Gerçek dayanışma nedir? (2)

Ali Rıza Avcan

Dünkü yazımızda, ‘dayanışma‘ ile ‘yardımlaşma‘ arasındaki temel farkları ortaya koyarak, bunların çoğu kez birbiriyle karıştırıldığını, kolaycılığın getirdiği alışkanlıklar çerçevesinde bakanlık, valilik ya da belediye eliyle gerçekleştirilen tek yanlı etkinliklerin aslında ‘dayanışma‘ değil, ‘yardımlaşma‘ çalışması olduğunu vurgulamaya çalışmıştık.

Bugünkü yazımızda ise ‘dayanışma‘ olgusunun temel özelliklerini daha ayrıntılı bir şekilde inceleyip ‘yardımlaşma’ eyleminden farklılıklarını ortaya koymaya çalışacağız.

Dayanışma 100

Bu anlamda;

Dayanışma, bitkiler, hayvanlar ve insanlar aleminde; yani tüm canlılar dünyasında var olan temel bir duygusal tepkidir. Bitki bitkiye, hayvan hayvana, insan da insana karşılıklı olarak yardımcı olur, dayanışma içinde olur ve böylelikle hem kendisinin hem de diğerinin varlığını korur. Bu anlamda dayanışma, küçük sarmaşığın yakınındaki bir ağaca sarılarak güneşe ulaşması, kuşların yaklaşan tehlikeye verdiği uyarılar üzerine primatların kaçması, kendisi tehlikede olsa bile bir insanın diğer bir insana yardım elini uzatmasıdır.

Dayanışma, yardımlaşmanın karşılıklı olanıdır. Bu anlamda dayanışma grubu ya da halkası içinde olan her canlı kendi sahip olduğu güç, zayıflık, fırsat ya da tehdit çerçevesinde karşısındakine yardımcı olur ya da yardım alır. Bu anlamda dayanışma, size içi dolu ikram edilen bir tabağın boş değil; içine başka bir şey konularak geri verilmesi inceliğidir.

Dayanışma, kendi öz disiplinini adanmışlık duygusundan alan gönüllü bir eylemdir. Bu anlamda, “bugün dayanışırım, yarın ise belki…” denmesi mümkün olmayan, veren ile alanın aynı zorlu ortamda bulunduğu eşitler arası bir ilişkidir. İşte bu nedenle, Richard Rorty bu ilişkiyi, “Toplumsal dayanışma, metafizik bir insan özü keşfetmekten çok, başka insanların çektiği ıstırabı tahayyül edebilme, onlarla duygudaşlık kurabilme, onları bu anlamda ‘bizden biri’ olarak görebilme yeteneğinin sonucudur.” şeklinde tanımlar. (1)

Dayanışma, dilbilimci Ali Püsküllüoğlu‘nun da söylediği gibi, “bir topluluğun bütün bireyleri arasında dayanışma bulunmasını o topluluk yaşamının gereklerinden sayan ve bireycilikle ortaklaşacılık arasında yer alan öğreti“dir.

Dayanışma, eşitler arasındaki yatay, yardımlaşma ise güçlü ile güçsüz arasındaki dikey ve hiyerarşik ilişkinin adıdır. Uruguaylı gazeteci ve yazar Eduardo Galeano bu farklılığı, Hayır işlerine inanmıyorum; dayanışmaya inanıyorum, hayırseverlik çok dikey… Yukarıdan aşağı iniyor. Dayanışma yataydır. Ötekine saygı duyar.” şeklinde tanımlayarak yardımlaşmanın aldatıcı olduğunu vurgular. 

Dayanışma, sahip olunan bir şeyin değil; elde olmayan bir şeyin karşılıklı paylaşımıdır. Ünlü edebiyatçı Jack London, bu paylaşımcı tavrı şu şekilde tanımlar: “Ah, sizi yardımseverlik tacirleri! Yoksullara gidin de öğrenin yardımseverlik nedir diye. Çünkü sadece yoksullar yardımseverdir. Onlar ellerinde fazla olan şeyi ne bir başkasına verir ne de saklar. Çünkü fazla olan hiçbir şeyleri yoktur. Birine bir şey verdiklerinde o verdikleri bir fazlalık değildir; fakat kendilerinin de ihtiyacı olan bir şeydir.” (2)

Dayanışma, kültürel geleneğimizde ‘imece‘ olarak da tanımlanan birlikte iş yapma halinin kendisidir. Bu anlamda yakından tanıyıp bildiğimiz ama kentleşmenin gelişmesi ile birlikte zaman içinde unuttuğumuz eski paylaşımcı yanımızdır.

Dayanışma, halka içinde yer alan her bireyin eş düzlemdeki karşılıklı yardımlaşması suretiyle kendini oluşturan her bireyin eşitlik ve özgürlüğünü oluşturur. Yardımlaşma ise güç sahibi veren ile alan arasındaki eşitsiz ilişki nedeniyle yardım alanın yardım edene daha fazla bağlanmasını sağlayarak insan ilişkilerindeki insani kuralları ortadan kaldırır. 

01

İşte bütün bu nedenlerle; ‘dayanışma‘ ya da ‘dayanışmak‘ sözcüğü ile ‘yardım‘ ve ‘yardımlaşma‘ sözcüğünü kesinlikle birbirinden ayırmamız, ‘dayanışma’ adıyla yaptığımız girişimleri ‘yardımlaşma’ya dönüştürmememiz, ‘yardımlaşma‘ çalışmalarını ‘dayanışma’ adı altında takdim etmememiz gerekmektedir.

02
Taksim Direnişi’nin sembolü Eylem’in anısına…

Evet, yeri ya da zamanı geldiğinde tek yanlı ‘yardımlaşma’ da yararlı olabilir, işe yarayabilir; ama dayanışmanın gerçek bir dayanışma olması, kendi var oluş nedeni ve felsefesi içinde işe yarayan, etkili ve iyi bir paylaşıma dönüşebilmesi için bu ayrımı kesinlikle yapmamız, dayanışma sözcüğünün içini boşaltarak, onu var eden felsefesinden kopararak sadece ‘yardımlaşma‘ diyen ve sadece onu uygulamayı tercih eden iktidar sahiplerinin peşine takılmamalıyız…

(1) Richard Rorty, Olumsallık, İroni ve Dayanışma, Ayrıntı Yayınları, 1995, İstanbul.

(2) Jack London, Yol, Cem Yayınevi, Mayıs 2010, İstanbul.

Devam Edecek…

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s