Ali Rıza Avcan
İnsanın, kentin cadde, sokak, meydan, park gibi kamusal mekânlarında yürüyüp dinlenmesinin, çalışıp üretmesinin, eğlenip siyasi ve toplumsal eylemlere katılmasının bir insan hakkı olarak nitelenmesi oldukça yeni bir olgudur.
Avrupa Parlamentosu’nun 1988 yılında kabul ettiği Yaya Hakları Bildirgesi; bu anlamda, insanın kentin kamusal mekânlarındaki temel haklarını belirleyerek insan odaklı bir kent için gerekli olanları ortaya koymuştur.
Böylelikle, yayaların kent içindeki konumu ve önemi, trafik mevzuatında “yaya” olarak tanımlanan pasif tanımından sıyrılarak haklarının farkında, bu hakların uygulanması için talepte bulunup mücadele eden daha aktif bir konuma ulaşmıştır.
Bundan böyle “yaya” olarak tanımlananlar; sadece sokaklardaki kaldırım ve geçitleri yürüyerek kullandığı söylenen trafiğin bir bileşeni değil; bunun yanında, sahip olduğu haklar çerçevesinde, kentin tüm kamusal mekânlarına sahip çıkıp oralarda yürüyen, koşan, oturan, çalışıp üreten ve toplumsal eylemlere katılan, o ortak alanların işgal, kiralama, tahsis ve yağma gibi yöntemlerle özelleştirilmesine karşı çıkan, bu amaçla örgütlenip hak temelli mücadeleyi başlatan kentliler olarak kabul edilmeye başlamıştır.
Ancak bu gelişmenin ülkemizdeki boyutu; özellikle de, ülkeyi ve kentleri yönetmek için genel ve yerel seçimlere katılan siyasi partiler ve onların adayları açısından böyle olmamış, siyasi partiler ve onları adayları ne hikmetse yayalara, araç sahiplerinden daha fazla önem ve öncelik vermiştir. Onlara göre yayalar, temel haklara sahip kentliler olmaktan çok kentlerde her geçen gün artan yoğun araç trafiği içinde dikkate alınıp korunması gereken bir trafik bileşenidir. O nedenle yayaya verilen şeyler, yoğun araç trafiğine verilen şeylere bağlı olmuş, bu ikisi arasında hep bir dengenin gözetilmesine dikkat edilmiştir.
Bu durumun en güzel örneği geçmişteki genel ve yerel seçimlere katılan siyasi partilerin eski seçim bildirgelerinde görülür.
İşte o nedenle biz de 30 Mart 2014 tarihi ile 24 Haziran 2018 tarihleri arasında yapılan 3 genel seçim ve 1 yerel seçimde siyasi partilerin kamuoyu ile paylaştıkları seçim bildirgelerinde “yaya” sözcüğünü arayarak bir tespit yapmaya çalıştık.
Yaptığımız çalışmanın sonuçlarını aşağıdaki çizelgede görebilirsiniz.
Sizlerle paylaştığımız bu çizelgeden de göreceğiniz gibi, 30.03.2014-24.06.2018 dönemindeki dört ayrı seçime katılan 5 siyasi partiden, düzenlediği seçim bildirgelerinde “yaya” sözcüğüne hiç yermeyen partiler Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) ve İyi Parti (İYİP), “yaya” sözcüğü yerine “kent hakkı” kavramını kullanan parti ise Halkların Demokratik Partisi (HDP)’dir.
Halkların Demokratik Partisi (HDP), 30 Mart 2014 tarihli yerel seçimler için hazırladığı 22 sayfalık seçim bildirisinde “yaya” ya da “yaya hakları” sözcüğünü kullanmayıp yedi kez “kent hakkı” sözcüğünü kullandığı halde; bu sözcüğü 7 Haziran 2015 tarihli genel seçimler için hazırladığı “Büyük İnsanlık, Biz’ler Meclise” isimli seçim bildirisinde hiç kullanmamış, 1 Kasım 2015 tarihli ve “Büyük İnsanlık, Büyük Barış” isimli seçim bildirisinde de sadece bir kez kullanmıştır. 24 Haziran 2018 tarihli seçim bildirisinde ise “kent hakkı” sözcüğüne hiç yer vermediği görülmektedir.
Tüm bu partilerin ele alıp incelediğimiz seçimlerde ve seçim bildirgelerinde kullanmadığı tek sözcük ise “yaya hakkı“dır.
“Yaya” sözcüğüne yer verenler ise, 30 Mart 2014 tarihli yerel seçim beyannamesi ile 24 Haziran 2018 tarihli genel seçim beyannamesi olmak üzere iki kez kullanan Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) ile 7 Haziran 2015, 1 Kasım 2015 ve 24 Haziran 2018 tarihli genel seçim bildirgelerinde 2, 2 ve 1 kez kullanan Cumhuriyet Halk Partisi (CHP)’dir.
Yaya Hakları ve AKP
Adalet ve Kalkınma Partisi’nin (AKP), 30 Mart 2014 tarihli yerel seçimler için hazırladığı “Büyük Medeniyet Yolunda İnsan, Demokrasi, Şehir” başlıklı ve 103 sayfalık seçim beyannamesinde yaya, yaya geçidi ve yaya yolu sözcüklerinin yer aldığı bölümler şu şekildedir:
1) “Birçok şehrimizde meydanları araç trafiğine kapatarak yayalara tahsis ettik” (sayfa 34)
2) “Büyük şehirlerimizde ana ulaşım yol ağındaki kavşaklarda görme ve bedensel engelliler için yaya geçitlerini düzenledik, yüzlerce sinyalize kavşak yaptık.” (sayfa 54)
3) “Aynı şekilde engelliler, yaşlılar, çocuklar, hamileler gibi gruplar dahil herkesin rahat ve yardımcıs olarak kullanabilmesi gereken park, bahçe, meydan, yaya yolu ve kaldırımı gibi kentsel donatı alanları ile altyapının kullanıma uygun hale getirilmesine yönelik projeler geliştirilecek, katkı sağlanacaktır.” (sayfa 55)
4) “Kent içi ulaşımda yaya ve bisiklet kullanımı gibi alternatiflere katkı sağlanacaktır.” (sayfa 62)
5) “Merkezi hükümet olarak, kent içi yaya ve araç trafiğini şehirlerarası trafikten ayırmak amacı ile 60 il merkezinde, 487 adet ilçe ve 223 adet belde yerleşiminde 3951 km uzunluğunda kent geçişi yaptık.” (sayfa 87)
6) “Kent içi yollarda, şehirlerarası transit trafiğin kesintisiz akımını sağlayan 342 adet köprülü kavşak, 1773 adet kontrollü ve sinyalize kavşak, 1064 adet kontrollü hemzemin geçit ve 1015 adet yaya alt ve üst geçidi inşa ettik.” (sayfa 87)
7) “Belediyelerimiz de bölünmüş yollar, üst ve alt geçitler, köprülü kavşaklar, yaya alt ve üst geçitleri ve tüneller gibi pek çok yatırıma imza atmışlardır.” (sayfa 89)
7 Haziran 2015 ve 1 Kasım 2015 tarihli genel seçimlere ait bildirgelerde yayalardan söz etmeyen Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) 24 Haziran 2018 tarihli son genel seçimde ise “Güçlü Meclis, Güçlü Hükümet, Güçlü Türkiye” isimli 360 sayfalık seçim bildirgesinin 266. sayfasında “tarihi şehir merkezlerinde yaya dolaşımını mümkün kılacak ve bu alanları araç trafiğinden arındıracak yaklaşımları destekleyeceğiz” ifadesine yer vermiştir.
Yaya Hakları ve CHP
“Yaya” sözcüğüne düzenlediği hiçbir yerel seçim bildirgesinde yer vermeyen Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP) ise;
1) 7 Haziran 2015 tarihli genel seçimler için hazırladığı 158 sayfalık bildirgenin 114. sayfasında “kent içi trafikte yaya ve bisiklet öncelikli düzenlemeler yapılacaktır” ve “sokaklar ve meydanlar insan dolu ve yaya dostu olmalıdır” ifadelerine,
2) 1 Kasım 2015 tarihli genel seçimler için hazırladığı 229 sayfalık “Önce Türkiye” isimli bildirgenin 170 ve 171. sayfalarında, 7 Haziran 2015 tarihli genel seçimler için hazırlanan bildirgenin 114. sayfasında yazılı ifadelerde herhangi bir değişiklik yapılmadan aynen yer verildiği,
3) 24 Haziran 2018 tarihli son genel seçimler nedeniyle hazırlanan 240 sayfalık bildirgenin 213. sayfasında, “kent merkezleri ve bölgesel merkezlerde yayalaştırma uygulamalarını yaygınlaştıracağız” ifadesine yer verdiği görülmüştür.
Genel Olarak
Ele alıp incelediğimiz seçim bildirgelerinde de gördüğümüz gibi, AKP ve CHP gibi siyasi partilerin hazırladığı metinlerde bazen yer alan bazen de almayan “yaya” sözcüğü ile ifade edilen ya da anlatılmak istenen şey, yaya haklarından çok 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu ile Karayolları Trafik Yönetmeliği’nde tanımı yapılan “araçlarda bulunmayan, karayolunda hareketsiz veya hareket halinde bulunan insan“dan başka bir şey değildir.
Araçlarda bulunmayıp karayolunda hareket halinde olan ya da olmayan insan… Bu nedenle herhangi bir hakka sahip olmayan insan… Araç trafiğinin ikincil bir unsuru, bir bileşeni olarak kabul edilen insan…
Sanki, tarihteki ilk kentlerin sahibi yayalar değilmiş ve taşıt araçları onların yerini almamış, kentleri işgal edip onları ikinci plana atmamış gibi…
Seçim bildirgeleri ise siyasi partilerin ve adayların bu şekilde tanımladıkları insanlar adına yapacakları şeylerden, vaatlerden söz ediyor…
Yaya kaldırımları, geçitler ve yaya alanları…
“Yaya odaklı şehir” yerine, yayayı seven “yaya dostu kentler” önerileri gibi…
Bütün bu yazılıp çizilenler, siyasi partilerin aynen üniversitelerdeki akademisyenler ya da medyadaki gazeteciler, televizyoncular gibi 1988 tarihli Avrupa Yaya Hakları Bildirgesi‘nden; yayaların, kentlerdeki kamusal mekanların asıl sahibi olduğundan ve bu nedenle birtakım temel haklara sahip olduklarından haberdar olmadıklarını, bütün bu anlatımları insan hakkı penceresinden görmediğini ortaya koyuyor…

İşte bu nedenle, ülkemizdeki tüm siyasi partilerle onların belediye meclis üyesi ve başkan aday adaylarına ya da adaylarına bir kez daha bu işin bir yaya hakkı sorunu olduğunu, konuyu bir de bu pencereden görmek zorunda olduklarını anlatmamız gerekiyor…
Ardından da, 2019 yılının Mart ayında yapılacak yerel seçimler nedeniyle hazırlayacakları seçim bildirgelerinde, 1988 tarihli Avrupa Yaya Hakları Bildirgesi‘nde yer alan yaya haklarının kabul görüp uygulanmasına ilişkin vaat ve projelere yer verip, seçilip göreve geldikleri takdirde bu vaatlerini yerine getirmeleri konusunda bizlere taahhütte bulunmalarını talep etmemiz; bunun için de, başta Yaya Derneği olmak üzere yaya haklarını savunan tüm örgüt, kesim ve bireylerin canla başla çalışması gerekmektedir.