KNK Kent Konak Dergisi

Ali Rıza Avcan

Bugün sizlerle birlikte, uzunca bir süredir arkadaş, dost çevrelerinde dile getirip söylediklerimin genel olarak kabul gördüğü bir konuyu, bu kez yazarak paylaşmak istiyorum…

Konak eski belediye başkanı Hakan Tartan zamanında çıkarılmaya başlanan ve yayınına yeni belediye başkanı Sema Pekdaş zamanında da devam edilen “KNK Kent Konak Dergisi”

Derginin tüm sayılarının elimde olduğunu söyleyemem… Hele ki ilk 19 sayısını, yolumu o dönemlerde Konak Belediyesi’ne düşürmediğim için hiç görmedim… Dergiden haberdar olduğum 2014 yılında Konak Belediyesi  Halkla İlişkiler Müdürlüğü‘ne gidip abone kaydımı yaptırmakla birlikte bazı sayılar ne yazık ki elime geçmedi… Üstüne üstlük belediyeye, belediyenin Kıbrıs Şehitleri Caddesi’ndeki Türkan Saylan Kültür Merkezi‘ne ya da Ahmet Piriştina Kent Arşivi ve Müzesi’ne (APİKAM) her gidişimde eksik sayıları temin etme konusunda özel bir çaba sarf etmeme karşın 30 sayılık tam seriyi henüz tamamlayamadım… O nedenle de, bundan sonra yapacağım tespitlerin ve ifade etmeye çalışacağım görüşlerin tüm bir yayın serisini kapsamayacağını işin başında itiraf etmek zorundayım…

3_2_2015_16_01_318459

Aslında benim yaşam dilimimde görüp bildiğim ülkemizde kent ve kent kültürüyle ilgili dergi yayıncılığında, kuruluşunda benim de katkımın bulunduğu İstanbul’daki Ekonomik ve Toplumsal Tarih Vakfı‘nın 1992-2008 döneminde her üç ayda bir çıkardığı ve toplam 64 sayıdan oluşan muhteşem “İstanbul” dergisinin önemli bir yeri olduğunu düşünüyorum. Tarih Vakfı‘nın desteği, İstanbul üzerine düşünüp söyleyen ve yazan farklı bilim, disiplin ve ilgi alanlarından gelen bilim insanlarıyla sanatçıların, uzmanların ve aktivistlerin desteği ile her bir sayısının ayrı bir hazine olduğu bu dergi, bugün bile sahafların arayıp bulmaya ve bulundurmaya çalıştıkları kült bir kent dergisi özelliğini korumaktadır.

kapak

İzmir’e yerleştiğim ilk yıllarda ise kendine kenti ve kent kültürünü konu edinen, bu konuları edebiyat, kültür ve sanatla zenginleştiren sevgili arkadaşımız Tufan Atakişi‘nin “İzmir İzmir Kent Kültürü Dergisi” ile tanıştım. 1996 yılında yayınlanmaya başlayan bu dergiyi o tarihten sonra elimden geldiğince okumaya ve desteklemeye çalışmakla birlikte; geçtiğimiz yıl bu dergi -ne yazık ki- yeterince destek görmediği için, 20 yıllık başarılı bir yayın yaşamından sonra yayınına son vermek zorunda kaldı. Oysa ben kentle ve özellikle de İzmir’le ilgilenen birçok akademisyeni, yazarı ve uzmanı o dergideki yazılarıyla tanıyıp öğrenmiş, İzmir’i İzmir yapanlardan biri olan ve hep kendi ayakları üstünde duran bu derginin hep var olmasını arzulamıştım.

tepekuleYine aynı tarihlerde İzmirli tarihçiler ve tarih dostlarıyla birlikte oluşturduğumuz “İzmir Tarih Çevresi” platformu olarak “İstanbul Dergisi” gibi bir dergi çıkarmayı hedeflemiş; ancak adı “İzmir” olmamakla birlikte bu düşünceden hareketle gelişen bir girişim çerçevesinde dostumuz Hakan Kazım Taşkıran, Engin Berber, Ersin Doğer, Erkan Serçe, Sabri Sürgevil ve Şükrü Tül‘ün yayın kurulu üyesi olarak yer aldığı “Tepekule Tarih – Yerel Tarih Araştırmaları Dergisi“ni 2000 yılının “İlkbahar” ve “Yaz” aylarında iki sayı olarak yayınlamış, bizler de bu derginin okunup ayakta kalması için epey bir çaba göstermiştik.

resim1

Yine aynı tarihlerde “İzmir Büyükşehir Belediyesi Kültür Yayını” olarak yayınlanmaya başlayan ve akademik düzeyde daha çok tarihin ve arkeolojinin yer aldığı “İzmir Kent Kültürü Dergisi” ise, arkasında koskoca bir büyükşehir belediyesi desteği olmasına ve bugün her biri ayrı bir yerde farklı konumlarda bulunan Murat Katoğlu, Ünal Ersözlü, İrfan Akgündüz, Berrin Tekdemir, Ali Sabuktay, Mustafa Özturanlı, Namık Kuyumcu gibi isimlere karşın 2000 Nisan-2003 Mart döneminde ancak altı sayı yayınlanmış, kendisinden bir daha haber alınamamıştır.

izmir-life

İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin çıkardığı “İzmir Kent Kültürü Dergisi“nin daha çok akademik düzeyde ve tarih ağırlıklı olması nedeniyle ortaya çıkan boşluk, 2001 Eylülü’nden bu yana İ. Hakkı Kesirli tarafından yayınlanan “İzmir Life” Dergisi ile başarılı bir şekilde doldurulmuş; böylelikle bir kent dergisinde sadece tarihin değil; bunun yanında kültür, sanat, eğlence, popüler kültür gibi diğer bilim, disiplin ve ilgi alanlarının da yer alması gerektiği net bir şekilde gösterilmiştir.

İzmir’de yaşadığım son 20 yıllık sürede gördüğüm gibi, “İstanbul Dergisi” gibi değişik bilim, disiplin ve ilgi alanlarını kapsayan iyi ve uzun soluklu bir kent dergisinin İzmir ölçeğinde de yayınlanması ile ilgili her türlü dergi girişimi, derginin yönetim ya da yayın kurulunda akademik ve yerel tarihçilerle tarihseverlerin ağırlık kazanması nedeniyle giderek bir tarih dergisi olma kimliğine dönüşmüş; böylelikle tarihçiler ve tarihseverler dışında tüm bir kenti kucaklayan bir kent yayıncılığı -ne yazık ki- hayata geçirilememiştir. 

Şimdi işte tam da bu noktada, arkasına Konak Belediyesi’nin mali gücünü aldığı için 30 sayıdır yayınlanan “KNK Kent Konak” dergisinin bugüne kadar sergilediği yayın politikası ve içerik itibariyle kendini nasıl tanımladığı ve kimlere hitap ettiği konusuna gelmek istiyorum.

Evet, Konak Belediyesi’nin 30 sayıdır çıkardığı bu dergi ne dergisidir? Dergi olarak iddiası ve kimliği nedir? Bir tarih dergisi midir yoksa tüm Konak halkına hitap etmeyi hedefleyen bir kent dergisi midir?

İçerdiği konulara, konu başlıklarına baktığımızda bu derginin bir “kent dergisi” olmaktan çok bir “tarih dergisi” olmaya yönelik bir yayın politikası yürüttüğünü görürüz. Çünkü bu dergide Kemeraltı bile anlatılmaya kalkıldığında Kemeraltı’nın bugünü, burada yaşayan ya da çalışanların güncel sorunları, sıkıntıları değil; daha çok Kemeraltı’nın geçmişi ya da anıları anlatılmaktadır. İzmir anlatılmaya kalkıldığında İzmir’in bugününden ve geleceğinden çok geçmişi, yanıp yıkılması ya da bir “prenses” olması öne çıkarılmaktadır. Basmane’deki çukura yapılacak 67 katlı gökdelenden çok bir zamanlar oradaki binalardan, Kültürpark’a yapılacak yeni kültür-sanat merkezinin getirip götüreceklerinden ya da hatalı bir şekilde restore edilen Kaskatlı Havuz kızlarından bahsetmek yerine paraşüt kulesinin nasıl yapıldığından söz açılmaktadır. Kısacası bu dergi bugünü yaşayıp geleceği sorgulamak yerine daha çok geçmişle, tarihle ilgilenmekte, uğraşmaktadır.

Evet, tarihten, geçmişten ve anılardan hiç söz etmeyelim demiyorum. Ama bunun yanında bir belediye yayınında bugünden ve gelecekten, yaşadığımız sıkıntı, sorun, şikayet, talep ya da beğeni ve güzelliklerden de söz edilmesi gerekmez mi? Kısacası adında “Kent” sözcüğünün geçtiği bir belediye yayınında tarih bilimi dışında diğer bilim, disiplin ve ilgi alanlarının, kentten ve kentsel konularında da yer alması gerekmez mi?

Bence bu durum, bu derginin yayın politikasının, programının net bir şekilde belirlenmediğini, yayıncı ile hedef kitle (kentli) arasında sağlıklı bir iletişimin kurulamadığını göstermektedir. 

Dergi ile ilgili diğer bir eleştiri konusu ise derginin alışılmadık boyutlarından kaynaklanmaktadır.

Olağanüstü boyutlarıyla tanınan ünlü “P” dergisinin bunu sanatsal kaygılarla farklılık yaratan bir konsept içinde yaptığını bildiğimizde bunu olağan karşılarız. Ancak aynı durum bir belediye yayınında ortaya çıktığında bu durum pratik olmayan israfçı yanıyla bir sorun olarak öne çıkar. Ardından da sorarsınız: Bu olağanüstü irilik, kâğıtçıya ve matbaacıya para kazandırmak dışında neye yaramaktadır, niçin böyle bir yola gidilmektedir?

Benim cetvelle ölçtüğüm boyutlarıyla 26,8 cm X 37,5 cm iriliğinde olan bu dergiyi katlamadan bir evrak çantasına koymak mümkün olmamaktadır. O nedenle koltuğunuzun altında ya da çantanızda taşımanız öyle kolay bir iş olmayacaktır. Hele ki, derginin arka sayfalarında yer alan “Ne Nerede?” bölümündeki telefon numaralarını seyir halindeyken kullanmaya kalktığınızda bu çok daha zor bir iş olacaktır…

Bu konuyu belediye içindeki yönetici ve çalışanlara sorup fikirlerini aldığımda bana bunun derginin doktor, avukat gibi serbest çalışanların muayenehane, ofis gibi mekanlarında gelen giden müşterilerin okuması için ortadaki sehpaya konulmak için yapılmış olabileceğini ifade ettiler. Ancak kendi doktorum, dişçim de dahil olmak üzere hiçbir ofiste, muayenehane ve benzerinde ortadaki sehpada makul ölçülü “İzmir Life” ve diğerleri dışında bu dergiye rastlamadım.

Benim bu durumum belki bir tesadüftür, belki bu dergiyi gerçekten muayehanesinde, ofisinde gelen gidenlerin okuması için ortadaki sehpaya yerleştirenler vardır düşüncesiyle bu durumun ne ölçüde geçerli olduğunun, ortada gerçekten böyle bir ihtimalin olup olmadığının; ayrıca “İzmir Life” gibi diğer dergilerin böyle bir yöntemi niye kullanmadığının araştırılmasını, bu durumun bir ihtiyaçtan kaynaklandığının kanıtlanmasını istiyorum.

Belki böylelikle, bütçesi bizlerin verdiği vergi, harç ve ücretlerle oluşan belediyelerde daha tasarruflu yayın politikaları izlenebilir diye düşünüyorum.

Belki böylelikle, derginin boyutları çantada, koltuk altında ya da cepte taşınacak şekilde daha makul ölçülere çekilebilir, derginin büyüklüğü nedeniyle rahatsız edici hale gelen fotoğraf çözünürlükleri normal boyutlarına geri döner, derginin içeriği farklılaşıp zenginleşebilir ve daha fazla insan tarafından okunabilir diye düşünüyorum.

knk-yaz-2016jpg_22-07-2016_16-15-54

KNK Kent Konak Dergisi” ile ilgili bu önerilerin belediyenin diğer bir yayını olan “Konak Gazetesi” eliyle yapıldığını ya da yapılabileceğini söyleyecek olanlara ise önerdiğimiz bu politika, içerik ve uygulama değişikliklerinin, belediye ve belediye başkanının tanıtımını yapan “Konak Gazetesi“nin yayın politikası, içeriği ve hedef kitlesi ile ilgisinin bulunmadığını, yapılacak işin niteliği açısından onun işi olmadığını söyleyebiliriz.

Velhasıl, böyle bir dergi çıkarmak düşüncesi teşekkürü hak eden güzel bir fikir olmakla birlikte; bu güzel fikri, yaşamın her alanını kucaklayan yeni yayın politikalarıyla zenginleştirmek, okuyucu ile daha sağlıklı ilişkiler kurmak ve okuyucudan gelen geri bildirimler dikkate alıp her geçen gün farklılaşıp zenginleşmek suretiyle geliştirilmesini de dikkate almak koşuluyla…

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s