İzmir Ulaşımında Yenilikçi Çözümler – 4

İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından yapılacak ‘Ulaşımda Yenilikçi Çözümler‘ temalı uzman çalıştayı önümüzdeki hafta, 10 Kasım 2016 Perşembe günü 15.00-17.30 saatleri arasında yapılıyor.

Biz bugün yine bu çalıştay öncesindeki hazırlık anlamındaki değerlendirmelerimize, bu çalıştayda ifade edeceğimiz görüş, düşünce, öneri ve eleştirileri somutlaştırmaya devam edeceğiz.

Hepimizin sıklıkla kullandığı Vikipedi inovasyon (yenilikçilik) kavramını, “yeni veya önemli ölçüde değiştirilmiş ürün (mal ya da hizmet) veya sürecin; yeni bir pazarlama yönteminin; ya da iş uygulamalarında, iş yeri organizasyonunda veya dış ilişkilerde yeni bir organizasyonel yöntemin uygulanmasıdır” olarak tanımlıyor.

streetcarlateearly

Konumuz kent için ulaşım olduğuna göre bu alandaki inovasyonu (yenilikçiliği) ise yeni veya önemli ölçüde değiştirilmiş kent içi ulaşım aracı ve hizmetlerinin ya da bununla ilgili süreçlerin, belediyeler tarafından üretilen ulaşım hizmetleri eliyle hemşehrilere sunulması olarak kabul edebiliriz.

Bu tanımı biraz daha açtığımızda ise İzmir kent içi ulaşım hizmeti olarak karşımıza çıkan

  • Bu hizmeti üreten mevcut örgütsel yapının,
  • Ulaşım hizmeti üretilirken bu yapı içinde gelişen kurumsal ilişki ve süreçlerin,
  • Üretilen kent içi  ulaşım hizmetinin sunumunda ortaya çıkan uygulama süreçlerinin ve
  • Kent içi ulaşımda kullanılan araçların,

İnovasyonun (yenilikçiliğin) konusunu oluşturduğunu söyleyebiliriz. 

Yine Vikipedi’nin inovasyonu açıklayan maddesine dönersek şayet, orada inovasyon (yenilikçilik) döngüsü olarak tanımlanan sürecin, “yeni fikirleri (ürün, metot veya hizmet gibi) değer yaratan çıktılara dönüştürme sürecidir. Bu süreç iki temel basamaktan oluşur. İnovasyon sürecini başlatması bakımından önem arz eden ilk basamak, yeni ve yaratıcı fikirlerin ortaya çıkmasıdır. Emek ve yatırım gerektiren ikinci basamak ise ortaya çıkartılan yeni ve yaratıcı fikirlerin ticarileştirilmesi, başka bir deyişle katma değer yaratan ürün, metot veya hizmetlere dönüştürülmesidir.” şeklinde tanımlandığını görürüz.

Yine bu tanımı esas aldığımızda, inovasyon (yenilikçilik) olarak tanımlanan bir fikrin yeni ve yaratıcı fikir olarak ortaya çıkmasının tek başına yeterli olmadığını; bu yeni ve yaratıcı fikir uygulandığında katma değer yaratacak bir ürüne, bir yönteme ya da hizmete dönüşüp dönüşmediğine bakmamız gerekir.

Şayet bir yeni ve yaratıcı fikrin katma değer yaratması mümkün değilse; o fikir ‘uygulanabilir‘ ve ‘sürdürülülebilir‘ yeni ve yaratıcı bir fikir olmaktan çok; iktisadi değeri olmayan güzel bir hayal, bir düş olarak kalacaktır.

Ancak inovasyonla (yenilikçilik) ilgili tüm bilimsel kaynaklarda yeni ve yaratıcı fikirlerin düşüncenin özgür bir şekilde ifade edildiği demokratik, katılımcı ve çoğulcu bir yönetişim ortamında; yani, tüm tasarlama ve uygulama aşamalarında şeffaflık, açıklık, katılımcılık ve hesap verebilirlik temel ilkelerin önemli olduğuna vurgu yapılıp, bunların yeşerip gerçekleşmediği bir ortamında inovatif (yenilikçi) fikirlerin gelişemeyeceği, uygulamaların yapılamayacağı anlatılmaktadır. Kısacası inovatif (yenilikçi) bir politika ve uygulama, ona uygun bir ortam ve sistem olmadığı sürece yaşama geçemeyecek, geçse bile sürdürülemeyecektir.

İnovasyonla (yenilikçilikle) ilgili bu temel bilgileri ortaya koyduktan sonra bu kavramın belediyelerde, özellikle de belediyeler tarafından üretilen kent içi ulaşım hizmetlerindeki uygulamalarına baktığımızda karşımıza şöyle bir tablo çıkmaktadır:

metrobus-kazasi-saldirganina-tutuklama-talebi_7ed1010

Çoğu belediye yönetimi, kent içi ulaşım hizmetlerinde inovasyonu (yenilikçiliği) başka bir yerde, başka bir kentte uygulanmamış yeni ve pahalı bir teknolojinin ya da bir araç türünün ilk kez kendisi tarafından uygulanması olarak kabul etmekte, pahalı teknolojiye bağımlılığının daha da arttığı bu süreçte asıl hizmeti üreten örgütleri, yönetici ve çalışanları ve onların çalışma yöntemlerini inovatif (yenilikçi) bir anlayışla gözden geçirmeyi genellikle ihmal etmekte, gözden kaçırmaktadır.

Aynen kent içi ulaşımda taşıdığı yolcu sayısına göre oldukça pahalı bir tercih olan tramvayı ya da teleferiği ilk kez yapıyor olmak ya da inovasyon (yenilikçilik) adına Türkiye’de ilk monoray hattını İzmir’de hayata geçirmek gibi fırsatçı çıkışlar, bunun en güzel ve somut örnekleridir.

Oysa kent içi ulaşımdaki tek inovatif (yenilikçi) yol, yöntem sadece bu son derece pahalı teknolojik oyuncakları alıp getirmek, “ilk kez” kullanıyor olmak değil; bu yeni, yaratıcı ve akılcı teknolojileri yine aynı niteliklere sahip ulaşım örgütleriyle, onun çalışanlarıyla ve onu kullanan hemşehrilerle buluşturan sağlıklı bir ortamı yaratmaktaki beceridir.

Aksi takdirde, dünyadaki en son teknolojilerle donanıp kentlerimize gelmiş olan metrobüslerdeki sürücü hatalarıyla, metro ve hafif raylı sistemlerde sık sık yaşanan sorunlarla daha fazla karşılaşır, ülkemiz ve kentlerimiz en son teknolojilerin çöpe atıldığı bir tüketim cenneti olma niteliğini sürdürür gider.

maxresdefault

Oysa bu hizmetleri üreten kurumlarla onların yönetici ve çalışanlarını; ayrıca uygulanan ‘eski’ çalışma yöntemlerini kendi içlerinde ele alıp geliştirmediğimiz, onlara önce kendi kapasite ve verimlerini ortaya koyacak fırsatlar vermediğimiz, önceliği sadece ve sadece bu son derece pahalı yeni teknolojik oyuncaklara verip bu oyuncakları yeni, yaratıcı ve akılcı fikirlerle yeniden yapılandıracağımız sistemler içinde kullanmadığımız takdirde, bu oyuncaklar bir süre sonra bozulup elimizde kalacak ve hepimiz elektronik oyuncağı bozulan çocuğun yaşadığına benzer bir  hayal kırıklığı yaşayacağız.

İzmir Ulaşımında Yenilikçi Çözümler – 3

İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından 2 Kasım 2016 tarihinde; yani bugün düzenlenecek olan ‘Ulaşımda Yenilikçi Çözümler’ temalı çalıştay, dün belediyeden gelen bir telefon haberine göre gelecek haftaya ertelendi. Sözkonusu çalıştayın önümüzdeki haftanın hangi gün ve saatinde yapılacağı ise bizlere e-posta ile bildirilecekmiş.

Biz, bu çalıştayın bir an önce yapılarak buradan beklenen olumlu sonuçların netleşmesini arzulamakla birlikte; çalıştayda sunacağımız düşüncelerle ilgili ev ödevimizin hazırlanması konusunda yeni bir ek süre aldığımız için de sevinmeden edemedik açıkçası.

s365851

Evet, daha önce de söylediğimiz gibi İzmir ulaşımında ‘yenilikçi çözümleri’ ele almamız için öncelikle elimizdekilere bir çeki düzen vermemiz, ‘yeni’nin yanında ‘eski’ olarak nitelenen yaklaşım ve sistemlerin elden geçirilerek mevcut olumsuzlukların ve şikayetlerin giderilmesi gerekiyor.

Çünkü önerilen ya da kabul edilen ‘yeni’ çözümlerin, mevcut’eski’ yaklaşım ya da sistem tıkır tıkır çalışmadığı sürece ‘eski’ye başarılı bir şekilde eklemlenemeyeceğini, ‘yeni’ olanın ‘eski’ tarafından kabul görmeyeceğini, en azından henüz olması gereken düzeye gelmemiş olan ‘eski’ yapı ve yaklaşımın ‘yeni’ye yaşam hakkı vermeyeceğini düşünüyoruz. ‘Yeni’nin kabul görüp ‘eski’yle başarılı bir beraberlik oluşturabilmesi için ‘eski’ yapı ve sistemlerin kendisinden bekleneni yapması, ‘yeni’yi kabullenir ve destekler bir niteliğe kavuşması gerekiyor.

O nedenle, İzmir ulaşımındaki ‘yenilikçi çözümler’in kente getirilecek yeni teknolojilerden, yeni ulaşım tür ve araçlarından çok, yaşanan sorunlardan hareketle düşünülüp üretilmesi gerektiğini ifade etmeye çalışıyoruz. Örneğin hepimizin yaşadığı genel bir sorun, vapur seferleri ile iskelelerdeki otobüs hareket saatleri arasındaki uyumsuzluk sorunu olduğuna göre öncelikle bu uyumsuzluğu giderecek yenilikçi düşünce ve yöntemler konusunda düşünmemiz gerekiyor. Bu sorunu çözmek için otobüsler mi vapurları bekleyecek yoksa vapurların sefer saatleri otobüslere göre belirlenecek? Buradaki en büyük sorun, yoğun trafik ve sık indi-bindi işlemleri nedeniyle otobüslerin sefer sürelerini kontrol edememekten, otobüslerin öngörülen süreler içinde seferlerini bitirememesinden kaynaklandığına göre; vapurlarla otobüslerin kalkış-varış saatleri arasındaki uyumu otobüslerin sefer sürelerini dikkate alarak nasıl uyumlu bir hale getirebiliriz konusuna yoğunlaşmamız gerekiyor. Tabii ki bu sorun üzerine düşünüp ‘yenilikçi çözümler‘ bulmak, çoğu kez denenmemiş, sınanmamış yeni ve pahalı bir teknolojiyi önermekten daha zor olabilir.

İzmir ulaşımındaki ‘yenilikçi çözümler‘ konusunda dikkat edeceğimiz diğer bir konu da alternatif ulaşım araçları olarak takdim edilen bisiklet ya da elektrikli ulaşım araçları gibi yeni ve ‘yeşil‘ teknolojileri pazarlayan sivil dernek görünümlü şirketlerden, yabancı ajanslardan, yeni bağımlılıklar ve yeni teknoloji çöplükleri yaratabilecek girişimlerden uzak durma, bu konuda bilinçli olma çabasıdır.

monoray

Özellikle yabancı kalkınma ajanslarıyla, finans kuruluşlarıyla birlikte, bazen yardım bazen bağış yada hibe yöntemiyle elele, kolkola gelen bu yeni girişimci, pazarlamacı anlayışı, gelen önerileri ‘gereklilik’, ‘uygulanabilirlik’ ve ‘sürdürülebilirlik’ boyutunda değerlendirmek;  bu teklifleri, mevcut ihtiyaçlar, olası harcamalar ve teknolojik bağımlılıklar ölçeğinde sıkı bir şekilde araştırmak ve irdelemek gerekiyor.

Aksi takdirde, şimdi İzmir’de yapıldığı gibi talep-ihtiyaç tahmin araştırmalarını bile yapmadan kentin ortasına tramvay hattı döşemek, yarın kentin başka bir bölgesinde son derece pahalı bir teknoloji olan monorayı inşa etmek ya da Yamanlar Dağı’na teleferik hattı kurmak gibi hayallerin peşine düşer, halktan toplanan vergileri yeni borçlanma taahhütleri ile heba etmek zorunda kalabilirsiniz.

O nedenle, ‘yenilikçi‘ olmak adına ‘yenilikçilik‘ yapmak yerine; ihtiyaçlar, talepler, yapılabilirlik ve sürdürülebilirlik boyutlarında akılcı bir şekilde düşünmeyi ve ‘yeni‘ olandan önce eldeki ‘eski” yapı ve sistemi ‘yenilikçi çözümlerle‘ olabileceği en iyi düzeye getirmeyi öneriyoruz.

 

İzmir Ulaşımında Yenilikçi Çözümler – 2

Evet, İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından düzenlenecek 2 Kasım 2016 tarihli ‘Ulaşımda Yenilikçi Çözümler‘ konulu çalıştaya az bir zaman kaldı.

Arkadaşlarımızdan öğrendiğimize göre diğer çalıştayların bir kısmı yapılmış, bir kısmının yapılmasına da devam ediliyormuş.  Örneğin ‘Bisiklet‘ konulu çalıştaya katılan Tanzer Kantık arkadaşımız,  Muhlis Dilmaç’la birlikte imzaladığı ve oldukça ayrıntılı, ilginç önerileri kapsayan ‘Bisiklet Ulaşım Odaklı Çalıştay İçin Perşembe Akşamı Bisikletleri Bisiklet Grubu’nun Önerileri’ başlıklı raporunu bizimle paylaştı.

Biz ise, konunun uzmanları ile birlikte ulaşımda, özellikle de İzmir ulaşımında kullanılabilecek yenilikçi çözümler üzerinde çalışıp araştırmalar yapıyoruz.

Bu çalışmalar sırasında karşımıza çıkan çözümler genellikle otomotiv firmalarının  ya da uluslararası kuruluşlarının türevi olarak çalışan sivil toplum kuruluşlarının teknoloji ağırlıklı çözümleri oluyor. 

eshot1

Oysa biz teknoloji odaklı ya da teknoloji bağımlı çözümler yerine daha kolay uygulanabilir, daha ucuz, daha etkin, daha bağımsız ve sorun odaklı çözümler üzerinde yoğunlaşmak istiyoruz.

Örneğin, İzmir ulaşımındaki yerel örgütlenme konusuna odaklanmak istiyoruz. İzmir Büyükşehir Belediyesi içinde ya da dışında genel sekreter yardımcılığı, daire başkanlığı, şube müdürlüğü, genel müdürlük ve şirketler bağlamında görevleri birbiri ile çakışan çok sayıdaki hizmet biriminin varlığı ve bu sorunu çözmek amacıyla yakın zamanda oluşturulan koordinasyon kurulunun masanın üstüne oturtularak daha yalın ve merkezi bir yapılanmanın oluşturulmasının başlı başına yenilikçi bir çözüm olabileceğini düşünüyoruz.

Örneğin, çalışmaları uzunca bir süredir devam eden ve büyük umutlar bağlanan ‘Tam Adabtif Trafik Yönetim, Denetim ve Bilgilendirme Sistemi’ çalışmalarında insanlarda hayranlık ve hayretler uyandıran (!) mucizevi teknolojik yenilikler dışında insan-teknoloji ilişkileriyle insan alışkanlıklarıyla ilgili tutum ve davranışlara da önem verilmesini öneriyoruz.

Örneğin, ayrı ayrı tarihlerde ayrı firmalardan satın alınan ya da bizzat belediye birimleri tarafından üretilen, çoğu kez birbirleriyle ilişkisi olmayan bilgi sistemleri nedeniyle bir bilgi sistemleri çöplüğüne dönüşen İzmir Büyükşehir Belediyesi’nde bütün bilgi sistemlerinin bütünleşik hale getirilmesini, böylelikle ulaşımla ilgili birçok bilginin bu bütünleşmiş sistemden daha kolay, daha basit, daha ucuz ve etkin bir şekilde alınabileceğini düşünüyoruz.

Örneğin ulaşımla ilgili birçok iş ve işlemin basitleştirilerek, yalın bir hale getirilerek birbirini tekrarlayan işlemlerin ortadan kaldırılmasını, sistemdeki verimin bu şekilde arttırılabileceğini öneriyoruz.

posta_izmir_ege_20160107_3

Örneğin, öncelikle ulaşım hizmetlerinde ardından da tüm belediye hizmetlerinde ISO 10002 ‘Müşteri Memnuniyeti Kalite Sistemi‘ne benzer bir ‘Hemşehri Memnuniyeti Kalite Sistemi‘nin oluşturulmasını, ulaşımla ilgili tüm karar süreçleriyle  uygulamalarda yolcu memnuniyetinin esas alınmasını öneriyoruz.

Bütün bu örneklerin de gösterdiği gibi, ‘yenilikçi‘ olarak takdim edilen birçok düşüncenin aslında hiç de ‘yeni‘ olmadığını; verdiğimiz örneklerin hepsinin günlük yaşamımızda hepimizin yaşadığı, tanık olduğu ve o nedenle de bildiği, düşündüğü, önerdiği basit şeyler olduğunu fark ediyoruz.