O bildiğimiz kooperatiflerin geldiği son nokta…

Ali Rıza Avcan

Bugünkü yazımızın konusu bir zamanlar büyük hayallerle yola çıkıp güçlü ve yaygın bir şekilde örgütlenen bazı kooperatiflerin ve kooperatif birliklerinin, kapitalizmin neoliberal çağında yaşadıkları hazin sonla ile ilgili…

Her şeyi şirketleştirmeye çalışan neoliberal kapitalist sistemin, kooperatifleri de bu yola sokması nedeniyle kooperatiflerin zaman içinde demokratik özünden kopup nasıl yok olduğu ya da etkisini yitirdiği ile ilgili…

Kaynak: Birol Üzmez Koleksiyonu

Hem de İzmir ya da Ege deyince aklımıza gelen TARİŞ ve eczacı kooperatifi deyince aklımızaa gelen EDAK örneğiyle…

Bir zamanlar ülkemizin en büyük tarım satış kooperatifleri birliğini oluşturan TARİŞ ile bir zamanlar İzmir‘deki en büyük, en etkin eczacı kooperatifi olan EDAK düzeyinde…

Şimdilerde herkesin; özellikle de genci, yaşlısı, kadını, erkeği, iş insanı, işçisi ve emeklisi, okumuşu okumamışı kooperatiflerin iyi ve etkin bir örgütlenme şekli olduğunu sanarak kooperatif örgütlenmelerini övüp göklere çıkardığı, bu hayalle kooperatifler kurup kah bağımsız kah sırtını belediyelere dayayarak bir şeyler yapmaya çalıştığı bir ortamda bu büyük, tanınmış ve geniş örgütlü kooperatiflerin niye yok olduğunu ya da eski güç ve etkisini yitirdiğini tartışmamız gerekiyor…

Benim kooperatifçilikle ilgili ilk bilgilerim üniversitede seçmeli ders olarak Prof. Dr. Cevat Geray‘dan aldığım kooperatifçilik dersine dayanır. Ardından rahmetli hocam Prof. Dr. Fehmi Yavuz‘un ağzından kooperatiflerin; özellikle de yapı kooperatiflerinin ülkemizde nasıl kötü bir yola girdiğini, her bir yapı kooperatifinin ne tür yolsuzluklarla boğuştuğunu öğrenmiş, o vakitler Ankara Belediye Başkanı olan Murat Karayalçın‘ın ekibinde olan arkadaşlarımdan, başarılı olarak tanıtılan Batıkent uygulaması dahil bu işin püf noktalarını görmeye başlamıştım.

Ardından İzmir‘deki TARİŞ direnişini duyup uzaktan da olsa desteğimi vermiş, o zamanlar çalıştığım SSK Genel Müdürlüğü‘nde TARİŞ direnişi sırasında çatıdan çatıya atlarken iş kazası sonucu ölen bir TARİŞ işçisinin geride kalan eşi ve çocuklarına maaş bağlayabilmek için her düzeydeki yöneticimi ikna ederek başarıya ulaştıktan sonra üzerime düşen vazifeyi yerine getirmiş olmanın huzurunu yaşadığımı hatırlıyorum.

Sonrasında, İzmir‘e yerleştiğimde o ünlü direniş sırasında TARİŞ genel müdürü ve yardımcısı olarak tanıyıp saygıyla andığım Erdinç Gönenç ve Metin Dikenelli ile birlikte çalışma fırsatını yakalamış; ayrıca, direnişe katılan diğer yönetici ve işçi arkadaşlarla tanışma imkanını bulmuş, o direnişi konu alan belgeselleri izleme fırsatını yakalamıştım.

O anlamda, TARİŞ ve TARİŞ Direnişi benim için bir efsane düzeyinde önemliydi….

Kaynak: Birol Üzmez Koleksiyonu

EDAK ile tanışıklığım ise, o zamanlar üyesi olduğum Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği İzmir Şubesi‘nin, çalıştığım işyerinin bulunduğu Santa apartmanında kapı komşum olmasından sonra, şube başkanı eczacı Asuman Özçam-Boyacıgiller ile tanışıklığımla başlamış ve kısa adı EDAK olan S.S. İzmir Eczacılar Üretim, Temin ve Dağıtım Kooperatifi‘nin 1978 yılında kurulan Manisa Eczacı Kooperatifi (MEDAK) ile eczacı eşi Nur Işık Boyacıgiller ve bir grup meslektaşı eczacının önderliğinde 1979’un Haziran ayında nasıl kurulduğunu öğrenmiştim.

Üstüne üstlük 27 Nisan 2003 tarihinde başta İnsan Kaynakları Müdürü Alpay Onkardeşler, halkla ilişkiler sorumlusu Emek Çalışkan olmak üzere tüm EDAK yönetici ve çalışanlarına Bafa Gölü kenarındaki Club Natura Oliva isimli konaklama tesisinde takım çalışması odaklı bir açık alan etkinliği düzenleyerek sayıları 87’yi bulan tüm çalışanları tanımış, kooperatif çalışmaları hakkında ayrıntılı bilgiler almıştım. Sonrasında da EDAK ile Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği işbirliği ile düzenlenen kampanya çerçevesinde evde okuduğum gazeteleri, ÇYYD tarafından öğrencilere verilen bursları finanse etmeleri için yakınımdaki eczanelere vermeye başlamış, çalışanlardan ve ortak olan eczacılardan İstanbul‘dan gelen yeni genel müdürle ilgili şikayetleri dinlemeye başlamıştım.

Ancak son günlerde yakın bir dostuma EDAK‘tan ve beğendiğim çalışmalarından söz edince, uzun bir süredir izleyip haberdar olmadığım EDAK‘ın artık kapandığını, eskisi gibi ortağı eczanelere ilaç dağıtmadığını duydum. Ardından evimin yakınındaki bir iki eczacı ile konuşup sorular sorduğumda ise bu kooperatifin hazin sonu ve kendilerince dile getirmeye çalıştıkları çöküş nedenlerini öğrenmiş oldum. EDAK‘ın İnternetteki web sayfasına baktığımda ise, o koskocaman kooperatifin küçülerek ve çalışmalarına ara vererek sadece genel kurullarını yapan bir ölüye döndüğünü anlayıp bu gelişmeler nedeniyle sevgili Asuman Özçam-Boyacıgiller‘in nasıl bir acı duyduğunu hissetmeye başladım.

Kaynak: Birol Üzmez Koleksiyonu

Binlerce ortağa sahip asırlık TARİŞ‘in sonu ise EDAK‘a göre daha da kötü oldu. Hele ki Alsancak‘taki eski genel müdürlük binasının hemen arkasında bir zamanlar TARİŞ‘e ait arsalarda yükselmekte olan gökdelenleri gördükçe ve geçtiğimiz günlerde unutulduğu için hatırlatmak istediğim ressam ve illüstratör Vittorio Pisani‘nin bir zamanlar hem Aydın İncir Müstahsilleri Şirketi hem de TARİŞ için tasarladığı kuru incir etiketleriyle birlikte diğer arşivlik malzemenin haraç mezat satıldığını; hatta çöpe atıldığını öğrendiğimde… Hele ki, yıllarca TARİŞ‘in halkla ilişkiler biriminde çalışıp kaybolan ya da satışa konu olan bu malzemeleri kullanmış olan sevgili Birol Üzmez‘in gözündeki acıyı gördüğümde…

Evet şimdi yazdığım bu yazıyı bir zamanlar EDAK‘ta ya da TARİŞ‘te yönetici ya da işçi olarak çalışan arkadaşlarımla dostlarımın okuyup olumlu ya da olumsuz bir şekilde tepki vereceklerini biliyorum. O nedenle de, şimdi onları “birinci el” ya da bu kooperatiflerin asıl sahipleri olarak kabul ederek, EDAK‘ın ya da TARİŞ‘in bugün bu hale niye geldiği ile ilgili bilgileriyle görüş, düşünce ve eleştirilerini; hatta özeleştirilerini bizlerle paylaşmalarını bekliyorum.

Aynen 8 Eylül 2017 tarihinde 33 yıllık başkanlık görevini kendi isteğiyle bırakan TARİŞ Zeytin ve Zeytinyağı Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Cahit Çetin gibi “Batı emperyalizmi kendi dışındaki ülkelerde örgütlü tarım istemiyor. İşin dramatik yanı bizler bu tuzağa düşüp, büyük sermayenin karşısında durabilecek en önemli birleştirici gücümüzü kaybediyoruz. Kooperatif ve birliklerimize sahip çıkmalıyız. 16 tarım satış kooperatifi birliklerinden kaçı faal, en önemlisi kaç tanesi etkili pazar politikasını yürütebiliyor, buna bakmak lazım. Ortaklarımız kooperatiflerine sahip çıktığı sürece piyasa belirleyici gücü katlanarak artacak.” demesi gibi ya da kooperatiflerin yok olmasında iktidarların etkisini sorgulayarak veya başka nedenleri sıralayarak bu iki güçlü kooperatifin ya da kooperatif birliğinin bugün niye komada olduğunu açıklamaları dileğiyle…

İzmir‘deki kooperatiflerin analizini yapan İzmir Kalkınma Ajansı (İZKA) verilerine göre (1) 2022 yılı nüfusu 4.462.056 olan İzmir‘de tarımsal amaçlı toplam 9.898 adet kooperatifin toplam 2.479.251 ortağının olduğu; yani nüfusun neredeyse % 55,57’sinin (*) kooperatifleştiği söylenen bir kentte TARİŞ bu duruma geliyorsa ya da ilerici fikirlerle oluşturulan bir eczacılar kooperatifi çalışamaz durumdaysa; üstüne üstlük eldeki verilere göre nüfusun büyük bir çoğunluğu kooperatif ortağı bu kentte kooperatifler için yapılan methiyeler arşa çıkıyorsa bir zamanlar efsane olan bu kooperatiflerin niye ve ne şekilde yok olduğunu bir kez daha düşünüp tartışmamız gerekiyor.

(1) İzmir Kooperatif Analizi, İzmir Kalkınma Ajansı, İzmir 2022, s.45.

Yararlanılan Kaynaklar

(1) Tariş Tarihi, Türkiye Toplumsal ve Ekonomik Tarih Vakfı Tariş Tarihi Projesi, İzmir, 1993.

(*) Kooperatifler Kanunu’na göre 18 yaş üstü bireylerin kooperatiflere üye olması mümkün olmakla birlikte; TÜİK tarafından düzenlenen ADNKS verilerinde İzmir’in 18 yaş üstü nüfusu belirtilmediğinden, esasen 4.462.056 olan İzmir nüfusundan 0-17 yaş grubundaki nüfusun çıkarılması suretiyle bulunacak yetişkin nüfusunun 2.479.251 olan ortak sayısı ile mukayese edilmesi gerektiği halde, TÜİK’in bu belirsizliği nedeniyle esasen % 55,57’den çok daha fazla olması gereken İzmir nüfusunun gerçek kooperatifleşme oranı hesaplanamamıştır.

Yorum bırakın