Havanda su dövmek: Romanlar için eşitliği sağlama eylem planı önerileri hazırlamak…

Ali Rıza Avcan

İzmir Büyükşehir Belediyesi‘nin geçtiğimiz günlerde yayınlanan 18 Temmuz 2022 tarihli haberi, “Roman Hakları Çalıştayı düzenleniyor“, 17 Ağustos 2022 tarihli haberi de “Eşit yaşam için Roman eylem planı hazırlandı” şeklindeydi. Söz konusu haberler, İzmir Büyükşehir Belediyesi ve İzmir Kent Konseyi ile merkezi İstanbul‘da olup İzmir‘de temsilciliği bulunan Eşit Haklar İçin İzleme Derneği işbirliğinde, 19 Temmuz 2022 tarihinde milletvekillerinin, belediye meclisi üyelerinin ve mahalle muhtarlarının katılımıyla kapalı oturum şeklinde “Roman Hakları Forumu“nun düzenleneceğini , 22-23 Temmuz 2022 tarihlerinde de Türkiye’nin 80 ilinden gelen Roman hakları alanında hak temelli çalışan sivil toplum örgütlerinin, aktörlerin, akademisyen ve uzmanların katıldığı ve kapalı oturum şeklinde yapılan “Roman Hakları Çalıştayı“nın düzenlendiğini ve bu çalıştayda “Roman Hakları Forumu“nda geliştirilen öneriler çerçevesinde, “İnsan Haklarına Erişimde Romanlar İçin Eşitliği Sağlamak: Eşitlik İçin Eylem Planı” önerilerinin hazırlandığını duyuruyordu.

Verilen haberlere göre, çalıştayda konuşan İzmir Büyükşehir Belediyesi Sosyal Projeler Dairesi Başkanı Anıl Kaçar,  “2016-2021 yıllarını kapsayan Roman Vatandaşlara Yönelik Strateji Belgesi geliştirildi. Ancak bu belgenin süresi doldu. Öte yandan bu süreç bağımsız izleme mekanizmasının geliştirildiği ve kamu bütçesinin ayrıldığı bir doğrultuda ilerlemedi. Romanların yaşadığı hak kayıplarında veya maruz kaldıkları ayrımcılıkta gözle görülür bir iyileşme yaşanmadı.  Kamuoyuna yansıyan ve sivil toplum örgütlerine aktarılan bilgiler ışığında Ağustos-Eylül 2022 tarihleri içerisinde Roman Strateji Belgesi ve Eylem Planı’nın (2022-2025) yayımlanacağı biliniyor. Biz de bu yüzden Roman sivil toplum örgütlerinin, Roman aktivistlerin, bu alanda hak temelli çalışan  uzman ve akademisyenlerin katılımıyla Roman Hakları Çalıştayı düzenledik. Çalıştaydaki tespit ve öneriler çerçevesinde ‘İnsan Haklarına Erişimde Romanlar için Eşitliği Sağlamak: Eşitlik İçin Eylem Planı’ hazırlandı. Roman sivil toplum kuruluşları ortaya çıkan önerileri Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’na, farklı siyasi partilere ve milletvekillerine yüz yüze veya çevrim içi olarak iletiyor” diyerek yaptıkları ve yapacakları çalışmaları anlatıyordu.

Çalıştay’da hazırlanıp habere eklenen “İnsan Haklarına Erişimde Romanlar için Eşitliği Sağlamak: Eşitlik İçin Eylem Planı”nda Romanlar için sağlanacak eşitliğin temeli olarak sağlık, eğitim, barınma ve istihdam hakkının esas alındığı görülmektedir. ⁽¹⁾

Söz konusu eylem planına biraz daha ayrıntılı bakıldığı takdirde, “sağlık hakkı” kapsamında 4 stratejik hedef ve 19 alt hedefin, “eğitim hakkı” kapsamında 4 stratejik hedefin ve 32 alt hedefin, “barınma hakkı” kapsamında 3 stratejik hedef ve 11 alt hedefin, “istihdam hakkı” kapsamında 3 stratejik hedef ve 25 alt hedefin; toplam olarak 14 stratejik hedefin ve 87 alt hedefin yer aldığı;

Ayrıca bunlardan ayrı olarak, “Ayrımcılıkla mücadelenin yaygınlaştırılması ve etkili başvuru yollarının oluşturulması“, “Roman dil, tarih ve kültürü açısından haklar“, “Toplumsal cinsiyet eşitliği“, “Kapasite geliştirme Çalışmaları ve Roman Stratejik Eylem Planı’nın izlenmesi ve değerlendirilmesi” başlığı altında 5 ayrı stratejik hedefle bu hedeflerin altında yer alan 29 alt hedefin; böylelikle, söz konusu eylem planı kapsamında toplam 8 stratejik hedef ölçeğinde toplam 116 alt hedefe yer verildiği belirlenmiştir.

Şimdi gelelim bir stratejik planlama uzmanı olarak 27 sayfadan oluşan bu eylem planı önerilerinin değerlendirmesine:

1. İzmir’deki Romanlara ait bir ‘mevcut durum analizi’ bulunmamaktadır.

Hazırlanan belge başlı başına bir plan olmayıp, bir planın hedefleri arasında yer alması istenen önerilere ait olsa da, her gerçekçi, doğru, uygulanabilir ve sürdürülebilir planın altlığını oluşturan ‘mevcut durum analizi‘nden yoksundur.

Planın vizyon, misyon, temel değer, amaç, hedef ve performans göstergelerinden önce hazırlanması gereken mevcut durum analizi dediğimiz çalışma ise, planın uygulanacağı ortamın geçmişini ve mevcut durumunu ortaya koyan ayrıntılı bir tespit çalışmasıdır. Böylelikle hem hazırlanan planın amaç ve hedeflerinin o ortamın koşullarına uygun olup olmadığı sorusuna temel olur, hem de o ortama ait ihtiyaç ve sorunların belirlenmesini sağlar. Örneğin Romanların İzmir özelindeki tarihi gelişim ve yerleşimleri, nüfusları ve bu nüfusa ilişkin demografik bilgileri, ilçeler, bölgeler, semt, mahalleler ve hatta cadde-sokaklar düzlemindeki yerleşimleri, eğitim düzeyleri, mesleki dağılımları, yaşadıkları sorunlar, talep ve şikayetleriyle benzeri hususlar bu analizle ortaya konularak Romanların İzmir özelindeki durumu gösteren net bir fotoğrafın çekilmesi sağlanır.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi‘nin bundan 3 yıl önce, 14 Aralık 2019 tarihinde yaptığı İstanbul Roman Çalıştayı‘na baktığımızda ise “İstanbul Roman Çalıştayı Ön Hazırlık Raporu” adıyla 73 sayfalık bilgilendirici bir raporun hazırlandığını ve kamuoyu ile paylaşıldığını görürüz. ⁽²⁾

Ama bizlere iletilen belgede böylesi bir ayrıntılı ön çalışmanın yapılmadığı gibi öneri olarak ortaya konulan hedeflerin arasında buna benzer çalışmaların hedef olarak belirlendiği görülmüştür. Oysa mevcut durumu, sorunları, şikayet ve talepleri gösteren ‘mevcut durum analizi’ planla yapılacak bir çalışma değil; planın hazırlanabilmesi için önceden yapılması gereken bir ön çalışmadır ve böylesi bir çalışma yapılmadığı sürece, öneri olarak takdim edilen hedeflerin gerçeklik ve geçerliliği tartışma konusu olacaktır.

Bu arada uzun bir süredir aklımda olan başka bir konuyu dile getirmek isterim…

Yakın zamanda değerlendirmesini yaptığım sosyolog Dr. İrfan Özet’in “İzmir Duvarı, Laik Mahallede İktidar ve Kültür Savaşı” isimli araştırmasında görüşme yaptığı Çağdaş Romanlar Derneği Başkanı Halit Keser, İzmir’deki Romanların 80 yılı aşkın zamandır yerleşik hayata geçtiklerini söylediğine göre⁽³⁾ ve ben de uzun bir süredir Romanların İzmir‘deki varlıklarına ilişkin tarihi bir araştırma ya da yayına rastlamadığıma göre; şayet bir bilen varsa ya da herhangi bir araştırma yapılmışsa, İzmir‘deki Romanların son 80 yılını ya da daha öncesini ortaya koyan bilimsel bir kaynağı bana bildirirse sevineceğim… Hele ki Tepecik‘teki 116 yıllık olduğu söylenen tarihi bir konak, Konak Belediyesi tarafından restore edildikten sonra, aynen “Silahhane” dedikleri yere “Sanathane” adını verdikleri gibi, o bina Romanların yaşadığı bir konak olmadığı halde Roman Kültür Merkezi adıyla açılmışsa…

2. Yetkisizlikle malûl hedef önerileri

Hazırlanan eylem planı önerilerinde, bu önerileri kabul edip plana koyacak ve uygulayacak her bir kamu otoritesine yasalarla verilmiş görev, yetki ve sorumluluklarla bunların kamu otoriteleri arasındaki dağılımının dikkate alınmadığı belirlenmiştir.

Stratejik planlama çalışmalarında, adına plan hazırlanan kamu otoritesinin yasal görev, yetki ve sorumlulukları ile o görev, yetki ve sorumluluklara dayanak olan mevzuat hükümleri tek tek belirlenerek bu yasal hükümlerle görevler arasında eşleştirmeler yapılır ve hukuki zemini olmayan görev, yetki, sorumluluk, amaç ve hedeflere hem stratejik planlarda hem de eylem planlarında yer verilmez. Daha doğrusu, değerlendirmemize konu olan İzmir Büyükşehir Belediyesi Romanlar İçin Eşitlik Strateji Planı ya da ona bağlı Eşitlik İçin Eylem Planı, öncelikle o planın yapılmasını talep eden İzmir Büyükşehir Belediyesi adına hazırlanacağı için öneri olarak geliştirilen amaç ve hedeflerin, İzmir Büyükşehir Belediyesi‘nin görev, yetki ve sorumlulukları ile sınırlı olması, bu görev, yetki ve sorumlulukları aşan amaç ve hedeflere planda yer verilmemesi gerekir. Şayet birden fazla kamu, özel ve sivil kurumu kapsayan bir planlama yapılıyorsa, plan kapsamına giren her bir kurumdan plan hazırlama izninin alınması ve hazırlanan eylem planlarında o kurumların görev, yetki ve sorumluluklarının dikkate alınarak her bir amaç ya da hedefin hangi sürede hangi kurum tarafından yerine getirileceği belirtilmelidir. İzmir Büyükşehir Belediyesi için plan hazırlama ya da öneri alma yetkisinin kullanıldığı böylesi bir durumda ise, talepte bulunmamış ya da yetki vermemiş olan Sağlık Bakanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı, Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ile bu bakanlıklara bağlı merkezi yönetim birimlerini kapsayan bir planın düzenlenmesi ya da bu önerilerin böylesi bir plana dahil edilmesi hem yasal hem de pratik nedenlerle mümkün değildir. O nedenle, planda yer alacak amaç ve hedeflerle bu amaç ve hedeflerin belirlenmesinde yararlanılacak önerilerin hazırlanmasında sadece İzmir Büyükşehir Belediyesi‘nin görev, yetki ve sorumluluk alanında olan kamu hizmetleriyle bu hizmetlerin kapsamının dikkate alınması gerekir.

Oysa incelediğimiz “Eşitlik İçin Eylem Planı Önerileri“nde “sağlık hakkı” için belirlenmiş toplam 21 hedeften 14’ünün merkezi, 7’sinin yerel yönetime, “eğitim hakkı” için belirlenmiş 32 hedeften 22’sinin merkezi, 10’unun yerel yönetime, “barınma hakkı” için belirlenmiş 11 hedeften 1’inin merkezi, 10’unun yerel yönetime, “istihdam hakkı” için belirlenmiş 25 hedeften 14’ünün merkezi, 11’inin merkezi yönetime, diğer haklar için belirlenmiş 23 hedeften 6’sının merkezi, 17’sinin yerel yönetime; toplam bütün haklar için belirlenmiş 89 hedeften 51’inin merkezi, 38’inin yerel yönetime ait hedefler olması örnektir.

Nitekim 22-23 Temmuz 2022 tarihlerinde yapılan Roman Hakları Çalıştayı‘na, İzmir dışından; Ankara, Aydın Balıkesir, Çanakkale, Denizli, Edirne, Gaziantep, Hatay, İstanbul, İzmit, İznik, Manisa, Mersin, Sakarya, Samsun, Tekirdağ ve Van‘dan Roman hakları alanında çalışan akademisyenler, sivil toplum çalışanları ve aktivistlerin çağrılmış olması, hedeflenen stratejik planla eylem planının İzmir için değil, Türkiye için yapıldığını gösterir ki, bu da İzmir Büyükşehir Belediyesi‘nin görev, yetki ve sorumluluk alanı dışında kalan, amiyane bir deyimle İzmir Büyükşehir Belediyesi‘nin “haddini aşan” bir iş yaptığının göstergesidir.

3. İşbirliğinden uzak bir çalışma

İzmir Büyükşehir Belediyesi haberleriyle gazete haberlerinden öğrendiğimize göre, “Roman Hakları Forumu” ve “Roman Hakları Çalıştayı”, sadece bir daire başkanlığına bağlı bir şube müdürlüğü (İzmir Büyükşehir Belediyesi Sosyal Projeler Dairesi Eşitlik ve Kentsel Adalet Şube Müdürlüğü) ile İzmir Kent Konseyi ve merkezi İstanbul’da bulunan Eşit Haklar İçin İzleme Derneği tarafından gerçekleştirilmiş, belediyede konu ile ilgili diğer birimler bu çalışmanın dışında tutulmuştur.

Oysa 14 Aralık 2019 tarihinde İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından düzenlenen “İstanbul Roman Çalıştayı“nda daha doğru bir seçimle, belediyenin konu ile ilgili değişik birimlerinin işbirliği içinde çalıştıkları görülmektedir. Bu konu ile ilgili olarak hazırlanan İstanbul Kültür Çalıştayı Ön Raporu‘nu incelediğimiz takdirde, işbirliği içinde gerçekleştirilen ortak çalışmada yer alan paydaşların Kültür Varlıkları Daire Başkanlığı ile Sosyal Hizmetler Dairesi Başkanlığı olduğunu, bu iki dairenin birlikte çalışarak böyle bir çalışmayı gerçekleştirdiğini görürüz.

4. Nasıl bir katılım?

Bugünkü yazımıza konu olan eylem planı önerileri için 2022 yılı Temmuz ayı içinde biri forum, biri de çalıştay olmak üzere iki toplantı düzenlendiği, bu toplantılardan çalıştay adı verilen birleşimin kamuoyuna va basına kapalı 80 kişilik bir toplantı olduğu görülmektedir. Forum adı verilen ilk toplantıya milletvekili, belediye meclisi ve mahalle muhtarları, çalıştay adı verilen kapalı oturuma ise sayısı 80 ile sınırlanan ve Roman hakları alanında faaliyet gösteren sivil toplum örgütleriyle aktörlerin, akademisyenlerin ve uzmanların katıldığı belirtilmekle birlikte toplantılara hangi kurum temsilcilerinin ve yurttaşların katıldığı belli değildir. Çalıştay’la ilgili fotoğraflara bakıldığında ise ön sıralarda belediye bürokratlarıyla bir kaç akademisyenin yer aldığı, arka sıralarda yer alanların ise kimliklerinin belli olmadığı anlaşılmaktadır.

Ayrıca belediyedeki arkadaşlarımızdan aldığımız bilgilere göre, Amsterdam merkezli Radio Patrin‘in CEO’su ve gazeteci Bosna-Hersek vatandaşı Roman Orhan Galjus‘un başkanlık binasında danışman olarak çalışmaya başladığını öğreniyoruz.

Şimdi bu iki toplantıyı tasarlayıp gerçekleştirenlere şu soruları sormak gerekir:

📌 Milletvekillerini, belediye meclisi üyelerini ve mahalle muhtarlarını ayrı bir yerde, Roman hakları alanında faaliyet gösteren sivil toplum örgütleriyle aktörleri, akademisyenleri ve uzmanları ayrı bir yerde toplamak ve sadece milletvekilleriyle belediye meclisi üyeleri ve mahalle muhtarlarından öneri alıp bunun dışında kalanların; yani, İzmir’de yaşayan ya da çalışan Romanlarla ve Roman olmayanları bu ortak çalışmasına dahil etmemek kimin aklıdır ve böylesi bir ayırım niye yapılmıştır?

📌 İzmir Büyükşehir Belediyesi‘nin haber metninde yer alan “kapalı toplantı” ifadesi ile basına servis edilen tek bir fotoğrafın varlığı, bu çalıştayın basına ve kamuoyuna kapalı yapıldığını göstermektedir. Konu Roman haklarıyla ve bu hakların tüm toplum kesimlerince kabul görüp toplumsallaşması olduğuna göre, bu çalıştay niye kapalı kapılar ardında yapılmıştır? Toplantının kapalı yapılmasını gerektiren şey ne olabilir?

📌 Roman Hakları Forumu ile Roman Hakları Çalıştayı‘na katılan kurum temsilcileri ve kişiler kimlerdir? İzmir dışında Ankara, Aydın Balıkesir, Çanakkale, Denizli, Edirne, Gaziantep, Hatay, İstanbul, İzmit, İznik, Manisa, Mersin, Sakarya, Samsun, Tekirdağ ve Van‘dan geldiği söylenen ve Roman hakları alanında çalışan akademisyenler, sivil toplum çalışanları ve aktivistler kimlerdir? İzmir dışından gelen katılımcıların İzmir için hazırlanan bir plana yapabilecekleri katkıların ne olduğu düşünülmüş ve bu katkılarından hangi ölçü ve düzeyde yararlanılmıştır?

📌19 Temmuz ve 22-23 Temmuz 2022 tarihlerinde yapılan Roman Hakları Forumu‘nu ve Roman Hakları Çalıştayı‘nı düzenleyenler, İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından düzenlenen 14 Aralık 2019 tarihli İstanbul Roman Çalıştayı‘nda olduğu gibi katılımcıları ve atölye moderatörleriyle raportörleri neden açıklamamaktadır?

📌 Türkiye‘de ya da İzmir‘de yaşayan Romanlar ve onların temsilcileri yeterli görülmeyip İzmir Büyükşehir Belediyesi‘ne niye Bosna-Hersek vatandaşı bir Roman danışman ithal edilmiştir?

5. Akıntıya kürek çekip uygulanmayacak planlar yapmak

İşin bilimsel gereği, planlar uygulanmak üzere yapılır; ama, bizim ülkemizde, özellikle de belediyelerimizde yasak savarcasına ve yapmış olmak için göstermelik niyetlerle yapılır, plana çoğu kez uyulmaz ya da mümkünse ilk adımda değiştirilmeye çalışılır. O nedenle her resmi kurumun çöplüğe dönüşmüş bol sayıda planı, programı vardır. Yapılan planların çoğu da yukarıda belirttiğim nedenler başta olmak üzere eksik, yanlış ve yetersizdir.

Benim sivil yaşamımdaki plan hazırlığı ile ilgili bir çok gönüllü katkılarım, uygulanmayacak ya da ilk çırpıda ihlal edilecek planların hazırlığına samimi, belki de safça yaptığım yardımlarla malûldür. 2015-2019 döneminde hazırlanan İzmir Ulaşım Ana Planı ile onun hemen ardından hazırlanan İzmir Büyükşehir Belediyesi 2020-2024 Dönemi Stratejik Planı için yaptığım birçok yardım, katkı bu anlamda boşa gitmiş, uygulanmayan ya da plan harici yapılan işlerin kurbanı olmuştur. O nedenle de, kendimi yaşadığı olaylarla ağzı yanmış bir “katılım gazisi” olarak görüp; bundan böyle iyi niyetimin bu şekilde kötüye kullanılıp istismar edilmesine izin vermek istemem.

İşte o nedenle de, İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından düzenlenen İzmir Roman Forumu‘na, İzmir Roman Çalıştayı‘na ya da diğer toplantılara samimi hislerle katılan sivil toplum kuruluşlarıyla kişisel katılımcıları, bir ‘gösteri nesnesi‘ olarak kullanıldıkları bu tür süreçler için daha dikkatli, daha seçici ve daha uyanık olmaları konusunda uyarıyorum. Hele ki, İzmir Büyükşehir Belediyesi‘nin görev, yetki ve sorumluluk alanına girmeyen plan hedefleri konusunda yaşayacakları hüsran konusunda…

6. Sonuç olarak,

Demokratik ortamlarda katılımcı ve demokratik yöntemlerle hazırlanan her plan, ilgili olduğu tüm tarafların katkısı ve rızası alınıp kabullenildiği takdirde onaylanıp uygulanabilir. Ancak plan hedeflerinin, kapalı kapılar ardında, planın uygulanacağı ortamın doğru ve yeterli bir ‘mevcut durum analizi‘ yapılmadan, bu konudaki sorun, şikayet ve talepler belirlenmeden, hukuki ve yönetsel ölçekte plan yapma yetkisi aşılarak, planın gerçek tarafları plan hazırlık sürecine dahil edilmeden; hele ki, İzmir merkezindeki önemli bir Roman yerleşimi olan Ege Mahallesi‘nin çevresinde lüks rezidansların yapılması yetmezmiş gibi, uzun yıllardır bekletilip en nihayetinde İzmir Büyükşehir Belediyesi‘nce ihale edilen Ege Mahallesi Kentsel Dönüşüm Projesi‘nin, o bölgedeki lüks yatırımlardan biri olan Evora İzmir projesinin müteahhidine verildiği, böylelikle, Ege Mahallesi‘nde yaşayan Romanların, soylulaştırma amaçlı bu projenin bitimiyle birlikte kentin çeperlerindeki mahallelere taşınması için senaryoların yazıldığı bir ortamda hazırlanan her plan, İzmir Büyükşehir Belediyesi‘nin plan çöplüğüne atılmaya mahkum, kentin gerçeklerinden kopuk bir plandır… Böyle biline ve bu işi ciddiye alan iyi niyetlilere duyurula…

…………………………………………………………………………..

¹https://www.izmir.bel.tr/CKYuklenen/Duyuru/esitlik-icin-eylem-plani-onerileri2022.pdf

²https://calistay.ibb.istanbul/wp-content/uploads/2020/07/IstanbulRomanCalistayi_ Dijital.pdf

³⁾ Özet, İ. (2022) İzmir Duvarı, Laik Mahallede İktidar ve Kültür Savaşı, İletişim Yayınları, İstanbul.