Kaynak: Yürüme, Oruç Aruoba, Metis Yayınları, Beşinci Basım Ocak 2003, İstanbul, s. 76-81
Kendine yeni bir yol arayan kişi, önce,
kendinden önce yürünmüş yollara bir bakar
– kendi yürümek isteyebileceği yola benzer
bir yol bulmak için; çoğunlukla da bulur-
ama, acaba, o bulduğu yol(lar),
tam da bulduğu yol(lar) olarak,
kendi aradığı yola aykırı değil mi?-
Yeni bir yol aramıyor muydu, arayan kişi
– ne işi var öyleyse, eski (yürünmüş)
yollarda?!
Belirli bir yol arayan kişi için en büyük
tehlike, o yolu bir yerde durarak, ‘bakarak’
arayabileceğini (hatta, bulabileceğini)
sanmasıdır – çünkü, yollar bulunmaz:
yürünür; yerlerde ise, olsa olsa, durulur
– onlar, bulunur; artık, yürünmez…
Yola çıkacak kişinin aşması gereken
ilk ve en önemli engel,
kendi yerleşikliğidir:
kendi yeri,
– kendisidir…
Kişi niçin yola çıkar ki?
– Yürümek istediği için…
Bunun da, tutturduğu yolla
hiçbir ilgisi olmayabilir
– çoğunlukla da, yoktur…
Ancak bir yeri terketmesi gerektiğini
anlayan kişi, bir yola çıkabilir
– ve tersi: ancak bir yola çıkması gerektiğini
anlayan kişi, bir yeri terkedebilir.
Bir yeri terketmesi gerektiğini anlayan kişi,
daha çıkacağı yol konusunda hiçbirşey bilmese bile,
yola çıkmasının gerekliliğini biliyordur
– zaten , onu o yeri terketmesi gerektiği
konusunda ikna eden de, o çıkması gereken
yeni yoldur.
Kendine yeni bir yol arayan kişinin yönünü,
eski yerinin koşulları ile kendi güdüleri, eğilimleri
yönelimleri, elbirliğiyle hazırlarlar.
Bir yola çıkan kişi,
bir yerden bıkandır;
bir yerde konaklayan ise,
bir yolda yorulan – bu
iki konum böylesine farklı…
Yerleştiği yerde kendini yersiz hisseden kişi,
çevresine bakınırken,
yola çıkabileceği bir yön arıyordur
– yerleşiklik, eninde sonunda,
bir yola çıkaran bir yer;
bir yöne yönelen bir yol
olup çıkar.
Yerinin, ‘söz konusu’ bile olamayacağına
gerçekten, temelden ‘ikna’ olmayan kişi,
yola çıkamaz – çıksa bile, hep,
eski yerinde kalacak olan aklı,
yolu yürürken adımlarını dolaştıracaktır.
Salt arayan kişi, ne yönü, ne yolu, ne yeri
bulabilir: Ancak bir yerden ayrılabilendir,
yolu bulabilen – ne aradığını ‘bilen’ değil,
nereden ayrılacağına karar verebilen…
Sahici yerini bilmeyen kişi için,
yön de yoktur, yol da – meğer ki,
kendi yersizliğinden bir yön ve bir yol
çıkara, edine…
Yola çıkmanın gerekliliğini anlamak o kadar da kolay değil, tüm yaşam bağlarımız bizi durduruyor ama zamanı gelince yola çıkmalı kaç yaşında olursak olalım..inanılmaz bir özgürlük duygusu, kendinle başbaşa kalabilmek ve hayata farklı bir pencereden bakabilmek. Teşekkürler Oruç Aruoba
BeğenLiked by 1 kişi