666 sayısı ve İzmir…

Ali Rıza Avcan

666 veya altı yüz altmış altı665‘ten sonra ve 667‘den önce gelen bir “doğal“, “rasyonel” ve “çift” sayıdır. Matematikte 666 sayısı bir “rakam“, bir “asal sayı” ya da bir “mükemmel sayı” değildir ve 12 tane böleni bulunan, karekökü yaklaşık 25,80, karesi 443.556, küpü ise 295.408.296 olan bir sayıdır. 666’nın 12 tane böleni bulunmaktadır.

666 sayısı Wikipedia‘da yazılı olan bilgilere göre yıllardır şeytanı temsil etmesiyle bilinir. Hıristiyanların kutsal kitabı İncil‘in Vahiy bölümünde 666’dan “canavara ait sayı” olarak bahsedilir.

“Bu konu bilgelik gerektirir. Anlayabilen, canavara ait sayıyı hesaplasın. Çünkü bu sayı insanı simgeler. Sayısı 666’dır.” Vahiy, 13. Bölüm 18. Ayet

Orijinal metne bakıldığında Yeni Ahit‘in el yazmalarının çoğunda ve İncil‘in İngilizce çevirilerinde Yunanca χξϛ’ şeklinde yazılan 666 sayısının İbranice şekilde yazıldığı görülür. 666 sayısının İbranice Gematria’daki telaffuzu “Neron Kesar” şeklindedir, yani Roma’yı yakan Nero Caesar‘ın İbranicesi. 666’nın şeytanın sayısı olduğu inancının buradan geldiği düşünülmektedir. 616‘nın İbranice telaffuzu da “Neron Kesar” olduğu için bazen 616 da şeytanın sayısı olarak nitelendirilir. (1)

Evet, son günlerde sayılardan anlam çıkararak geleceği görmek isteyen MHP lideri Devlet Bahçeli bütün bunları duymasın ama kutsal kitap İncil‘e göre 666 sayısının canavarın; yani şeytanın sayısı olduğuna dair bir inanç var. Son yıllarda bu sayının 666 değil de 616 olduğuna dair yeni bir tartışma açılmakla birlikte yüzyıllardır 666 sayısı Hıristiyan dünyasında şeytana ait lanetli bir sayı olarak kabul görmüş.

Hatta bir zamanlar UNESCO Dünya Mirası Bergama Alan Başkanı olan sevgili arkadaşım ve Trakya Üniversitesi öğretim görevlisi Dr. Yaşagül Ekinci‘nin hatırlatmasına göre, İncil’in Vahiy bölümünün 2. ayetinde, “Bergama’daki kilisenin meleğine yaz. İki ağızlı keskin kılıca sahip olan şöyle diyor: ‘Nerede yaşadığını biliyorum; Şeytan’ın tahtı oradadır.” dendiği için, bu konu ile ilgilenen teologlar bu tahtın Bergama‘daki ünlü Zeus Sunağı‘nın tam önündeki küçük bir tapınakta olduğu iddia edilmektedir.

Şimdi gelelim İzmir‘in bu lanetli 666 sayısı ile ilgisine… Özellikle de “gavur” olarak ünlenen İzmir’de ne anlama geldiğine…

Efendim, 14 Mayıs 2023 tarihinde yapılacak milletvekili genel seçimlerinde İzmir‘in iki ayrı seçim bölgesinde seçime girecek 24 ayrı siyasi parti ile 8 ayrı bağımsız adayı dikkate aldığımızda geçtiğimiz günlerde Yüksek Seçim Kurulu tarafından onaylanarak kesinleşen adayların sayısı toplam olarak 666’yı buluyor ve böylelikle İzmir‘e “gavurluk” dışında bir de “şeytanlık” unvanını kazandırıyor.

23 partinin eksiksiz bildirdiği 28 kişilik aday listesine Türkiye İşçi Partisi‘nin (2) numaralı bölge için bildirdiği 14 kişilik aday listesi ile her iki bölgede aday olan toplam 8 kişilik bağımsız aday listesini eklediğinizde, (23 parti X 28 aday = 644 aday + 14 TİP adayı + 8 bağımsız aday = 666 milletvekili adayı) sayısı karşımıza çıkıyor ve insanda ister istemez, bu işte de bir şeytanlık olduğu ya da olacağı düşüncesini yaratıyor…

Gelelim, 14 Mayıs 2023 tarihli milletvekili seçimlerine katılacak 24 siyasi partinin gösterdiği 658 adet milletvekili adayı ile 8 bağımsız adayın özelliklerini inceleyip irdelemeye…

Ama ondan önce, iflas edip geçerliliğini yitirmiş temsili demokrasi anlayışının doğal bir sonucu olarak, siyasi partilerin milletvekili adayı olarak gösterdiği isimlerin aslında bizim adayımız değil, parti yönetimini elinde bulunduran parti yöneticilerinin adayı olduğunu, bu bağlamda bizim oy vermemiz istenen bu isimlerle bizler arasında -tabii ki istisnaları dışında- bir tanışıklık, bir ilişki; hatta güven ilişkisinin olmadığını hatırlatmam gerekiyor. Ben bile, yıllardır İzmir’deki toplumsal mücadelenin içinde yer almış bir yurttaş olarak bu 666 kişiden çoğunu tanımıyorum.

Bu bağlamda, adaylığı Yüksek Seçim Kurulu‘nca onaylanan bu adayların beni temsil etmekten uzak olduklarını, çoğunun İzmir’de yaşayan ya da çalışan İzmirlileri bile tanımadığını ve yarın öbür gün milletvekili olsalar bile İzmir’den ve onun sorunlarından uzak duracaklarını ifade etmek istiyorum. İzmirlilerin bu insanlara seçimlerde oy verecek olması bile, “millet” ile onun “vekili” arasındaki güvenilirlik ilişkisi açısından yeterli olmayacağına inanıyorum.

Gündeme getirmem gereken diğer bir konu, Yüksek Seçim Kurulu tarafından onaylanıp kesinleşen listelerde adayın eğitimi ve mesleği ile ilgili gruplandırmaların son derece yetersiz olduğudur. Adayın eğitim düzeyinin, işin ayrıntılarına gidilmeden sadece “ilk“, “orta” ve “yüksek” eğitim olarak gruplandırılması, eğitimin diğer farklı düzeyleri ve kalitesi konusunda tek bir bilginin verilmemesi; ayrıca, meslek olarak kabul edilen çoğu faaliyetin, özellikle de “serbest” ya da “emekli” olarak ifade edilen meslek gruplarındaki adayların gerçekten hangi konularda bilgili, deneyimli ve tecrübeli olduğunu anlama açısından son derece yetersiz kaldığını belirtmem gerekiyor. Ama yine de biz, bu yazıda bu son derece yetersiz bilgileri kullanarak bir sonuca ulaşmaya çalışacağız.

Adayların tanıtımı konusundaki diğer olumsuzluk ise, siyasi partilerin kendi adaylarını tanıtıp anlatma konusundaki isteksizliği ya da yetersizliğidir. Buna örnek olarak da, bazı siyasi partilerin Yüksek Seçim Kurulu‘na verdikleri geçici listeleri basına aktarılması sırasında adayların yaş, cinsiyet, eğitim ve meslek gibi kişisel bilgileri belirtmemelerini verebilirim.

Bütün bu olumsuzlukların ardından adayları partileri ve öğrenebildiğimiz kişisel özellikleri itibariyle şu şekilde değerlendirebiliriz:

666 milletvekili adayı siyasi partiler arasında nasıl bir dağılım gösteriyor?

1. İzmir’deki milletvekili seçimlerine 23 parti, her iki seçim bölgesinde 14 aday olmak üzere toplam 28 aday, bir parti sadece 2 nolu seçim bölgesinde 14 aday göstermek suretiyle; ayrıca, (1) ve (2) sayılı seçim bölgelerinin her birinde 4 adet olmak üzere toplam 8 bağımsız aday katılmaktadır.

Milletvekili adayları arasındaki kadınların dağılımı ne durumda?

2. Siyasi partilerce belirlenen milletvekili adayları ile seçime bağımsız olarak katılan adaylar arasındaki kadınların varlığı şu şekilde bir dağılım göstermektedir:

24 siyasi partinin gösterdiği adaylarla seçime bağımsız katılacak adayların sayısal toplamı olan 666 milletvekili adayından 185’i (% 27.78) kadın, 481’i (% 72,22) de erkektir.

14 aday gösteren Türkiye İşçi Partisi adayların % 50’sini, 28 aday gösteren partiler arasındaki Cumhuriyet Halk Partisi adayların % 42,86’sını, Türkiye Komünist, Halkın Kurtuluş, Adalet ve Güç Birliği partileri adayların % 39,29’unu, Vatan Partisi adayların % 35,72’sini, Genç, Yeşiller ve Sol Gelecek, Adalet Birlik, Anavatan, Milli Yol partileri ise adayların % 35,72’sini kadın olarak belirlemiştir.

Kadın adaylara en az yer veren siyasal partiler ise, -tahmin edileceği gibi- % 7,15 oranı ile Yeniden Refah Partisi, % 14,29 oranı ile Millet ve Büyük Birlik partileri ile Milliyetçi Hareket Partisi‘dir.

İzmir’de milletvekili seçtirmesi muhtemel Cumhuriyet Halk Partisi, Adalet ve Kalkınma Partisi, Milliyetçi Hareket Partisi, Türkiye İşçi Partisi ve İyi Parti itibariyle listelere bakıldığında ise, kadın milletvekili adaylarının Cumhuriyet Halk Partisi‘nin 1 nolu seçim çevresi listesinin 3 ve 5nci, 2 nolu seçim çevresi listesinin 1, 8 ve 9ncu, Adalet ve Kalkınma Partisi‘nin 1 nolu seçim çevresi listesinin 3ncü, 2 nolu seçim çevresi listesinin 3 ve 7nci, Milliyetçi Hareket Partisi’nin 1 nolu seçim çevresi listesinin 6 ve 9ncu, 2 nolu seçim çevresi listesinin 4ncü, Türkiye İşçi Partisi‘nin 2 nolu seçim çevresi listesinin 4 ve 5nci ve İyi Parti‘nin 1 nolu seçim çevresi listesinin 4 ve 6ncı, 2 nolu seçim çevresi listesinin 3 ve 6ncı sırasına konulduğu; yani kadın adayların seçilebilir sıralara yerleştirilmediği görülmektedir. Buna bazı seçmenlerin büyük umut bağladığı Türkiye İşçi Partisi de dahildir.

Buna ilave olarak, her iki seçim çevresinde seçimlere katılacak 8 bağımsız adayın tümünün erkek olduğunu hatırlatmamıza gerek dahi yoktur.

Milletvekili adaylarının eğitim düzeyleri ne vaziyette?

3. İzmir’de 14 Mayıs 2023 milletvekili seçimlerine katılacak 24 siyasi partinin gösterdiği adaylarla bağımsız adayların eğitim düzeylerine baktığımızda ise;

Toplam 666 adayın 73’ünün (% 10,96) ilk, 234’ünün (% 35,14) orta , 359’unun da (% 53,90) yüksek düzeyde eğitim gördüğü,

Yükseköğretim boyutundaki en eğitimli milletvekili adaylarının % 92,85 oranıyla Cumhuriyet Halk Partisi’ne, % 89,28oranıyla İyi Parti‘ye, % 82,14 oranıyla Adalet ve Kalkınma Partisi‘ne, % 78,56 oranıyla Milliyetçi Hareket Partisi‘ne, % 75 oranıyla Memleket Partisi‘ne, % 64,66 oranıyla Zafer Partisi‘ne, % 64,27 oranıyla Türkiye Komünist, Yeşiller ve Sol Gelecek ve Vatan Partisi‘ne ait olduğu, en fazla ilkokul mezunu milletvekili adayının sırasıyla % 28,58 oranıyla Halkın Kurtuluş, % 21,42 Adalet Birlik Partisi‘nde, en fazla ortaokul mezunu milletvekili adayının ise sırasıyla % 53,53 ile Türkiye Birlik Partisi‘nde, % 53,58 ile Adalet Birlik Partisi‘nde, % 50,00 ile Türkiye İşçi Partisi‘nde olduğu belirlenmiştir.

2022 yılı TUİK verilerine göre ise İzmir’deki ilkokul mezunlarının toplam nüfus içindeki oranı % 21,51 ortaokul mezunlarının toplam nüfus içindeki oranı % 41,52, yüksekokul mezunlarının toplam nüfus içindeki oranı da % 17,50’dir ve bu duruma göre adaylar arasında ilkokul ve ortaokul mezunlarının İzmir ortalamalarından az, yüksekokul mezunlarının da fazla olması olumlu bir durumdur.

En çok hangi meslek grubundakiler milletvekili seçilmek istiyor?

4. İzmir‘de milletvekili seçimlerine katılacak adayların Yüksek Seçim Kurulu‘na bildirdikleri meslekler ise genel olarak ve partilerine göre şu şekilde bir dağılım göstermektedir:

Son derece kötü düzenlenmiş meslekler grubunda beyan edilmiş bilgilere göre 666 milletvekili adayı ekli listede görüleceği gibi toplam 80 mesleğin mensubudur. Bu grupların arasında en fazla sayıya sahip olanlar genel olarak şu şekildedir:

Serbest 163, iş insanı/işadamı 62, emekli 58, işçi 56, avukat 41, esnaf 33, öğrenci 32, mühendis 30, işletmeci/yönetici 16 şeklinde devam etmektedir.

Ancak “serbest” ya da “emekli” olarak ifade edilen kategoriler, bu grupta yer alanların ne yaptığını ifade etmekten uzaktır. Kendi mesleğini “serbest” olarak belirtenler mevzuattaki ifadesiyle “serbest meslek erbabı” olarak adlandırılan hekimler, avukatlar, muhasebeciler midir; yoksa hiç kimseye ya da kuruma bağlı kalmaksızın kendi namına çalışan, örneğin esnaflar, tüccarlar mıdır? Bu konu netlik kazanmadıkça da 163 milletvekili adayının gerçekte ne yaptıklarını, hangi mesleğin mensubu olduğunu anlamanın imkanı yoktur.

Bu konu ile ilgili diğer bir ilginç durum da, bazı partilere ait tüm milletvekili adaylarının ve çoğunun sürdürdüğü meslek olarak “serbest” mesleği seçmiş olmasıdır. Örneğin Adalet Birlik Partisi adaylarının tümünün, Yenilik Partisi adaylarından 25’inin, Adalet Partisi adaylarından 24’ünün, Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi adaylarından 18’inin kendi mesleğini “serbest” olarak belirtmiş olması bu durumun en iyi örneğidir.

Ayrıca bazı meslek mensuplarının adeta her siyasi partide var olduğu görülmektedir. Bunlar genellikle her seçimde var olup kazanan meslek gruplarını oluşturuyorlar; avukatlar, mimarlar, mühendisler ve muhasebeciler… Bizim ele alıp incelediğimiz örneğimizde de aynı durumdalar: Emekliler 24 partiden 18’inde, mühendisler 17’sinde, avukatlar 16’sında ve iş insanları 13’ünde yer alırken sanatçıların sadece 2, şehir plancılarının sadece 1, ziraat mühendislerinin sadece 1 parti tarafından aday gösterilmesi, aslında bir meslek olmayan milletvekilliğinin ise halen milletvekili olan 3 aday tarafından meslek olarak belirtilmesi, siyasi partilerin adaylarını nasıl belirledikleri ya da adayların kendilerini nasıl tanımladıkları konusunda bize önemli ipuçları vermektedir.

Sonuç yerine,

Yüksek Seçim Kurulu tarafından duyurulan ve bilgi açısından son derece yetersiz olan İzmir milletvekili adayları listesine göre;

A. Kadınların listelerde % 27,78’lik bir oranda yer almakla birlikte çoğu kez seçilemeyecek yerlere yerleştirilmiş olmaları İzmir açısından övünülecek bir durum değildir.

B. Adayların eğitim düzeyleri açısından İzmir nüfusunun eğitim düzeyinin üstünde bir ortalama yakalanmış olmakla birlikte adaylarının % 53,90’ının yüksek düzeyde eğitim almış olması İzmir açısından olumlanacak bir durum değildir.

C. Sanatçılara, bilim insanlarına, İzmir‘in yetiştirdiği değer olarak adlandırılabilecek İzmirlilere ve gerçek toplumsal mücadelenin içinden gelen kanaat önderlerine yeterince yer vermeyen mesleki dağılımın durumu, parti üst yönetimlerine teslim edilmiş temsili demokrasinin ne derece iflas ettiğini ortaya koymaktadır.

Evet, bu anlamda şu şekilde bir son söz söylenebilir;

Bu kentte, diğer kentlerde ve ülkenin her bir bölgesinde, her bir seçim çevresinde yaşayan insanların gerçek ihtiyacı demokrasinin kendisini temsil eden, kendisi tarafından belirlenen vekiller eliyle işletilmesi; şayet bunu sağlamak mümkün olmuyorsa, kendi iradesi dışında belirlenen bu insanlara itibar etmemek, onları seçmemek, onları kendi vekili olarak Ankara‘ya göndermemek, demokrasiyi öncelikle kendi örgütü içinde yaşama geçiren siyasi parti ve adaylarını tercih etmektir…

Ama tabii ki, son yıllarda egemenliğin kaynağı olmaktan çıkan TBMM’nin 103. yaşını kutladığı günlerde 666 adet milletvekili adayına sahip İzmir‘in, seçimler sonucu ortaya çıkacak tablo sayesinde “gavurluk” unvanı yanında, “şeytanlık” unvanına da sahip olma ihtimaline sahip olduğunu unutmamak koşuluyla….

(1) https://tr.wikipedia.org/wiki/666_(sayı)#:~:text=666%20sayısı%20yıllardır%20şeytanı%20temsil,canavara%20ait%20sayı”%20olarak%20bahsedilir.