Bu bakkal kimin bakkalı?

Ali Rıza Avcan

İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin “Halkın Bakkalı” adını verdiği uygulama, İnternet gazetesi kayıtlarına göre 13 Mart 2020 tarihinde Kemeraltı’naki Eski Balıkçılar Meydanı’nda açılan ilk dükkanla başladı.

Böylesi bir projenin hayata geçmesinin nedeni, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer‘in seçim döneminde sık sık dile getirdiği halkın ucuz ve sağlıklı gıdaya ulaşmasını sağlamak olarak ifade ediliyordu.

Bu proje uygulaması ile ilgili ilk dükkanın, kentin tarihi merkezinde aynı ürün ve malzemeleri satan esnafların yer aldığı Kemeraltı Çarşısı‘nda açılması üzerine bunun çarşı esnafı açısından bir ‘haksız rekabet‘ durumu yarattığını dile getirip itiraz etmekle birlikte; açılışı izleyen aylarda, bu dükkanın bir iki merak dolu alışveriş dışında tüketicilerden yeterli ilgiyi görmediğine tanık olduk.

Ancak projenin geleceği açısından oldukça önemli olan bu sorun, yaygınlaşan Covid 19 salgını nedeniyle İzmir Büyükşehir Belediyesi’nce başlatılan bağış kampanyasının İzmir Valiliği‘nce yasaklanması üzerine, “Halkın Bakkalı“nda satılan gıda malzemelerinden oluşan 63,75 ve 134 liralık iki ayrı gıda paketinin, belediye tarafından muhtaç kişilere dağıtılmak üzere üçüncü kişi ve kurumlar tarafından satın alınmasını öngören bir sistem içinde ticari gelire dönüştürülmesi suretiyle aşılmış; böylelikle, dağıtılan 63,75 lira bedelindeki 27.692 adet 1 numaralı paketten 1.765.365.-TL., 134 lira bedelindeki 17.419 adet 2 numaralı paketten 2.334.146.-TL. olmak üzere toplam 4.099.511.- TL.’nın tahsil edilmesi sağlanmış; ayrıca bu gelire ek olarak Ramazan ayı içinde satılan 262.252 kişilik gıda malzemesinden elde edilen gelir de bilançoyu daha yüksek düzeylere taşımıştı.

Başlangıçta yaşanan bu sıkıntının en önemli nedeni, oluşturulan dar ürün satış gamı ile fiyatların yoksul ve dar gelirli kesimlerden çok farklı çeşitteki pahalı ürünlerin peşine düşüp bunları yüksek fiyatlarla almaya hazır üst gelir gruplarına hitap etmesiydi. Buna bir de Covit 19 salgını nedeniyle alıcı ile satıcının bir araya gelmesini zorlaştıran kısıtlamalar eklenince ilk günlerde yaşanan sorunlar, “bağış“ları “alışveriş” olarak kamufle eden ayni yardım kampanyalarıyla aşılmıştı.

Bağışların, banka hesabına yatırma yerine “Halkın Bakkalı” üzerinden ticari bir işleme dönüştürülerek büyük bir ivme kazanması üzerine, bu ilk hamleden alınan cesaretle bir adım daha atılmaya kalkışılmış; Buca’da açılan “Halkın Pazarı” ve belediyeye ait kamyonetlere yüklenecek “Halkın Marketi” hamlesiyle geliştirilmesi arzulanmış; ancak, yasal dayanağı olmayan bu girişime İzmir Pazarcılar Odası ile sebze ve meyve hali örgütlerinin karşı çıkması üzerine, bu işin günahı Buca Belediye Başkanı Erhan Kılıç‘ın üstüne yıkılmak suretiyle son verilmişti.

Durum bu şekilde olmakla birlikte, her ilçe belediye başkanı, kendi ilçesinde bir “Halkın Bakkalı” dükkanının açılmasını arzuluyor ve İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer ve eşi Neptün Soyer ile birlikte Buca, Güzelbahçe, Bornova, Karşıyaka, Konak ve Menemen gibi ilçelerde yeni “Halkın Bakkalı” dükkanları açıyor, kurdele kesme törenlerinde birlikte poz veriyorlardı.

Bugün İzmir’de, İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin şirketi Grand Plaza Gıda Turizm A.Ş. tarafından işletilen kaç adet “Halkın Bakkalı” olduğunu ve bu dükkanlarda hangi üreticilere ait hangi ürünlerin satıldığını kesin olarak bilmiyoruz. İnternetteki (http://www.halkinbakkali.com) ve (http://www.grandplaza.com.tr) adreslerine baktığımızda hangi adreslerde kaç adet “Halkın Bakkalı” dükkanı olduğunu ve bu dükkanlarda hangi ürünlerin hangi fiyatla satıldığını öğrenmemiz mümkün olmuyor.

Ancak açılan her bir “Halkın Bakkalı“, İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin şirketi Grand Plaza Gıda Turizm A.Ş.‘nin şubesi olarak kabul gördüğü için bu şubelerin açılışları ile ilgili ilamları yayınlayan Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi bize bu konuda bir fikir veriyor.

Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi‘nin 25 Şubat 2020-15 Ocak 2021 döneminde yayınlanan ilamlarına göre bugün İzmir’de, Grand Plaza Gıda Turizm A.Ş.‘nin şubesi olarak açılmış toplam 8 adet “Halkın Bakkalı” dükkanı bulunduğunu öğrenebiliyoruz.

Ama uzun bir süredir, bu dükkanlarda kimlere ait malların kaça alınıp kaça satıldığını kesin olarak bilmiyorduk. Bu tür bilgileri öğrenmek devlet sırrını öğrenmek kadar zor, hatta imkansızdı. Geçtiğimiz yaz aylarında bu amaçla 1-2 dükkana giderek raflardaki mallara bakmama ve görevlilerle görüşmeler yapmama rağmen net bir fikir edinmem mümkün olmamıştı. Görevliler kooperatiflerin tutumu ve lojistikten kaynaklanan sorunlar nedeniyle her malın her zaman gelmediğini, kooperatiflerin her malın her zaman raflarda bulunması konusunda sorunlar yaşadıklarını belirtiyor ve fiyatların yüksekliği nedeniyle sattıkları malın yoksul ve dar gelirlilere hitap etmediğini ifade ediyorlardı. Ayrıca sosyal yardım paketlerinde kullanılan markasız ürünlerin “Halkın Bakkalı” dükkanlarından temin edilmediğini, Kültürpark‘taki hangarlarda yapılan paketleme sırasında çoğu kez “dökme mal” olarak tanımlanan markasız malların kullanıldığını söylüyorlardı.

Ayrıca Grand Plaza Gıda Turizm A.Ş.‘nin “Halkın Bakkalı” ile ilgili bilgileri “ticari sır” olarak kabul etmesi nedeniyle alınıp satılan ürünlerin alış ve satış fiyatları ile miktarları konusundaki bilgileri 4982 sayılı Bilgi Edinme Hakkı Kanunu çerçevesinde öğrenmemiz de mümkün görülmüyordu.

Ancak geçtiğimiz günlerde, İstanbul ve Balıkesir büyükşehir belediyeleri ile İstanbul/Küçükçekmece ve Gaziantep/Şahinbey belediyelerinden sonra İzmir Büyükşehir Belediyesi‘ne ait Açık Veri Portali‘nin hizmete girmesi ile birlikte “Halkın Bakkalı” ile ilgili bazı bilgilere ulaşmamız mümkün hale geldi.

Ayrı bir yazı serisi ile ele alıp iyi, doğru, eksik ve yanlış yanlarıyla birlikte analiz edeceğim İzmir Büyükşehir Açık Veri Portali‘nde yaptığımız ilk inceleme sırasında “Halkın Bakkalı” ile ilgili 2 adet veri setinin yer aldığını gördük. Bunlardan ilki “Halkın Bakkalı Siparişi Alınan Paket Miktarları” ile ilgiliydi. Buna göre, hangi dönem içinde gerçekleştiği belli olmamakla birlikte, “Halkın Bakkalı“nın açılışından bugüne kadar olduğunu tahmin ettiğimiz süre içinde 1 numaralı yardım paketinden 27.692 adet, 2 numaralı yardım paketinden17.419 adet, iftar sofraları için de 262.552 kişilik sipariş alındığı belirtiliyordu.

İkinci veri setinde ise, “Halkın Bakkalı” dükkanlarında satılan toplam 294 adet ürün ve malzemenin hangi kooperatiflerden alındığı ve satış fiyatlarının ne olduğu gösteriyordu.

Biz şimdi bu verileri kullanarak elde ettiğimiz sonuçları özetlemeye çalışacağız:

1. “Halkın Bakkalı“nda hangi tür ve çeşitteki ürünler satılıyor?

Halkın Bakkalı” dükkanlarında tümü tarımsal kaynaklı 60 tür içinde toplam 294 çeşit ürün satılıyor.

Aşağıdaki tablonun incelenmesinden de anlaşılacağı üzere; en çok satılan 36 ürün çeşidi ile reçeller, 17 ürün çeşidi ile peynirler, 16 ürün çeşidi ile kuru meyve, çay, turşu ve zeytinyağı, 12 ürün çeşidi ile zeytin, 12 ürün çeşidi ile salça, 11 ürün çeşidi ile et ve et ürünleri, 10 ürün çeşidi ile kuru sebzelerdir.

Bu listenin de ortaya koyduğu gibi, toplam 23 kooperatiften satın alınan tarım ürünleri genellikle yaş, kuru ya da konserve edilmiş geleneksel tarım ürünleridir. İçlerinde baklagiller, et ve et ürünleri, peynir, salça, turşu ve reçel gibi alışageldiğimiz temel tarımsal ürünler olmakla birlikte; kadın çantası, testi, leblebi, lokum ve kabak tatlısı gibi alışık olmadığımız ürünler de bulunmaktadır.

Tabii ki, mal sevkiyatındaki sorunlar nedeniyle bütün bu tür ve çeşitlerin aynı anda raflarda yer almadığı da bilinmektedir.

Öte yandan, kooperatiflerden satın alınması nedeniyle ucuz ve sağlıklı olduğu varsayılan ürünlerin piyasada satılan benzeri ürünlerden daha sağlıklı (güvenilir) olduğunu belgeleyen herhangi bir sertifikaya; örneğin yüksek fiyatlarını hak eden bir coğrafi işarete sahip olup olmadıkları da bilinmemektedir.

2. “Halkın Bakkalı“nda satılan ürünler hangi kooperatiflerden satın alınıyor?

Halkın Bakkalı“nın sadece kooperatiflerden mal aldığını ve İzmir Büyükşehir Belediyesi Açık Veri Portali‘ndeki bilgilere göre bu kooperatiflerin sayısının 23 olduğunu, 11 çeşit et ve et ürününün ürün adının başındaki “HB” rumuzu nedeniyle İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne ait Aliağa, Bergama, Urla, Kiraz ya da Ödemiş mezbahalarından temin edilmiş olabileceğini söyleyebiliriz.

283 çeşit ürünün hangi kooperatiflerden temin edildiğini ve bu kooperatiflerin hangi illerde faaliyet gösterdiğini, satışı yapılan ürünlerin sayısı itibariyle hangi kooperatiflerin avantajlı olduğunu gösteren aşağıdaki tabloyu yorumlamaya kalktığımızda:

Halkın Bakkalı“nın mal aldığı 23 kooperatiften 11‘i İzmir dışındaki 10 ilde faaliyet gösteren kooperatifler olup; bu kooperatifler 294 üründen 144‘ünü; yani % 49‘unu temin etmektedir. Geriye kalan 12 kooperatif İzmir ilinde 8 ilçesinde faaliyet göstermekte ve “Halkın Bakkalı“nda satılan 294 çeşit malın % 51‘ini karşılamaktadır.

İzmir’den mal temin edilen 12 kooperatiften 3‘ü Seferihisar‘da, 2‘şer tanesi Ödemiş ve Bergama‘da faaliyet gösterip; Karabağlar, Kınık, Menemen ve Tire‘den birer kooperatif bu gruba katılmaktadır. Bu durumda İzmir’in kırsal bölgesi olarak tanımlanan Aliağa, Dikili, Karaburun, Kemalpaşa, Kiraz, Menderes, Selçuk, Urla ve Torbalı‘dan hiçbir kooperatifin “Halkın Bakkalı“na mal satmadığı anlaşılmaktadır.

Bu durumda ister istemez, bu projedeki asıl amaç İzmir’deki halkın ucuz ve sağlıklı gıda temin ederek refahını arttırmak olduğuna göre satın alınan malların % 49‘unun niye Kastamonu, Balıkesir, Aydın, Tunceli, Artvin, Trabzon, Denizli, Bursa ve Denizli gibi İzmir’e uzak ya da yakın illerdeki kooperatiflerden temin edildiği ve bu tür malların aynısını üreten İzmir; özellikle de listeye dahil edilmeyen İzmir ilçelerindeki kooperatiflerden temin edilmediği de sorulmaya değer diğer bir konudur.

3. “Halkın Bakkalı“nda satılan ürünlerin tür ve çeşitlerine göre fiyatları nelerdir?

Halkın Bakkalı” konusunda görüşüp fikrini sorduğum herkes satış fiyatlarının yüksek olduğunu, bu nedenle “Halkın Bakkalı“nın yoksul ve dar gelirlilerden çok yüksek gelirli gruplara hitap ettiğini, un gibi önemli bir gıda maddesinde bile sadece 1 kilogramlık Siyez ununun satılmasında olduğu gibi ürün çeşidinin çok az olduğunu, turşu, reçel gibi bazı ürünlerde fazla çeşit olmasına rağmen yoğurt, baklagiller, pirinç gibi temel gıda gruplarındaki çeşidin çok az olduğunu söylüyor.

Gelelim 23 kooperatiften satın alınıp raflara yerleştirilen 294 ürün çeşidini kapsayan 60 tür gıda malzemesinin değişik kooperatiflerle ambalaj türü, ağırlık ve kalitelerine göre değişen en az ve en çok fiyatlarına…. Bunun için aşağıdaki listeye bakmamız yeterli olacaktır.

Aynı ürünleri satan diğer marketlerdeki fiyatları dikkate alarak yapacağımız mukayeseyi ise şu şekilde örnekleyebiliriz:

1)Halkın Bakkalı“nda satılan Gödence Tarımsal Kalkınma Kooperatifi‘nin ürünü 1 kg siyah zeytinin fiyatı 39,28 kg/TL olduğu halde; Migros‘ta 4-17 Şubat 2021 tarihleri arasında satılmakta olan ve yine bir kooperatif ürünü olan Marmara Birlik‘e ait 1 kg Trilye zeytininin satış fiyatı 32,90 kg/TL‘dir.

2) Halkın Bakkalı“nda satılan Kozak Çamavlu Tarım Kredi Kooperatifi‘nin ürünü 1 kg Bergama tulum peynirinin fiyatı 60.- kg/TL olduğu halde; Migros‘ta 4-17 Şubat 2021 tarihleri arasında satılmakta olan İpek Çiftliği‘ne ait 1 kg Bergama tulum peynirinin satış fiyatı 54,90 kg/TL‘dır.

3)Halkın Bakkalı“nda satılan Gereli Tarımsal Kalkınma Kooperatifi‘nin ürünü 1kg klasik beyaz peynirin fiyatı 34.- kg/TL olduğu halde; 5 Şubat 2021 tarihinde Gürmar‘da satılmakta olan Gürsüt markalı 1 kg az tuzlu beyaz peynirin satış fiyatı 34.- kg/TL‘dir.

4)Halkın Bakkalı“nda satılan Kastamonu Köy Kalkınma ve Diğer Tarımsal Amaçlı Kooperatifi‘nin ürünü 1 kg Osmancık pirincinin fiyatı 12,50 kg/TL olduğu halde; Gürmar‘da satılmakta olan Doruk markalı 1 kg Osmancık pirincinin fiyatı 11,95 kg/TL‘dir.

5)Halkın Bakkalı“nda satılan Gödence Tarımsal Kalkınma Kooperatifi‘nin ürünü 2 lt. naturel sızma organik zeytinyağının fiyatı 71,50 TL olduğu halde; kendisi de bir kooperatif olan Tariş‘e ait 2 lt’lik naturel sızma organik zeytinyağının Migros‘taki satış fiyatının 69,95 TL‘dır.

Görüldüğü gibi satılan ürünlerin fiyatları, hem piyasadaki eşdeğer ürünlere ait markalardan hem de o ürünün benzerlerinden daha pahalı olmasını haklı çıkarabilecek sertifikalı üretim olma gibi bir avantaja sahip olması açısından; hatta, aynı kalitede ürün yetiştiren benzeri diğer kooperatiflerin fiyatlarına göre daha yüksektir. Üstüne üstlük “biricik olma“, “daha sağlıklı/güvenilir olma” gibi belgelere sahip olmadıkları halde…

İşte bütün bu nedenlerle,

13 Mart 2020 tarihinde başlatılıp bu tarihi izleyen süre içinde, İnternet gazetelerindeki “Halkın Bakkalı netten tüm ülkeye satış yapacak” ya da “Halkın Bakkalı yurtdışına taşınıyor” şeklindeki abartılı söylemlerle tanıtılan “Halkın Bakkalı” projesinin içinde bulunduğumuz 11. ayı içinde, yoksul ve dar gelirli halkın temel ihtiyaçlarını karşılamaktan çok yerel iktidara yakın şirketleşmiş ayrıcalıklı ve bir kısmı İzmir dışında olan kooperatiflerin, piyasadaki diğer ürünlere göre daha sağlıklı, güvenilir, kaliteli olduğu belgelenip kanıtlanamayan pahalı ürünlerinin satışlarını kolaylaştırmak, onlara kira vermek, vergi ödemek gibi zahmetlere girmeden piyasa içinde yol açmak amacıyla tasarlanan ve sonuçları itibariyle kentte yaşayan üst gelir gruplarının ihtiyaçlarını karşılamaya yönelen bir uygulama olduğu söylenebilir. Sağdan soldan elde ettiğimiz bilgi kırıntıları ile gözlemlerimiz ve çevremizde yaptığımız görüşmeler neticesinde bu projenin arka sıralarda yaşayan yoksul ve dar gelirli İzmirliler yerine ön sırada yaşayan kentin elitleri için geliştirildiğini söyleyebiliriz.

Nitekim bu proje uygulamasına ait (http://www.halkinbakkali.com) isimli web sayfasının bile açılan dükkanlardaki ürünlerden ve onların özelliklerinden çok, Covid 19 salgını ve ya da 30 Ekim 2020 tarihli Sisam Depremi nedeniyle afetzedelere dağıtılan çamaşır makinesi, elektrik süpürgesi, koltuk, kanepe, yatak, uyku tulumu resimlerinin kullanımı ile adeta belediyenin bir sosyal yardım mecrasına dönüştüğü, projenin amacı olduğu söylenen “halkın ucuz ve sağlıklı gıdaya ulaşması” hedefinden uzaklaşıldığı görülmektedir.

Şayet, “Halkın Bakkalı” ve uygulamaları konusunda İzmir Açık Veri Portali‘ne kooperatiflerden alınan ürünlerin kaça satın alındığı, her bir şube itibariyle hangi tür ve çeşit maldan kaç adet satıldığı, günlük, aylık ve yıllık ciro ile kar-zarar hesabının ne olduğu gibi veriler de eklenirse hem biz bu uygulamayı daha iyi tanıma imkanına kavuşuruz hem de İzmir Açık Veri Portali ile hayata geçirilmek istenen “katılımcılık“, “şeffaflık” ve “hesap verebilirlik” gibi ilkelerin” hayata geçmesi daha kolay olmuş olur…

Sonuç olarak;

Tarım sektöründeki üreticilerin kendi aralarında birleşerek oluşturdukları ve Kapitalizmin son aşamasında, bizim anladığımız anlamda toplumcu kooperatifçilik yapmaktan çıkarak hızla şirketleşen kooperatiflerin; özellikle de merkezi ve yerel iktidara yakın kooperatiflerin, kentteki dar gelirli ve yoksul kesimlerin aleyhine, üst gelir grupları için ürettiği sağlıklı ama pahalı ürünlerin satışı için, yine kente ait kamu kaynaklarının kullanılması suretiyle bir tür sübvansiyon yaratmak, tarımdaki sorunların özüne dokunulmadıkça uzun vadede hem o üreticileri hem de tarımı kurtarmak açısından yeterli olmayacak; “Halkın Bakkalı” girişimi de aynen “Halkın Marketi” ya da “Halkın Pazarı” projeleri gibi, kaza geçirip yol kenarına atılmış taşıt araçları olarak hepimize ibretlik dersler verecektir…

Ekler

Ek 1-Halkın Bakkalı“nda satılan ürünlerin çeşidine göre temin edildiği kooperatifler ve satış fiyatları

Ek 2- Halkın Bakkalı“na mal temin eden kooperatiflere göre satılan ürünlerin çeşit ve fiyatları

Ek 3-Halkın Bakkalı“nda satılan ürün cinslerine göre temin edildikleri kooperatifler ve satış fiyatları

Ek 4-Halkın Bakkalı“nda satılan ürün türlerine göre satışı yapılan ürün çeşitlerinin en az ve en fazla satış fiyatları

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s