Gediz-Bakırçay Havzası Sürdürülebilir Kalkınma Stratejisi (2)

Ali Rıza Avcan

İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından, Aliağa, Bergama, Dikili, Foça, Kemalpaşa, Kınık ve Menemen ilçeleriyle Çiğli ilçesinin Gediz Deltası Sulak Alanı‘nı kapsayan bölümü için hazırlanan Gediz-Bakırçay Havzası Sürdürülebilir Kalkınma Stratejisi belgesinin incelenip değerlendirilmesine ayırdığımız bugünkü yazımızda hazırlanan belge ile ortaya çıkan hedeflerin paydaşları, mevcut durum analizi ve katılımdan kaynaklanan sorunları hakkındaki görüş ve düşüncelerimizi paylaşmaya çalışacağız.

I – Hedef projelerle o projeleri uygulayacak paydaşlar arasındaki ilişkiler görev, yetki ve sorumluluk bağlamında yeterince incelenip tartışılmamıştır.

Yeraltı sularında yapay besleme barajlarının yapılması” ya da “yeraltı sularının yenilenebilir enerji kaynakları ile bütünleştirilerek kullanılmasının sağlanması” gibi projelerde yerel yönetimlerle üniversitelerin ve özel sektörün proje paydaşı olarak gösterilmesine karşın yeraltı sularının bulunup kullanılması konusunda görevli, yetkili ve sorumlu olan Orman ve Su İşleri Bakanlığı’nın ve ona bağlı birimlerin ya da “Çamaltı Tuzlası sınırları içinde yer alan kültürel değere sahip mevcut yapıların koruma altına alınması, tuz müzesinin oluşturulması ve Sasalı-Tuzla arasında bisiklet yolu oluşturulması” projesinde Kültür ve Turizm Bakanlığı, İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü, Çamaltı Tuzlası İşletmesi, İzmir Büyükşehir Belediyesi ve Devlet Demiryolları İşletmesi’nin proje ortağı olarak sayılıp sulak alanlardan sorumlu Orman ve Su İşleri Bakanlığı’nın; ayrıca tuzlanın işletme hakkını 2010 yılında satın alarak işletmekte olan Binbir Gıda Tarım Ürünleri Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi’nin proje paydaşları arasında sayılmamış olması bu durumun en somut örnekleridir.

O nedenle, Gediz-Bakırçay Havzası Sürdürülebilir Kalkınma Stratejisi belgesinde hedef olarak gösterilen projelerin paydaşları belirlenirken, o paydaşlarla projeler arasındaki kurumsal ilişkilerin, o tarihte geçerli hukuki düzenlemelere göre görev, yetki ve sorumluluk analizlerinin yapılması; böylelikle hukuki anlamda görevli, yetkili ve sorumlu olan tüm kurumların dikkate alınması mümkün olur diye düşünüyorum.

 

Termik_Santral1483609702

II – Mevcut durum analizindeki yetersizlikler…

Gediz-Bakırçay Havzası Sürdürülebilir Kalkınma Stratejisi belgesinin hazırlanmasına esas olan mevcut durum analizi çalışmasında, ortaya konulan hedefler/projeler e esas olan bilgilerin ortaya konulmasını sağlayacak olan araştırmaların yapılmadığı görülmektedir.

Çalışmanın temel iddiası olan varlık-odaklı fikirlerden hareketle ulaşım, lojistik, sağlık, spor, eğitim gibi birçok alanda hedefler/projeler geliştirildiği halde bu hedef/projelerin altlığını ya da gerekçesini oluşturan toplumsal duyarlılık, gönüllülük ve sivil örgütlenme düzeyi, ticari yaşam ve örgütlenme düzeyi, bölge için yaşamsal önemde olan sanayi, yatırım ve altyapı hizmetleri, ulaşım ve lojistik, mevcut gelir yapısı ve dağılımı, göç ve işgücü, işsizlik, yoksulluk ve sosyal hizmetler, eğitim, kültür ve sanat, sağlık ve spor, iletişim ve bilişim, tüketici eğilimleri ve bölgede ağırlıklı olarak faaliyet gösterip varlık-odaklı kalkınma fikirleri üzerinde etkili olan sektör ve alt sektörlerle ilgili bilgi ve değerlendirmelerin bulunmayışı bu eksikliğin en belirgin örnekleridir.

Ele alınan bölgedeki mevcut durumun yeterince incelenip ortaya konulmadığı durumlarda hem önerilen hedeflerin/projelerin gerek ve geçerliliğinin hem de bu hedeflerin/projelerin mevcut durumu nasıl bir sonuca götürdüğünün ölçülmesi açısından mevcut durum bilgileri ile hedefler/projeler arasındaki doğrusal ilişkinin net bir şekilde ortaya konulması uygun ve doğru olacaktır.

III – Katılımdaki sorunlar…

Gediz-Bakırçay Havzası Sürdürülebilir Kalkınma Stratejisi’ hazırlık çalışmalarına, söz konusu belgede iddia edildiği gibi 572 kişi değil; bazı çalıştay ve panellere aynı kişilerin katılması nedeniyle toplam 431 katılımcının katkıda bulunduğu belirlenmiştir.

Strateji belgesinin hazırlığına katkıda bulunanlar arasında ilgi, bilgi ve deneyim açısından bir denge yaratılmamıştır.

Hazırlanan strateji belgesinin ‘iyi yönetişim’ anlayışı çerçevesinde kamu sektörü-özel sektör-sivil toplum kuruluşları işbirliği içinde hazırlandığı iddia edilmesine karşın, ‘özel sektör’ olarak tanımlanan kesimin belgenin hazırlanışında etkin bir şekilde yer almadığı; ayrıca ilçe düzeyinde yapılan halk çalıştaylarıyla uzman çalıştayına davet edilen katılımcıların bilgi, ilgi ve deneyimlerinin hem araştırma teknikleri hem de katılımların temsiliyeti açısından test edilmediği ve bunlar arasında bir dengenin gözetilmediği görülmüştür.

Gediz-Bakırçay Havzası Sürdürülebilir Kalkınma Stratejisi’ belgesinin hazırlık aşamasında gerçekleştirilen 7 ayrı ilçe halk ve 1 ufuk tarama çalıştayı ile uzman paneline ve 4 ayrı odak grup toplantısına davet edilen üniversite, kamu kesimi, STK temsilcileri ve özel sektör kuruluşlarının kendi aralarındaki dağılımları aşağıdaki tablolarda ayrıntılı olarak gösterilmiştir:

Halk Çalıştayları AnaliziUfuk Tarama ÇalıştayıOdak Grup Toplantısı AnaliziKatılımcıların Oransal Dağılımı

 

Yukarıdaki tablolardan da görüleceği gibi, strateji belgesinin hazırlık çalışmaları için yapılan tüm çalıştay, panel, ufuk tarama ve odak grup toplantılarında üniversiteler, kamu kesimi, STK’lar ve özel sektör arasında adil, dengeli ve anlamlı bir dağılımın sağlanması mümkün olmamış, her toplantıda kamu kesimi temsilcilerinin sayısal olarak ezici bir çoğunluğa sahip olduğu görülmüştür.

Oysa incelememize konu olan strateji belgesinin temel ilkelerinden biri olan ‘iyi yönetişim’ anlayışı, üniversiteler, kamu kesimi, STK’lar ve özel sektör olarak belirlenen dört temel toplumsal paydaşın planın yapılması sürecine adil, dengeli ve anlamlı bir şekilde katılmasını öngörmektedir. Mevcut durum ise, bunun tam aksine merkezi yönetimin taşra kuruluşları, kaymakamlıklar ve belediyeler düzeyinde gelen temsilciler eliyle bir ağırlık oluşturduğu ve böylelikle kamu ağırlıklı varlık-odaklı fikirlerin öne çıktığı anlaşılmaktadır.

Aliağa 10
Aliağa – Fotoğraf: Kudret Karakulak

Planın Hazırlık Sürecinde Düzenlenen Toplantılara Çağrılanların Tanımları Belli Değildir.

Gediz-Bakırçay Havzası Sürdürülebilir Kalkınma Stratejisi’ belgesinin hazırlık süresinde gerçekleştirilen her bir toplantıya davet edilen katılımcılarda aranan temel özelliklerin baştan belli olmayışı nedeniyle bazı katılımcıların toplantılara neden davet edildiği ya da bazı katılımcıların neden iki ya da üç toplantıya katıldığı kesin olarak belirlenememiştir. Bunun başlıca örnekleri şunlardır:

* İlçe çalıştaylarına katılan 69 davetlinin ‘Ufuk Tarama Çalıştayı’na katılırken geriye kalan 215 davetlinin bu çalıştaya katılmamış olması ve bunun nedeninin belli olmaması,

* Düzenlenen uzman paneline İzmir dışındaki üniversitelerden davet edilen altı akademisyenin daha önce bu bölgeyle ilgili çalışmalar yapmamış olmalarına karşın toplantılara katılmasının nedeniyle bu akademisyenlerin seçimi ile ilgili kriterlerin açıklanmaması.

* Bölgede faaliyette bulunan ve planın hedef olarak belirlediği varlık-odaklı fikirler kapsamında birçok toplumsal sorumluluk projesi gerçekleştiren ya da bunların finansmanı için katkıda bulunan PETKİM, TÜPRAŞ ve ENKA gibi büyük sanayi ve enerji kuruluşlarının bu toplantılara neden davet edilmediğinin bilinmemesi.

Devam Edecek…