Ali Rıza Avcan
İki ayrı bölümden oluşan yazı dizimizin ilk bölümünde, 1986 yılında çeşitli büyüklükteki 125 Ege Bölgesi belediyesinin İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin öncülüğünde bir araya gelişiyle kurulan Ege Belediyeler Birliği‘nin hem İzmir hem de Ege Bölgesi için önemini vurgulamaya çalışmıştık.
Yazımızın bugünkü son bölümünde ise, bir önceki yazımızın sonuç bölümünde belirttiğimiz 2007 yılı ile içinde bulunduğumuz 2019 yılı bilgilerini birbiriyle mukayese ederek birliğin İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu‘nun başkanlığı altında nereden geldiğini belirlemeye çalışacağız. Böylelikle, belki de “İzmir Modeli” adıyla çıkarılan dokuz ayrı kitapta sözü dahi edilmeyen bir başarısızlıktan söz ederek “İzmir Modeli” methiyesine katkıda bulunabiliriz.
Bir önceki yazımızda yer alan tablodan da göreceğimiz gibi, 2007 yılında 10.855.342 kişilik bir nüfusa sahip Ege Bölgesi’nin fiziki coğrafyası içinde toplam 711 belediye bulunuyordu.
Bu 711 belediye ise kendi içinde 3 büyükşehir (% 0,42), 11 büyükşehire ilçe (% 1,55), 11 il (% 1,55), 148 ilçe (% 20,82) ve 538 belde (% 75,66) belediyesi olarak dağılım gösteriyordu.
Yine aynı verilere göre, tüm Ege Bölgesi’nde yaşayan nüfusun % 40,57’si büyükşehir ve büyükşehir bağlı ilçe belediyeleri , % 18,01’i il, % 26,51’i ilçe ve % 14,91’i de belde belediyeleri sınırları içinde ikamet ediyordu.
1986 yılında kurulan Ege Belediyeler Birliği‘nin bölgedeki varlığı ise şu şekildeydi:
1. Ege Belediyeler Birliği, 1986-2007 döneminde öylesine büyüyüp “obez” bir hale gelmiştir ki; hem kuruluşunda yer alan, hem de daha sonra katılan belediyeler nedeniyle üye sayısı çok artmış ve bu artışın doğal bir sonucu olarak, birlikte olmanın cazibesine dayanamayan Ege Bölgesi dışındaki Bursa ve Antalya büyükşehir belediyeleri ile Marmara Bölgesi belediyeleri (Balıkesir/Bandırma, Balıkesir/Erdek, Çanakkale/Biga, Çanakkale/Çan) Ege Belediyeler Birliği‘ne üye olmuştur.
2. Ege Belediyeler Birliği 2007 yılı itibariyle 3’ü büyükşehir, 11’i büyükşehir ilçesi, 11’i il, 113’ü ilçe ve 189’u belde belediyesi olmak üzere toplam 327 üyeye sahiptir. Bu durum, birliğin görev alanı olan Ege Bölgesi düzleminde belediye sayısı itibariyle % 46, toplam nüfus itibariyle % 88 oranında örgütlenip yayıldığını göstermektedir.
2007 yılı itibariyle henüz birliğe katılmamış olan 384 belediyenin (35 ilçe, 349 belde) sahip olduğu % 12 oranındaki nüfus ise, örgütlenmenin büyük nüfusa sahip büyük belediyeler düzleminde tamamlandığını, geriye sadece 35 ilçe ile 349 belde belediyesinin kaldığını göstermektedir.
3. Ege Belediyeler Birliği‘ne üye olan belediyelerin hangi partilerin elinde olduğuna baktığımızda ise, ilk sırayı % 40 ile AKP’nin, % 36,84 ile CHP’nin aldığını, AKP’nin daha çok belde belediyeleri, CHP’nin de büyükşehir ilçe belediyeleri düzleminde ağırlığa sahip olduğunu görürüz.
Gelelim içinde bulunduğumuz 2019 yılına…
Tabii ki 2007-2019 döneminde yürürlüğe giren 6360 sayılı yasa uyarınca Aydın, Balıkesir, Denizli, Manisa ve Muğla belediyelerinin tüm bir ili kapsayarak büyükşehir belediyesine dönüşmesi nedeniyle kendiliğinden kapanan toplam 145 belde belediyesinin otomatik bir şekilde Ege Belediyeler Birliği üyeliğinden de düştüğünü, bu nedenle birliğe üye olan belediye sayısının 182’ye indiğini bilmemiz gerekiyor.
Ayrıca, Antalya ve Bursa büyükşehir belediyeleri ile gerçekte Marmara Bölgesi yerleşimi olduğu için Ege Belediyeler Birliği‘nden ayrılıp yeni kurulan Bursa Belediyeler Birliği‘ne katılan ya da beklediğini bulamadığı için kendi isteğiyle ayrılan toplam 61 belediyeyi de dikkate aldığımızda; bugün Ege Belediyeler Birliği‘ne üye olan belediye sayısının 121’e ulaşmış buluruz.
Birlikten ayrılan belediyeler konusunda yaşanan en ilginç olay ise, birliğin kurucusu durumunda olan 6 ilçe (Aydın/Kuyucak, Balıkesir/Havran, Balıkesir/Marmara, Denizli/Çameli, Denizli/Çardak, Uşak/Karahallı) ile 1 belde (Kütahya/Tunçbilek) belediyesinin de ayrılanlar arasında yer almasıdır.
Bugünkü durum itibariyle, birlik başkanlığı görevinin İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu tarafından yürütülen Ege Belediyeler Birliği‘nin toplam 121 üyesi bulunmaktadır.
Bu durum, 2019 yılı itibariyle Ege Bölgesi’nde bulunan 238 belediye (6 büyükşehir, 103 büyükşehir ilçe, 5 il, 50 ilçe, 74 belde) itibariyle % 51 (121 belediye) düzeyindeki bir örgütlenmeyi, 10.855.342 kişilik Ege Bölgesi nüfusu açısından da 8.523.015 kişi ile % 77,22 düzeyindeki bir nüfusu kucakladığı görülmektedir.
Aşağıdaki tabloda yazılı olan verilerin incelenmesinden de anlaşılacağı üzere, Ege Belediyeler Birliği 2019 yılı itibariyle, 2007 yılına göre küçülmüş ve eski etkisini kaybetmiştir.
Bu kanıyı destekleyecek diğer veriler ise, Ege Belediyeler Birliği‘ne ait İnternet sayfasında yer alan 2008, 2009, 2015 ve 2016 yıllarına ait faaliyet raporlarından gelmektedir. Söz konusu faaliyet raporlarına göre; birliğin,
① 2005 yılı gelir ve gider bütçesi 530.000.- TL, gerçekleşen geliri 324.910,55 TL, harcaması 330.641,11 TL,
②2006 yılı gelir ve gider bütçesi 750.000.-TL, gerçekleşen geliri 294.611,89 TL, harcaması 96.118,16 TL,
③2015 yılı gelir ve gider bütçesi 890.000.-TL, gerçekleşen geliri 731.215,58 TL, harcaması 186.469,92 TL,
④2016 yılı gelir ve gider bütçesi 1.000.-TL, gerçekleşen geliri 779.913,83 TL, harcaması ise 290.973,80 TL’dır.
Yapılan harcamaların büyük bir kısmının personel ödemesinden oluşan birliğin kirada oturduğu küçük bir ofisiyle biri 2005, diğeri 2016 model iki aracı vardır.
Ege Bölgesi belediyeleri arasındaki işbirliği ve dayanışmayı geliştirmek gibi büyük bir ideali gerçekleştirmek amacıyla yola çıkan birliğe bu kadar yetersiz mali kaynak, personel ve araç gereç tahsis edilirken, diğer yanda bir kısım İzmirli iş insanı, rantiye, sanayici, tüccar, siyasetçi, bürokrat ve beyaz yakalı özel sektör yöneticisi bir avuç insan tarafından kurulan TARKEM, TETUSA gibi özel şirketlere ortak olunup kamu kaynaklarından sermaye payı adı altında bir seferde 25, 30 milyon gibi büyük paraların tahsis edildiği bir ortamda, bu büyük düşünceye yaşama şansı verilmediği ve birliğin devamlı küçülerek önemsizleşmesi için özel bir çaba gösterildiği anlaşılmaktadır.
Ege Belediyeler Birliği‘ndeki bu gerileyiş ve küçülmenin diğer bir dolaylı sonucu da Cumhuriyet Halk Partisi’nin Ege Bölgesi’ndeki o eski gücünün artık mevcut olmayışı ile ortaya çıkmaktadır. Çünkü, Cumhuriyet Halk Partisi’nin Ege Bölgesi boyutundaki gerileyişinin daha başka birçok nedeni bulunmakla birlikte; Ege’nin İzmir’in öncülüğünde bütünleşip gelişmesi fikrinin artık pek dillendirilmiyor olması, bunun için seminerler dışında hiçbir şeyin yapılmıyor olması, İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne ait ekonomik ömrünü tamamlamış araçların bile Ege dışındaki diğer belediyelere hibe ediliyor olması, Ege Bölgesi’nin ekonomik yönden gelişmesi amacıyla kurulmuş olup bir zamanlar çok önemli projelerin altına imza atan İzmir merkezli EGEV – Ege Ekonomisini Geliştirme Vakfı‘nın bile adını taşıdığı Ege açısından eski önem ve etkisinin giderek yok olması nedeniyle, Cumhuriyet Halk Partisi’nin tüm bir Ege siyasetindeki ağırlığının azalmış olmasının, İzmir’in bu ihmalinden de kaynaklandığını söylenebilir.
Gelin bu durumu aşağıdaki diğer bir tablonun verileri üzerinden analiz edelim:
Bu tablo verilerinin bize gösterdiğine göre Ege Belediyeler Birliği‘ne üye belediyeler arasında Cumhuriyet Halk Partisi’nin 2014 tarihli son mahalli idareler genel seçimindeki varlığı, 2007 yılındaki % 36,84 düzeyinden 44,63 düzeyine yükselirken üye olmayan ya da üyelikten ayrılan Ege belediyeleri düzleminde % 9,40 düzeyine inmiştir. Birlik üyesi belediyeler arasındaki AKP’nin varlığı ise 2007 yılındaki 39,80 oranından 34,71 düzeyine düşmekle birlikte; son yılların icadı olan siyasi partiler arasındaki ittifaklar nedeniyle AKP-MHP düzeyinde % 55’e kadar yükselmiştir.
Bu oran, 31 Mart 2019 tarihinde yapılacak mahalli idareler genel seçimlerinde Cumhuriyet Halk Partisi ve İyi Parti lehine değişmediği sürece, Ege Belediyeler Birliği içindeki Cumhuriyet Halk Partisi’nin varlığı da iyice zayıflayacak, artık bundan böyle İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin elindeki ekonomik güç nedeniyle birlik başkanlığını üstlenmesi ve birlik kararlarının bundan böyle İzmir lehine verilmesi eskisine göre daha da zorlaşacaktır.
İşte bütün bu nedenlerle,
Ege Belediyeler Birliği‘nin, Ege bölgesi bütününde AKP ve MHP’nin etkisi eskisine göre daha da artmış ve birlik üyesi olan ya da olmayan belediyeler arasındaki bir arada olma arzusu kurulan kalkınma ajansları eliyle azaltılmış olmasına karşın; hem İzmir Büyükşehir Belediyesi, hem de merkezi İzmir’de bulunan EGEV – Ege Ekonomisini Güçlendirme Vakfı ile işbirliği içinde yeniden diriltilip eski güç ve canlılığına ulaşması; hatta, diğer belediye, bölge ya da ülkelere örnek olabilecek hale getirilmesi bence öncelikle yapılması gereken büyük işlerin, projelerin en başında gelmelidir…
Tabii ki, yerel ve bölgesel kalkınmayı söylemden eyleme geçirmek isteyen bir irade varsa…
Her zaman olduğu gibi ”tespitler ve teşhisler çok yerinde” hatta çözüme yönelik adres yorumları da mevcut ama konuyu ”bütünsel bakışla birliktelik olursa elbet her şeyi hallederiz” düşüncesine havale etmiş olmaktan gayrı ne var ortada? Oysa ‘kalıcı toplumsal çözümlere yönelik asıl ihtiyaç ”yol-yordam-yöntem ortaya koyarak somut bir yol planı” çizerek harekete geçmek değil midir? Bu boyut ise, hep eksik kalınca ”göçe çıkılsa bile eksiklerin yolda düzeltilemediği bir karmaşa ve belirsizlikler içinde kalınması” söz konusu değil midir? Taşı gediğine koyarak ”iş bilip kılıç kuşanarak” #EGEdeÇÖZÜM için #UyanİZMİR #TAG*Medya
BeğenBeğen
önemli bir değerlendirme. kıyı belediyeler birliği, sosyal demokrat belediyeler birliği vb örnekleri de ele alıp belediyeler birlikleri neler yaptı, yapıyor ve yapmasında yarar var dizisi yapmakta yarar var. yıllar önce güneydoğu anadolu belediyeler birliği ile yaptığım çalışmaları düşünüyorum ve pek çok insanın bu kanaldan çok çeşitli işler için yerel kaynaklar ve uluslararası kaynakları kullanarak yetiştiğini görüyorum. ege bölgesinde de bu tür insan kaynaklarını zenginleştirme, geliştirme, projeleri özümseme kanallarına ihtiyacımız var diye düşünüyorum.
BeğenBeğen