İzmir, Yerel Seçimler ve Toplumcu Belediyecilik toplantısı hakkında…

Ali Rıza Avcan

Uzun bir süredir heyecanla beklediğim ve kendim dahil tüm katılımcıların bilgilenmesi amacıyla, toplumcu belediyecilik konusunda daha önce yapılmış çalışmaları ya da değişik mecralarda yayınlanmış kitap, broşür ve bildirileri sosyal medyada paylaşarak hazırlandığım “İzmir, Yerel Seçimler ve Toplumcu Belediyecilik” toplantısı, 17 Aralık 2023, Pazar günü İzmir Mimarlık Merkezi‘nde yapıldı.

Bu toplantının organizasyonu, organizasyona katkıda bulunan ya da bulunmadığı anlaşılan kurumlar, konuşmacılar, konuşma konuları ve dinleyiciler hakkında birçok şey söylemek mümkün olmakla birlikte; tarihe not düşmek adına, toplantının Forum bölümünde dile getirip yanıt alamadığım iki, üç noktayı sizlerle paylaşmak isterim.

1) Anladığım kadarıyla toplumcu belediyecilik kavramı, dinlediğimiz 15 konuşmacının kendine, durduğu yere, ilgi duyduğu konuya, sahip olduğu düşünce, ideoloji ve siyasi görüşe göre değişen bir kavram… Bu nedenle, aynen “kör adam ve fil” öyküsünde olduğu gibi herkesin filin farklı bir yerine dokunarak bir diğerinden farklı yorumlar yaptığını görmüş olduk… Hele ki, uygulama içinde yer almayıp bu işi sadece okuyarak ve ders vererek öğrenenler açısından…

Evet, toplumcu belediyecilik konusunda farklı görüş ve düşüncelerin olması olağan; hatta iyi bir şeydir. Ama benim sözünü etmek istediğim şey, toplumcu belediyeciliğin farklı yanlarını ele alan düşünce farklılıkları değil, toplumcu belediyecilikle hiç ilgisi olmayan; hatta onun tam karşıtını oluşturan, onu bozacak şeylerin, neoliberal bir anlayış ve dille sanki toplumcu belediyecilikmiş gibi anlatılmış olması ile ilgilidir.

2) Toplumcu belediyecilik kavramının temel özelliklerinden biri, halkın belediye yönetimi ile ilgili karar ve uygulama süreçlerine aktif ve etkin bir şekilde katılımı olmasına karşın, gerek açış konuşmalarında dile getirilip okunan toplumcu belediyecilik bildirgesinin hazırlığında, gerekse dört oturumdan oluşan toplantının ilk üç oturumunda dinleyicilere tek bir kez olsun söz verilmemesi, onlardan görüş, düşünce, öneri ve katkıların alınmaması, soru sormalarına imkân tanınmaması söz konusu toplantının katılım ilkesi açısından demokratik olmadığını göstermiştir.

Sabah saat 09.30’da başlayıp akşamüstü 16.00’ya kadar devam eden uzun bir zaman aralığında biz dinleyicilere tanınmayan bu hakkın, toplantının son 30 dakikasında tanınmış olması nedeniyle, ilk üç oturumda konuşan konuşmacılara soru sormamız, görüşlerini öğrenmemiz, söylediklerine katkıda bulunmamız mümkün olmamış, toplantı ile ilgili tüm soruları -dinleyicilerin salonu terk etmeye başladığı anlarda- üçüncü oturum konuşmacılarının cevaplaması gibi garip bir durum ortaya çıkmıştır.

Dinleyicilerin de, aynen konuşmacılar gibi sağlık sorunları, başka bir program ya da iş nedeniyle istediği an toplantıdan ayrılma tercihinin dikkate alınmaması nedeniyle, adeta 6,5 saat bekle, sorunu ancak ondan sonra sor ya da katkını ondan sonra ver denilmiş, önceden hazırlandığı anlaşılan bildiri hakkında dinleyicilerin görüşünü sormak hiç kimsenin aklına gelmemiştir.

3) Söz konusu toplantının başlığı “İzmir, Yerel Seçimler ve Toplumcu Belediyecilik” olmasına karşın hiçbir konuşmacının konuyu İzmir‘e ve yaklaşan yerel seçimlere getirmemesi toplantının hangi amaçla yapıldığı konusundaki kaygılarımızı güçlendirmiştir. 15 konuşmacıdan sadece Dr. Turgay Gülpınar‘ın konuşma konusu itibariyle 1970’li yıllardaki Gültepe Belediyesi ile belediye başkanı Aydın Erten‘den söz etmesi, TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası İzmir Şube Başkanı Koray Önalan‘ın da depreme dirençli kentlerle ilgili konuşmasının bir bölümünde, 30 Ekim 2020 tarihli Sisam Depremi‘nin Bayraklı, Bornova ve Karşıyaka‘da yarattığı ağır tahribatı anlatırken İzmir‘den söz etmesi dışında diğer 13 konuşmacının hiçbiri İzmir‘in ve yaklaşan yerel seçimlerin toplumcu belediyecilikle ilgisini, yaşadığı sıkıntı ve sounları ele almamış, bu konuda hiçbir şey söylememiştir.

Dileğim, konuşmacıların söyledikleri kadar dinleyicilerin de görüşlerine önem ve değer verilmesi, “ben/biz biliriz ey ahali, gelin bizi dinleyin, bizi alkışlayıp destekleyin” anlayışından uzak karşılıklı etkileşime dayalı demokratik bir toplantı ortamının yaratılması ve toplumcu belediyecilik bağlamında İzmir‘in sorunlarını ele alıp tartışmaktan kaçınılmamasıdır.

Aynı yanlışlıkların, TMMOB İzmir İl Koordinasyon Kurulu tarafından 22-23 Aralık 2023 tarihlerinde İzmir Mimarlık Merkezi‘nde yapılacak 3. İzmir Kent Sempozyumu‘nda yapılmaması dileğiyle…

Yorum bırakın