Tek taraflı barış olabilir mi?

Ali Rıza Avcan

Hepimizin bildiği gibi içinde bulunduğumuz yılın 9 Eylül tarihinde İzmir’in işgalden kurtuluşunun 100. yılını kutlayacağız.

İzleyebildiğim kadarıyla İzmir Büyükşehir Belediyesi bu kutlamayı düzenlemek amacıyla Konak, Büyükşehir Belediyesi meclisi üyesi ve İzmir Milli Kütüphane Vakfı Başkanı avukat Ulvi Puğ başkanlığında bir komite kurmuş durumda. Bu komitenin hangi kriterlere göre kimlerden oluştuğunu ise bilmiyorum.

Bu komite ile ilgili olarak kulağıma gelen ilk haber, söz konusu komitenin yeni bir 9 Eylül anıtının yapımını gündeme getirdiği ile ilgiliydi. Kesinleşen kutlama programını ise gazeteci arkadaşlarıma gönderilen bir haber bülteni sayesinde öğrendim.

İzmir Büyükşehir Belediyesi Basın Yayın Şube Müdürlüğü’ne ait 2 Haziran 2022 tarihli bu haber bülteninde, 9-11 Eylül 2022 tarihleri arasında İzmir Büyükşehir Belediyesi’nce yapılacak etkinliklerin “Barış” teması altında gerçekleştirileceği belirtiliyordu.

Düzenlenen haber bültenine göre, 2 Haziran 2022 tarihinde Tarihi Havagazı Fabrikası’nda yapılan tanıtım toplantısında konuşan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Tunç Soyer, “Şehrimizin kurtuluşunun bir asrı tamamladığı bu yıl, bizim için barışın 100 yıllık hikayesidir. İzmir’in kurtulduğu gün, 9 Eylül, aynı zamanda Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunun başladığı gündür. Bu nedenle şehrimiz, Türkiye için aynı zamanda umudun yüzüdür. Bu yıl İzmir’in kurtuluşunun 100’üncü yılını büyük bir coşkuyla kutlayacak ve ardından Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılını karşılayacağız. Birinci yüzyıl, yaşadığımız tüm zorluklara rağmen barışın yüzyılı oldu. Hiç şüpheniz olmasın ki çocuklarımıza bırakacağımız ikinci yüzyıl da yine barışın yüzyılı olacak”, o nedenle “özellikle, 9-10 ve 11 Eylül tarihlerinde İzmir’den ayrılmayın. Tarihi üç gün yaşanacak. Tüm İzmir’i ayağa kaldıracağız.” demiş.

Ayrıca sözlerine ek olarak, “Askeri dehasıyla dünya tarihine yön veren, sayısız cephede tartışılmaz zaferler kazanan Ulu Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk, verdiği onca savaşın ardından aslında en büyük zaferin barış olduğunu göstermiştir. Onun için; ‘Yurtta barış, dünyada barış’ demiştir. Biz bu vasiyetten yola çıkarak İzmir’in kurtuluşunun yüzüncü yılını Cumhuriyetimizi ikinci yüzyılına kavuşturan bu tarihi yıl dönümünü ‘Barışın Yüzyılı’ olarak tanımlıyoruz.” diyerek 100. Yıl 9 Eylül kutlamalarını, yurttaki ve dünyadaki barış çabaları ile ilişkilendirmiş, yapılacak tüm etkinliklerin barışı geliştirmek adına yapılacağına vurgu yapmıştır.

Barışın yüzyılı olacak” sloganı ile düzenlenecek olan etkinliklerle ilgili programa baktığımızda ise, çoğunlukla 9-11 Eylül 2022 tarihleri arasında yapılacak olan; ancak, 30 Ağustos 2022 tarihinde yapılacak 99. Zafer Bayramı kutlamasının 100. Yıl kutlaması adıyla ve gelecek yıl kutlanacak olan Cumhuriyet’in 100. yılı kutlaması nedeniyle düzenlenmiş olan marş, şiir ve beste yarışmasının da bu programa dahil edildiği, böylelikle 20 ayrı etkinlikten oluşan bir programın oluşturulduğu görülmektedir:

1. 25 Ağustos-9 Eylül 2022 tarihleri arasında Afyonkarahisar’ın Dereçine kasabasından başlayıp İzmir‘de bitecek 217 kilometrelik “Zafer ve Anma Yürüyüşü“,

2.Çok sayıda kurumun katılacağı ve Türkiye ekonomisinin yeniden inşa edileceğiİzmir İktisat Kongresi,

3. 100. Yıl 3X3 Sokak Basketbolu Şampiyonası İzmir Finali,

4. 9 Eylül Fotoğraf Yarışması,

5.İz Bırakan 9 Eylül Kutlamaları Fotoğraf Sergisi“,

6. Sanatçılar Edis ile Gazapizm‘in sahne alacağı 30 Ağustos Zafer Bayramı 100. Yıl Kutlaması (Cumhuriyet Meydanı) ve Türkiye Halk Oyunları Gecesi (Bornova Aşık Veysel Açıkhava Tiyatrosu),

7. 100. Yıl Kütüphanesi,

8. 100. Yıl Senfonik İzmir Türküleri Albümü ve Konseri, 10 Eylül 2022,

9. 100. Yıl Anı Evi,

10. 100. Yıl Taşı,

11. 100. Yıl Belgeseli,

12. 100. Yıl Resepsiyonu,

13. 100. Yıl Yarı Maratonu,

14. 100. Yıl İzmir Yangını Panel ve Sergisi,

15. 100. Yıl Panel ve Söyleşileri,

16.En Büyük Zafer Barıştır Anıtı” yapımı,

17. Cumhuriyetimizin 100. Yıl Marşı, Şiir ve Beste Yarışması,

18.Kurtuluştan Kuruluşa 100. Yılında İzmir” Temalı Kitap Çalışması (10 cilt),

19. 100. Yılında İzmir Sempozyumu, Aralık 2022,

20. 100. Yıl APİKAM Kitapları (7 adet).

Görüldüğü gibi, listelenen 20 ayrı etkinliğin iki tanesi (30 Ağustos 2022 Zafer Bayramı Kutlaması ile Cumhuriyetimizin 100. Yıl Marşı, Şiiri ve Beste Yarışması) 9 Eylül İzmir’in Kurtuluşunun 100. Yılı Kutlaması ile değil; 2023 yılında kutlanacak olan Cumhuriyetin 100. Yılı Kutlaması ile ilgili olduğu için geriye kalan 18 etkinlik hakkındaki görüş ve düşüncelerimi paylaşmak isterim.

29 Ekim 1998, Cumhuriyet’in 75. Yılı Kutlama Törenleri, İzmir

Çünkü, İzmir’e yerleştiğim ilk günlerde; yani bugünden geriye 24 yıl önce gerçekleştirilen Cumhuriyet’in 75. Yıl Kutlamalarında yer almış, tüm Türkiye genelinde Ekonomik ve Toplumsal Tarih Vakfı‘na verilen kutlama organizasyonlarını düzenleme görevinin İzmir ayağında tasarım-kurgu ekibi olarak görevlendirilen İzmir Kültür ve Sanat Vakfı‘ndan sevgili Doç. Dr. Oğuz Makal, Prof. Dr. Murat Tunçay, Prof. Dr. Adem Genç, Prof. Dr. Gürhan Tümer, Prof. Dr. Hüsnü Erkan, Yrd. Doç. Dr. Yavuz Seçkin ve Kayhan Kırmızıgül, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği (ÇYDD) İzmir Şubesi başkanı sevgili Asuman Özçam Boyacıgiller, İzmir Çağdaş Kültür ve Sanat Etkinlikleri Derneği (İZÇAKSED) başkanı sevgili Prof. Dr. Aydın Bıçakçı hocamız, sevgili Alpaslan Mater, Mükerrem Püskülcü, Ebru Mete ve Ayşen Aksüt ile birlikte ve Başoptik firmasından Necati Ortabaş ile Halay Parfümeri‘den rahmetli Lokman Ölgün arkadaşımızın katkıları çerçevesinde kutlamaların açılış töreni olan Cumhuriyet Meydanı’ndaki 2.5000 çocuktan oluşan çocuk korolarının gösterisini düzenlemiş, Alsancak İstasyonu’ndan hareketle Afyonkarahisar’a gidip geri dönen ve her bir istasyonda trendeki tiyatrocuların, müzisyenlerin, halk oyuncularının gösteri yaptığı Cumhuriyet Sanat Treni’ni uğurlayıp geri dönüşünde karşılamış, 75. Yıl nedeniyle Ekonomik ve Toplumsal Tarih Vakfı tarafından düzenlenen sergilere yardım edip sorumluluk üstlenmiş deneyimli biri olarak, 75. yıl kutlamaları nedeniyle 1998 yılında yapılan ve yapılamayanlarla 9-11 Eylül 2022 tarihlerinde 9 Eylül İzmir’in kurtuluşunun 100. yılı nedeniyle yapılacak olan etkinlikleri birbirleriyle mukayese edebilecek, başarılı bir gösteri ve kutlamada dikkate alınması gereken ‘anlamlılık‘, ‘yenilikçilik‘, ‘temsiliyet‘, ‘katılımcılık‘ ve ‘kitlesellik‘ gibi kriterlerin dikkate alınması itibariyle farklılıklarını ortaya koyabilecek bir deneyime sahip olduğumu söyleyebilirim.

29 Ekim 1998, Cumhuriyet’in 75. Yılı Kutlama Törenleri, İzmir

Söylemde değil, eylemde barıştan yana olmak…

Bu konuda söylenecek ilk şey, ana teması “barış” olarak belirlenen kutlama etkinliklerinde barışı oluşturacak tüm taraflara yer verilmediği, ortada sadece İzmir halkını temsilen İzmir Büyükşehir Belediyesi olduğu takdirde yapılacak etkinliklerle barış ideali arasında bir ilişki kurmanın zor olacağı ile ilgili olacaktır. Çünkü, barış hiçbir zaman için tek taraflı değil; en azından iki tarafı ya da çok tarafı ilgilendiren bir olgudur. Taraflardan birinin barıştan söz edip diğer tarafın ya da tarafların barıştan söz etmediği, onun için çaba göstermediği durumlarda söyleminiz barış bile olsa eyleminizin barışla hiç bir ilgisi olmayacağı söylenebilir.

Kutlanacak tarihi olay, emperyalist ülkelerin maşası olarak ülkemizi işgal eden Yunan ordusunun bu toprakları terk etmek zorunda kalmasıyla ilgili olduğu için, barış temasıyla yapılacak bu etkinliklerin en azından işgalci ordunun ülkesi Yunanistan ile birlikte yapılması, buna belki de, Yunan ordusunun işgaline neden olan İngiltere, Fransa gibi ülkelerin de dahil olması; böylelikle, bundan tam 100 yıl önce savaşa neden olanlarla işgal edilen kentin temsilcilerinin katılacağı uluslararası etkinliklerle Ege Denizi’nde ya da Ege’nin her iki yakasında barış ortamının yeniden oluşturulması için yeni bir girişimde bulunulması mümkün olabilirdi. Hatta bu etkinliklere bir zamanlar Ege’nin iki yakasında güçlü barış rüzgarları estiren Barış Derneği, Ege Barış Derneği, SİNİPARKSY (Ege’de Birlikte Var Olma ve İletişim Derneği) gibi derneklerle eski Yunanistan başbakanı ve Kardak krizinin yaşandığı dönemde dışişleri bakanı olan Yorgo Papandreou, yine Kardak krizinin yaşandığı dönemde Yunanistan başbakanı olan Kostas Simitis, hem Atina belediye başkanı Kostas Bakoyannis‘in annesi, hem de Yunanistan başbakanı Kiryakos Mitçotakis‘in ablası olan eski Atina belediye başkanı ve dışişleri bakanı Dora Bakoyannis, Ege’de ve Trakya’da Gazeteciler Barış Platformu‘nu kuran gazeteciler Stratis Balaskas ve Yannis Cumas, Yunanistan’ın barıştan yana ünlü gazetecileri Stelyo Kouloglou ve Pavlos Tsimas, halası Bornova’da oturan Midilli eski valisi Pavlos Vogiacis, Türkiye’deki birçok gazete ve televizyon kanalının Yunanistan temsilciliğini yapan gazeteci Stelyo Berberakis gibi isimlerin bu kutlamaya davet edilmesi suretiyle İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Tunç Soyer‘in barış niyetinde ciddi olunduğu net bir şekilde ortaya konulabilirdi. Böylelikle hem devamlı dünyayı dolaşan danışmana bu isimlere yapılacak daveti takip etmek gibi anlamlı bir görev verilebilir, hem de milliyetçi bir Yunan yazarın hayal mahsulü kitabı yerine daha büyük ölçekte iddialı bir barış mücadelesi verilebilirdi.

Ancak İzmir’in işgalden kurtuluşunun 100. yılı için yapılacak etkinliklerin duyurulduğu ve bunun barış için yapılacağının duyurulduğu günlerde, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Tunç Soyer‘in partisi CHP, grup başkanvekilinin ağzından Suriye’ye yapılacak bir operasyona destek verecekleri söyleyerek güney sınırlarındaki olası bir savaşa evet diyor, diğer yandan da Yunanistan başbakanı Kiryakos Miçotakis, ‘İhtiyaç duyulduğunda kendimizi savunma yeteneğine sahip olduğumuzdan çok eminiz … NATO içindeki müttefiklerimiz de bu konuda haklı olduğumuzu ve olaylara başka bir şekilde bakmanın mümkün olmadığını söylediğinde Türkiye şaşırmamalı…” diyerek Ege Denizi’ndeki barışın çok uzak olduğunu ifade ediyordu.

CHP grup başkanvekili ile Kiryakos Miçotakis‘in savaştan bahsettikleri günlerde barıştan bahsetmek belki de güzel bir şeydi; ama anlaşılan o ki o barış idealinin ayakları yere basmıyor, iletilen barış mesajına karşı taraftan ses gelmiyordu.

Oysa yakın zamanda Atina’yı ve Atina Belediyesi‘ni ziyaret eden İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Tunç Soyer, yaptığı görüşmelerde 9 Eylül ve izleyen günlerin 100. yılı için ortak eylem girişiminde bulunabilir ya da Yunanistan gelecek kültür ve sanat temsilcilerini davet edebilir; böylelikle, her iki taraf arasındaki çatışma ve savaşı körükleyen aşırı milliyetçi taraflara fırsat vermeyebilirdi. Bu anlamda, 9 Eylül’ün 100. yıl kutlamalarının Yunanistan ya da diğer ülkelerle uluslararası boyutta ele alınmayışı nedeniyle, “barış, barış” diye bağırılırken barıştan yana büyük bir fırsat kaçırılmış diyebiliriz.

Her seferinde bir öncekini aşmak hedefi…

9 Eylül İzmir’in kurtuluşu 100. yıl kutlama programına baktığımızda bir kısım dağcının, sporcunun, gençlerin Afyonkarahisar’dan başlayıp 9 Eylül günü İzmir’de sonuçlanacak bir yürüyüşü gerçekleştirecekleri belirtilmekle birlikte hepimiz biliyoruz ki bu tür etkinlikler her yıl yapılan 9 Eylül kutlamalarında yapılan bilindik etkinliklerdir. Afyonkarahisar-İzmir Zafer Yürüyüşü adı verilen bu etkinlik genellikle Türkiye Dağcılık Federasyonu ile birlikte gerçekleştirilmekte olup İnternet kayıtlarına göre 350 kilometrelik 8. yürüyüş organizasyonu 2007 yılında yapılmış olup, MHP İzmir milletvekili Tamer Osmanağaoğlu‘nun korumaları ile vatandaşlar arasında ön sırada olma nedeniyle arbedenin yaşandığı en son yürüyüş ise 2021 yılında gerçekleştirilmiştir. Bu nedenle, böylesi bir yürüyüş etkinliği katılımcılar açısından oldukça etkileyici olmakla birlikte, 100. yıla yaraşır bir etkinlik olarak düşünülmesi doğru olmamıştır. Hepimizin üzerinde uzlaştığı temel amaç, her yeni yılda daha farklı, daha yenilikçi, daha gelişkin ve daha çok kişinin katıldığı kitlesel bir etkinliğin yapılması olduğuna göre, uzun bir süredir yapılıp rutine dönüşen bu etkinliğin 100. yıla yaraşır bir şekilde genişletilip geliştirilmesi daha uygun olacaktır.

Yapmak isteyip de yapamamak…

Görevi olmayan işleri yapacakmış gibi davranmak…

Programın açıklaması ile ilgili haber bülteninde yapılacak olan İzmir İktisat Kongresi’nde Türkiye ekonomisinin yeniden şekillendirileceği gibi oldukça iddialı bir ifade yer almaktadır. Söz konusu ifade, Türkiye ekonomisi ile ilgili tüm sorunların bu kongrede ele alınıp ekonominin bu analiz ve tartışmalar çerçevesinde yeniden şekillendirileceği gibi bir algı ya da hayal yaratılmaya çalışılsa bile bu konuda görevli, yetkili ve sorumlu olanın, İzmir Büyükşehir Belediyesi ya da bu kongreye katılacak kişi ve kurumlar değil, başta Cumhurbaşkanlığı olmak üzere merkezi yönetimi elinde bulunduran AKP iktidarı olduğunu cümle alem herkes bilmektedir.

Kütüphane, ama nasıl?

İzmir fazlasıyla kütüphane ihtiyacı olan, bir vakıf tarafından yönetilen Milli Kütüphanesi ise acilen yenilenip büyütülmesi gereken bir kent…

Ama 9 Eylül İzmir’in Kurtuluşu’nun 100. Yılı Kutlama programını hazırlayan komitenin başkanlığı bizzat İzmir Milli Kütüphane Vakfı başkanı tarafından yürütülmekle birlikte, bizlere gönderilen basın bülteninde bu konuda yazılı olanlar ise kelimesi kelimesine şu şekilde:

100. Yıl Kütüphanesi, İzmir’in bağımsızlığını simgeleyecek ve 100. Yıl adıyla anılacak modern, teknolojik altyapıya sahip ve güncel kitap envanteri olan kütüphane 100. yılda İzmir’e kazandırılacak.

Kütüphanenin adı ve işlevi belli olmakla birlikte, nerede yapılacağı, kaç adet yayın ve koleksiyonu barındıracağı belli değil… Tabii ki, 2022 yılında yapılan bir kütüphane doğal olarak modern ve teknolojik altyapıya sahip olacak. Güncel yayın bulundurmak ise bir tercih meselesi. Ama asıl önemli olan, bu kütüphane İzmir’e ve 9 Eylül’ün 100. yılına layık bir büyüklükte mi olacak? Ayrıca ne zaman yapılıp açılacak? Bu kütüphaneden kimler yararlanacak? İşte bütün bunlar şimdilik meçhul…

Sıradan bir kutlama…

9 Eylül İzmir’in Kurtuluşu 100. Yıl Kutlamaları ile ilgili programın elime geçtiği andan itibaren konu ile yakından ilgisi olan arkadaşlarıma, özellikle de 4 Haziran 2022 tarihinde tarihçi arkadaşımız Pelin Böke‘yi anmak amacıyla Aliağa’da yapılan toplantıya katılan tarihçi arkadaşlarıma bu programla ilgili görüş ve kanaatlerini sordum. İstisnasız hepsi de hazırlanan programın çok derece sıradan, 9 Eylül’ün 100. yılının kutlamasına layık olmayan bir program olduğunu, bu tür etkinliklerin her zaman yapılan etkinlikler olduğunu, yapıldıktan sonra akılda kalacak şeyler olmadığını ifade ettiler.

Sivil ve katılımcı değil, resmi bir organizasyon…

Anlaşılmaktadır ki, İzmir’in Kurtuluşunun 100. Yılı Kutlamaları, 24 yıl önceki Cumhuriyet’in 75. yılı İzmir kutlamalarında uygulanan Ekonomik ve Toplumsal Tarih Vakfı, Çağdaş Yaşam Derneği (ÇYDD), İzmir Kültür ve Sanat Vakfı, İzmir Çağdaş Sanat ve Kültür Etkinlikleri Derneği (İZÇAKSED) ve Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) gibi sivil toplum kuruluşlarıyla işbirliği yapma anlayışının aksine organizasyonun belediye yetkililerinin takdirleri doğrultusunda yapmayı tercih etmiş; böylelikle başka kutlamalara örnek olabilecek katılımcı ve demokratik bir işbirliği fırsatını kaçırmıştır.

Sonuç olarak,

İzmir Büyükşehir Belediyesi, muhakkak ki İzmir Valiliği’nden ayrı yapılacağı anlaşılan 9 Eylül İzmir’in Kurtuluşu 100. Yıl Kutlama etkinliklerini, tek yanlı “barış” adına şimdiden belirlediği birilerine kitaplar yazdırarak, belgeseller yaptırarak, konserler verdirerek, sergiler açtırarak, organizasyonlar düzenlettirerek açıkladığı program çerçevesinde kendi resmi iradesi çerçevesinde yapacak; böylelikle, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Tunç Soyer‘in “Türkiye tarihinin en görkemli kutlaması olacak” ifadesi ile tanımlamaya çalıştığı kutlama etkinlikleri devlet eliyle resmi bir hüviyetle gerçekleştirilecektir.

Ama bütün bu yapılanlar sayesinde İzmir halkının, -sporcuların yapacağı yürüyüş ve koşular dışında- fikri ve eylemleriyle bizzat katılarak değil, kendisine layık görülüp önüne konulan etkinlikleri her zaman olduğu gibi seyrederek ya da dinleyerek hoş vakit geçireceği kesindir.

Tek taraflı barış olabilir mi?’ için 2 yanıt

  1. Sayın Avcan merhaba,
    9 Eylül günü kutlamalarına yönelik yazınıza 2 ekleme yapmak istiyorum.
    1. Programın ana teması sadece ‘barış’ ise bunun yeterli olamayacağını düşünüyorum. Türk milletinin yeniden doğuşu ve emperyalizme karşı verilen savaşın başarıya ulaşması -Türk milletinin kurtuluşu ve Türkiye Cumhuriyetinin kuruluşu- ‘barış’ teması ile birlikte taçlandırılırsa/taçlandırılıyorsa bunun çok anlamlı bir ana tema olacağını düşünüyorum. Aynı zamanda, Atatürk’ün düşünce dünyası ve uygulamalarının anlaşıldığı ve günümüze taşınmaya çalışıldığı bu ana temadan kavranacaktır.
    2. Programda 30 Ağustos gecesi kutlamalarında, sanırım son zamanların sevilen şarkıcıları/grupları olan Edis ile Gazapizm’in sahneye çıkması, 9 Eylül ve izleyen günlerde (… Cumhuriyetin ilanının 100. yılında) sahneye çıkacaklar konusunda endişelenmeme yol açtı. 100. yılını kutlayacağımız bu önemli günlerde; Moğollar, Zülfü Livaneli, Edip Akbayram, Bülent Ortaçgil, Erkan Oğur, Arif Sağ-Belkıs Akkale, Bulutsuzluk Özlemi, Mor ve Ötesi, Fazıl Say gibi bu ülkenin onur abidesi olan, kuruluş ve kurtuluşun felsefesini ve değerini yaşatmaya çalışan kişi ve grupların arasından yapılacak seçimle konser programlarının oluşturulmasına özen gösterilmesi yerinde olacaktır. Aksi taktirde, sadece gençlerin beğendiği, ancak yukarıda örneklediğim sanatçılar gibi Atatürk, Cumhuriyet ve tam bağımsızlık gibi konularda varlık göster(e)memiş kişi ve grupların 100. yılda sahneye çıkması durumunda, ilgili günlerin taşıdığı anlamın yaşatılması yerine büyük ölçüde ‘eğlence’ egemen olacaktır.
    Etkinlikleri düzenleyenlerin bu hususlara gereken özeni göstermelerini umuyorum.
    Saygılarımla,

    Beğen

Adnan Kaplan için bir cevap yazın Cevabı iptal et