıtın girmediği alanlardır.

18491379_1353634564712313_7492813768561051056_o-1152x647

Dünyada örnekleri artan bir diğer uygulama ortak kullanım öngören sokakların tasarlanmasıdır. Sokak motorlu taşıt trafiğine kapalı olmadığı gibi ayrı bir yaya kaldırımı da düzenlenmemektedir. Böylece aslında yaya ile motorlu taşıt birbirinden ayrılmamakta ancak öncelik yayaya verilecek biçimde düzenleme yapılmaktadır. Bunun için yol yüzeyinin özel malzemelerle kaplanarak trafiğin hızının azaltılması, ayrıca bazı fiziksel düzenlemelerle yol güzergahının düz biçimde değil dönemeçli hale getirilerek sürücünün hız kesmesi sağlanmaya çalışılır. Burada araçların seyir hızı önemli ölçüde düşeceği için sürücüler bu tür ortak kullanımlı (Shared Street) güzergahlara girmemeyi tercih edecek ve böylece trafik hacmi de azalacaktır. Bu tür uygulamalar özellikle kent merkezlerinde yer alan hem ticaret ağırlıklı caddelerde hem de konut ağırlıklı sokaklarda yapılmaktadır. Kırsal yerleşimlerde de uygulama örnekleri bulunmaktadır.

Kaynaklar

Grava, S. (2003), Urban Transportation Systems, McGraw-Hill,

URL1: http://ern.wikipedia.org/wiki/File:New_Road,_Birghton_-_shared_space.jpg

* Ersoy, Melih, Kentsel Planlama, Ansiklopedik Sözlük, Ninova Yayınları, Nisan 2016, İstanbul, s. 482

Screen_Shot_2017_07_07_at_5.53.46_PM.0

Sözlük’ten: Kentsel Toplumsal Hareketler

Sezai Göksu

Kentsel toplumsal hareketler, Castells’in (1977) toplumsal yapı olarak okunabilen toplum, kentsel sistem ve toplumsal örgütlenme kavramsallaştırmaları üzerine kurduğu teorik çerçevenin olanaklı kıldığı bir toplumsal örgütlenme kavramsallaştırmasıdır. Bu çerçevede egemen üretim tarzı anahtar kavramdır. Her üretim tarzı, başka bir ifadeyle toplumsal yapı, ekonomik, siyasal ve ideolojik sistemlerin bir birleşimidir. Kentsel sistem kavramsallaştırmasının ise iki temel kaynağı vardır. Bunlardan birincisi toplumsal yapıdır. Buna göre, toplumsal yapıya koşut olarak, aynı zamanda mekansal olarak kurulmuş, üretim, dolaşım ya da değişim ve tüketim bileşenleri ile birlikte ekonomik sistemin, siyasal-yasal sistemin ve ideolojik sistemin mekansal ifadeleri vardır. İkincisi ise, kent üstü ölçeklerle ilişkili olan üretim süreci ve siyasal-ideolojik süreçten ziyade, kentsel birimin sınırlarını tarif eden asıl sürecin tüketim olması itibariyle kentin son analizde emek gücünün yeniden üretimine bağlı toplu tüketim birimi olmasıdır. Bu nedenle, kentsel sistem ya da mekansal yapı kavramsallaştırması, esas olarak, toplu tüketim birimi içerisinde toplumsal yapı elemanlarının, mekansal olarak, eklemlenmesini işaret etmektedir. Toplumsal örgütlenme ile birlikte ele alındığında ise toplumsal hareket, toplumsal yapıda niteliksel olarak yeni bir etkinin üretilmesi biçiminde tanımlanmaktadır. Bu niteliksel etkinin, gerek yapılar düzeyinde egemen sistemin yapısal kanununda (mülkiyet ilişkilerindeki) bir değişime, gerekse pratikler seviyesinde güçler dengesinde (devletin siyasal-yasal aygıtında) bir değişime işaret ettiğini belirten Castells (1976), kentsel toplumsal hareketleri, “kentsel aktörler sistemi konjonktürünün ve diğer toplumsal pratiklerin eklemlenmesinden kaynaklanan pratikler sistemi” olarak tanımlamakta ve bunun gelişmesinin kentsel sistemde yapısal bir dönüşüme ya da bir bütün olarak politik sistemdeki güçler dengesinde özlü bir değişime doğru eğilimli olduğunu vurgulamaktadır.

Kent 139
Yeşerecek tek umut; İzmir Kent Hareketi

Kentsel toplumsal hareketlerin belirli bir etki tipi ile tanımlanıyor olması önemlidir. Çünkü diğer elemanlarla ilişkisinde herhangi bir değişiklik olmaksızın, kentsel sistemdeki bir elemanın değişmesi ancak bir reform, kentsel sistemin yeniden üretilmesi ise kontrol ile sonuçlanacaktır, (Pickvance, 1976). Bunlara karşılık gelen örgütlenmeler ise, sırasıyla, protesto ve katılımdır. Sınıf mücadelesinin siyasal ya da ekonomik yönlerine bağlanmamış bir örgütlenme ancak bir reform aracı olabilmektedir. O halde, Pickvance’e (1976) göre, kentsel çelişkiler siyasal ve ekonomik çelişkilerle bağlandığında ancak bir kentsel toplumsal hareket özelliği kazanacaktır. Bu da kentsel toplumsal hareketler yazınında en fazla tartışılan konulardan birisi olacaktır. Nitekim Castells (1977) politik sınıf mücadelesinin kentsel hareketin merkezi elemanı olduğunu, bu nedenle dönüşüm şansının çok yüksek olduğunu belirtmektedir. Ancak, kentsel hareketler, toplumsal düzene meydan okuyan, örneğin emekçilerin mücadeleleri gibi, kimi siyasal hareketlerin bir bileşeni olduğu derecede sosyal hareketler niteliği kazanacaktır. Bu açıdan bakıldığında, kentin şehir planlama faaliyetinin baskısı altında değil, fakat toplumsal grupların çatışma süreci altında nasıl değiştiğini anlamanın çok daha öğretici olacağı belirtilmektedir.

Kentsel çatışmaların, konut yaşam koşullarının kötüleşmesi, servislerin yokluğu ya da yükselen kiralar gibi, sıklıkla özel ve ani sorunlardan kaynaklanması giderek kapitalist kentin örgütlenme biçimlerine muhalefete ve bir dönüşüm stratejisinin geliştirilmesine doğru eğilimi arttırmıştır. Kentsel çalışmaların genişlemesi, uzun erimli hedefleri ile birlikte yüksek derecede örgütlenmesi ve sınıf kompozisyonu bunların kentsel toplumsal hareketler olarak tanımlanmasını olanaklı kılmıştır, (Lagana, Planta ve Segre, 1982). Bu tanımda kentsel terimi emeğin yeniden üretimi ile ilgili koşullarla, başka bir ifadeyle kentteki yaşam koşulları ile ilgilidir. Bu durumda kent, kapitalist üretimin genel koşullarının bir elemanıdır. 1970’li yılların bu yapısalcı analizleri, bu nedenle, toplumsal çelişkilerin, çatışmaların ve kentsel yapıların temel belirleyici olarak üretim sürecini ve onun dönüşümünü görmektedir, (Lojkine, 1976). Dahası, toplu tüketim araçları (malları) aracılığıyla emek gücünün yeniden üretim süreci, böyle bir boyut göz ardı edildiği takdirde, kısmi kalacaktır.

1980’li yıllarla birlikte kentsel hareketler deneyimi dramatik bir biçimde değişip, kadın, ekoloji, anti-nükleer ve gençlik hareketlerinin öne çıkması ile birlikte farklı tanımlamalar ve tipolojiler geliştirilmiştir. Castells (1983), kentsel hareketlerin özelliklerini, toplu tüketim, topluluk kültürü ve siyasal özyönetim alanlarında gerçekleşmesi, kendisini “kentsel” toplumsal hareket olarak tanımlaması, medyayı, meslek adamlarını ve siyasal partileri örgütsel operatörler olarak kullanması, örgütsel ve ideolojik olarak herhangi bir siyasal partiden özerk olması biçiminde tanımlamaktadır. Buna göre, tüketime devlet müdahalesi talebi anlamında, özellikle hızlı kentleşen toplumlarda, konut ve kentsel servislerin sunumuna, (mali erişim, kiralar, ulaşım ücretleri gibi) erişimine, (katılım talebi olarak) denetim ve yönetimine ve (özellikle yenileme eylemlerine karşı) savunmacı pozisyon almaya yönelik olmak üzere dört tip hareket tarif edilmektedir, (Pickvance, 1985). Eckstein da (1989) üretim ilişkilerinden kaynaklanan çatışmalar, piyasa temelli gerilimler, ırksal ve etnik çatışmalar, cinsiyet temelli direnişler, siyasal temelli muhalefet ve din olmak üzere altı tip toplumsal temelden söz etmektedir. Dolayısıyla, bir kentsel toplumsal hareket, kentsel grupların, toplu eylem aracılığıyla, kurulu kurumlar alanı dışında, ekolojik, kültürel veya siyasal alanda ortak çıkarlarını korumak veya geliştirmek için ortak bir girişimdir, (Hasson, 1997). Böylece, kentsel toplumsal hareketlerin merkezden çeperdeki mevzilere doğru nasıl yeniden kavramsallaştırılmış olduğu açıkça görülmektedir.

Mücadele 007

Küreselleşme döneminin yeni tipolojisi ise şöyle yapılacaktır; küresel kentsel hiyerarşinin tepesine doğru tırmanma çabasının maliyetleri etrafında cereyan eden hareketler, yeni ekonomik kalkınma programları bağlamında yeni kentsel kötüleşme ve marjinallik olgusu ile ilgili hareketler ve yerel refah devletin erozyonunu yansıtan hareketler, (Hammel, Thaler ve Mayer, 2005). Gerçekte, kentsel hayatın demokratikleşmesini talep eden kentsel toplumsal hareketlerin kentlilerin uygun yaşam standartlarına erişme isteğinden ayrı düşünülemeyeceği bir durumda, elbette, bu hareketlerin neden yerel ekonomik kalkınma meseleleri etrafında mobilize olduğu açıklanabilmektedir. Harvey, (1989) iktidar ilişkilerini yeniden kuran her mücadelenin, o ilişkilerin mekansal temellerini yeniden örgütleme mücadelesi olduğunu belirtmektedir. Bu açıdan, kentsel toplumsal hareketlerin, kentte ayırt edici mekansal siyasetin ajanları olarak düşünülmesi gerekir. Çünkü bir yandan mücadele noktası olarak kentsel mekan hedeflenmektedir, öte yandan siyasal hareketlilik için bir kaynak olarak kentsel mekan kullanılmaktadır.

1980’li yıllarla birlikte toplumsal ve siyasal analizde giderek artan bir biçimde geçerlilik kazanan yeni toplumsal hareketler teorisi, aktörleri algılamanın yeni yolları ile kurulu ve resmi siyasal kurumların ve geleneksel muhalefet biçimlerinin dışında kalan siyasetin hedef ve tekniklerini araştırmaya koyulmuştur, (Tonkiss, 2005). BU yeni ele alış, sınıf ve ekonomik dağılım siyasetinden kimlik siyasetine ve maddi olmayan çıkarlar ile yaşam biçimlerine kayma üzerinde odaklanmıştır. Sınıf ve eşitsizlik meselesi yerini kimlik ve cinsiyet, ırk, kültür ya da seksüalite gibi eşitsizliklere bırakırken, ekonomik adalet meselesi ise nükleer yayılma, çevresel kötüleşme, sivil haklar ve insan hakları gibi siyasetlerin gerisinde kalmıştır. Böylece, kentsel toplumsal hareketler kavramı, kentsel mekanın karakteri, özgürlüğü ve denetimi ile ilgili olarak, protesto siyasetine ve aktivizm siyasetine işaret etmeye başlamıştır.

Kentsel toplumsal hareketler, geçmişte olduğu gibi günümüzde de kapitalist (yeni-liberal) küreselleşmenin çelişkilerini siyasallaştırmaya katkı yapmaya devam etmektedir. Bunu hem, örneğin kamu mallarının özelleştirilmesini engelleyerek, somut yaşam koşullarının iyileştirilmesi amacıyla maddi düzeyde, hem de bir yandan küreselleşmenin verili ve kaçınılmaz bir süreç olduğuna ilişkin anlatının doğallığını bozarak, öte yandan gündelik hayatın değişimini temsil ederek sembolik düzeyde yapmaktadır, (Kohler ve Wissen, 2003). Kentsel toplumsal hareketler, gelecekte de, diğer toplumsal aktörlerle ittifaklar kurmaya çalışarak ya da toplumsal değişimin arzu edilemeyen tarzlarına direnmek üzere çeşitli direniş stratejileri geliştirerek yerel demokrasilerce sunulan olanaklardan yararlanacaktır.

Kaynaklar

Castells, M. (1976), “Theoretical Propositions for an Experimental Study of Urban Social Movements“, C.G. Pickvance (Ed.), Urban Sociology Critical Essays, Tavistock Publications, London, pp. 147-173

Castells, M. (1977), The Urban Question: A Marxist Approach, Edward Arnold, London.

Castells, M. (1983), The City and the Grassroots, Edward Arnold, London.

Eckstein, S. (1989), “Power and Popular Protest in Latin America“, Susan Eckstein (Ed.), Power and Popular Protest: Latin America Social Movements, University of California Press, Berkeley, pp.1-60

Hammel, P. Thaler, H.L. ve Mayer, M. (2005),”Urban Social Movements Local Thematics, Global Spaces“, Jan Lin ve Christopher Mele (eds.)The Urban Sociology Reader, Routledge, London, pp.336-345

Harvey, D. (1989), The Condition of Post-Modernity, Blacwell, Oxford

Hasson, S. (1997) “Local Cultures and Urban Protests“, Steve Pile ve Michael Keith (Eds.), Geoprahies of Resistance, Rourledge, London, pp. 236-257

KOhler B. ve Wissen, M. (2003), “Glocalization Protest: Urban Conflicts and Global Social Movements“, International Journal of Urban and Regional Research, 27, 4, pp.942-951

Lagano, G., Planta M. ve Serge, A. (1982), “Urban Social Movements and Urban Restructuring in Turizn, 1969-76“, International Journal of Urban and Regional Research, Vol:6, No:2, pp. 223-245

Lojkine, J. (1976), “Conrtibution to a Marxist Theory of Capitalist Urbanization“, C.G. Pickvance (Ed.) Urban Sociology: Critical Essays, Tavistock Publications, London, pp. 119-146

Pickvange, C. G. (1976), “On the Study of Urban Social Critical Movements“, C.G. Pickvance (Ed.), Urban Sociology Crtitical Essays, Tavistock Publications, LOndon, pp.198-218

Pickvance, C. G. (1985), “The Rise and Fall of Urban Movements and the Role of Comparative Analysis“, Enviroment and Planning D: Society and Space, Vol:3, pp. 31-53

Tonkiss, F. (2005), Space, the City and Social Theory, Polity, Cambridge

Mücadele 002

 

Sözlük’ten: Yaşam Kalitesi ve Kentsel Yeşil Alanlar*

Handa Türkoğlu, Elif Kısar Koramaz

Bireylerin yaşantısını oluşturan mevcut koşullar ve kaynaklar ile bireylerin bu koşullara yönelik beklenti ve değerlendirmelerinin karşılıklı etkileşimi sürecinde oluşan yaşam kalitesi, merkezi ve yerel yönetimlerin gündemlerinde yer almakta, akademi-özel sektör-kamu işbirlikleri çerçevesinde gerçekleştirilen araştırmalarla daha iyi yaşam koşullarının sağlanmasına yönelik politikalar belirlenmekte ve uygulamalar gerçekleştirilmektedir. 

Urban Redevelopment Project at Tainan Main Station Area by Maxthreads04

Çok boyutlu bir kavram olan yaşam kalitesi, kentsel çevreyi ve kent yaşantısını oluşturan tüm unsurlardan etkilenmekte, kentsel çevrelerde yaşam kalitesi düzeyini arazi kullanım özellikleri, mekan organizasyonları, kent yönetimi ve kentsel hizmetlerin sunumlarına ilişkin özellikle ile kent halkının bu unsurlardan yararlanma düzeyleri ve memnuniyetleri şekillendirmektedir. Kentsel çevrelerin mekansal ve işlevsel birer bileşeni olan ve başlıca alanlar ve hizmet sunumları arasında yer alan kentsel yeşil alanlar, yaşam kalitesinin ölçütlerinden biri olarak kabul edilmektedir.

Kentsel alanlarda, halkın rekreasyon gereksinimlerinin karşılanması amacıyla oluşturulmuş farklı ölçek ve niteliklerdeki park alanlarını içeren kentsel yeşil alanlar, ekolojik, fiziksel, toplumsal ve rekreasyon işlevleri ile kentsel çevrelerde yaşam kalitesinin yükseltilmesine katkı sağlamaktadır. Ekolojik boyutta, yeşil alanlar hava kalitesinin iyileştirilmesi, gürültü kirliliğinin önlenmesi, fiziksel çevre denetiminin sağlanması gibi işlevleri aracılığıyla doğal çevre kalitesini olumlu yönde etkilemektedir. Yapı ve nüfus dağılımını dengelemek, kentin gelişimini yönlendirmek ve sınırlamak, kente estetik değer katmak gibi fiziksel işlevleri ile yeşil alanlar, fiziksel çevre kalitesine katkı sağlamaktadır.

Tüm kentin kullanımına açık kamusal alanlar olma özelliğini taşıyan yeşil alanlar, sosyal etkileşimin sağlanması ve sosyal ilişkilerin geliştirilmesine yönelik olanaklarıyla toplumsal işlevlerini gerçekleştirmektedirler. Kent halkının ayrım gözetmeksizin ve ekonomik kısıtlara bağlı olmaksızın kullanımına açık olan yeşil alanlar, kullanıcıların yakın çevreleriyle ilişki kurmasını ve kent halkının aidiyet ve sahiplenme duygularının gelişmesini sağlamaktadır. Yeşil alanların toplumsal işlevleri, yaşam kalitesinin yükselltilmesi ve sürdürülebilirliğinde önem taşıyan aidiyet, sahiplenme duygularının oluşturulması, sosyal bütünleşmenin sağlanması ve sosyal ağların geliştirilmesinde etkili olmaktadır. 

Yeşil alanların fiziksel ve ruhsal sağlıkla ilişkili işlevleri ise toplumsal sağlık boyutunda fayda sağlayarak yaşam kalitesine katkı sağlamaktadır. Ruhsal sağlık alanında, özellikle yeşil alanların psikolojik işlevleri etkili olmakta, açık ve doğal alanlarda bulunmak, doğayla temas etmek, stres ve duygu bozukluklarını olumlu yönde etkilemektedir.

Fiziksel sağlık alanında ise yeşil alanların rekreasyon işlevleri ve sundukları fiziksel aktivite olanakları ön plana çıkmaktadır. Özellikle konut çevresinde fiziksel aktivite açısından uygun koşulların sağlanması, fiziksel aktiviteyi engelleyici sosyal ve ekonomik kısıtların giderilerek fiziksel aktivite alışkanlığının yaygınlaştırılması, toplumsal sağlık düzeyinin yükseltilmesi açısından önem taşımaktadır. Yeşil alanlarda fiziksel aktivite yapmak, bireylerin kişisel sağlıklarından memnuniyet düzeylerini yükselterek yaşam kalitesinde etkili olmaktadır. Diğer yandan fiziksel aktivite alışkanlığının yaygınlaştırılarak fiziksel aktivite düzeyinin arttırılması fizyolojik sağlık sorunların engellenmesi açısından önem taşımaktadır. Özellikle konut çevresinin mekansal ve sosyal özelliklerinin fiziksel aktivite açısından uyumlu olması yaşam kalitesinin yükseltilmesinde etkili olmaktadır. Bu noktada, konut çevresinde yer alan yeşil alanların, çevresindeki sokakları ve yaya yollarını de içerecek şekilde bir bütünlük içerisinde ele alınarak yürüyüş ve koşu aktivitesi başta olmak üzere diğer fiziksel aktivite türlerine yönelik düzenlenmesi önem taşımaktadır. Diğer yandan, bireylerin yaşadıkları çevredeki komşularından ve ailelerinden aldıkları sosyal destek fiziksel aktivite konusundaki istekliliklerini ve özgüvenlerini olumlu yönde etkilemektedir. Bu unsurların gerçekleştirilecek sosyal programlarla da yaygınlaştırılması söz konusudur.

Yeşil alanların tanımlanan bu işlevleri, hem kaliteli yaşam alanlarının ve sağlıklı sosyal çevrelerin oluşmasında etkili olmakta, hem de bireylerce yaşanılan çevrenin mekansal ve sosyal özelliklerinin daha olumlu algılanmasında rol oynamaktadır. Dolayısıyla kentsel çevrelerde gerek yeşil alanların varlığının ve bulunduğu çevreyle bütünleşme düzeyinin, gerekse de rekreasyon amaçlar doğrultusunda kullanımları aracılığıyla sağladıkları toplumsal faydalarının ve sağlık alanındaki faydalarının yaşam kalitesinin yükseltilmesi açısından katkı sağladığı görülmektedir.

image (1)
“Yeşil teknoloji” ile boyayıp sorunu çözebilirsiniz…

Kamu hizmetleri arasında yer alan kentsel yeşil alanların oluşturulmasında her ne kadar eşitlik ilkesi temel teşkil etse de, kent genelinde yeşil alan varlığı ve kent halkının yeşil alanlardan yararlanma biçimleri ve düzeyleri eşit olmamaktadır. Yeşil alan özellikleri ve sağladıkları faydalarla ilişkili olarak yaşam kalitesi düzeyi, farklı niteliklerdeki konut alanlarında yaşayan sosyo-ekonomik gruplar açısından farklılık göstermektedir. Yeşil alanların yaşam kalitesinin yükseltilmesine yönelik katkıları, özellikle düşük gelir grubundakilerin yaşadığı kentin çeperlerinde yer alan düzensiz gelişmiş konut alanları açısından önem taşımaktadır. Özellikle toplumsal ve mekansal bütünleşme açısından dezavantajlı grupların yaşadığı konut alanlarında, kentsel yeşil alanların niteliklerinin ve niceliklerinin geliştirilmesi ve yeşil alan kullanım alışkanlığının yaygınlaştırılması yönünde yapılacak düzenlemeler, yaşam kalitesinin yükseltilmesi açısından bir fırsat oluşturmaktadır.


* Kentsel Planlama Ansiklopedik Sözlük, Melih Ersoy, Ninova Yayıncılık, İkinci Basım, Nisan 2016, s. 474-475

 

 

 

 

 

 

Kentsel Planlama – Ansiklopedik Sözlük

Kentsel Planlama Ansiklopedik Sözlük; Türkiye’de, kentsel planlama alanında hazırlanan ilk ansiklopedik sözlük kitabı. Melih Ersoy tarafından derlenen ve Ninova Yayıncılık tarafından yayınlanan kitapta bir çok yazarın katkısı var. Birinci basımı Eylül 2012’de, ikinci basımı Nisan 2016’da yapılan kitabın grafik tasarımı Sema Bıyıklıoğlu, sayfa dizimi Sinem Metin, düzeltmeleri de Belgin Gümrü tarafından gerçekleştirilmiş.

Kitap tanıtımından:

  • Yarım yüzyılı aşan bir süredir kent planlaması eğitimi verilen Türkiye’de, kentsel planlama Ansiklopedik Sözlük kitabı, ülkemizdeki tüm planlama bölümlerinden 92 akademisyen ve uzmanın katılımı ile gerçekleştirilen ve son derece geniş bir ilgi alanına sahip olan mekânsal planlama konusunda yapılmış kapsamlı bir çalışmanın ürünüdür.
  • Bu çalışma ile kentsel planlama alanında yayımlanmış sözlük çalışmalarının bir adım ötesine geçilerek, kapsam bakımından, ansiklopedi ile sözlük arasında kalan bir alanın doldurulması hedeflenmiştir.
  • Kentsel Planlama Ansiklopedik Sözlük kitabında, planlamada analiz teknikleri, bölge planlama, çevre ve yaşam kalitesi, ekoloji ve planlama, ifade teknikleri, imar hukuku, kent ekonomisi, sosyolojisi, tarihi, kent, kentleşme, kentsel koruma, kentsel standartlar, kentsel politika, kentsel riskler, kentsel tasarım, kentsel yenileme ve dönüşüm, sanayi, konut, kıyı, turizm planlaması, ulaşım ve lojistik hizmetler v.b. konu başlıkları 250 madde halinde okurların incelemesine sunulmaktadır.

Kentsel Planlama Ansiklopedik Sözlük Yazarları

A. Burak Büyükcivelek / A. Erdem Erbaş / Adnan Barlas / Ali Türel / Aliye Ahu Akgün / Arzu Taylan / Asım Mustafa Ayten / Ayda Eraydın / Ayşe Buket Önem / Ayşe Nur Ökten / Ayşe Sema Kubat / Ayşegül Mengi / Ayşen Savaş /Azime Tezer / Bahar Gedikli / Baykan Günay / Belma Babacan Tekinbaş / Bilge Armatlı Köroğlu / Bilge Çakır / Bilge Serin / Burak Beyhan / Cânâ Bilsel / Ceren Gamze Yaşar / Cüneyt Elker / Çetin Göksu / Çiğdem Çiftçi / Çiğdem Göksel / Çiğdem Varol / Dilşen Onsekiz / Ebru Kamacı / Ela Ataç / Ela Babalık Sutcliffe /Elif Kısar Koramaz / Emine Yetişkul Şenbil / Emre Madran / Engin E. Eyuboğlu /Erkan Polat / Ezgi Orhan / Fadim Yavuz / Fatih Terzi / Ferhan Gezici Korten /Feridun Duyguluer / Filiz Bektaş Balçık / Güldem Özatağan / Güliz Bilgin Altınöz /Güliz Salihoğlu / Handan Türkoğlu / Hatice Ayataç / İclal Dinçer / İpek Özbek Sönmez / İsmet Kılınçaslan / Kevser Kantar Üstündağ / Koray Özcan / Mehmet C. Marın / Mehmet Doruk Özügül / Mehmet Ocakcı / Melih Ersoy / Mesut Ayan /Metin Şenbil / Murat Balamir / Müge Akkar Ercan / N. Tunga Köroğlu / Nihal Şenlier / Nihan Özdemir Sönmez / Nil Uzun / Nilgün Ergun / Nilgün GörerTamer / Olgu Çalışkan / Orhan Kuntay / Osman Balaban / Özgül Acar Özler / Reyhan Yıldız / Ruşen Keleş / Seda Kundak / Senay Oğuztimur / Serap Kayasü / Sezai Göksu / Songül Öztürk / Tansı Şenyapılı / Tanyel Özelçi Eceral /Tayfun Salihoğlu / Töre Seçilmişler / Tuba İnal Çekiç / Tuna Taşan-Kok / Tuncer Kocaman / Turgay Kerem Koramaz / Tülay Kılınçaslan / Yelda Aydın Türk / Yiğit Evren / Zekiye Yenen / Zeynep Günay / Zeynep Merey Enlil.

KONULARA GÖRE MADDELER

ANALİZ TEKNİKLERİ

Çevresel Algılama / Çizim ve İfade Teknikleri / Görsel Analiz Teknikleri / GZFT Analizi / İkinci Konut / Kent Planlama ve CBS / Kent Planlamasında İfade Teknikleri / Uzaktan Algılama / Üç Boyutlu Çizim ve İfade Teknikleri

BÖLGE PLANLAMA

Avrupa Birliğinde Bölgesel Gelişme Politika ve Araçları / Bölge Planlama / Bölgesel Eşitsizlikler / Bölgesel Gelişme Paradigmaları / Bölgesel Kalkınma Kuramları / Bölgesel Kalkınmanın Sosyal Boyutu ve Sosyal Sermaye / Bölgesel Politika / Bölgesel Sürdürülebilir Kalkınma / Bölgesel Yenilik Sistemleri / Bölgeselleşme / Büyüme Kutupları / Dirençli Bölgeler / İleri Sanayi Bölgeleri / Kent Bölge / Öğrenen Bölge / Sıcak Nokta / Teknoloji Bölgeleri / Üretim ve Bilgi Ağları / Yaratıcı Kapasite

ÇEVRE VE YAŞAM KALİTESİ

Alan Yönetimi / Çevre Mevzuatında Tanımlar / Çevre ve İl Çevre Düzeni Planı / Çevre-merkezcilik / Çevresel Etki Değerlendirmesi ve Stratejik Çevresel Değerlendirme / Çevresel Planlamada Katılımcı Yaklaşımlar / Dışsallık / Entegre Havza Yönetimi / Güneş-Kent / İçme Suyu Koruma Havzası / İklim Değişikliği, Küresel Isınma ve Kentler / İnsan-merkezcilik / Kamu Yararı ve Üstün Kamu Yararı / Kent ve Sağlık / Kent ve Çevre Sorunları / Kentsel Yaşam Kalitesi Araştırmaları / Kentsel Yaşam Kalitesi ve Göstergeleri / Kentsel Yoksulluk / Planlama ve Su Tüketimi İlişkisi / Ramsar Sözleşmesi / Sulak Alanların Planlanması Korunması / Sürdürülebilir Kentsel Gelişme / Yaban Hayatı Koruma- Geliştirme Alanı / Yaşam Kalitesi ve Kentsel Yeşil alanlar / Yaşanabilirlik Ölçütleri / Yerel Enerji Planlaması / Yeşil Yerleşim Değerlendirme Sistemleri

EKOLOJİ VE PLANLAMA

Çevre-Merkezcilik / Eko Turizm / Ekokent / Ekolojik Planlama / Güneş-Kent / İçme Suyu Koruma Havzası / Kentsel Dirençlilik-Dayanıklılık / Sulak Alanların Planlanması Korunması / Sürdürülebilir Kentsel Gelişme / Yaban Hayatı Koruma-Geliştirme Alanı / Yeşil Yerleşim Değerlendirme Sistemleri

İFADE TEKNİKLERİ

Çizim ve İfade Teknikleri / Kent Planlamasında İfade Teknikleri / Üç Boyutlu Çizim ve İfade Teknikleri / GZFT Analizi

İMAR HUKUKU VE MEVZUATI

Çevre Etiği / Düzenleme Ortaklık Payı / Düzenleme / Parselasyon İşlemi / Islah İmar Planı / İmar Hakkı Aktarımı / İmar Mevzuatında Tanımlar / İmar Planı Değişikliği / Kamu Yararı ve Üstün Kamu Yararı / Köy Yerleşme Planları / Mücavir Alan / Nazım İmar Planı / Parsel Ayırma ve Birleştirme İşlemleri / Planlamada Kademeli Birliktelik İlkesi ve Türkiye’de Plan Kademeleri / Uygulama İmar Planı

KENT EKONOMİSİ

Arazi Rantı / Arazi Spekülasyonu / Büyüme Kutupları / Dışsallık / Ekonomik Mekan ve İlişkisel Yaklaşım / İlksel Kent / Kent Ekonomisi / Kümelenme Ekonomileri / Sıra Büyüklük Kuralı / Yer Seçim Kuramı / Yerleşim Katsayısı

KENT SOSYOLOJİSİ

Dışlanma / Gecekondu ve Evrimi / İç Göçler / Kent Mekanında Toplumsal Ayrışma / Kent Sosyolojisi / Kent Sosyolojisi Kuramları / Kentsel Bütünleşme / Kentsel Dirençlilik- Dayanıklılık / Kentsel Kimlik / Kentsel Yoksulluk / Küreselleşme ve Mekan / Merkezi Yer kuramı / Modern Kent ve Toplumsal Yapı / Ortak Merkezli Çemberler Kuramı / Postmodern Kent ve Toplumsal Yapı / Seçkinleştirme / Sosyal Tabakalaşma / Sürdürülebilir Topluluklar / Şikago Okulu / Yoğun Kentsel Yoksulluk

KENT TARİHİ

Anadolu Öncesi Türk Kenti ya da Orta Asya Türk Kenti / Anadolu-Osmanlı Kenti / Anadolu-Selçuklu Kenti / Atina Bildirgesi / Bahçe Kent / Bauhaus / CIAM-Uluslararası Modern Mİmarlık Toplantıları / Güzel Kent Hareketi / Izgara Kent Tasarımı / İran Türk-İslam Kenti (Büyük Selçuklu Kenti) / Kamusal Mekan / Sanayi Kenti / Yeni Kentler / Yeşil Kuşak

KENT VE KENTLEŞME – KAVRAMLAR

Akıllı Kent / Ekümenopolis / Gecekondu ve Evrimi / Kavramsal Bir Sistem Olarak Planlama / Kent / Kent Bölge / Kentbilim / Kentleşme / Kentlileşme / Kentsel Saçaklanma / Kentsel Yaşam / Kentsel-Kırsal Bütünleşme / Küresel Kent / Dünya Kenti / Küreselleşme / Megalopolis / Metropoliten Alan,Metropoliten Kent / Meydan-Kent Meydanı / Nüfus Projeksiyonları / Sürdürülebilir Kent Modeli / Ters Kentleşme / Türkiye’de Kentleşme / Yaratıcı Kent / Yavaş Şehir / Yörekent ve Yörekentleşme

KENTSEL İŞLEVLERİN YER SEÇİMİ VE KENTSEL STANDARTLAR

Kamusal Hizmet Tesislerinin Yer Seçimi / Kentsel Sosyal Donatıların Yer Seçimi / Konut Alanları Planlamasında Tasarım Ölçütleri / Konut Alanlarında Yer Seçim Etmenleri / Lojistik Etkinliklerin Yer Seçimi / Sağlık Kurumları için Planlama Standartları / Sanayi Alanlarında Planlama Standartları / Ticaret Alanları ve Merkezleri için standartlar / Ticari Etkinliklerin Yer Seçimi / Yeşil Alanlar ve Spor Alanları için Planlama Standartları

KENTSEL KORUMA

Alan Yönetimi / Dünya Miras Listesi / Kentsel Koruma Kavramı ve Geçirdiği Evrim Süreci / Kentsel Koruma Kavramı ve Politikaları / Kentsel Koruma Kurumunun Ülkemizdeki Yapılanması / Kıyı Mevzuatının Ülkemizdeki Gelişimi / Kültür Mevzuatında Tanımlar/ Kültürel Miras ve Koruma Anlayışının Tarihsel Gelişimi / Kültürel Mirası Koruma Mevzuatının Ülkemizdeki Tarihsel Gelişimi / Kültürel Mirasın Korunmasına İlişkin Uluslararası Belgeler ve Sözleşmeler / Kültürel Mirasın Korunmasına İlişkin Uluslararası Kurumlar / Sürdürülebilir Kentsel Koruma / Tarihi Çevre ve Kültürel Miras

KENTSEL PEYZAJ VE REKREASYON

Kentsel Peyzaj, Rekreasyon ve Açık Alanlar / Kentsel Planlamada Peyzaj ve Peyzaj Mimarlığı / Rekreasyon Alanları

KENTSEL PLANLAMA KURAMLARI

Adım Adım (Aşamalı) Planlama / Bilim Felsefesi Bakış Açısından Planlama / GZFT Analizi / İletişimsel Akılcılık / Kapsamlı Akılcı Planlama Kuramı / Kavramsal Bir Sistem Olarak Planlama / Planlamada Üçüncü Yol: Etzioni ve Karma Yaklaşım / Savunmacı Planlama Kuramı / Stratejik Mekansal Planlama

KENTSEL POLİTİKA

Çok Aktörlü Yönetişim / İletişimsel Akılcılık / Kamusal Mekan / Kentleşme Politikaları / Kentsel Politika ve Siyaset İlişkisi / Kentsel Politikalar ve Analitik Çerçeve / Kentsel Toplumsal Hareketler / Özel Alan Yönetimi ve Yönetim Planı / Planlamada Kurumsallaşma ve Kurumsalcı Planlama / Toplu Tüketim Malları / Yeni-Liberal Kentleşme Kavramı ve Politikaları

KENTSEL RİSKLER VE SAKINIM PLANLAMASI

Afetlere İlişkin Planlama Etkinlikleri ve Sakınım Planlaması / Kentsel Afetler ve Risk Paylaşımı / Kentsel Dirençlilik / Kentsel Risk Analizi / Risk ve Sigorta / Sigorta Teknolojisi / Uluslararası Afetler Politikası ve Kent Planlaması / Zorunlu Deprem Sigortası ve DASK

KENTSEL TASARIM VE FİZİKSEL PLANLAMA

Atina Bildirgesi / Bahçe Kent / Bauhaus / CIAM (Congres Internationaux d’Architecture Moderne) / Doğrusal Kent / Izgara Kent Tasarımı / İkinci Konut / Kent Dokusu / Kent İmgesi / Kent Kapısı / Kentsel Derişiklik / Kentsel Omurga / Kent Omurgası / Kentsel Peyzaj, Rekreasyon ve Açık Alanlar / Kentsel Saçaklanma / Kentsel Tasarım / Komşuluk Birimi / Mekan Dizimi / Merkezi İş Aları (MİA) / Radburn Yerleşimi Planı / Sanayi Kenti / Tasarım Denetimi / Tasarım Kodu / Yeni Kentler / Yeni Şehircilik Akımı / Yeşil Kuşak

KENTSEL YENİLEME ve DÖNÜŞÜM

Emlağa Dayalı Kentsel Yenileme / Kent Merkezi ve Çevresinde İşlevsel Farklılaşma / Kentsel Dönüşüm / Sürdürülebilir Kentsel Yenileme

KIYI VE PLANLAMA

Bütünleşik Kıyı alanları Yönetimi ve Tarihsel Gelişimi / Kıyı ile İlgili Tanım ve Terimler / Kıyı Mevzuatında Tanımlar / Türkiye’de Sit Alanlarına İlişkin Uygulamalar

KONUT VE PLANLAMA

Emlağa Dayalı Kentsel Gelişme / Kapalı Site / Konut Arzı / Konut Finansmanı / Konut Gereksinimi ve Konut Talebi / Konut Politikası

SANAYİ VE TEKNOLOJİ ALANLARI

Sanayi Odakları / Sanayide Tedarik Zincirleri ve Firmalar Arası İilişkiler / Teknoparklar / Teknoparkların Gelişim Süreci

TOPLUMSAL CİNSİYET VE PLANLAMA

Cinsiyet Eşitlikçi Planlama / Çevre-Merkezcilik / Kentler ve Toplumsal Cinsiyet

TURİZM PLANLAMASI

Agro Turizm / Eko Turizm / Ekokent / Golf Alanı / Özel Çevre Koruma Alanı / Bölgesi / Sağlık ve Termal Turizmi / Sürdürülebilir Turizm ve Planlaması / Turizm Alanı, Turizm Bölgesi, Turizm Merkezi / Turizm Mevzuatında Tanımlar / Turizm Planlaması

806x517-paylaşım-1-e1487927533887

ULAŞIM PLANLAMASI VE LOJİSTİK HİZMETLER

Ara-Toplu Taşım / Bisiklet Ulaşımı / Erişebilirlik / Havalimanları / Kentsel Lojistik / Kentsel Ulaşım / Kentsel Ulaşımda Park et- Bin Uygulaması / Liman / Liman Alanları Planlaması / Liman Geri Bölgesi -Hinterlant / Lojistik / Lojistik Merkez / Organik Ulaşım / Otopark / Sürdürülebilir Ulaşım ve Politikası / Terminal / Toplu Taşıma / Trafik Sakinleştirme / Trafik Yönetimi / Ulaşım Ana Planı / Ulaşım Politikalarında Çağdaş Yaklaşımlar / Ulaşımın Toplumsal Boyutu / Yaya ve Bisiklet Öncelikli Ulaşım.