Ali Rıza Avcan
Resmi, sivil ya da özel tüm kuruluşlar, yapacakları her yeni işte, o işin hem mevcut hukuk düzeni, kurumun mali yeterliliği, sahip olduğu insan kaynağı ve teknolojik donanımı açısından yapılıp yapılamayacağına, hem de yapılıp ortaya çıkarıldığı takdirde, o işin uzun bir zaman dilimi içinde devam edip etmeyeceğine, sonuca ulaşmak için verimli olup olmayacağına bakarlar.
Ayrıca yapacakları her işi o kurumun daha önceden belirlenmiş ihtiyaç ve sorunlarının önem ve öncelik sırasına göre yapmaya, kaynaklarını en önemli ve öncelikli işler için kullanmaya çalışırlar.
İşte o anlamda, İzmir Büyükşehir Belediyesi açısından daha iyi ve kaliteli hizmet üretmek için uygun bir hizmet binasının yapılması ya da körfezdeki kirlilikle kokunun giderilmesi, aksayan toplu ulaşımın yeniden düzenlenip geliştirilmesi veya taşınmaz satışı dışında mevcut gelir kaynaklarının geliştirilip harcamalarda tasarruf yapılması, içinde bulunduğumuz koşullarda en önemli ve öncelikli işlerden biridir diye düşünebiliriz.
Çünkü mali kaynakların kısıtlı olduğu; hatta, merkezi yönetimce ödenen vergi paylarının belediye ve şirket borçları nedeniyle büyük ölçüde kesildiği, bu borçlar dururken yurt dışından borç para almanın yasaklandığı, işçi ve memur maaşlarının ödenemediği bir dönemde tüm belediye kaynaklarının verimli, etkin, sonuç alıcı, yapılabilir ve sürdürülebilir işlere ayrılması hayati bir öneme sahiptir.

Herkesin oyuncağı olmaya aday bir Cumhuriyet emaneti: Kültürpark…
Hal bu olmakla birlikte, İzmir‘in içinde başka bir benzeri olmayan ve vaha niteliğindeki eşsiz güzelliğiyle herkesin dinlenip rahatladığı Kültürpark, bir süredir belediye başkanının yanına çöreklenmiş bir kısım sınıf arkadaşı danışmanların kendi kişisel menfaatlerinin mekânı ya da oyuncağı olma riskini yaşıyor.
Aziz Kocaoğlu zamanında kentteki sermaye kesiminin büyük bir kültür merkezi yapmak istediği, Tunç Soyer döneminin ilk başlarında meşhur “oyuncakçı” yazar Sunay Akın‘ın Kültürpark‘ta bir müze açmak istediği, sonrasında Tunç Soyer‘in “gölgesi” Güven Eken‘in Kültürpark‘taki Göl ve Ada gazinolarını yıkıp yok ederek onun yerine beton bir kitle yaratmak istediği hepimizin bildiği ve sonucu başarısızlıkla biten girişimler…
İşte o nedenle, Kültürpark‘ın Göl ve Ada gazinolarıyla şimdilerde kapatılan lunapark, belediyeye çöreklenmiş iş bilmez kadroların ortaya koyup etrafını içeriyi göremez şekilde kapattıkları bir “yara” olarak mevcudiyetini koruyor.
Ancak şimdi de yeni bir hayalle yola çıkan, daha doğrusu kendi kişisel hobisine yeni bir menfaat alanı yaratmak isteyen ve belediyede hangi unvanla çalıştığı bilinmeyen sınıf arkadaşının öneri ve yönlendirmesiyle ve yine belediye başkanının başka bir sınıf arkadaşı genel sekreter yardımcısı tarafından eskinin Göl ve Ada gazinolarının olduğu yerde bir gastronomi müzesi açılmak isteniyor…
Anlaşılan o ki, üç sınıf arkadaşı hekim, aynen Aziz Kocaoğlu ve Tunç Soyer zamanında başkalarının yapmak istediği gibi, Kültürpark‘ın başına, sonu belli olmayan ve belediye açısından hiçbir önceliği olmayan başka bir çorap örmek istiyor…
Bunun için yıkılan Göl ve Ada gazinolarının bulunduğu alandaki betonarme yapılar henüz bitirilmemiş olmasına rağmen; birtakım iş ve alımlar yapılıyor ve belediyenin içinde bulunduğu mali kriz nedeniyle -şimdilik- sonuç alınamıyor…

Biz bu hayalin ilk adımını daha önce Karşıyaka’da görmüştük...
Oysa aynı ekip; Cemil Tugay‘ın Karşıyaka belediye başkanı olduğu 2023 yılında, yanlarına Yaşar Üniversitesi Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölümü‘nü alarak Karşıyaka Belediyesi‘nin “müflis“; yani, iflas etmiş şirketi Kent A.Ş. üzerinden “Cordelion Mutfak Sanatları Merkezi” isminde, Kültürpark‘ta kurmak istedikleri müzeye benzer bir yer açarak orada, Kent A.Ş.‘nin İnternet sayfasındaki anlatımıyla “alanında uzman akademisyen ve şeflerle yemeği sanata dönüştürürken hem yemek yapmayı sevenlere hem de yemek yapma becerisiyle sektöre girmek isteyenlere mutfak sanatlarının inceliklerini göstermek, gastronomi kültürü ile ilgili eğitimler vermek, yiyecek-içecek sektörüne eğitimli, nitelikli ve kalifiye personel yetiştirmek, özellikle İzmir ve Ege mutfak kültürüne sahip çıkmak ve tanıtmak, gastronomi konseptli festival ve etkinlikler düzenlemek; ayrıca, gastronomi alanında mesleki eğitimlerle profesyonellere yönelik eğitimlerin yanında mutfak severlere her ay özel workshoplar düzenlemek” amacıyla etkinlikler düzenlenmişler, benim hatırladığım kadarıyla, Çeşme belediye başkanının dalga geçtiği (1) Karşıyaka Ege Otları Festivali ve gazoz sergisi gibi etkinlikler düzenlemişlerdi. Hatta benim de gidip gözlemlediğim bu etkinliklerde MasterChef programının ünlü İtalyan aşçısı Danilo Zanna‘yı bile konuk etmişlerdi.
Bugün bu merkezin faaliyetlerini takip etmek, hangi etkinlik ve kursları düzenleyeceklerini öğrenmek için bize önerilen tek kaynak, Instagram‘daki Cordelio Mutfak Sanatları Merkezi hesabı. (2) 5 Temmuz 2025, Cumartesi günü evimin yakınındaki bu merkeze giderek az sayıdaki müşterisiyle sakin sessiz bir ortamda adeta bir kafe gibi çalışan tesisin yöneticilerine ellerinde basılı bir etkinlik programı olup olmadığını sorduğumda, söz konusu merkezin etkinlikleri konusunda bu Instagram hesabından takip edebileceğimi söylediler.
Bilgisayarın başına geçip bu Instagram hesabını incelediğimde 12.400 takipçiye sahip bu hesapta merkezin açıldığı 16 Ocak 2023’den bu yana toplam 244 adet gönderinin paylaşıldığını; bu hesaptan sadece Cemil Tugay, Yıldız İşçimenler Ünsal, Karşıyaka Belediyesi, Kent A.Ş., Hatay Gastronomi Evi, Diyar Gastronomi ve Karşıyaka Kent günlüğü isimli hesapların takip edildiğini (3), 244 gönderiden 172’sinin Cemil Tugay, 72’sinin de Behice Yıldız Ünsal döneminde gönderildiğini, gönderi trafiğinin, yapılan etkinlik ve kurs sayısının azalmasına paralel olarak Behice Yıldız Ünsal zamanında belirgin bir şekilde düştüğünü, söz konusu merkezin açıldığı ilk yıllardaki performansını koruyamadığını gördüm.
Karşıyaka Cordelio Mutfak Sanatları Merkezi‘nin bu 244 paylaşımının takipçiler cephesinde ise duyurulan programların günü, saati, koşulları ve ücreti konusunda devamlı olarak soru sorulmuş olmasına karşın tek bir kez bile olsa yanıt verilmediği ni, soru soranların dikkate bile alınmadığı görülmektedir.
Ayrıca söz konusu merkezin tanıtımında Ege ve İzmir mutfağının öğrenilip tanıtılması konusunda çalışmalar yapılacağı belirtilmesine karşın; hem Cemil Tugay, hem de Yıldız İşçimenler Ünsal dönemlerinde yapılan eğitim çalışmalarıyla diğer etkinliklerin pizza, ravioli ya da fettunici makarna, tiramisu, bento cake, sushi, macaron gibi İtalyan, Fransa, Alman, İspanyol ve Uzakdoğu mutfağına ait yemeklerin öğrenilmesi ile ilgili olduğu, bırakın Anadolu mutfağını Ege ve İzmir mutfağı üzerine bile tek bir çalışmanın yapılmadığı, bu konuda ilk akla gelen 22-26 Şubat 2022 tarihlerinde yapılan ve devamı getirilmeyen Ege Otları Festivali hakkında Çeşme belediye başkanının bile ilginç sözler söylediği, üstüne üstlük 25 Ekim 2024-25 Ocak 2025 tarihleri arasında Mustafa Kemal Atatürk‘ün annesi Zübeyde Hanım‘ın saygın adı alet edilerek “Zübeyde Hanım’ın Mutfağı” adıyla Zübeyde Hanım‘la hiçbir ilgisi olmayan, onun kullanmadığı sağdan soldan toplama mutfak eşyalarıyla büyük bir sergi açılarak ucuz bir popülizm örneği verildiği görülmektedir.
Bu örnekten de görüleceği üzere Cemil Tugay ve ekibinin gastronomi ve yemek kültürü konusunda Karşıyaka‘da başlattıkları bu ilk girişimin ivmesi, bu konuda yeterli bilgi, birikim ve araştırma yapılmadığından yeni belediye başkanının zamanında hızla düşmüş ve Karşıyaka Belediyesi eski başkanı Cemil Tugay‘ın büyükşehir belediye başkanı olduktan sonra bu girişime sahip çıkıp desteklemesi, hatta bu merkezi İzmir Büyükşehir-Karşıyaka Belediyesi işbirliği içinde daha da geliştirmesi mümkünken, Kültürpark‘ın içindeki Göl ve Ada gazinolarının yerinde Kültürpark‘ın geçmişi, gelenekleri ve bugünü ile ilgisi olmayan bir gastronomi müzesi açmaya kalkması, sınıf arkadaşının eline yeni bir oyuncak vererek onu memnun etmek adına sağdan soldan malzeme alarak hazırlıklar yapması; ancak, yapılan alımların bedelinin ödeyememesi; anlaşılan o ki, bu ikinci girişimin de Karşıyaka‘da devamı getirilemeyen ilk girişim gibi sonuçsuz kalacağının göstergesidir.


Kültürpark’ta boşuna bir gayret: Gastronomi müzesi açmak…
Gelelim Kültürpark‘ta bir gastronomi müzesi açma hayaline ve yakın zamanda kaybettiğimiz “İzmir Baba” sevgili ve rahmetli Sancar Maruflu‘nun Kültürpark; özellikle de Kültürpark‘taki Göl ve Ada gazinolarıyla Çamlık Senar, Manolya, Luna Park, Ekici Öve ve Kübana gibi tarihi mekânlar yıkıldığında dile getirdiği tepkisine ve bu mekanlarda görmeyi arzu ettiklerine…
Hatırlayacaksınız; Kültürpark‘taki Göl ve Ada gazinoları Tunç Soyer döneminde yıkıldığında eski günlerin İzmir‘i ve Kültürpark‘ı için öne çıkan Sancar Maruflu, “artık İzmirli değilim, İzmir’i terk edeceğim. Dr. Behçet Uz’un kurduğu Kültürpark’ın tescilli ve korunması gereken, tarihi dokusuna uygun, korunmak üzere kaydedilmiş binaların korunacağını ve birer canlı müze gibi değerlendirileceğini, dev hangarların ise artık yıktırılacağını düşünerek… Kültürpark Platformu’na destek verdim. Ancak Kültürpark’ın tarihiyle yaşıt, alanın dokusuyla bütünleşmiş mekanlar yıkılıyormuş. Orada tarihi bir suç işleniyor” diyerek isyan etmiş, bu yıkımlar konusunda savcılığa suç duyurusunda bulunmuş, hayalinin buralarda her kesim ve sınıftan insanın ailesi ile birlikte rahatlıkla oturup masalarındaki semaverlerle ucuza çay ve kahve içebileceği ucuz fiyatlı yerler olması olduğunu dili döndüğünce anlatmaya çalışmış, eski bir İzmirli olarak Kültürpark‘a sahip çıkmıştı. (4)
Sancar Maruflu‘nun vefatından sonra oğlu sevgili Cevat Ziya Maruflu tarafından yönetilen Facebook sayfasına baktığımızda Sancar Maruflu‘nun yıkılan tarihi mekanlarla ilgili birçok mesajına, bu mekanların nasıl kullanılacağına yönelik önerilerine rastlarız.


Sancar Maruflu‘nun vasiyeti niteliğindeki bu mesajlardan Lunapark‘la ilgili 12 Haziran 2021, Facebook paylaşımı aynen şöyle:
“AVRUPA KENTİ İZMIR’DE 15 AYDIR 《LUNAPARK》 YOK…. İZMİR’Lİ ÇOCUKLAR DA LUNAPARK MUTLULUĞUNU YAŞAMALIDIR…. BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ VE KENT İLGİLİLERİ ARTIK GÖREVLERİNİ YAPSINLAR… AVRUPA’NIN EN MODERN VE EN GÜVENLİ LUNAPARKI ARTIK AÇILSIN VE DEĞERLENDİRİLSİN….. Sancar Maruflu ve Demokratik Sivil Kitle Örgütleri Birliği Mensupları…..“

Yine aynı amaçla paylaştığı 11 Aralık 2020 tarihli Facebook mesajı da şu şekilde:
“BU KENTİN; 《CUMHURIYET ÇOCUKLARINI》 LUNAPARK’SIZ BIRAKANLAR ALLAHLARINDAN BULSUNLAR…. İZMIR’LİLER LUNAPARK’INI ARIYOR… İSTİYOR…. İYİLİKLER VE GÜZELLİKLER ASLA EKSİLMESİN. LUNAPARK’SIZ İZMİR OLMASIN….. Sancar Maruflu ve Demokratik Sivil Kitle Örgütleri Birliği Mensupları…..”
Sancar Maruflu‘nun Tunç Soyer döneminde yaşadığı bu büyük hayal kırıklığı, bugün lunaparkı kaldırıldığı Göl ve Ada gazinolarının bulunduğu yerlere ise onun arzuladığı şekilde çay, kahve ve nargile bahçeleri yapmak yerine gastronomi müzesi açma girişimi ile adeta rahmetliyi mezarında ters döndürecek bir noktaya ulaşmış durumda!
Hele ki, “kurtuluşun ve kuruluşun kenti” olarak tanıtılan İzmir‘de ulusal kurtuluş savaşı ile ilgili tek bir müze yokken, Tunç Soyer döneminde aksak köstek açılan “Kurtuluş Savaşı Anı Evi“, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay‘la Konak Belediye Başkanı Nilüfer Çınarlı Mutlu‘nun ortak girişimiyle yok edilmişken bu kentte bir gastronomi müzesi açmak ne ölçüde bir ihtiyacın, ne ölçüde bir gerekliliğin, ne ölçüde halkın talep ettiği bir şeyin karşılığıdır? Ayrıca belediyenin elinde yemek kültürü ile ilgili bir koleksiyon yokken, bu işe sağdan soldan devşirme malzeme alarak soyunmak ne ölçüde gerçekçi bir tutumdur?
Ama yazımızın başında da belirttiğim gibi, daha kendine başını sokabileceği bir hizmet binası yapamamış, memur ve işçilerinin maaşlarını zorlukla ödeyen, kentin en önemli sorunları olarak kabul edilen kirli ve kokan körfezle tıkanan ulaşım sistemine çözüm bulamayan İzmir Büyükşehir Belediyesi‘nin bu parasızlık ortamında böylesine bir müze yapmak istemesi ve hatta bu işi Cemil Tugay sonrasında devam ettirmesi ne ölçüde mümkün gözüküyor?
Hele ki, bir daha seçilemeyeceği şimdiden belli olan bugünkü belediye başkanından sonra geleceklerin, aynen Kurtuluş Savaşı Anı Evi‘nin kapatılıp yok edilmesi olayında olduğu gibi hiçbir hesap ve kitaba dayanmaksızın, sırf sınıf arkadaşımı memnun edeyim düşüncesiyle yapılacak bu gastronomi müzesini kapatıp yok etmeyeceğini kim garanti edebilir?
Unutmayalım ki, hayatta kötülük adına ne yaparsak yapalım, o kötülük döner dolaşır yine bizi bulur… Hele ki İzmir gibi kentlerde…
(1) “Çeşme’nin başkanı Karşıyaka’nın festivalini ti’ye aldı: ot lazımsa gönderelim.“ EgedeSonSöz, 25 Şubat 2022, https://www.egedesonsoz.com/cesme-nin-baskani-karsiyaka-nin-festivalini-ti-ye-aldi-ot-lazimsa-gonderelim
(2) https://www.instagram.com/cordelionmutfaksm/
(3 Cordelion Mutfak Sanatları Merkezi, https://www.instagram.com/cordelionmutfaksm/following/
(4) “Maruflu isyan etti: artık İzmirli değilim“, Yeni Asır Gazetesi, 11 Ocak 2020, https://www.yeniasir.com.tr/yasam/2020/01/11/maruflu-isyan-etti-artik-izmirli-degilim
