Hangi işler için, hangi yüzle yeniden oy isteniyor?

Ali Rıza Avcan

Yaklaşan İzmir Kent Konseyi seçimleri nedeniyle yazdığım ilk yazının üzerinden üç gün geçti. Bu süre içinde genel kurula katılımı, getirecekleri belgelere bağlı Buca Kent Konseyi ile 85 adet derneğe ait başvuru süresi bitti ve bu sürenin bitimi sonrasında daha doğrusu genel kurula kimlerin katılıp kimlerin katılmayacağını bizzat belirleme işinin bitiminde halen İzmir Kent Konseyi Başkanlığı görevini sürdüren Seniye Nazik Işık ile bir zamanlar avukat Ayten (Tekeli) Ünal ve CHP eski Konya Senatörü Erdoğan Bakkalbaşı ile birlikte tüzüğünü birlikte hazırladığımız Karşıyaka Kent Meclisi ile Konak Belediye Başkanı Hakan Tartan zamanında Konak Kent Konseyi‘nin başkanlığını yapan Doç. Dr. Metin Erten 2. ve 3. aday olarak adaylıklarını açıkladılar.

Bense öncelikle katılımı reddedilen 47 dernek ile 1 kooperatifin analizini yaparak, olası bir hukuki itiraz için gerekli olabilecek İzmir Valiliği İl Sivil Toplumla İlişkiler Müdürlüğü sicil bilgilerini, yöneticilerini, faaliyette bulundukları adres ve iletişim bilgilerini derleyerek bunların arasında yer alan İnciraltı Gelişim Derneği başkanı avukat Tayfun Karabulut ile yazışma fırsatını yakaladım. Sayın Karabulut bana verdiği cevapta aynen şunları söyledi:

… Gerçekten öğrendiğimde çok şaşırdım dün de telefonla Kent Konseyi‘ni aradım, konuyla ilgili itirazı da e-mail yoluyla ilettim. süreci Pazartesi de takip edip ona göre bir tavır almayı düşünüyorum. Ayrıca bu durumu tarafımıza bildirimle de duyurmadılar, 3.kişiler tarafından öğrendim. Bunu söylediğimde de bir hata olmuş olabilir dendi. İzmir’i bilen kişi veya kurum bunu yapmaz diye düşünüyorum. Gerçekten pes.

Evet, İnciraltı Gelişim Derneği Başkanı avukat Tayfun Karabulut‘un da dediği gibi İzmir’i bilen kişi ya da kurumların bunu yapmaz diyoruz; ama bu yetkiyi ellerinde bulunduranların gözlerini öyle bir hırs bürüyor ki, bizim yapamazlar dediğimiz birçok hukuksuz, akıl almaz işlemi yapıyorlar, yapabiliyorlar….

Avukat Tayfun Karabulut‘un da dediği gibi, hazırlanan hazirun listesine itiraz ve bilgilendirmelerle ilgili süre geçtiğimiz hafta sonunda bittiği için kesinleşmiş listesinin, İzmir Kent Konseyi Çalışma Usul ve Esasları Hakkındaki Yönerge‘nin 9. maddesinin 1/e fıkrası hükmüne göre genel kuruldan en geç 3 gün önce; yani 9 Şubat 2022 tarihine kadar değişik yöntemlerle katılımcılara ve kamuoyuna duyurulması gerekiyor.

Hazirun listesinin kesinleşmesi sonrasında ayrı bir değerlendirme yapmak üzere; şimdi Seniye Nazik Işık başkanlığındaki İzmir Kent Konseyi‘nin 9 Şubat 2020-12 Şubat 2022 döneminde neler yaptığını ya da yapmadığını tek tek gözden geçirerek bu ekibin performansını değerlendirmek istiyorum.

Ama ondan önce bütün bu çalışmaları yapan ya da yapmayan ekibi tek tek hatırlayarak tarihe not düşmek gerekir diye düşünüyorum:

Seniye Nazik Işık, İzmir Kent Konseyi Başkanı

Yusuf Can Gökmen, İzmir Kent Konseyi Genel Sekreteri (Ayrıldı)

Ç. Emre Saygılı, İzmir Kent Konseyi Genel Sekreteri

Yürütme Kurulu: Seçilen Asil Üyeler: 1) Fikret Ekici, 2) Fatih Sürenkök, 3) Hüseyin Han, 4) Evrim Bal Başaran, 5) Harun Düşenkalkan, 6) Taylan Özgür Üstün, 7) Özge İyiiş, 8) Hüseyin Kuzu, 9) Mahmut Açıkkar, 10) Niyazi Soytürk,

Seçilen Yedek Üyeler: 1) Mustafa Yıldız, 2) Metin Çınar, 3) Emine Gümüş, 4) Lütfiye Kader, 5) Ali Cem Kaya, 6) Mine Pakkaner, 7) E. Olcay Işın, 8) Hatice Güleç, 9) Fatma Aytül Çağlar, 10) Habip Akşahin,

Aslı Umucu, Kadın Meclisi Başkanı

Abdülsamet Baskak, Engelli Meclisi Başkanı

Emir Duran, Gençlik Meclisi Başkanı

Kuzey Tunay, Çocuk Meclisi Başkanı

Gelelim şimdi bu ekibin 9 Şubat 2020-12 Şubat 2022 döneminde neler yapıp neleri yapmadıkları ya da yapamadıkları konusuna;

“Yürütme kurulunu kafama göre kurar, bazı üyelerini seçtirmeden atamayla belirlerim”

📌 İzmir Kent Konseyi‘nin 9 Şubat 2020 tarihli genel kurulunda üniversite ve baro/noter temsilcilerinden hiç kimse katılmamış ve bu nedenle bu iki grubun kendi içinde herhangi bir seçim yapılmamış olmasına, bu husus Divan Başkanı Engin Önen ile Divan Yazmanları Nuriye Çelik ile İlyas Aydınalp tarafından düzenlenen genel kurul tutanağında “İzmir Valiliği, Üniversiteler ve Baro/Noter temsilcileri oy kullanmamıştır” şeklinde ifade edilmiş olmasına; ayrıca, İzmir Kent Konseyi Yürütme Kurulu‘na belediye temsilcisi unvanıyla herhangi bir görevlinin katılması mümkün olmamasına rağmen; Belediyeyi temsilen Genel Sekreter Yardımcısı Ertuğrul Tugay‘ın, üniversiteleri temsilen Bakırçay Üniversitesi öğretim Üyesi Prof. Dr. Arıkan Tarık Saygılı‘nın ve asıl işin garibi, bu yapılan hukuksuzluğa açıkça karşı çıkıp doğrusunu söylemesi gereken İzmir Barosu‘nu temsilen avukat Perihan Çağrışım Kayadelen‘in 9 Şubat 2020-12 Şubat 2022 döneminde yürütme kurulu üyesi olarak görev yapıp tüm kararlara imza attıkları belirlenmiştir. Bu üç şahsın isminin ve resimlerinin İzmir Kent Konseyi‘ne ait İnternet sayfasının yürütme kurulu ile ilgili bölümünde yer alması, bunun en somut kanıtıdır.

Böylelikle ilk kez yürütme kurulu üyelerinden 3’ünün, İzmir Kent Konseyi katılımcılarının seçimi ile değil; belediye başkanının ya da birilerinin atamasıyla görevlendirildiği anti demokratik bir kent konseyi yapısı ile karşılaşmış oluyoruz…

“İşlerimi plansız programsız yaparım…

📌 İzmir Kent Konseyi‘nin 9 Şubat 2020-12 Şubat 2022 tarihleri arasındaki faaliyetleri, İzmir Kent Konseyi Çalışma Usul ve Esasları Hakkındaki Yönerge‘nin 10. maddesinin 2/b fıkrası hükmüne aykırı olarak, İzmir Kent Konseyi‘ne ait herhangi bir stratejik plan ve eylem planı hazırlanıp kamuoyuna duyurulmadan günübirlik yürütülmüştür.

Benim, katılımcılarıma ve İzmir halkına hesap vermek gibi bir niyetim yoktur…

📌Engelli, Çocuk, Kadın ve Gençlik meclisleriyle çalıştığı söylenen kağıt üstündeki 15 ayrı çalışma grubunun 9 Şubat 2020-12 Şubat 2022 tarihleri arasındaki iki yıllık süre içinde yaptıklarıyla bunun sonucunda hedeflerine ulaşıp ulaşmadıklarını gösteren faaliyet raporları hazırlanmamış ve bu raporların İzmir halkını bilgilendirmek amacıyla kamuoyu ile paylaşılması suretiyle İzmir Kent Konseyi‘nin hem katılımcılarına, hem de İzmir halkına hesap vermesi sağlanmamıştır.

“Genel Kurul kararlarını kafama uyarsa yerine getirir, uymazsa getirmem…

📌16. Genel Kurul’ca karar verilmiş olmasına rağmen, çevre meclisi bugüne kadar kurulmamıştır. Bu durum, İzmir Kent Konseyi başkanı ve yürütme kurulunun, kendilerini seçip görevlendiren İzmir Kent Konseyi Genel Kurulunun kararlarına ne ölçüde saygı duyduğunu ve kendilerine verilen görevi ne ölçüde sahiplendiğini çok iyi göstermektedir.

Eh yani, bir koltuk daha olsaydı; onu da kabul ederdim…

📌 İzmir Kent Konseyi Başkanı Senihe Nazik Işık, İzmir Kent Konseyi Başkanı olarak seçildiği 9 Şubat 2020 tarihinden Karabağlar Kent Konseyi Başkanlığını bıraktığı 22 Haziran 2021 tarihine kadar; yani tam 1 yıl 4 ay 13 gün süreyle hem Karabağlar, hem de İzmir Kent Konseyi Başkanlığı görevini yürütmüş Türkiye’deki tek kent konseyi başkanıdır. İzmir, bu konuda da bir “ilk olma” önceliğini kazanmış, iktidardaki ya da muhalefetteki aklı başında hiç kimse de çıkıp kendisine “bu kadarı da olmaz” dememiş, onun kafasındaki sürenin dolmasını beklemiştir. Oysa kendisi bu durumu, seçim öncesinde aynı durumun diğer aday Konak Kent Konseyi Başkanı Hamit Mumcu için gündeme gelmesi nedeniyle “seçilenin iki konseyi birden yürütmesi hukuken olmasa da uygulama açısından eşit mesafe ilkesine aykırılık oluşturabilir.” şeklinde ifade etmiş olmakla birlikte; seçim sonrasında iki ayrı koltuğa sahip olmak, anlaşıldığı kadarıyla kendisine güzel geldiği gibi benim ileri sürdüğüm ahlaki kurallara, kendisinin ifade ettiği “eşit mesafe ilkesine” aykırı gelmemiştir.

Hak, Hukuk, Adalet anlayışına uygun bir kent konseyi: Başka bir bahara…

📌 İçişleri Bakanlığı’nca çıkarılmış Kent Konseyi Yönetmeliği ile örnek mahkeme kararlarına aykırı olan İzmir Kent Konseyi Çalışma Usul ve Esasları Hakkındaki Yönergesi‘yi değiştirmek için herhangi bir girişimde bulunulmamıştır.

Hangi sorun, hangi ihtiyaç?

📌 Görev süresi içinde konseyin görev alanına giren hiçbir önemli proje yürütülmemiş, kentin tümünü ilgilendiren Kültürpark, Çeşme Turizm Projesi, İnciraltı, Vestel Gökdeleni, Gaziemir’deki radyasyon yüklü atıklar, sonuçlanmayan kentsel dönüşüm projeleri, RES’ler gibi kentin gündemini oluşturan ciddi konulara ya hiç girilmemiş ya da bu konular yarım ağızla geçiştirilmiş, bunun yerine konseyin görev alanına girmeyen işlerle uğraşılmış, İzmir Kent Konseyi Başkanı‘na bir lütufmuş gibi sunulan belediye meclisi ile İzmir Ekonomik Kalkınma ve Koordinasyon Kurulu‘ndaki koltuklar daimi olarak doldurulmamış, bu dönem içinde tek bir genel kurul önerisi İzmir Büyükşehir Belediyesi‘ne sunulmamıştır.

Kurumsal tercih ve politikalar yerine kişisel tercihler ve sonuçsuz çalışmalar…

📌 İzmir Kent Konseyi, konsey başkanının kadın hakları konusundaki geçmiş kariyeri, bu konuda duyduğu ilgi ve heyecan nedeniyle adeta bir kadın hakları örgütü gibi çalışmış; toplumun diğer grup, kesim ve sınıflarını, örneğin işçi, emekçileri, yoksul ve dar gelirlileri, emeklileri ve yaşlıları, çalışan kesimleri, sendikaları, çalışan çocukları ilgilendiren konularda, kadın mücadelesine verilen önem ve ağırlık vermemiş, ağırlık verdiği konularda da sonuç alıcı çalışmalar yapılmamıştır.

Örneğin, ağırlıklı olarak çalışılan kadın hakları alanında, yaptığımız çalışmalar sonucunda İzmir Büyükşehir Belediyesi ile bağlı kuruluşlarında çalışan kadınların oranı uzun yıllardır % 16 ve onun altında kalıp bu oranın arttırılması için herhangi bir çalışma yapılmadığı halde kent konseyinin hemen dibindeki bu sorunun çözümü için bir mücadele verilmemiş, bol bol çalıştay, panel ve kurs gibi toplantılar düzenleyen kent konseyi bu konuda bile somut bir sonuca ulaşamayıp başarısız olmuştur. Son günlerde vatandaşın canını yakan pahalılık, yüksek elektrik, doğalgaz, içme suyu faturaları, düzenli arttırılan ulaşım ücretleri, elektrik kesintileri gibi konuları kendine dert edinmeyip tümüyle seçimlere yoğunlaşması bile bu ilgisizliğin en önemli göstergesidir.

Başkan’ı memnun etmeyecek ve el yakacak sorunlardan uzak durmak…

📌 TMMOB İzmir İl Koordinasyon Kurulu‘nun, ilk başta İzmir Kent Konseyi ile birlikte yapacağı söylenen 4 Haziran 2021 tarihli Çeşme Turizm Projesi Çalıştay ve Forumu‘nun İzmir Kent Konseyi yerine ismi cismi bilinmeyen İzmir Kent Konseyleri Birliği tarafından yapılması, İzmir Kent Konseyi‘nin bu tür el yakacak ‘tehlikeli‘ konulara girmeme politikasının en belirgin örneği olmuştur.

Neoliberal yönetişim zihniyetine aykırı bir yapı…

📌 Kentte faaliyet gösterip özel sektörü temsil eden ESİAD, EGİAD, İZSİAD ve MÜSİAD gibi iş dünyası dernekleriyle İzmir Ticaret Odası (İZTO), Ege Bölgesi Sanayi Odası (EBSO), İZmir Esnaf ve Sanatkarları Odası Birliği (İESOB), Ege İhracatçı Birlikleri (EİB) ve İzmir Ticaret Borsası (İTB) gibi çok fazla sayıda üyeye sahip önemli ve büyük meslek odalarının 2009 yılında oluşturulan İzmir Ekonomik Kalkınma ve Koordinasyon Kurulu (İEKKK) dışında İzmir Kent Konseyi‘ne de katılması; böylelikle, kent konseylerinin temel prensibi olan ‘iyi yönetişim‘ mekanizmasının sivil toplum + devlet + özel sektör beraberliği içinde hayata geçmesi için çaba harcanmamıştır.

“Birinci vazifem, belediyenin, başkanının ve başkanın eşinin peşinde olmaktır…

📌 Katıldığı etkinliklerde bile İzmir Büyükşehir Belediyesi‘nin peşine takılan, onun yaptıklarına malzeme olan bir görünüm sergilemiştir. Dünya Otomobilsiz Kent Gününde, kentin en sakin, sorunsuz ve trafiksiz caddesinin kapatılması suretiyle ortaya konulan komik etkinliklerin figüranı olarak orada yer almak bence bunun en güzel örneğidir.

Ekolojik dengesi bizzat belediye tarafından bozulan bir mekanda ekoloji buluşması düzenlemek…

📌 Kültürpark‘ın İzmir Büyükşehir Belediyesi hizmet birimleri, araçları ve personeli tarafından işgal edilip hırpalandığı günlerde İzmir Ekoloji Buluşması adıyla İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin koltuğu altında yapılan etkinlik, ülkemizdeki ve dünyadaki çevre mücadelesinin “en terbiyeli” hali olarak tarihe geçmiştir…

Ödenen paraların boşa gittiği kullanılmayan beyhude projeler…

📌 Düzenlenen büyük tanıtım toplantılarıyla kamuoyuna duyurulan “İzmir’in gündemini takip et!” kampanyası büyük bir fiyasko ile neticelenmiş; bu proje ile oluşturulan sisteme, projenin başladığı tarihten önce belediye başkanının önerisiyle belediye meclisinde görüşülen gündem maddeleri sanki halkın önerisiymiş gibi sahte kayıtların yapıldığı görülmüştür. Hele ki, tek bir genel kurul önerisinin İzmir Büyükşehir Belediye Meclisi‘ne gönderilmediği bir hizmet döneminde…

Çalışma grupları içinde seçim yapılması konsey uygulama yönergesine aykırıdır…

📌 İzmir Kent Konseyi‘nin hukuka aykırı olduğu bilinen İzmir Kent Konseyi Çalışma Usul ve Esasları Hakkındaki Yönergesi‘nde çalışma grupları ile ilgili herhangi bir seçim yapılması öngörülmediği halde, genel kurul öncesinde bu grupların içinde seçim yapılması sağlanmıştır.

Konsey uygulama yönergesinde olmayan gereksiz işler yapmak…

📌 İzmir Kent Konseyi Çalışma Usul ve Esasları Hakkındaki Yönergesi‘nde ‘Danışma Kurulu‘ adında bir organa yer verilmediği halde, 2021 yılı sonunda İzmir Kent Konseyi Yürütme Kurulu‘nun kararıyla İzmir içinden ve dışından bazı isimlerin katılımı ile bir danışma kurulu oluşturulmuştur.

Evet, onca önemli, vahim hukuksuz, adaletsiz, yanlış ve antidemokratik uygulamadan sonra aynı insanlara ve ekibe oy verip aynı şeylerin tekrarlanmasını ister misiniz; yoksa, yeni yöneticilerin kim olacağından çok hukuksuzluk, eylemsizlik, ilgisizlik ve zaman geçirme merkezine dönüşmüş İzmir Kent Konseyi‘nin evrensel hukuka, katılımcı ve çoğulcu demokrasiye, insan haklarına, özgürlüğe, vatandaşın sorun ve taleplerini dikkate alan yeni bir yapılanmaya, iyi bir yönetime ihtiyacı var, o nedenle yıllardır aynı alanda at koşturan yorulmuş, heyecansız, ne yaptığını ve yapabileceğini baştan bildiğimiz performansı düşük isimler yerine buradaki kötü yönetime müdahale ederek İzmir’e yararlı olmak istiyorum mu dersiniz? O halde çekinmeyin ve ortalığı bu hepimizin yakından bildiği başarısız isimlere bırakmayın… Özellikle de heyecanlı, öğrenme ve bilme isteği ile dolu, dinamik ve kendi ayakları üstünde durup özgür olmak isteyen genç arkadaşlarım….

Hazirun listesinin kesinleşmesinden sonra buluşmak dileğiyle….

Hukuk ve demokrasi adına uyarıyorum, uyarmak istiyorum!

Ali Rıza AVCAN

İzmir Kent Konseyi’nin 16. Seçimli genel kurul tarihi yaklaşıyor….

İzmir Kent Konseyi’nden yapılan duyuruya göre genel kurul, çoğunluğun sağlanması durumunda 29 Şubat 2020 tarihinde, sağlanamaması durumunda da 07 Mart 2020 tarihinde yapılacak….

İzmir Kent Konseyi, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu tarafından aforoz edilen Çağrı Gruşçu’nun 7 Mart 2018 tarihli istifasından bu yana; yani genel kurulun yapılacağı 7 Mart 2020 tarihine göre hesapladığımızda tamı tamamına 2 yıldır başkanı olmayan bir kent konseyi…

Ayrıca, Kent Konseyi Başkanı Çağrı Gruşçu‘nun istifa ederek ayrıldığı tarihten bu yana dişe dokunur hiçbir proje, etkinlik ya da çalışmanın yapılmadığı, geriye kalan yürütme kurulu üyelerinin kış uykusuna yattığı, bu nedenle, Aziz Kocaoğlu başkanlığındaki İzmir Büyükşehir Belediyesi yönetimini fazlasıyla memnun eden bir kent konseyi…

Yaptığı tek çalışma ise, bir başkana ve engelli meclisine sahip olmadığı süreçte hazırladığı bir yönergeyi 10 Şubat 2019 tarihinde yaptığı genel kurulda kabul etmiş olması…

Hem de İçişleri Bakanlığı’nca çıkarılmış Kent Konseyi Yönetmeliği ile İçişleri Bakanlığı Hukuk Müşavirliği tarafından verilmiş görüşlere açıkça aykırı olduğubilinen bir yönergeyi, bütün uyarı ve ikazlara rağmen kabul etmiş olması…

 

Başarısızlık

Bu yönerge, çoğu arkadaşımın bildiği şekilde;

2016 yılı içinde İçişleri Bakanlığı’na yaptığım başvuru sonucunda, 05.10.2013 tarihli eski yönergenin iki temel maddesinin Kent Konseyi Yönetmeliği hükümlerine aykırı olduğunun ortaya çıkması sonrasında, Genel Sekreter Yardımcısı Barış Karcı, İzmir Kent Konseyi Başkanı Çağrı Gruşçu ve Kent Konseyi Genel Sekreteri Lütfü Ünal’ın ricası üzerine toplam 8 aylık bir sürede hukuka, mevzuata ve katılımcı demokrasi kurallarına uygun bir şekilde hazırladığım yönerge taslağının yürütme kurulu tarafından kabul görmemesi üzerine, yürütme kurulu üyelerinin kendi çıkarlarına göre dizayn ettikleri kötü bir yönergedir…

Kent Konseyi Yönetmeliği hükümlerine aykırı, demokratik kural ve teamüllere aykırı, sivil toplum anlayışına aykırı bir yönergedir…

Ben bu yönergenin hukuka aykırı olduğunu, yönergenin kabul edildiği 10 Şubat 2019 tarihli Genel Kurul’da kürsüye çıkarak ve örneklerini vererek açık açık söyledim ve bu yönergeye göre bir seçim yapılması durumunda, yapılacak genel kurulun ve seçimlerin iptali için mahkemeye ilk başvuranın ben olacağımı cümle aleme duyurdum…

Şimdi hukuka aykırı bu yönergeye göre bir genel kurul hazırlığı yapılıyor…

Ortaya gerek yürütme kurulu içinden, gerekse dışından değişik adaylar çıkıyor…

Öte yandan da sözünü ettiğim bu hukuk dışı yönerge hükümlerine göre bazı kurumlara sen genel kurula katılabilirsin, bazılarına da katılamazsın denilen bir süreç işletiliyor… Özellikle dernekler arasında ayrımlar yapılarak Kent Konseyi Yönetmeliği’ne aykırı kararlar alınıp işlemler yapılıyor… Yürütme Kurulu’nun ve sekretaryanın bu konuda hiçbir yetkisi olmadığı halde, derneklerden yeni yeni belgeler isteniyor, bazı adayların kazanmasını temin amacıyla bazı ilçelerden derneklerin genel kurul üyeliği kabul edilmiyor…

Kısacası hem seçilmiş yürütme kurulu üyeleri hem de memur statüsündeki kamu görevlileri görev, yetki ve sorumluluklarını aşarak İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin denetim ve gözetiminde istedikleri gibi yeni bir kent konseyinin tasarımı için ele ele vererek çalışıyorlar, çaba gösteriyorlar….

O nedenle, bu görevlileri hukuk ve demokrasi adına uyarıyorum, uyarmak istiyorum…

İzmir Kent Konseyi’nin varlığını korumaması, gelişip güçlenmesi, İzmir Kent Konseyi’nde herhangi bir kayyum uygulamasına yol açılmaması, yapılacak genel kurulun ve seçimlerin aynen Çanakkale ve Kadıköy kent konseylerinde olduğu gibi mahkeme tarafından iptal edilmemesi, böylelikle İzmir’in sivil toplum yaşamında ve demokratik geleneklerinde büyük bir boşluğun oluşmaması için açık ve kesin bir şekilde uyarıyorum, uyarmak istiyorum…

izmir-kent-2

Lütfen hukuka, mevzuata ve katılımcı demokrasiye aykırı bir şekilde hazırladığınız yönergeye dayanarak yaptığınız kanunsuz, usulsüz ve yasa dışı işlemlerden elinizi çekiniz ve İzmir Kent Konseyi seçimlerinin doğru, sağlıklı, etkin ve hukuki bir yönerge çerçevesinde yapılmasını sağlayınız….

Hukuk ve demokrasi adına uyarıyorum, uyarmak istiyorum….