Metin Şenbil
Bir şehirde, tamamı ile sürdürülebilir ulaşım türleri olan yaya ya da bisiklete dayalı olarak ulaşım ihtiyacının görülebilmesi için bu ulaşım türlerini destekleyen çevrenin de desteklenmesi esastır. Saelens ve arkadaşlarınca yapılan bir araştırmaya göre, yaya ya da bisikleti destekleyen arazi kullanımlarında nüfus yoğunluğu yüksek erişilebilir ve arazi kullanımı ise çeşitlidir (Saelens vd., 2003). Yaya ve bisiklet ulaşımı motorsuz ulaşım altında incelenmektedir. Motorsuz ulaşımın fiziksel altyapısı, yaya yolları, kaldırımlar, yaya geçitleri, patikalar, yaya alanları, bisiklet yolları ve karayollarının kenarlarıdır. Her ne kadar bu altyapı motorsuz ulaşımın olmazsa olmaz koşullarını oluştursa da yeterli değildir. Bu altyapının (oturma grupları, çöp kutuları, gölgelikler, kapalı alanlar, kafeler gibi) mobilya ve faaliyetlerce desteklenmesi gerekmektedir. Her ne kadar altyapısı ve bunu tamamlayan mobilyaları ve faaliyetleri tam da olsa, Pucher (1997) motorsuz ulaşımı destekleyen kamu politikalarının olmaması durumunda hedeflerin gerçekleşmeyeceğini; bu tür politikaların uygulandığı Hollanda, Almanya, Danimarka gibi ülkelerde bisiklet yollarının motorlu araç trafiğinden ayrıştırılarak kimi noktalarda da motorsuz ulaşıma öncelik tanındığını bildirmektedir. Bu durumda yaya ve bisiklet öncelikli ulaşımın gerçekleşebilmesi için üçlü bir paketin olması gerekmektedir: 1) Altyapı, 2) Altyapıyı destekleyen mobilya, 3) Destekleyici kamu politikaları.
Yayalar
Son 50 yılda motorlu araç sayısının ve buna bağlı motorlu araç trafiğinin artması sonucu sokaklarda bulunan yayalarda ve yayaların sokakları kullanım zamanlarında ciddi değişim olmuştur. Her ne kadar yayalar, değişik biçimlerde insan hareketliliğine dayanmakta ise de yaya erişimi ile ifa edilen aktiviteler birbirinden ciddi biçimde ayrışmaktadır. BU açıdan değerlendirince yayaların tasnifi de değişmektedir: Oturan ya da ayakta duran yayalar, gruplar halinde oyun oynayan yayalar, farklı aktivitelere erişim amacı ile yürüyüş yapan yayalar, rekreatif yürüyüş (koşu) yapan yayalar, yardım alan yayalar (engellilerin kullandıkları motorlu araçlar dahil), acil duruma müdahale eden yayalar ve araçları. Bu yayalar tiplerine göre kişi ya da gruplar halinde olabilmektedir. Kimi yayalar evcil hayvanlara nezaret eden yayalar da olabilir. Yayalar çocuk, genç, yetişkin, yaşlı, çok yaşlı olarak da tasnif edilebilir; aynı şekilde yardıma ihtiyaç duyan ve yardıma ihtiyaç duymayan yayalara da rastlanabilir.
Bisikletliler
Bisikletliler yayaların bir alt kümesini oluşturmaktadır. Bisiklet tek (bazı durumlarda da iki) kişi tarafından sürülebilen iki (ya da üç) tekerlekli insan enerjisine dayanan ya da insan enerjisine ek itme gücü sağlayan bir elektrik motoruna sahip ulaşım aracıdır (bazı durumlarda bisikletlere destekleyici tekerlekler de mevcuttur). Bisiklet kimi zamanlar sportif ya da rekreasyon amaçlı bir araç iken kimi zamanlarda oyun amacı ile kullanılan bir araçtır; bisikletin bu kullanımları, esas işlevi olan ulaşım türü olmasını değişik şekillerde desteklemektedir. Bisiklet kullanıcıları yayaların arz ettiği çeşitliliğe sahip değildir; Çocuk bisikletliler, yetişkin bisikletliler, yaşlı bisikletliler. Buna karşın bisiklet çeşitleri ile bu çeşitlilik de artmaktadır: üç tekerlekli bisiklet, sabit yük sepeti olan üç tekerlekli bisikletliler, yük sepetli bisikletler, çocuk oturma koltuğu olan bisikletler, (yük, çocuk ya da evcil hayvan taşımak amaçlı) bağımsız eklentili bisiklet, vd.
Yaya ve Bisiklet Önceliği İçin Temel İlkeler
Sürdürülebilir ulaşımın temel ulaşım türleri olan yaya ve bisiklet önceliğinin gerçekleşebilmesi için temel ilkelerin başında güvenliğin tesis edilmesi gelmektedir. Güvenliğin, iki boyutu mevcuttur. Birincisi trafik güvenliği ile ilgilidir. Trafiğin çeşitlerine göre yaya ve bisikletin motorlu araç trafiğinden ayrılması esastır. Bir kentte bisiklet ile ulaşımın merkezi konum elde etmesi isteniyorsa bölgeler arası ana yollarında trafikten kesin olarak ayrılmış güvenli ulaşım güzergahlarının inşa edilmesi esastır. Bununla beraber, yaya ve bisiklet kullanımında olan yol yüzeylerinin kalitesinin bu ulaşıma uygun olarak tasarlanması gerekmektedir. Bunlar olmadan bisiklet kullanımını yükseltmek imkansızdır. Güvenliğin ikinci boyutu ise küçük suçların engellenmesidir. Yaya ve bisiklet güzergahlarının kontrol edilebilirliğini artırarak, bu güzergahlarda küçük suçların imkan bulabileceği gözden ırak, kör alanların yok edilmesi esastır. Bu amaçla binaların konuşlanmaları ile yaya ve bisiklet yollarının ilişkisinin, fark edilebilirliğinin, görünebilirliğinin arttırılması gerekmektedir. Bisikletlerin güvenli bir şekilde park edilmelerine imkan sağlayan altyapının kurgulanması da küçük suçlardan bisikleti korumaya yöneliktir.
Yaya ve bisiklet ulaşımının öncelikli kılınabilmesi için toplu taşım ile tam entegrasyonun sağlanması gerekmektedir. BU toplu taşım araçlarına erişimde kesintisiz yaya yollarının olması, bu yolların (canlı, cansız) değişik mobilyalarla desteklenmesi, istasyon noktalarında ise (korunaklı) bisiklet park yerlerinin olması; bisiklet ve yaya erişim güzergahlarının aynı altyapıyı kullandığı vakitlerde, yol hakkının tanımlanması gerekmektedir.
Ayrıca, yaya ve bisiklet önceliğinin kentin değişik bölgelerinde farklı olması da gerekmektedir. Kentin merkezinde yaya yoğunluğunun yüksekliğinden dolayı olabildiğince yayanın hakim olacağı alanlar desteklenmelidir. Yayaların yoğun olduğu bu alanlarda, bisiklet ile yayanın karışık olmasında bir sakınca yoktur. Zira her ikisinin de hızı önemli ölçüde azalmıştır. Diğer tarafta, konut bölgelerinde ise bisiklet yollarının karayolu üzerinde motorlu taşıtlar ile birlikte olmasında sakınca yoktur. Bunun için yeter koşul motorlu araçların ayrı otoparklarının olup olmadığıdır. Ayrı otoparkların olması durumunda, yol kenarlarının bisiklet yolu olarak kullanımı kolay olur; eğer yol kenarları otopark olarak kullanılıyorsa bu durum bisiklet kullanımın da kolaylaştıracaktır. Burada esas bisiklet yollarının tanımlanmış ve bisiklet ulaşımına uygun hale getirilmesi gerekmektedir.
Bölgesel ulaşımda bisikletin desteklenmesi durumunda da bisiklet yolları ile motorlu araç trafiğinin kesin olarak ayrılması, kavşak noktalarında da bisikletin (trafiğe karışması durumunda) güzergahlarının işaretlenmesinin yapılması gerekmektedir. Yaya ve bisiklet ulaşımı için altyapının yeterli olup olmadığını değerlendiren, bu ulaşım türlerinin öncelik derecelerini arttırıcı ulaşım talep yönetimi programları gelişmiş ülkelerde sıkça uygulanmaktadır.
Bunun için gerekli operasyonel bir kavram hizmet kalite seviyesidir (İng: Level of Service, LOS). Yaya ve bisiklet güzergahları hizmet kalitesi için önem arz eden temel değişkenler arasında, bu ulaşım türleri için temel altyapının varlığı, diğer trafik ile çatışma noktaları, diğer trafik ile olan hız farklılıkları, motorlu araç trafiği hizmet kalite seviyesi, çok modlu ulaşım olanakları gelmektedir (Dixon, 1996). Yayalar için temel altyapı olanakları arasında, yaya kaldırımının genişliği, sürekliliği yanında değişik nüfus grupları içim tasarımı önem kazanmaktadır. Bisikletliler için ise yol kenarı bisiklet yolunun mevcudiyeti ve bu yolun genişliği önemlidir. Yaya ve bisiklet önceliğinin tesis edilebilmesi için diğer motorlu trafik ile olan çatışma noktalarının en aza indirilmesi, olduğu kadarı ile, motorlu trafiğin yaya ve bisikletliler lehine yeniden düzenlenmesi gerekmektedir. Ayrıca, yayalar ile motorlu trafik arasında makul mesafenin olması, dinlenme oturaklarının aralıklarla sağlanmış olması, ışıklandırma ve gölgelendirmenin mevcudiyeti yaya ulaşımını teşvik eder; diğer yandan, bisikletliler için motorlu trafik ile olan hız farklılığının az olması bisikletin alternatif olabilmesini destekler.
Kaynaklar
Dixon, L. (1996) “Biycle and Pedestrian Level of Service Performance Measures and Standarts for Congestişon Management System“,Transportation Research Record, c.1538, 22. 1-9
Pucher, J. (1997) “Bicyling Boom in Germany. A Revival Engineered by Public Policy“, Tranportation Quarlerly, C.51, ss.31-46
Salens, B. E. Sallis, J. F. Lawrance, D.F. (2003) “Environmental Correlates of Walking and Cycling: Findings from the Transportation, Urban Design, and Planning Literatures“, Annals of Behavioral Medicine, c. 25, 22. 80-91
* Derleyen: Melih Ersoy (2016) Kentsel Planlama, Ansiklopedik Sözlük, Ninova Yayıncılık, İstanbul, s.480-482