Oruç Aruoba‘nın “yer, yön, yol“unun “Çıkış“ından…
Hangi yöne yönelirsen yönel,
yolunun ulaşacağı bir yer vardır
– ve, hangi yere varırsan var,
çıkabileceğin yeni bir yol,
yönelebileceğin yeni bir yön…
Yeni bir yola çıkmak isteyen kişi,
eski yerini zorlar
– ta ki, o yer yerle bir ola;
ve yol, yeniden, açıla…
Ancak kendi (eski) yerini yerinden eden,
(yeni) bir yola çıkabilir.
Bizi ileriye götüren,
bizi yukarıya çekendir.
Garip, ama doğru:
Kişiyi kendi yönünde yürütmek isteyen biri,
onun kendi yolunu aramaya çıkmasını,
kendi yönüne yönelmesini sağlayabiliyor.
– Bu da, ‘kendi‘ sözcüğünün dilsel
kaypaklığı değil,
yalnızca…
Bir yeri, gerçekten ve toptan terketmeyen,
yeni bir yola çıkamaz. (Tanrı Lût’a
boşuna dememişti ya, “Geriye bakmayacaksın”
diye…)

Yerlerimiz, hep,
yeni yollarımızın başları;
yollarımız da, hep,
yeni yerlerimizin sonları ola…
* Oruç Aruoba, Yürümek, Metis Yayınları, Beşinci Basım: Ocak 2003, İstanbul, s.88/20-92/24