Ali Rıza Avcan
Had bildirmek… Son zamanlarda gücü elinde bulunduranların ya da bulundurduğunu sananların sıklıkla kullandığı, bu nedenle de adeta moda olmuş bir deyim… Dün bir başbakan ya da cumhurbaşkanı, bugün bir gazeteci , yarın da menfaati tehlikeye girecek herhangi birinin; ama özellikle de iktidarı elinde bulunduran ya da bulundurduğunu sananların kullandığı, kullanacağı tehdit kokan bir deyim…
Türk Dil Kurumu’nun Türkçe Sözlüğüne göre aşama, derece, sınır anlamına geliyor. Ömer Asım Aksoy’un Deyimler Sözlüğüne göre de “neler yapabileceğini ya da neler yapması gerektiğini bilerek onun ötesine geçmemek” anlamına geliyor.
Bu anlatımlara göre “haddini bilmek“, insan ilişkilerinde bir aşama, derece ya da sınırı ifade ediyor. Bu sınırın, derecenin ya da aşamanın geçilmemesi gerektiğini bir uyarı olarak anlatmaya çalışıyor.
Ama bir yandan da “haddini bildirmek“, “haddine mi düşmüş” ya da “haddi varsa” deyişlerinde olduğu gibi bir ast-üst ilişkisini çağrıştırıp tehdit eden bir gizli anlamı da var. Çünkü yine Ömer Asım Aksoy’un Deyimler Sözlüğüne göre, “haddini bildirmek” deyimi, “yetkili olmadığı işlere karışan, küstahça işler yapan kimseye sert işlemler uygulayarak yetki sınırını aşmaması gerektiğini öğretmek” anlamına geliyor.
Nitekim bu deyimin günlük kullanımına; özellikle de siyaset platformundaki son kullanımlarına baktığımızda genellikle kendini diğerinden daha üstte gören makam sahipleri tarafından kullanıldığını ve kendisinden aşağıda gördüğü kişi ya da kurumlara karşı bir tür azar, paylama ya da uyarı amacıyla kullanıldığını görüyoruz.
***
Gelelim geçtiğimiz hafta, Karşıyaka Atatürk, Annesi ve Kadın Hakları Anıtı‘nın yıkımına “HAYIR!” dediğimiz için basın dünyasından gelen bize yönelik “had bildirme” uyarısına…
Ama bu konuya girip tartışmadan önce, bu tür tehdit kokan uyarılar karşısındaki kişisel tavrımı netleştirmek isterim.
Çünkü kendimi, oldum olası kuralları dikkate alan; akılcı, adil ve ikna edici oldukları sürece onlara uyan biri olarak görürüm.
O nedenle de basın dünyasından bir gazeteci, dikkat etmemiz gereken bir had ya da sınırdan söz edip bizim o sınırı aştığımız iddiasıyla haddimizi bildirme uyarısında bulunursa, aklıma hemen o gazeteciyle aramızdaki ilişkileri düzenleyen basın dünyasının ortak değer ve ilkeleri aklıma gelir.
Öncelikle yaptığım ya da yaptığımız şeyin o ilke ve değerlere göre doğru olup olmadığını araştırırım. Çünkü bana göre o camianın haddi; yani sınırı, o kurum ya da topluluk tarafından önceden belirlenmiş olan o ortak ilke ve değerlerdir ve o gazetecinin de o ilke ve değerlere uyma zorunluluğu bulunmaktadır.
Söz konusu “had bildirme” uyarısını yapan gazeteci, basın dünyamızın amiral gemisi olarak nitelenen Doğan Medya Grubu’nda gazeteci ve yönetici olarak görev yaptığından, öncelikle Hürriyet Gazetesi dahil 37 ayrı kurum ve markayı kapsayan Doğan Medya Grubu üyelerinin uymak zorunda olduğu 8 kurumsal ortak değer ile 34 maddeden oluşan yazılı basın yayın ilkelerine bakarak bize uyarıda bulunan gazetecinin o değer ve ilkelere uyup uymadığını araştırmamız gerekmektedir.
Bu amaçla Google’da yaptığım kısa bir araştırma sonucunda kolaylıkla bulduğumuz Doğan Medya Grubu Yazılı Basın Yayın İlke ve Değerleri‘nin bu konuyla ilgili düzenlemelerini şu şekilde özetleyebiliriz:
“ORTAK DEĞERLERİMİZ
Ortak Değerler”imiz, yayıncının ve çalışanların en önemli ortak varlığı, yayın ilkelerimizin temelidir.
Ortak değerlerimiz, aynı zamanda, okur ve izleyicimizle aramızdaki sözleşmenin de esasını oluşturur.
Bizi tercih eden okur ve izleyicimize, mümkün olan en iyi kalitede, meslek etik ilkelerine uygun, yaratıcı, zaman zaman kalıp ve gelenekleri kıran, ama her zaman izleyicilerimize ve okurlarımıza saygılı bir yayıncılık faaliyeti vaad ediyoruz.
1. Güven
Genel tavırlarımızla toplumun, yayınlarımızla okurlarımızın ve izleyicilerimizin güvenini kazanmak en önemli değerimizdir. Doğan Yayın Grubunun bugününün ve yarınının temeli bu güven duygusudur
2. Bağımsızlık
a) Toplumun ve izleyicimizin güven duygusunun temelinde, Doğan Yayın Grubunun yönetimi ve çalışanlarıyla bağımsızlığı yatar.
Çalışanlarımız ve yöneticilerimiz, mesleki çalışmalarını her türlü çıkar ve nüfuz ilişkisinin dışında tutar; Grubun, kurumunun ve şahsının itibarını sarsacak türden bir faaliyet ve organizasyon içinde olamaz, bağımsızlığına gölge düşürecek çıkar çatışması durumlarından uzak durur.
3. Doğruluk ve gerçeklik
a) Yayınlarımızın temel işlevi, gerçekleri bozmadan, abartmadan, sansürlemeden, hiçbir baskı veya çıkar grubunun etkisi altında kalmadan, objektif bir biçimde kamuoyuna iletmektir.
b) Hiç bir zaman yayıncılık hızı, doğruluğun; abartma veya basitleştirme, gerçeğin çok yönlülüğünün önüne geçmemelidir. Bilmediğimizi açıkça kabul etmeli ve spekülasyona neden olmamaya çalışmalıyız.
c) İzleyicimizi ve okurumuzu, bilerek, kasten yanıltmamak; bilgi ve özen eksikliğimizden kaynaklanan yanıltmaları en aza indirmek ve en kısa zamanda düzeltmek hedefimizdir.
4. Tarafsızlık, çoğulculuk, hakkaniyet
a) Yayınlarımız, gerçeğin farklı boyutlarını yansıtacak şekilde çoğulcu, gerçeğin farklı yönlerini temsil eden düşünceler ve toplumsal aktörler karşısında ise tarafsız olmalıdır……………..
YAZILI BASIN YAYIN İLKELERİ
1. Gazetecilikte temel işlev, gerçekleri bulup bozmadan, abartmadan, sansürlemeden, hiçbir baskı veya çıkar grubunun etkisi altında kalmadan, objektif bir biçimde kamuoyuna iletmektir………………..
5. Gazete ve dergi çalışanlarının yayın amaçlı gezilerinin giderlerini karşılar. Davetle yapılacak gezilerde ise, gezilere gidilmesi ilgili birim yöneticisinin iznine bağlıdır. Davetle katılınan gezinin haber yapılması halinde, yayında, gezinin davet olduğu mutlaka belirtilir……………………….
23. Doğan Yayın Grubu Ortak Değerleri, bütün dijital platformlarında yapılan yayıncılığa, gazete ve dergilerin sosyal medyadaki faaliyetlerine ve yayınlarına dışarıdan katkıda bulunanları da kapsar.
24. Gazete ve dergi çalışanları, sosyal medyada da mesleki ve kurumsal kimliklerini unutmamalı, kurumun itibarını zedeleyecek ve saygınlıklarına gölge düşürecek davranışlardan kaçınmalıdır…
25. Gazete ve dergi çalışanları dürüstlük, doğruluk başta olmak üzere geleneksel mesleki kurallar ve etik ilkeleri dijital mecrada da dikkat etmelidir…
31. Gazete ve dergi çalışanları, dijital mecrada yazdıklarını üçüncü kişilerin bağlamından kopararak başkalarına iletilebileceğinin bilincinde olmalıdır. Gazeteci, okur ve takipçilerini yanıtlarken hakaret, aşağılama, alay ve suçlama içeren dil kullanmamalı, özel hayatlara müdahale etmemeli, eleştirilere karşı yapıcı ve anlayışlı olmalıdır.”
BU değer ve ilkelerin incelenmesinden de görüleceği gibi, Doğan Medya Grubu’nda çalışanların yapacakları haber ve yorumlarda uymak zorunda kaldıkları değer ve ilkeler çok açık olup; sosyal medyada yayınladıkları yorumlara karşı fikirlerini özgürce beyan edenlere hadlerini bildirmek gibi bir görevleri bulunmamakta; aksine yapılan eleştirilere karşı yapıcı ve anlayışlı olmak gibi bir yükümlülükleri bulunmaktadır.