Herkesi kucaklamak…

Ali Rıza Avcan

Herkesi kucaklamak“…

İlk duyduğunuzda içinizde sevgi tomurcukları açtıran, yüreğinizi sarmalayan güzel , sımsıcak bir sözcük…

Herkesi kucaklamak“…

Hiçbir ayırım gözetmeksizin karşınıza çıkan herkesi, her erkeği, her kadını, her cinsiyetten insanı, her çocuğu, her genci, her yaşlıyı, her engelliyi, her hırlıyı, her hırsızı kucaklamak…

3261371913_93b20559b3_b

Kucağı herkese açmak… O kucağın tam ortasında duran yüreğini, o yürekle simgelenen sevgini, şefkatini ve insanlığını herkese açmak…

Bu konuda hiçbir sınır tanımamak, hiçbir koşul koymamak…

Sağcısını solcusunu, hümanistini faşistini, otokratını demokratını, saraydakini varoştakini kucaklamak, kucaklayabilmek…

Daha doğrusu kendinde bütün bunların hepsini kucaklayabilme kapasite ya da yeteneğini görebilmek… Bu konuda hiçbir sınır, kayıt koşul dinlememek… Kucaklayabileceğini iddia etmek…

İlk söylendiğinde ya da dinlendiğinde kulağa hoş gelen, yüreği okşayan sözler bunlar…

Bir cumhurbaşkanı adayının açıklayıp cümle aleme duyurduğu 3.398 sözcükten oluşan koskocaman bir seçim manifestosunda tek bir “kucak“, “kucaklamak” ya da “kucaklıyorum” sözü geçmediği halde; tüm seçim kampanyası süresince “herkesin Cumhurbaşkanı olmak” iddiasıyla bol bol “kucaklıyorum” sözünü kullanmak…

Ya gerçekten herkesi; ama herkesi kucaklamak gerçekten mümkün mü?

Bütün düşünceleri, ideolojileri, sınıfsal ayrımları, grup, küme ve cemaatleri, bilinçaltı dürtülerini, algıları, şartlanmışlık ve ön yargılarla benzerlerini aşarak herkesi kucaklamak mümkün mü?

İnanç dünyasına ait yaratıcı ve peygamberlerin bile bugüne kadar yapamadığını bir çırpıda yapmak bu kadar kolay mı?

Diyalektik her şeyin kendi zıddının kendinde içkin olduğunu söylemekle birlikte tez ve antitezi, herhangi bir sentez hali oluşmadan bir arada bulundurup aynı kucağın içine sokmak mümkün mü?

Yoksa bu güzel ve etkileyici sözler, bir pop yıldızı gibi parlayıp sönen ahir zaman siyasetçilerinin “soap opera” benzeri bir “dip dalgası” ya da “tsunami” eşliğinde bizleri ikna edip kandırmak için kullandığı yalanlar mı? Veya kendisinin de inanmak isteyip inandığı yanılsamalar mı?

Yoksa masaldaki cadının, Pamuk Prenses‘e verip onu öldürmeye kalktığı parlak kırmızı elmalar mı?

muharrem_ince_manisa_da_konustu_81_milyonu_kucaklamak_icin_yollara_dustum_h77523_4bc2b

Yoksa kendi bünyesinde hem emeği hem sermayeyi, hem sağcıyı hem solcuyu, hem otokratı hem demokratı barındırabileceği sanan ya da sanmasa bile bunun oy getireceğini düşünen eski adıyla “sosyal demokratların“, yeni ve güncel adıyla “popülist sol demokratlar“ın bir yalanı mı?

Sanırım bütün bunları oturup salim kafayla yeniden düşünmekte yarar var…

Yoksa bizler hiç olmayacağını bildiğimiz bir duaya “amin” mi dedik?

Herkesi kucaklıyorum” diyenlere inanıp ya da inanmayı isteyip; oy vererek…

Cumhurbaşkanlığı manifestolarına göre kent ve yerel yönetimler (1)

Ali Rıza Avcan

Bugünden itibaren, 24 Haziran 2018 tarihinde yapılacak cumhurbaşkanlığı seçimlerine katılmak için partileri tarafından aday gösterilen Muharrem İnce, Recep Tayyip Erdoğan ve Selahattin Demirtaş ile 100.000’den fazla yurttaşın aday gösterdiği Meral Akşener‘in cumhurbaşkanı oldukları takdirde yapacaklarını gösteren seçim manifestolarında kentlerle yerel yönetimlere ilişkin vaatlerini ortaya koyup değerlendirmeye çalışacağız.

Muharrem İnce 002İlk ele alıp inceleyeceğimiz manifesto, Cumhuriyet Halk Partisi’nin aday gösterdiği aday Muharrem İnce‘ye ait olacak.

19 Mayıs 2018 tarihinde Samsun’da açıklanan manifesto toplam 3.398 sözcükten oluşuyor. 

Manifestonun ilk bölümünde Türkiye’nin bugün içinde bulunduğu durum ayrıntılı bir şekilde anlatılıp AKP iktidarının ülkeyi ne durumu getirdiği kısa, öz ve çarpıcı sözcüklerle ortaya konuluyor. 

12 punto ile yazılmış 14 sayfalık metnin dört sayfası sırf bu durumu anlatmaya ayrılmış.

Ülkenin içinde bulunduğu olumsuz koşulların anlatıldığı bu ilk bölümün arkasından gelen son kısımda ise, Muharrem İnce‘nin cumhurbaşkanı olarak seçilmesi durumunda neler yapacağı ve hedeflerinin ne olduğu anlatılıyor.

Cumhurbaşkanlığı görevinin üstlenilmesi durumunda yapılacak işler “Hukuk“, “Demokrasi“, “Kamu Yönetimi“, “Ekonomi“, “Dış Politika“, “Eğitim“, “Sağlık“, “Çevre“, “Tarım“, “Çalışma Hayatı“, “Kadın“, “Kültür ve Sanat“, “Spor” ve “Turizm” olmak üzere 14 bölümde ele alınıp her bir konuda yapılacak işlerin dökümü yapılmış.

Ülkenin içinde bulunduğu kötü koşulların anlatıldığı ilk bölümde kentlerle ve yerel yönetimlerle ilgili olumsuzluklar şu şekilde ifade edilmiş: 

Kendilerine ve yandaşlarına rant elde etmek için, her gün yapılan imar düzenlemeleri ile şehirlerimizi, kültürel mirasımızı ve doğal çevremizi tahrip etmekteler.”

“Sürdürülebilir çevre anlayışı tamamen ortadan kaldırılmış, şehirler beton yığını haline getirilmiş, halkın nefes alabileceği yeşil alanlar talan edilmiştir. Ardından, sanki bir erdemmiş gibi şehirleri yaşanmaz hale getirdiklerini itiraf etmektedirler.

Muharrem İnce‘nin cumhurbaşkanı olarak seçilmesi durumunda yapılacak işler ise “Demokrasi” başlıklı bölümde;

“Katılımcılık, birlikte yönetim ve çoğulcu demokrasi ilkeleri doğrultusunda yükseltilecek olan demokratik toplum yapımızda yerel yönetimler ve sivil toplum ön plana çıkarılacaktır.”

“Yerel yönetimler güçlendirilecektir. Merkezde toplanmış ve verimsizliğe yol açan idari yetkiler bu yönetimlere devredilecektir.”

Çevre” başlıklı bölümde ise;

“Şehirleşmede, imar planlamasında, yerüstü ve yeraltı doğal kaynakların kullanımında, ulaştırma ve enerji projelerinde, çevrenin ve doğal hayatın korunması temel hedefimizdir.”

“Yerel yönetimlerin çevreyi ve doğayı korumalarına ilişkin sorumluluklarını arttıracağız. Yerel halkın çevre konusundaki karar alma süreçlerine gerçekçi ve etkin katılımı sağlanacaktır.”

şeklinde formüle edilmiştir.

Kentlerle ve yerel yönetimlerle ilgili bu vaatleri özetleyecek olursak, Cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce bu göreve geldiğinde;

1. Yerel yönetimler, katılımcılık, birlikte yönetim ve çoğulcu demokrasi ilkeleri doğrultusunda yükseltilecek demokratik toplum yapısında ön plana çıkarılacaktır.

2. Yerel yönetimler güçlendirilerek merkezde toplanmış ve verimsizliğe neden olan yönetsel yetkiler yerel yönetimlere devredilecektir.

3. Şehirleşmede ve imar planlamasında çevrenin ve doğal hayatın korunması sağlanacaktır.

4. Yerel yönetimlerin çevre ve doğayı koruma ile ilgili sorumlulukları arttırılacaktır.

Anayasanın cumhurbaşkanlarına verdiği görev ve yetkiler açısından oldukça fazla güce  sahip olan bir cumhurbaşkanı adayının, “katılımcılık“, “birlikte yönetim” ve “çoğulcu demokrasi” ilkelerinden ne anladığı, bu ilkeleri göreve geldiği takdirde nasıl uygulayacağı, bu ilkelerin yaşam bulmasını engelleyecek durum, koşul ve sorunları nasıl çözeceği, yerel yönetimleri hangi sürede nasıl ön plana çıkaracağı, ön plana çıkarılacağı söylenen yerel yönetimlerle merkezi yönetim arasındaki ilişkilerin nasıl düzenleneceği bilinmeden bu vaatlere inanmak oldukça zor görünmektedir.

Muharrem İnce 001

Ayrıca, vaatlerin ikinci sırasında yer alan verimsizliğe neden olduğu için merkezi yönetimden alınıp yerel yönetimlere verilecek yetkilerin neler olduğu, bunların verimsizliğinin neye göre nasıl ölçüleceği, verimsiz bulunmayan diğer yetkiler konusunda nelerin yapılacağı açık bir şekilde belirtilmeden; ayrıca, bir iki satırda ifade edilen bütün bu vaatlerin nasıl hayata geçirileceği açıklanmadan bu vaatlerin de gerçekleşip gerçekleşmeyeceğini, gerçekleşse bile nasıl bir uygulamaya konu olacağı henüz bilinmemektedir. 

Bu nedenle kentlerle ve yerel yönetimlerle ilgili öneri ve vaatlerin cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce tarafından bu konuları iyi çalıştığını göstermek ve daha inandırıcı olmak amacıyla, katıldığı televizyon programlarıyla ya da yayınlayacağı basın bildirileriyle daha net ve anlaşılır bir şekilde açıklanması doğru olacaktır.

Devam edecek…