Sahi, ne kutlandı?

Ali Rıza Avcan

Geçtiğimiz Cumartesi günü, İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin “Yerel üretim şöleni” adını verdiği kutlamalarla ilgili konvoya Gaziosmanpaşa Bulvarı’nın Gazi ve Şair Eşref bulvarlarıyla kesiştiği köşede rastladım. Cumhuriyet’in ilk yıllarındaki tören alaylarını hatırlatan bir anlayışla çiçek saksılarıyla süslenmiş kamyonetlerle üzerindeki tabelalarda İzmir Büyükşehir Belediyesi’nce alındığı söylenen çiğ süt tanklarını taşıyan kamyonlardan ve traktörlerden oluşan bu konvoy geldiği Şair Eşref Bulvarı’ndan dönerek Gaziosmanpaşa Bulvarı’nın Hilton Oteli’nin  bulunduğu bölümüne girdi ve muhtemelen oradan da Cumhuriyet Meydanı’nı izleyerek şölenin yapıldığı Gündoğdu Meydanı’na doğru ilerledi. Tabii geçtiği güzergahtaki tüm trafiği kilitleyerek…

29988_20171014162556_IMG_3864

Şimdi çıkıp, bu tür tarım ve hayvancılıkla ilgili üretim ya da üretici şenlikleri, şölenleri ve festivalleri genellikle doğanın uyandığı ilkbaharın gelişiyle birlikte ya da ürünün hasat edildiği zamanlarda kutlanır deyip, “Ekim ayında düzenlenen bu şölen durduk yerde niye düzenlendi?” diye sorabilirsiniz.

İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin İnternet sayfasından yaptığı basın açıklamasına baktığımızda, bu gerekçenin, “İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin tarım kesimine verdiği desteklerin başarılı sonuçları, köylü ile kentlilerin bir araya geldiği ‘Yerel Üretim Şöleni’ ile kutlandı.” şeklinde ifade edildiğini görüyoruz. Bu anlatımdan anladığımıza göre belediyenin bugüne kadar tarım kesimine verdiği desteklerin başarılı sonuçları, köylü ve kentlilerin bir araya geldiği bu şölende ortaya konularak kutlanmış.

Şölenle ilgili fotoğraflara baktığımızda ise belediye başkanı ile birlikte ilçe belediye başkanlarının, partililerin, belediye görevlilerinin ve çoğu Ödemiş, Tire ve Bayındır ile Bademler gibi eskinin köyü, şimdinin mahallesi olan yerleşimlerden gelen kooperatif yöneticileriyle köylülerden oluştuğu görülüyor. Bu haliyle şölene katılanların, İzmir gibi 4 milyonluk bir kentte köylü ile kentlinin bir araya gelişini simgelemekten uzak zayıf bir kalabalıktan ibaret olduğu, organize olmamış asıl İzmirliler’in ise her zaman olduğu gibi yanlarından gelip geçen bu kalabalığa oturdukları kafe ve restoranlardan kalkmadan el sallayıp tezahürat gösterdiği söylenebilir. 

29988_20171014162553_HKN_4475

Bu şölen sırasında kooperatif üyelerinin, köylülerin eline verilen pankart ve dövizlerin ise genellikle kooperatifler tarafından hazırlandığı anlaşılmakta, çoğu döviz ve pankartta kendilerine yardım ettiği için İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’na teşekkür edilmekte, ona olan minnetleri ifade edilmektedir:

29988_20171014162552_HKN_3360

Gördüğümüz afiş ve pankartlardaki sloganları şu şekilde özetleyebiliriz:

  • Aziz Kocaoğlu’nun büyük bir resmi ile birlikte “İzmir’de oldu, darısı ülkemizin başına“…
  • Arılar, kovanlar belediyeden, balınız bizden“…
  • Aziz Kocaoğlu’nun büyük bir resmi ile birlikte “Çiftçiye can verdin, canlar hep yanınızda“…
  • Türkiye’de üreticiyle sözleşmeli üretimi ilk başlatan belediye“…
  • Üretmek bizden, İzmirliye ulaştırmak Büyükşehir Belediyesi’nden“…
  • Halkını böyle seven liderimiz var, Türkiye’ye ışık tutuyoruz“…
  • Tek rakibimiz arılar“…
  • İzmir’de bize ‘süt kuzusu’ derler“…

Yine aynı basın açıklamasına göre, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu tarım kesimine verdikleri destekle 13 yılda çok önemli bir noktaya geldiklerini, üreticiye el verip birlikte çalıştıklarını ve sadece Türkiye’ye değil, dünyaya örnek olduklarını, tarımın, hayvancılığın ve köylünün yok sayıldığı bir ülkede köylüyü, çiftçiyi ve hayvancılığı yeniden filizlendirdiklerini, üretimini artırdıklarını ve köylünün lokmasını büyüttüklerini ifade etmiş.

Oysa aylardır yazıp çizdiğimiz birçok yazıda belirttiğimiz gibi;

* İzmir zaten Osmanlı döneminden bu yana tarım ve hayvancılık konusunda diğer bölge ve illere göre gelişmiş bir ildir ve sahip olduğu bu potansiyel ile tarımsal gelişmeyi destekleyecek güç ve yapıya sahiptir. Ancak son yıllarda diğer iller, özellikle de Antalya tarım ve hayvancılık endüstrisiyle ihracat konusunda İzmir’in önüne geçmiş durumdadır. Bu haliyle Antalya’ya “tarımın başkenti” denilmektedir.

* İzmir’deki tarım ve hayvancılığın gelişmesinde asıl belirleyici olan kurum, İzmir Büyükşehir Belediyesi değil; tarım ve hayvancılık konusunda görevli diğer kamu kurumlarıdır. İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin yaptığı ise, sadece ve sadece belirli ilçe ve mahallelerdeki bazı kooperatiflerle çiftçi ve üreticileri desteklemektir. O nedenle, diğer kamu kurumlarına, özellikle de Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı ile onun yerel örgütlerine bu konuda haksızlık yapmamak gerekir.

* İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin İzmir’deki tarım ve hayvancılık faaliyetlerini geliştirdiğini kanıtlamak amacıyla kullanılan istatistiki verilerle bunların yorumu, dünyadaki ve ülkemizdeki tarımla ilgili istatistik verilerin temel doğru ve eğilimlerini dikkate almayan bir cehalet ve gerçeği çarpıtan reklam zihniyetiyle doludur. 

* İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin asıl olarak 2012 yılından bu yana yürüttüğü tarım ve hayvancılık hizmetleri, bırakın başka şehir ve ülkelere örnek olmayı, kendi şehrinde bile bu hizmetlerin önümüzdeki yıllarda devam etmesini sağlayacak bir kurumsallığa, sürdürülebilirliğe sahip değildir ve bu nedenle “model” olarak kabu edilmesi mümkün değildir.

* İzmir Büyükşehir Belediyesi, 2012 yılından bu yana sadece İzmir’de “keşfedilmiş” bir “model“i değil; Dünya Bankası, Dünya Ticaret Örgütü, FAO gibi kapitalizmin uluslararası kuruluşlarının tüm geri kalmış ya da gelişmemiş ülkelere önerip zorla uygulattığı modeli, uluslararası kredi derecelendirme kuruluşlarından “aferin” alarak hayata geçirmektedir. O nedenle kendisi ya da kooperatifler üzerinden uyguladığı “sözleşmeli üretim“, çiftçinin ya da köylünün kurtuluşu değil; tam aksine köylünün yoksullaşıp proleterleşmesini ve giderek yok olmasını sağlayan bir yöntemdir. Bu nedenle de İzmir Büyükşehir Belediyesi, kapitalizmin tarımda uyguladığı yöntemleri sorup sorgulamadan uygulayan bir belediyedir.

* Gelişti, büyüdü diye öne çıkarılan kooperatifler ise belediye tarafından adeta hormonlandığı için olağan gelişimi dışında büyüyen ve gerek yapılanması gerekse uygulamalarıyla çok ortaklı şirketlere dönüşen, demokratik kooperatifçilikten, şeffaflıktan ve katılımdan uzak üretim birimleridir.

29988_20171014162552_HKN_3369

Ayrıca bir büyükşehir belediyesine ait tarım ve hayvancılık hizmetlerinin böylesine şaşaalı bir şekilde pazarlanması sırasında yapılan yanlışlıklardan biri de, Mustafa Kemal Atatürk‘ün 1 Mart 1922 tarihinde TBMM üçüncü toplantı yılı açılış konuşmasını yaparken sarf ettiği “Türkiye’nin gerçek sahibi ve efendisi , gerçek üretici olan köylüdür. O halde, herkesten çok refah, saadet ve servete layık olan köylüdür. Binaenaleyh, Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükümetinin iktisadi siyaseti, bu temel hedefi gerçekleştirmektir.” sözünün bundan 95 yıl önce son derece değişik sosyo-ekonomik koşullar altında söylendiğini, aradan geçen 95 yıllık sürede ülkemizdeki toplumsal düzenin çok değiştiğini, bugün ise şölen sırasında ifade edilen bu söylemin çok ötesinde, artık 1922’nin koşulları içinde bulunmadığımızı; aksine tarımın ve köylünün 1922’den çok farklı olarak kapitalizmin ve onun uluslararası aktörü olan IMF, Dünya Ticaret Örgütü, FAO gibi örgüt ve tekellerin egemenliği altında ezildiğini, ortada köylülüğün diğer toplum kesimlerinden daha üstte olacağı toplumsal bir düzenin bulunmadığını ve köylüsüyle, işçisiyle, emekçileri ve esnafıyla tüm halkın aynı sömürü ortamının öznesi olarak ezildiğini fark etmemiz gerekiyor.


Bu konu ile ilgili diğer yazılarımıza aşağıdaki linklere tıklayarak ulaşabilirsiniz:

https://kentstratejileri.com/2017/07/26/yanlislardan-yanlis-begen-yanlis-1/

https://kentstratejileri.com/2017/07/28/yanlislardan-yanlis-begen-yanlis-2/

https://kentstratejileri.com/2017/08/05/yanlislardan-yanlis-begen-yanlis-3/

 

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s