DÖNÜŞ
Caddede karşıma birden dolunay çıktı
Yavaşça yürüdüm yukarı, gökyüzü açıktı
Giineş tam arkamda yitmişti, biliyordum
Meydana varınca mavilik de gidecekti.
DÜN
ERKEN
Akşam kızıllığı çok kısa sürdü
Daha o gitmeden ışıklar goriindü
Koyu döndü vapur sürüklenerek
Bütün olup bitenler sanki dündü
SOKAKTA
Buradayım:
Yüzyıl oldu.
Önümden geçen yol
tıkandı
Çevremdeki bahçeler
daraldı
içimde yaşayan insanlar
azaldı
Yalnızlaştım.
Buradayım:
Yüzyıl önce başladım
beklemeğe.
Yavaş geçip gitme zamanı:
Dumanlar
isler puslar
yağmurlar
sıcaklar soğuklar
rüzgarlar
kemirdi her yanımı
Tahtaları birer birer çürüdü
boyalarım
parça parça döküldü
payandalarım
teker teker çöktü:
Yiizyıl oldu.
Yüzyıl önce:
Pırıl pırıl, yemyeşil
bahçem
bembeyaz, tertemiz
duvarlarım
cıvıl cıvıl, şen
odalarım
buradaydım.
Yaşıyordum –
yaşıyordu insanlarım.
Yüzırl oldu:
Karanlık, küf rengi
çevrem
kararmış, yıkık dökük
duvarlarım
kasvetli, kir-pas içinde
odaları
buradayım.
Yaşamıyorum –
yaşamıyor insanlarım.
Buradayım.
Yiizyıl oldu.
Bekliyorum.
Yalmzım
burada.
Bekliyorum –
ilk çocuğun attığı
ilk taştan beri
bekliyorum.
Ne zaman gelecekler –
baltalarla, balyozlarla, keserlerle –
Yalnızım
burada
bekliyorum.
Ne zaman
gelecekler?
UNDER
GROUND
Biz gene buradayız.
Sense oradaymışsın.
Sözlerimiz seni aradı
ama duvarda bir yazı vardı.
Giineşten düştü bir ışın, karardı.
Bir kapı çarpıldı karanlıkta, kapandı.
Gözlerimiz bulandı.
Sevgimiz
kala
kal
dı.
Yanaklarımız ıslak
ellerimiz kaypak
alınlanmız çıplaktı.
Sen
hep bizimken
biz gelmeden
hiç; bilmeden
gitmiştin.
Anılarımız
utandı.
Bizim canı bağımızdın sen
Yiireklerimiz coşkuyla çağlarken
Yavaş adımlarınla yaklaşır
Tutkumuzu okurdun gözlerimizden.
Biz yokken burada olurdun
Solmayan anılarımızı korurdun
Geri geldiğimizde hep sevgimize
Soyleyecek bir duru soz bulurdun.
Şimdi bir acılı özlemde yaşayacaksın
Orada ne kadar yağmur yağarsa yağsın
Silik yüzünde gülümseme ıslanmayacak
Burada iki sevgili yürek arasıdasın.
Artık utanmayacak
parlak anılarımız
senin için paylaştığımız
son kadeh şarap
taşıdığımız iki yitik yaş
senin içindi
senin kalacak.
HAVADA
Burada
duvar ile direk
arasında asılı,
sallanıyorum.
Kenarlarım yırtık
parçalarım sarkık
içim patlak.
Burada
geçmiş ile gelecek
arasında gerili,
sallanıyorum.
Saatlerim çarpık
günlerim çatlak
yılım yitik.
Sözcükler gelip geçiyor içimden
anlamsızlığa doğru,
eylemler geçip gidiyor elimden
çaresizliğe doğru.
Bocalıyorum
burada
hiçlik ile yokluk