Ali Rıza Avcan
Berberdeki sıramı beklerken bir koşu Alsancak’taki Kitapsan’a gidip bugün yayınlanacağı söylenen “Çizmelerimi Çıkarayım mı?” kitabını alayım derken karşınıza birden kitabın yazarlarından Onur Yıldırım’ın çıkması, onunla birlikte raflarda kitap arayışınız, bulamadığınızda o gün yeni gelen kitapların bulunduğu kolilere bakarak kutunun en dibinde beş adet kitapla karşılaşmanız ve kitabın yazarı ile birlikte hemen o kitaplardan birine el koymanız… İşin en ilginci bir yazarın parasını vererek kendi kitabını satın almasını izlemeniz…
Ardından geriye kalan üç kitabı da rafların en görünür yerine koydurarak “bu kitap İzmir’de çok satar, o nedenle daha fazla sipariş veriniz” tavsiyesiyle o kitaba özel bir ihtimam göstermelerini dileyen sözleriniz…
Bütün bu anlattıklarım geçtiğimiz Salı günü yaşamın bana tattırdığı hoş, güzel sürprizlerdi…
Hazırlanışından haberdar olduğum bu kitabı uzunca bir süredir merak ediyor ve hemen alıp okumak istiyordum. Çünkü kitabın diğer yazarı sevgili Uğur Şahin Umman’ın 13 Mayıs 2014 tarihinde Soma’da yaşanan insanlık faciasından sonraki çırpınışlarını biliyor, elimden geldiğince ona yardımcı olmaya çalışıyor ve böylesi kötü bir olaya gösterdiği insani tepkileri nedeniyle onu seviyordum.
Bu arada kitapçıda karşılaştığım diğer yazar Onur Yıldırım’ı da geçtiğimiz yaz aylarından bu yana sürdürdüğümüz Kültürpark Mücadelesi nedeniyle tanıyor ve onun o kavgadaki militan tavrını da seviyordum.
İşte bu iki pırıl pırıl genç oturmuşlar ve araştırmacılık gazetecilik boyutunda kötü bir olay çerçevesinde gelişen insan hikayelerini bir araya getirerek güzel bir kitap yazmışlardı.
Ne iyi olmuştu da bu iki değerli insan bir araya gelip bu kitabı yazmışlardı…
Kitabın arkasındaki tanıtım yazısında ise aynen şöyle söylüyorlardı:
“Bu kitap tütün destek politikalarının sonlandırılması ile başlayan ve katliamla devam eden süreçleri mercek altına alıyor, bu esnada da Soma insanının acılı serüveninin her aşamasını, tanıklıklara dayanarak bütün gerçekliğiyle gözler önüne seriyor. Yaşananların bir daha olmaması için kendi içinde bir hafıza oluşturma umuduyla…“
Tabii ki, diğer bir umudumuz da Uğur Mumcu usulü araştırmacı gazeteciliğin ne olduğunu unutup yeniden anımsamak isteyen herkesin bu kitabı alarak okuması olacaktır.