İzmir’in ilçe belediye meclis üyesi adayları kimler?

Ali Rıza Avcan

31 Mart 2024 tarihi mahalli idareler seçimlerine tamı tamamına 6 gün kaldı. Altı gün sonra, bu düzenin temel gücü olduğu söylenen siyasi partilerin, bizlerin fikrine başvurmaksızın önümüze koydukları iyi ya da kötü adayları gidip oylarımızı vererek seçeceğiz. Tabii ki bir kısmımız da, “vatandaşlık görevidir” dayatması içinde “demokrasi” adı verilen etik değerlerden uzak bu kirli oyunu protesto ederek, bu senaryonun oyuncusu olmayı reddederek sandığa gitmeyeceğiz ve müştereken işlenen bir suça ortak olmayacağız. Kısacası isteyen istediğini yapacak ve sonuçlarından pişman olanla olmayanlar önümüzdeki beş yıllık süre içinde, her zaman olduğu gibi ayrışacak… Aynen, bir zamanlar sabık belediye başkanları Aziz Kocaoğlu için söylenen “İzmir Aziz’dir, Aziz kalacak!” ya da Tunç Soyer‘in “Aşkla İzmir!” sloganlarını hep bir ağızdan söyleyip onlara biat edenlerin bugün ortalarda gözükmeyip “yeni kralCemil Tugay‘a yanaşma talimleri yapması gibi…

Ama biz bir yandan da, parlamenter demokrasinin yok olup tek adam rejiminin yerleştiği bir ortamda, siyasi partilerin “demokrasicilik oynuyoruz” hikâyesiyle önümüze koyup dayattığı adayları “acaba bunlar bizim temsilcimiz olabilir mi?” ya da “bu adaylar arasında bir fark var mı?” veya “toplumun tüm kesimleri bu seçimlerde aday olabiliyor mu?” düşüncesiyle İzmir ölçeğinde analiz edip değerlendirmeye çalışıyoruz. Bu çerçevede geçtiğimiz haftaki yazımda İzmir seçimlerine katılacak büyükşehir ve ilçe belediye başkanlarının profilini ortaya koyarak ve bu profiller üzerinden değerlendirmeler yaparak seçim adı altında ortaya konulan bu kötü tezgâha dikkatinizi çekmeye çalışmıştım.

Fotoğraf: (c) by Wolf Nkole Helzle and VG Bildkunst.

Şimdi ise, İzmir’deki ilçe belediye meclis üyesi seçimlerine katılan 28 siyasi parti adayı ile bağımsızlardan oluşup toplam sayısı 6.333’ü bulan adayları, Yüksek Seçim Kurulu (YSK)‘nun duyurduğu kesin aday listelerinde yazılı olan partisi, cinsiyeti, eğitim düzeyi ve beyan ettikleri mesleklere göre inceleyip değerlendirmeye ve bu değerlendirmeler üzerinden çıkarımlarda bulunmaya çalışacağım.

Ama ondan önce bu kadar fazla aday adayının eğitim düzeyi ile mesleki dağılımlarını İzmir verileri ile kıyaslayıp daha iyi değerlendirebilmeniz için Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) ile İzmir Büyükşehir Belediyesi‘nin 2022 ve 2023 yılları istatistiklerinden söz etmek istiyorum:

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK)‘nun 2023 yılı verilerine göre İzmir‘in nüfusu 4.479.525 ve bu nüfusun % 50,42’si kadınlardan, geriye kalan % 49,58’i erkeklerden oluşuyor.

Yine aynı verilere göre İzmir‘deki okuma yazma bilmeyenlerin oranı % 1,19, okuma yazma bilmekle birlikte herhangi bir okulu bitirmeyenlerin oranı % 7,95, ilkokul mezunlarının oranı % 21,60, ortaokul, lise ve dengi meslek okulunu bitirenlerin oranı % 46,26, lisans ve yüksek lisans mezunlarıyla yüksekokul bitirenlerin oranı % 22,1, eğitim düzeyi bilinmeyenlerin oranı ise % 0,90 düzeyinde. (1)

Mevcut eğitim düzeyinin içinde bulunduğumuz çağ itibariyle ve Cumhuriyet’in 100. yılının kutlandığı bir yılda bu düzeyde bulunduğu bir kente ne ölçüde “dünya kenti” ya da “Avrupa kenti” veya “küresel kent” denilebileceğini ise sizin insafınıza bırakıyorum…

İzmir‘de çalışan nüfusun mesleki dağılımı ile ilgili veriler hem güncel olmadığı hem de Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) ile Türkiye İş Kurumu (İŞKUR)‘nun belirlediği standart meslek kategorileri ile adayların beyan ettiği meslekler arasında bir benzeşmeye rastlayamadığım için; bu konuda bir şey söylemem, adayların meslek dağılımı ile İzmir‘deki mesleki dağılım arasındaki ilişkiden söz etmem, -ne yazık ki- mümkün gözükmüyor.

İzmir‘de yapılacak 31 Mart 2024 tarihli ilçe belediye meclis üyesi seçimlerine toplam 28 siyasi partinin 6.319 adayı ile 14 bağımsız aday olmak üzere toplam 6.333 aday katılıyor. En fazla aday gösteren siyasi partiler ise Cumhuriyet Halk Partisi (1.221), Adalet ve Kalkınma Partisi (1.109), İyi Parti (716) ve Yeniden Refah Partisi (481) şeklinde sıralanmaktadır. En az aday gösterenler ise 2 adayla Millet, 5 adayla Anavatan ve Aydınlık Demokrasi, 6 adayla Anadolu Birliği ve Milli Yol partileri. Sol parti olarak tanımlayabileceğimiz Emek, Sol, Türkiye İşçi ve Türkiye Komünist partileri ile Türkiye Komünist Hareketi‘nin adayları ise adayların toplam % 8,99’unu oluşturup -ne yazık ki- 30 ilçenin 30’unda da seçime katılamıyorlar.

Partilerin aday gösterdiği ilçe dağılımları ise şu şekilde bir tablo sergilemektedir:

Bağımsız Türkiye Partisi (BTP), Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), İyi Parti, Demokrasi ve Atılım Partisi (DAP), Demokratik Sol Parti (DSP), Hür Dava Partisi (HÜDAPAR), Saadet Partisi (SP), Sol Parti, Türkiye Komünist Hareketi (TKH), Türkiye Komünist Partisi (TKP), Vatan Partisi (VP) tüm ilçelerde, Yeniden Refah Partisi (YRP) Balçova, Zafer Partisi (ZP) Kınık dışında 29 ilçede, Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM) Beydağ ve Kiraz dışındaki 28 ilçede, Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) adaylarının destekleneceği 5 ilçe (Aliağa, Çeşme, Dikili, Foça, Tire) hariç 25 ilçede, Memleket Partisi 12 ilçe (Bergama, Beydağ, Çeşme, Dikili, Kemalpaşa, Kınık, Kiraz, Menderes, Menemen, Narlıdere, Selçuk, Torbalı) harici 18 ilçede, Demokrat Parti (DP) 10 ilçe (Aliağa, Foça, Gaziemir, Güzelbahçe, Karaburun, Kemalpaşa, Menemen, Narlıdere, Selçuk, Tire, Urla) harici 15 ilçede, Emek Partisi (EMEP) sadece 13 ilçede (Aliağa, Balçova, Bayraklı, Bornova, Buca, Çiğli, Dikili, Karabağlar, Karşıyaka, Konak, Menemen, Narlıdere, Torbalı), Ocak Partisi sadece 9 ilçede (Aliağa, Bayraklı, Bornova, Çiğli, Gaziemir, Karşıyaka, Kemalpaşa, Konak), Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) sadece 5 ilçede (Aliağa, Çeşme, Dikili, Foça, Tire), Anavatan Partisi (ANAP) 4 ilçede (Balçova, Bornova, Karabağlar, Konak), Gelecek Partisi sadece 4 ilçede (Çiğli, Karşıyaka, Seferihisar, Torbalı), Adalet Partisi (AP) 2 ilçede (Bayraklı, Kemalpaşa), Anadolu Birliği Partisi sadece Konak, Aydınlık Demokrasi Partisi (ADP) sadece Karabağlar, Millet Partisi (MP) sadece Gaziemir, Milli Yol Partisi (MYP) sadece Kemalpaşa ilçesinde aday göstermiştir.

Geçen haftaki yazımda radikal siyasi İslam’ın tehlikeli bir terör noktası olarak dikkatinizi çekmeye çalıştığım Hür Dava Partisi (HÜDAPAR)’nin ise İzmir‘in her ilçesinde seçilsin ya da seçilmesin muhakkak bir ilçe belediye başkan adayı gösterme politikasını belediye meclis üyesi adaylarının seçiminde de sürdürdüğü, bu çerçevede 1 ilçede 12, 2 ilçede 9, 1 ilçede 8, 1 ilçede 7, üç ilçede 6 aday gösterirken 18 ilçede 1 ya da 2 aday gösterdiği görülmektedir.

Bu konuda dikkatimizi çeken diğer bir husus da, “Cumhur İttifakı” adı verilen siyaset cephesindeki Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) ile Milliyetçi Hareket Partisi (MHP)‘nin İzmir‘in 30 ilçesini kendi aralarında paylaşırken Aliağa, Çeşme, Dikili, Foça ve Tire‘de Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) adaylarının, geriye kalan diğer 25 ilçede de Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) adaylarını destekleyen bir politikayı uygulamalarıdır.

Aşağıdaki tablodan da görüleceği üzere, 6.333 adayın 1.703’ü; yani % 26,89’u kadındır. Geriye kalan adaylar ise erkektir. Hele ki, seçime “bağımsız” olarak katılacak adayların tümü erkekktir.

Bu eşitsiz dağılımı siyasi partiler ölçeğinde incelemeye kalktığımızda ise en fazla kadın adayın, -tabii ki bu oranlara anlam kazandıracak en fazla aday gösteren partileri dikkate aldığımız takdirde- toplam 57 aday gösteren Emek Partisi (EMEP)‘nde % 42,11, toplam 77 aday gösteren Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM)‘nde % 36,15, toplam 308 aday gösteren Türkiye İşçi Partisi (TİP)‘nde % 35,39 oranıyla önde olduğunu görürüz. Diğer partilerde, özellikle de Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP), Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), İyi Parti gibi fazla sayıda aday gösteren siyasi partilerde kadın aday oranının % 26,33 ile % 31,71 oranları arasında değiştiğine tanık oluyoruz.

Kadın ilçe belediye meclis üyesi adayları konusunda dikkatimizi çeken diğer bir konu da, genellikle Yeniden Refah Partisi (YRP), Hür Dava Partisi (HÜDAPAR) ve nispeten Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP)‘ndeki kadın adayların genellikle seçilemeyecek sıralara konulması ve bu sıralamada daha çok genç kız öğrencilerin tercih edilmesi olmasıdır.

İlçe belediye meclis üyesi adayı olarak gösterilen 3.319 siyasi parti adayı ile 14 bağımsız adayın mensup oldukları siyasi partilere göre eğitim düzeyini gösteren aşağıdaki tablodan da görüleceği gibi, değişik siyasi partilerden gelen 26 adayın eğitim düzeyi, Yüksek Seçim Kurulu (YSK) listesinde yazılı değildir. Geriye kalan 6.307 adayın siyasi partilere ve eğitim düzeylerine göre dağılımı ise şu şekildedir:

İlçe belediye meclis üyesi adayları arasında en fazla ilkokul mezununa sahip olan siyasi partiler -tabii ki, en fazla aday gösteren siyasi partiler itibariyle- sırasıyla; 74 aday ve % 34,58 oranı ile Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM), 120 aday ve % 27,85 oranı ile Saadet Partisi, 107 aday ve % 22,39 oranı ile Yeniden Refah Partisi, 104 aday ve % 14,63 oranı ile İyi Parti, 128 aday ve % 11,58 oranı ile Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP)‘dir.

En fazla ortaokul/lise mezununa sahip siyasi partiler, -tabii ki en fazla aday gösteren siyasi partilere göre- 268 aday ve % 56,07 oranı ile Yeniden Refah Partisi (YRF), 570 aday ve % 51,54 oranı ile Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP), 196 aday ve % 45,58 oranı ile Saadet Partisi (SP), 527 aday ve % 43,49 oranı ile Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), 282 aday ve % 39,67 oranı ile İyi Parti‘dir.

En fazla üniversite/yüksek okulu mezununa sahip siyasi partiler, 182 aday ve % 59,08 oranı ile Türkiye İşçi Partisi (TİP), 68 aday ve % 53,53 oranı ile Türkiye Komünist Partisi (TKP), 548 aday ve % 48,17 oranı ile Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), 93 aday ve % 45,36 oranı ile Memleket Partisi‘dir.

Bu sonuçlar itibariyle; Saadet Partisi (SP), Yeniden Refah Partisi (YRP) gibi daha çok dini inanç temelli siyasi partilerde ilkokul mezunlarının, Türkiye İşçi Partisi (TİP), Türkiye Komünist Partisi (TKP), Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) gibi ideoloji temelli sol siyasi partilerde de üniversite/yüksek okul mezunu adayların ağırlıklı olarak yer aldığı söylenebilir.

Siyasi partilerin gösterdiği adayların ilçelerine göre hangi eğitim düzeyinde olduğunu gösteren ayrıntılı dökümler ise şu şekildedir:

İzmir‘den ilçe belediye meclis üyesi adayı olan 6.333 kişinin kendi meslekleri ile ilgili beyanları, bu adayların kendilerini anlatmada ne ölçüde başarısız olduğunu gösteren en önemli göstergelerden biridir.

İlk önce bu kadar aday arasından 110’unun mesleğini belirtmediğini, ardından da mesleğini belirtmek yerine kendisini “engelli“, “çalışan“, “belediye çalışanı“, “büro personeli” ya da “oyun annesi” gibi anlaşılmaz bir şekilde tanıttığını ya da işyerinin ad ve adresini verdiğini, çoğu adayın genellikle bilgi, birikim ve deneyim sahibi olduğu meslek yerine yaptığı işin unvanıyla çalıştığı işyerindeki konumunu dile getirdiğini belirtmem gerekiyor.

Adayların, meslekleri konusunda ne demek istediklerini yorumlayarak yaptığımız düzeltmeler sonucunda ortaya aşağıdaki tabloda gördüğümüz durum çıkmaktadır. Bu duruma göre adayların % 14,10’unun “emekli“, % 10,80’inin “esnaf“, % 9,02’sinin “işçi“, % 5,81’inin kendini “iş insanı“, “işadamı“, “iş kadını“, “işveren” ya da “sanayici” olarak tanımlayan mesleklere sahip olduğunu görüyoruz. Tabii ki ilk sırayı işgal eden “emekli” tanımının içinde her meslekten ve düzeyden halen çalışan ya da çalışmaıp evinde oturan insanların yer aldığını bilerek… Daha doğrusu, içinde yaşadığımız toplumsal, ekonomik ve kültürel koşullarda “emekli” denilince aklımıza, 2024 Mart ayı rakamlarına göre 10.000 lira ile 42.100 lira arasında aylık alan “emekli” işadamının, milletvekilinin, esnafın ve generalin de gelebileceği çok geniş bir kategori ile karşı karşıya olduğumuzu dikkate almamız gerekiyor.

Bu bilinmez, anlaşılmaz meslek tanımlarından bir diğeri de kendini “serbest meslek” sahibi olarak tanımlayanlar için geçerlidir. Aslında bu gruba, Gelir Vergisi Kanunu‘nda “serbest meslek erbabı” olarak tanımlanıp serbest meslek makbuzu kesen mimar, mühendis, avukat, hekim, diş hekimi, veteriner hekim, muhasebeci ve mali müşavir gibi kendi nam ve hesabına çalışanların girdiğini bilmekle birlikte herhangi bir işverene, patrona ya da devlet kurumuna tabi olmadan çalışanların çoğu kendi çalışma biçimlerini “serbest” olarak tanımladığı için aslında “serbest” denilen bir meslek olmadığını unutur gideriz.

İzmir belediye meclis üyesi adaylarının mesleki dağılımları konusunda asıl ilgimizi çeken diğer konu ise sanatçıların bu kitle içinde % 0,37, işsizlerin % 0,10 oranında yer almış olmasıdır. Hele ki DİSK-AR tarafından yayınlanan raporlara göre mevsim etkisinden arındırılmış geniş tanımlı işsizlik oranının % 26,5 düzeyinde olduğu bir ülke ve kentte bu düzeydeki işsizlerin siyasi partiler tarafından sadece ve sadece % 0,10 oranında aday gösterilmesi işsizlerin aday olma konusunda nasıl bir zorluk yaşadıklarını ve siyasi partilerin de işsizleri nasıl yok saydığının somut bir göstergesi olarak kabul edilmelidir.

Aklımıza takılan bir konu ise, İzmir‘den ilçe belediye meclis üyesi olarak aday gösterilen 571 adet işçiye, herhangi bir sendika ya da konfederasyona üye olsunlar ya da olmasınlar TÜRK-İŞ, DİSK ve HAK-İŞ gibi işçi örgütlerinin ne ölçüde sahip çıktığı, bu işçi adaylardan haberdar olup olmadıkları ve onları destekleyip desteklemedikleridir. Bu anlamda geçtiğimiz günlerde DİSK Ege Bölge Temsilciliği‘ni ziyaret eden CHP‘li adaylarından hangilerinin kendilerini “işçi” olarak tanımladıklarını keşke sendika ve konfederasyon yöneticileri ile birlikte bizler de bilseydik diye düşünmeden edemiyorum.

İzmir ilçe belediye meclis üyesi adaylarının mesleki dağılımını gösteren listenin en üstteki sıralarını işgal eden beş mesleği, siyasi partiler itibariyle incelemeye kalktığımızda ise en fazla adaya sahip partiler itibariyle;

📌Birinci sıradaki “emekliler” itibariyle ilk sırayı 71 aday ve % 23,06 oranı ile Türkiye İşçi Partisi (TİP)‘nin, 94 aday ve % 13,22 oranı ile İyi Parti‘nin, 144 aday ve % 11,89 ile Cumhuriyet Halk Partisi (CHP)‘sinin aldığını, bu sayı ve oranın 89 aday ve % 8,05 ile Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP)‘nde oldukça düşük bir düzeyde olduğu görülmektedir.

📌İkinci sıradaki “esnaflar” itibariyle, ilk sırayı 104 aday ve % 14,63 oranı ile İyi Parti‘nin, 118 aday ve % 10,67 ile Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP)‘nin ve 114 aday ve % 9,41 oranı ile Cumhuriyet Halk Partisi (CHP)‘nin aldığı görülmektedir.

📌Üçüncü sıradaki “işçiler” itibariyle ilk sırayı -tabii ki daha az sayıda aday gösteren Türkiye Komünist Partisi (TKP) haricinde- 105 aday ve % 21,97 ile Yeniden Refah Partisi (YRF)‘nin, 121 aday ve % 9,99 oranı ile Cumhuriyet Halk Partisi (CHP)‘nin aldığı, Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) adayları arasındaki işçi oranının ise % 4,16’da kaldığı görülmektedir. Bu konuda ortaya çıkan diğer ilginç bir bulgu ise adında “İşçi” sözcüğünün geçtiği Türkiye İşçi Partisi’ndeki işçi sayısının 33, oranının da % 10,72, Sol Parti‘de de bu sayı ve oranın 3 ve % 6,39 şeklinde ortaya çıkmasıdır.

📌Kendini “işadamı“, “iş insanı“, “iş kadını“, “işveren“, “sanayici” olarak tanımlayan adayların partiler arasındaki dağılımı ise, -tabii ki en fazla aday gösteren siyasal partiler itibariyle- şu şekildedir: İyi Parti‘de 71 aday ile % 9,99, Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP)‘de 86 aday ile % 7,78 ve Cumhuriyet Halk Partisi (CHP)‘de 68 aday ile % 5,61 oranında.

📌Beşinci sırada kendini “ev hanımı“, “ev kadını“, “ev işçisi” ya da “ev emekçisi” olarak tanımlayanların siyasi partiler arasındaki dağılımında ise, her zaman olduğu gibi en fazla aday gösteren siyasal partiler itibariyle ilk sırayı 51 aday ve % 11,84 oranı ile Saadet Partisi (SP), ikinci sırayı 52 aday ve % 4,71 oranı ile Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP), 44 aday ve % 3,63 oranı ile Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) almaktadır.

Bütün bu bilgiler çerçevesinde İzmir‘de ilçe belediye meclisi üyeliklerine 28 siyasi parti tarafından aday gösterilen 6.319 adayla 14 bağımsız aday hakkındaki temel tespitlerimizi şu şekilde özetleyebiliriz:

1. “Cumhur İttifakı adı altında birlikte davranan Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) ile Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) İzmir‘in 30 ilçesini kendi aralarında paylaşmış olup; Milliyetçi Hareket Partisi (MHP)‘nin iddialı olduğu Aliağa, Çeşme, Dikili, Foça ve Tire‘de Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) tarafından gösterilen adayların Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) tarafından, diğer 25 ilçede de Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) tarafından aday gösterilenler Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) tarafından destekleneceği anlaşılmaktadır. Bu ise, diğer partiler arasında herhangi bir ittifakın bulunmadığı; ayrıca bazı CHP adaylarının kötü yönetilen bir süreç içinde yanlış yöntemlerle belirlendiği bir ortamda, bazı ilçelerin, Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP)‘ni içten kemiren Yeniden Refah Partisi (YRP) faktörüne rağmen; Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) ya da Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) tarafından alınması ihtimalini çoğaltmaktadır.

2. Hür Dava Partisi (HÜDAPAR), Yeniden Refah Partisi (YRP), Türkiye İşçi Partisi (TİP), Türkiye Komünist Hareketi (TKH), Türkiye Komünist Partisi (TKP) ve Sol Parti gibi sağdan ya da soldan gelen bazı partiler adaylarının seçilecek ya da seçilmeyecek olmasına bakmaksızın, İzmir‘in tüm ilçelerinde belediye meclis üyeliklerine aday göstermeye çalışmakta; böylelikle örgütsel anlamdaki güç ve görünürlükleriyle meşruiyetlerini kanıtlamaya çalışmaktadır.

3. Tüm siyasi partilerin gösterdiği belediye meclis üyesi adayları arasında “kadın“ı önemseyip önceleyen cinsiyet temelli bir politikaya rastlanmamakta, adaylar arasındaki kadın aday oranı hiçbir şekilde ideal olarak tanımlanan % 50-%50 eşitliğini yakalayamamakta; adeta, yürürlükten kaldırılan İstanbul Sözleşmesi‘ne sahip çıkan bu partilerde yıllardır cinsiyet temelli çalışmalar yapan kadınların ve kadın örgütlerinin mücadelesi boşa çıkarılmaktadır.

Özellikle 9 ilçe belediye başkan adayının kadın olmasını öne çıkaran Cumhuriyet Halk Partisi (CHP)‘nde bile belediye meclis üyeliklerine aday gösterilen kadın aday oranının % 29,08 düzeyinde kalması, bu partideki söylemle eylem arasındaki makasın ne kadar büyük olduğunu, bütün iddialarına rağmen halihazırda her 2 erkek adaya karşı 1 kadın adayı gösterme gibi bir politikayı sürdürdüklerini göstermektedir.

4. İzmir ilçe belediye meclis üyesi adaylarının eğitim düzeylerinde ise dini inanç ve etnik ayrım esasına göre örgütlenmiş sağ partilerdeki eğitim düzeyinin, -beklendiği şekilde- ideoloji eksenli sol partilere göre daha düşük olduğu görülmektedir.

5. İncelediğimiz 6.333 adet adayın mesleki dağılımı konusunda “emekliler“, “esnaflar“, “işçiler“, “iş insanları” ve “ev hanımları” diğer mesleklere göre önde olmakla birlikte; mesleklerin beyanındaki standart dışı yanlışlar ve mesleğin adayın sınıfsal konumunu tek başına belirleyen bir ölçü olmaması nedeniyle beyan edilen meslekler itibariyle siyasi partilerle adayları öne çıkaran bir farklılığa rastlanamamıştır.

Sonuç olarak;

Bakalım bütün bu 6.333 adet adaydan hangileri 31 Mart 2024 tarihli seçimde kaynağı açıklanmayan paralarla seçilip kendilerini bekleyen belediye meclis üyesi koltuklarını dolduracaklar ve seçildikten sonra verdikleri vaatler çerçevesinde nasıl bir uygulama yapacaklar? Özellikle de seçimin finansmanı olarak nitelediğimiz seçim harcamalarını hangi yöntemlerle telafi edecekler? diye sorduktan sonra,

En yakın zamanda bu durumu görüp tanık olmak ve karşımıza çıkması muhtemel sürpriz sonuçları yeniden mukayeseli olarak inceleyip analiz etmek üzere diyelim…

(1) Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) Nüfus İstatistikleri Portali, nip.tuik.gov.tr/Value=EgitimDurumu, İzmir’in Rakamları, https://izmirinrakamlari.izmir.bel.tr/tr/Anasayfa/Index, Erişim Tarihi: 24.03.2024.

İzmir’in büyükşehir ve belediye başkan adayları kimler?

Ali Rıza Avcan

Yerel seçimlerde İzmir‘den aday adayı olan büyükşehir ve ilçe belediye başkanları ile belediye meclis üyeleriyle ilgili en son değerlendirmemi, 2019 seçimleri öncesinde, o sıralarda elime geçen CHP aday adayları ile ilgili oldukça ayrıntılı listeleri ele alıp analiz ederek 18, 22 ve 25 Ocak tarihlerinde yayınladığım, “”İzmir CHP aday adayları: Kazanma olasılığı yüksek ilçelerde erkek egemen bir yapı…“, “Doğdukları yere göre İzmir CHP adayları” ve “CHP İzmir aday adaylarının sınıfsal konumu…” başlıklı üç yazı ile yapmıştım.

Aradan beş yıl geçtikten sonra 31 Mart 2024 tarihinde yapılan olan İzmir seçimlerinde aday olarak önümüze konulan isimler üzerinden yapmaya çalışacağım bu yeni değerlendirmede ise sadece CHP‘li aday adayı ya da adaylarını değil, tüm siyasi partili adaylarla bağımsız adayları dikkate alarak yapacağım. Tabii ki bu değerlendirmede, geçen sefer olduğu gibi sadece CHP‘li adayları değil; Yüksek Seçim Kurulu (YSK)‘nun Resmi Gazete‘de yayınlanıp kesinleşmiş listelerde yer alan tüm partili ve bağımsız adaylar üzerinden yapacağım.

Resmi Gazete‘de yayınlanan kesin aday listelerine göre İzmir‘de yerel yönetimler için dört seçim yapılacak: Büyükşehir belediye başkanlığı seçimi, ilçe belediye başkanlığı seçimi, belediye meclis üyeliği seçimi ve muhtar-ihtiyar heyeti seçimleri.

Biz bugünkü yazımızda büyükşehir belediye başkanlığı ile ilçe belediye başkanlığı seçimleriyle ilçe belediye başkanlığı seçimlerinde aday olan siyasi partili adaylarla bağımsız adayları ele alıp Yüksek Seçim Kurulu (YSK) listelerinde yer alan temsil ettikleri siyasi partiler, cinsiyetleri ve eğitim düzeyleriyle mesleklerini dikkate alarak değerlendirmeler yapacağım. Gelecek haftaki yazımda ise partili ve bağımsız belediye meclis üyesi adaylarını ele alıp değerlendirmeler yapacağım.

Ama ondan önce, iki ayrı yazıyla ele alıp değerlendireceğim adaylarla ilgili bazı sayısal bilgileri paylaşayım:

31 Mart 2024 tarihli seçimlerde;

+ Büyükşehir belediye başkanlığı seçimlerine 21 ayrı partiden 21‘i partili, 6‘sı bağımsız olmak üzere toplam 27 aday,

+ İlçe belediye başkanlığı seçimlerine 30 ilçede 30 ayrı partiden 509‘u partili, 29’u bağımsız olmak üzere toplam 538 aday,

+ Belediye meclis üyeliği seçimlerine 30 ilçede 28 ayrı siyasi partiden 6.319‘u partili, 14‘ü bağımsız olmak üzere toplam 6.333 aday,

+ Toplam olarak 6.898 aday katılıyor.

Gelelim İzmir büyükşehir belediye başkan adaylarıyla ilçe belediye başkan adaylarına:

İzmir‘de 31 Mart 2024 tarihinde yapılacak büyükşehir belediye başkanlığı seçimine 21 partiden 21 partili aday ile 6 bağımsız aday olmak üzere toplam 27 aday katılacak.

Seçime katılan siyasi partiler alfabetik sıralamaya göre 1) Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP), 2) Adalet Birlik Partisi (AB Parti), 3) Anadolu Birliği Partisi (ABP), 4) Anavatan Partisi (ANAP), 5) Bağımsız Türkiye Partisi (BTP), 6) Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), 7) Demokrasi ve Atılım Partisi (DEVA), 8) Demokratik Sol Parti (DSP), 9) Demokrat Parti (DP), 10) Emek Partisi (EMEP), 11) Hak ve Özgürlük Partisi (Hak-Par), 12) Halkın Kurtuluş Partisi (HKP), 13) Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM), 14) İyi Parti, 15) Memleket Partisi, 16) Saadet Partisi (SP), 17) Türkiye Komünist Hareketi (TKH), 18) Türkiye Komünist Partisi (TKP), 19) Yeniden Refah Partisi (YRP), 20) Vatan Partisi, 21) Zafer Partisi.

A) Büyükşehir Belediye Başkan Adaylarının Cinsiyetlerine Göre Dağılımı

27 Büyükşehir belediye başkan adayının cinsel dağılımı ise 21 (% % 77,78) Erkek, 6 (% 22,22) kadın şeklindedir. Bu dağılıma göre kadınları büyükşehir belediye başkan adayı olarak gösteren partiler -yine alfabetik sıralamaya göre- Adalet ve Birlik Partisi (AB Birlik), Demokrat Parti (DP), Demokrasi ve Atılım Partisi (DEVA), Halkın Kurtuluş Partisi (HKP) ve Türkiye Komünist Hareketi (TKH)‘dir. Geriye kalan 21 siyasi parti adayı ise tümüyle erkektir.

B) Büyükşehir Belediye Adayların Eğitim Düzeylerine Göre Dağılımı

Siyasi partilerin aday gösterdiği 21 adaydan 8 (% 29,63)’i, bağımsız adaylardan da 2 (% 7,41)’si ortaokul/lise düzeyinde, geriye kalan 17 (% 62,97)’si ise üniversite/yüksek okul düzeyinde eğitim almış olup; ortaokul/lise düzeyinde eğitim almış adayların mensup oldukları partiler sırasıyla Anadolu Birliği Partisi (ABP), Anavatan Partisi (ANAP), Demokrasi ve Atılım Partisi (DEVA), Demokratik Sol Parti (DSP), Emek Partisi (EMEP), Saadet Partisi (SP), Türkiye Komünist Hareketi (TKH) ve Zafer Partisi‘dir.

C) Büyükşehir Belediye Başkan Adaylarının Mesleklerine Göre Dağılımı

Büyükşehir belediye başkan adaylarının meslekleri konusunda ise karşımıza çıkan tablo ise şu şekildedir:

4 (% 14,82) İş insanı, 4 (% 14,82) mühendis, 3 (% 11,12) hekim, 2 (% 7,41) emekli, 2 (% 7,41) akademisyen, 2 (% 7,41) serbest meslek sahibi, 1 öğretmen, 1 müteahhit, 1 müzisyen, 1 gazeteci, 1 iktisatçı,1 avukat, 1 ekonomist, 1 işletmeci, 1 tüccar ve 1 esnaf.

Daha önce de ifade ettiğimiz gibi 30 adet ilçe belediye başkanlığı için gösterilen partili aday sayısı 509 (% 94,61), başvuran bağımsız aday sayısı ise 29 (% 5,39)’dur.

İlçe belediye başkanlığı için seçime katılan parti sayısı 30 olup, ülke genelinde seçime katılan 36 partiden 6’sı (Büyük Birlik Partisi, Büyük Türkiye Partisi, Genç Parti, Güç Birliği Partisi, Yeni Türkiye Partisi, Yenilik Partisi) bu rekabetin İzmir ayağında yer almayacaktır. İzmir‘de yapılacak büyükşehir belediye başkanlığı, ilçe belediye başkanlığı ve belediye meclis üyeliği seçimlerine katılmayan Genç Parti‘nin daha sonra kendi isteği ile ülke genelindeki seçimlerden çekilmesi nedeniyle İzmir‘deki seçim arenasına çıkmayan siyasi parti sayısının şimdilik 5 olduğunu, bunun dışında kalan 30 partinin de belediye meclis üyeliği seçimine katılacağını söyleyebiliriz.

A) İlçe Belediye Başkan Adaylarının İlçelere Göre Dağılımı

İzmir‘deki 30 ilçenin belediye başkanlığına aday olan 509 siyasi parti adayı ile 29 bağımsız adayın ilçelere göre dağılımı aşağıdaki tabloda gösterilmiş olup; buna göre en fazla adayın bulunduğu ilçeler 22 aday ile Bornova, 21 aday ile Buca, Konak ve Çiğli, 20 aday ile Bayraklı ve Karabağlar; yani, kentin merkezinde olan ilçelerdir. En az adayın bulunduğu ilçeler ise 13 aday ile Beydağ ve Kiraz, 14 aday ile Çeşme, Dikili, Selçuk ve Tire‘dir.

B) İlçe Belediye Başkanı Adaylarının Cinsiyetlerine Göre Dağılımı

İzmir‘de ilçe belediye başkanlığı seçimine katılacak toplam 538 adayın 127 (% 23,61)’si kadın, 411 (% 76,39)’i de erkektir.

Partilerin gösterdikleri adayların arasındaki kadın-erkek dağılımı aşağıdaki tabloda gösterilmiş olup; buna göre ideal bir şekilde kadın ve erkek oranını % 50-%50 şeklinde belirleyen siyasi partiler sırasıyla Adalet Partisi, Demokratik Sol Parti ve Türkiye Komünist Partisi‘dir. Ancak kadın-erkek eşitliğini somutlayan bu ideal durum dışında az sayıdaki adayı ile kadın aday oranını % 50‘nin üstüne çıkaran siyasi partileri de unutmamak gerekir. Bu partiler ise sırasıyla 1 adet adayı ile % 100 oranını yakalayan Milli Yol Partisi, 6 adayı ile % 60 oranını yakalayan Halkın Kurtuluş Partisi, 5 adet adayı ile % 55,56 oranını yakalayan Anavatan Partisi‘dir.

Seçim kampanyası süresince, ilçe belediye başkanlığı düzleminde çıkardığı 9 kadın adayı öne çıkaran CHP ise bu sayının 30 ilçe belediye başkan adayı arasında % 30 gibi bir oranı temsil ettiğini ve % 50-%50 şeklinde ifade edilen eşitlik formülüne çok uzak olduğunu unutmuş gözükmektedir.

Bu konuda hatırlatılacak diğer bir konu da, Yüksek Seçim Kurulu‘na verdiği listelerde kadınlara % 39,29 oranında yer verdiği görülen Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM)‘in uzun süredir devam ettiği 1 kadın aday + 1 erkek aday şeklindeki eşbaşkanlık sistemi ile gerçeklikte % 50 + % 50 düzeyindeki ideal durumu yakalamış olmasıdır.

Ama bu konudaki asıl ekstrem durum ise, siyasi, dinsel ve ideolojik nedenlerle kadına değer vermeyip aşağılayan Fatih Erbakan‘ın Yeniden Refah Partisi (YRP) ile kısa adı HÜDA PAR olan aşırı İslamcı Hür Dava Partisi‘nin 30 adayı arasında tek bir kadın ilçe belediye başkanı adayına yer verilmeyişidir.

C) Belediye Başkan Adaylarının Eğitim Düzeylerine Göre Dağılımı

Siyasi parti adaylarıyla bağımsız adayların eğitim düzeyleri temsil ettikleri siyasal partiler itibariyle aşağıdaki tabloda gösterilmiş olup; gösterdikleri aday sayısına göre Memleket Partisi‘ne ait 16 adayın % 93,75‘inin, Türkiye Komünist Partisi‘ne ait 30 adayın % 86,66‘sının, Cumhuriyet Halk Partisi ile İyi Parti‘ye ait 30 adayın % 76,66‘sının, üniversite/yüksekokul mezunu olduğu, ilkokul mezunlarının ağırlıkta olduğu partinin 10 aday gösteren Ocak Partisi’nde % 70, ortaokul/lise mezunlarının ağırlıkta olduğu partilerin ise 30 aday gösteren Hür Dava Partisi (HÜDA PAR) ile yine aynı sayıda aday gösteren Fatih Erbakan‘ın Yeni Refah Partisi (YRP)‘nde % 46,67 düzeyinde olduğu görülmektedir.

D) Adayların Mesleklerine Göre Dağılımı

Ülkemizdeki mevcut meslekleri tanımlayıp standardize etmek bugüne kadar başarılmış bir iş olmadığı için kendileri ilçe belediye başkan adayı olsalar da her bir adayın kendi mesleğini farklı bir şekilde adlandırdığı ve bu nedenle karşımıza birbirine benzer, aynı ya da hiç benzemeyen meslek isimleri çıktığı görülmektedir. Örneğin bir aday kendini “hekim” olarak nitelerken bir diğeri “tıp doktoru” ya da bir aday kendini “yönetici” olarak adlandırırken diğerlerinin “direktör“, “müdür“, “genel müdür” olarak adlandırması veya sahip oldukları konum ve unvanla mesleklerini birbirine karıştırmaları bu kafa karışıklığını net bir şekilde göstermektedir. O nedenle, yarın öbür gün nüfusu yüzbinleri bulan büyük ilçeleri yönetmeye aday bu kişilerin kendi mesleklerini adlandırırken bile aynı standardı yakalayamadıklarını söyleyebiliriz.

Bu bağlamda Yüksek Seçim Kurulu (YSK) tarafından duyurulan kesin aday listelerinde yazılı meslekleri, benzer, aynı ya da hiç benzemeyen meslekler itibariyle sadeleştirmeye kalktığımızda toplam 538 ilçe belediye başkan adayından 6‘sının mesleğini bildirmediği için geriye kalan 532 adayın 97 meslek grubu içinde toparlayabileceğimizi gördüm ve bu toparlama sonucunda aşağıdaki tabloyu düzenledim.

Mesleğini bildiren ilçe belediye başkanı adayları arasında -önceden tahmin ettiğim şekilde- sosyo-ekonomik durumu ne olursa olsun kendini “emekli” olan bildirenlerin % 13,76 ile ilk sırayı işgal ettiğini, onları % 11,34 oranı ile izleyen ve kendilerini kah “işadamı“, kah “iş insanı“, “iş kadını” ve “sanayici” olarak adlandıran grubun geldiğini, esnafların % 8,18, mühendislerin % 6,51, avukatların % 5,95, işçilerin % 5,02, danışman ya da müşavirlerin % 4,28, kamu ya da özel sektör yöneticilerinin % 2,79, hekimlerin % 2,61 ile birinci sıradaki emeklileri izlediğini görebiliriz.

Sonuç olarak;

Bütün bu verilerin ortaya koyduğu gibi büyükşehir belediye başkan adayları ile ilçe belediye başkan adayları arasında, Yüksek Seçim Kurulu (YSK) listelerinde yazılı olan eğitim düzeyi ve meslekleri ilgili bilgiler itibariyle pek fazla bir farkın bulunmadığı söylenebilir.

Tabii ki siyasi partilerin gösterdiği adayların erkek mi; yoksa kadın mı olduğu ile ilgili büyük farklılıkları dikkate almadığımız takdirde…

Bence 31 Mart 2024 tarihli büyükşehir ve ilçe belediye başkanlığı seçimlerinde İzmir düzleminde dikkate almamız gereken en önemli nokta da burada yatmaktadır:

İdeolojisi ve bunun yan ürünü olarak siyaseti itibariyle kadını dikkate almayıp bağnaz bir İslam’ı temsil eden iki küçük partinin; HÜDAR PAR ve Yeniden Refah Partisi (YRP)‘nin hem büyükşehir düzlemindeki hem de 30 ilçedeki seçimlere tam kadro katılarak kendini daha görünür kılması, bizlerin günlük yaşamları için büyük bir tehlike oluşturması yapmaya çalıştığım bu değerlendirmenin bence en önemli ve öncelikli sorunu olarak öne çıkmaktadır.

Üstüne üstlük bu iki parti 2019 seçimlerinde ortada yokken aradan geçen süre içinde AKP‘nin desteği ile atılan mayanın tutması nedeniyle, 2024 seçimlerinde bu iki parti İzmir‘in 30 ilçesinde tam kadro seçime giriyorsa laiklikten yana olduğunu, Anayasa‘nın temel ilkelerini savunduğunu, kadın hakları mücadelesi yaptığını, İstanbul Sözleşmesi‘ni sahiplendiğini söyleyen tüm siyasi partilerin, kurum, kuruluş ve kişilerin akıllarını başlarına alıp mücadele etmeleri gerektiğini düşünüyorum.

Hele ki bütün saadet zincirleri, Kestanepazarı ile başlayan tüm İslami örgütlenmeler, başarısızlıkla sonuçlanan çok ortaklı yatırım girişimleri bu kentten çıkmışsa, Mehmet Cengiz denilen 5’li çete mensubu bir müteahhit Karşıyaka ve Mavişehir topraklarında yapıp sattığı inşaatlarla yeşerip palazlanmışsa ve bu egemenliğini halen sürdürüyorsa, Karşıyaka Belediyesi‘nin arsa payını çok düşük bir bedelle bu şahsa satan başarısız ve defolu bir belediye başkanı “sütten daha ak” denilerek bu kentin büyükşehir belediyesine aday gösteriliyorsa, başta büyükşehir belediyesi olmak üzere neredeyse bütün belediyeler Mesut Sancak bağlantılı Folkart‘tan sponsorluk desteği alıyorsa, CHP milletvekilleri ve genel başkan yardımcıları Rönesans Holding‘e bağlı Florya İnşaat‘ın avukatlığını yapıyorsa, “Menzilci” diye bildiğimiz bir şahıs geçen dönem olduğu gibi bu dönemde de CHP‘nin Karşıyaka belediye meclis üyesi aday listesinde seçilebilecek yerdeki varlığını koruyorsa, kentin yoksul bölgelerinde; özellikle de benim görüp tanık olduğum kadarıyla Basmane, Kadifekale ve Buca‘da tarikatlar istediği gibi at oynatıyorsa, tarikatlar bu yoksul halka ve göçmenlere rahatlıkla yemek dağıtıp adam devşiriyorsa, aileler tarikat baskısıyla çocuklarını okula göndermeyip onları tarikat şeyhlerine teslim ediyorsa ve CHP‘li hiçbir aday bugüne kadar bunu büyük bir cesaretle dile getirmiyorsa, bunu önlemek için ne yapacağını söylemiyorsa, hatta bu partiler AKP‘nin oyunu düşürürler diye ses çıkarmıyorlarsa bu kentte HÜDA PAR‘ın ve Yeniden Refah Partisi‘nin laiklik karşıtı kadın düşmanı gücünün gelişip egemen olacağını görmemizin yakın bir gelecekte mümkün olduğunu söyleyebilirim…

“Defolu” ve başarısız bir belediye başkanından, “sütte leke var, onda yok” deyişiyle bir büyükşehir belediye başkan adayı yaratmak: “Hokus pokus” değişim” bu olsa gerek…

Ali Rıza Avcan

Yaklaşan 31 Mart 2024 seçimleri nedeniyle İzmir‘deki büyükşehir ve ilçe belediye başkan adayları ile ilgili inceleme ve değerlendirmelere devam ediyorum.

Bu çerçevede İki hafta önce CHP İzmir büyükşehir belediye başkan adayı Cemil Tugay‘ın Karşıyaka belediye başkanı olarak Beşli Çete‘nin önemli isimlerinden Mehmet Cengiz ile hikâyesini dilimin döndüğünce anlatmaya çalışmış, geçtiğimiz hafta da AKP‘nin İzmir büyükşehir belediye başkan adayı Hamza Dağ‘ın açıkladığı İzmir projelerini inceleyip genel bir değerlendirmesini yapmıştım.

Bugün ise yine “defolu” olarak nitelediğim CHP adayı Cemil Tugay‘ın, hem 2019 seçim kampanyası sırasında, hem Karşıyaka belediye başkanı olarak görev yaptığı dönemde hem de 2024 seçim kampanyasında dile getirdiği ya da getirmekte olduğu vaatleri, kendi deyimiyle “uçuk fikirleri“, 2019 ve 2024 tarihli gazete ve televizyon kayıtlarıyla Karşıyaka Belediyesi‘nin 2020-2024 dönemine ait stratejik plan, performans programı ve faaliyet raporlarını inceleyip değerlendirerek ne ölçüde başarılı ya da başarısız olduğunu anlatmaya çalışacağım.

Güvenilir kaynaklardan aldığım ve sonrasında doğrulattığım bilgilere göre, 2019 seçimleri öncesinde Tunç Soyer, CHP İzmir büyükşehir belediye başkan adayı olduğu kesinleştikten sonra CHP MYK‘na davet edilerek kutlanır ve kendisinden Urla ve Karşıyaka belediye başkan adayları için isim vermesi istenir. Tunç Soyer bunun üzerine Urla için daha sonra FETÖ davasından yargılanıp ceza alan Burak Oğuz‘un, Karşıyaka için de bir önceki belediye başkanı Hüseyin Mutlu Akpınar‘ın adını verir. Çünkü 2014 seçimlerinde Hüseyin Mutlu Akpınar‘ı destekleyip yanında duran Rıfat Nalbantoğlu ile Mustafa Özuslu bu kez Tunç Soyer‘in yanındadır, onun belediye başkan adayı olması için ellerinden gelen ya da gelmeyen her şeyi yapmışlardır.

Karşıyaka belediye başkanlığı için Hüseyin Mutlu Akpınar isminin verilmesi üzerine CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu o ismi kabul etmesinin mümkün olmadığını söyleyerek ikinci bir isim vermesini ister. Bu kez önerilen ikinci isim ise, iki dönem CHP Karşıyaka ilçe başkan yardımcısı olan Cemil Tugay olur ve genel başkanca kabul görür. Böylelikle Cemil Tugay‘ın başına, belediye başkan ya da meclis üyeliği için herhangi bir başvurusu olmadığı halde talih kuşu konar ve yapılan seçimde kullanılan oyların % 70,85’ini alarak belediye başkanı seçilir.

Cemil Tugay rekor düzeydeki bu oy oranı ile Karşıyaka belediye başkanı olur; ama büyük borçlar içinde elini ayağını oynatamadığı belediyede ne yapacağını bilemez. Nasıl ödeyeceğini bilmediği borçlar nedeniyle bir süre susup sessiz kalmakla birlikte sonrasında feryat figan edip eski belediye başkanı Hüseyin Mutlu Akpınar‘ı suçlamaya başlar. Bu suçlama tarafların karşılıklı atışması sonucunda mahkemeye kadar gider. Ama Cemil Tugay bu arada TMMOB‘nin İzmir‘deki eski şube başkanlarını yanına çekerek, onlara makam ve koltuklar takdim etmeye; böylelikle kentteki muhalefetin önemli bir cephesini kendisine bağlamaya, hatta onları yanına çekmeye çalışır. Böylelikle TMMOB Şehir Plancıları Odası İzmir Şubesi‘nin üç eski başkanı, TMMOB Kimya Mühendisleri Odası İzmir Şubesi eski başkanı ile TMMOB Tapu ve Kadastro Mühendisleri Odası İzmir Şubesi yöneticileri Karşıyaka Belediyesi meclisinde ve yönetici kadrolarında bir araya gelip Cemil Tugay adına çalışmaya başlarlar.

Karşıyaka Belediye Başkanı Cemil Tugay‘ın bu dönemdeki diğer bir kozu ise, bir zamanlar YARSAV‘da başkan yardımcılığı yapan Karşıyaka ve İzmir Büyükşehir belediyeleri meclisi üyesi eski hakim Murat Aydın‘dır. O nedenle Murat Aydın‘ı kendini ne zaman sıkıntıda hissetse cepheye sürer, onun hukuk bilgisinden ve ilişkilerinden yararlanır. O dönemde bu ilişki üzerine öyle söylentiler gelişir ki, gelecekteki Karşıyaka, hatta İzmir büyükşehir başkanının Murat Aydın olacağı bile söylenmeye başlar. Kısacası, Murat Aydın o dönem vitrinindeki flaş isimdir. Bu durum öyle bir noktaya varır ki, belediye Mehmet Cengiz‘e satılan arsa payı ile ilgili konuda belediyeyi ve belediye başkanını savunması için Murat Aydın‘a belediyenin resmi web sayfasında özel bir sayfa tahsis eder ve bu sayfadan CHP‘li parti üyelerini tehdit edip hizaya getirmesine izin verir. Ama aynı Murat Aydın bugün hiçbir yerden aday gösterilmeyerek yalnız bırakılmış, eski vitrin değerini ve geçerliliğini kaybetmiş durumdadır. Çünkü o tarihlerde ona uygun görülen makam onun yerine, Cemil Tugay‘a uygun görülmüş, Murat Aydın da yeni dönemde kaybedenler kulübüne üye yapılmıştır.

İnşaatı halen devam etmekte olan Zübeyde Hanım Mahallesi Kütüphane ve Taziye Evi, 23 Kasım 2023.

Hüseyin Mutlu Akpınar yerine Karşıyaka belediye başkanı olarak seçilen Cemil Tugay ise seçim kampanyası sırasında “uçuk projeleri” olduğu iddiasıyla açıklamalar yaparak, televizyon televizyon gezerek hayallerini anlatmaya başlar. Ona göre en “uçuk” projesi Karşıyaka‘nın görünür bir yerine Batı’daki örneklerine benzer şekilde büyük bir dönme dolap yapmaktır. O dönem az buçuk bilgi sahibi olduğu büyük belediye borçları için sesini çıkaramasa da belediyedeki gelir ve gider dengesizliğini gidermenin diğer bir öncelikli amacı olduğunu ifade ederek bu sorunu gündeme getirmeye çalışır. Dile getirdiği diğer fikir, proje ve vaatlerin arasında ise yeni yeraltı otoparklarının yapılması, üretimi arttırıp yerel kalkınmayı sağlayacak yenilikçi projelerin uygulanması, belediye araç filosunun elektrikli araçlarla yenilenmesi, yeni poliklinik, tıp merkezi, kanser danışma merkezi ve “Bülent Zeren” adının verileceği bir sporcu sağlık merkezinin açılması, İzmir Büyükşehir Belediyesi ile birlikte yeni iskeleler yapılması, geliştirilecek deniz ulaşımının hız kazanması için küçük teknelerin alınması, Demirköprü ve Şemikler‘deki İZBAN hattının yer altına alınması gibi işler bulunmakla birlikte; bu fikir, proje ve vaatlerden hiç birinin 2019-2024 hizmet döneminde hayata geçirilmediği Karşıyaka‘da yaşayan ya da çalışanlar tarafından yakından bilinmektedir.

Nerede benim dönmedolabım?

Üstüne üstlük 31 Mart 2019 tarihli seçimler öncesinde Karşıyaka belediye başkan adayı olarak katıldığı Ege Türk TV‘nin “Şehrimin Adayları – Cemil Tugay” başlıklı programında siyasetçilerin vaat ettiklerini yapamadıkları takdirde çıkıp bunun nedenlerini açıklayıp özür dilemeleri gerektiğini belirtmiş olmasına karşın!

Ben de dahil, belki siz de dahil, hepimiz artık siyasetçilerden farklı bir şey bekliyoruz. Yani, kendini, kendi siyasetini ya da içinde bulunduğu siyasi hareketi değil de, yani öncelikli olarak onu değil de, gerçekten ülkesini, vatandaşını düşünen, onun için bir şeyler yapma isteğini çok dürüstçe hisseden ve hissettiren siyasetçiler arıyorlar. Yani, siz acaba böyle bir insan mısınız diye gözünüzün içine bakıyorlar. İnanın, her geçen gün bunu biraz daha iyi anlıyorum. Karşıyaka’nın da, halkın da, insanların genel olarak bir numaralı sorunu siyasetçilere güvenmemeleri, siyasetçilerden bekledikleri o halkçı, dürüst çalışmayı görememeleri. Yani, bu Karşıyaka’da da bir numaralı sorun, bence Türkiye’de bir numaralı sorun. Yani, bir şey yaparım deyip de yapmamak, söz verip de yapmamak ya da yapmadığı zaman, gücü yetmediği zaman dönüp de neden yapamadığını açıklamamak, hatta bundan dolayı özür dilememek bence bu ülkedeki insanların şu andaki en büyük sorunu hepimizin sorunu bu.

Ayrıca bu fikir, proje ve vaatlere ek olarak, belediye başkanı seçildikten sonra 2020- 2024 hizmet dönemi için hazırlanıp Karşıyaka Belediye Meclisi‘nce kabul edilen Karşıyaka Belediyesi Stratejik Planı‘nda yazılı olan ve söz konusu planın en önemli ve öncelikli projeleri olarak takdim edilen “Kent ve Kurtuluş Tarihi Müzesi“, “Kültür Evi“, “Yüzme Havuzu“, “Buz Pisti“, “Sergi Sarayı ve Kent Kütüphanesi“, “Cemevi” yapılması, yeni “çiftçi pazarları” kurulması, “su bahçeleri oluşturulması” gibi stratejik önemi ve önceliği olan projelerin 2020-2024 dönemi performans programlarıyla 2019-2022 dönemi faaliyet raporlarında yazılı bilgilere göre uygulanmaması yada uygulanıp da kendi hizmet döneminde bitirilmediğini dikkate aldığımızda; seçim döneminde halka söz verdiği bütün bu hizmetlerin yapılmaması nedeniyle Karşıyaka Belediye Başkanı Cemil Tugay‘ın başarısız olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz.

Öte yandan Karşıyaka Belediyesi‘nin ve onun başkanı Cemil Tugay‘ın 2020-2024 dönemindeki performansını, belediyenin 2020-2024 Dönemi Stratejik Planı, 2019, 2020, 2021, 2022, 2023 ve 2024 yıllarına ait performans programları ile 2019, 2020, 2021 ve 2022 yıllarına ait faaliyet raporları üzerinden inceleyip değerlendirmeye kalktığımızda gördüğümüz hususları şu şekilde özetleyebiliriz:

1) Karşıyaka Belediye Başkanı Cemil Tugay‘ın hizmet dönemi için hazırlanıp belediye meclisince kabul edilen stratejik plan 5 stratejik amaç, 17 stratejik hedef kapsamında 67 ayrı faaliyet/projeden oluşmaktadır. Stratejik planda 67 olarak belirlenen faaliyetlerin/projelerin sayısı, performans programları itibariyle 2020’de 39’a indirilirken 2021’de 42’ye, 2022, 2023 ve 2024’de de 49’a çıkarılmış, başlangıçta öngörülen birçok faaliyetin yürütülmesinden vazgeçilmiştir.

2) Karşıyaka Belediye Başkanı Cemil Tugay‘ın 2023 yılına ait faaliyet raporu henüz hazırlanmadığı için 2020-2024 dönemine ait stratejik planın 2023 dilimine ait uygulama sonuçları henüz bilinmemektedir.

3) Karşıyaka Belediyesi eski başkanı Hüseyin Mutlu Akpınar‘ın hazırlattığı 2015-2019 dönemi stratejik planının son dilimini oluşturan 2019 yılı faaliyet raporuna bakıldığında;

a) 2019 yılı itibariyle Karşıyaka Belediyesi‘nde toplam olarak 337 memur, 40 işçi ve 41 sözleşmeli personelin çalıştığı

b) 2019 yılı gelir ve gider bütçesi arasındaki farkın – 27.514.896,89 TL düzeyinde olduğu; yani, belediyenin gelirinden çok gideri olduğu,

c) 2019 yılında performans göstergeleri ortalamasının % 77,90 olduğu,

d) Belediye şirketlerinden Karşıyaka Kent Anonim Şirketi‘nde yıllık ortalama 677, Karşıyaka Personel Anonim Şirketi‘nde de 1.417 adet personelin çalıştığı,

e) Karşıyaka Kent Anonim Şirketi yönetim kurulu başkan ve üyelerine 2019 yılında toplam olarak 308.096.- TL tutarında huzur hakkı ödendiği ve

f) Karşıyaka Kent Anonim Şirketi‘ne ait 2019 yılı zararının -13.364.965,94 TL düzeyinde olduğu belirtilmekle birlikte;

Karşıyaka Belediyesi‘ne ait üç anonim şirkete (Karşıyaka Kent, Karşıyaka Personel ve Kordelion) ait bilançolarla yıllık kar-zarar miktarlarının 2020, 2021 ve 2022 yıllarına ait faaliyet raporlarında belirtilmediği; ayrıca, Karşıyaka Kent Anonim Şirketi‘ne ait İnternet sayfasının “Bilgi Toplumu Hizmetleri” bölümünde tüm yasal zorunluluklara rağmen 19 Aralık 2019 tarihinden sonrasına ait genel kurul kararlarıyla bilanço ve kâr-zarar tablolarının, bu belgelerdeki bilgilerin gizlenmesi amacıyla yayınlanmadığı görülmüştür.

Ancak bütün bu gizleme ve saklama çabalarına rağmen, Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi‘nin 15 Ocak 2024, 11000 sayılı nüshasındaki ilama göre Karşıyaka Kent Anonim Şirketi‘nin 2023 yılı zararının 80 milyon lira düzeyinde olduğu, 17 Mart 2022 tarih, 10539 sayılı Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi‘ndeki ilamda da görüldüğü gibi belediyeye ait “Macera Parkı” isimli parkın ve diğer birçok park ve çocuk bahçesinin şirketin sermayesini arttırmak, zararını karşılamak amacıyla karşılık ya da teminat olarak gösterildiği anlaşılmaktadır.

4) Karşıyaka Belediye Başkanı Cemil Tugay 2019 seçimleri öncesinde yaptığı her konuşmada belediyenin gelir ve gider dengesinin bozuk olduğunu belirtip ilk hedefinin bu dengeyi sağlamak olduğunu belirtmiş olmasına karşın; 2019 yılında -27.514.896,89 TL olan bu açık, 2020 yılında -41.375.327,70 TL, 2021 yılında -62.416.540,62 TL, 2022 yılında da -159.954.716,97 TL düzeyine yükselmiş, şirket zararları ise 2019 yılı faaliyet raporunda açıklanmış olmakla birlikte 2020, 2021 ve 2022 yılları faaliyet raporlarında açıklanmaz olmuştur.

5) Karşıyaka Belediyesi‘ne ait yıllık performans programlarındaki hedeflerin bilinçli bir şekilde düşük tutulması, temizlik, denetim ve imar hizmetleri gibi günlük, rutin işlerin sanki stratejik bir önem ve önceliği olan faaliyetlermiş gibi stratejik plan ve performans programlara dahil edilmesi nedeniyle performans göstergeleri dikkate alınarak hesap edilen ortalama başarı oranının 2020, 2021 ve 2022 yıllarında adeta şahlanarak % 100’ün çok üstüne çıktığı görülmektedir. Ortalama performans oranının 2019’daki % 77,90 oranından 2020 yılında % 120,37’ye, 2021 yılında % 134,01’e, 2022 yılında da % 134,72’ye çıkması bu durumun en somut örneğidir.

Belediye bürokrasisinin bu bilinçli ve maharetli manipülasyonu ile ortaya çıkan ilginç durumun en iyi örneği, Karşıyaka‘da yaşayan ya da çalışan hemşerilerin belediye hizmetlerinden duyduğu memnuniyet düzeyini belirlemek amacıyla belirli tarihlerde yapılan anketlerle hedeflenen memnuniyet hedefinin 2020 yılında % 50, 2021 yılında % 60, 2022 yılında da % 70 gibi çok alt düzeylerde tutulması, bu düzeyin yıl sonu itibariyle bir iki puan üste çıkması durumunda bunun sanki bir başarıymış gibi takdim edilmesidir. 2021 yılında % 60 olarak hedeflenen memnuniyet ortalamasının yıl sonunda % 61,2 düzeyinde çıkması nedeniyle bunun bir başarı olarak takdim edilmiş olması bu manipülasyonun ne şekilde kullanıldığını gösteren en iyi örnektir.

Evet böylelikle, Hüseyin Mutlu Akpınar‘ın hanesine yazılacak olması nedeniyle düşü tutulan başarı ortalamaları belediye başkanı ve onun bürokrasisi tarafından gerçekleştirilen bilinçli manipülasyonla resmi belgelere yansıtılmış, böylelikle başarısız bir belediye başkanı Karşıyaka halkına başarılı gibi takdim edilmiştir.

6) Karşıyaka Belediye Başkanı Cemil Tugay, 2019 tarihli seçimler öncesine belediyedeki yapısının yeniden düzenleneceğini ve çalışanlara değer verileceğini ısrarlı bir şekilde belirtmekle birlikte; 20219-2024 döneminde maaş ve ücretlerin zamanında ödenmeyişi nedeniyle hem sendikalarla hem de işçilerle karşı karşıya gelinmiş, zaman zaman işçilere karşı emniyet güçlerinden yardım istemiştir.

7) CHP genel merkezi tarafından “Arpalık Aile Şirketi A.Ş.” adıyla çıkarılan broşürün, kullanılan “arpalık” sözcüğü bahane edilerek AKP iktidarının müdahaleleriyle dağıtımı engellendiği tarihlerde sosyal medyada Karşıyaka Belediyesi şirketi Karşıyaka Kent Anonim Şirketi‘ndeki arpalıkları gündeme getiren Karşıyakalı finans danışmanı Basri Koyuncuoğlu ile şehir plancısı Ercüment Şahin, belediye başkanı Cemil Tugay tarafından Cumhuriyet Savcılığı‘na şikayet edilmiş ve bu davayı aynı şirkette yönetim kurulu üyesi olarak çalışan avukat Aylin Öz takip etmiştir. Bu konuda aldığım yeni bilgilere göre ilk derece mahkemesinin verdiği “hakaret yok” kararına rağmen, konu Cemil Tugay tarafından Yargıtay‘a taşınmış; böylelikle, Cemil Tugay, “arpalık” sözcüğünü hakaret olarak görüp CHP‘nin “Arpalık A.Ş.” isimli broşürü yasaklayan AKP zihniyeti ile aynı yere düşmüştür.

8)Uçuk” ve de “kaçık” fikirleriyle tanıdığımız Karşıyaka Belediye Başkanı Cemil Tugay, 2023 yılının Şubat ayında hiçbir araştırmaya dayanmaksızın ve bu işin yapılabilirliğini düşünmeden “Bostanlı ve Mavişehir Yamanlar’a taşınmalı” fikriyle öne çıkarak “uçuk” ve “kaçık” fikirlerine bir yenisini katmış, aynen dönmedolap fikrinde olduğu gibi bir gece önce rüyasında gördüğü bir hayali binlerce yapıda binlerce insanın yaşadığı bir bölgeyi hiçbir çevre kaygısı taşımadan Yamanlar‘a taşıyalım diyerek ortaya çıkmış, gerçeklik algısından ne kadar kopuk bir belediye başkanı olduğunu kanıtlamıştır.

9) Karşıyaka Belediye Başkanı Cemil Tugay, belediye başkanı olmadan önce verdiği tüm röportajlarda halktan yana, halkın menfaatleri için çalışacağını belirtmiş olmasına rağmen hem Cumhuriyet, İnönü ve Örnekköy mahallelerindeki imar planı değişikliklerinde, hem de Atakent Venedik Evleri Sitesi‘ndeki ortak spor alanının imar planında değişiklik yapılarak özel Bilfen Koleji‘ne “özel eğitim alanı” olarak tahsis edilmesi işlemlerinde; halkın menfaatine aykırı davranması nedeniyle Cumhuriyet, İnönü ve Örnekköy mahalleleri için hazırlanan imar planı değişiklikleri CHP genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu‘nun halkı dinledikten sonra verdiği talimatla iptal edilmiş, Atakent Venedik Evleri Sitesi‘ndeki spor sahasının özel Bilfen Koleji‘ne “özel eğitim alanı” olarak tahsis edilmesi girişimi ise, TMMOB Şehir Plancıları Odası İzmir Şubesi‘nin açtığı dava neticesinde idare mahkemesi marifetiyle iptal edilmiştir.

Dün kendisine makam beğenmeyip sonunda İzmir Kent Konseyi başkanlığı yetinen; ancak son aday belirleme çalışmaları sırasında ne belediye başkanı, ne de meclis üyesi adaylığına layık görülmeyip, aynen CHP Karşıyaka ve İzmir Büyükşehir Belediye Meclisi üyesi Murat Aydın gibi yalnızlığa mahkum edilen İzmir Büyükşehir Belediye Meclisi CHP Grup Sözcüsü avukat Nilay Kökkılınç‘ın İzmir Büyükşehir Belediye Meclisi‘nin 17 Temmuz 2020 tarihli oturumunda, AKP‘li üyelerin yoksul ve dar gelirli ailelere ait öğrencilerin burada özel bir kolej yapılması durumunda haklarının zarar göreceği iddiası karşısında “… özel eğitim kurumları zaten yoksul öğrencileri de, başarılı öğrencileri de belli bir kontenjanla okutmakla yükümlü. Bu da bence son derece kutsal bir tasarruf” diyerek bir CHP‘li olarak yoksul ve dar gelirli aile çocuklarını özel okul sahiplerinin insafına bırakması da halen hafızamıza kayıtlı bir kent suçudur…

10) 2019 seçimleri öncesinde CHP Karşıyaka ilçe başkanı Uğur Yıldırım ile CHP İzmir milletvekili Özcan Purçu‘nun Örnekköy‘de gerçekleştirdiği bir yeni üyelik organizasyonu neticesinde Karşıyaka Belediye Meclisi üye adayı olup seçilen Cemil Yüm‘ün, 2019’a kadar nerede kimlerle neler yaptığını ortaya koyan tüm İnternet ve sosyal medya kayıtlarını temizlenmiş olmasına rağmen; Karşıyaka Belediyesi eski başkanı Cihan Türsen‘in sosyal medya paylaşımıyla görüp öğrendiğimiz sarıklı, cübbeli fotoğrafları sonrasında görüşüp bunun nedenini sorduğum Karşıyaka Belediye Başkanı Cemil Tugay, bu durumun kendisini aşan bir genel merkez müdahalesi ile gerçekleştiğini belirtmekle birlikte; aynı Cemil Yüm şimdilerde yeniden CHP genel merkezi tarafından belirlenen Karşıyaka Belediye Meclis üyesi adayları listesinin 24. sırasında yer almaktadır. CHP‘nin, 37 meclis üyesine sahip Karşıyaka Belediye Meclisi‘nde bugün itibariyle 33 üyeye sahip olduğunu dikkate aldığımızda; 24. sıradaki bir adayın yeniden Karşıyaka Belediye Meclisi üyesi olacağı ortadadır ve 2019 seçimlerinde bu duruma itiraz edemediğini, bu konunun kendisini aştığını söyleyen Cemil Tugay‘in 2024 seçimlerinin büyükşehir belediye başkan adayı olarak bu şahsın aday listesine alınmasına neden itiraz etmediğini, bu kez bu konuda nasıl bir mazeret beyan edeceğini merak etmekten kendimi alamıyorum.

Monoray: Dünyanın en pahalı ulaşım türü…

Gelelim bugüne ve Cemil Tugay‘ın bugün dile getirdiği “uçuk fikirlere“…

Geçmişte dillendirdiği hayallerini dikkatli bir dil kullanımı ile “proje” olarak değil de sanki şahsi fikriymiş gibi sunan; ancak bu fikirleri bir türlü hayata geçiremeyen Karşıyaka Belediye Başkanı Cemil Tugay şimdi de her biri ayrı bir siyasi rüşvet olan fikirleriyle İzmir gerçeğinden ne kadar uzak olduğunu göstererek bir fikrin bir projeye dönüştürülmesi konusunda ne kadar tecrübesiz olduğunu kanıtlamaktadır. Bunun en iyi örnekleri ise AKP iktidarının kent içindeki Alsancak, Yeşilyurt ve Tepecik gibi hastaneleri kapatarak İzmir‘deki bütün hastaları yönlendirmek istediği Bayraklı tepelerindeki Şehir Hastanesi isimli özel ticarethanenin ulaşımı için dünyanın en pahalı ulaşım türü olan Monoray yapacağını söyleyerek AKP‘nin değirmenine su taşımakta, AKP‘li adayların bile aklına gelmeyen bu “uçuk” proje ile daha iktidara gelmeden iktidara yaranmanın yollarını arıyor; ayrıca, bu kentin en değerli kültürel varlıklarından biri olup mülkiyeti İzmir Büyükşehir Belediyesi‘ne ait olmayan Konak Pier‘i, bu mekânla ilgili büyük hukuki sorunları bilmeden ya da bu mekânı Maliye Hazinesi ile Denizcilik İşletmeleri‘nden satın alıp belediyeye kazandırmak yerine Konak Pier ile Pasaport iskelesi arasında yapılacak bir marinanın AVM‘si olarak kullanılmasını fikrini İzmir Ticaret Odası‘na teklif edip bu değerli kamusal mekânı peşkeş çekmekte beis görmemektedir.

Evet, bugün çevresini danışman ya da uzman sıfatıyla bir zamanlar Tunç Soyer’e yaranan, ona koltuk ve mevki karşılığında hizmet edip şimdilerde “kral öldü, yaşasın yeni kral” anlayışıyla onu terk edip yalnız bırakan ya da Binali Yıldırım‘ın “has evladı” olarak ünlenen insanlar doldurmuş olabilir; ama Şehir Hastanesi denilen özel ticarethane tuzağına lastik tekerlekli araçlarla kolay ve ucuz bir ulaşım sağlamak varken dünyanın en pahalı ulaşım türünü düşünüp önermek, inşaatına usulsüz bir ihale sonrasında Aziz Kocaoğlu döneminde başlanıp Tunç Soyer zamanında kilitlenip kalan Mavişehir Opera Binası‘nı, milyonlarca liralık kamu zararına yol açan görevlilerden hesap sormadan bir kültür merkezine dönüştürme fikri ya da asıl olarak eski bir Ekrem Demirtaş projesi olup Pasaport sahilini halka kapatıp orada özel tekne sahiplerine hizmet edecek bir marina yapımının nasıl bir çevre felaketi yaratacağını düşünmeden veya Konak Pier‘i o marinanın para basacak bir makinası olarak takdim etme cinliğini göstererek bu şehrin sermayedarlarına yaranma fikri, kendi başına başarılı bir kazanma taktiği olabilir; ama aynı taktiğin, hem CHP‘nin kağıt üzerindeki ilkelerine ne kadar uyduğunu ve yarın öbür gün demokratik kent muhalefetinden nasıl bir tepki alacağını, hem de bugün bu zatın vaat ettiği birçok şeyin, bugüne kadar gerçekleşmediğini ya da kendisi tarafından unutulup unutulmayacağını baştan bilip ona göre desteklememiz ya da muhalefet etmemiz gerektiğini düşünüyorum.

İzmir Ticaret Odası’na ikram edilen Pasaport Rıhtımı ve Konak Pier…

Sonuç olarak,

Karşımızda Karşıyaka Belediye Başkanı olmadan önce ortaya attığı; hatta olduktan sonra kaleme aldırıp belediye meclisince onaylanmış yazılı tüm resmi belgelerdeki büyük, önemli ve öncelikli fikir, düşünce, proje ya da vaatleri zaman içinde hayata geçiremeyen ve bunun için -kendi deyimiyle- dönüp özür bile dilemeyen, üstüne üstlük Mavişehir’deki belediye hissesini ucuza Mehmet Cengiz’e satan ve bütün bu eylediklerini büyük bir başarıymış gibi gösterip genel başkanı tarafından “sütten daha ak” şeklinde takdim edilen “yanlış seçilmiş“, “defolu” bir büyükşehir belediye başkan adayı var. Kendisi 2019 yılında yaptığı gibi bugün de “uçuk” fikirlerini beyan ediyor, vaatlerde bulunuyor… Hiçbir araştırma, analiz ve değerlendirme yapmadan, halka sormadan, sırf kazanmak, rakiplerinin bir adım önüne geçmek için hesapsız kitapsız vaatlerde bulunuyor… Ama biz onun, “uçuk” fikirler üretip vaat ettiklerini yapamayan “başarısız” bir belediye başkanı olduğunu, bu yeni adaylığını şimdiye kadarki başarılarına değil, adeta bir kumar oynarcasına kendisini yeniden aday yapmayacağını bildiği Kemal Kılıçdaroğlu yerine onun alternatifi olan Özgür Özel‘i destekleyip onun kazanması nedeniyle bu desteğin diyetini talep edip alan biri olarak tanıyor, biliyoruz.

İşte o nedenle, bu yeni adaylık sürecinde Monoray, Konak Pier, Mavişehir Opera binası, içme suyu ücretleri gibi “fikir” adı altında ortaya attığı araştırılmamış, analiz edilmemiş, fizibilitesi bile hazırlanmamış ham fikirleri var; ama, yeni belediye hizmet binasını nereye nasıl yapacağı, AKP adayı tarafından yeniden gündeme getirilen İzmir Körfez Geçiş Projesi hakkında ne düşündüğü, Kültürpark‘taki yapılaşmalar ve bugün içinde bulunduğu bakımsızlık, Kültürpark‘ın belediye tarafından işgalinin ne zaman biteceği, TARKEM, Basmane Çukuru, Hilton Oteli, İnciraltı, körfez kirliliği, imar aflarıyla aklanan yapılar, doğal afetlere karşı dayanıklılık, gökdelen tarlaları, örneğin Yeşildere‘deki İZKA gökdeleni, her yağmurda su basan Mavişehir ve Alsancak, yerinde kentsel dönüşüm ya da kendi kötü yönetimi ile milyonlarca lira zarara uğramış Karşıyaka Belediyesi şirketleri yanında 27’ye ulaşmış sayısı ile adeta bir holding oluşturan ve her biri kendi çapında büyük zararlara yol açan İzmir Büyükşehir Belediyesi şirketleri gibi can yakan sıkıcı konularda söylemediği, söyleyemediği, yazıp ortaya koyamadığı fikirler, düşünceler, projeler ve taahhütlerin olduğunu, asıl cevaplanması gereken soruların bu sorular olduğunu hatırlatmamız gerekiyor…

Evet, 2019 yılında verdiği söz ya da vaatleri yerinde getirmemiş, üstüne üstlük bu konuda bir özeleştiri yapıp bizlerden özür dilememiş; bu nedenle başarılı olamamış birini bu kez de İzmir Büyükşehir Belediyesi‘nin başına getirip getirmemek konusunda ne düşünüyor, ne yapmayı öneriyoruz? İzmirlilerin bu kez nasıl bir tepki vermesini bekliyoruz?

Olmak ya da olmamak, işte bütün mesele bu!” ya da “uçuk” bir ifadeyle;

Nerede benim dönmedolabım?

…………………………………………………………………………………………………………….

Yararlanılan Kaynaklar

Şehrimin Adayları – Cemil Tugay, Ege Türk TV, Erişim Tarihi: 24.02.2024, https://www.youtube.com/watch?v=JufpiVKN3Nc&t=140s&ab_channel=EgeT%C3%BCrkTv

Cemil Tugay Karşıyaka Projelerini Açıkladı, Gündem Özel 25.02.2019, https://www.youtube.com/watch?v=Go_tiiwrt-o&t=22s&ab_channel=Kanal%C4%B0zmir

– “CHP’li Tugay: Bir Monoray Fikri Var Aklımda“, Erişim Tarihi: 25.02.2024, https://www.youtube.com/watch?v=MbCMQtT58yo&t=4s&ab_channel=35Punto

– “Karşıyaka Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay Habertürk’te. Neden İzmir Büyükşehir’e aday oldu“, Erişim Tarihi: 25.02.2024, https://www.youtube.com/watch?v=UE3l-6qmemA&ab_channel=Habert%C3%BCrkTV

Monoray, https://tr.wikipedia.org/wiki/Monoray, Erişim Tarihi: 25.02.2024

– “CHP Karşıyaka Belediye Başkan Adayı Cemil Tugay: Halkla İç İçe Üreten Belediyecilik Olacak“, https://www.birgun.net/haber/chp-karsiyaka-belediye-baskan-adayi-cemil-tugay-halkla-ic-ice-üreten-belediyecilik-olacak-249843, Erişim Tarihi: 25.02.2024

– “CHP Karşıyaka Belediye Başkan Adayı Cemil Tugay’ın Seçim Ofisi Coşkulu Bir Törenle Açıldı“, https://egeninsesi.com/haber/239402-chp-karsiyaka-belediye-baskan-adayi-cemil-tugayin-secim-ofisi-coskulu-bir-torenle-acildi, Erişim Tarihi: 25.02.2024

– “Karşıyaka’da Milyarlık Bütçeye Onay“, https://www.egedesonsöz.com/haber/Karsiyaka-da-milyarlik-butceye-oany/1117856, Erişim Tarihi: 25.02.2024

– “Ak Partili Kaya’dan Rakibe Salvo: Tugay’a CHP’liler Başarısız Diyor“, https://www.egedesonsöz.com/haber/ak-partili-kaya-dan-rakibe-salvo-tugay-a-chp-liler-basarisiz-diyor/1176554, Erişim Tarihi: 25.02.2024. Erişim Tarihi: 25.02.2024

Tugay’ın Eleştiriye Tahammülü Sıfır“, https://www.yeniasir.com.tr/izmir/2022/01/18/tugayin-elestiriye-tahammulu-sifir. Erişim Tarihi: 25.02.2024

– “Bostanlı ve Mavişehir Yamanlar’a Taşınmalı“, https://www.yeniasir.com.tr/izmir/2023/02/18/bostanli-ve-mavisehir-yamanlara-tasinmali, Erişim Tarihi: 25.202.2024.