Açık mı, yoksa kapalı mı? (2)

Ali Rıza Avcan

Geçtiğimiz günlerde İzmir Büyükşehir Belediyesi‘nin hizmete sunduğu Açık Veri Portali nedeniyle kaleme aldığımız iki bölümlük araştırma yazısının ilk bölümünde, İzmir Büyükşehir Belediyesi‘ne ait bilgi/veri, belge ve haberlerin paylaşıldığı toplam 74 iletişim kanalından söz ederek; “Açık veri” ya da “Open data” kavramının ne anlama geldiğini, dünyada bu amaçla yapılan çalışmaların gelişme süreci ve kapsamıyla uygulama karşılaşılan temel zorlukları ele alarak Türkiye’nin bu konudaki yerini belirlemeye çalışmıştık.

Bugünkü yazımızda ise dünyada ve Türkiye’de “Açık veri” uygulamalarını ele alarak yerel yönetimlerin yönettikleri kentler adına neler yaptığını, uygulamakta oldukları açık veri portallerinin neleri kapsadığını değerlendirmeye çalışacağız.

Yazımızın bir önceki bölümünde adını verdiğimiz 68 ülke ile 56 yerel üyenin üye olduğu Açık Devlet Ortaklığı (Open Government Partnership), Açık Bilgi Vakfı (Open Knowledge Foundation) ve Open Knowledge International gibi kaynaklardan dünyadaki birçok ülke, bölge ve yerel yönetimin “Açık Veri” konusu ile ilgili çalışmalar yaptığını ve bu amaçla bir kısmı oldukça gelişmiş açık veri platformları oluşturduğunu, bu konuda bilgiler vererek toplumu eğitmeye çalıştıklarını, bu platformları diğer interaktif ortamlarla buluşturarak bilginin kitleselleşmesi için çaba harcadıklarını, kullanılan ya da yeniden üretilen verilerin standart olması için çaba gösterdiklerini ve ellerindeki verileri düzenli olarak güncelleyip zenginleştirdiklerini öğreniyoruz.

Biz de bu kent yönetimlerinin; bunlara özellikle de İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer tarafından 2019 yılının Nisan ayında Akdeniz kentleri arasında bir iletişim ağı kurmak amacıyla davet mektupları gönderilen Barcelona, Marsilya, İskenderiye, Venedik, Beyrut ve Selanik gibi Akdeniz kentlerini dahil ederek, bugüne kadar açık veri konusunda ne yaptıklarını araştırarak ortaya koymak ve bu bilgiler ışığında ülkemizdeki uygulamalarla mukayese etmek için aşağıdaki tabloyu hazırladık:

Tablonun 24 dünya kentini kapsayan ilk iki bölümüne baktığımızda Berlin, New York ve Milano gibi dünya kentlerine ait açık veri portallerinde çok fazla kategorideki çok fazla sayıdaki açık veri setinin kullanımda olduğu, bu verilerin düzenli olarak güncellendiği, bu portaller içinde kent içinde kullanılabilecek mobil uygulamaların tanıtılıp onlarla bağlantılar kurulduğu, açık veriyi analiz etme yöntem ve teknolojileri hakkında ayrıntılı bilgi ve eğitimler verildiği, portallere binlerce; hatta milyonlarca kullanıcının üye olduğu ve bunlar arasında özel ağlar oluşturulduğu, bu üyelerin açık verileri kullanarak ürettiği yeni verilerin portal kapsamında değerlendirildiği, portaldeki açık verilerin büyük bir kısmının görselleştirildiği, web sitesi hizmet kalitesinin ölçülmesi ve iyileştirilmesi için sürekli çevrimiçi anketler yapıldığı, verilerin BS7911:2003, ISO 9110 ve ISO 20252 gibi kalite yönetim sistemleriyle standart hale getirildiği anlaşılmakta; çok katmanlı bu zenginlik içinde verinin ve yeni veri üretiminin bu ülke ve kentler için ne ölçüde önemli ve değerli olduğu bir kez daha ortaya çıkmaktadır.

Aynı durumun, İzmir‘in Akdeniz’e kıyısı olduğu için özel ilişkiler kurmak istediği 6 kent için de geçerli olduğu anlaşılmaktadır. Bu kentler arasında yer alan Beyrut‘a ait veriler ilk başta diğerlerine göre daha azmış gibi görülse de, bu özel durumun Beyrut‘un ülkesi Lübnan‘la ilgili çok fazla sayıdaki açık veriyi kapsayan açık veri portali içinde ele alınmasından kaynakladığını söylememiz gerekir. İskenderiye ise 2003 yılında oluşturduğu portalde (610) açık veri setini barındıran 5.200.000 nüfuslu bir kent olarak İzmir’in çok ötesindeki bir yerde durmaktadır. 1.603.000 nüfuslu Marsilya‘nın 16 kategoride (1.608), 637.000 nüfuslu Venedik‘in 9 kategoride (330) veri setini oluşturup kullanıcıların hizmetine sunmuş olması, bu kentlerin büyük ölçüde bilgiye ve bilgi üretimine önem veren Avrupa kentleri olması ile ilgilidir.

Ülkemizdeki 5 ayrı kente faaliyet gösteren yerel yönetimlere ait açık veri portalleri ise ülkemizin dünya ligindeki durumunu ve düzeyini yansıtmaktadır. Gaziantep/Şahinbey Açık Veri Portali 2015, İstanbul, Balıkesir ve İstanbul/Küçükçekmece Açık Veri Portalleri 2020, İzmir Açık Veri Portali de 2021 yılında oluşturulmuş ve her biri de bugünkü yapısıyla büyük ölçüde “kurulmuş olmak için kurulan” portallerdir. Büyük duyurularla kurulan Gaziantep/Şahinbey Açık Veri Portali‘nin araştırmayı yaptığımız tarihlerde aktif olmaması bu dağınıklığın ve içler acısı yoksunluğun en iyi örneğidir.

Gelelim ülkemizdeki açık veri portallerinin yapılanmasıyla uygulamalarını değerlendirmeye… Bu kapsamdaki değerlendirmeyi ise sadece İstanbul ve İzmir büyükşehir belediyelerine ait açık veri portalleri üzerinden yapacağımı belirtmek isterim…

2020 yılının Ocak ayında oluşturulan İstanbul Açık Veri Portali‘nde 8 kategoride (150), 2021 yılının Ocak ayında oluşturulan İzmir Açık Veri Portali‘nde de 10 kategoride (120) açık veri setinin kullanımda olduğu söylenmekle birlikte; bu rakamların her ikisi için de doğru olmadığını söylemek zorundayız.

Çünkü;

A. İstanbul’da (150) veri seti içinde yer aldığı söylenen “Toplu Taşıma Bilet Fiyatları”, “Muhtarlık Adres Bilgileri”, “İstanbul Güneş Enerjisi Santralleri Üretim Miktarları”, “Hal Ürünleri ve Fiyatları Web Sayfası”, “İtfaiye İstasyonları Konum Bilgileri”, “İstanbul Sağlık Kurumları ve Kuruluşları Verisi”, “İtfai İstatistikler”, “Rehabilite Edilip Alındığı Ortama Bırakılan Hayvanlar”, “Sahiplendirilen Hayvanlar”, “Muayene Edilen Hayvanlar”, “1. Sınıf Gayrisıhhi Müessese Kapsamındaki İşletme Sayısı ile Akaryakıt ve/veya Otogaz İstasyonu Sayısı”, “Ücretsiz ibbWİFİ Hizmeti Sunulan Lokasyonlar”, “ibbWİFİ Lokasyon Grubuna Göre Veri Kullanımı”, “İstanbul Baraj Doluluk Oranları Verisi”, “Parklar ve Yeşil Alanlar”, “İstanbul’a Verilen Temiz Su Miktarları”, “2019 Yılı Park Bahçe ve Yeşil Alan Verileri”, “İstanbul Genel Yeşil Alan Bilgileri 2004-2019” ve “Hava Kalitesi İstasyon Ölçüm Sonuçları Web Servisi” başlıklı (19) veri seti, değişik veri kategorileri içinde birden fazla yer aldığı,

B. 150 adet olduğu söylenen veri setleri arasında, “Belediye Nüfusları Veri Seti“, “İlçe Bazlı Ortalama Hane Halkı Büyüklüğü“, “Nüfus Bilgileri” ve “Meteoroloji Gözlem İstasyonu Veri Seti” gibi asıl olarak veri toplama yetkisi yasal olarak (TÜİK) Türkiye İstatistik Kurumu‘na ya da (DMİ) Devlet Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğü‘ne ait olup belediye hizmetlerinin gerçekleştirilmesinden kaynaklanmayan veri setlerine yer verilmesi,

C. “Ekonomi” kategorisinde yer alan (3), “Afet Yönetimi” kategorisinde yer alan (3), “Enerji” kategorisinde yer alan (11), “Yaşam” kategorisinde yer alan (20), “Yönetişim” kategorisinde yer alan (12), “İnsan” kategorisinde yer alan (16), “Çevre” kategorisinde yer alan (20) ve “Bilgi ve İletişim Teknolojileri” kategorisinde yer alan (1) veri setleri dışında, veri seti sayısını 150’ye tamamlayacak başka veri setlerine rastlanmadığı için aktif olarak kullanılan toplam veri seti sayısının gerçekte (150) değil, (83) olduğu belirlenmiştir.

Bu (83) veri setinin kaynak olarak temin edildiği belediye hizmet birimlerinin ise 1 hukuk müşavirliği, 12 daire başkanlığı, 2 adet müdürlük, 2 bağlı genel müdürlük, 4 belediye şirketi ve İstanbul İstatistik Ofisi şeklinde dağılım gösterdiği, belediye dışındaki diğer resmi kurumların da TÜİK ve İstanbul Üniversitesi olduğu belirlenmiştir.

İlk kez 2020 yılının Ocak ayında oluşturulduğu anlaşılan veri setlerini izleyen takipçi sayısının 11 Şubat 2021 tarihi itibariyle topu topu (29) olması ise, dünyadaki diğer kent açık veri portalleriyle kıyasladığımızda, İstanbul gibi 15-16 milyon nüfusa sahip bir dünya kenti açısından son derece yetersiz kaldığını ve bunun için özel bir çaba gösterilmediğini göstermektedir.

Genellikle 2020 yılı Ocak ayı içinde ve 8 adet farklı formatta (PDF, HTML, XLSL, API, CSV, OGC, WMS, XML) oluşturulmuş veri setlerinin düzensiz aralıklarla; özellikle de bazı verilerde aradan bir yıl geçtikten sonra güncellendiği ya da aradan 1 yıldan fazla süre geçmiş olmasına karşın “izcilik faaliyetlerinden faydalanan kişi sayısı“, “Belnet şube ve üye sayısı“, “İş sağlığı ve güvenliği eğitimi alan İBB personeli“, “deprem farkındalık ve güvenli yaşam eğitimi alan kişi sayısı” gibi verilerin hiç güncellenmediği belirlenmiştir.

İstanbul Veri Portali‘nde yer alan veri kategori ve setleri ile bunların hangi formattaki dosyalarda bulunduğunu, veri setleriyle ilgili takipçi ve görüntülenme sayılarını, veri setinin kaynağı ile oluşturulma ve son güncellenme tarihlerini gösteren dosyayı, yazımızın sonundaki linkten indirip inceleyebilirsiniz.

İzmir Açık Veri Portali ise…

10 ayrı kategoride (afet ve acil durum yönetimi, hareketlilik, çevre, enerji, yaşam, sosyal belediyecilik, yönetişim, ekonomi, tarım, kriz belediyeciliği) toplam 120 veri setini kapsayan İzmir Açık Veri Portali, belediyeye bağlı 14 daire başkanlığı (Sosyal Hizmetler Daire Başkanlığı 6, Sosyal Projeler Daire Başkanlığı 7, Harita ve CBS Dairesi Başkanlığı 15, Kültür ve Sanat Dairesi Başkanlığı 3, İtfaiye Dairesi Başkanlığı 3, Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığı 5, Ulaşım Dairesi Başkanlığı 5, İklim Değişikliği ve Çevre Koruma Kontrol Dairesi Başkanlığı 9, Atık Yönetimi Dairesi Başkanlığı 6, Dış İlişkiler ve Turizm Dairesi Başkanlığı 1, İşletme ve Destek Hizmetleri Dairesi Başkanlığı 2, Tarımsal Hizmetler Dairesi Başkanlığı 4, Muhtarlık İşleri Dairesi Başkanlığı 1, Park ve Bahçeler Dairesi Başkanlığı 1), 2 bağlı (İZSU 13, ESHOT 18) genel müdürlük, 1 başhekimlik, 6 belediye şirketi (İZELMAN 2, Grand Plaza 2, İZDENİZ 4, İZBAN 3, İzmir Metro 8, İZULAŞ 1) olmak üzere belediye içi toplam 23 kaynaktan beslenmektedir.

Askıda İzmirim Kart”, “İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne Sosyal Yardım Başvuruları”, “Sosyal Yardım Talebinde Bulunan Hemşehrilerimize Yapılan Yardımlar”, “Afet ve Acil Durum Toplanma Alanları”, “CO2 Emisyon Değerleri ve Bir Milyon Yolcu Başına CO2 Miktarı”, “Harmandalı Elektrik Üretim Verileri”, “İzmir Elektrikli Otobüs Projesinin Ürettiği Çevresel Değerler”, “Metro ve Tramvay Enerji Tüketimi”, “Arıcılık Desteği”, “Küçükbaş Hayvan Desteği”, “Sebze ve Meyve Hal Fiyatları”, “Çocuk Keşif Atölyeleri Merkezi”, “Semt Pazarı Yerleri”, “Kısırlaştırılan Sokak Hayvanlarına Ait Veriler”, “Muayene Edilen Sokak Hayvanlarına Ait Veriler”, “Müdahale Edilen Sokak Hayvanlarına Ait Veriler”, “Sahiplendirilen Sokak Hayvanlarına Ait Veriler” ve “Sokak Hayvanlarına Dağıtılan Mama Miktarı” başlıklı toplam 18 veri setinin iki ayrı kategoride, “Güneş Enerjisi Santrali (GES) Projesi Kapsamında Elde Edilen Sonuçlar” başlıklı veri setinin de üç ayrı kategoride yer aldığı belirlenmiştir.

Toplam 120 veri setinde ise 9 ayrı dosya türü (CSV, XLSX, API, PDF, ZIP, GeoJSON, HTML, JPEG, TXT) kullanılmakta, açık veri portalinin henüz çok yeni olması nedeniyle her bir veri setinde 0-2 arasında değişen takipçi sayısı sadece “barajların doluluk oranı” setinde 4’ü bulmaktadır.

Aynı durum veri setlerinin görüntülenme istatistiklerinde de karşımıza çıkmakta, en fazla görüntülenen veri seti 12 Şubat 2021 tarihi itibariyle ve yine aynı şekilde “barajların doluluk oranı” setinde (222) görüntülenme olarak gözükmektedir.

120 veri setinden 17’si (% 14,16) sürekli, 18’i (% 15) günlük, 3’ü (% 2,50) haftalık, 20’si (% 16,66) düzensiz, 28’i (% 23,33) aylık, 1’i (% 0,83) altı aylık, 22’si (18,33) yıllık, 11’i de (% 9,19) nihai olup; “nihai” olarak nitelenen veri setleri arasındaki “baraj listesi“, “Havaalanları (iç ve dış hat)“, “İZBAN (banliyö) istasyonları“, “Metro istasyonları“, “Trafik kameraları“, “Tramvay hatları ve bağlı istasyonların bilgileri“, “Tren garları“, “Vapur iskeleleri” ve “Vapur teknik ve kullanım özellikleri” gibi paylaşılması halinde herhangi bir değer üretmeyecek sabit veriler olması; ayrıca İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne ait İnternet (İZDENİZ; İZBAN, TRAM İZMİR, İZMİR METRO) sayfalarıyla mobil uygulamalarında (İBB, İZUM) yer alması nedeniyle bu veri setleri arasına niye dahil edildiği anlaşılamamıştır.

İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından hazırlanan İzmir Açık Veri Portali‘nin menüsünde yer alan iki ayrı bölüm, zaman içinde bu bölümlerde yer alacak taleplerin sayısı ve içeriği ile paylaşılacak geri bildirimler açısından oldukça ilginç olacağa benzemektedir. Bu bölümlerden “Veri isteği” başlıklı ilk bölüm kullanıcıların yeni veri seti talepleri ile ilgili olup; 13 Şubat 2021 tarihi itibariyle farklı kullanıcılar tarafından iletilen “Meteoroloji istasyonu verileri“, “İzmir Mimarlık Sergisi ve Ödülleri“, “İzmir Gürültü Haritaları” ve “Hat bazında günlük sefer başarım verileri” taleplerinden hangilerinin kabul görüp yayına alınacağı önümüzdeki günlerde ortaya çıkacaktır.

İzmir Büyükşehir Belediyesi Açık Veri Platformu üzerinde yayımlanan verileri kullanarak hayata geçirilmiş projelerin tanıtıldığı sayfamız sizlere ilham verecek ve motivasyon sağlayacaktır” açıklamasının yer aldığı “Başarı örnekleri” bölümü ise portaldeki veri setlerinin kullanılması suretiyle gerçekleştirilen projeler hakkında bilgiler vererek portalin geçerliliği, etkinliği ve sürdürülebilirliği konusunda geri bildirimler edinmemizi sağlayacaktır.

Bence İzmir Açık Veri Portali‘nin en büyük eksikliği sunulan veri setlerinin nasıl kullanılacağı ve geliştirileceği konusunda eğitim amaçlı bölümlerle kullanıcılar arasında geniş bir bilgi/iletişim ağı oluşturulmasına ilişkin yetersizlikleridir. Bu amaçla oluşmuş akademik, profesyonel, amatör ve sivil gruplarla; özellikle de birey ya da grup olarak öğrencilerle ilişki kurmayı kolaylaştıran girişimlerde bulunulmaması şimdilik portalin en büyük eksikliğidir.

Sonuç olarak, İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından oluşturulan İzmir Açık Veri Portali‘nin geleceği, İzmir Büyükşehir Belediyesi ile bağlı birim ve şirketlerinin hangi bilgileri paylaşıma hazır olduğu, hangilerini de paylaşmak istemediği noktasında belirlenecektir. İşin daha başında paylaştığı birçok veri setinin gerek kendi iletişim kanalları gerekse diğer kamusal kanalları tarafından yapılan duyurularla zaten biliniyor olmasını da dikkate aldığımızda paylaşacağı yeni veri kaynaklarının fazla olmadığını söyleyebiliriz.

Örneğin 16 gün önce Onurcan Çakır isimli bir yurttaşın, “Belediyenizin internet sayfasında belirtildiği üzere (https://www.izmir.bel.tr/tr/KorfezHavaVeGurultuDenetimi/22/99 ) “İzmir İlinin stratejik gürültü haritasının hazırlanması 30.12.2015 tarihinde tamamlanmıştır”. Gürültü haritalarının vatandaşların erişimine açık olması gerektiği ilkesine bağlı olarak; gündüz-akşam-gece (Lgag) İzmir Gürültü Haritaları’nın tarafıma gönderilmelerini (veya erişebileceğim bir internet bağlantısının linkini) rica ederim.” ifadesiyle talep ettiği 2015 tarihli İzmir Stratejik Gürültü Haritası verileriyle buna ilişkin güncellenmiş verilerin ya da benim 14 Şubat 2021 tarihinde bir kullanıcı olarak “İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin 8 Şubat 2008 tarihinde yaptığı duyuruda (https://www.izmir.bel.tr/tr/Haberler/asbestli-borular-tarih-oluyor/3403/156),İZSU sorumluluğundaki içme suyu şebekesinde; özellikle de Aliağa, Torbalı, Menemen, Yeni Foça ve Kemalpaşa ilçeleriyle bağlı yerleşimlerinde 15-20 yıl önce döşendiği belirtilen Asbestli Çimento Boruların (AÇB) bulunduğu belirtildiğinden hem bu kanserojen boruların kaldırılıp kaldırılmadığını öğrenmek hem de dağıtım şebekesinde % 30’lara varan içme suyu kaybının gelişimini görebilmek için İZSU’nun sorumlu olduğu her bir ilçe itibariyle içme suyu şebekesinde kullanılan boruların teknik özelliklerini (çelik, yüksek yoğunluklu polietilen/HDPE, cam elyaf takviyeli polyester/CTP, asbestli çimento boru/AÇB vb.) gösteren veri setlerinin yayınlanmasını talep ediyorum.” şeklinde yaptığım “İçme suyu Şebekesi Borularının Teknik Özellikleri” ile ilgili veri setinin yayınlanıp yayınlanmayacağı; şayet yayınlanacaksa ne zaman ne şekilde yayınlanacağı da bu işin Turnusol kağıdı olarak kabul edilebilir…

İzmir Veri Portali‘nde yer alan veri kategori ve setleri ile bunların hangi formattaki dosyalarda bulunduğunu, veri setleriyle ilgili takipçi ve görüntülenme sayılarını, veri setinin kaynağı ile oluşturulma ve son güncellenme tarihlerini gösteren dosyayı, yazımızın sonundaki linkten indirip inceleyebilirsiniz.

Açık mı, yoksa kapalı mı? (1)

Ali Rıza Avcan

İzmir Büyükşehir Belediyesi 26 Ocak 2021 tarihinde ekonomik kalkınma ve demokratik yönetim anlayışıyla kentle ilgili 10 kategori ve 120 set içinde yer alan verilerini ücretsiz olarak erişime açtığı, bundan böyle bu verilere http://acikveri.bizizmir.com adresinden ulaşılabileceğini duyurdu. Ardından da 28 Ocak 2021 tarihinde buna ilişkin bir tanıtım toplantısı yapıldı.

Bu düzenlemeye göre bundan böyle araştırmacılar, iş insanları, girişimciler, sivil toplum örgütleri ve benzerleri belediyenin yayınlandığı verilere rahatlıkla ulaşabilecek.

İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından düzenlenen açık veri (open data) uygulamasını ele alıp değerlendireceğimiz bu yazıda öncelikle İzmir Büyükşehir Belediyesi‘nin kentle ya da kendi çalışmaları ile ilgili bilgi, belge ve haberleri İnternet üzerinden kamuoyu ile paylaştığı iletişim kanalları hakkında bilgi vermemiz gerekiyor.

İnternet ve sosyal medya üzerinde yaptığımız kısa bir araştırma sonucunda İzmir Büyükşehir Belediyesi‘nin bu iş için 53’ü web sitesi, 11’i sosyal medya kanalı, 4’ü uygulama (Application) ve 5’i basılı dergi olmak üzere toplam 73 iletişim kanalını kullandığını söyleyebiliriz.

İzmir Büyükşehir Belediyesi örneğinden hareketle bir büyükşehir belediyesinin farklı hedef kitlelere yönelik birden fazla iletişim kanalına sahip olması gerekliliği stratejik iletişim anlayışı açısından doğru olmakla birlikte; bu kanallar arasındaki optimizasyonun nasıl sağlandığı, verilen mesajlar arasındaki bütünleşik iletişimin ne ölçüde hangi iletişim deseni ile sağlandığı, aynı ya da benzer mesajların farklı mecralarda kaç kez farklı biçimlerde birbirlerini bütünleyerek verildiği, bu iletişim kanalları ile hangi bilgi, belge ve haberlerin paylaşıldığı, paylaşılan mesajlarla ilgili geribildirimlerin ne ölçüde izlendiği, bu kadar fazla mecra üzerinden gerçekleştirilen iletişimin ne düzeyde ölçülüp değerlendirildiği de kamuoyunca bilinmeyen hususlardır.

Bu konuda ortada bir bilinmezlik durumu olmakla birlikte; geçtiğimiz aylarda İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin bir yayını olarak paylaşılan “Biz Varız, Biz Yaparız, İlk 500 Gün” isimli e-kitapta yer alan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer‘in ilk 500 günde attığı 500 tweet ile ilgili geri bildirimlerin dikkate alınmaması, yine Tunç Soyer‘in bir belediye görevlisine kullandırdığı kendi hesabından yanlışlıkla atılan kendi övgüsü ile ilgili tweetin tespit edildiği tarihlerde bu yanlışlığı yapan görevliyi işten çıkaracağını dair beyanatı ya da Tunç Soyer‘le ilgili bir sosyal medya hesabında yaptığı bir paylaşıma övgü ya da eleştiri anlamında çok fazla sayıda yanıt verilmesine karşın dönüp hiçbirine cevap verilmemiş olması gibi örnekler yapılan paylaşımların sonrasında izlenmediğini ortaya koymaktadır.

Ancak kabul etmek gerekir ki, İzmir Büyükşehir Belediyesi kendisine ait bu iletişim kanalları ile kendi kurumsal yapısı, hizmetleri ve kentle ilgili birçok bilgi, belge ve haberi paylaşmakta, bu şekilde kamuoyunu bilgilendirmeye çalışmaktadır. Ancak stratejik anlamda açıklanmasını uygun görmediği, ticari sır olarak nitelediği ve kamuoyunu ilgilendirmez dediği bilgileri bilgi edinme mevzuatı ile kendisine verilmiş yetkileri kötüye kullanarak paylaşmamakta; böylelikle bilgi edinme hakkı, şeffaflık ve hesap verebilirlik gibi temel ilkelere aykırı uygulamalar içine girmektedir.

Gelelim açık veri (open data) kavramına ve İzmir Büyükşehir Belediyesi‘nin 74. iletişim kanalı olarak yeni oluşturulan açık veri portaline….

Bilindiği üzere kamu kurumları sundukları hizmetler sonucunda oldukça büyük miktarda bilgiye sahip olmakta; ancak, birçok bilgi herhangi bir sakıncası olmadığı halde erişime açılmamakta ve kamuoyunun bu bilgilerden yararlanması mümkün olmamaktadır. Oysa bilgi teknolojileri alanındaki gelişmeler bu bilgilerin diğer bilgilerle ilişkilendirilerek zenginleştirilmesini, bu bilgilerden yeni bilgilerin üretilmesini kolaylaştırmaktadır. İşte bu nedenle bilgiye ve bilgi üretimine önem veren toplumlarda birçok devlet kamu sektörü verisini paylaşıma açarak internet üzerinden direkt olarak vatandaşlarının erişimine açmıştır. Şeffaflık, bilgi edinme hakkı, katılım, hesap verebilirlik, erişilebilirlik, işbirliği ve yenilikçi uygulamalar açısından yararlı olan bu uygulamalar aynı zamanda kullanıcı ve yararlanıcılara farklı alanlarda birçok fırsat sağlamaktadır. Ancak her ne kadar bu tarz bir girişimin yaygınlaşmasını engelleyen bir takım hususlar söz konusu olsa da devletler bu hususlara yönelik önlemler almakta, ellerindeki bilginin güvenliğini sağlamaktadır. Tüm bunların sonucunda yurttaşlar, araştırmacılar, sivil toplum örgütleri, girişimciler, sivil uzmanlar ve diğer tüm kullanıcılar açık devlet verisini kullanarak topluma fayda sağlayabilecek yeni uygulamalar oluşturmaktadır.

Açık Bilgi Vakfı (Open Knowledge Foundation) açık veriyi, “Herhangi bir telif hakkı, patent ya da diğer kontrol mekanizmalarına tabi olmaksızın herkes tarafından ücretsiz ve özgürce kullanılan veri” olarak tanımlamaktadır. Söz konusu vakfın kurucularından Rufus Pollock’a göre; verinin yararlı uygulamalar ve hizmetler oluşturmak için şirketler, bireyler ve kar amacı gütmeyen sektörlere açılması, aynı zamanda demokrasinin teşvikini, hükümetin katılımını, şeffaflık ve hesap verilebilirliği de sağlar. Açık Bilgi Vakfı tarafından yürütülen bir başka proje olan Open Data Handbook, verinin açılması ile elde edilebilecek değer ve kazanımları şu şekilde ifade etmiştir: Şeffaflık ve demokratik kontrol, katılım, kendiliğinden güçlenme, geliştirilmiş ya da yeni, özel ürün ve hizmetler, inovasyon, devlet hizmetlerinin verimlilik ve etkinliğinin arttırılması, uygulanan politikaların etkisinin ölçülüp belirlenmesi, kombine veri kaynakları ve büyük hacimli veri desenlerinden yeni bilgi çıkarımı.

Bütün bunların yapılabilmesi için de devlete; yani merkezi yönetim kurumlarıyla yerel yönetimlere ait verilerin kendi hizmetlerinde ortaya çıkmış, kendilerine ait veriler olması, belirli kategoriler itibariyle sınıflanıp tanımlanması, standart olması ve yeni veri üretimine uygun, anlaşılabilir, anlamlı, geçerli ve güvenilir veriler olması gerekmektedir. Bu anlamda örneğin merkezi yönetimin istatistik otoritesi olan Türkiye İstatistik Kurumu’na ait nüfus, demografi, eğitim ve genel sağlık gibi hizmetlere verilerin belediyelere ait olarak gösterilmemesi gerekmektedir.

Ayrıca verinin “açık” olarak nitelendirilebilmesi için bazı temel özellikleri taşıması gerekmektedir. Sivil toplum gruplarının sosyal sorunlarla ilgili eylemlerde bulunmak için verilere erişmesine ve bunları kullanmasına yardımcı olmak amacıyla açık verilerin topluma yönelik değerini gerçekleştirmeye odaklanan, kar amacı gütmeyen küresel bir kuruluş olan Open Knowledge International‘ın projesi olan Açık Tanım (The Open Definition) bu gereklilikleri 11 madde halinde, Dünya Bankası ise 3 madde halinde ele almıştır.

Açık Tanı (The Open Definition) projesi açısından bu koşullar; 1) Erişim, 2) Yeniden dağıtım, 3) Yeniden kullanım, 4) Teknolojik sınırlamaların yokluğu, 5) Atıfta bulunma, 6) Dürüstlük, 7) Kişiler veya gruplara ayrımcılık yapılmaması, 8) Verinin kullanım alanlarına karşı ayrımcılık yapılmaması, 9) Lisansın adil dağıtımı, 10) Lisansın bir pakete ait olmaması, 11) Verilen lisansın diğer çalışmaların dağıtımını sınırlandırmaması.

Dünya Bankası‘nın koşulları ise 1) Etkileşimli yayıncılık, 2) Makine okunabilirliği ve 3) Tekrar kullanım iznidir.

Açık verinin bulunması ve kullanılması açısından karşılaşılan zorluklar ise;

1) Teknolojik zorluklar: yetersiz BT yapısı, karmaşıklık, veri yönetimi, mevcut BT sistemleriyle entegrasyon,

2) Sosyolojik zorluklar: yetersiz insan kaynağı, yetersiz finansal kaynak, yetersiz üst yönetim desteği, örgüt kültürü, mevzuat eksikliği, veri paylaşımına yönelik güven eksikliği, gizlilik ve güç kaybı korkusu) olarak sıralanabilir.

Ülkelerin açık devlet verisi konusunda farklı düzeylerde farklı uygulamalar yürüttüğü ve özellikle bilgi üretiminde önde gelen Batılı ülkelerin bu konuda büyük mesafeler aldığı söylenebilir. Türkiye’deki açık devlet uygulamalarının politik ve yasal altyapısına yönelik uygulamalar değerlendirildiğinde ise, konuya yönelik genel bir politik sahiplenme olmamasına karşın atılmış adımlar, açık devlet süreçlerine altyapı oluşturabilecek politika belgelerinin hazırlandığı, yasal düzenlemeler yapıldığı ve az da olsa uygulama içine girildiği görülmektedir. Devlet verisinin yeniden kullanımı ve paylaşımı anlamında yapılandırılmış genel bir yasal düzenleme bulunmamakla birlikte 2003 yılında yürürlüğe giren 4982 sayılı Bilgi Edinme Hakkı Kanunu ile 2016 yılında yürürlüğe giren 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu bu gelişmenin en önemli adımları olmuştur. Bilgi Edinme Kanunu’nun yanı sıra 2006 yılından bu yana uygulanıp önce Başbakanlık İletişim Merkezi Projesi (BİMER), daha sonra Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezi Projesi (CİMER) adını alan uygulama vatandaşlar tarafından yapılan yazılı veya sözlü bilgi başvuruların, ortak bir platformda yürütmesi açısından açık devlet ilkelerine uygun bir yapılanma olarak düşünülebilir. Kamu hizmetlerinin elektronik platformda verilmesini sağlayan e-Devlet Kapısı ise 2008 yılından beri hizmet vermektedir. Açık devlet verisi kapsamında değerlendirilebilecek http://dijitaldonusum.gov.tr adresi üzerinden çalışmalar zaman içine Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi (www.cbddo.gov.tr) olarak aralarında “Açık Veri Projesi“nin de olduğu 13 proje ile çalışmalarına devam etmektedir.

Açık devlet süreçlerine yönelik altyapı oluşturabilecek, stratejiler incelendiğinde ise Kalkınma Bakanlığı 2006-2010 Bilgi Toplumu Stratejisi ve Eylem Planı, 2015-2018 Bilgi Toplu Stratejisi ve Eylem Planı; Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı tarafından hazırlanan Ulusal e-Devlet Strateji ve Eylem Planı çalışmalarında açık veri, açık devlet verisi ve kamu verisi paylaşımına yönelik hedefler ve stratejilerin temel düzeyde bulunduğunu söylemek mümkündür. Belirtilen strateji dokümanlarının yanı sıra Türkiye’nin uluslararası bir açık devlet örgütlenmesi olan Açık Devlet Ortaklığı’na (Open Government Partnership) 2012 yılında bir eylem planı sunmuş olduğu bilinmekle birlikte gerekli kriterleri yerine getirmediği için 27 Haziran 2017 tarihi itibariyle, 68 ülke ile 56 yerel üyeyi kapsayan Açık Devlet Ortaklığı‘ndan çıkmış durumdadır. Türkiye bu durumda Macaristan, Trinidad Tobago ve Tanzanya ile birlikte ortaklık dışına çıkarılmış dört ülkeden biridir.

Türkiye’de belirtilen strateji planlarında (Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı, 2016) açık veri paylaşım portalının oluşturulması (veri.gov.tr) hükmü bulunmasına rağmen; günümüzde bu adres kullanılarak yapılan İnternet aramasında karşımıza çıkan Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi (www.cbddo.gov.tr) sayfasında söz konusu Ofis tarafından yürütülen 13 projeden biri olarak “Açık Veri Projesi“nin genel açıklaması olarak karşımıza çıkmakta, bu sayfadan proje uygulaması denilebilecek hiçbir veri setine ulaşmak mümkün olmamaktadır.

Nitekim 2019-2023 dönemini kapsayan 11. Kalkınma Planı hazırlıkları için düzenlenen E-Devlet Çalışma Grubu Raporu‘nun 68. sayfasında “11. Kalkınma Planı döneminde kamu sektörü verisinin açık veri olarak değerlendirildiği farklı sektörlerden bir veya birkaç pilot proje üzerinden güncel, doğru ve güvenliği sağlanmış verilerin kamuoyu ile paylaşılması faydalı olacaktır.” ifadesine yer verilmiş olması bile Türkiye’nin içinde bulunduğu durumu gayet iyi özetlemektedir.

Açık Devlet Ortaklığı‘nın 11 Mayıs 2020 tarihli bildirisine, Covit 19 salgını nedeniyle hükümetlerin salgınla ilgili doğru verileri kamuoyundan sakladıklarına dair ülke listesine Macaristan, Amerika Birleşik Devletleri, Filipinler, Kongo Cumhuriyeti ile birlikte Türkiye‘yi dahil etmeleri, ülkemizin “Açık veri” liginde nerede durduğunu net bir şekilde göstermektedir.

Devam Edecek: Gelecek yazımızın konusu, Dünya’da ve Türkiye’de; özellikle İzmir Büyükşehir Belediyesi Açık Veri Portali‘nde yer alan ya da alması gereken veriler olacaktır…

Yararlanılan Kaynaklar

Akdamar, E. (2017) “Akıllı Kent İdealine Ulaşmada Açık Verinin Rolü“, Social Sciences Research Journal, Volume 6, Issue 1, 45-52 (March 2017).

Çaldağ, M.T., Gökalp, M.O., Gökalp, E. (2019) Açık Yönetim Verisi – Fayda ve Zorluk Analizi, IEEE 978-1-7281-3992

Eroğlu, Ş. (2018) “Açık Devlet ve Açık Devlet Uygulamaları – Türkiye’de Kamu Kurumlarına Yönelik Bir Değerlendirme“, DTCF Dergisi 58.1 (2018): 462-495.

Eroğlu, Ş.,Açık Devlet Verisinin Sosyo-Ekonomik Değeri ve Kullanım Engelleri – Uluslararası Göstergelerde Türkiye“, Bilgi Yönetimi ve Bilgi Güvenliği, e-Belge, – e-Arşiv, e-Devlet, Bulut Bilişim, Büyük Veri, Yapay Zekâ, s.432-449.

Topçu, A.E. – Işık, A. (2019) “Açık Devlet Verisi Süreçlerine Dair Bir Model Önerisi“, Avrupa Bilim ve Teknoloji Dergisi ,Sayı 17, S. 833-843, Aralık 2019.

Açık Veri, Türkiye Bilişim Vakfı, Blockchain Türkiye, Ağustos 209.

Açık Veri, Vikipedia, Erişim Tarihi: 10.02.2021

11. Kalkınma Planı E-Devlet Çalışma Grubu Raporu, Kalkınma Bakanlığı, Ankara 2018.