Ali Rıza Avcan
Seyahat etmek güzel şeydir… Hele ki bedava olanı, parası bir başkasının ya da bir resmi, özel ya da sivil kurumun, kuruluşun cebinden çıkanı, daha da bir güzeldir…
Bugünkü yazımız da, bu tür bedavaya gelen, parası başkasının cebinden çıkan yurtdışı yolculuklarla ilgili olacak… Bilgi, görgü edinmek, iş görüşmesi yapmak, bilimsel, teknik araştırma ve uygulamalar yapmak, toplantılara katılmak amacıyla yapılan seyahatler…
Bu tür yurtdışı seyahatleri ele alıp mercek altına koyacağımız kurum ise İzmir Büyükşehir Belediyesi olacak…
Çünkü 31 Mart 2019 tarihinden bu yana İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı olarak görev yapan Tunç Soyer, 2009-2019 döneminde yaptığı Seferihisar Belediye Başkanlığı sırasında oldukça fazla sayıda yurtdışı yolculuk yapan, Seferihisar‘da kalmayı pek sevmeyen bir belediye başkanı olarak tanınıyor, biliniyor…
Şimdi şu sıralarda da, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı olarak sürdürdüğü görevi nedeniyle aynı alışkanlığını devam ettirdiği, çoğu görevini bu merakı nedeniyle süresi içinde layıkıyla yapmadığı, temel belediye hizmeti olarak kabul edilen görevleri yapmadığı söyleniyor… İşte o nedenle, gerek kendisinin, gerekse çevresindeki belediye görevlilerinin 1 Nisan 2019-21 Kasım 2022 hizmet döneminde hangi nedenle yurtdışındaki hangi ülke ve şehirlere gittiklerini belirlemeye çalıştık ve o nedenle de, aynı dönemde yurtdışı seyahatlere onay veren toplam 4.924 adet belediye meclisi karar özetini tek tek inceleyerek bir veri seti oluşturmaya çalıştık.

Ama ondan önce, sizlere belediyelerdeki yurtdışı seyahatlerle ilgili olarak tanık olduğum iki örnek olayı anlatarak konuya giriş yapmak isterim.
İlk olay, 1991 yılında İstanbul‘daki Marmara ve Boğazları Belediyeleri Birliği‘nde eğitim danışmanı olarak çalıştığım dönemle ilgili. O dönem birliğe üye olan ya da olmayan belediye başkanlarını bir hafta süre ile Kuzey Kıbrıs‘ın Girne kentine götürmek için hazırlıklar yapıyoruz. Ben eğitime katılacak olanların sayısını, eğitimi yapacağımız Asil Nadir‘e ait yeni açılan Jasmine Court Hotel‘in eğitim salonundaki koltukların sayısına göre ayarlamaya çalışırken, birliğin müdürlük görevini yapan Devlet Konakçı‘nın, daha önceki eğitimlerden edindiği tecrübe çerçevesinde, gelenlerin büyük bir bir kısmının eğitimine katılmayıp başka işlerle uğraşacağını söylemesi üzerine kontenjanı arttırarak gerçek durumdan yavaş yavaş haberdar olmaya başlıyorum. Bunun üzerine Girne‘ye ülkemizdeki tüm büyükşehir, il, ilçe ve belde belediyelerinden gelen toplam 67 belediye başkanını götürüyoruz.
Uçakla yapılan yolculuk sırasında her bir belediye başkanının, cüzdanındaki deste deste dolarları bir diğerini göstermeye başladığında durumu daha net bir şekilde anlamaya başlıyorum. Nitekim eğitimdeki en kalabalık katılımı, Kuzey Kıbrıs Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş‘la Türkiye’nin Kıbrıs Büyükelçisi Cahit Bayar‘ın katıldığı açılış oturumunda sağlıyoruz ve ondan sonraki tüm oturumlarda katılım devamlı olarak düşüyor, salonlar sürekli olarak boşalıyor.
Çünkü çoğumuzun tanıdığı o anlı şanlı belediye başkanları cüzdanlarındaki dolarlarla Girne‘nin ünlü kumarhanelerinden, eğlence mekanlarından çıkmaz hale geliyorlar. Hatta Adana‘nın büyük bir ilçesinin belediye başkanlığını yapan tanınmış bir şahsı, sadece Kıbrıs‘a giderken ve Türkiye‘ye dönerken uçakta görüyorum. Söylenti, bu süre içinde Kuzey Kıbrıs‘taki ikinci karısını ziyaret ettiği şeklinde…
İşte o zaman anlamaya başlamıştım ki, eğitim amacıyla yapıldığı söylenen yurtiçi ve dışı seyahatlerin neden rağbet gördüğünü ve seyahat acentelerine dönüşen belediye birliklerinin bu konudaki misyonlarını…
Nitekim bu tür organizasyonları yapan kuruluşlar, götürdükleri belediye başkanları ile görevlilerinin zaaflarını dikkate alarak Paris‘e gidiliyorsa erotik kankan danslarının yapıldığı Moulin Rouge‘u, Amsterdam‘a ya da Hamburg‘a gidiliyorsa kırmızı fenerli sokakları, Los Angeles‘e gidiliyorsa kumarhaneleri, Moskova‘ya gidiliyorsa Kremlin Meydanı‘nı ve Nazım‘ın mezarını, Güneydoğu Asya ülkelerine, örneğin Tayvan’a ya da Kamboçya‘ya gidiliyorsa seks ticaretinin yapıldığı mekanları, saunaları ilave ederek gezdirdikleri konukların merak, heves ve ihtiyaçlarını gidermeye çalışırlar.
Size anlatacağım ikinci olay ise daha yakın tarihli… 2018 yılında kurucu başkanlığını yaptığım Yaya Derneği‘nin ilk genel kurulundayız. Genel kurul sonucunda oluşan yeni yönetim kuruluna giren ve İzmir Büyükşehir Belediyesi‘nin Ulaşım Planlama Dairesi‘ndeki görevi nedeniyle sık sık yurtdışı seyahatler yapan bir arkadaşımızın o seyahatlerin oluşturduğu alışkanlıkla sorduğu ilk sorusu şu olmuştu: “Yaya Derneği’nin yurtdışı seyahatleri hakkında da bir karar alalım mı?” Oysa o tarihlerde, Yaya Derneği‘nin bırakın yurtdışı seyahatleri finanse edecek bir bütçesi, bir sonraki dernek kirasını ödeyecek hali yoktu…

Gelelim İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer ile çevresindeki üst düzey belediye yönetici ve çalışanlarının, 1 Nisan 2019-22 Kasım 2022 dönemini kapsayan 1.331 günlük sürede yaptıkları yurtdışı seyahatlerin hacmine ve trafiğine…
Yasal düzenlemelere göre, bu tür yurtdışı seyahatleri, seyahat öncesinde ya da sonrasında belediye meclisinin gündemine getirilip onaylanmadığı takdirde yapılamıyor ve yolculuk masrafları ödenmiyor. O nedenle, belediye meclis kararlarının üst sıralarında bu onaya ilişkin kararları rahatlıkla görebiliyoruz. Yaptığımız ayrıntılı çalışmada toplam 4.924 adet belediye meclisi karar özetini ayrıntılı bir şekilde incelemekle birlikte; gözümüzden kaçan kararlar olabileceği kaygısıyla, verdiğimiz rakamların düşük bir olasılıkla maddi hata barındırabileceğini de baştan düşünüp ifade etmek isterim.
Ayrıca çoğu yurtdışı seyahatin masrafları, belediye bütçesinden karşılanmakla birlikte bazı seyahatlerle ilgili harcamaların, ihaleyi alan ya da alması muhtemel firmalarca karşılandığını görüyoruz. Bu çerçevede hiçbir firma, hayır amacıyla bir yurtdışı seyahatin maliyetini karşılamayıp bu maliyetleri yaptığı işin maliyetine dahil edeceği için bu tür seyahatlerle ilgili harcamaların da aslında, iş ya da fiyat artışı gibi yöntemlerle dolaylı bir şekilde belediye bütçesinden çıktığını da kabul etmemiz gerekiyor.
Yaptığımız ayrıntılı incelemeler sonucunda, 1 Nisan 2019-22 Kasım 2022 döneminde gerçekleştirilen yurtdışı seyahatlere katılan 273 kişinin, toplam 2.670 gün görevli olarak yurtdışında bulunduğunu belirledik.
Covit-19 Pandemisi ve Samos Depremi nedeniyle yurtdışı seyahatlerin hacmi ve trafiği azalıyor; ama, ya sonrası?
Bu seyahatlerin yıllara dağılımı ise şu şekildeydi:
📌 1 Nisan-31 Aralık 2019 döneminde 64 seyahate katılan 105 kişi,
📌 2020 yılında 24 seyahate katılan 45 kişi,
📌 2021 yılında 15 seyahate katılan 37 kişi,
📌 1 Ocak-22 Kasım 2022 döneminde 67 seyahate katılan 86 kişi,
Görüldüğü gibi hizmetin ilk yılında 64 seyahate ulaşan sayı Covit-19 Pandemisi ve 30 Ekim 2020 tarihli Samos Depremi‘nin İzmir‘de yarattığı yıkım nedeniyle 2020 yılında 24’e, 2021 yılında da 15’e düşüyor.
Ancak hastalıkların ve deprem felaketinin öneminin azalması ile birlikte yurtdışı seyahatlerin sayısı ve katılımcı sayısı yeniden 2019 düzeyini yakalıyor. Anlaşılan o ki, bu sayılar 2023 ve 2024 yıllarında daha da artacak gibi gözüküyor…
Bu verilerin hemen arkasından iki ayrı konuda bilgi edinemediğimi belirtmek isterim.
Birincisi, İzmir Büyükşehir Belediyesi‘ne bağlı dışında ESHOT ve İZULAŞ genel müdürlükleri ile belediye şirketi olarak tanımlanan sermayesinin % 50’sinden fazlası belediyeye ait olan İZFAŞ, İzmir Metro A.Ş., Grand Plaza A.Ş. gibi belediye şirketleriyle belediye hissesinin % 50’den az olduğu TARKEM, TETUSA A.Ş. gibi şirketler üzerinden yapılan yurtdışı seyahatlerin, bu alandaki verilerin şeffaf olmayışı; hatta ticari sır sayılması nedeniyle bu sayılara dahil edilemeyişidir.
İkincisi ise 7-17 Eylül 2019 tarihleri arasında itfaiye personelinin Rusya‘nın Saratov kentinde katıldığı uluslararası yarışmalarla 8-15 Mayıs 2022 tarihleri arasında İzmir Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatrosu sanatçılarıyla görevlilerinin Kıbrıs Turnesi ile ilgili meclis kararlarında bu seyahatlere kaç kişinin katıldığı belirtilmediği için, onları bu verilere dahil edemeyişimizle ilgilidir.
Gelelim hangi makamlardaki kişilerin hangi sürelerle yurtdışı seyahat yaptığına:
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer ile 70 belediye meclis üyesinin, genel sekreterin, 4 genel sekreter yardımcısının, 4 başkan danışmanının, 2 Cittaslow görevlisinin, “başkan asistanı” adı verilen bir görevlinin, Dış İlişkiler ve Turizm Dairesi Başkanı‘yla diğer belediye çalışanlarının bu süre içinde kaç kez seyahat yaptığını, bu seyahatlerde kaç günü yurtdışında geçirdiğini ve bunun toplam 2.670 günlük yurtdışı seyahat süresi içindeki oranını aşağıdaki tabloda görebilirsiniz.

Yukarıdaki tablonun incelenmesinden de anlaşılacağı üzere 01 Nisan 2019-22 Kasım 2022 dönemi içindeki toplam 1.331 günde;
✈️ Belediye Başkanı Tunç Soyer‘in toplam 144 günü; yani görev süresinin % 10,82’sini yurtdışında geçirdiği, İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne ait 2.670 günlük toplam yurtdışı seyahat süresinin ise % 5,44’üne sahip olduğu görülmektedir.
Bu arada, kendisinin AKP iktidarı tarafından yurtiçi seyahatleri bile titizlikle izlenen ve bu seyahatler sırasında ne yapıp eylediği sıkı bir şekilde takip edilip raporlanan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu‘na göre, takip edilmeyişi ve görüntülerinin kayıt altına alınmayışı ya da bu seyahatlerin basında İstanbul boyutunda dile getirilmeyişi nedeniyle şanslı olduğunu söyleyebilirim.
✈️Diğer 165 belediye meclis üyesine göre daha şanslı (!) oldukları anlaşılan 70 belediye meclisi üyesinin 2.670 günlük toplam yurtdışı seyahat süresinin % 16,70’i oranında yurtdışı seyahat yaptığı, Saadet Çağlın, Ayşegül Altuğ, Fırat Eroğlu, Murat Öncel, İzel Zenginobuz Derinsu, Burhan Suat Çağlayan, Çile Özkul, Onur Yiğit ve Hüsnü Boztepe gibi meclis üyelerinin birden fazla; hatta iki, üç kez yurtdışı seyahatler yaptığı, son zamanlarda bir görev nedeniyle yurtdışına çıkan belediye görevlilerine 3’er, 4’er kişilik gruplar halinde, gidiş amacıyla alakası olmaksızın belediye meclisi üyelerinin katılması suretiyle adeta dönem sonuna kadar tüm belediye meclisi üyelerinin en az bir kez yurtdışına çıkışını sağlayan bir programın uygulandığı anlaşılmaktadır.
İzmir Büyükşehir Belediye Meclisi üyelerinin yurtdışı seyahatlerini bu vesileyle ele alıp incelerken, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer‘in 2022 yılının Temmuz ayında Bosna Hersek‘in Saraybosna kentinde gerçekleşmiş Srebrenitsa Katliamı‘nı anmak amacıyla tüm belediye meclisi üyelerinin 3-4 gün süreyle Saraybosna‘ya gitmesi için verdiği teklifin, önce belediye meclisince kabul edilmesine karşın; kamuoyundan gelen sert tepkiler nedeniyle geri çekilerek onun yerine 3-4 kişilik küçük bir heyetin gönderilmesi ile yetinildiğini de hatırlamamız gerekiyor.
✈️Eski Genel Sekreter Buğra Gökçe‘nin, Belediye Başkanı Tunç Soyer‘in sık sık yurtdışına çıkması nedeniyle 4 günlük yurtdışı seyahat süresi dışında İzmir‘de kaldığı için kendisine “en az yurtdışı seyahati yapan belediye bürokratı” unvanının verilebileceği,
✈️2.670 günlük toplam yurtdışı seyahat süresi içinde % 0,90’lık seyahat oranı ile yer alan dört genel sekreter yardımcısından Eser Atak‘ın diğer iki genel sekreter yardımcısına göre daha fazla yurtdışına çıktığı,
✈️Yurtdışı seyahat yapma hakkını en fazla kullananların ise başkan danışmanları olduğu, bunların içinde zirveyi gören danışmanın ise belediyenin “dışişleri bakanı” olarak nitelenen Onur Kadir Eryüce olduğu, bu görevlinin tek başına 2.670 günlük toplam seyahat süresi içinde yaptığı 25 seyahatle 164 gün yurtdışında kalarak en fazla dış seyahat yapan belediye görevlileri listesinde, Belediye Başkanı Tunç Soyer‘i ikinci sırada bırakarak zirveye yerleştiği görülmektedir. Diğer başkan danışmanlarının ise Onur Kadir Eryüce kadar şanslı olmadığı anlaşılmaktadır.
Ancak yine de, dört başkan danışmanının toplam seyahat süresinin, belediye başkanının seyahat süresini geçmesi gerçeğini dikkate aldığımızda; bu 4 danışmanının onca belediye çalışanının yurtdışı seyahat yaptığı bir kurumda toplam yurtdışı seyahat süresinin % 9,44’ü oranında bir ağırlığa sahip olması, bu danışmanların sahip oldukları bilgi, birikim, deneyim, beceri ve yetenek itibariyle “danışılan kişi” olmaktan çok, kendisinden iş beklenen ve bu nedenle yurt dışında iş takibi yapan, belediye başkanı için oradaki ortamı hazırlayan elçilik ya da konsolosluk görevlileri gibi çalıştırıldığını göstermektedir.
✈️Diğer bir grup ise, benzeri büyükşehir belediyelerinde görmediğimiz ve çoğu kez İZELMAN şirketinin ücretli elemanı olarak istihdam edilip belediyedeki ilgili ya da ilgisiz birimlerde “koordinatör” gibi yasal dayanağı olmayan unvanlarla çalıştırılan “Cittaslow görevlileri” ile resmi kayıtlarda ESHOT Özel Kalem Müdürü olarak gözükmekle birlikte kendini “Başkan Asistanı” olarak tanıtan görevliden oluşmaktadır. Bu bağlamda, “Başkan Asistanı” adıyla belediye başkanına oldukça yakın bir konumda çalışan Kerem Ziya Yangöz, son yıllarda devamlı olarak Tunç Soyer‘le yaptığı 70 günlük yurtdışı seyahati sayesinde, 2.450 günlük toplam yurtdışı seyahat süresi içinde tek başına % 2,63 gibi bir ağırlığa sahiptir.
✈️Daire başkanları arasındaki dağılım ise Dış İlişkiler ve Turizm Daire Başkanı lehine dengesiz bir durum göstermektedir. Bu durum bir yandan, “belediyenin dış ilişkileriyle turizmden sorumlu daire başkanının sık sık yurtdışı seyahat yapması beklenen, doğal bir şeydir” düşüncesini desteklemekle birlikte; belediyelerin yurtdışı ilişkileri, sadece bu birim üzerinden değil bunun dışında kalan diğer hizmet birimlerini ilgilendiren konuları da kapsadığından, 2.670 günlük toplam yurtdışı seyahat süresi içinde bir daire başkanı yaptığı yurtdışı seyahatleriyle % 2,10 oranında bir ağırlığa sahipken, geriye kalan daire başkanının çok daha yurt dışına çıkmış olması da ortada adaletli bir dağılımın olmadığını göstermektedir.
Nitekim 2020-2022 döneminde, İzmir Akdeniz Akademisi Şube Müdürlüğü ile UNESCO Dünya Mirası Daimi ve Geçici Listelerindeki yerlerle ilgili birçok görev, asıl olarak konuyla yakından ilgili daire başkanlıklarına verilmesi gerektiği halde, Dış İlişkiler ve Turizm Dairesi Başkanlığı‘na verilmiş olması nedeniyle, bu daire başkanlığı ile diğer daire başkanlığı arasında görev, yetki ve sorumluluk, bütçe ve stratejik plan kaynakları açısından bir adaletsizliğin yaratıldığı da görülmektedir.
✈️Şube Müdürleri, koordinatörler, uzmanlar, mühendisler, mimarlar, teknisyenler ve, teknikerlerden oluşan 210 kişilik belediye yönetici ve çalışanları grubunda ise her yıl düzenli olarak yurtdışı seyahat yapan; hatta, bu konuda üst yönetimdeki görevlilerin seyahat sürelerini aşan çalışanlara rastlanmaktadır. Bu görevlilerin kimler oldukları ise yazımıza eklediğimiz Excel dosyaların incelenmesi suretiyle anlaşılabilir. Böylesi bir durumun nedeni ise yurtdışı ile bağlantılı metro, tramvay ve hafif raylı sistem gibi büyük projelerde görevli olanların gerek belediye bütçesinden, gerekse işi yapan müteahhit firmaların davetiyle düzenli olarak yurtdışına gitme avantajını kullanmaları olarak yorumlanabilir.

Sonuç olarak;
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer‘in yurtdışı seyahatleri konusunda kamuoyunda belirgin ve rahatsız edici bir durum olmakla birlikte; kendisine yardımcı olmak için sık sık yurtdışı seyahatlere çıkan başkan danışmanlarına, “başkan asistanı“na, Cittaslow görevlilerine ve Dış İlişkiler ve Turizm Dairesi Başkanı‘na ait seyahat sürelerini bu sürelere eklediğimizde, toplam 1.331 günlük hizmet süresi itibariyle ortaya çıkan ve bir yılı aşan toplam 548 günlük sürenin, 2.670 günlük toplam seyahat süresinin % 20,59’unu oluşturduğunu görürüz ve böylelikle Tunç Soyer‘in, İzmir Büyükşehir Belediyesi‘ndeki 1.331 günlük hizmet süresinde, her ne kadar Seferihisar Belediyesi‘ndeki seyahatlerine göre daha az seyahat etmekle birlikte, diğer büyükşehir belediye başkanlarına göre yurtdışı seyahat yapmayı daha fazla seven “gezgin” bir belediye başkanı olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz.
Ayrıca, yakın zamanda yayınlanan İzmir Büyükşehir Belediyesi 2021 Yılı Sayıştay Denetim Raporu‘nda toplam 13.638 olarak verilen toplam personel sayısını dikkate aldığımızda, yurtdışı seyahat yapamayan binlerce görevlinin, bu şanslı azınlık karşısına eşit fırsata sahip olamadıklarını, bu azınlığa sağlanan ayrıcalığın onlara verilmediğini ve somut bir ayrımcılık kurbanı olduklarını söyleyebiliriz. Hele ki belediyenin yurtdışı seyahatlere kimlerin katılabileceğini gösteren hizmetin gereğini dikkate alan, adil ve eşitlikçi bir hukuki düzenlemeye sahip olmadığını fark ettiğimizde…
Son olarak söylenebilecek tek söz ise, yurtdışı seyahatlere gönderilenlerin gönderildikleri yer, süre ve görevler itibariyle kendilerine verilen bu fırsattan yararlanıp yararlanmadığını ortaya koyan; kısacası, gidenin belediyenin bu seyahatten beklediği faydayı alıp almadığını gösterecek, yine önceden hazırlanmış verimliliği, eşitliği ve işin gereğini dikkate alan kriterlerle belirlenmiş bir ölçme-değerlendirme sistemine sahip olmayışı nedeniyle; “verimlilik“, “etkinlik” ve “tasarruflu davranma” gibi ilkeler dikkate alınmaksızın bugüne kadar yapılan ve bundan sonra yapılacak yurtdışı seyahatlerin İzmir Büyükşehir Belediyesi ile İzmir‘e ve biz İzmirlilere ne ölçüde fayda sağladığının dikkate alınmayışıdır. İzmir Büyükşehir Belediyesi yönetimince şimdiye kadar böylesi bir ihtiyaç hissedilmemiş olsa da, elimizde olup kullanabileceğimiz tek koz, kayırarak ya da kayırmadan yurtdışına seyahatlere katılan, başta belediye başkanı olmak üzere tüm belediye personelinin bu seyahatler sonucunda edindikleri bilgi ve tecrübeleri, bu bilgi ve tecrübelerin bizlere sundukları belediye hizmetlerine ne ölçüde yansıdığını ya da yansımadığını ortaya koyacak ve bir sonraki mahalli seçimlerdeki tercihlerimizi belirleyecek olan bu konulardaki “memnuniyetimiz” ya da “memnuniyetsizliğimizdir“… Yeter ki, bu memnuniyeti ya da memnuniyetsizliği seçim günü geldiğinde unutmayıp hatırlayalım…