Kısa kısa…

Ali Rıza Avcan

Bu kez de yakın zamanda tanık olduğum, duyup doğruladığım; ancak, ayrı bir yazı konusu olarak dile getirmediğim gizli kalmış bazı İzmir gerçeklerini yazmak, bir anlamda tarihe not düşmek istediğim yeni gelişmeleri, İzmir yerel basınının dile getirmekten kaçındığı olayları sizlere anlatıp bunlarla ilgili görüşlerimi kısa kısa belirtmek istiyorum…

Prof. Dr. Ayfer Kocabaş başkanlığındaki Yeni Kuşak Köy Enstitüleri Derneği‘nin, kendilerine tahsis edilen Kemeraltı Tan mahallesi 838 sokaktaki anı evinin hemen yanındaki 100. Yıl Kurtuluş Savaşı Anı Evi‘nin İzmir Büyükşehir ve Konak belediyeleri tarafından fiili bir şekilde kapatılmış olmasına tek bir ses çıkarmazken ya da bu konuda tek bir çözüm önermezken; Kapitalizmin neoliberal döneminde daha fazla katılım bahanesiyle belediyelerin özelleştirilmesini sağlayan kent konseyleri, daha doğru bir adlandırmayla İzmir Kent Konseyi ile birlikte, sanki kent konseyleri köy enstitülerinin bir devamı ya da sonucuymuş gibi anlam çıkarmaya müsait “Köy Enstitülerinden, Kent Konseylerine” başlıklı bir toplantı düzenleyerek herkesi “yurttaş” yapan Cumhuriyet Dönemi’nin “halkçı” zihniyeti yerine büyük bir aldatmacaya dayalı kent konseylerinin neoliberal “yönetişim” zihniyetine dayalı varlık nedeni ile konuşmacılarının da örneklediği gibi parti fidanlığına dönüşen halini değerlendirip eleştirme fırsatını kaçırdığını düşünüyorum. (1)

İzmir merkezli Epig Mimarlık‘ın sahibi Semiha Güneş… Kendisi, İzmir‘deki neredeyse tüm gökdelenlerin ya da Foça Ekokent, Neva Yalı ya da yıkımına TMMOB Mimarlar Odası İzmir Şubesi ile birlikte karşı çıktığımız Karşıyaka Atatürk, Annesi ve Kadın Hakları Anıtı‘nın yerine yapılan anıt gibi “kent suçu” kategorisine giren uygulamaların mimarı… O nedenle “gökdelenci bayan” ismiyle de anılıyor… Bu çerçevede belediyelerle, belediyelerdeki kadrolarla ve imar komisyonu üyeleriyle arasının iyi olduğu, bütün işlerinin yolunda gittiği söyleniyor… O nedenle sermayenin emrindeki gazete, ajans ve kuruluşlar tarafından kendisine “Yeni İzmir’i şekillendiren mimar“, “Kent katkısı” gibi unvanlarla övgü ve ödüllere boğuluyor…

Ben kendisinden, Nilüfer Çınarlı Mutlu‘nun TMMOB Mimarlar Odası İzmir Şubesi sekreteri olduğu dönemde, karşı listeyi destekleyen bir mimar olarak haberdar olmuştum… Mimarlar Odası İzmir Şubesi seçimlerinin yaklaştığı dönemde, gazeteci dostum Süleyman Gençel‘in yönetimindeki A3Haber internet gazetesinde kendisi ile ilgili yazının yayından kaldırılması için teklif ettiği 10 bin liranın Süleyman Gençel tarafından reddedilip bunun ayrı bir yazı ile kamuoyuna aktarılması üzerine kendisini daha iyi tanıma fırsatına kavuşmuştum… Ayrıca geçtiğimiz yılın Aralık ayı sonunda yılbaşı kutlaması çerçevesinde Mimarlar Odası İzmir Şubesi tarafından düzenlenen bir toplantıda elini sıkıp tanışma fırsatını da bulmuştum…

Semiha Güneş‘in, Alaattin Yüksel ile İlknur Denizli‘nin kurucusu olduğu İZSİAD, İzmir Sanayici ve İş insanları Derneği‘nin üyesi olup halen devam etmekte olan yönetim kurulu üyeliği dışında 2 dönem başkan yardımcılığı görevini yaptığı, 24 Ocak 2024 tarihinde BASİFED, Batı Anadolu Sanayici ve İş İnsanları Dernekleri Federasyonu başkanlığına seçilmesi sonrasında yaptığı yeni hamlelerle toplum içindeki önem, itibar ve ağırlığının arttığı görülmektedir.

Semiha Güneş’in, göreve gelişi ile birlikte CHP‘li kadın belediye başkanları üzerinden kadın istihdamı ve girişimciliği gibi konuları ön plana çıkararak işbirliği yapmaya özen gösterdiği gözlenmektedir. Örneğin Konak Belediye Başkanı Nilüfer Çınarlı Mutlu ile birlikte belediyenin Türkan Saylan Kültür Merkezi‘ndeki istihdam ofisinin açılışını yapması, yine aynı belediye başkanı 21 Kasım 2024 tarihinde TMMOB İzmir İKK ile birlikte İzmir Elektrik Fabrikası önünde yapılan basın açıklamasında İzmir Elektrik Fabrikası‘nın olduğu parselde yapılacağı söylenen 35 katlı gökdelenin yapılmaması gerektiğini ifade ederken kendisinin aynı tarihlerde gazetelere verdiği demeçle BASİFED olarak 35 katlı gökdelenin yapılmasına karşı olmakla birlikte buraya hem kültür merkezi hem de gökdelenin birlikte yapılabileceğini söyleyerek “ne şiş yansın, ne kebap” tavrını ortaya koyması bu durumun en iyi örnekleridir. (2)

BASİFED‘in yeni başkanı Semiha Güneş‘in bu açıklama sonrasında yanına çektiği İZKA, İzmir Kalkınma Ajansı ve üyesi olup yönetimini desteklediği TMMOB Mimarlar Odası İzmir Şubesi ile birlikte “Girişimci Kadınları Güçlendirme – Mimari ve Tasarımda Kadın Girişimler Programı” kapsamında 15 Ocak 2025 tarihli “Yapay Zeka Mimarlık ve Tasarım Sektörü Semineri & B2B Görüşmeleri” etkinliğini düzenleyerek Mimarlar Odası‘nın yanında durduğunu görürüz. (3)

Ardından, başında olduğu BASİFED‘in 18-19 Şubat 2025 tarihlerinde İzmir Büyükşehir Belediyesi ile birlikte, Ahmed Adnan Saygun Kültür Merkezi‘nde İzmir İktisat Kongresi‘nin 102. yılı nedeniyle İzmir Kadın ve İktisat Kongresi‘ni düzenlediğini ve bu kongre ile ilgili sponsorluğun Semiha Güneş‘in projesini hazırladığı Turan‘daki Neva Yalı‘nın, daha doğrusu bu gökdelenleri yapıp Turan mahallesini mahveden Rönesans Holding‘e bağlı Rönesans Eğitim Vakfı (REV) ile İzmir‘in ünlü gökdelenleri Nurus, Mia Yapı ve Megapol tarafından yapıldığını öğrendik. (4)

Anlaşılan o ki, bir tabu olarak hepimizin yumuşak karnını oluşturup solcusu ya da sağcısı, sermaye sahibi veya emekten yana olduğunu söyleyenleri bir araya getiren “kadın” konusunu kendisine malzeme ya da araç yaparak ve bunu da en kolay haliyle kadın belediye başkanları üzerinden yürüten BASİFED başkanı Semiha Güneş‘in önümüzdeki günlerde kendine yeni ittifaklar kurup müttefikler edinme stratejisi çerçevesinde, bu kentte daha da güçleneceğini, sermaye ve onun dernekleri üzerinden yerel siyaseti belirleyerek bu kentin geleceği konusunda söz sahibi olacağını, belki de “İzmir’in kanaat önderi” unvanı ile taltif edileceğini hep birlikte göreceğiz…

Kentteki en önemli sorunun, her zaman için kamuya ait bir arsa ya da araziyle ilgili olduğu İzmir‘de, son günlerin en önemli tartışma konusu, kentin en hararetli siyasi malzemesi, tabii ki İnciraltı‘nın yapılaşma açılması ile ilgili oldu… Yerel siyasetçilerin bir zamanlar işlediği eski bir kent suçunu çözme bahanesiyle yeniden işlemekte beis görmedikleri yeni bir kent suçu ile tazelenip büyüdü…

Ama bu kez CHP‘li ilçe belediye başkanlarının, İzmir Ticaret Odası temsilcilerinin, milletvekillerinin, eski belediye başkanlarının olaya karışıp ranttan yana taraf tuttuğu ve hep birden TMMOB İzmir İKK temsilcisini karşılarına aldığı, İnciraltı talanına karşı olduklarını bildiğimiz Konak ve Karabağlar belediye başkanlarıyla onların çevresinde kümelenen Hasan Topal, Yusuf Ekici ve Özlem Şenyol gibi eskinin TMMOB yöneticilerinin seslerini bile çıkarmadığı bir suç üstü haliyle…

CHP‘nin zaman içinde nasıl bir menfaat şebekesine dönüşüp AKP‘leştiğinin en önemli örneği, 1 Mayıs meydanlarında ya da yollarda karşımıza çıkan sol kolları havaya kalkmış protokol CHP‘si ile büyükşehir belediye meclisindeki imar komisyonu başkan ve üyelerinin akıl almaz bir operasyonla anında değiştiren ve bunun ilk belirtisi olarak kamu malı olarak bu kentteki herkese ait İnciraltı‘nı “mağdurlar” ya da “mazlumlar” adına sermayeye peşkeş çekenlerin CHP‘si olarak…

Bence bu durumdan çıkarılacak en önemli ders, 2024 mahalli idareler seçimi ile birlikte temsiliyetten uzak yerel siyasetin sahadaki aktörü haline gelen meslek odalarının durumu ile ilgilidir… Daha doğrusu “denetleyici” olmaktan çıkıp “uygulayıcı” duruma geçtikleri bu yeni hal nedeniyle devamlı eleştirip uyarmaya çalıştığımız TMMOB‘ne bağlı meslek odalarının, onların eski ve yeni başkanlarıyla yöneticilerinin yerel siyasetin figürü olma merakının bu vahim durum içindeki rolünü göstermesi açısından… O nedenle, -her zaman söylediğim gibi- TMMOB ve diğer meslek odaları yerel ya da genel siyasetin figürü olmaktan çok, onları izleyip değerlendiren, uyarıp ikaz eden ve yasal yollarla doğru yola zorlayan daha üst ve bağımsız bir konuma geçmeli, oyunu yerel siyasetçilerin çirkin siyasi yöntemleriyle ve onların ahlak dışı kuralları ile oynamamalı, oyunun dışında kalıp oyun kurucu rolü üstlenmelidir derim…

Ortalık toz duman… Tüm belediyeler; hem AKP‘li Menemen Belediyesi hem de diğer CHP‘li belediyeler yapacakları yatırımları ya da birikmiş borçlarını bahane ederek tüm malvarlıklarını mirasyedi anlayışıyla satmakla ya da alacaklı kurumlara devretmekle meşguller… Hem de bize; yani, kamuya ait tüm önemli, değerli, bir daha bulunamayacak gayrimenkulleri satıp elden çıkarmakta beis görmeyip gülücüklerle poz veriyorlar… İhaleye çıkarıp satamadıkları mülkler için de, hangi hesaba dayandığı bilinmeyen büyük indirimler yapıyorlar… Aralarında bu satışlardan üzüldüğünü söyleyenler olsa bile hepsinin gözyaşı timsah gözyaşı niteliğinde… Tek dertleri hesap kitap yapmadan, araştırıp soruşturmadan teslim aldıkları ve teslim aldıktan sonra da borçlarını açıklayamadıkları belediyelerini borçsuz hale getirerek ellerini rahatlatmak…

Ama kesin olan bir şey var ki, hem bizler hem de gelecek kuşaklar onları affetmeyecek! En azından bu borçlara sebep olan eski belediye başkanlarından hesap sormadıkları için…

24 Mart 2024 seçimleri öncesinde aday olup olmayacağı henüz belli olmayan ve 21 Haziran 2023 tarihli 4. Faz temel atma törenine katılan TMMOB Çevre Mühendisleri Odası İzmir Şubesi eski başkanı Helil Kınay‘a bir çevre mühendisi olarak yapılacak tesisin İzmir‘in ihtiyacını karşılayıp karşılayamayacağını sormuş ve yapılanın yetersiz olduğuna ilişkin bir yanıt almıştım.

Söz konusu tesis temelinin atıldığı 21 Haziran 2023 tarihinden açıldığı 28 Nisan 2025 tarihine kadar geçen 1 yıl 10 ay 7 günlük sürede toplam 1 Milyar liralık yatırım yapıldığı söylense bile 4 ayrı fazdan oluşan bu tesisin nüfusu 4,5 Milyona ulaşan İzmir’in ihtiyacı açısından yetersiz olduğu, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay‘ın İzgazete‘ye verdiği demeçte 5. fazı gündeme getirmesinden de anlaşılmaktadır. (5)

Ancak 2000’li yılların başında Büyük Kanal Projesi kapsamında 3 ayrı faz şeklinde 300.000 m²’lik alan üzerine kurulan ve günlük ortalama kapasitesi 604.800 m³ olup 2025 yılı içinde 4. fazın işletmeye alınmasıyla birlikte kapasitesi % 36 artışla 820.000 m³’e ulaşan Çiğli İleri Biyolojik Atık Su Arıtma Tesisi‘ne 5. fazın eklenmesi, mutlak koruma altındaki alanda bu tesisin yapımına izin verilmesi mümkün olmayacaktır. (6)

Nitekim İzmir Büyükşehir Belediyesi‘nin 2017-2019 döneminde tesis alanının İzmir Kuş Cenneti‘ne doğru genişletilmesi amacıyla, Gediz Deltası Sulak Alanı‘ndaki koruma alanlarının değiştirilmesine ilişkin itirazımızla ilgili davaya müdahil olma talebi, İzmir 3. İdare Mahkemesi‘nin 13 Mart 2019 tarih, E. 2017/1410, K. 2019/420 sayılı kararına esas olan yargılama çerçevesinde reddedildiği için yeni yeni söz edilmeye başlanan 5. faz yatırımının Gediz Deltası Sulak Alanı‘nda yapılması bu mahkeme kararı uyarınca şimdilik mümkün görülmemektedir.

Ancak diğer yandan İZSU‘nun İnternet sayfasında, aralarında bu tesis de olmak üzere 69 atık su arıtma tesisi ile ilgili bilgilere yer verilirken bu tesislere gelen toplam atık su miktarının; yani, İzmir genelinde arıtılması gereken ve arıtılamadığı için doğaya verilen atık su miktarlarının yıllar itibariyle gösterilmediği görülmektedir.

Tabii ki, gelen gideni aratır deyişinin azizliği çerçevesinde kendi hizmet döneminde yaptığı yanlışlar nedeniyle acımasızca eleştirdiğimiz eski belediye başkanı Tunç Soyer‘e -bugün kendisini savunurcasına- haksızlık yapıldığını, bu yatırımın gerçekleşmesinde hiçbir emeği ve katkısı olmayıp aksine AKP‘nin Gediz Deltası Sulak Alanı‘nı yok edecek olan Körfez Geçiş Projesi‘ni sahiplenip destekleyen eski belediye başkanı Aziz Kocaoğlu‘nu açılış törenine davet ederken, AKP iktidarının uyguladığı “düşman hukuku“na benzer şekilde bu yatırımın ihalesini yapıp temel atma törenini gerçekleştiren eski belediye başkanı Tunç Soyer‘i davet etmemenin de üzerinde çokça düşünülmesi gereken kişisel, kurumsal ve siyasal nezakete sığmayan büyük bir ayıp, büyük bir terbiyesizlik ve vefasızlık olduğunu düşünüyorum.

(1) https://www.izmirkentkonseyi..org.tr/tr/Haberler/Index/4583

(2) https://m.izmirdesondakika.com/haber/basifed-baskani-gunes-alsancak-taki-elektrik-fabrikasi-nin-yikilmasina-biz-de-karsiyiz/137808

(3) https://www.izmimod.org.tr/haberler/yapay-zeka-mimarlik-ve-tasarim-sektoru-semineri-b2b-gorusmeleri

(4) https://www.izmirkadinlarkongresi.org/izmir-kadinlar-kongresi-2025.aspx

(5) https://www.izgazete.net/tugaydan-5-faz-cikisi-hayalim-gorev-suremde-yapilmasi

(6) https://www.izsu.gov.tr/TesisDetay/1/32/2

Kent suçları ve toplumcu belediyecilik…

Ali Rıza Avcan

TMMOB İzmir İl Koordinasyon Kurulu (İKK), İstanbul ve Bursa‘daki uygulamalardan sonra, 24 Ekim 2019 tarihinde “toprak üzerinde yapılan her türlü insan yapımı faaliyetin; canlı yaşamı, ekolojik döngüler, kentsel yaşanabilirlik ve sağlıklı bir çevre üzerinde yarattığı veya yaratacağı tahribat ve bozulmanın ortaya çıkmasına neden olarak işlenen suç” olarak tanımlanan İzmir‘deki kent suçları ile ilgili bir haritayı çevrimiçi olarak hazırlamış ve bizlerin de bu haritayı inceleyip bilgilenmesi amacıyla http://kentsuclari.org isimli bir İnternet sayfasını hizmete açmıştı. (1)

O tarihlerde TMMOB İzmir İl Koordinasyon Kurulu (İKK) kapsamındaki meslek odalarında yönetici olarak görev yapmakla birlikte; şimdilerde belediye başkanı, belediye üst yöneticisi ya da belediye meclis üyesi olarak görev yapan mimar Nilüfer Çınarlı Mutlu, çevre mühendisi Helil İnay Kınay, mimar Ahmet Giliz, şehir plancısı Yusuf Ekici, peyzaj mimarı Elvin Sönmez Güler ve şehir plancısı Özlem Şenyol o tarihlerde bu haritanın hazırlanmasına yardımcı oluyor; hatta, yapılan basın toplantılarında bu konularda açıklamalar yapıyorlardı.

24 Ekim 2019 tarihli basın toplantısı.

Şimdilerde alan adı bloke edildiği için çalışmayan bu İnternet sayfasını açtığımızda o tarih itibariyle işlenmiş 72 kent suçunun kent haritası üzerinde işaretlendiğini görüp bunların neler olduğunu ayrıntılarını öğrenebiliyor, suçu oluşturan uygulamaların içeriğine ve süreçlerine dair bilgilere ulaşabiliyor ve bu bilgiler üzerinden kent içinde gerçekleştirilmiş kent suçlarını rahatlıkla ifşa edebiliyorduk.

Şu an itibariyle bu haritaya ulaşamamakla birlikte o tarihlerde eş zamanlı olarak TMMOB Şehir Plancıları Odası İzmir Şubesi yönetim kurulu üyesi şehir plancısı Dr. Dalya Hazar ile İzmir Büyükşehir Belediyesi şehir plancısı Zeynep Yıldırım‘ın birlikte yazdıkları “Kent Suçu ya da Kente Karşı Suç: İzmir Örneği” isimli makaleyi okuduğumuzda (2), bu 72 kent suçundan bazılarının Basmane Çukuru, Kültürpark, Ege Palas Oteli, Üçkuyular pazar yeri/İstinye Park AVM, Bahçeşehir Çiçekli Köy Kampüsü, Özdilek AVM ve Oteli, Zorlu Gökdelen Projesi ve imar planı, Folkart İncity, Konak tünelleri, Mahal Bomonti ve Çandarlı Liman Projesi gibi kentin doğasına ve yaşamına müdahale eden kent suçları olduğunu öğreniyorduk.

24 Ekim 2019 tarihi basın toplantısı.

Ama şimdi ne olduysa oldu, 2019 yılından bu yana bu kentte Rönesans Holding‘in Rönesans Eğitim Vakfı (REV) eliyle yaptığı Neva Yalı, İZKA İnşaat tarafından Yeşildere‘ye yapılan Merkez Yaşam Konak, Alsancak‘ın arka cephesine yapılan onlarca gökdelen, Yamanlar Dağı yamaçlarına yapılan şehir hastanesi ve konut inşaatları, Tınaztepe Üniversitesi tarafından Buca‘da yapılan hukuka aykırı yüksek binalar bu haritaya işlenmiyor ve bu suçlar kamuoyuna ifşa edilmiyor.

21 Kasım 2024 tarihli TMMOB İzmir İKK basın açıklaması.

Ancak TMSF tarafından satılmak istenen İzmir Elektrik Fabrikası arsasına yapılacak 30 katlı gökdelene, TMMOB İzmir İKK tarafından düzenlenip benim de katıldığım 21 Kasım 2024 tarihli basın açıklamasında, Konak belediye başkanı mimar Nilüfer Çınarlı Mutlu bu gökdelenin yapılmasını mümkün kılacak olan imar planı değişikliğine karşı çıkarak “İsteğimiz, Elektrik Fabrikası’nın restore edilerek kamusal kullanıma açılması. Bu bir miras, bu mirasa bu kentli sahip çıkmak zorunda. Bütün kenti yanımızda olmaya ve bizimle birlikte dayanışmaya davet ediyoruz” çağrısı yapıyor ve bizler de onu destekliyorduk. (3)

Üstüne üstlük İzmir Elektrik Fabrikası‘nın hemen yakınında ruhsatları belediyelerce verilmiş onlarca gökdelenin ve gökdelen inşaatının daha yükseğe çıkmak uğruna göğün en yükseği arş’ına doğru ilerlediği bir ortamda!

Alsancak’ı sarıp sarmalayan gökdelenler. Fotoğraf: 4 Ocak 2025.

Ancak İzmir Elektrik Fabrikası ile ilgili imar planlarının Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı‘nca değiştirilerek o parsele 30 katlı bir gökdelenin yapılmasına karşı çıkan Konak belediye başkanı mimar Nilüfer Çınarlı‘nın, seçim çalışmaları sırasında ziyaret ettiği Basmane Kocakapı mahallesi halkının kendisinden kentsel dönüşüm konusunda yardım istemesi üzerine, eliyle hemen yakındaki Diyarbakırlı müteahhit mimar Azat Yeşil‘e ait 38 katlı ve 380 daireli İZKA gökdelenini işaret ederek “isterseniz size müteahhit de buluruz” dediğini bu olaya tanık olan birbirinden bağımsız üç haber kaynağım sayesinde biliyor ve siyasi arenanın yeni bir aktörü olarak, sırf seçilebilmek uğruna yapılan ittifaklar nedeniyle eski söylediklerinden farklı bir tutum alabileceği ihtimalini düşünerek bu bilgiyi bir köşeye not almıştım.

Ancak aldığım bu notun mürekkebi henüz kurumadan, geçtiğimiz günlerde Alsancak Türkan Saylan Kültür Merkezi giriş katındaki danışma biriminden aldığım Konak Belediyesi‘ne ait ait 20 Aralık 2024 tarihli bir gazete/derginin ön ve arka yüzlerini görüp ön yüzde söylenenlerle arka yüzdeki göklerin arş katını zorlayan İZKA gökdelenini görünce, bu kaygımda ne kadar haklı olduğumu bir kez daha anladım.

Efendim, yaşadığım şaşkınlığın ayrıntılarını sizlere anlatmaya çalışayım….

Konak Belediyesi Türkan Saylan Kültür Merkezi‘nin giriş katındaki danışma biriminden aldığım bu sekiz sayfalık dergi/gazete, “İZKONAK, İz Dergi Özel Sayı” başlığını ve 20 Aralık 2024 tarihini taşıyordu. Anlaşıldığı kadarıyla Tunç Soyer döneminde pek bir makbul olup İzmir‘deki bazı inşaat şirketlerinden destek alıp ödüller dağıtan İz Gazete, geçtiğimiz dönem mimar Abdül Batur‘a yaptığı gibi yeni belediye başkanını allayıp pulladığı bir dergiyi, tabii ki o tam sayfalık reklam için İZKA İnşaat‘tan aldığı ücretle “0” maliyetli hale getirerek belediyeye teslim ediyor ve belediye de bu gazeteyi reklam amacıyla ücretsiz dağıtıyordu.

Belediyenin ve belediye başkanının reklamını yapmak amacıyla hazırlanıp pazarlandığı anlaşılan bu derginin manşetine, belediye başkanı mimar Nilüfer Çınarlı Mutlu‘nun gülümseyen büyük bir fotoğrafıyla yine büyük harflerle yazılmış “Toplumcu Belediyecilik Konak’tan yükseliyor” başlığı yerleştirilerek manşetten daha küçük bir bölümde bir kaç sözcük ile belediye başkanının 8 ayda yaptıkları özetlemeye çalışıyor, bu bölümün hemen altında da İzmir‘deki tüm gökdelenlerin uygulama projelerini yaptığı için “Bayan Gökdelen” lakabı ile tanınıp bilinen ve yakın zamanda BASİFED başkanı olması nedeniyle mimar Nilüfer Çınarlı Mutlu ile birlikte Konak Belediyesi Personel İstihdam Ofisi‘nin açılış kurdelesini kesen mimar Semiha Güneş‘le birlikte çekilmiş bir fotoğraf yer alıyordu.

Buraya kadar her şey beklendiği gibiydi ve olağanüstü bir durumun yokluğu nedeniyle benim bu gazete/dergi üzerinden çıkaracağım yeni bir haber yok gibiydi. Ancak eski zamanlarda spor haberlerini okumak için yaptığımıza benzer şekilde gazeteyi çevirip arkasına baktığımızda, ön sayfada yazılı olan yükselen toplumcu belediyecilik ifadesine nazire yaparcasına; daha doğrusu onu çürütürcesine İZKA İnşaat‘ın Konak ilçesinde, Yeşildere vadisinde yaptığı gökdelenin yükselip işyerleriyle dairelerinin satıldığını duyuran bir ilanla karşılaşıyorduk. Hem de yanından yakınından geçen ya da uzaktan görüp fark eden herkesin, “bu, burada ne arıyor?” diye sorular sorduğu, bu yaparken de bunun bir kent suçu olduğunu vurguladığı Diyarbakırlı müteahhit mimar Azar Yeşil‘e ait İZKA gökdelenini görüyorduk.

“Bu ne alaka şimdi” ya da “bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu” dercesine; hatta, “Konak’tan yükseldiği söylenen toplumcu belediyecilik, Yeşildere’den yükselen bu gökdelen mi acaba?” diye sormaktan kendimizi alamıyorduk…

Üstüne üstlük sol görüşün en radikalinden en ılımlısına uzanan bir yelpazedeki mimar, mühendis ve şehir plancılarını kendi çevresine toplamış, bir zamanlar ya da şimdilerde gözünü kestirdiği bazı gökdelenlere, özellikle tarihi kent merkezinde yapılmak istenenlere karşı çıkıp bazılarına; özellikle de içinde bulunduğu doğal çevre ile yerleşim dokusunu dikkate almayan İZKA gökdelenine karşı çıkmayan, onun için basın açıklaması yapmayan; aksine onun kendi belediye gazetesi/dergisi eliyle reklamının yapılmasına izin veren mimar ve TMMOB yöneticisi bir belediye başkanı bizlere ne mesaj vermek istiyor, acaba bu durumdan gözünden mi kaçtı ya da basın danışmanları bunun farkında değil mi? diye düşünmekten kendimizi alamıyorduk.

İZKA Merkez Yaşam Konak Gökdeleni

Bildiğim kadarıyla, İZKA İnşaat‘ın “Merkez Yaşam Konak” adını verdiği bu gökdelen, tapunun İzmir İli, Konak İlçesi, Kocakapı mahallesi 11153 ada, 1 parselinde kayıtlı 7.401,17 metrekarelik arsa üzerinde. Söz konusu arsa, daha önceleri İzmir ve Ege Bölgesi‘ndeki küçük esnaf ve bakkallara mal tedarik etmek amacıyla Bursa Büyükşehir Belediyesi‘nin hissedar olduğu BESAŞ şirketine aitti ve burada Besaş‘ın toptan gıda satış merkezi bulunmaktaydı. Bu deponun uzun yıllardır kullanılmayıp harabe haline gelmesi üzerine, % 40 oranındaki hisseyle Gültekinler Grup İnşaat San. ve Tic. A.Ş., % 50 oranındaki hisseyle İZKA Gayrimenkul İnşaat A.Ş. ve % 10 oranındaki hisseyle VBZ İnşaat ve Tic. Ltd. Şti.‘nin satın aldığı arsa 2020 yılında mahkeme kararı ile İZKA Gayrimenkul İnşaat A.Ş.‘e satılmış ve buradaki yapının yüksekliği Konak Belediyesi tarafından düzenlenip İzmir Büyükşehir Belediyesi‘nce onaylanan 2021 tarihli imar planı değişikliği ile düşürülmekle birlikte; kat yüksekliğini düşürüyormuş gibi gözüken bu imar planı değişikliği, TMMOB Şehir Plancıları Odası‘nın açtığı dava sonucunda İzmir 1. İdari Mahkemesi’nin kararı ile bozulmuş ve bu mahkeme kararı istinaf mahkemesine taşındığı için mahkemenin ne karar verdiği/vereceği; ayrıca, mahkeme süreçleri devam ederken inşaata devam edilip edilmediği gibi konular da bilinmiyor…

Anlayacağınız İzmir‘deki herkesin gözü önünde yeni bir kent suçu işlenmiş ve bu suçla ilgili sabıka kaydı 2019 tarihli İzmir Kent Suçları Haritası‘na işlenmemiş durumda…

İşte o nedenle, 20 Aralık 2024’den bu yana geçen sürede Konak Belediyesi‘nden yaptıkları bu gaf konusunda bir açıklama, bir düzeltme gelir diye bekledik; ama boşuna!

Anlaşılan o ki, yapıp eyleyen bir belediye başkanı olmak yerine polis eşliğinde yıkıp yok eden bir belediye başkanı olmayı amaçlayan uygulamalardan vazgeçilmesi, Basmane‘deki kaçak fırın inşaatına, seçim sonrasında ruhsat alıp çalışmaya başlayan Çorakapı Camisi yanındaki otele ve mimar Abdül Batur döneminde Pazaryeri mahallesi muhtarının Pazaryeri Camisi bitişiğinde, belediye pikaplarını kullanarak yaptırdığına tanık olduğum kendisine ait kaçak binaya ve halen devam etmekte olan kaçak, ruhsatsız yapım, onarım faaliyetlerine müdahale edilmesi, toplumsal amaçlarla bağışlanan Basmane Nebahat Tabak Semtevi‘nin halka açılması gibi değişik konularda yaptığım dostça uyarı ve önerilere bugüne kadar tepki verilmemesi nedeniyle, bu kez de Konak Belediyesi-İz Gazete-İZKA İnşaat zinciri üzerinden karşımıza çıkan ve belediye başkanının bugüne kadar yapıp eylediği her şeye zarar veren olumsuz manzaradan söz ederek gündeme getirdiğim bu olaya da tepki verilmeyeceğini umuyorum.

Bir tesadüf neticesinde gözümüze çarpıp aslında “Konak’ta yükselişte olan toplumcu belediyecilikle” hiç ilgisi olmayan; aksine, “ama hiç paramız yok” söylemi ile başlayıp kentteki rantı her biri ayrı bir “kent suçu” olan gökdelenler ve “gökdelenci bayanlar” eliyle arttırma düşünce ve uygulamasıyla zarar veren bu tür “sponsor gökdelenci firma-işbitirici gazetecilik” anlayışının ürünü basit kurnazlıklara son verilmesi, bu tür çalışmalarda yerel basın eliyle belediye yönetiminin önüne açılan tuzaklara dikkat edilmesi; ayrıca, TMMOB İzmir İKK tarafından 2019 yılında hazırlanan İzmir Kent Suçları Haritası uygulamasına, tüm İzmir‘i; özellikle de Yeşildere‘deki İZKA gökdelenini kapsayacak şekilde devam edilmesi dileğiyle…

(1) https://www.tmmob.org.tr/icerik/izmir-ikk-izmir-kent-suclari-haritasini-kamuoyuyla-paylasti

(2) Hazar, D., Yıldırım, Z., Kent Suçu ya da Kente Karşı Suç: İzmir Örneği, İdealkent Dergisi, Sayı 30, Cilt 11, 2020, s.747-776, https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/889844

(3) https://www.konak.bel.tr/haber/baskan-mutludan-elektrik-fabrikasi-icin-ortak-mucadele-cagrisi-3433

Nur topu gibi yeni bir kaçak yapı! Hem de herkesin gözünün önünde!

Ali Rıza Avcan

Bugünkü yazımda size İzmir ili, Konak ilçesindeki mini minnacık, hepitopu 20,80 metrekarelik bir parselden ve o parselin üstüne ustalıkla kondurulan bir yapıdan söz edeceğim…

Üstüne üstlük eski fotoğraflarda yola isabet ettiğini görürken şimdilerde güneydoğusunda Basmane/Çorakkapı Camii, kuzeydoğusunda Basmane Garı ve Dokuz Eylül Meydanı, arkasında daha sonraki tarihlerde Sadık Bey Oteli, öncesinde Uşakizade Konağı olarak bilinen ve şu anki değeri itibariyle paha biçilmez bir yerden, yeniden yaratılan bir işyerinden bahsedeceğim…

Teknik dille anlatmaya kalkarsam, Konak Belediyesi‘nin yakın zamanda uygulamaya koyduğu e-İmar modülüyle Tapu Kadastro Genel Müdürlüğü‘nün Parsel Sorgu Uygulamasından edindiğim bilgilere göre;

Tapu kayıtlarında, İzmir ili, Konak ilçesi, Fettah mahallesi, 23M2C/58 pafta, 371 ada, 24 parselinde yer alıp hiç yoktan yaratıldığı için “tapu alanı değildir” ibaresiyle kayıtlı, Konak Belediyesi‘ne göre 20,80, Tapu Kadastro Genel Müdürlüğü bilgilerine göre 20,50 metrekare büyüklüğündeki bir parselden söz edeceğim…

Ayrıca yine aynı e-İmar modülünden öğrendiğimize göre, bu parselin 12 Haziran 2017 tarihinde onaylanan 1/1000 ölçekli uygulama imar planına göre, 3. derece arkeolojik sit ve kentsel sit alanında kaldığını, İzmir Büyükşehir Belediyesi‘ne ait 2 Boyutlu İzmir uygulamasına göre de bu parseldeki 6 metre yüksekliğindeki yapıda kapı numaraları 1/2, 777 (Kuaför) ve 779 (Lokanta) olan üç ayrı bağımsız bölüm bulunduğunu ifade edeceğim.

Bu parsel ve üstündeki yapı aynı zamanda, Basmane/Çorakkapı Camii‘nin batısındaki Anafartalar Caddesi ile 1296 sokağın köşesinde yer alıp daha sonraki yıllarda Sadık Bey Oteli olarak kullanılan ve Mustafa Kemal Atatürk‘ün eşi Latife Uşşakî‘nin doğduğu, onun kuzeni olan ünlü yazar Halid Ziya Uşaklıgil‘in gençliğinde ailesiyle birlikte yaşadığı ünlü Uşakizade Konağı‘nın arka kısmında önce tek katlı, daha sonra iki katı çıkılan gecekondu yapıların en önde bulunanı, o nedenle de en göze batanıdır.

Basmane Garı ile Çorakkapı Camii‘ni gösteren eski fotoğraflara baktığımızda cami burada önce bir, daha sonra iki katlı barakaların yapıldığını ve son yıllarda da tam köşedeki iki katlı yapıda Osman Usta adının yazılı olduğu Ankara Lokantası tabelasının karşımıza çıktığını görürüz…

Basmane, 1967
Yıl 2007, Kaynak: İzmir Büyükşehir Belediyesi 2 ve 3 Boyutlu Kent Rehberi
Yıl 2013, Kaynak: İzmir Büyükşehir Belediyesi 3 Boyutlu Kent Rehberi

Bugün ise burası içinde üç ayrı bağımsız bölümü barındırdığı söylenen; aslında tek bir işyerinden oluşan neredeyse Basmane bölgesinin en değerli gayrimenkullerinden biri…

Çünkü 31 Mart 2024 seçimlerinin; daha doğrusu onca başarısızlığına rağmen oynadığı Özgür Özel kumarıyla Karşıyaka‘dan havalanıp İzmir Büyükşehir‘e konan Cemil Tugay‘la eş zamanlı olarak, tüm şubeleri Karşıyaka‘da bulunan Ege Tat firmasının 13. şubesi olarak Karşıyaka aşırı topraklara; yani, kentin tarihi merkezi Basmane‘ye, Basmane‘nin en görünür yerine gelip yerleşen “Ege Tat Fırın” isimli işletme bugün burada faaliyet göstermeye başladı… Hem de, 100 metre ötesindeki meşhur Tarihi Basmane Fırını‘nın, daha avantajlı bir yerde konumlanan yeni bir rakibi olarak…

Seçim sonrası buradan her geçişimde, bu ufacık yapıda alt katı üst kat seviyesine getirerek adeta beyaz bir küp yaratma marifetiyle sonuçlanan inşai faaliyetler, kurulan iskeleler, yapılan badanalar nedeniyle buranın el değiştirdiğini ve yeni bir dükkanın açılacağını anlamam zor olmadı. O nedenle de mümkün olduğunca inşaatın her aşamasını fotoğraflayarak mevcut durumu belgelemeye çalıştım… Tabii ki hiçbir belediye yetkilisinin görmediği, bilmediği ve duymadığı böylesi bir durumun farkında olan bir yurttaş olarak…

Ardından da 5 Kasım 2024 ile 5 Aralık 2024 tarihleri arasındaki tam 1 aylık sürede Konak Belediyesi‘ne CİMER kanalıyla iki ayrı kez aynı soruyu sorarak ve taksit taksit verilen cevapların sonunda bu yapının 8 Mart 1984 tarih, 18335 sayılı Resmi Gazete‘de yayınlanan 2981 sayılı “İmar ve Gecekondu Mevzuatına Aykırı Yapılara Uygulanacak Bazı İşlemler ve 6785 Sayılı İmar Kanununun Bir Maddesini Değiştirilmesi Hakkında Kanun” sayesinde; yani, tamı tamamına 30 yıl önce, 12 Eylül Faşist yönetiminin son günlerinde atama ile görevlendirilen İzmir Belediye Başkanı Ceyhan Demir zamanında çıkarılan, Turgut Özal döneminde de uygulanan imar affı nedeniyle 1993 yılında geçici ruhsat ve yapı kullanma izni aldığını öğrendim.

İnşaat, inşaatın kime ait olduğunu, ruhsatın tarih ve sayısını gösteren hiçbir tabela asılmaksızın, gerekli güvenlik tedbirleri alınmaksızın sıva ve boya iskeleleri kurulmak suretiyle devam ediyor… Tarih: 25 Ağustos 2024
Yapının iç ve dış duvarları yapılıyor ve içeriden çıkan molozlar çuvallarla kapı önüne konuluyor… Tarih: 1 Eylül 2024
Sıra geldi kepenklerin yapımına… Tarih: 20 Eylül 2024
Tabelalar da asıldı… Tarih: 25 Eylül 2024

Ancak geçtiğimiz yaz aylarında bu parseldeki inşaattan gördüğüm kadarıyla, iş bu af kanunu sayesinde alınan geçici inşaat ruhsatı ve yapı kullanma izni ile bitmiş vaziyette değil…. 1984 tarihi af kanunu sayesinde geçici ruhsatla yapı kullanma izni alınan bu yapıdaki hukuksuzluk; daha doğrusu imar/kent suçu işleme hali, aradan 31 yıl geçmiş olmasına karşın tekrarlanmakta ve 31 yıl sonra gelen yeni bir hamleyle yapıdaki 3 ayrı bağımsız bölüm birleştirilerek ve yapının öne doğru çıkması suretiyle tekrarlanmakta ve kimseler, özellikle de Konak Belediyesi yetkilileri buna itiraz etmiyor ve böylelikle Basmane yeni bir kaçak fırının sahibi oluyor!

Oysa 1984 tarihli 2981 sayılı kanunun 20. maddesine göre kanunda yer alan ruhsat ve kullanma izni ile ilgili af işlemleri bir defaya mahsus olmak üzere uygulanıp devamında gelen suçları kurtarması, onlara dayanak olması mümkün değil. O nedenle, Konak Belediyesi‘nin CİMER kanalıyla verdiği bilgiye göre 2024 yılı içinde yapının alt ve üst katında gerçekleştirilen esaslı inşai faaliyetler için inşaat ruhsatı ve inşaat bittikten sonra da yapıdaki değişiklikler dikkate alınarak yapı kullanma izni ile işyeri çalışma ruhsatı alınmamış olması, günlük dildeki söylemiyle bu yepyeni ve bembeyaz yapının kaçak bir yapı olduğunu ortaya koyuyor.

Şimdi karşımızda üç maymunu oynarcasına görülmeyerek, duyulmayarak ve konuşulmayarak yapımına izin verilen ya da göz yumulan nur topu gibi bembeyaz ve yepyeni bir küpümüz var! Böylelikle, yakın bir zamanda önüne atılacak masa ve sandalyelerle işgal ettiği alanı daha da genişletecek kaçak bir yapımız daha olacak!

Bu yazının sonunda, burası da bu yazıya konu edecek kadar büyük değil pek küçükmüş diyebilirsiniz; ama, biliyorsunuz büyük de olsa küçük de olsa, önemli de olsa önemsiz de olsa suç suçtur; hele ki hepimizin gözü önünde herkesin hakkını ihlal eden bir imar, bir kent suçu işlenmişse…

Belediye eliyle soylulaştırılan bir mekânın öyküsü…

Ali Rıza Avcan

Size bugün Karşıyaka Şemikler İZBAN İstasyonu çevresindeki bir mekânın nasıl soylulaştırıldığının öyküsünü anlatacağım…

Hem de, her bir odasında bir şehir plancısının çalıştığı Karşıyaka Belediyesi‘nin başkanı, meclis üyeleri ve yöneticileri eliyle, o bölgede yapılan ve “Biva Suit” ve benzeri lüks binalarla özel kolejlerin rantını arttırmak amacıyla gerçekleştirilen soylulaştırmanın öyküsünü ayrıntılarıyla anlatmaya çalışacağım…

Karşıyaka‘yı; özellikle de Şemikler Mahallesi‘nde yaşayanların ya da yolu buradan geçen herkesin bildiği toplumsal bir gerçek, eski tren yolunun İZBAN hattının yeniden düzenlendiği 2000-2010 döneminden önce, Karşıyaka‘da olduğu gibi yerin altına alınmayışı nedeniyle koskocaman bir semtin tam ortadan ikiye ayrılmış olmasıdır. Böylelikle geniş bir alanı kapsayan semtteki cadde ve sokaklar, eskiden tren yolu üstündeki hemzemin geçitle birbirine bağlıyken, karşıya geçişi mümkün kılmayan ve etrafı duvar ve çitlerle çevrilmiş bir düzenleme sonucunda, tam ortasından bölünmüş, yapılan alt ya da üst geçitlere rağmen, iki bölge arasındaki insan ilişkileriyle araç trafiğinin bütünlüğü bozulmuş, halkın bu konudaki hoşnutsuzluğu seçim dönemlerinde yapılan oyalayıcı anket ve vaatlerle giderilmeye çalışılmıştır.

Benim bugün gündeme taşıyacağım bölge ise, İZBAN Şemikler İstasyonu‘nun deniz tarafında kalan ve içine eski adıyla Şemikler İlkokulu (yeni adı Şehit Mehmet Ali Yandım İlkokulu) ile Karşıyaka 7 No’lu Şemikler Sağlık Ocağı‘nı alan yerleşim alanını kapsıyor.

Bu bölgede yer alan yapı ve alanları her birine ayrı bir numara vermek suretiyle şu şekilde sıralayabilirim:

1) Şemikler İZBAN İstasyonu,

İZBAN Şemikler İstasyonu

2) Tapunun Karşıyaka ilçesi, Şemikler Mahallesi, 26660 ada, 13 parselinde kayıtlı 3.236,10 metrekarelik arsada ve 6474 sokak üzerinde bulunan Karşıyaka 7 No’lu Şemikler Sağlık Ocağı‘nın eski, yıpranmış binası,

Karşıyaka 7 No’lu Şemikler Sağlık Ocağı

3) Tapunun Karşıyaka ilçesi, Şemikler Mahallesi, 26534 ada, 1 nolu parselinde kayıtlı 3.055,88 metrekarelik arsada 16 sınıf, 28 öğretmen ve 332 öğrenci ile faaliyet gösteren eski adıyla Şemikler, yeni adıyla Şehit Mehmet Ali Yandım İlkokulu‘nun eski, yıpranmış binası,

Eski Şemikler, yeni Şehit Mehmet Ali Yandım İlkokulu

4) Tapunun Karşıyaka ilçesi, Şemikler Mahallesi, 27000 ada, 1 nolu parselinde kayıtlı 1.265 metrekarelik arsada ve İdil Biret Caddesi ile 6436 sokağın köşesinde yer alan 5 kat ve 60 bağımsız bölümü barındıran Biva Suite binası,

Biva Süit

5) Karşıyaka 7 No’lu Şemikler Sağlık Ocağı ile Biva Süit arasında kalan Karşıyaka Belediyesi‘ne ait mülkte yine aynı belediye tarafından yapılan yeşil alan ve otopark,

Biva Süit ile Karşıyaka 7 No’lu Şemikler Sağlık Ocağı arasına yapılan yeşil alan ve ücretsiz otopark…

6) Şemikler İZBAN İstasyonu‘nun hemen yanındaki Karşıyaka Belediyesi’ne ait belediye mülkünde, yine aynı belediye tarafından yapılıp işletmeciye kiralanan Karşıyaka Çocuk Oyun Macera Parkı,

7) Tapunun Karşıyaka ilçesi, Şemikler Mahallesi, 27000 ada, 1 nolu parseldeki Biva Süit ile yeni açılmış olan 6436 sokağın ikinci bölümü arasındaki boş belediye mülkünde Karşıyaka Belediyesi tarafından yapılan Zeynep Aslan Bisiklet (Pump Track) Parkı.

Zeynep Aslan Bisiklet (Pump Track) Parkı

8) Tapunun Karşıyaka ilçesi, Şemikler Mahallesi, 26534 ada, 2.385,56 metrekarelik 5 nolu parselinde kayıtlı ve Karşıyaka Belediyesi‘nce açılmış yapılmış olmasına karşın İzmir 2 ve 3 Boyutlu Kent Rehberlerine henüz işlenmemiş olan 6436 sokağın ikinci bölümü üzerinde yapılmakta olan lüks kolej inşaatı.

Bahçeşehir Koleji inşaatı

Bu ilginç soylulaştırma oyununun aktörlerini belirledikten sonra isterseniz bu aktörlerle oynanan oyunun akışına geçelim. Tarihler vererek hangi zamanda hangi hamlenin yapıldığını anlatarak ortaya çıkan soylulaştırma çalışmasının gerçekleşme sürecini ortaya koymaya çalışalım.

Google Earth tabanlı haritada, söz konusu bölgeyi yeşil renkli daire ile çevreleyerek her bir mekana numara verdiğimiz bu alandaki mevcut eski yapıların anlatacağımız öykünün başında var olduklarını belirtmemiz gerekiyor. Bunlar sırasıyla Karşıyaka 7 No’lu Şemikler Sağlık Ocağı, eski adıyla Şemikler, yeni adıyla Şehit Mehmet Ali Yandım İlkokulu ve Şemikler İZBAN İstasyonu‘dur.

Anlatacağımız öykünün son yıllardaki yeni aktörleri ise 4 numaralı lüks Biva Süit binası, 5 numaralı yeşil alan ve otopark, 6 numaralı Karşıyaka Çocuk Oyun Macera Parkı, 7 numaralı Zeynep Aslan Bisiklet (Pump Track) Parkı ve 8 numaralı lüks kolej inşaatıdır.

Oyun önce, 2018 yılında 27000 ada, 1 parseldeki boş arsaya Biva Mimarlık isimli inşaat şirketine ait Biva Süit binasının yapımı ile başladı. 31 Mart 2019 tarihli Mahalli İdareler Seçimlerine “Bayraklı evim, CHP baba ocağım” sloganı ile CHP‘den Bayraklı belediye başkan aday adayı olarak katılan Biva Mimarlık şirketinin sahibi Vahap Yılmaz‘ın, 2018 yılının Eylül ayında AKP Karşıyaka İlçe Teşkilatı‘na 25.000 lira tutarında bağışta bulunduğunu, sevgili dostum gazeteci Süleyman Gençel‘in verdiği haberlerle öğrenmiş, böylelikle Karşıyaka‘nın değişik yerlerinde inşaatlar yapan bu müteahhidin, “her devrin ve her partinin adamı” olduğunu anlamış, izleyen dönemde de yerel seçimlerdeki birçok adayın, kendisine sağlanan kolaylıklar karşılığında seçim finansmanına yardımcı olduğunu görmüştük.

Örneğin Biva Süit adı verilen bu binanın inşaatı sırasında ayrı bir şantiye elektrik abonesi almak yerine daha ucuz bir yöntemi tercih ederek karşı binadan aldığı elektrik için cadde üzerine bir kablo yerleştirmiş, bu kablonun kısa zamanda yıpranması üzerine kablonun geçtiği hattın üstüne bu bağlantıyı koruyup saklayacak şekilde belediye tarafından bir kasis yapılması bu koruyan, kollayan ilişkiyi ortaya çıkarmıştır.

Bu bölgede ne olduysa bundan sonra; yani, bu lüks Biva Süit binasının yapılmasından sonra oldu. Biva Süit adeta bu bölgedeki soylulaştırmanın amiral gemisi gibiydi. Şu sıralarda kış bahçeli ve teraslı 3+1 dubleks dairelerin 8 milyon 250 bin liraya satıldığı, 2+1 dairelerin ise 18.000 liraya kiralandığı bu lüks bina adeta bu çevredeki soylulaştırma çalışmalarının tetikleyicisi oldu. Binanın bitmesi ile birlikte, yıllardır bu bölgeye el atmayan Karşıyaka Belediyesi sağlık ocağı ile Biva Süit arasındaki 5 numarayla imlediğimiz alanı yeniden düzenleyerek içinde araçların ücretsiz park edebileceği bir otoparkı da barındıran yeni bir yeşil alan düzenlemesi yaptı ve böylelikle yeni yapılan Biva Suit‘e ait araçların ücretsiz olarak buraya park edilmesinin yolu açılmış oldu.

Ardından Şemikler İZBAN İstasyonu‘nun yanındaki 6 numaralı yeşil alan çocuklara hitap eden bir şekilde düzenlenerek 2021 yılının Eylül ayında çocuk oyun ve macera parkı olarak açıldı. Yapılır yapılmaz önce devasa miktarlarda zarar eden belediye şirketi Kent A.Ş.‘ye verilen, onun da şirket olmanın imkânlarını kullanarak özel bir işletmeciye kiraladığı 2.700 metrekarelik bu parktan bugün çocuklar ve gençler, parkın kapalı olduğu Pazartesi günleri hariç hafta içinde 75 lira, hafta sonunda da 100 lira ödeyerek yararlanabiliyorlar. Tabii ki okullarda öğle yemeğinin kaldırıldığı, öğrencilerin astronomik fiyatların uygulandığı okul kantinlerine teslim edildiği günümüz koşullarında, kamu kaynaklarıyla yapılmış bu parkın işletmecileri, çocukların cebinde olmayan 75 ya da 100 liralara göz dikmiş vaziyette bekliyor… Özellikle de dar gelirli, yoksul ailelerin çocuklarını yok varsayarak…

Karşıyaka Belediyesi‘nin bu hamlesini izleyen diğer bir hamle ise, 2023 yılının Ocak ayında lüks Biva Suit‘in hemen yanına, “Pump Track” adıyla dağ bisikleti klasmanında faaliyet gösteren bisikletlilerin parkur üzerindeki kasisleri sıçrayarak aşmalarını sağlayacak bir bisiklet parkuru yapıldı. Bununla ilgili kurallar da belirlenerek alanın kenarına yerleştirilen bir tabelaya yazıldı. Hem de Türkiye’nin en büyük “Pump Track” alanı olduğu iddiasıyla… Şimdilik ücretsiz olan bu parkurdan kaç adet bisikletli yararlanmaktadır bilmiyoruz; ama, böylesi bir bisiklet parkurunun İzmir, Karşıyaka ve Yalı Mahallesi sakinleri için ne ölçüde bir ihtiyacı karşıladığı, bu fikrin ilk olarak kimin aklına geldiği de belli değil… Üstüne üstlük, borç içinde yüzen bir belediyenin kısıtlı kaynaklarının kullanımı suretiyle, azınlıkta kalan bir kesim için; ama, hemen yanındaki lüks binaya prestij sağlamak amacıyla yapılan bu tesiste, kullanıcıların yaralanma, sakat kalma ya da ölüm gibi büyük risklerle karşılaşması söz konusu olduğu halde, alanın kenarına asılan tabelada bu sorumluluğun Karşıyaka Belediyesi‘ne ait olmadığı belirtilerek, bu işin de “saldım çayıra, mevlam kayıra” anlayışıyla yapıldığı anlaşılmaktadır.

Lüks bir bina, onun ardından onun her iki cephesinde yeşil alanlar yaratma ve hemen yakınına bir macera parkı yapmanın hemen arkasından gelen son hamle ise, seçim zamanları oy kullanmaya gittiğimiz eski adı Şemikler İlkokulu, şimdiki adı ise Şehit Mehmet Ali Yandım İlkokulu olan bu eski okul binasının, hemen yanındaki Hazine‘ye ait arsada yapılmasını beklediğimiz bir süreçte, bu alanın özelleştirilerek oldukça büyük bütçelerle özel bir kolej binasının yapılmaya başlanması, adeta yapılan kremalı pastanın üstüne son süslemeyi yapmaya benziyor.

Bu inşaatla ilgili olarak yaptığımız araştırmalar sonucunda, okul binasının yapıldığı parselin 1/5.000 ölçekli İzmir Nazım İmar Planında “Eğitim Alanı” olarak yer almakla birlikte; Milli Eğitim Bakanlığı‘nın önerisi, Karşıyaka Belediye Meclisi‘nin 09.03.2020 tarih, 97509404.301.05.285 sayılı kararı ile İzmir Büyükşehir Belediye Meclisi‘nin 09.01.2023 tarih, 50 sayılı kararı uyarınca “Özel Eğitim Alanı” olarak değiştirilerek aynı zamanda Bahçeşehir Üniversitesi ile 65 şehirdeki kendisine ait 143 eğitim kampüsünde asgari ücretle öğretmen çalıştıran zengin işadamı Enver Yücel‘e ait Bahçeşehir Koleji‘ne verildiği anlaşılmıştır.

İnşaatta çalışan Afgan işçilerden öğrendiğime göre oldukça eski ve bakımsız Şemikler/Şehit Mehmet Ali Yandım İlkokulu‘nun hemen yanına yapılan bu lüks binada Bahçeşehir Koleji‘nin yeni bir şubesi açılacakmış. Böylelikle, Biva Süit benzeri lüks binalarda oturup hemen karşısındaki pahalı özel kolejde okuyacak öğrencilerin, Biva Suite‘deki özel dershaneye gitmek dışında hemen karşıdaki macera parkını ya da Pump Track alanını kullanacakları anlaşılmaktadır.

Bu alanın rant değerini arttırmayı amaçlayan Karşıyaka Belediyesi‘nin son girişimi ise, Avrupa Hareketlilik Haftası kapsamında 22 Eylül 2023 tarihinde Biva Süit önünde yapılan etkinlik oldu. Normal günlerde trafiği yoğun olmayan; aksine araç trafiği ve parklanma itibariyle oldukça sakin olan İdil Biret Caddesi üzerinde ve tam da Biva Süit‘in önünde, “sürdürülebilir kentsel hareketlilik konusundaki öncü farkındalığı” arttırmak amacıyla aktif hareketliliği, toplu ulaşımı ve diğer temiz, akıllı ulaşım çözümlerini ortaya koymak amacıyla yapılan bu etkinliğin, Karşıyaka‘nın neredeyse en sessiz, en hareketsiz bir caddesinde yapılması da söylemle eylem arasındaki çelişkiyi ortaya koyuyordu. Üstüne üstlük Avrupa Komisyonu‘nca, bu yılki etkinliklerin konusu “Şehrini Keşfet” sloganıyla “Gelecek Enerjini Koru/Save Energy” olarak belirlendiği halde…

Normal günlerde İdil Biret Caddesi’ndeki trafik ve araç parkı…

Bir avuç insanın başlarında Karşıyaka Belediye Başkanı Cemil Tugay olduğu halde, trafiğe kapatılmış olan İdil Biret Caddesi‘nde ve Biva Süit önündeki sergiledikleri bu etkinlik tanık olduğum kadarıyla Avrupa Hareketlilik Haftası‘nın bu yılki sloganına uygun olmayan bir tarzda, vatandaştan kopuk olarak bir şekilde yapılıyor, hareketlilik olgusunu öne çıkaran bir düşüncenin aksine hareketin olmadığı bir mekanda sen-ben-bizim oğlan anlayışıyla bir şeyler yapılmaya çalışılıyordu. Elinde tuttuğu mikrofonla etkinliğe katılan bir kırtasiye dükkanının tanıtımını yapan görevli ile kendisini Karşıyaka Belediyesi süreklilik sorumlusu olarak tanıtan genç bir görevliye söylediğim gibi, şayet hareketlilik konusunda bir farkındalık yaratmak istiyorlarsa trafiğin ve araç parkının sorun olmadığı bir yerde değil, Girne Bulvarı ya da Yalı Caddesi gibi trafiğin yoğun olduğu, araç parkının hem araç sahipleri hem de yayalar açısından sorunlu olduğu bölge ya da caddelerde yapılması, böylelikle bu etkinliği gören Karşıyakalıların fark edip aktif olarak katılabilecekleri bir eylem yapılmış olurdu. Kısacası bana göre bu eylem “yapılmış olmak için yapılan” bir eylem, çoğu Karşıyakalının farkına bile varmadığı boşuna, avara kasnak bir çabaydı…

Sonuç olarak;

Soylulaştırma aracılığıyla oluşturulan bu alan, kendi zengin müşterilerini de yaratacak, eski yıllarda verimli sebze ve meyve bahçelerinin ortasında yaratılan yeni bir vaha olarak kentin üst sınıflarına hizmet edecek, bu şekilde ortaya çıkan rant ise inşaat sektörü ile belediye yöneticilerini zenginleştirecek… Anlaşılan bu alanda birileri için her şey güllük gülistanlık olacak, Karşıyaka‘nın diğer semt ve mahalleleri ise her zaman olduğu gibi, ağız sulandıran bu kremalı pastadan tek bir dilim bile alamayacak…

Bütün bu kentsel tasarım ve planları hazırlayıp uygulayan belediye mimar, mühendis ve şehir plancıları ise sahip oldukları bilgi, birikim ve becerileri kullanarak sergiledikleri bu tür ihanetlerin aksine, sıkıp havaya kaldırdıkları yumruklarıyla solculuk, devrimcilik oyunları oynuyorlar, dün içinde yer aldıkları kentsel muhalefet hareketlerini unutarak, sırf makam, mevki, kariyer ve bunun karşılığı olan zenginleşebilmek uğruna belediye başkanlarıyla inşaat sektörünün emrinde çalışmayı tercih ediyorlardı…

Son söz olarak kendilerine şunu söylemek isterim:

Kamu kaynaklarıyla kişisel bilgi, birikim ve becerilerinizi kullanarak Karşıyaka Şemikler‘de ve kentin diğer bölgelerinde yaratılan bu soylulaştırma çalışmalarının farkındayız ve bütün bunları, yarın öbür gün hatırlayabilmek adına kentin hafızasına kazımak istiyoruz…

Yazalım ki, kente karşı işlenen bu suçları unutmayalım…

TARKEM’in bilinmeyen yüzü…

Ali Rıza Avcan

2012 yılında, aralarında İzmir Büyükşehir ve Konak belediyelerinin de bulunduğu 116 ortağın katılımıyla kurulan Tarihi Kemeraltı İnşaat Yatırım Ticaret Anonim Şirketi, kısa adıyla TARKEM‘in İzmir Büyükşehir Belediyesi Başkan Danışmanı Prof. Dr. İlhan Tekeli tarafından hazırlanan İzmir Tarih Projesi Tasarım Stratejisi Raporu kapsamında, 19 alt bölgeye bölünmüş proje alanındaki sadece ikisinde (Havralar ve Agora) gerçekleştirilecek soylulaştırma faaliyetleri için kurulduğunu biliyoruz.

Soylulaştırma sözcüğünün de, en yakın örneklerini İstanbul Tarlabaşı ve Sulukule projelerinde gördüğümüz gibi, büyük kent merkezlerinde azalan nüfusla birlikte her türlü kentsel faaliyetin gerileyip çöktüğü alanlardaki eski yapıların, TARKEM benzeri büyük inşaat şirketleri tarafından alınması ve o yapılarda oturan yoksul, dar gelirli kesimlerle göçmen ve mültecilerin kentin çeperlerine gönderilmesi suretiyle yenilenmesi ve bu yenilenmiş modern yapıların gelir düzeyi yüksek sınıf ve kesimlere (yüksek ücretli büro çalışanları, sanatçılar, vakıf üniversitesi öğrencileri, yabancı turistler vb.) pazarlanması suretiyle el değiştirmesi anlamına geldiğini de biliyoruz.

Soylulaştırmanın bu anlamda, Filistin’i işgal ederek orada yaşayan Filistinlileri mülteci kamplarında yaşamaya mahkum eden ve onların topraklarına kendi vatandaşlarının yaşadığı yeni yerleşim alanları kuran İsrail’in çabasından farklı olmadığını bilir ve o nedenle de kentin merkezinde yaşayanları yerinden, toprağından eden bu yeni kolonyal hareketle mücadele ederiz.

Zaten bu durum, İzmir Tarih Projesi‘ni hazırlayan Prof. Dr. İlhan Tekeli tarafından yazılan İzmir-Tarih Projesi Tasarım Stratejisi Raporu‘nun 71. sayfasında;

“…Bu tür çöküntü alanlarında soylulaştırmanın (gentrificiation) gerçekleştirilmesi oldukça sık rastlanan bir olgudur. Bu alanda toplumsal yükseliş sağlayacak bir seçiciliğin başlatılması için bu gereklidir. Ama soylulaştırma meslek çevrelerinde geçmiş yıllarda olduğu kadar destek bulmamaktadır. Burada yaşayanların dışsallaştırılması, bölge dışına itilmesi eleştiri konusu olmaktadır. Yaptığımız araştırmada ortaya çıktığı üzere; çöküntü alanı haline gelen mahallelerde yerleşik bir nüfus yoktur. Bu alanların nüfusu çok sık yer değiştiren kiracılardan oluşmaktadır. Gayrimenkul değerleri düşmüştür. Bu nedenle bazı alt bölgelerde bir soylulaşma gerçekleştirilebilir hale gelmiştir.” (1)

Denilerek, projenin soylulaştırma amaçlı olduğu açık bir şekilde itiraf edilmiştir.

İzmir Büyükşehir Belediyesi ve onun başkan danışmanı tarafından hazırlanan soylulaştırma hedefli İzmir Tarih Projesi, ne yazık ki, bu projeyi yürütmek amacıyla kurulan çok ortaklı TARKEM yönetiminin, % 0,83 oranındaki sermaye payına sahip bir şirket sahibinin “FETÖCÜ” olduğunun belirlenmesi üzerine Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu‘nun (TMSF) Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi‘nin 9 Kasım 2016, 9194 sayılı nüshasında yayınlanan 28 Ekim 2016 tarihli ilamıyla dokuz kişiden oluşan kayyum heyetine devredilmesi üzerine 2016 yılından itibaren, bir belediye projesi olmaktan çıkıp kayyum ve valilerin; daha doğru bir anlatımla AKP iktidarının denetimindeki bir projeye dönüşmüştür.

Bizim bu tespitimizi doğrulayan diğer bir gelişme ise, şirket yönetiminin kayyuma devredilmesini yeterli görmeyen AKP iktidarının ve onun İzmir’deki temsilcisi İzmir Valiliği‘nin, şirketi teslim alıp kontrol eden başka bir mekanizmaya başvurarak, şirketin kayyuma teslim edildiği günden tam beş gün sonra projenin İzmir-Tarih Projesi Tasarım Stratejisi Raporu ile ilişkisini kopararak ve “İzmir-Tarih, İzmirlilerin Tarih İle İlişkisini Güçlendirme Projesi” şeklindeki proje ismini “Tarihi Kemeraltı Projesi” şekline dönüştürerek 31 Ekim 2007 tarih, 26686 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan 1 Ekim 2007 tarih, 2007/12668 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile belirlenen Kentsel Yenileme Alanları kapsamında değerlendirmeye başlaması ve bu anlayışla İzmir Valisi Erol Akyıldız‘ın 14 Kasım 2016 tarihli onayı ile İzmir Konak Kemeraltı ve Çevresi Yenileme Alanı İcra Kurulu‘nu kurmuş olmasıdır.

Projenin arkasından dolanarak gerçekleştirilen bu operasyon sayesinde böylelikle proje bir anda, İzmir Büyükşehir Belediyesi‘nin projesi olmaktan çıkarak AKP iktidarının ve onun İzmir temsilcisi İzmir Valiliği‘nin, o valilikteki bürokratların kontrol ve yönetiminde “teslim alınmış” bir projeye dönüşmüştür. Bu teslim alış sadece İzmir Valiliği içinde Vali Yardımcısı H. Hüseyin Can‘ın başkanlığında bir İcra Kurulu‘nun oluşturulması ile sınırlı kalmamış, bu kurulun çalışmasını düzenlemek amacıyla Tarihi Kemeraltı Projesi İcra Kurulu Yönergesi adıyla 13 maddeden oluşan bir yönerge hazırlanmış, bu yönergenin 5. maddesine göre oluşturulan Tarihi Kemeraltı Projesi İcra Kurulu‘na 27 kurum ve kuruluşun üye olduğu hükme bağlanmıştır. İzmir Valiliği tarafından Tarihi Kemeraltı Projesi İcra Kurulu‘na üye olması uygun görülen kurum ve kuruluşlar aşağıdaki listede gösterilmiştir.

  1. İzmir Valiliği Avrupa Birliği ve Dış İlişkiler Koordinasyon Merkezi,
  2. Yatırım İzleme ve Koordinasyon Başkanlığı,
  3. İzmir Büyükşehir Belediyesi,
  4. Konak Belediye Başkanlığı,
  5. İl Emniyet Müdürlüğü,
  6. İzmir Defterdarlığı (Konak Milli Emlak Müdürlüğü),
  7. Vakıflar Bölge Müdürlüğü,
  8. Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü,
  9. Gençlik Hizmetleri ve Spor İl Müdürlüğü,
  10. Tapu Kadastro Bölge Müdürlüğü,
  11. İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü,
  12. İl Milli Eğitim Müdürlüğü,
  13. İl Sağlık Müdürlüğü,
  14. İl Gıda, Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü,
  15. Türkiye İş Kurumu İzmir İl Müdürlüğü,
  16. İzmir 1 Numaralı Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu Müdürlüğü,
  17. Rölöve ve Anıtlar Müdürlüğü,
  18. İzmir Kalkınma Ajansı Genel Sekreterliği,
  19. İzmir Ticaret Odası,
  20. Türkiye Elektrik Dağıtım Anonim Şirketi (TEDAŞ),
  21. Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı,
  22. Tarihi Kemeraltı İnşaat Yatırım Ticaret A.Ş. (TARKEM),
  23. Tarihi Kemeraltı Esnaf Derneği,
  24. İzmir Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği,
  25. TMMOB (Mimarlar Odası, Şehir Plancıları Odası, Harita Mühendisleri Odası İzmir Şubesi),
  26. TÜRSAB İzmir Bölgesel Yürütme Kurulu,
  27. Ege Turistik İşletmeler ve Konaklamalar Birliği (ETİK).

Yukarıdaki listenin incelenmesinden de anlaşılacağı üzere, çoğunluğun İzmir Valiliği denetimindeki kurumlarda olduğu Tarihi Kemeraltı Projesi İcra Kurulu‘nda üye olan İzmir Büyükşehir Belediyesi ile Konak Belediyesi bundan böyle 27 katılımcıdan sadece ikisi olarak yer almaktadır.

Ama ne hikmetse, gerek Tarihi Kemeraltı Projesi İcra Kurulu‘nun oluşumuna ilişkin 04 Kasım 2016 tarih, 51116657-010-155-9979 sayılı İzmir Valiliği İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü yazısı, gerekse yönergenin kabulüne ilişkin 26 Aralık 2016 tarih, 51116657-010-194/11567 sayılı ikinci İzmir Valiliği İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü yazısı (her iki resmi yazı, yazımızın sonuna eklenmiştir) Tarihi Kemeraltı Projesi İcra Kurulu‘nun üyesi olacak Türkiye Mimar Mühendis Odaları Birliği‘ne; yani Mimarlar Odası, Şehir Plancıları Odası ve Harita Mühendisleri Odası İzmir şubelerine gönderilmemiş, o meslek odalarının böylesi bir gelişmeden haberdar olmaları engellenmiştir. Nitekim TMMOB Şehir Plancıları Odası İzmir Şubesi‘ndeki arkadaşlara bu yazıların kendilerine gönderilip gönderilmediğini sorduğumda, Tarihi Kemeraltı Projesi İcra Kurulu‘nun oluşumu ve yönergesi konusunda herhangi bir bilgilerinin olmadığını, Tarihi Kemeraltı Projesi İcra Kurulu‘nun bugüne kadar yaptığı toplantılara katılmadıklarını ve aldığı kararları bilmediklerini öğrendim.

Böylesine tuhaf bir durum karşısında, CİMER kanalıyla İzmir Valiliği’ne gönderdiğim 6 Şubat 2020 tarih, 20000339758 başvuru numaralı yazıyla Tarihi Kemeraltı Projesi İcra Kurulu‘nun kurulduğu tarihten bu yana yaptığı toplantılara kimlerin katıldığını ve bu toplantılarda hangi kararların alındığını sormama ve bu soruya süresi içinde yanıt verilmemesi üzerine, 10 Mart 2020 tarih, 20000632311 başvuru numaralı yazı ile ikinci bir hatırlatma yapmama karşın bu yazıya bugüne kadar herhangi bir yanıt alamadım.

Peki o halde, bu kurul niye kurulup çalıştırılmamıştı ya da yaptığı çalışmalar hakkında bilgi vermekten ısrarla kaçınılıyordu?

Benim anladığım kadarıyla, İzmir Valiliği tarafından proje adı değiştirilerek kurulan Tarihi Kemeraltı Projesi İcra Kurulu, AKP iktidarının proje ve TARKEM üzerinde kurduğu hakimiyeti kamuoyundan gizlemek, proje sanki bu kurul eliyle yürütülüyormuş gibi izlenim vermek amacıyla kurulmuştu. Bütün gizliliğin tek nedeni de buydu…

Nitekim, isim değiştiren proje ile birlikte TARKEM‘in bu şekilde teslim alınması sonrasında TARKEM‘e iktidara yakın kurum ve kuruluşların (İzmir Ticaret Odası, İzmir Ticaret Borsası, Ege İhracatçı Birlikleri, İMEAK Deniz Ticaret Odası, Ege Bölgesi Sanayi Odası, Vakıflar Bölge Müdürlüğü, İzmir Valiliği İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü, İzmir Valiliği İl Yatırımları İzleme ve Koordinasyon Başkanlığı vb.) ortak olması, İl Kültür ve Turizm eski müdürünün TARKEM‘de danışman olarak çalışmaya başlaması da şirketin belediye sularından ayrılarak iktidarın suların seyretmeye başladığının somut delilleriydi. Bunun en son örneği ise, kentteki bütün meslek odalarıyla sivil toplum kuruluşlarının bir kent suçu olarak ilan ettiği Çeşme Projesi‘nin reklamını yapıp bu projeden TARKEM Eşrafının ağzına bir parmak bal çalacağını ifade eden Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy adına Kültür ve Turizm Bakanlığı‘nın TARKEM‘e ortak yapılmış olmasıdır.

Artık bundan böyle TARKEM, arkasına AKP iktidarını ve o iktidarın Valilik başta olmak üzere İzmir’deki destekçilerini alarak içinde bulunduğu kentin kültürel, toplumsal ve siyasal kimliğine yabancılaşmış, İzmir’den çok AKP iktidarının çıkarları doğrultusunda kendi yönetici ve ortaklarının menfaatlerini gözeten bir yapıya bürünmüştür.

Kayyumdan kurtulmak uğruna yaptıkları çalışmaların sonucunda ortaya çıkan bu yeni teslimiyet hali, artık öyle bir bağlılık ya da zorunluluk noktasına gelmiştir ki; TARKEM Eşrafının lideri Uğur Yüce‘nin 27 Haziran 2020 tarihli Ege’deSonSöz mülakatında da ifade ettiği gibi, Bakan Mehmet Nuri Ersoy’a inanmaktan başka bir çareleri kalmamıştır

Eminim ki, bundan böyle İzmir‘i, Kemeraltı Çarşısı‘nı, Basmane‘yi, Kadifekale‘yi seven, bu tarihi, arkeolojik ve kültürel değerleri koruyup kollayan İzmirliler, İzmir Valiliği eliyle kaleyi içeriden fethetmeyi amaçlayan bu yeni AKP hamlesinin farkına varır ve şimdiye kadar belediye himayesindeyken, şimdi yeni bir Truva Atı‘nın içine doluşup iktidar cenahına geçen bu menfaat odağına karşı mücadele eder…

(1) Metindeki koyultmalar tarafımızca yapılmış olup, metinde yapıldığı ifade edilen araştırma, bütün taleplerimize karşın temin edilememiş ve belediyeye ait hiçbir kaynakta yayınlanmamıştır. O nedenle böyle bir araştırmanın yapılıp yapılmadığı belli değildir denilebilir.

Bilgi: Tarihi Kemeraltı Projesi İcra Kurulu‘nun oluşumu ve çalışma yönergesi ile ilgili bilgileri içeren İzmir Valiliği belgelere aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz.

Kente Karşı İşlenen Suçlar – 5

Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği (ÇYDD) Çevre Komisyonu ile Fotopya – Fotoğraf Sanatı Portalı, 2013 yılından bu yana kentlerdeki plansız yapılaşmanın sonuçlarına dikkat çekmek amacıyla -1996 tarihli Habitat İstanbul toplantısı nedeniyle birlikte çalışma fırsatını yakaladığım- gazeteci, çevre dostu mimar Oktay EKİNCİ anısına fotoğraf yarışmaları düzenliyor.

İlki 2013 yılında “Kente Karşı İşlenen Suçlar” başlığı ile yapılan yarışma, 2014 yılında “Ağaca Ağıt“, 2015 yılında da “Kalabalıkla Gelen” temaları çerçevesinde gerçekleştirildi ve sergileri düzenlendi.

Bugün sizlerle teması “Kalabalıkla Gelen” olarak belirlenen 2015 tarihli üçüncü yarışmanın sergilemeye değer bulunan 26 fotoğrafını paylaşıyoruz. 

Kente Karşı İşlenen Suçlar fotoğraf yarışması 2016 yılı için sürdürüldüğü takdirde oradan çıkacak fotoğrafları da paylaşmak dileğiyle…

kadir-civici-02
Kadir Çivici

kayhan-guc
Kayhan Güç

kubra-akguc
Kübra Akgüç

melek-hasan
Melek Hasan

mine-ertugrul
Mine Ertuğrul

murat-ibranoglu
Murat İbranoğlu

murat-sandikci
Murat Sandıkçı

mustafa-demirbas
Mustafa Demirbaş

nazli-kilic
Nazlı Kılıç

nuri-coban
Nuri Çoban

oguz-korkmaz-01
Oğuz Korkmaz

oguz-korkmaz-02
Oğuz Korkmaz

okan-ozdemir
Okan Özdemir

onur-kuter-01
Onur Kuter

onur-kuter-02
Onur Kuter

orhan-kose
Orhan Köse

serhan-sevin-01
Serhan Sevin

serhan-sevin-02
Serhan Sevin

sezai-ozaltin
Sezai Özaltın

suha-goklu
Süha Göklü

tevfik-adatepe
Tevfik Adatepe

ummu-kandilcioglu-01
Ümmü Kandilcioğlu

ummu-kandilcioglu-02
Ümmü Kandilcioğlu

ummu-kandilcioglu-03
Ümmü Kandilcioğlu

zeynep-ilze-01-3-odulu
Zeynep İlze

zeynep-ilze-02
Zeynep İlze

Kente Karşı İşlenen Suçlar – 4

Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği (ÇYDD) Çevre Komisyonu ile Fotopya – Fotoğraf Sanatı Portalı, 2013 yılından bu yana kentlerdeki plansız yapılaşmanın sonuçlarına dikkat çekmek amacıyla -1996 tarihli Habitat İstanbul toplantısı nedeniyle birlikte çalışma fırsatını yakaladığım- gazeteci, çevre dostu mimar Oktay EKİNCİ anısına fotoğraf yarışmaları düzenliyor.

İlki 2013 yılında “Kente Karşı İşlenen Suçlar” başlığı ile yapılan yarışma, 2014 yılında “Ağaca Ağıt“, 2015 yılında da “Kalabalıkla Gelen” temaları çerçevesinde gerçekleştirildi ve sergileri düzenlendi.

Bugün sizlerle teması “Kalabalıkla Gelen” olarak belirlenen 2015 tarihli üçüncü yarışmanın dereceye giren ve sergilemeye değer bulunan 22 fotoğrafını paylaşıyoruz. Sergilemeye değer bulunan 27 fotoğrafı ise önümüzdeki günlerde yayınlayacağız.

 

afis

kadir-civici-01-1-odulu
Kadir Çivici, 1. Ödülü

mustafa-kocakoc-2-odulu
Mustafa Kocakoç – 2. Ödülü

zeynep-ilze-01-3-odulu
Zeynep İlze – 3. Ödülü

banu-diker-mansiyon-odulu
Banu Diker – Mansiyon

gultekin-alkurt-mansiyon-odulu
Gültekin Alkurt – Mansiyon

ibrahim-aysundu-mansiyon-odulu
İbrahim Aysundu – Mansiyon

alahattin-kanlioglu-01
Alahattin Kanlıoğlu

alahattin-kanlioglu-02
Alahattin Kanlıoğlu

Ali Mermertaş.jpg
Ali Mermertaş

arzu-ibranoglu-01
Arzu İbranoğlu

arzu-ibranoglu-02
Arzu İbranoğlu

aysegul-yilmaz-01
Ayşegül Yılmaz

aysegul-yilmaz-02
Ayşegül Yılmaz

cemal-cetin
Cemal Çetin

cetin-kulekci
Çetin Külekçi

emre-bulduk
Emre Bulduk

engun-guneysu
Engün Güneysu

fusun-tirman
Füsun Tırman

hakan-senbahceli
Hakan Şenbahçeli

hasan-icel-01
Hasan İçel

hasan-icel-02
Hasan İçel

hatice-karakan
Hatice Karakan

Kente Karşı İşlenen Suçlar – 3

Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği (ÇYDD) Çevre Komisyonu ile Fotopya – Fotoğraf Sanatı Portalı, 2013 yılından bu yana kentlerdeki plansız yapılaşmanın sonuçlarına dikkat çekmek amacıyla -1996 tarihli Habitat İstanbul toplantısı nedeniyle birlikte çalışma fırsatını yakaladığım- gazeteci, çevre dostu mimar Oktay EKİNCİ anısına fotoğraf yarışmaları düzenliyor.

İlki 2013 yılında “Kente Karşı İşlenen Suçlar” başlığı ile yapılan yarışma, 2014 yılında “Ağaca Ağıt“, 2015 yılında da “Kalabalıkla Gelen” temaları çerçevesinde gerçekleştirildi ve sergileri düzenlendi.

Bugün sizlerle teması “Ağaca Ağıt” olarak belirlenen 2014 tarihli ikinci yarışmanın 22 fotoğrafını paylaşıyoruz. Önümüzdeki günlerde de 2015 yılında yapılan yarışmanın fotoğraflarını paylaşacağız.

 

mehmet-fatih-yildiz-1-odulu
Mehmet Fatih Yıldız, 1. Ödülü

ahmet-turan-kural-2-odulu
Ahmet Turan Kural, 2. Ödülü

kasim-gumus-3-odulu
Kasım Gümüş, 3. Ödülü

arif-miletli-mansiyon
Arif Miletli, Mansiyon

arzu-ibranoglu-mansiyon
Arzu İbranoğlu, Mansiyon

aynur-yildirim-mansiyon
Aynur Yıldırım, Mansiyon

emre-bostanoglu-mansiyon
Emre Bostanoğlu, Mansiyon

kenan-gurbuz-mansiyon
Kenan Gürbüz, Mansiyon

serife-keser-mansiyon
Şerife Keser, Mansiyon

mehmet-ozturk-juri-ozel-odulu
Mehmet Öztürk, Jüri Özel Ödülü

agaca-agit-01
Ağaca Ağüt

agaca-agit-02
Ağaca Ağıt

agaca-agit-10
Ağaca Ağıt

agaca-agit-11
Ağaca Ağıt

agaca-agit-12
Ağaca Ağıt

agaca-agit-o3
Ağaca Ağıt

agaca-agit-o4
Ağaca Ağıt

agaca-agit-o5
Ağaca Ağıt

agaca-agit-o6
Ağaca Ağıt

agaca-agit-o7
Ağaca Ağıt

agaca-agit-o8
Ağaca Ağıt

agaca-agit-o9
Ağaca Ağıt

Kente Karşı İşlenen Suçlar – 2

Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği (ÇYDD) Çevre Komisyonu ile Fotopya – Fotoğraf Sanatı Portalı, 2013 yılından bu yana kentlerdeki plansız yapılaşmanın sonuçlarına dikkat çekmek amacıyla -1996 tarihli Habitat İstanbul toplantısı nedeniyle birlikte çalışma fırsatını yakaladığım- gazeteci, çevre dostu mimar Oktay EKİNCİ anısına fotoğraf yarışmaları düzenliyor.

İlki 2013 yılında “Kente Karşı İşlenen Suçlar” başlığı ile yapılan yarışma, 2014 yılında “Ağaca Ağıt“, 2015 yılında da “Kalabalıkla Gelen” temaları çerçevesinde gerçekleştirildi ve sergileri düzenlendi.

Bugün sizlerle 2013 tarihli ilk yarışmanın son 18 fotoğrafını paylaşarak 2013 yılı yarışması faslını kapatıyoruz. Önümüzdeki günlerde de 2014 ve 2015 yarışmalarında dereceye giren fotoğrafları paylaşacağız.

Bu arada savaşlarla, ölümlerle, haksız tutuklama ve görevden uzaklaştırmalarla dolu sıkıntılı bir ortamda yaşamaya çalıştığımız bayramınızı kutluyor, iyi seyirler diliyoruz.

resim17
Arzu İbranoğlu, Bursa

resim18
Birol Kıraç, Gaziantep

resim19
Burak Tiryakioğlu, İstanbul

resim20
Burak Tiryakioğlu, İstanbul

resim21
Cihan Deniz, Ankara

resim22
Yılmaz Aynalı, Edirne

resim23
Ercan Bozkurt, İzmir

resim24
Faruk Keskin, Antalya

resim25
Gökhan Kopuz, Rize

resim26
İsmail Okur, Sakarya

resim27
Karahan Parlatan, Adana

resim28
Mehmet Turan Özdemir, Trabzon

resim29
Mehmet Yasa, İzmir

resim30
Murat Yılmaz, İzmir

resim31
Mustafa Arslan Yüksel, İzmir

resim32
Fahri Yılmaz, İstanbul

resim33
Mürsel Yağcıoğlu, İstanbul

resim34
Sevilay Namlı, İstanbul

Kente Karşı İşlenen Suçlar – 1

Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği (ÇYDD) Çevre Komisyonu ile Fotopya – Fotoğraf Sanatı Portalı, 2013 yılından bu yana kentlerdeki plansız yapılaşmanın sonuçlarına dikkat çekmek amacıyla -1996 tarihli Habitat İstanbul toplantısı nedeniyle birlikte çalışma fırsatını yakaladığım- gazeteci, çevre dostu mimar Oktay EKİNCİ anısına fotoğraf yarışmaları düzenliyor.

İlki 2013 yılında “Kente Karşı İşlenen Suçlar” başlığı ile yapılan yarışma, 2014 yılında “Ağaca Ağıt“, 2015 yılında da “Kalabalıkla Gelen” temaları çerçevesinde gerçekleştirildi ve sergileri düzenlendi.

Bugün sizlerle 2013 tarihli ilk yarışmanın ilk 15 fotoğrafını paylaşıyoruz. Önümüzdeki günlerde 2013 tarihli yarışmanın diğer fotoğraflarıyla 2014 ve 2015 yarışmalarında dereceye giren fotoğrafları paylaşacağız.

İyi seyirler dileğiyle…

resim1

resim2
Birinci, Garip Yörük, Giresun

resim3
İkinci, Erkan Kalenderli, İstanbul, Büyükçekmece

resim4
Üçüncü, İzzet Uğur Ölmez, İstanbul

resim5
Jüri Özel Ödülü, Levent Bayraktar, İstanbul

resim6
Mansiyon, Mustafa Gezer, Kocaeli

resim7
Mansiyon, Hatice Karakar, İstanbul

resim8
Mansiyon, H. Bahar Kaleli, İstanbul

resim9
Mansiyon, Şener Yılmaz Aslan, İstanbul

mansiyon-halil-ibranoglu
Mansiyon, Murat İbranoğlu, Kocaeli

resim11
Mansiyon, Arzu İbranoğlu, Bursa

resim12
Abdullah Tezer, İstanbul

resim13
Abdurrahman Gürener, Ankara

resim14
Ahmet Çetin, İstanbul

resim15
Ali Ediz Elbir, İstanbul

resim16
Alican Yıldız, Bursa