Türkiye’de Yahudi Olmak: Bir Deneyim Sözlüğü

Türkiye’de Yahudi Olmak: Bir Deneyim Sözlüğü

Derleyenler: Raşel Meseri – Aylin Kuryel

İletişim Yayınları, 1. Baskı 2017, İsyanbul

Fiyatı: 24 Lira

Türkiye’de Yahudi Olmak: Bir Deneyim Sözlüğü Türkiye’de Yahudi olmanın yerleşik ve egemen anlamlarını sorgularken bir yandan da kelimeler, kavramlar, anlar, anılar ve anekdotlarla bu hali anlamlandırmayı amaçlıyor.


Raşel Meseri

İzmir’de doğdu. E.Ü. Güzel Sanatlar Fakültesi Sinema-TV Bölümü’nü bitirdi, çeşitli belgeseller ve kısa filmler yaptı. Tiyatro oyunları, öykü ve çocuk kitapları yazmaktadır. Can’lı ve Işıltı’lı Maceralar çocuk kitapları serisinin şimdiye kadar altı kitabı yayımlandı (Enerji İmparatorluğu, Yumurtanın Sırrı, Dikkat Hayalleriniz Çalınabilir, Kâğıtların Çığlığı, Kayıp Kukla, Yeryüzü Okulu). Ayrıca Türkiye’de üç, Hollanda’da iki dilli basılan Pen Parkta isimli bir “direniş masalı” bulunmaktadır.

Aylin Kuryel

Boğaziçi Üniversitesi Psikoloji Bölümü’nde lisansını tamamladı. Yüksek lisans ve doktorasını Amsterdam Üniversitesi Kültürel Analiz (ASCA) programında, milliyetçilik(ler) ve imaj politikaları üzerine yaptı. Cultural Activism: Practices, Dilemmas and Possibilities (Rodopi Press, 2011) ve Küresel Ayaklanmalar Çağında Direniş ve Estetik (İletişim Yayınları, 2015) kitaplarının derleyenlerindendir. Amsterdam Üniversitesi’nde akademisyen olarak çalışıyor. Aynı zamanda belgesel ve kısa filmler yapıyor.


“…farklı kombinasyonlarla bir araya geldiklerinde kaleydoskop gibi şekil değiştiren, böylelikle Türkiye’de Yahudi olmak konusunda düşünmek için farklı zeminler sunan kısa metinler.”

Türkiye’de Yahudi Olmak: Bir Deneyim Sözlüğü Türkiye’de Yahudi olmanın yerleşik ve egemen anlamlarını sorgularken bir yandan da kelimeler, kavramlar, anlar, anılar ve anekdotlarla bu hali anlamlandırmayı amaçlıyor. Fakat asla resmî bir sözlük veya ansiklopedi gibi değil: Genç bir Yahudi kadının Türkçesindeki Yahudi aksanından kurtulma gayretlerinden azınlık kimliğini görünmez kılma girişimlerine, ilk kez bir Yahudi ile tanışan insanların ilk izlenimlerinin yarattığı etkiden Yahudi mahallelerinin renkli dünyasına, bir süre İstanbul’da sürgün olan Rus Yahudisi Troçki’den Yahudi karikatürlerinin prototipi haline gelen Salamon karakterine, çok çeşitli öznellikleri ve tarihsel vakayı, bilgiyi kayıt altına alıyor bu sözlük.

Yemekleriyle, âdetleriyle, deyimleriyle, dilleriyle Türkiye’deki Yahudilerin gündelik hayatlarına da ışık tutan Türkiye’de Yahudi Olmak: Bir Deneyim Sözlüğü kayıt tutan, hafıza tazeleyen bir kolaj…


Kitaptan Bir Bölüm

“Yahudi olmak”, sınırları kolayca çizilemeyen, çerçevesi ve içeriği sabit olmayan, tarihsel, coğrafi ve kişisel olarak çok çeşitli anlamlar kazanabilen bir tanım. Bu iki kelime bir araya geldiğinde, sabit bir kimlik göstereni olmaktan ziyade belli hafıza biçimlerine, kültürel kodlara, ilişkilenme veya kopuş hallerine işaret ediyor. Anlamı, ulus-devlet içinde azınlık olma, azınlığın kendi içinde azınlık olma, topluluğun içinde ve dışında benimsenen veya dayatılan kodlara dair alınan pozisyonlara göre değişen, bulanan, yeniden kurulan bir tanım. Kimisi için nüfus cüzdanının üzerindeki birkaç harften ibaretken, bir başkası için sonsuz bir sürgün anlamına gelebiliyor bu yüzden. Türkiye’de Yahudi olma deneyimi de, bulunduğu coğrafyadaki din ve dillerle olan ilişkisi, algılama ve algılanma biçimleri, gitme-kalma ve aidiyet sorularıyla hemhal, yerel ve yerel ötesi dinamiklerle bağlantılı. Türkiye’de Yahudi Olmak: Bir Deneyim Sözlüğü işte bu tanımın yerleşik ve egemen anlamlarını deşip sorgularken, bir yandan da onu anlar, anılar ve anekdotlarla yeniden doldurmayı amaçlıyor. Resmî bir sözlük veya ansiklopedinin yapmaktan itinayla kaçınacağı bir şekilde gerçekçilik, bütünsellik ve kapsayıcılık iddiası olmadan.

Kaydı tutulamayan onca hikâyenin yok olmasından duyulan kişisel endişeyle bu hikâyelerin işaret ettiği ve yeterince deşilmemiş olan toplumsallığın ilişkisine biraz daha yakından bakma isteği bu çalışmanın başlangıç noktası oldu. Bu nedenle, deneyimleri toplama fikrinin tetikleyicisinin, bu kitabı derleyenler olarak birimizin annesi, birimizinse anneannesi olan kişinin, ölümüne yakınken, sanki gitmeden önce geride olabildiğince çok hikâye bırakmaya çalışırcasına anlatmaya giriştiği ve bizim de aceleyle kaydettiğimiz göç anıları olması tesadüf olmasa gerek. Deneyim, hem bilgiye ulaşmanın hem de onu aktarmanın bir biçimi olarak, daha büyük izlekleri takip eden tarih yazımına dahil olmayan öğeleri, gündelik hayat içinden damıtma potansiyeline sahip. Buna hafızanın çarpıtmaları ve deneyimleri bugüne taşırken oynadığı oyunlar da dahil. Bu yüzden, “deneyim sözlüğü” ifadesi, deneyimlerin, sözlük maddelerinin aksine sabit olmamalarına yaptığı ironik referansla sınırlı değil; arşivlenen deneyimlerin tarihsel bilgi birikimi yaratma gücüne de işaret ediyor.

İzmirli genç bir Yahudi kadının 70’li yıllarda düzenli olarak aynanın karşısına geçip Türkçesindeki Yahudi aksanından kurtulma çabalarından, azınlık kimliğini görünmez kılmak için Yahudi ismini geride bırakıp yeni bir isim kuşanan veya iki dil arasında sıkışıp kalanların kendilerini içinde bulduğu durumlara; fabrikada çalışmaya başladığı zaman patronu veya üniversiteye girdiği zaman sınıf arkadaşı olarak hayatta ilk kez bir Yahudi ile tanışan insanların ilk izlenimlerinden, Yahudi arkadaşlarının gittiği yerlere gidemediği için içerleyen genç kıza çok çeşitli öznellik hallerini kayıt altına alıyor bu sözlük. Bu esnada, hatırlayan kişinin, belleğinde kalan bazı noktaları birleştirerek yeniden kurduğu birçok farklı portre de beliriyor, bazıları bilinen figürler, bazıları ise komşular, unutulmayan eski arkadaşlar veya unutulmak istenen öğretmenler… Renkli bir mahalle hayatının parçası olan ve genç yaşta ölen Ceki; en büyük hayranları İzmir Yahudileri olan, danslı çay partilerinin unutulmaz sesi Celal İnce; bir süre İstanbul’da sürgün olan Rus Yahudisi Leon Troçki; kendisi gibi nicelerini anımsatan tarih hocası Fikret Hanım; siyah taftadan tören elbisesi ve kirli tırnaklarıyla Madam Gravyer; Yahudi karikatürlerinin unutulmaz karakteri Salamon; salatalık satan yoksul Yahudi Yako…

Azınlık olma durumunun getirdiği kimlik, isim, dil ve vatana dair sorgulamalar, azınlığa mensup olan kişinin çevresi tarafından görünür kılınma biçimleri ve kendi görünürlüğüyle kurduğu ilişki, sözlükte sıklıkla tekrarlanan temalar. Devlet politikaları, savaş, yeni bir ülkenin kurulması gibi tarihsel travmalar ve dönemeçler çerçevesinde yaşanan göç ve gel-gitler şekillendiriyor bu temaları. Yine sıklıkla tekrarlanan ayrımcılık hikâyeleri, bu durumlara muazzam bir süreklilik içerisinde zemin hazırlayan iktidar politikalarının gündelik olana nasıl sinsice sızdığını gösteriyor. Öte yandan gündelik hayatın kodları ve dönüşümüne dair ayrıntılar da çıkıyor ortaya: Aile dinamikleri, alışkanlıklar, karşılaşmalar, yemekler, deyimler, nostaljik öğeler, bir dilin peşinden koşarken başka bir dilin ayağa takılması, gündelik ilişkilerin egemen algıları barındırma ve dönüştürme şekilleri.

Bu sözlüğü var eden elbette ona madde yazarak katkıda bulunan yetmiş bir kişi ve onlara teşekkürümüz sonsuz. Bu yüzden üsluplar da çok çeşitli. Açık çağrıyla ve kendi kısıtlı çevremiz üzerinden ulaştığımız değerli katılımcılar hangi konuda yazacaklarını kendileri seçti. Yazarların isimlerinin yazdıkları maddelerin altında yer almaması ve maddelerin anonim kalması tercihinin sebebi, yazanın kişisel deneyiminden ziyade, tüm deneyimlerin bir araya gelerek ortaya çıkardıkları harita ve örüntülere vurgu yapma isteğimiz. Bu tercihin bir başka sebebiyse bazı deneyimlerin anonim olarak daha rahat aktarılabileceği düşüncesi. Birçok maddenin altına başka maddelere gönderme yapan referanslar ekleyerek, ilgi duyulan herhangi bir konunun kolaylıkla izinin sürülebilmesini de hedefledik.

Bazen, bir sözlükte bir kelimenin anlamına baktığımızda o kelimenin günlük hayatta bulduğu karşılıklar ve deneyimlere sirayet etme şekilleri aklımıza gelir ve bunlar sözlükte sabitlenmiş olan anlamın üzerine oynaşan gölgeler düşürür sanki. Bu anlamda, buradaki madde başlıklarının altında yer alan Türk Dil Kurumu (TDK) tanımları da, dikkatini o yöne çevirmek isteyen okuyucu için, bir kelimenin sözlük tanımıyla deneyimlenme biçimleri arasındaki örtüşme ve makaslara kısa bir bakış atmaya yarayabilir. Madde isminin TDK Sözlüğü’nde yer almadığı durumlardaysa yalnızca Türkçe olmayan kelimelere kendimiz kısa, açıklayıcı tanımlar ekledik.

Madde başlıklarında, önemli tarihsel dönemeç ve olayların isimlerinin genelde bire bir yer almaması, Türkiye’de Yahudi olma konusuna eğilen bir sözlük için en başta şaşırtıcı görünebilir. Fakat bu kitabın amacı, doğrudan bilgi vermektense, birbirleriyle konuşan deneyimleri bir araya getirerek bu olaylara dair kısmi ama anlamlı bir algı ortaya çıkarabilmek. Yapılan birçok başka kapsamlı ve esin verici çalışmayı kaynak göstermektense, tarihsel kesitlerin çoğunlukla anı formunda yer alması bu yüzden. Öte yandan, tarihsel olayların bazılarını kendi deneyimleri üzerinden bugün anlatacak kimse kalmadığı için bunlara kısa ve bilgi verici maddeler olarak yer açtık. Bazılarıysa hiç yer almadı. Tüm bunlar göz önüne alındığında buna yeni deneyimler ya da ansızın üşüşen hatıralarla zihinde çeşitlendirilebilecek ve tamamlanmamış bir sözlük olarak bakmak doğru olacaktır. Bu anlamda Türkiye’de Yahudi Olmak: Bir Deneyim Sözlüğü kayıt tutan, hafıza tazeleyen, kesip biçilebilecek, girip çıkılabilecek bir kolaj olarak düşünülebilir.

turkiyede-yahudi-olmak Nihayetinde, sözlükteki maddeler, tarihin tam şu döneminde icra edilmiş birer hatırlama/yeniden kurma eylemi olarak görülebilir. Birbirleriyle bazen uyumlu, bazen çelişen, farklı kombinasyonlarla bir araya geldiklerinde kaleydoskop gibi şekil değiştiren, böylelikle Türkiye’de Yahudi olmak konusunda düşünmek için farklı zeminler sunan kısa metinler. Yahudi olan ve olmayan, konunun farklı noktalarında duran, çeşitli deneyim ve fikirlere sahip kişiler tarafından yazılmış bu metinlerin, hem oyuncul bir okuma deneyimine, hem de bellek, kimlik ve gündelik hayat üzerine araştırma zemini olmaya açık olduğunu umuyoruz.