Fuat Edip Baksı ile Kadri Atamal’ın ortak “Reçete”si…

Ali Rıza Avcan

Bugün size bundan tam 70 yıl önce, 1955 yılında yayınlanan ve İzmir‘de yaşayan iki seçkin sanatçının; şair ve yazar Fuat Edip Baksı‘nın 1946-1954 yılları arasında yazdığı şiirleriyle dekoratör ve ressam Kadri Atamal‘ın bu şiirlerin yer aldığı kitabın kapak tasarımını yaptığı “Reçete” isimli şiir kitabını tanıtıp bu küçücük kitap içine sığdırılan 23 güzel şiiri sizlerle paylaşmaya çalışacağım. Her ne o kadar o 70 yaşındaki eski küçük kitabın kokusunu içinize çekemeseniz de….

Fuat Edip Baksı ailesiyle birlikte

Ama ondan önce kısacık da olsa size Fuat Edip Baksı ile Kadri Atamal‘dan söz etmek isterim:

1912’de Diyarbakır‘da doğup 1974’de İzmir‘de ölen şair ve yazar Fuat Edip Baksı İzmir‘deki liselerle İzmir Yüksek İslam Enstitüsü‘nde öğretim görevlisi olarak çalışmıştır. Başlıca şiir kitapları 1935 yılında yazdığı “Delikanlım“, 1944’de yazdığı “Efe“, 1955’de yazdığı “Reçete“, 1963’de yazdığı “Bir Bahar Akşamı“, 1972’de yazdığı “İzmir Destanı“dır. Tanburi bestekâr Selâhattin Pınar‘ın çok sevilen “Bir Bahar Akşamı” şarkısının güftesini o yazmıştır. TRT repertuvarında, güftesi Fuat Edip Baksı‘ya ait 27 şarkı bulunmaktadır.

Grafiker, ressam, öğretmen Kadri Atamal…

1901 yılında İstanbul‘da doğup 1993 yılında yine aynı şehirde ölen dekoratör ve ressam Kadri Atamal ise Beşiktaş‘taki Afitab Maarif Mektebi‘ni ve İstanbul Sultanisi‘ni bitirdikten sonra Sanayi-i Nefise Mektebi‘nde İbrahim Çallı (1882-1960) ve Hikmet Onat (1882-1977) atölyelerinde edindiği birikimi, 1920-1924 döneminde Akademi der Bildenden Künste München (Münih Güzel Sanatlar Akademisi)’de ünlü Alman düşünür ve sanat adamı Hans Hoffmann (1880-1966) Atölyesi’nde daha sonra Müstakiller Grubu‘nu oluşturacak olan arkadaşları Zeki Kocamemi (1900-1959), Ali Avni Çelebi (1904-1993) ve Mahmut Cuda (1904-1987) ile pekiştirdikten sonra 1927 yılında İzmir‘e yerleşerek İzmir Erkek Muallim Mektebi, Birinci Erkek Lisesi (Atatürk Lisesi), Namık Kemal Lisesi, Karşıyaka Kız Öğretmen Okulu ve Gazi Ortaokulu‘nda resim öğretmenliği yapar.

9 Eylül 1952 tarihinde Kültürpark‘taki İzmir Resim ve Heykel Galerisi‘ni kurup müdürlük görevini üstlenir. Bir yıl sonra da galerinin Birinci Kordon‘da kiralanan bir binaya taşınmasını sağlar. 1964 yılındaki emekliliği sonrasında Kordon‘da dekorasyon mağazası açarak resim yapmaya devam eder ve 1993’de İstanbul‘da vefat eder.

“Reçete” kitabının sevgili dostum Cem Üsküp’deki sayfa tasarımı… 24.06.2024
70 yıl sonra şairin 1 liralık şiir kitabı ile buluşması…

https://kentstratejileri.com/2023/12/21/izmirin-unutulan-sanatcilari-23-kadri-atamal/

Fuat Edip Baksı İzmir’de iz bıraktı, https://www.dokuzeylul.com/fuad-edip-baksi-izmirde-iz-birakti

İzmir’in unutulan sanatçıları 27 – John Dabour

Ali Rıza Avcan

İzmir’in unutulan sanatçıları” başlıklı yazı dizimizin 27. bölümünde ele alıp hatırlatmaya çalışacağımız portre ve natürmort ressamı da İzmir doğumlu olmakla birlikte ne zaman Fransa‘ya gittiği bilinmeyen bir sanatçı. Neyse ki, kendisiyle ilgili bir çok şeyi bilmemekle birlikte fotoğraflardan yaptığı portre tablolar ve az da olsa natürmortları bizlerle birlikte. Ama yine de, yaptığı tablolarda İzmir‘den ve doğduğu topraklardan tek bir iz, tek bir ses yok…

19. ve 20. yüzyılda Batı emperyalizminin sömürdüğü bir coğrafyanın kozmopolit kenti olarak öne çıkan İzmir‘de komprador burjuvazinin temsilcisi olarak doğup yaşamak ya da buraları kolaylıkla terk edip hatırlamamak ve üstüne üstüne gittiği topraklardaki iktidar sahiplerinin portrelerini yapmak…

Gidenin hatırlamaması, terk edilenin de gideni hatırlamaması…

Bu yazı dizisi nedeniyle tespit ettiğimiz önemli bir nokta da bu olsa gerek, İzmir‘in, hatırlanmak ya da hatırlamakla ilgili bir vefa sorununun olmaması…

John Dabour, 1837 yılında İzmir’de -büyük olasılıkla- Fransız bir ailenin oğlu olarak dünyaya gelmiştir. Nitekim 1891, 1893, 1894, 1895 ve 1896 tarihli İzmir ticaret yıllıklarında Dabour soyadını taşıyıp Frenk Caddesi’nde kuyumculuk, mücevhercilik, deri tüccarlığı ve ayakkabı tedarikçiliği yapan Napoléon Dabour, G. Dabour, gibi isimlere ait bilgi ve ilanlara rastlanmaktadır. (1, 2, 3, 4, 5)

1894 Annuaire des commerçants de Smyrne, 1895 Indicateur des Professions Commerciales et Industrielles de Smyrne, Jacob de Andria.

Sanat yaşamında daha çok yaptığı portrelerle bilinen John Dabour, Paris‘deki École des Beaux-Arts (Güzel Sanatlar Okulu)’ta aldığı sanat eğitiminin ardından Philippe Auguste Jeanron (1809-1988)’un Paris’teki atölyesinde çalışmış, 1870’te Amerika Birleşik Devletleri‘nin Maryland eyaletindeki Baltimore şehrine göç etmiş ve burada evlenmiştir. Bir portre sanatçısı olarak ünlenen ve dönemin yetenekli ressamları arasında adı geçen Dabour’un modelleri genellikle ABD savaş bakanı ve Pensilvanya senatörü Simon Cameron (1799-1889), Maryland senatörü ve valisi James Black Groome (1838-1893), Konfederasyon Ordusu komutanı ve Washington College yöneticisi general Robert E. Lee (1807-1870), Konfederasyon Ordusu genelkurmay başkanı, yazar ve işadamı William Tecumseh Sherman (1820-1891), Enoch Pratt Kütüphanesi kurucusu işadamı Enoch Pratt (1808-1896), büyük Mason üstadı işadamı Thomas J. Shryock (1851-1918), ile Fransa imparatoru Napoleon Bonaparte (1769-1821)’nin en küçük kardeşi Jérôme Bonaparte (1780-1860) ile Elizabeth Patterson Bonaparte (1785-1879)’nun oğlu ve Maryland Kulübü yöneticisi Jérôme Napoléon Bonapart (1805–1870) gibi başpiskopos, senatör, vali ve general gibi öne çıkan kişiler olmuştur.

1880’lerin başlarında daha geniş bir sanat pazarı bulma amacı ile New York’a taşınan ressam, Baltimore ile ilişkisini hiç koparmamış, sık sık ziyaret ederek portre çalışmalarını burada da sürdürmüş, Fransa’da Akademi’nin 1878, 1879, 1882 ve 1892 sergilerine katılmıştır. Eserleri Smithsonian National Portrait Gallery ile Maryland Tarih Derneği‘nin daimi koleksiyonlarında yer almaktadır.

1905 yılında New York‘ta 68 yaşındayken yaşamını yitiren sanatçının ölüm haberini veren gazeteler, birçok devlet adamının ve sosyal yaşamın öne çıkan kişilerinin portrelerini yapan John Dabour’un John, Emma ve Alice adlı çocuklarından söz etmekte, Emma Dabour’un da babası gibi bir portre ressamı olduğunu belirtmektedir.

…………………………………………………………………………………………………

(1) 1893 Annuaire des commerçants de Smyrne, s.60.

(2) 1894 Annuaire des commerçants de Smyrne,

(3) 1895 Indicateur des Professions Commerciales et Industrielles de Smyrne – Jacob de Andria.

(4) 1896 Indicateur des Professions Commerciales et Industrielles de Smyrne – Jacob de Andria.

(5) 1891 Commercial Guide, http://www.levantineheritage.com/docs/1981-Commercial-Guide-George-Poulimenos.xls

Yararlanılan Kaynaklar

Daşçı, S., “19. Yüzyılda İzmir’de Dünyaya Gelen Bazı Gayrimüslim Sanatçılar ve Sanatsal Etkinlikleri Hakkında Bir Değerlendirme, Sanat Tarihi Dergisi, Cilt XX, Sayı 2, Ekim 2011, s. 27-44.

David B. Dearinger (Ed.), Paintings and Sculpture in the Collection of the National Academy of Design 1826-1925, C. I, New York, s. 141;

Marlyland Historical Magazine, Volume XLII, Baltimore, June1947, No.2, s. 131, 135.

http://www.salmagundi.org/john-dabour-1837-1905-nm/

Weston, L., “Art and Artists in Baltimore, Maryland Historical Maganize, Vol. XXXIII, September 1938, No.3, s. 224.

John Dabour (1837-1905), İkinci imparatorluk balkonundaki çocuk, 1872, Pastel, 76,4X63,5 cm.
John Dabour (1837-1905), Kadın portresi, Tuval üzerine yağlıboya.
John Dabour (1837-1905), Robert Edward Lee, 1871, National Portrait Gallery, Smitsonian,, Washington.
John Dabour (1837-1905), Bendann’ın portresi, 1872, Tuval üzerine yağlıboya, 28,5X22 inç.
John Dabour (1837-1905), Kadın portresi (ön yüz), 1895.
John Dabour (1837-1905), Kadın portresi (arka yüz), 1895.
John Dabour (1837-1905), 28X23 inç.
John Dabour (1837-1905), İşadamı Robert Livingston Cutting (1812-1887).
John Dabour (1837-1905), Savaş bakanı ve Pensilvanya senatörü Simon Cameron, 1871.
John Dabour (1837-1905), Şapkalı Beyefendi, Dr. Alexander Garden (1730-1791), 1889, Kağıt Üzerine Pastel, 88,6X55,9 cm.
John Dabour (1837-1905), Amerikalı yayıncı Arunah Shepherdson Abell (1806-1888), 54X38,5 inç, 1871. Maryland Tarih ve Kültür Merkezi.
John Dabour (1837-1905), Rochester Üniversitesi’nin bağışçısı Azariah Broody.
John Dabour (1837-1905), Boston Halk Bahçesi, Tuval üzerine yağlıboya, 1876, 44,4X72,3 cm.
John Dabour (1837-1905), Dr. Charles Frick (1823-1860), 1899, Yağlıboya, 76,2X63,5 cm.
John Dabour (1837-1905), Dr. John Hawkins Patterson.
John Dabour (1837-1905), Dr. Mortimer Harvie Jordan, Birmingham, Alabama.
John Dabour (1837-1905), Enoch Pratt.
John Dabour (1837-1905), Francis Thompson King.
John Dabour (1837-1905), Kağıt üzerine kurşunkalem, 46,8X41 cm.
John Dabour (1837-1905).

İzmir’in unutulan sanatçıları 26 – Henry John van Lennep

Ali Rıza Avcan

İzmir’in unutulan sanatçıları” adını verdiğimiz yazı dizimizin bugünkü 26. bölümünde sizlere ilginç bir İzmirli‘yi tanıtmak istiyorum. Daha doğrusu, yaşadığı dönemde İzmir‘i ve Anadolu‘yu çoğumuzdan; hatta bu topraklara hükmeden Osmanlı sultanı ve saray çevresinden daha fazla araştırıp tanıyan Hollanda kökenli bir Levanten‘den söz etmek istiyorum.

Ama ondan önce size yıllar yıllar önce, Safranbolu Belediyesi‘ni denetlediğim 1989 yazında Safranbolu ve yakın çevresinin tarih ve arkeolojisiyle kültürünü öğrenmek amacıyla hafta sonlarında yaptığım gezilerde kendimi bilgi açısından yeterli bulmadığım için bir hafta sonu İstanbul‘a giderek ziyaret ettiğim Beyazıt Kütüphanesi‘nde karşıma çıkan bir kitap nedeniyle yaşadığım şaşkınlığı anlatmak isterim.

Sözünü etmeye çalıştığım o kitap, kütüphaneye 1. Dünya Savaşı’nda Medine‘yi savunduğu için Osmanlı’nın “Çöl Kaplanı” unvanıyla onurlandırdığı Yemen cephesi komutanı Fahrettin Paşa tarafından armağan edilmişti ve arkasındaki cepte beş altı tane büyük ve ayrıntılı harita bulunmaktaydı. Almanların Bağdat Demiryolu yapımı öncesinde hazırladığı 1902 tarihli o koskocaman kalın ciltli Almanca kitap, demiryolunun yakından geçeceği antik Paphlogania; yani, bugünkü idari dağılım itibariyle Kastamonu, Sinop, Çankırı, Karabük ve Bartın illeriyle Çorum, Bolu, Zonguldak ve Samsun illerinden bazı alanları kapsayan bölgesinin coğrafyası, jeolojisi, hidrolojisi, jeolojisi, depremselliği, meteorolojisi, yerleşim yerleri, tarihi, arkeolojisi ve kültürü hakkında çok ayrıntılı bilgi ve görsellerle doluydu. Hatta fotoğrafı çekilip kitaba konulan birçok tarihi eser benim o bölgeyi gezdiğim tarihlerde -ne yazık ki- ortada yoktu! Eminim bu kitaptaki bilgiler, o tarihlerde hafiyelerin jurnallerini okumakla meşgul ve hakimiyeti altındaki toprakları çektirdiği fotoğraflarla tanımaya çalışan İstanbul‘daki sultanın ve saray çevresinin bildiklerinden çok daha fazlasını içeriyor, iktidarın; özellikle de emperyalizmin elinde bir silaha dönüşen bilimsel bilginin nasıl ayrıntılı, titiz bir araştırma ile ortaya konulacağını somut bir şekilde gösteriyordu.

İşte bugün ele alıp hatırlatmaya çalışacağım isim de, İzmirli bir Levanten olmasına karşın gezdiği hatta yerleşip yaşadığı İstanbul, İzmir, Tokat, Amasya, Sivas, Samsun, Ege Bölgesi, Anadolu, Suriye, Filistin ve Mısır‘ın insan coğrafyası hakkında hakkında buna benzer ayrıntılı bilgileri çizip toplayarak yayınlamış ve bu bilgileri yaptığı misyonerlik çalışmalarında kullanmış bir sanatçı.

Yazar, pedagog, ressam ve misyoner Henry John van Lennep, 18 Mart 1815 tarihinde, bilim insanlarıyla sanatçılar yetiştiren Hollanda kökenli seçkin bir tüccar ailesinden gelen Richard Jacob Van Lennep (1779-1827) ile Adele Marie von Heidenstam Van Lennep (1792-1867)’in ikinci oğlu olarak İzmir‘de doğdu. Ailenin 1738’de, ilk önce yerleştiği Konya (İkonia)’dan sonra İzmir‘in Seydiköy‘üne yerleştiği bilinmektedir. Ailenin diğer oğulları Gustave, Edward, David, Richard (1811-1890), Augustus, kızları ise 1822’de İzmir‘de doğup 1909’da Seydiköy‘de vefat eden Eulalie Catherine‘dir. Ailenin Seydiköy (Gaziemir)’de ve Seydiköy‘e 12-13 km güneyindeki Malkacık‘ta (1928’den sonra Bulgurca adı verilip 1997 yılı sonunda Tahtalı Barajı yapımı nedeniyle Pancar Ovası‘na taşınan yerleşim) çiftlikleri, tütün ve afyon tarlaları bulunmaktaydı.

Henry John Van Lennep (1815-1889).

Henry John Van Lennep, Amerikalı misyonerlerin tavsiyesi üzerine 15 yaşındayken misyoner eğitimi almak amacıyla Amerika‘ya gitti. Massachusetts‘de Dr. Hawes‘in yanında “Hıristiyanlık hizmeti için dindar ve yetenekli yoksul genç erkeklerin klasik eğitimi için mezhepçi olmayan bir kurum olarak” tanıtılan Amherst College ile Hartford Public School‘da eğitim gördü. 1837’de Andover Teoloji Semineri‘ne katıldıktan sonra 27 Ağustos 1839’da Amherst‘teki Kongregasyon Kilisesi tarafından kongregasyon delegesi olarak atanmış, 1840 yılında da American Board of Commissioners for Foreign Missions (Amerikan Yurtdışı Misyonerliği Masası) adına misyonerlik yapmak için İzmir‘e dönmüştür. 1840-1844 yılları arasında İzmir‘de, 1844-1854 yılları arasında İstanbul‘da, 1854-1856 yılları arasında Tokat‘ta ve 1863-1869 yılları arasında yeniden İzmir‘de misyonerlik yaptı. Eş zamanlı olarak Bursa, Tokat, Amasya, Sivas, Gaziantep gibi Anadolu kentleriyle Mısır‘ı gezdi. Bu çalışmaları sırasında çok ilginç bir ırk olarak tanımladığı Ermeniler üzerinde yoğunlaşmıştır. BU amaçlar doğrultusunda 1840 ile 1869 yılları arasında Anadolu, Suriye, Filistin ve Balkanlar‘daki Katolik Ermenileri Protestan yapmak amacıyla yeni bir misyonerlik örgütü kurmuş, kendisinden sonra gelen misyonerler ve dini kuruluşlarla bağlantı kurarak seyahatler yapmış, seyahat ettiği coğrafyalardaki halkın tarihi, coğrafyası, yerleşim ve kültürü konusunda kapsamlı araştırmalar yapmıştır. Yine bu dönemde önceleri Tokat‘ta Amerikan Koleji, daha sonraları ise İstanbul‘daki Robert Kolej‘de dersler vermiştir.

Van Lennep ailesinin Malkacık (Bulgurca)’daki malikhanesi.

1869 yılında fanatik bir Ermeni Katolik, Tokat‘ta kurduğu Protestan kilisesi ile 2.000 kitabın yer aldığı kütüphaneyi yakınca umutları yok olan Van Lennep hem karşılaştığı mali sıkıntılar hem de katarakt nedeniyle görme yetisini kaybedince American Board‘un talebi üzerine istifa ederek Amerika‘ya dönmüş ve 1876-1878’de New York‘taki Ingham Üniversitesi‘nde doğa bilimleri ve modern diller profesörü olarak çalışıp Massachusetts Great Barrington‘da oğlu ile birlikte kurduğu Sedgwick Enstitüsü‘nde öğretmenlik yapmıştır.

Sedgwick Enstitüsü, Great Barrington, Massachusetts.

Başlıca kitapları;

1) 1862’de John Murray tarafından yayınlanan “The Oriental Album: Twenty Illustrations, Oil Colors, People and Scenery Turkey” (Doğu Albümü: Açıklayıcı ve Betimleyici Metinle birlikte Türkiye İnsanları ve Manzaralarının Yağlıboya Renklerde Yirmi İllüstrasyonu),

2) 1870’de yayınlanan “Travels in Little-Known Parts of Asia Minor, With Illustrations in Biblical Literature and Researches in Archeology” (İncil Edebiyatındaki İllüstrasyonlar ve Arkeoloji Araştırmalarıyla Küçük Asya’nın Az Bilinen Bölgelerine Seyahatler),

3) 1874’de yayınlanan “Ten Days Among Greek Brigands: A True Story” (Yunan Eşkiyaları Arasında On Gün: Gerçek Bir Hikaye” ve

4) 1875’de yayınlanan “Bible Lands: Their Modern Customs and Manners Illustrative of Scripture” (Açıklayıcı Metinlerle İncil: Kutsal Kitap Ülkeleri, Modern Örf ve Adetler) isimli kitaplardır.

Ayrıca Edward Hitchcock‘un “Massachusetts Jeolojisi” (1841) ve “Yüzey Jeolojisi Resimleri” (1860) adlı eserlerinde de çizimleri yer almaktadır.

Henry J. Van Lennep ve kardeşleri Gustave, Edward, Augustus, Henry J., Richard ve David (1820-1914). Charles ve Alfred fotoğrafta yok.

Van Lennep başta Türkçe, Yunanca ve Ermenice olmak üzere 10 Doğu dilini biliyor ve bu dillerde vaaz verebiliyordu. Misyonerlik amacıyla gittiği yerlerde gözlemlediği manzaraları kurşun kalem, tükenmez kalem ve mürekkeple kağıda çizen bir sanatçıydı.

Henry John Van Lennep’in 1843 yılında evlenmekle birlikte bir yıl sonra tifüsten ölen eşi Mary Elizabeth (Hawes) Van Lennep (1821-1844).

1839 yılında Massachussetts‘de Henry Bliss‘in kızı Emma Luceba Bliss (1839-1840) ile evlendi ve ama Emma ertesi yıl 20 yaşındayken vefat etti. Bunun üzerine 1843’de Mary Elizabeth Hawes (1843-1844) ile evlendi ve birlikte misyonerlik yapmak amacıyla Osmanlı topraklarına geldiler ve İstanbul‘a gitmeden önce kısa bir süre İzmir‘de kaldılar. Mary da, bir önceki eşi gibi ertesi yıl tifüsten öldü. Evlendiği iki kadını bir yıl sonra kaybeden Van Lennep, 18 Nisan 1850 tarihinde İsaac Bird‘in 27 yaşındaki kız kardeşi Emily Ann Bird ile evlendi ve bu kadınla evli kaldığı 39 yıl içinde altı çocuk sahibi oldu. Bu çocuklarından İstanbul‘da doğan William Bird Van Lennep (5 Aralık 1853-1919), 26 Temmuz 1856’da Tokat‘ta doğan Edward James Bird Van Lennep (1856-?), ‘dir.

Henry John Van Lennep’in kullandığı Osmanlı Pasaportu, 9 Aralık 1866.
Tokat, 1812, Çizim: R. K. Porter.

11 Ocak 1889’da 74 yaşındayken Massachusetts, Great Barrington‘da öldü. Mezarı Amerika Birleşik Devletleri’nin Berhshire County ilindeki Great Barrington şehrinin Mahaiwe Mezarlığı‘ndadır.

Henry John Van Lennep’in Mahaiwe Mezarlığı’ndaki mezarı.

Yazı dizisinin bugünkü bölümüyle gündeme getirip hatırlatmaya çalıştığım yazar, pedagog, ressamve misyoner Henry John Van Lennep‘le ilgili tek dileğim ise, bizlerden önce İzmir‘i ve tüm bir Anadolu‘yu araştırıp anlattığı kitaplarının bir an önce Türkçe’ye kazandırılmasıdır. Özellikle de eşi dost, tanıdıklara ait yersiz ve gereksiz yayınları yapmakla meşgul Ahmet Piriştina Kent Arşivi ve Müzesi (APİKAM)‘ın, yeni bir belediye başkanının hizmet vereceği önümüzdeki dönemde asli görevlerini yapmaya başlayarak bu büyük eksikliği gidermesi dileğiyle…

Henry John Van Lennep‘in henüz Türkçe’ye kazandırılmamış iki ciltlik “Travels in Little-Known Parts of Asia Minor, With Illustrations in Biblical Literature and Researches in Archeology” isimli kitaplarına aşağıdaki linklerden ulaşabilirsiniz.

Yararlanılan Kaynaklar:

Branning, K., “Boyalar ve Dualar“, http://www.turkishhan.org/vanlennep.htm. (Erişim Tarihi: 06.01.2024)

Erol, M. “All We Hope is a Generous Revival”: The Evangelization of the Ottoman Christians in Western Anatolia in the Nineteenth Century“, İstanbul 29 Mayıs Üniversitesi Osmanlı Araştırmaları Dergisi, Sayı 55, İstanbul, 2020, s. 243-280.

Hanilçe, M. “Tokat’ta Medfûn Meşhur Bir Misyoner: Henry Martyn, Tokat Sempozyumu, 1-3 Kasım 2012, Tokat, s.151-182.

H. de Groot, A., “Hollanda Basınında Mustafa Kemal Atatürk ve Türk Milli Hareketi” 1919-1923, Kebikeç, Sayı 25, 2008, s.183-209.

Henry J. Van Lennep, “Doğu albümü : açıklayıcı bir metinle birlikte Türkiye insan görünümlerinden yirmi yağlı boya resim (Oriental Album: Twenty Illustrations in Oil Colors), Çeviren Pars Tuğlacı, İstanbul, 1985, Yelken Matbaası.

Karabulut, M. “Osmanlı İmparatorluğu’nda XIX. Yüzyılda Değişim Süreci, Sosyal ve Kültürel Durum, Mecmua Uluslararası Sosyal Bilimler Dergisi, Güz 2016, Yıl 1, Sayı 2, s.49-65.

Kocabaşoğlu, U., Anadolu’daki Amerika, Kendi Belgeleriyle 19. Yüzyılda Osmanlı İmparatorluğu’ndaki Amerikan Misyoner Okulları, Arba Yayınları, İstanbul, 1989.

Kuş, A., “Henry John Van Lennep’e Göre Amasya, Gaziosmanpaşa Üniversitesi Sosyal Bilimler Araştırmaları Dergisi, Yaz 2016, 11/1: 253-276.

Kuş, A., “XIX. Yüzyılın İkinci Yarısında Amerikalı Misyoner H. J. Van Lennep’in Tokat İzlenimleri“, Atatürk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sosyal Bilimler Dergisi, Sayı 52, Haziran 2014, s. 125-140.

Önal, M., Amerikan Board Kayıtlarına Göre Protestan Misyonerlerin Bursa ve Çevresindeki Faaliyetleri 1833-1883, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Bursa, 2012.

Rodop, M. “Mary van Lennep, İzmir Life, Haziran 2018,https://www.izmirlife.com.tr/yazi/metin/3220/mary-van-lennep (Erişim Tarihi: 06.01.2024).

Sonbaş, A., Sağıroğlu Demirci, Ö., “Amasya Kırsal Mimarisinin Seyahatname ve Gezi Notları Üzerinden Tartışılarak Örneklendirilmesi, Dünden Bugüne Türk Mimarlığı Sempozyumu E-Bildiri Kitabı, 22-24 Mart 2023, Ankara, s. 103-112.

Şahin, G., ”Amerikalı Bir Misyonerin XIX. Yüzyılın Ortalarında Türk-Ermeni Kültürel İlişkileri İle İlgili İzlenimleri Üzerine Bir Değerlendirme“, Sosyal Bilimler Dergisi, s. 208-239.

The Van Lennep Genealogy Smyrna Branch, Levantine Heritage Foundation (Erişim Tarihi: 05.01.2024), http://www.levantineheritage.com/pdf/The_Van_Lennep_Genealogy_Smyrna_Branch.pdf.

The Van Lennep Family Archives İmages, Levantine Heritage Foundation, http://www.levantineheritage.com/van-lennep.htm, (Erişim Tarihi: 05.01.2024).

Tozkoparan, N., 19. Yüzyıl Sonunda Sivas’ta Amerikan Protestan Misyoner Faaliyetleri, Yayınlanmamış Doktora Tezi, Ankara 2014.

Tural, E. “Bir Bürokrat ve Seyyah Gözüyle Canik (Samsun)“, Çağdaş Yerel Yönetimler Dergisi, Cilt 17, Sayı 1, Ocak 2008, s. 75-91.

Van Lennep, “H. S., Genealogy Levantine Branches Van Lennep, De Hochepied, De la Fontaine, Leytstar“, December 2018, http://www.levantineheritage.com/pdf/Genealogy-Levantine-Branches-Van-Lennep-de-Hochepied-de-la-Fontaine-Leystar_Henrick-van-Lennep.pdf (Erişim Tarihi: 05.01.2024)

Yücel, İ., Anadolu’daki Amerikan Hastaneleri ve Tıbbi Misyonerlik 1880-1930, Yayınlanmamış Doktora Tezi, Ankara, 2011.

Henry John Van Lennep, https://tr.wikipedia.org/wiki/Henry_John_van_Lennep, (Erişim Tarihi: 05.01.2024).

Mary E. Van Lennep, https://en.wikipedia.org/wiki/Mary_E._Van_Lennep, (Erişim Tarihi: 05.01.2024).

De Relatie Tussen Nederland en het Osmaanse Rijk in de… s. 1-104, (Erişim Tarihi: 04.01.2024), https://dspace.library.uu.nl/bitstream/handle/1874/23263/Super%20versie%2005-07.doc%3Bsequence=1

Smith, G., The Project Gutenberg eBook of Henry Martyn, , https://www.gutenberg.org/files/35873/old/orig35873-h.htm (Erişim Tarihi: 06.01.2024)

The Oriental Album, Twenty Illustrations, Oil Colors, People and Scenery of Turkey kapağı.
The Oriental Album, Twenty Illustrations, Oil Colors, People and Scenery of Turkey ilk sayfası.
İllüstrasyonların listesi.
Turkish and Armenian Ladies (Abroad), “Türk ve Ermeni Hanımları Sokakta“.
A Turkish Effendi, “Bir Türk Efendisi“, Mehmet Efendi “Tilkioğlu”.
Armenian Lady of Constantinople (At home), “İstanbullu Ermeni Hanımı (Evde)“, Kandilli.
Turkish Scribe, “Türk Katibi“.
Turkish Lady of Rank (At home), “Kibar Türk Hanımı (Evde)“, Ayşe Hanım.
A Turkish Cavass (Police Officer), “Türk Kavası“, Ahmed Ağa.
Turkish Woman (Unveiled), “Türk Kadını (Peçesiz)“, Çerkez.
Armenian Piper, “Ermeni Gaydacısı“, Püsküllü Artin (Harutyun). Niksar’ın Deunekseh (Şimdiki Dönekse) Köyündeki düğün, Kızılbaş Köyü.
Armenian Ladies (At Home), “Ermeni Hanımları (Evde)“, Zümrüt Hatun ve Markrit Hatun (İnci Hanım).
Armenian Marriage Procession, “Ermeni Evlilik Töreni“.
Albanian Guard, “Arnavut Muhafız“.
Armenian Bride, “Ermeni Gelin“.
Armenian Peasant Woman, “Ermeni Köyü Kadını“, Elizabet Hatun.
Jewish Marriage, “Yahudi Evliliği“.
Gypsy Telling Fortune, “Çingene Falı” Sivas, Gürün.
Jewish Merchant, “Yahudi Tüccarı“, Mordekay (Murat).
Bandit Chief, “Baş Eşkiya“, İçerli Oğlu.
Circassian Warrior, “Çerkes Savaşçısı“.
Druse Girl, “Dürzi Kızı“, Deir-el-Kamer Köyü.
Baghdad Mercant (Travelling), “Bağdatlı Tüccar (Gezginci)“.
Yaşmaklı kadın, Suluboya, 26X17 cm.
Henry John Van Lennep’in tasarladığı Amerikalı misyoner Henry Martyn’e ait mezar taşı.
Amerikalı Misyoner Henry Martyn’in mezartaşı. Çizim: Henry John Van Lennep.
Şimdi Tokat Müzesi olarak kullanılan Tokat Bedestenindeki Henry Martyn’ye ait mezar taşı, 2017.
Bebek’ten Manzara, İstanbul, 1851.
Kale kalıntıları.
Müftünün Tokat yakındaki bağ evi, 23 Haziran 1864.
Bina önündeki kadın, Suluboya, 24X26 cm.
Tuğla yapı, yağlıboya, 1840-1969 arası.
Ayaktaki adam, suluboya, 26X17 cm.
Kılıçlı ve tüfekli adam, Suluboya, 26X17 cm.
Tepsi taşıyan adam, Suluboya, 26X17 cm.
Kılıçlı adam, Suluboya, 26X17 cm.
Nargile içen adam, suluboya.
Çubuk tutan kadın, suluboya.
İstanbul, Bebek sahili.
Travels in Lİttle-Known Parts of Asia Minor” kitabının kapağı, “Ayı Avı“.
Kolye çizimi.
Çizim taslakları.
Oğlu Edward James Van Lennep, 1856-1862 arası.
Seccade Deseni
İstanbul, Suluboya.
Kirpi, Suluboya, 31X39 cm.
Manzara.
Oturan mavi elbiseli adam, Suluboya, 24X17 cm.
Köy, Suluboya, 27X20 cm.
Amerikan gemisi “Ionia“, Kaptan King Boston Körfezi’ne giriyor, 1849.
Oturan Genç kız, 1834.
Çubuk tutan kadın, karakalem.

Hitit kaya kabartması.
Hitit kaya kabartması.
Aslan heykeli, Yozgat.
Antik aslan heykeli, Ankara.
Antik sütun, Ankara.
Ankara tiftik keçisi.
Antik Pessinus tiyatrosu kalıntıları.
Antik Pessinus kabartmaları.
Seydiler köyü ve mazgallı doğal kule.
Seydiler köyü yakınındaki doğal ponza taşı kuleleri.
Medusa başı, mermer kabartma, Afyonkarahisar.
Karaman koyunu, Afyonkarahisar.
Kırkılmamış Karaman koyunu.
Kuyruk şeklini gösteren tamamen kırkılmış Karaman koyunu.
Dört boynuzlu koyun.
İki hörgüçlü erkek deve.
Gediz (Hermus) nehri üzerindeki köprü.
Kula yanardağı yakınındaki su kuyusu.
Kula (Kara Devlit) volkanı.
Türk resmi örneği.
İzmir (Smyrna) ve körfezinin uzaktan görünümü.
Niobe (Ağlayan Kaya) Anıtı, Manisa.
Uyuyan Türk kadınları.
Ahır kapısı.
Samsun yolundaki han.
Amasya.
Tokat mezarlığı.
Tokat kalesi ile Tokat’ın kuzey-doğu görünümü.
Bağ bekçisi.
Eski cami, medrese ve han, Tokat.
Ermeni düğün töreni.
Türk mezarı.
Ermeniler.
Ermeni kadın başı.
Aziz Chryaostoni’nin Mezarı veya Hücresi, bir kayaya oyulmuş.
Niksar’ın Deunekseh (Şimdiki Dönekse) köyü, Kızılbaş köyü.
Şimdiki Tokat’ın Niksar ilçesine bağlı Dönekse köyü.
Antik Hitit Tapınağı.
Yıldız Dağı, Sivas.
Yıldız Dağı’nın zirvesindeki kale kalıntıları.
Keuhneh (*) yakınındaki kaplıca.
Hitit kaya kabartmaları.
Hitit kaya kabartmaları.
Hitit kaya kabartmaları.
Hitit kaya kabartması.
Sağ geçitteki kabartma.
Sol geçittieki kabartma.
Euyuk kabartması.
Hitit kaya kabartmaları.
Hitit kaya kabartmaları.
Hitit kaya kabartması.
Hitit kaya kabartması.
Hitit kaya kabartması.

İzmir’in unutulan sanatçıları 23 – Kadri Atamal

Ali Rıza Avcan

Yazı dizimizin bugünkü bölümünde ele alıp hatırlamaya çalışacağımız ressam ve dekoratör Kadri Atamal, İstanbul doğumlu bir sanatçı olmakla birlikte; yurt içi ve dışındaki eğitimi sonrasında İzmir‘e gelip İzmir‘deki gençlerin resim eğitiminde görevler üstlenmiş, İzmir Resim ve Heykel Galerisi‘ni kurmuş; bütün bunlara karşın İzmir Resim Heykel Müzesi ve Galerisi‘nde tek bir tablo ile yer alan, İzmir‘in kültür sanat yaşamında büyük emeği olan değerli bir insan.

Kaynak: Murat Saraç, İzmir Atatürk Lisesi Mezunları Derneği Arşivi.

Gazetelere verdiği ilanlarda kendisini ressam ve dekoratör olarak tanıtan Kadri Atamal, 1901 yılında anne Hatice Atiye ile baba Mehmet Bahattin‘in oğlu olarak İstanbul’da doğdu. Sırasıyla Beşiktaş‘taki Afitab Maarif Mektebi‘ni ve İstanbul Sultanisi‘ni bitirdikten sonra Sanayi-i Nefise Mektebi‘nde İbrahim Çallı (1882-1960) ve Hikmet Onat (1882-1977) atölyelerinde edindiği birikimi, 1920-1924 döneminde Akademi der Bildenden Künste München (Münih Güzel Sanatlar Akademisi)’de ünlü Alman düşünür ve sanat adamı Hans Hoffmann (1880-1966) Atölyesi’nde daha sonra Müstakiller Grubu‘nu oluşturacak olan arkadaşları Zeki Kocamemi (1900-1959), Ali Avni Çelebi (1904-1993) ve Mahmut Cuda (1904-1987) ile pekiştirdikten sonra 1927 yılında İzmir‘e yerleşerek İzmir Erkek Muallim Mektebi, Birinci Erkek Lisesi (Atatürk Lisesi), Namık Kemal Lisesi, Karşıyaka Kız Öğretmen Okulu ve Gazi Ortaokulu‘nda resim öğretmenliği yapar. 9 Eylül 1952 tarihinde Milli Eğitim Bakanlığı‘na bağlı Güzel Sanatlar Genel Müdürü olarak görev yapan ressam Halil Dikmen (1906-1964)’in emriyle, Kültürpark‘taki İzmir Resim ve Heykel Galerisi‘ni kurar ve oranın müdürlüğünü yapar. Galeriye müdür olarak atanır ve bir yıl sonra Birinci Kordon‘da kiralanan bir binaya taşınmasını sağlar. 1964 yılındaki emekliliği sonrasında Kordon‘da dekorasyon mağazası açarak resim yapmaya devam eder ve 92 yaşındayken 16 Haziran 1993 tarihinde İstanbul‘da vefat etmiş ve Zincirlikuyu Mezarlığı‘na (Ada 31, 173-A Mezar No.) defnedilmiştir.

Müstakil Grubu’nun Sanayi-i Nefise Mektebi yılları, Sıhhiye Müzesi Binası. Ayaktakiler soldan sağa Necmettin Halil, Ali Avni Çelebi, Elif Naci, Kadri Atamal vd.

Kadri Atamal, daha çok Çallı Kuşağı‘nın İzlenimci tutumunu paylaşan bir tutum içindedir. Arkadaşları Ali Avni Çelebi (1903-1994) ve Zeki Kocamemi (1900-1959)’de görülen Hans Hoffmann etkili dışavurumcu duyarlıktan fazla etkilenmemiştir. Kadri Atamal İzmir‘e yerleştiği 1927’de, bu kentte açıldığı bilinen ilk resim sergisine katılan sanatçılardan biridir. Halkevi ve İzmir Ressamlar Cemiyeti‘nin süreklilik kazanan etkinliklerine katılmış, 1991 yılında Uluslararası Plastik Sanatlar Derneği‘nin Onur Ödülü’nü almıştır. Sanatçının bugün özel koleksiyonlardaki eserlerinin yanında Ankara Resim ve Heykel Müzesi‘nde bir, İzmir Resim ve Heykel Müzesi ve Galerisi‘nde de “Sarı Lale” isimli eseri bulunmaktadır.

Milli Eğitim Bakanlığı 7. Devlet Resim ve Heykel Sergisi kataloğu.

Kadri Atamal, Milli Eğitim Bakanlığı’nın 31 Ekim-30 Ekim 1945 tarihleri arasında Ankara Sergievi‘nde düzenlediği 7. Devlet Resim ve Heykel Sergisi‘ne 2 natürmort ve 2 manzara ile “İzmir Alsancak iskelesi“, “Tire’de bir saçak“, ve “Tire” isimli toplam yedi tablo ile katılır.

Kadri Atamal, İzmir’de yayınlanan Halkın Sesi gazetesi muhabiri Gönül Emre‘nin “İzmir ressamları Manisa’da sergi açtı” başlıklı ve 24 Haziran 1938 tarihli haberine göre, 22 Haziran 1938 tarihinde Manisa Halkevi‘nde açılan sergiye ressam arkadaşları Ragıp Erdem ve İlhan Dalman ile katılmış, Manisa Valisi Lütfü Kırdar‘ın da bulunduğu törende Halkevi başkanı ve Gazi Mektebi başöğretmeni Azmi Bey‘den sonra konuşarak Atatürk‘ün sanat ile ilgili hedefleri konusunda bilgi vermiş.

Kadri Atamal, B. Vedat Ar (1907-1921), Hakkı Tez, Adil Tuzcu ve Hayati Kültür ile birlikte 23 Nisan 1937 tarihinde Ankara Sergievi‘nde açılan Ankara Beynelmilel Kömür Sergisi‘nin dekorasyonunu hazırlamıştır. Yazımın ekindeki Kültür ve Turizm Bakanlığı ile TRT‘ye ait belgesellerin bazı bölümlerinde serginin düzenlendiği salonların duvarlarında bu sanatçılar tarafından yapılan duvar resimleri dikkatimizi çekmektedir. Sanatçının İzmir Enternasyonal Fuarı için düzenlenen yapılarda birçok resmi ve dekoratif düzenlemesi bulunmasına karşın bunların hiçbiri bugüne kadar korunup saklanmamıştır.

https://filmmirasim.ktb.gov.tr/tr/film/ankara-da-enternasyonal-komur-sergisi-1937-1

Ankara Beynelmilel Kömür Sergisi Açılışı, 23 Nisan 1937
Kadri Atamal’ın 1939 tarihli Halkevi Sergisi’ndeki bir tablosu.

Değerli dostum Lütfü Dağtaş‘ın verdiği bilgilere göre ressam ve dekoratör Kadri Atamal‘ın resim ve dekorasyon dışında toplum içinde kabul gören ilginç bir kişiliği varmış. Bu bilgilere göre Atatürk, İzmir‘e ilk geldiğinde Kadri Atamal‘ın eşi ile Şehir Gazinosu‘nda dans ederken ressamın kendisi ise “tango kralı” olarak anılacak kadar iyi dans etmektedir.

Şair Eşref Bulvarı, No.71 adresindeki Atamal Apartmanı.

Sanatçıya ait olduğunu bildiğimiz Şair Eşref Bulvarı No.71 adresindeki “Atamal Apartmanı“, İzmir Resim ve Heykel Müzesi ve Galerisi‘ndeki “Sarı Lale” isimli tablo dışında İzmir‘de adının anıldığı ikinci mekan olup bugün bu apartmanda ailesinden kimseler oturmamaktadır.

Sanatçının kızı ressam Esin Atamal‘ın oğlu Nihat Sinan Erül ise, aynen dedesi gibi İstanbul’da iç mimar olarak çalışmaktadır. 

Kadri Atamal (1901-1993)

…………………………………………………………………………………………………….

Dağtaş, L., İzmir Gazinoları, 1800’lerden 1970’lere, İzmir Büyükşehir Belediyesi Kent Kitaplığı, Nisan 2004, İzmir.

Sağlam, M. İzmirli Ressamlar Ansiklopedisi, İzmir Büyükşehir Belediyesi Kültür Yayını, Nisan 2011, İzmir.

Tabloları

Kadri Atamal (1901-1993), İzmir.
Kadri Atamal (1901-1993), Isparta Gölü, İmzalı, Tuval üzerine yağlıboya, 47X61 cm.
Kadri Atamal (1901-1993).
Kadri Atamal (1901-1993), İzmir Rıhtımı.
Kadri Atamal (1901-1993), Kemer, Kontraplak üzerine yağlıboya, 47X62 cm.
Kadri Atamal (1901-1993), Motel İmbat Kuşadası posta kartı ön yüzü.
Kadri Atamal (1901-1993), Peyzaj, Duralit üzerine yağlıboya, 39X45 cm.
Kadri Atamal (1901-1993), Still Life, Tuval üzerine yağlıboya, 59,5X40 cm.
Kadri Atamal (1901-1993), Sergi Katalog Kapağı.
Kadri Atamal (1901-1993), Sergi Katalog Kapağı.
Kadri Atamal (1901-1993), Otoportre, Tuval üzerine yağlıboya, 1942, 30X40 cm.
Kadri Atamal (1901-1993), Kur-an’ı Kerim, Tuval üzerine yağlıboya, 1959, Aile Koleksiyonu, 66X51 cm.
   Kadri Atamal (1901-1993), Halı Dokuyan Kadınlar, Tuval üzerine yağlıboya,    1973, 85X65 cm.
Kadri Atamal (1901-1993), Karanfil Natürmort, Tuval üzerine yağlıboya, 65X55 cm.
Kadri Atamal (1901-1993), Paris 2, Tuval üzerine Yağlıboya, 1962, 40X50 cm.
Kadri Atamal (1901-1993), Paris, Tuval üzerine yağlıboya, 1960, 50X65 cm.
Kadri Atamal (1901-1993), Sarı Lale, İzmir Resim ve Heykel Müzesi ve Galerisi, R-0358.

İzmir’in unutulan sanatçıları 22 – Christian de Marinitsch

Ali Rıza Avcan

Ressam ve illüstratör Christian de Marinitsch‘in 1868’de Avusturyalı bir ailenin çocuğu olarak İzmir’de dünyaya geldiği bilinmekle birlikte, bu kentte hangi tarihe kadar yaşadığı, ne zaman, ne şekilde Fransa’ya gittiği bilinmemektedir.

Sanatçının, Fransa’da Jules Joseph Lefebvre (1836-1911), William-Adolphe Bouguereau (1825-1905), Charles Robert-Fleury (1797-1890) ve Gabriel Ferrier (1847-1914)’den resim eğitimi aldığı bilinmektedir.

Christian de Marinitsch (1868-1954?)

1892 yılında Fransa‘nın Bretonya bölgesindeki Roscoff‘a giderek Fransa‘nın en uzun sahiline sahip Brittany yarımadasını keşfetti. Sanatçı kısa bir süre sonra Concarneau‘ya, ardından 1914’ten önce Pont-Aven‘e taşındı ve burada İkinci Dünya Savaşı‘na kadar yaşadı. Bu arada 1867’de kurulup 1946’da kapanan Académie Julian‘ın çalışmalarıyla 1879-1914 yılları arasında Paris’te düzenlenen Société des Artistes Français’in sergilerine katılmıştır.

Sanatçı 1954 yılında, 86 yaşındayken vefat etmiştir.

Christian de Marinitsch’in, mimarlar Jacques Lachaud ve René Legrand tarafından Pont-Aven’de yapılan sazdan evi.

Sanat yaşamını Fransa’da sürdürmüş olan sanatçının bazı eserlerine o dönemde İzmir’deki galerilerin de ev sahipliği yaptığı anlaşılmaktadır; Galerie P. Miolti ve 1897’de kendisine onur ödülü kazandıran “Gece Vakti Dönüş” adlı çalışmasının yer aldığı Galerie Sparlati bunlar arasındadır. Ayrıca mesleki kariyerine bakıldığında, Monde Illustré, La Revue de Paris, l’Illustration, La France Illustrée ve l’Univers Illustré için çalışmalar yaptığı anlaşılmaktadır.

Yararlanılan Kaynaklar

Daşçı, S. (2011) “19. Yüzyılda İzmir’de Dünyaya Gelen Bazı Gayrimüslim Sanatçılar ve Sanatsal Etkinlikleri Hakkında Bir Değerlendirme“, Sanat Tarihi Dergisi, Cilt XX, Sayı 2, Ekim 2011, s.27-44.

Martin, J., Nos Peintres et Sculpteurs, Graveurs, Dessinateurs – Portraits et Biographies, C. II, Paris 1898.

Christian de Marinitsch, Les Toits bleus, Pont-Aven, 1914, Pastel ve Guaj, 34×49 cm.
Christian de Marinitsch, Bahçe, Tuval üzeri yağlıboya, sol altta imzalı. 50×65.
Christian de Marinitsch, Barques Sur, 16X24 cm.
Christian de Marinitsch, Bigouden’de Küçük Fırkateynin Donatılması, Tuval Üzerine Yağlıboya, 60X73 cm.
Christian de Marinitsch, Bois d’Amour’daki Cadde, 1917, Renkli Kalem ve Pastel Boya, 36X25 cm.
Christian de Marinitsch, Châteauneuf du Faou’daki Köprü, Panel Üzerine Yağlıboya, 16X24 cm.
Christian de Marinitsch, Peyzaj.
Christian de Marinitsch, Peyzaj, 33X48 cm.
Christian de Marinitsch, Plouénan’ın Dedikoducuları. (Exposition aux Salon d’Artistes Français 1893, No. 1199).
Christian de Marinitsch, Tremalo Şapeli, 34X46 cm.
Christian de Marinitsch,
Bir Köy Sokağı Manzarası, Guaj.
Christian de Marinitsch, Sur L’Aven, Bretagne, 1910, 24X35 cm.
Christian de Marinitsch, Aven Limanı’ndaki Genç Breton, 78,5X55,5 cm.

İzmir’in unutulan sanatçıları 20 – Vittorio Pisani

Ali Rıza Avcan

13 Ekim 1899’da Korfu adasında İtalyan baba (Spiridone Pisani) ile Yunan annenin (Melpomene Pisani) çocuğu olarak doğan ve 75 yaşındayken 27 Nisan 1974 tarihinde Venedik‘in kuzeyindeki Vittorio Venet‘da vefat eden illüstratör ve ressam Vittorio Pisani‘yi bizler, 15 Mayıs 1919’da Yunan ordusunun İzmir‘i işgal ettiği gün ve sonrasında gerçekleştirdiği savaş ve insanlık suçlarını resmettiği 10 adet suluboya tablosu nedeniyle tanıyor, bu tabloları yaptıktan sonra ne yaptığını ise pek bilmiyoruz.

Vittorio Pisani (1899-1974)

Ressam olan babasının, İtalyan hükümeti tarafından finanse edilen 2. Kordon’da, şimdiki Dokuz Eylül Üniversitesi Rektörlüğü‘nün bulunduğu yerde 1906 yılında açılıp 1945 yılında yol yapımı nedeniyle yıkılan İtalyan Kız Mektebi [Istituto centrale femminile (di İzmir)] binasındaki İtalyan Güzel Sanatlar Okulu‘na (Scuola Italiana di Belle Arti) müdür olması nedeniyle 1906 yılında 7 yaşındayken İzmir‘e geldiğini biliyoruz. Dante Alighieri Derneği‘nin kayıtlarına göre okul her yıl bir resim sergisi düzenliyor ve serginin açılışını İtalyan konsolosu yapıyordu. Vittorio Pisani‘nin ilk resim eğitimini babasının müdür olduğu bu okulda aldığı bilinmektedir. Nail Moralı‘nın “Mütarekede İzmir, Önceleri ve Sonraları” isimli kitabında verilen bilgiye göre kayık ve yelkenlilere meraklı baba Pisani aynı zamanda İzmir İdadisi‘nde dersler vermiştir. (1)

İtalyan Kız Mektebi (Istituto centrale femminile) binası.
İtalyan Güzel Sanatlar Okulu (Scuola Italiana di Belle Arti) müdürü Spiridone Pisani.

İzmir‘in 15 Mayıs 1919 tarihinde Yunan ordusu tarafından işgal edilmesi üzerine ailesi ile birlikte İtalya‘ya göç ederek resim eğitimine Roma Güzel Sanatlar Akademisi‘nde devam ettiği ve daha sonraları yeniden İzmir‘e gelip 16 yıl yaşadığı bilinmektedir.

Yunan ordusunun işgal sırasında İzmir ve Ege‘de gerçekleştirdiği savaş ve insanlık suçlarını yaptığı suluboya tablolarda ortaya koyan Vittorio Pisani‘nin bu tabloları Mısırlı Prenses Kadriye Hüseyin‘in 1921’de Roma‘da Fransızca olarak yayımladığı Lettres d’Angora la Sainte (Mukaddes Ankara’dan Mektuplar) isimli kitabında (*) savaş ve insanlık suçlarının delili olarak kullanılmış; ayrıca bu tabloların dokuzu, İstanbul İnkılap Müzesi komisyonunda yer alan tarihçi Osman Nuri Ergin‘in 1933 tarihli İstanbul Belediye Mecmuası’nda yayınlanan “İstanbul Belediyesi’nin On Sene İçinde Yaptığı Başlıca İşler” başlıklı makalesinde verdiği bilgilere göre, bugünkü adıyla İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kent Müzesi‘nin koleksiyonuna katılmış, 10. tablo ise 2014 yılında Kütüphane ve Müzeler Müdürlüğü tarafından satın alınarak koleksiyona eklenmiştir. (2)

Mısırlı Prenses Kadriye Hüseyin‘in yayımladığı
Lettres d’Angora la Sainte (Mukaddes Ankara’dan Mektuplar) isimli kitabın
Vittorio Pisani tabloları ile ilgili bölüm kapağı

Sevgili dostum araştırmacı ve koleksiyoner Nejat Yentürk‘ün verdiği bilgiye göre, İstanbul Kent Müzesi‘ndeki on suluboya tablo dışında yaptığı tabloların bir kısmı İzmir‘deki bazı ailelerin elindedir.

Vittorio Pisani‘nin ilk ücretli işi, 1915 yılında İncir, Üzüm, Pamuk ve Yağlı Tohumlar Tarım Satış Kooperatifleri, kısa adıyla TARİŞ olarak anacağımız Aydın İncir Müstahsilleri Şirketi için yapıp, bizim 1927 ya da 1928 tarihli İzmir Sergisi‘nde sergilenen kuru incir ürünleri sayesinde bilgi edindiğimiz etiketlerin tasarımı ile ilgilidir. Yine araştırmacı, yazar ve koleksiyoner Nejat Yentürk‘ün verdiği bilgiye göre, son yıllarda TARİŞ‘in kooperatif olmaktan çıkmasıyla birlikte, çöpe atılan eski belge ve malzemeler arasında Vittorio Pisani‘ye ait etiketler ve kutu kapakları da bulunmaktaydı.

Aydın İncir Müstahsilleri Şirketi (TARİŞ)’in dış pazarda kullandığı
İNTASKO markası için Vittorio Pisani tarafından tasarlanan kutu etiketi.
Kaynak: Nejat Yentürk Koleksiyonu.
Vittorio Pisani‘nin ahşap kuru incir kutularının üzerine yakılmak suretiyle aktarılan tasarımı. Kaynak: Nejat Yentürk Koleksiyonu.
13-28 Mayıs 1933 tarihleri arasında açılan Paris Fuarı‘ndaki İncir Kooperatifi standı ve sol başta “Peasant Brand” yazılı etiketin afişi. (4)

Vittorio Pisani 1924’de gittiği İtalya‘da 1963’e kadar Roma‘da yayınlanan haftalık Tribuna İllustrata dergisi ile İtalyan kışlalarının duvarlarında reprodüksiyon şeklinde sergilenen 4.000’den fazla kapak çizimi hazırladı. Ayrıca İtalyan ordusunun birçok birimi ve özellikle Ulusal Güvenlik Gönüllü Milisleri için kartpostallar yaptı. Nazilere karşı mücadele edip şehit olan ünlü jandarma kahramanı Salvo D’acquisto‘yu betimlediği illüstrasyon, Silvano Campeggi tarafından özenle hazırlanan altın madalya ile İtalyan posta pullarında kullanıldı. Bu dönemde yaptığı eserler, Jandarma Tarihi Müzesi (Museo Storico dell’Arma dei Carabinieri)’nde bulunmaktadır.

Vittorio Pisani (1899-1974) ve kayıkları…

Emekli olduktan sonra Belluno‘daki Farra d’Alpago‘da yaşamaya başladı ve yıllardır çektiği şeker hastalığının yarattığı yan etkiler nedeniyle Vittorio Veneto‘daki sivil hastanede hayatını kaybetti.

Vittorio Pisani‘nin yeğeni İzmir‘de, oğlu Roberto ise İtalya‘da yaşamaktadır.

Vittorio Pisani‘nin 15 Mayıs 1919 tarihindeki İzmir‘in işgali ve sonrasında yaptığı 10 adet suluboya ülkemizde daha çok Yunan ordusunun işlediği savaş ve insanlık suçları kanıtlamak amacıyla bir propaganda malzemesi olarak kullanılmış, 1924 sonrasında İtalya‘da yaptığı çoğu illüstrasyon ise Mussolini liderliğinde gelişen İtalyan Faşizmi ve faşizm döneminde partizanların Nazilere karşı mücadelelerini gösteren sahnelerle ilgili olmuş, o nedenle sanatçı adeta savaşın fotoğraf yerine tablosunu ya da illüstrasyonunu yapan bir rolü üstlenmiştir.

Vittorio Pisani‘nin İzmir‘le ilişkisi boyutunda üzerinde düşünüp cevabını arayacağımız en önemli sorulardan biri, İzmir‘in Yunan ordusu tarafından işgal edildiği 15 Mayıs 1919 günü İzmir‘de ve daha sonrasında Anadolu‘da işlediği savaş ve insanlık suçlarını sergileyen 10 suluboya tablonun niye İzmir‘de değil de, İstanbul‘da, İstanbul Büyükşehir Belediyesi‘ne ait İstanbul Kent Müzesi‘nde olduğu sorusu olmalıdır.

………………………………………………………………………………………..

(*) Kadriye Hüseyin, Lettres d’Angora la Sainte (Mukaddes Ankara’dan Mektuplar), Roma, 1921.

(1) Moralı, N. Mütarekede İzmir, Önceleri ve Sonraları, Tekin Yayınevi, İstanbul 1976, s.103.

(2) Burası, This Place, Sergi Kataloğu, Yapı Kredi Kültür Yayıncılık ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi ortak yayını, Eylül 2021, s. 121.

(3) Tariş Tarihi, Türkiye Toplumsal ve Ekonomik Tarih Vakfı Tariş Tarihi Projesi, İzmir 1993, s.561.

(4) Tariş Tarihi, Türkiye Toplumsal ve Ekonomik Tarih Vakfı Tariş Tarihi Projesiİzmir 1993, S.559.

Italian boxer Primo Carnera (1906-1967)
Papa Pius XI ile Benito Mussolini’nin 11 Şubat 1932 tarihli görüşmesi.
Büyük Terör: Sovyetler Birliği’nde 1930’ların sonlarında Josef Stalin’in birçok parti üyesini tasfiye ettiği ve ortadan kaldırdığı dönem, 1937
İkinci Dünya Savaşı: İtalyan donanması özel birimi dalgıçlarının
Cebelitarık limanındaki İngiliz gemilerine patlayıcı yerleştirmesi.

İzmir’in unutulan sanatçıları 9 – Ovide Curtovich

Ali Rıza Avcan

Bu kez ele alıp hatırlatmaya çalışacağımız sanatçı, tüm yayın ve kaynaklarda “Türk ressamı” olarak tanıtılan ve ticaret yapmak amacıyla önce Hersek‘den Trieste‘ye, 18. yüzyılda da ihracat ve uluslararası taşımacılık işlerini yürütmek üzere İzmir‘e gelen Slav kökenli Curtovich (Kurtoviċ) ailesinin bir ferdidir: Ovide Curtovich.

1835’de İzmir‘de doğan, Avusturya‘da resim eğitim alan ve genellikle İzmir ve yakın çevresinin resimlerini yapan Curtovich‘in hangi tarihte nerede ne şekilde öldüğü ise bilinmemektedir.

Ovide Curtovich, Tuval üzerine yağlıboya, 52X42 cm. , Viyana Sanat Tarihi Müzesi

Curtovich hakkında araştırmalar yapıp makaleler yazan Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Semra Daşçı‘nın verdiği bilgilere göre, Curtovich ailesinin adına Trieste kentinin 18-19. yüzyıllardaki ticaret yaşamı ile ilgili yayınlarda sıklıkla rastlanmakta ve ailenin İzmir‘de ve Belgrat‘ta ticari temsilcilikler açtığı bilinmektedir.

Ressam Ovide Curtovich‘in, pasaport almak amacıyla İstanbul‘daki Fransa Büyükelçiliği‘ne verip sonuç alamadığı başvurusunda, bizzat kendisi tarafından kaleme alınan otobiyografik özete göre, sanatçımız o tarihlerde Avusturya-Macaristan İmparatorluğu sınırları içinde kalan Fiume‘de, bugünse Hırvatistan sınırları içinde bulunan Rijeka‘da doğan bir baba ile İzmirli bir annenin çocuğudur. 1870’lerde İzmir’deki Lazarist Lisesi’ne devam etmiş, 1877’de Trieste’ye giderek ticaret şirketleri için iş bağlantıları kurmuş, Avusturya konsolos yardımcısının önerisi ile 1879-1883 yılları arasında Viyana Güzel Sanatlar Akademisi‘nde eğitim görerek Avusturyalı tarihi portre ressamı Edouard Ritter von Engerth‘in (1818-1897) öğrencisi olmuş, 1883’de önce Paris‘e, daha sonra ise yakalandığı sinir hastalığının tedavisi için Budapeşte‘ye gitmiş; ayrıca, Fransızca diploması alarak okullarda ders verme hakkı kazanmıştır. 1897’de ise İzmir’e geri dönmüştür.

Ovide Curtovich’e ait ilan. Annuaire des Commerçants de Smyrne and de l’Anatolie, Smyrne, 1893, s.333

Ressamın adının geçtiği kaynaklardan bir diğeri de 1893, 1894, 1895 ve 1896 yıllarına ait İzmir ticaret yıllıklarıdır. Sanatçının adı bu yıllıkların ‘Ressamlar’ başlığı altında büyük puntolarla yazılıp çerçeve içine alınarak özellikle öne çıkarılmıştır. Bu rehberlerde adres olarak gösterdiği yer ise “Atölye Pasajı, Smyrna“dır.

Curtovich’in resimleri Berliner Künstlerhaus (Berlin Sanatçılar Evi) ile 1892 yılında Londra Kraliyet Akademisi’nde açılan sergilere katılmış, Londra Kraliyet Akademisi‘ndeki sergide “Dinlenme Anı, Sabah“, “Bornova Ovası” ve “Nymphia Yolunda, Öğlen” adlı tabloları ile yer almış ve 1911 yılında Osmanlı sultanı V. Mehmet Reşad‘ın portresini yapmıştır.

Batılı eğitimin kendisine kazandırdığı kurgusallık, yer yer doğallığın önüne geçmişse de, resimleri tam bir Batılı Oryantalist’in yaklaşımından da uzaktır. Batılı’nın Doğu’ya yakıştırdığı ya da Doğu’da görmek istediklerini değil, yaşadığı Doğu’da gördüklerini anlatmıştır. Özetle Ovide Curtovich, İzmir’in çok uluslu, çokrenkli ve o çok zengin mozaiğinden bir renktir gerçekten de, daha doğrusu renklerinden biridir.” (1).

Anforalı Levanten Kız, 1896, Tuval üzerine yağlıboya, 96X76,5 cm.
Su Taşıyan Köylü Kızı, 1910, Tuval üzerine yağlıboya, 52,5X42 cm.
Bahribaba’dan İzmir Körfezi, Tuval Üzerine Yağlıboya, 81X121 cm.
Deve Kervanı, 1855, 21X27 cm.
Manisa’da Karaosmanoğlu Sarayı’nın Avlusu (Detay), 1896, Tuval üzerine yağlıboya, 134,5X101,5 cm.
Manisa’da Karaosmanoğlu Sarayı’nın Avlusu, 1896, Tuval üzerine yağlıboya, 134,5X101,5.
Camargue boğaları, Tuval üzerine yağlıboya., Sağ altta imzalı ve açıklamalı Marsilya, 33x41cm.
George Ypsilantis, 1879
Kıbrıs Sedirlerinin Altında, Tuval üzerine yağlıboya, 78X54 cm.
Meyveli̇ Bohem Kadehli̇ Natürmort, 1918
Nymphia Yolunda, Öğlen, 1891, Tuval üzerine yağlıboya, 29,85X43,82 cm.
Tuval üzerine yağlıboya, 66X52,5 cm., Viyana Sanat Tarihi Müzesi
Çiftçi Saz Kulübenin Önünde, 1922.
Çölde Karavan, Tuval üzerine yağlıboya, 31,5X47 cm.
İstanbul Yakınlarındaki Prens Adaları, 1912, Tuval üzerine yağlıboya, 23X29 cm.
İzmir Yangını, Benaki Müzesi.
Terasta Türk Aile, 1909, Tuval üzerine yağlıboya, 86X63 cm.
Binici, Tuval üzerine yağlıboya.
İzmir Kırsalında Kadın ve Çocuklar, 1908, Tuval üzerine yağlıboya, 56X80 cm.
1892 Tarihli sergi kataloğu.

(1) Daşçı, S., “İzmir Mozayiğinden Bir Renk: Ressam Ovide Curtovich“, Yayınlanmamış makale, s. 9.

Yararlanılan Kaynaklar

Daşçı, S. (2011) “19. Yüzyılda İzmir’de Dünyaya Gelen Bazı Gayrimüslim Sanatçılar ve Sanatsal Etkinlikleri Hakkında Bir Değerlendirme“, Sanat Tarihi Dergisi, Cilt XX, Sayı 2, Ekim 2011, s.27-44.

Daşçı, S. (2012) “1893-1896 İzmir Ticaret Yıllıklarında Adı Geçen Sanatçılar ve Sanatla İlgili Meslekler Üzerine Bir Değerlendirme“, İnsan ve Toplum Bilimleri Araştırmaları Dergisi, 2012, Cilt 1, sayı 3, s.17-52.

Daşçı, S., “İzmir Mozayiğinden Bir Renk: Ressam Ovide Curtovich“, Yayınlanmamış makale, s. 9.

İzmir’in unutulan sanatçıları 8 – Fuad (Fuat) Mensi Dileksiz

Ali Rıza Avcan

Eminim sizlere, 10 Nisan 1880 tarihinde Basmane‘nin Tilkilik semtinde doğup maceralı bir yaşamın sonunda 29 Mayıs 1965 tarihinde Tire‘de vefat eden heykeltraş ve ressam Fuad (Fuat) Mensi Dileksiz’den söz etmeye kalksam, büyük bir kısmınız onun Osmanlı padişahı adına casusluk yapan bir kahraman olduğunu, Tire’de yaşayıp cesedinin ölümünden birkaç gün sonra bulunduğunu söylerdi. Yaptığı tabloları da benim gibi İnternetteki müzayede sitelerinde ya da Tire Belediyesi Kent Müzesi’nde kısıtlı olarak görebilir, İzmir Milli Kütüphane girişindeki Vidinli Tevfik Paşa büstünden de haberdar olduğunuzu söylersiniz.

Fuad (Fuat) Mensi Dileksiz

Ama hanginiz, tüm eserlerinin İzmir’deki, ona layık bir kültür merkezinde toplanıp korunduğunu, onunla ilgili ulusal ya da uluslararası bir serginin düzenlenip kataloğunun hazırlandığını, adına bir yarışma düzenlendiğini, Pietro Canonica ile birlikte yaptıkları Cumhuriyet Meydanı’ndaki Atatürk Heykeli kaidesindeki restorasyondan kaynaklanan tahribat ve hırsızlığın neden bugüne kadar telafi edilmediğini, üniversitelerde bugüne kadar onu konu alan bir yüksek lisans ya da doktora tezinin; hatta bir makalenin bile yazılmadığını, bugüne kadar Emir Sultan Türbesi‘nin arkasındaki İzmir Büyükşehir Belediyesi‘ne ait boş dolgu alana “Fuat Mensi Parkı” adı verilmiş olmasına karşın, bugün çöple dolu olan bu alanın ne zaman bakımlı bir park haline getirileceğini söyleyebilirsiniz? (1) (2) (3)

Emir Sultan Türbesi’nin hemen arkasında park olmayı bekleyen “Fuat Mensi Parkı”…
Bu boş ve bakımsız alanın resmi adı “Fuat Mensi Parkı”; ama, kendisinin park olmakla bir ilgisi yok…

Evet, bu uyarı ya da eleştirimde yerden göğe haklıyım. Çağdaş, demokratik ve kültür sanata adanmış bir dünya kenti olmaya niyetlenen İzmir’de Fuad (Fuat) Mensi Dileksiz gibi bir sanatçıyı hangi yönetici hatırlayıp korumuştur, bu eksikliği hangi danışman hatırlatıp başkanına iletmiştir, bakımsız bir park yerine adını hangi kültür merkezine, hangi önemli bir binaya vermiştir?

Charles Despiau (1875-1946)
Fuad (Fuat) Mensi Dileksiz (1880-1965)

O nedenle, bu kentin değerlerine vefanın; özellikle de bu kentin sahip olduklarına vefa göstermenin, onlar adına mücadele etmenin önemli olduğunu söylüyorum ve bu büyük sanatçıyı bir iki gazete yazısı ve kitapla sansasyonel kişisel özelliklerini öne çıkararak anlatanlardan farklı olarak, onu ve sanatını araştırma, tez, makale ve kitaplarla daha iyi tanıyıp onun bize bıraktıklarına sahip çıkalım, koruyalım  ve elimizdeki bilgi, belge ve eserleri herkesle paylaşalım diyorum. İşte o nedenle ben, bu kentin malûmatfüruşlarından farklı olarak ne kadar bilgili olduğumu göstermek amacıyla sadece yazıp çizerek anlatmaya değil; onun eserlerine sahip çıkıp korumak adına, onun adını yaşatmak adına sizleri mücadeleye çağırıyorum.

Fuad (Fuat) Mensi Dileksiz (1880-1965)

Yapacağımız araştırmalarda Fuad (Fuat) Mensi Dileksiz’in hocası ve ünlü heykeltraş Auguste Rodin‘in asistanı olan Charles Despiau (1874-1946)’nın diğer öğrencileri İzmir doğumlu Yunan heykeltraş Athanase (Thanasis) Apartis’in ve heykeltraş Hadi Bara ile orada, Despiau’nun atölyesinde birlikte çalışıp çalışmadığını araştırıp o ünlü Fransız heykeltraşın ayrı ülkelerden gelen bu iki heykeltraş üzerindeki etkisini ya da aralarında Türk olarak sadece kendisinin bulunduğu 250 öğrenci ile birlikte çalıştığı ustası Viktorya Markozi (V. Marcussi?) isimli İtalyan heykeltraşın kim olduğunu ve heykel sanatı adına neler yaptığını öğrenip Mensi üzerindeki izlerini araştıralım veya 1938 yılında Aydın‘ın Köşk nahiyesindeki ilkokulun bahçesine konulmak üzere yaptığı kültür heykelinin izlerini sürelim. Bütün bunları yapamıyorsak, en azından hayatta olup olmadığını bilmediğimiz oğlu Samim‘le eşinin izini sürerek ailenin elindeki tablolarla bu tabloları müzayedelerle edinmiş diğer koleksiyonerlerin ve müzelerin elinde bulunan tabloları bir çağrı yapıp bir araya getirerek İzmir‘de sergilenmesini sağlayalım.

Fuad (Fuat) Mensi Dileksiz (1880-1965)

Örneğin gerek Fransa’da gerekse İzmir Cumhuriyet Meydanı’ndaki Atatürk heykelinin yapımında birlikte çalıştığı İtalyan heykeltraş Pietro Canonica ile ilişkisini, onunla yaptığı işbirliğini, hangi işlerin Canonica’ya, hangi işlerin de Fuad (Fuat) Mensi Dileksiz’e ait olduğunu, ustası ile benzer ya da farklı yanlarını, 1,5 yıl süreyle Canonica’nın asistanlığını yapan ilk Türk kadın heykeltraş Sabiha Ziya Bengütaş ile mesleki ilişkisini, birlikte çalışıp çalışmadıklarını bilelim derim.

Cumhuriyet Meydanı Atatürk Heykeli – Pİetro Canonica & Fuad (Fuat) Mensi Dileksiz
Anıtın kuzeyindeki freskin eski hali…
Anıtın kuzeyindeki freskin yeni hali: Askerin elindeki tüfek yok olmuş!
Elindeki tüfeği restorasyon sırasında kaybeden asker…
Aydın’ın Köşk nahiyesinde yapılan Kültür Heykeli ile ilgili gazete haberi…

Örneğin İzmir İktisat Kongresi’nin yapıldığı Hamparsumyan Hanı’nı önce yıkıp daha sonra aslına uygunluğunu dikkate almadan yenisini yapan yöneticilerimizden, Fuad (Fuat) Mensi Dileksiz’in 1915 tarihli Çanakkale Savunması’nda şehit düşenleri anmak amacıyla yaptığı ve Poligon semtine yerleştirilip Yunan işgalinin ilk günlerinde yıkılan Mehmetçik Heykeli’nin görsellerine ulaşmayı ve onun bir benzerinin yapılmasını, sanatçının Aydın’ın Köşk nahiyesinde yeni kurulan Cumhuriyet’in kültür yaşamını temsil etmek amacıyla yaptığı heykeli bulup yeniden sergilenmesini  talep edelim.

Fuad (Fuat) Mensi Dileksiz (1880-1965) – Cem Üsküp Koleksiyonu

Ayrıca İzmir Milli Kütüphanesi’nde olmakla birlikte gözlerden uzak yönetim odasına konulup halkla paylaşılmayan Vali Rahmi Bey ile “Linear Algebra” isimli kitabın yazarı Vidinli Hüseyin Tevfik Paşa büstlerinin restore edilip tescillendikten sonra kentin görünür bir yerine, örneğin Buca’daki Vali Rahmi Bey Mahallesi’ndeki bir meydana ya da İzmir Valiliği hizmet binasına konulmasını isteyelim.

Fuad (Fuat) Mensi Dileksiz ile yapılan gazete röportajı…

Böylelikle; sanatçının heykel, büst ve tablolarını görerek onu tanımayı, sahiplenip içselleştirmeyi başarmış oluruz. Aksi takdirde, yüzyıllardır sahip çıkıp içselleştiremediğimiz ve sadece İzmir’de nerede doğup yaşadığını tartışıp bir türlü sonuca varamadığımız Homeros’a sırf daha fazla turist gelsin düşüncesiyle binlerce yıldan sonra sahip çıkmaya çalıştığımızda, yaşadığımız samimiyetsizliğin başka bir türünü yaşamış oluruz.

Sanatçının yaşamı ve ilginç kişiliği ile ilgili aşağıdaki yazıları okuduğunuzda ise onu biraz daha iyi tanıyacak ve bir dilek ya da talep olarak dile getirdiğim konuların sahibi ve mücadelecisi olarak Basmane, Tilkilik doğumlu ve “Ayvalık küskünü” bu İzmirli sanatçıya hak ettiği değeri vermiş olacağız diye düşünüyorum.

Fuad (Fuat) Mensi Dileksiz 1880-1965, Duralit Üzerine Yağlıboya, Ayvalar, 38X65 cm., Ankara Resim ve Heykel Müzesi.
Fuad (Fuat) Mensi Dileksiz 1880-1965, İncirler.
Fuad (Fuat) Mensi Dileksiz 1880-1965, 1959
Fuad (Fuat) Mensi Dileksiz 1880-1965, Natürmort, Mukavva üzerine yağlıboya, 30 x 47 cm, Hayati Görkey Koleksiyonu
Fuad (Fuat) Mensi Dileksiz 1880-1965, Köy, Kağıt Üzerine Suluboya, 32×26 cm, İmzasız (Aile onaylı)
Fuad (Fuat) Mensi Dileksiz 1880-1965, Tarihî Kapı, Kağıt üzerine suluboya – 79×62 cm çerçeve, 50×35 cm resim ebatları. Kenarlarında dönem restorasyonunun izleri mevcut.
Fuad (Fuat) Mensi Dileksiz 1880-1965, Aydın Ramazan Paşa Camii
Fuad (Fuat) Mensi Dileksiz 1880-1965, Ayvalık, Duralit Üzerine Yağlıboya, 29X47 cm.
Fuad (Fuat) Mensi Dileksiz 1880-1965, Dr. Namık Gedik Evi, Kağıt Üzerine Suluboya
Fuad (Fuat) Mensi Dileksiz 1880-1965, Kayalıklar, Kağıt Üzerine Yağlıboya, 24X30 cm.
Fuad (Fuat) Mensi Dileksiz 1880-1965, Natürmort.
Fuad (Fuat) Mensi Dileksiz 1880-1965, Natürmort, 40X60 cm.
Fuad (Fuat) Mensi Dileksiz 1880-1965 – Dükkanlar ve Figürlerle Sokak Manzarası Kağıt Üzerine Suluboya 12,14X20,14 inç.
Fuad (Fuat) Mensi Dileksiz 1880-1965, Narlı Natürmort, 1939, Tuval Üzerine Yağlıboya, 30X39 cm.
Fuad (Fuat) Mensi Dileksiz 1880-1965, Natürmort
Fuad (Fuat) Mensi Dileksiz 1880-1965, Manzara.
Fuad Mensi Dileksiz 1880-1965, Deniz Peyzajı, Karton Üzerine Suluboya, 20X26 cm.
Fuad (Fuat) Mensi Dileksiz (1880-1965) – Tablo arkası.
Fuad (Fuat) Mensi Dileksiz (1880-1965), Sanatçının imzası.
Fuad Mensi Dileksiz 1880-1965, Sergi Davetiyesi
Fuad (Fuat) Mensi Dileksiz, Fotoğraf: Metin Özer Arşivi
Fuad (Fuat) Mensi Dileksiz 1880-1965, Sanatçının İzmir Milli Kütüphane’deki Vidinli Tevfik Paşa Büstü.

Heykeltaş ve ressam Fuad (Fuat) Mensi Dileksiz‘i daha iyi tanımak amacıyla okumanızı önerdiğim yazıların linkleri:  

https://www.tirekentmuzesi.org/ressam—fuat-mensi-dileksiz#:~:text=Ünlü%20ressam%20Fuat%20Mensi%20Dileksiz,.Marcuchi%27nin%20atölyesine%20geçti.

İzmirli kahraman-heykeltıraş Fuat Mensi Dileksiz unutulmasın

https://www.milliyet.com.tr/yazarlar/orhan-besikci/yolu-basmaneden-gecenler-6773584?sessionid=2

https://eksisozluk1923.com/fuat-mensi-dileksiz–6940696

https://www.yeniasir.com.tr/sarmasik/yazarlar/ali_kocatepe/2017/03/26/fuad-mensiyi-takdimimdir

https://hyetert.org/2021/09/12/savas-esaret-sanatla-gecen-firtinali-bir-omur/

(1) İzmir Büyükşehir Belediyesi 2016 Yılı Faaliyet Raporu, s.101.

(2) Bozkurt, B., Kutlu, H. G., Özlen, A. B. “Emir Sultan Türbesi ve Çevre Yapıları Restorasyonu ile Çevre Düzenlemesi”, 5. Tarihi Eserlerin Güçlendirilmesi ve Geleceğe Güvenle Devredilmesi Sempozyumu, s.470, 474

(3) Ürük, Y. “Zaman İçinde İzmir’de Müslüman Mezarlıkları”, KNK Dergisi, İlkbahar, 2017/31, s.57, 59

Bir ‘yaya’ olarak Alberto Giacometti…

Alberto Giacometti (10.10.1901–11.01.1966) İsviçre’nin İtalyanca konuşulan Stampa kentinin Borgonova köyünde doğmuş İsviçre asıllı heykeltıraş, ve ressam. Babası tanınmış bir post-empresyonist ressamdı. Sanat eğitimini 1919-1920 yıllarında Cenevre’deki Güzel Sanatlar Okulu’nda, 1921’de İtalya’da, 1922’de Paris’te aldı ve Archipenko’nun stüdyosuna devam etti. Sonrasında beş yıl süreyle Auguste Rodin’in arkadaşı heykeltıraş Antoine Bourdelle’in atölye asistanlığını yaptı.

Alberto Giacometti Paris'tesi Atölyesinde (1958) 02
Alberto Giacometti Paris’tesi Atölyesinde (1958)

İlk tek kişilik sergisini, 1927de Zurih’te Galerie Aktuaryus’te yaptı. Bourdelle’in atölye asistanı iken Kübizm ve Gerçeküstücülük akımlarına izleyerek eserler üretti. Sanat hayatının bu döneminde polikrom heykeller, kafesler, erotik, kinetik ve soyut nesnelerle diğer stiller üzerine denemeler yaptı. 1930-1935 arasında gerçeküstücülük akımına dahil oldu ve bu akımın önemli heykeltıraşları arasında yer aldı. Yaşamının bu döneminde Paris Ekolü’nün diğer ünlü sanatçıları Joan Miro, Pablo Picasso ve Balthus ile arkadaşlıklar kurdu.

1934-1935’de stilini değiştirerek insan heykelleri yapmaya basladı. Yaptığı heykellerin boyutu gittikçe küçülmeye basladı ve heykelleri o kadar küçüldü ki nerede ise heykel olma niteliğini kaybetti. 1938 ve 1939’da modelin bakışına odaklanan büstler yapmaya başladı. İkinci Dünya Savaşı süresince Cenevre’de yaşadı. Savaştan sonra tekrar Paris’e döndü. 1935-1945 döneminde hiçbir sergiye katılmayan Giacomettii, 1961’de “Pittsbourgh International Heykelcilik Ödülü“nü, 1962 tarihli Venedik Bienali’nde “Heykelcilik Büyük Ödülü“nü, 1964’de de “Guggenheim Uluslararası Resim Ödülü“nü almıştır. Bu ödüller ona uluslararası bir ün kazandırmış ve eserleri çok sayıdaki Avrupa kentinde sergilenmiştir. 

Bu dönemde yapıtlarına çok fazla talep olmakla birlikte; yaptıklarını hemen satmamakta, bunları tekrar tekrar değiştirip yenilemekte; hatta tahrip edip atmakta, bu yapıtlarının fotoğraf ve kopyalarını çok sınırlı sayıda bastırdığı yayınlarla paylaşmaktadır. 

Giacometti, 1966’da Isviçre’nin Chur kentinde vefat etmiş ve cenazesi doğduğu köy olan Borgonova’ya gömülmüştür.

Giacometti gerçeküstücülük akımına katkıda bulunan bir sanatçı olmakla birlikte eserlerini sınıflandırıp değerlendirmek oldukça zordur. Bazı eleştirmenler yapıtlarını formalist, diğerleri de ekspresyonist akımın ürünleri olarak görmektedir. Kendisi ise yaptıklarının kendi bakışını ve duygularını yansıttığını ifade etmiştir.

Alberto Giacometti Paris'tesi Atölyesinde (1958)
Alberto Giacometti Paris’tesi Atölyesinde (1958)

181907_01
Anne ve Kızı (1933) – Bronz

THREE MEN WALKING [SMALL SQUARE]
Yürüyen üç adam (Küçük meydan) (1948)

Giacometti 001
Yürüyen adam (1947)

Giacometti 002
Yürüyen adam (1960)

Giacometti 003
Yürüyen adam (1960)

Giacometti 004
Yürüyen adam (1960)

Giacometti 005
Yürüyen Adam (1960)

Giacometti 006
Düşen adam (1950)

Giacometti 007
Alberto Giacometti

Giacometti 008
Meydan (1948)

Kedi 1951-55
Kedi (1951-55)

Köpek (1951)
Köpek (1951)

Man Pointing 1947 by Alberto Giacometti 1901-1966
İşaretçi adam (1947)

Uzun Boyunlu Kadın Ayakta
Uzun Boyunlu Kadın Ayakta

Yürüyen Üç Adam (Küçük Meydan) 1948 02
Yürüyen üç adam (Küçük meydan) (1948)

Giacometti 009
Alberto Giacometti, “yaya”, Fotoğraf: Henri-Cartier-Bresson 

Kentlerin, binaların ve inşaat işçilerinin ressamı: Fernand Léger

Fransız kübist ressam, heykeltraş ve film yapımcısı Fernand Leger 1881’de Fransa Argentan’da doğdu. On altı yaşında Caen’da, daha sonra 1897-1902 yılları arasında Paris’te bir mimarlık bürosunda çalıştı. Cézanne‘ın yapıtlarını inceleme fırsatını buldu. Bu arada Apollinaire, Reverdy, Max Jacob ve Cendrars gibi ozanlarla tanıştı. 1909-1910 yılları arasında Ormanda Çıplaklar adlı tablosunu yaptı; bu büyük boyutlu tuval, ressamın Cézanne’dan esinlendiğini yansıtmakla birlikte onun “mimar” yanını da gözler önüne sermektedir.

Léger, Braque ve Picasso‘yla tanıştıktan (1910) sonra Tütün İçenler (1911), Düğün (1911-1912), Mavili Kadın (1912) gibi, kübizmin estetik anlayışına uygun, ama gerçeklikle aralarındaki bağın, Braque ve Picasso’nun aynı dönemdeki tuvallerinden çok daha dolaysız olduğu yapıtlar verdi. 1913’te Biçim Karşıtlıkları adlı bir dizi tablo yaptı. Her biri son derece ilgi çekici birer inceleme sayılabilecek olan bu
tuvaller aracılığıyla sanatçının silindir, kare, dikdörtgen hacimlerden yararlanarak sağladığı hareketin dinamik anlatımı, sanki tümüyle figüratif öğelerden kurtulmuş gibidir. Bununla birlikte, bir yıl sonra gerçekleştirmiş olduğu ve Merdivenler olarak adlandırılan tuvallerinde, belli belirsiz bir figür gözlenebilir, ama bu yapıtlar Biçim Karşıtlıkları’ndaki ritmik düzenlemeyi sağlayan ilkelere göre gerçekleştirilmiştir.

NESNENİN ÖNEMİ

Birinci Dünya savaşının sonlarına doğru gerçekleştirmiş olduğu tablolarda nesneler varlıklarını korur. Ressamın gündelik yaşamdan esinlenerek geliştirdiği temalar sırayla kenti, makineleri ve makineleşmeyi anlatır (Diskler. 1918; Kent 1919). Bu biçimler evreninde, başlangıçta hiç rastlanmayan insan figürlerinin zamanla belirdiği ama, bilinçli olarak her türlü anlatımdan yoksun bırakılıp kişiliksiz,
yansız ve soyut birer görünüm kazandıkları görülür.

1921’de Andre Malraux’nun Lunes en papier (Kağıttan Aylar) adlı yapıtını resimleyen Léger, İsveç Balesi için de Dünyanın Yaratılışı’nın (müzik: Darius Milhaud) dekorlarını yaptı. 1923-1924 yılları arasında senaryosuz film olan Ballet Mécanique’i (Mekanik Bale) gerçekleştirdi. Burada, bazı nesneler, doğal olarak kişilere ayrılmış olan bir uzamda hareket ederler. Bu deneyimden kısa bir süre sonra, resim çalışmalarına, hareketi getirme isteği giderek belirginleşti. Sanatçı “uzamdaki nesneler” olarak adlandırılan bu döneminde Pipolu Natürmort (1928). Anahtarlı Gioconda (1930) isimli tabloları yaptı.

DÜZ RENKLER

1940’ta Paris’ten ayrılarak Marsilya’ya yerleşen ve çalışmalarını burada sürdüren Fernand Leger daha sonra A.B.D’ne giderek İkinci Dünya savaşının sonuna kadar orada kaldı ve renk ile deseni birbirinden ayırabilmeyi sağlayan bir yöntemle çalıştı. Bu yönteme göre gerçekleştirmiş olduğu büyük kompozisyonları arasında Kır Partileri (1952-1954), Çiçekli İki Kadın (1954) vardır.

Léger ayrıca 1952-1954 yılları arasında İnşaat İşçileri, vb. yapıtlarını gercekleştirdi, ardından on iki metrekarelik bir alan kaplayan anıtsal Büyük Geçit Töreni kompozisyonunu tamamladı (1954).

Leger’nin kullandığı kompozisyon yöntemleri, kesin bir geometrik desene, tuval üstüne, sert karşıtlıklar oluşturacak biçimde düz olarak sürülmüş canlı renklere dayanır; tablolarındaki bütün öğeler, biçimlerde denge sağlamaktan çok kararlılık sağlanmasına katkıda bulunurlar. Kararlılık etkisinin sürekliliği Léger’in giderek m0zaik, seramik ve vitray gibi tekniklere yönelmesine yol açtı ve bu tür yapıtları doğrudan doğruya mimarlık alanına uygulandı. Sözgelimi, Assy Şapelinin mozaikleri (1949), Manhattan’daki Birleşmiş Milletler Sarayı’nın duvar süslemeleri (1952), çok renkli seramik heykeller ve Audincourt Kilisesi’nin vitrayları (1951) bu yapıtları arasında sayılmaktadır.

001
Fernand Léger Newyork’taki atölyesinde…

002
Fernand Léger

003
Fernand Léger Ulusal Müzesi

004
Şehir, 1919

005
Fernand Léger

006
İpli inşaat işçileri

007
İnşaat işçileri

008
Büyük Gösteri, Pasadena Müzesi

009
Fernand Léger

010
İnşaat işçileri

011
Fernand Léger

Fernand_Léger,_1912-13,_Paysage_(Landscape),_oil_on_canvas,_92_x_81_cm
Peyzaj (Landscape), 1912–13, kanvas üzerine yağlı boya, 92 × 81 cm

1024px-Fernand_Léger,_1914,_Paysage_No._1_(Le_Village_dans_la_forêt),_oil_on_burlap,_74_x_93_cm,_Albright-Knox_Art_Gallery
Peyzaj No. 1 (Le Village dans la forêt), 1914, çuval bezi üzerine yağlı boya, 74 x 93 cm, Albright-Knox Sanat Galerisi

Fernand_Léger,_1919,_The_City_(La_Ville),_oil_on_canvas,_231.1_x_298.4_cm,_Philadelphia_Museum_of_Art
Şehir (La ville), 1919, kanvas üzerine yağlı boya, 231.1 × 298.4 cm, Philadelphia Sanat Müzesi

1024px-Fernand_Léger_-_Grand_parade_with_red_background_(mosaic)_1958_made
Kırmızı arka planlı büyük geçit, 1958 (çizimi 1953), mozaik, Victoria Ulusal Galerisi

013
Fernand Léger Müzesi