Ali Rıza Avcan
Dizi yazımızın ilk bölümünde belirttiğimiz gibi, Ulaştırma, Haberleşme ve Denizcilik Bakanlığı’na bağlı Karayolları Genel Müdürlüğü (TCK) tarafından İzmir Körfezi’ne yapılacak asma köprüyü, yapay adayı, batırma tüp tüneli ve bağlantı yollarını kapsayan ‘İzmir Körfez Geçişi Projesi‘nin son şeklini almış nihai ÇED Raporu ile ilgili itirazlarımızı, yasaların bizlere tanıdığı 10 günlük süre içinde bakanlığa iletip sonuçlarını beklediğimiz süreçte; daha doğrusu dilekçelerimizi gönderdiğimizden tarihten tam bir gün sonra Çevre ve Şehircilik Bakanlığı İzmir Valiliği Çevre ve Şehircilik Müdürlüğü’ne ait web sayfasının “Duyurular” bölümünde 4 Nisan 2017 tarihi taşıyan aşağıdaki onay metni ile karşı karşıya kaldık:
“İzmir ili Balçova, Çiğli, Narlıdere, Karşıyaka ilçesi Üçkuyular Mahallesi, Çiğli 2. Ana Jet Üssü, Sahilevler Mahallesi ve Mavişehir Mahallesi mevkiindeki T.C. Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı Karayolları Genel Müdürlüğü tarafından yapılması planlanan İzmir Körfez Geçişi (Otoyol ve Raylı Sistem Dahil) projesi ile ilgili olarak Bakanlığımıza sunulan ÇED Raporu İnceleme Değerlendirme Komisyonu tarafından incelenmiş ve değerlendirilmiştir. Proje ile ilgili olarak ÇED Yönetmeliğinin 14. maddesi gereğince Bakanlığımızca “Çevresel Etki Değerlendirmesi Olumlu” kararı verilmiş olup; İzmir Valiliği (Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü) tarafından kararın halka duyurulması gerekmektedir. Ayrıca, söz konusu projeye ait Nihai ÇED Raporu ve eklerinde belirtilen hususlar ile 2872 sayılı Çevre Kanununa istinaden yürürlüğe giren yönetmeliklerin ilgili hükümlerine uyulması, mer’i mevzuat uyarınca ilgili kurum/kuruluşlardan gerekli izinlerin alınması ve ÇED Yönetmeliği gereğince yatırımın başlangıç, inşaat dönemine ilişkin izleme raporlarının Bakanlığımıza, projede yapılacak Yönetmeliğe tabi değişikliklerin de İzmir Valiliklerine (Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü) iletilmesi gerekmektedir. İlgililere ve kamuoyuna duyurulur.”
Bu binlerce flamingo proje sonrasında ne yapacaklar?
Daha ilk günden hukuksuz uygulamalar
Bu karar, yasal olarak bizlere tanınan On (10) günlük sürenin sonunda ilettiğimiz itirazların ve taleplerin dikkate alınmadığını; hatta bu talepler henüz ellerine geçmeden adeta yangından mal kaçırırcasına bir karar alındığını gösteriyordu.
Oysa bu kararda sözü geçen Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) Yönetmeliği’nin 14. maddesinin 1. fıkrasında “Komisyon tarafından incelenerek son şekli verilen ÇED Raporu, halkın görüş ve önerilerini almak üzere, Bakanlık ve/veya Valilik tarafından askıda ilan ve internet aracılığı ile on (10) takvim günü görüşe açılır. Bakanlıkça proje ile ilgili karar alma sürecinde bu görüşler de değerlendirilir. Bakanlık halktan gelen görüşler doğrultusunda, rapor içeriğinde gerekli eksikliklerin tamamlanmasını, ek çalışmalar yapılmasını ya da Komisyonun yeniden toplanmasını isteyebilir.” deniyor; ayrıca aynı maddenin 3. fıkrasında “Bakanlık, Komisyon çalışmalarını ve halkın görüşlerini dikkate alarak proje için “ÇED Olumlu” ya da “ÇED Olumsuz” kararını on (10) iş günü içinde verir ve bu kararı Komisyon üyelerine bildirir. Proje için verilen “ÇED Olumlu” ya da “ÇED Olumsuz” kararı Bakanlık ve Valilik tarafından askıda ilan ve internet aracılığı ile halka duyurulur.” denilerek bütün bu işlerin nasıl gerçekleştirileceğini açık bir şekilde ortaya koyuyordu.
Hazırlanan ÇED raporu ile ilgili halkın görüş ve önerilerinin alınacağı süreç, söz konusu duyurunun 22 Mart 2017 tarihinde yapılması nedeniyle 23 Mart-01 Nisan 2017 tarihlerini kapsamakla birlikte; bu süre son günün 1 Nisan 2017, Cumartesi gününe rastlaması ve o günün de resmi tatil günü olması nedeniyle sürenin o resmi tatil gününü izleyen ilk çalışma gününe, yani 03 Nisan 2017, Pazartesi gününe uzatılması gerekmekte ve söz konusu proje ile ilgili görüşlerin 03 Nisan 2017 Pazartesi günü mesai saatinin bitimine (17.30) kadar alınması gerekmekteydi.

Çünkü 13 Nisan 2005 tarih, 25785 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan “Kamu Görevlileri Etik Davranış İlkeleri İle Başvuru Usul ve Esasları Hakkındaki Yönetmelik”in “Başvuru ve Res’en İnceleme Usul ve Esasları” başlığını taşıyan IV. bölümündeki 35. maddenin (e) fıkrası hükmünün son cümlesinde; başvurularda “Sürenin son gününün resmi tatil gününe rastlaması durumunda, tatili izleyen çalışma günü sürenin son günü olarak kabul edilir.” hükmüne yer verildiği için, son başvuru tarihi olan 03 Nisan 2017 Pazartesi günü mesai saati bitimi olan 17.30’a kadar yapılmış başvurular hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmeden işlem yapılmış olması, 25/5/2004 tarihli ve 5176 sayılı Kamu Görevlileri Etik Kurulu Kurulması ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun‘un 4. maddesi ile bu kanuna göre çıkarılmış yönetmeliğe aykırıdır.
Tabii ki bu durum, ‘İzmir Körfez Geçişi Projesi‘nin iptali amacıyla açılacak davalarda ayrı bir iptal gerekçesi olarak ele alınıp değerlendirilecek; ayrıca bu işlemi gerçekleştiren kamu görevlileri hakkında 5176 sayılı Yasa ile bu yasaya göre düzenlenen yönetmelik hükümlerine göre işlem yapılması talep edilecektir.
Devam Edecek…