Bir Hayat Tarzı Olarak Şehir, Mekān, Meydan

Kitabın Adı: Bir Hayat Tarzı Olarak Şehir, Mekān, Meydan

Yazan: Hasan Taşçı

Yayınlayan: Kaknüs Yaınları

1. Basım, 2014 İstanbul

240 sayfa.

Hasan Taşçı – 1868’de Rize’nin Çayeli ilçesinde doğdu. 1991 yılında İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Kamu Yönetimi Bölümü’nden mezun olduktan sonra, İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Çalışma Ekonomisi Anabilim Dalı Sosyal Siyaset Bilim Dalı’ndan “İşletmelerde Personel Eğitiminin Verimliliğe Etkisi” konulu tezle master derecesi aldı. 2012 yılında da “Kent Meydanı Kent Kimliği İlişkisi; Üsküdar Meydanı Örneği” adlı tezle doktora derecesi almıştır.

1990-1995 yılları arasında İlim Yayma Cemiyeti’nde yöneticilik, 1995-2009 yıllarında İGDAŞ’ta yöneticilik ve denetçilik yaptı.

Halen Esenler Belediyesi’nde Kütüphane Müdürlüğü ve Esenler Şehir Düşünce Merkezi tarafından çıkarılmakta olan Şehir ve Düşünce adlı derginin editörlüğünü yapmaktadır. Evli ve dört çocuk sahibidir.

Toplumların hayat biçimlerini etkileyen düşünsel, coğrafi, kültürel sosyolojik ve benzeri şartlar nelerdir ve bunların mekâna yansıyıp onu biçimlendiren boyutları nasıldır? Pek tabiidir ki şehri ya da kentsel mekânı algılayabilmek için bu sorulara cevap aramak gerekmektedir. Şehirlerin, kentsel mekânların ve meydanların varlık ve biçimlerinin o şehirde veya mekânda yaşayanların dünya görüşleriyle, hayat tarzlarıyla doğrudan ilintili olduğu genel kabul gören bir yaklaşımdır. Bir ön kabulle olmamakla birlikte, böyle bir arka planın var olabileceği düşüncesiyle hareket edilecek olursa, şehrin arka planındaki medeniyet olgusunu anlamak ve onu oluşturan toplumsal geçmişi açıklığa kavuşturmak, şehrin kendisinin veya mekânlarının daha iyi algılanabilmesini mümkün kılacaktır.

Medeniyetlerin kendi yaşam biçimleri ile uygarlık seviyelerini yansıtan en karmaşık ve kapsamlı yapı olan şehrin mekânlarını, sosyal, kültürel arka planlar olmadan anlayıp algılayabilmek mümkün değildir. “Mekânın doğasını” anlama çabası olarak adlandırabilecek çalışmalar sayesinde mekânla insan, mekânla toplum, mekânla mekân ve mekânla kentin ruhu arasındaki ilişkiler bütünü kavranabilmiş olunacaktır. Kaldı ki mekânla toplumun ve insanın ilişkisi, bu ikisi üzerinden mekânla mekânın ilişkisi anlamına gelmektedir. İnsanın ve toplumun mekânla ilişkisi ise mekân üzerinden kendileriyle ilişkilerini ifade etmektedir. Bu yönüyle “şehircilik sosyal bir faaliyettir.” “Bir nesne olduğu kadar, bir özne de olan kentin organik ve sembolik yapısı bir cetvel ve bir pergelle anlaşılamaz. Bir bilim olarak şehircilik ‘kentin şiiri ve metafiziğini’ anlayamaz, ayrıca anlamak da istemez.” Söz konusu metafiziği anlamak için ihtiyaç duyulan şey, teknikten daha çok mekânın felsefesi ve teknik donanımlardan daha çok amaçların belirlenerek mekâna dair yapım programının oluşturulmasıdır. Hatta varlığını uzun süre devam ettiren bir kentsel mekân, hızla değişen mimari tarzlara rağmen biçimsel olarak değişmiyorsa burada mimariden daha fazla sosyal ve kültürel yapıdan bahsetmek daha doğru bir yaklaşım olacaktır. Böyle durumlarda mekân veya yapı güncel işlevlerinden ziyade meydana geldiği zaman sürecine göre değerlendirmeye tabi tutulmalıdır. 
(Tanıtım Bülteninden)

Ayrıca okumak için…

http://ruhunakitap.blogspot.com/2016/09/sehir-neydi-mekan-nasld-meydan-nerede.html

0000000605629-1