Behçet Necatigil şiirleri

tumblr_ozmea96t6x1u5jw44o1_1280

BAŞKA TÜRLÜ
Başka türlü sokaklarda gezenler,
Başka türlü kitaplarda yazanlar.
Yer kalmadı bakmadığım:
Hayatta çeşitli sahne,
Sinemada pek çok filim,
Hepsini seyrettim,
Hiçbiri bana benzemiyor

Değirmen, 5 Şubat 1943

 

UYANMAK
Düşsem
Kan ter içinde
Düşsem uçurumlara
Hemen unutulsam
Uyandıklarında.
Kalkıp size gelsem
İçeri alsanız
Bakmadan yüzünüze
Gene aynı ocakta
Isınsam.
Sonra gene dışarda
O tepeye çıksam
Uyurgezer
Fırtına kar
Düşsem.

Yazko Edebiyat, 5 Ekim 1974

tumblr_oi49mg4y2N1rlhvpdo1_1280

İKİ ÇAPRAZ ÇİZGİ
Adam sen de
Tatlı cana eziyet Öyle, hem de yok yere.
Bu yaşıma gelinceye
Sanki az mı denedim
Bir şey gayet ufak
Kendi ölçünüzde
Sen gel de şu bahta bak
Ellerin gözünde
Bir matah olur, büyür
Yalnız siz isteyince.
Bari bir şeye yarasa
İnsan üzüldüğüyle kalıyor
Yırtın, çırpın boşuna
İş olacağına varıyor.

a0115940e937cf7083d6d28778a06f55

YOLLAR VE EVLER
Herkes kendi işinde,
Kadın yemek yaptı gündüz
Ocağının başında.
Erkek çalıştı durdu,
Akşam üstü yoruldu.
Eve ekmek götürdü.
Şehir kapılan kapandı
Yollar kaldı sur dışında.
Kim alır onları evine
Nereye gider onlar;
Gece ayazında
Üşümez mi yollar? ..
Işıklar yandı söndü
Yaşamak durdu evlerde.
Sokaklar tenha,
Sinema dönüşü
Bütün merakım bu evlerde.

ŞEHRE BAGLI
Vapurlara koşarım
Geç kalmışım
Trenleri sorarım
Kalkmışlar.
Akşam olunca
Bulutlara bakarım
Onlar da bensiz gider.

GEMİLER
Limandan kalkıp yer yer
Gemiler dolu gider
Bomboş gelir gemiler
Kalır bu yükler nerde?
Kayıp denizde olsa
Kıyıya atar dalga
Hangi kervan acaba
Onu sürükler nerde?

Aralık 1935 (Varlık, 74, 1 Ağustos 1936)

OSM_3826

GÜNDÖNÜMÜ
Dönem dönem
Aynı yere gelirem
Çapraşık sokaklar eğleniyor benimle.
Yerinde rahat uyu, gerisini görme
Diye birden çekilir
Bizden yana bir perde.
(Varlık, 856, Ocak 1979)

EŞYA
Koparırlar hayattan,
Çekerler hayata gene
Ellerinde oyuncağız,
Evire çevire.
Yaşayacak gibi sonsuz
Edini:heler – –
Bir dönem soğuruz
Azalırlar eskidiklerinden.
Önce umursanmazken
Başlanırsa toplanmaya eşya,
Umutlusunuz
Uzun yaşamalardan.
Çocuklara kalması
Çocuklar – –
Hızlı değişme
Alaylı bakışları.
Bir yaştan sonra
Eşyalara düşmeniz – –
Bu demek ki
Gönlünce yaşamadınız.
Alaylı bakışları.
Bir yaştan sonra
Eşyalara düşmeniz – –

 

SINIF DEĞİŞTİRMEK
Önemli mi geçmemiz
Kalalım.
Sınıfımızı seviyoruz,
Yeter ki çalışalım.
Üste – –
Burada duralım
Çıkan çıksın
Yeter ki

Behçet Necatigil - Tüm Şiirleri

İzmir şiirleri (1)

İTHAF

Aşkı şehirler yaratır, şehirler yaşatır
Ben gönlümce yaşadım, gönlümce sevdim
Bilirim saadetim, yalnızlığım bundandır
Seni bulduğum, kaybettiğim günden bilirim.

Aşklarının tarihi bir şehrin tarihidir diyorum
Gün gelir aşklarıyla anılır şehirler anılırsa
Niyetim sevdalı sözler etmek de olmasa
İzmir için ne yazarsam sana adıyorum!

NECATİ CUMALI

necati-cumalı1

GAZİLER CADDESİ

Basmane’de gaziler caddesi’ne
Küçük bir yağmur götürdüm
Siz böyle akşamüstü görmediniz

Gizlice bir şarap tuttum
Yine o şehir korkusu
Ola ki simsiyah sarhoşum
İçimde elektrik uğultusu
Bir kötümserlik sebepsiz

Şurda yeşil gözlü bir çocuk
Naylon geçirmiş şapkasına
Ferid’e benzettim azıcık
Kimbilir belki de başkasına
Yetişkin eli yüzü tertemiz

Basmane’de gaziler caddesi’ne
Kırık çocukluğumu götürdüm
Siz böyle bir akşamüstü görmediniz
Camların rengini beğenmedim
Bütün mor bıyıklar yabancı
Şekersiz çaylar içindeyim
Gece makaslarında bekçi
Sabaha karşı hırsız

Bu afiş sinema tuzağı
Düşme o kızın arkasına
Yemyeşil kolu bacağı
Cigara yapışmış dudağına
Dördünce gecedir uykusuz

Basmane’de gaziler caddesi’ne
Ürkek bir çarşamba götürdüm
Siz böyle bir akşamüstü görmediniz

ATİLLA İLHAN

Attila-İlhan-kolaj
İZMİR’İN AKŞAMLARI

Denizlerin rüzgârı denizlerin,
Gelir vurur kızların bacaklarına.
İzmir’in akşamları İzmir’in,
Herkes saadetini düşünür.

Öpülmez ki denizlerin rüzgârı,
Kolay kolay öpülmez ki.
Bir kaçar bir de durur
Kadınlar gibi.

Denizlerin rüzgârı denizlerin,
İnsan unutur yalnızlığını.
Gemiler yelken açar uzaklarda,
Kim sevmez bu saatlerde yolculuğu.

İzmir’in denizleri koskocaman
Çocuklar uzatır ayaklarını denize.
Midye keser ayaklarını kaçarlar
Sevine sevine.

İzmir’in akşamları İzmir’in,
Nasıl sevilmez böyle akşamlar.
Bir yanar bir söner Karşıyaka’nın ışıkları,
Gün olur insanı deli eder.

İzmir’in ışıkları İzmir’in,
Barların, vitrinlerin önünde
Gemiler gelir rüzgârla dolu,
Gemiler gider ışıklar içinde.

EDİP CANSEVER

 

maxresdefault
KARABİBER

İzmir´de bir ağaç gördüm
Adı karabiberdi karabiber
Yaprağının ucunu ısırdım
Tadı karabiberdi karabiber.

Bir yaşıma daha girdim
Biber dediğin tuzluğa yaraşır
Fidesi olur fidan olur
Bir çınar boyunda karabiber
İnsanın başı döner

Çiçek mi,meyva mı,tohum mu nedir
Nar tanesi gibi pırıl pırıl
Çingen pembesinden sıcak
Karabiber ağaçlar dolusu
Karabiber sebil
Karabiber salkım saçak

İzmir’de bir ağaç gördüm
Adı karabiberdi
Ya karabiber türküsü Allahım
Necati Cumalı söylerdi
Soba borusu gibi bir sesi vardı
Karabiberim, derdi karabiberim
Candarmalar geliyor kalk gidelim

İzmir´de bir ağaç gördüm
Adı karabiberdi
Benim,avuç içi kadar saksılarda
Asma kütükleri,yeşerten anam
Bu ağacı görse sevincinden ağlardı

İzmir´de bir ağaç gördüm
Adı karabiberdi
Dalını,meyvasını,gölgesini
Getirdi masamıza serdi
Yapraklarını görsen bayılırsın
Bir yazma oyası kadar ince
Söğüt dallarından narin
Saçlarının arasında dolaştığını duyarsın
İncecik biberli ellerin

BEDRİ RAHMİ EYÜBOĞLU

bedri_rahmi_se
ÖPÜLDÜNÜZ EFENDİM

Buzul günlerinin çözüldüğü mevsimdi
Şiirler gibi akıyordu ırmaklar
Çekildi iğreti yollar ayaklarımızın altından
Saat izmir sularıydı, öpüldünüz efendim

Herkes bir başınaydı, nedense biz ikimizdik
Sokaklar yalın ışıklarla yıkanıyordu
Özlemin kabarmış köpüğü yüreklerimizde
Saat izmir sularıydı, öpüldünüz efendim

Söcükler nereye kaçmışlardı öyle
Neden susmalarla doluydu o uzun yürüyüşümüz
Şehir mi ıssızdı, biz mi kimsesizdik
Saat izmir sularıydı, öpüldünüz efendim

Kanlı yaşantıları tanımıştık, sınanmıştı sevgimiz
Eksik değildi yine de içimizden bulutları
Kendi dallarımızı savurup kıran fırtınaların
Saat izmir sularıydı, öpüldünüz efendim

Kırgındı ömürlerimiz hiçbir şeyi değiştiremediğimizden
İçten içe yaşadığımız pişmanlıklarla
Kaç baharın gülü solmuştu yüreklerimizde
Saat izmir sularıydı, öpüldünüz efendim

HÜSEYİN YURTTAŞ

maxresdefault (1)

GÜL 1

İzmir’e götürüyorum bir gülü
Sarı bir gülü..

İLHAN BERK

maxresdefault (2)

İZMİR 1944

Tek başına gezersin

Mavi emprime entari

Yakışmış üzerinde

Kaşın gözün yerinde

Güzelliğine güzelsin

 

Dolup taşmakta Kültürpark

Giden gidene Fuara

Sen yalnız olduktan sonra

Biz ne güne duruyoruz?

BEHÇET NECATİGİL

maxresdefault (3)

ATLI ASES

Kilimlerle senin sofalarla var yürüyüşün

Geldik şimdi bu saçların ki çözdüm ve çözmedim

Kuşluk yürüyüşün senin gerinmelerle ikindi yürüyüşün

İnceciksin terliklerle uzunsun ya da gözlerle

 

Öyle yürüyüşün ki inmiş atlardan ya Erzurum’dan

Aşkın ardınca oldular ki anlayın işte artık

Her İzmir’de Kordon boyuyla senin şıkırtıların

Geldik şimdi bu ellerin ki tuttum ve tutmadım

Böyleyeyin yürüyüş kilerlerde sayılmış değil

Badem yürüyüşün kavunlarla Kırkağaç yürüyüşün

Çıplaksın yürüyüşünle kaşlarla esmersin ya da

Geldik şimdi bu ayakların ki öptüm ve öpmedim.

Taylar gibi yürüyüşün senin Konya düzü gibi

Geldik şimdi bu atlar ki yıkıldım bittim.

Ekmeklerle birikmiş değil bolluk böyleleyin

Rüzgarlarla senin buğdaylarla var yürüyüşün.

SALAH BİRSEL

1(518)