Ali Rıza Avcan
Bugünkü yazımda, İtalyanperver İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Tunç Soyer‘le ekip arkadaşlarının büyük bir gayretle pazarlamaya çalıştıkları “Slow City“, “Slow Metropol“, “Slow Food” ve “Terra Madre” gibi İtalyan markalarının 91. İzmir Enternasyonal Fuarı‘nı nasıl işgal ettiğini ve böylelikle zaten kimlik kaybı içinde olan İzmir Enternasyonal Fuıarı‘nın bundan nasıl etkileneceğini anlatmaya çalışacağım. Hem de, İzmir‘in 9 Eylül 1922‘de emperyalist ülkelerin temsilcisi Yunan Ordusu‘nun işgalinden kurtuluşunun 100. yıl kutlamalarının yapıldığı bu günlerde…
Ama bu anlatımdan önce, ülkemizde ilk kez 2009 yılında Seferihisar‘da başlatılıp bugün itibariyle 21 yerleşimde uygulandığı düşünülen ya da uygulanmaya çalışılan “Slow City” uygulaması ile Latincede “convivia” olarak tanımlanıp dilimize “arkadaş sofrası” olarak çevirebilecek grup ve topluluklardan oluşan “Slow Food” hareketi ile bu hareketin uluslararası festivali olarak tanıtılan “Terra Madre” konusundaki bildiklerimizi hatırlayalım derim.

“Slow Food” kavramı, bu örgütün uluslararası İnternet sitesi http://www.slowfood.com’da “tüm dünyada yerel yemek kültürlerinin ve geleneklerinin kaybolmasını önlemek, hızlı yaşamın yükselişine karşı koymak ve insanların yedikleri yiyeceklere, nereden geldiğine ve yiyecek seçimlerini nasıl etkilediğine karşı azalan ilgileriyle mücadele etmek için 1989 yılında kurulmuş küresel bir taban örgütüdür” şeklinde tanımlandıktan sonra, bu örgütlenmenin başlangıcından bu yana, 160’tan fazla ülkede milyonlarca insanı kapsayan ve herkesin iyi, temiz ve adil gıdaya erişmesini sağlamak için çalışan küresel bir harekete dönüştüğü, “Slow Food” anlayışının yemeğin kültür, politika, tarım ve çevre dahil olmak üzere yaşamın diğer birçok yönüne bağlı olması nedeniyle gıda seçimleri aracılığıyla gıdanın yetiştirilmesi, üretimi ve dağıtımının toplu olarak etkilenebileceği ve sonuç olarak dünyayı değiştirebileceği iddia edilmektedir.

“Terra Madre” ise 2004 yılında Carlo Petrini tarafından kurulmuş uluslararası bir ağ. İtalya‘nın Cuneo eyaletine bağlı Bra komününde doğan Carlo Petrini aynı zamanda Slow Food hareketinin de kurucusu. Kendisinin Türkçe’ye çevrilmiş Luis Sepulveda ile birlikte yazdığı “Mutluluğa Dair Bir Düşünce“, Prens Charles, Vandana Shiva ve Michael Pollan ile birlikte yazdığı “Tohum ve Gıdanın Geleceği Üzerine Manifestolar“, Gigi Padovani ile birlikte yazdığı “Slow Food Devrimi“, Stefano Mancuso ile birlikte yazdığı “Biyoçeşitlilik” ve kendi başına yazdığı “Terra Madre” isimli kitapları bulunuyor.
“Terra Madre” ağına ait http://www.terramadre.info isimli İnternet sayfasındaki tanıtım metnine göre, “Terra Madre, Slow Food’un büyümesi, gelişmesi ve “yemek yemenin tarımsal bir eylem, üretmenin gastronomik bir eylem” olduğuna inancının bir sonucu olarak tasarlanmış bir proje.”
“Terra Madre“, “Slow Food” kapsamındaki küçük ölçekli üreticilere ses ve görünürlük sağlamak, çalışmalarının gerçek değeri konusunda farkındalık yaratmak ve daha iyi koşullarda çalışabilmeleri için gereken araçları sağlamak amacıyla 2004 tarihli Torino’da kurulmuş.. 2012 yılından sonra yerel projelerin ortaya çıkması ile daha da gelişip güçlenen “Terra Madre” bugün yine Carlo Petrini‘nin başkanlığındaki Terra Madre Vakfı tarafından destekleniyor.
İtalya Tarım, Gıda ve Orman Politikaları Bakanlığı, İtalya Dışişleri Bakanlığı Kalkınma İşbirliği birimi, Piyemonte (Piedmont) Bölgesel Otoritesi, Torino Belediyesi, Slow Food ve Slow Food İtalya tarafından kurulan Terra Madre Vakfı, uluslararası toplantıları ve ilgili girişimleri organize etmek ve finanse etmek, “Terra Madre“nin sürekliliğini sağlamak ve bu büyük macerayı destekleyen tüm ortakları koordine etmek için kurulmuş. Vakıf Konseyi’ni, bizdeki adıyla mütevelli heyetini başkan olarak Carlo Petrini, daimi delege Piyemonte (Piedmont) Bölgesi Valisi Antonella Parigi, daimi temsilci olarak Torino Belediyesi temsilcisi Maurizio Braccialarghe, Slow Food İtalya temsilcisi olarak Gaetano Pascale, İtalya Gıda ve Orman Politikaları Bakanlığı ile İtalya Dışişleri Bakanlığı temsilcileri, vakıf yönetimini genel sekreter olarak Stefano Colmo, Piyemonte (Piedmont) Bölgesi adına Luciano Conterno, Torino Belediyesi adına Francesco De Biase, Slow Food İtalya adına Maria Mancuso, Denetleme Kurulu’nu ise başkan Walter Vilardi, denetçi Liliana Sciarappa ve Maria Giuseppina Cavigliasso oluşturuyor.
Görüldüğü gibi “Terra Madre” adı verilen organizasyonun merkezinde İtalyan vatandaşı olmayan tek bir insan yok. Üstüne üstlük örgütlenmede İtalyan resmi makamları, bakanlık ve belediye temsilcileri önemli bir yer işgal ediyorlar. O nedenle de “Terra Madre“ye sivil bir oluşum ya da organizasyondur demek bu haliyle mümkün değil. Üstüne üstlük bizler kalkıp İzmir‘de bir “Terra Madre” festivali düzenlemiş olmakla birlikte hem “Slow Food” hem de “Terra Madre“ye ait İnternet siteleri İngilizce, Almanca, Fransızca, İtalyanca, Rusça, Korece, İspanyolca ve Portekizce dillerinde hazırlanmış olmasına karşın; toplam 31 “arkadaş sofrası” (cinvivia) ve topluluğu barındıran Türkiye‘nin dili bu sayfalarda kullanılmıyor. Ayrıca “Slow Food“un dünya örgütlerini gösteren bölümde Brezilya, Avrupa, Almanya, Kenya, Gençlik Ağı, İtalya, Kuzey Makedonya, Hollanda, Meksika, Japonya, Rusya, Güney Kore, İsviçre, Uganda, Birleşik Krallık, ABD ve Peru bölümleri olmasına karşın Türkiye yok. Ayrıca hem “Slow Food International“e hem de “Terra Madre“ye ait İnternet sayfaları uzun bir süredir güncellenmediği için İzmir‘de yapılan “Terra Madre“den tek bir satır bile olsa haber yok. Kısacası Türkiye ya da İzmir dil, ülke ve haber değeri olarak ne “Slow Food“un, ne de “Terra Madre“nin umurunda değil. “Slow Food” ya da “Terra Madre” için Türkiye‘de birçok İnternet sitesi olmasına karşın bu iki markanın uluslararası İnternet sayfalarında -ne yazık ki- Türkiye ve İzmir yok.
Anlaşılıyor ki, “Slow Food” ve onun festival organizasyonu “Terra Madre” tümüyle İtalyanların denetiminde olan örgütler eliyle pazarlanan İtalyan markalarıdır. Biz ise bu markaların önüne ya da arkasına “Anadolu” ismini koyarak yaratmaya çalıştığımız Türkiye uygulamaları için öne atılıp, onlar üzerinden nemalanmaya çalışan ve can-ı gönülle onların reklamını yapan, bu İtalyan markalarının bu topraklara yerleşmesi için çabalayan yerel yöneticilere sahip bir kentiz. Bu markalara benzer ya da farklı organizasyonları düzenlemek, kendimize özgü markalar yaratmak ve bunları dünyaya duyurmak gibi bir niyetimiz, bir çabamız yok. Çünkü bizim yöneticilerimiz İtalyanları ve onların yaptıklarını seven insanlardan oluşuyor. O nedenle de onlara “İtalyansever” ya da “İtalyanperver” diyoruz.
”Toprak anam sevgi dolu, bereket dolu… Toprak anam sessiz ama toprak anam dopdolu… Toprak anam… Toprak anam; Anadolu”, Barış Manço, “Kayaların Oğlu“
Oysa bizim elimizde kadim Mezopotamya ve Anadolu coğrafyasının Antik dönemlerden bu yana ortaya çıkarıp bizlere armağan ettiği Gılgamış efsanesindeki topraktan yaratılan “Enkidu“, bereketin ve bolluğun timsali “Kibele“, “Kubaba“, “Efes Artemis“i, “Toprak Ana“, “meşher“, “pazar“, “çarşı“, “kapalıçarşı“, İzmir’de 1927 ve 1928 yıllarında “İzmir 9 Eylül Sergisi“, 1933, 1934 ve 1935 yıllarında “İzmir Beynelmilel İzmir Panayırı” ve 1936’dan bu yana geliştirip 91. kez yaptığımız “İzmir Enternasyonal Fuarı” gibi geleneksel değerlerimiz var ve bütün bunlarda toprağın bereketi, bizlere sunduğu bolluk, zenginlik en güzel şekilde anlatılıyor… En azından koca Aşık Veysel‘in ölümle özdeşleştirip bize armağan ettiği “kara toprak” var… Bu değerlerin farkına varmayıp ya da sahip çıkmayıp bir İtalyan‘ın yaratıp “Terra Madre” adını verdiği festivalin peşinde koşuyoruz…. Çünkü biz kendimize değer vermeyip “elin oğlunun” malının ya da markasının arkasından koşmayı pek matah bir şey ya da uygarlık sanıyoruz…
Gelelim 17 Şubat-4 Mart 1923 tarihli Türkiye (İzmir) İktisat Kongresi sırasında açılan “Numune Meşheri” ya da “9 Eylül Meşheri” (9 Eylül Mahalli Sergisi) ile başlatılıp 1927-1928 döneminde İzmir 9 Eylül Sergisi, 1933 yılında İzmir Milli 9 Eylül Panayırı, 1934 yılında İzmir Beynelmilel 9 Eylül Panayırı, 1935 yılında İzmir Arsıulusal 9 Eylül Panayırı, 1935-2022 döneminde İzmir Enternasyonal Fuarı adıyla yapılıp bu sene 91ncisinin gerçekleştirileceği fuar geleneğine….

Önce meşher ve sergi, daha sonra panayır, uzun bir süre de uluslararası fuar olarak düzenlenip hafızada kalan birçok şeyle “İzmir’i İzmir yapan“, İzmir‘in temel değerlerinden biri haline gelen bu etkinlik son yıllarda, -ne yazık ki- eski uluslararası fuarcılığın demode olup ortadan kalkması ve organizasyon kalitesinin düşmesi nedeniyle yeniden panayır düzeyine inmiş durumda…
2002 yılında 71. İzmir Uluslararası Fuarı‘nda İZFAŞ adına “ziyaretçi” kategorisinde 3.000, “ziyaretçi işadamları” kategorisinde 522, “katılımcı yabancı firmalar” kategorisinde 173, “katılımcı yerli firmalar” kategorisinde 470, “Fuar’a gelmeyen memnuniyetsiz ve ilgisizler” kategorisinde 2.002 ve “VIP ziyaretçiler” kategorisinde 25 olmak üzere, toplam 6.192 örneklem üzerinden yaptığımız ve bu haliyle İZFAŞ‘ın yaptırdığı son araştırma olan 71. İzmir Uluslararası Fuarı Ziyaretçi ve Katılımcı Memnuniyet Araştırmasında da İzmir Enternasyonal Fuarı‘nın süregelen formatı ile ömrünü doldurduğunu ve o nedenle de ne yurtiçinde ne de yurt dışında eski ilgiyi görmediğini ortaya koyup çözüm önerileri geliştirmiştik.

Evet, İzmir Uluslararası Fuarı 1927’den; hatta 1923’den bu yana getirdiği şekli ile miadını doldurmuş durumda. Çünkü bugünün dünyasındaki fuarcılık faaliyetleri artık bu şekilde yapılmayıp ağırlık ihtisas fuarlarına veriliyor. İşte o nedenle de, ihtisas fuarlarına ev sahipliği yapması için Gaziemir’de Fuar İzmir‘in inşaatı bitmiş ve 25 Mart 2015 tarihinde açılmıştır. Ancak İzmir Uluslararası Fuarı, 2015-2022 döneminde bu yeni yerde yapılmayarak eskiden olduğu gibi Kültürpark‘ta yapılmaya devam etmiştir. Bunun nedeni de, İzmir halkının kentin ortasındaki Kültürpark‘ta fuar yapılmasına alışması, Fuar’a daha kolay gidip gelmesi ve bu konudaki alışkanlıkları gerekçe olarak gösterilmiştir. Çünkü İzmir Büyükşehir Belediyesi, fuar olmaktan çıkıp panayıra dönüşen ve çoğu İzmirlinin artık ziyaret bile etmediği bu organizasyonu başka bir şenliğe, örneğin bir Uluslararası İzmir Şöleni‘ne ya da Festivali’ne dönüştürme ile ilgili radikal bir karar almaya cesaret edememiş, bu konuda gelebilecek tepkileri göğüslemeyi göze alamamıştır.
Oysa İzmir Uluslararası Fuarı, alınacak cesur ve doğru bir kararla yine yılın aynı tarihlerinde tüm İzmir halkının gezme, görme, dolaşma, eğlenme ve dinlenme ihtiyacını karşılayacak şekilde uluslararası düzeyde çağdaş bir etkinliğe dönüştürülebilir, böylelikle, İzmir ve Ege Bölgesi illeri için cazibe merkezi haline dönüştürülebilir. Ama tabii ki, bu önerinin konuyla ilgili uzmanlarla halkın taleplerini dikkate alıp değerlendirmeye dayanan bir katılım modeli içinde tartışılması, değerlendirilmesi suretiyle…

Bu arada, “Terra Madre” konusunda daha önce İzmir‘de neler yapılmıştı diye hatırlamakta yarar var. Bu amaçla yaptığımız araştırmada karşımıza ilk kez Narlıdere Slow Food‘a ait İnternet sayfasında “Terra Madre Gastronomi Fuarı İçin Mesai Başladı” başlıklı haber çıkıyor. Söz konusu haberde, İzmir Büyükşehir Belediyesi‘nin 2021’de İzmir’de gerçekleştireceği dünyanın en büyük gastronomi fuarlarından biri olan Terra Madre için kolların sıvandığı, bu amaçla Tarihi Asansör‘de düzenlenen ilk toplantıda “Slow Food” temsilcilerinden (Ali Can Epözdemir-İzmir Vakfı, Galip Ener-Slow Food Mahal, Sevil Terizoğlu Ünal-Slow Food Yenipazar, Nihat Özdal-Slow Food Halfeti, Nilgün Erdem, Sevinç Ulucanlar-Slow Food Yavaş Gari Bodrum, Ayşenur Arslanoğlu-Slow Food Fikir Sahibi Damaklar, Nilhan Aras-Slow Food Tarsus, Yeşim Yassıoğlu-İzmir Bardacık, Gökalp Soygül-İZFAŞ, Zuhal Okuyan, Rezzan Çakır– Slow Food Keçi Karaburun, Ömer Atilla-Foça Yeryüzü Pazarı, Şevket Meriç-Slow Food Teos, İlhan Koçulu-Kars, Defne Soyer, Neptün Soyer– Slow Food Teos, Yener Ceylan-İzmir Büyükşehir Belediyesi Turizm Şube Müdürü, Nedim Atilla-Slow Food İzmir Bardacık) oluşan ekibin bir araya geldiği belirtiliyor.⁽¹⁾Ayrıca, 22 Eylül 2019 tarihli Ekonomi Ege‘nin “Terra Madre İzmir’e Geliyor” başlığıyla verdiği haberde, “Slow Food” birlikleri ile diğer belediyeler aracılığı ile üreticilerin tek tek tespit edileceği fuarın hazırlık sürecinin 18 ay; yani, 1,5 yıl olacağı ve bu sürecin yönetimine Türkiye’den yüzlerce gönüllünün katılacağı söyleniyor.⁽²⁾ Bu hesaba göre, “Terra Madre” gastronomi fuarının, haber tarihini izleyen 1,5 yılın bitiminde; yani, 2021 yılının Mart, Nisan aylarında yapılması gerekiyordu. Ama o sözü edilen fuar 2021 yılında yapılamadı ve en sonunda kendi başına yapılması riskli bulunduğu için 91. İzmir Enternasyonal Fuarı‘na dahil edilerek olası bir ilgisizliğin, İzmir Enternasyonal Fuarı‘nın heyecan ve kalabalığı içinde giderilmesi düşünüldü.
Ancak sorun orada da çözülmedi. Çünkü, aldığım duyumlara göre, “Terra Madre” festivalinin de dahil edildiği 2-11 Eylül 2022 tarihleri arasında yapılacak olan 91. İzmir Enternasyonal Fuarı öncesinde, aşağı yukarı 2022 yılı Ağustos ayında, İzmir Büyükşehir Belediyesi‘nin 28-29 Haziran 2019 tarihlerinde açtığı “İzmir Evi” isimli Brüksel Temsilciliği eliyle yapılan duyurularda geç kalındığı için; ayrıca, “Terra Madre” organizasyonu “Slow Food” tarafından ticaretin gündemde olacağı bir “fuar” olarak değil de; ticaret dışı bir “festival” organizasyonu olarak tanımlandığından ve International World Trade Organization (WFTO) gibi uluslararası fuarcılıkla ilgili uluslararası anlaşma ve prosedürler dışında kaldığı için duyuru yapılan birçok ülke ve kurum temsilcisi “Terra Madre” çağrısının çok geç yapıldığını, o nedenle ticaretin söz konusu olmayacağı bu organizasyona katılım konusunda, beklendiği gibi başarılı olmayacağını ifade etmişler. Nitekim, 2 Eylül’den 7 Eylül’e kadar 6 gün süreyle izlediğimiz 91. İzmir Enternasyonal Fuarı‘ndaki yabancı ülke, kurum, kuruluş ve firma katılımının azlığı da bu sorunun varlığını net bir şekilde ortaya koymuştur.
Öte yandan, 91 yıldır her türlü zorluğa; hatta savaşlara rağmen yapılan ve organizasyon/yönetim kalitesinin her geçen gün bozulması ve uluslararası fuarcılık anlayışının değişmesi gibi nedenlerle uluslararası olmaktan çıkıp yerel bir panayıra dönüşen bir etkinliğin içine; hatta tam da ortasına, bu topraklara ve coğrafyaya ait olmayan iğreti ve ithal bir organizasyonu, adının sonuna “Anadolu” sözcüğünü ekleyerek dahil etmeye kalkmak da, İzmir‘in ve İzmir Enternasyonal Fuarı‘nın tarihine, o tarihten bu yana ortaya çıkan gelenek ve alışkanlıklarına aykırı, onun kimliğine zarar veren bir girişim olarak değerlendirilmelidir.

Sayın İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Tunç Soyer,
“Bizim İzmir” “isimli İnternet sayfasındaki 24 Ağustos 2022 tarihli haber yazısının başında “Terra Madre Anadolu, bir ortak akıl hareketidir” ⁽³⁾ ifadesiyle anlatmak istediğiniz o “ortak akıl” kime ya da kimlere aittir veya nasıl ortaya çıkmıştır bilmiyorum; ama, göreve geldiğiniz ilk günlerde, daha doğrusu 17 Haziran 2019 tarihinde birçok meslek odası, vakıf, dernek, sivil oluşum ve bireyin katılımı çerçevesinde Kültürpark Platformu ile ortaklaşa düzenleyip İzmir Sanat‘ta yaptığınız Kültürpark Arama Konferansı‘nda şahsım da dahil yüzlerce kişinin uzun çalışmalar sonucunda ortaya koyduğu “ortak aklı” elinizin tersiyle nasıl itip, daha doğrusu önerilerimizi belediye başkanının veto etme hakkından söz ederek nasıl reddedip dikkate almadığınızı çok iyi hatırladığım için, “ortak akıl” söyleminize bir kez daha kanmıyor ve bu sözcüğün, bizim anladığımızın dışında sizin için ne anlama geldiğini bilmiyor, bilmek de istemiyorum. Çünkü, aynen Kültürpark gibi Cumhuriyet Dönemi‘nin bizlere emaneti 91. yıllık bir geçmişe ve geleneğin içine soktuğunuz bu İtalyan festivali ile her iki organizasyona da zarar verdiğinizi düşünüyorum. Tercih hakkınızı bu şekilde kullanarak belki yandaşınız olan bir kısım kurum, örgüt, kesim ve kişileri memnun edip onların bu işten kazançlı çıkmasını sağlayabilir; ama, esas olarak bu tür tüm kenti ve kentin geleceğini ilgilendiren önemli kararlar öncesinde halka danışmanız, onun görüş, düşünce, eleştiri ve talepleri doğrultusunda karar almanız gerektiğini düşünüyor ve savunuyorum.
…………………………………………………………………………………
⁽¹⁾ https://www.slowfoodnarlidere.org/Sayfa/7/terra-madre-gastronomi-fuari-icin-mesai-basladi
⁽²⁾ https://www.ekonomiege.com/terra-madre-izmir-e-geliyor/65/
⁽³⁾ https://www.bizimizmir.net/terra-madre-anadolu-bir-ortak-akil-hareketidir-52580