Ali Rıza Avcan
Yanılmıyorsam 2010 yılıydı. Belediyelere danışmanlık hizmeti sunan bir İzmir firması üzerinden Aliağa Belediyesi’nin 2011-2014 hizmet dönemi ile ilgili stratejik planını hazırlama önerisini almıştım. Belediyeyi denetime gelen mülkiye müfettişi, 2006 yılında eski Aydın belediye başkanı Hüseyin Aksu tarafından hazırlanan stratejik planının, göreve yeni başlayan Aliağa Belediye Başkanı Ömer Turgut Oğuz‘un amaç ve hedefleri üzerinden güncellenmesi gerektiğini söyleyerek gerekli uyarıyı yapmıştı.
Bir görevi üstlenmeye karar vermeden önce, her zaman yaptığım gibi güncellenmesi istenilen 2006 tarihli eski stratejik planı isteyince bana, 276 sayfadan oluşan oldukça kalın ve ayrıntılı bir belgeyi teslim ettiler.
Alıp incelemeye başladığım plan, hayatımda ilk kez gördüğüm cinsten bir plandı. Çünkü planda yazılı olan stratejik amaç, hedef ve faaliyetlerin, bu işin en önemli noktası olan “kim tarafından yapılacak?” sorusu düşünülmeden alt alta konularak listelendiği, belirlenen amaç, hedef ve faaliyetlerin yasal olarak Aliağa Belediyesi tarafından yapılıp yapılamayacağı dikkate alınmadan uzun uzun yazıldığı görülüyordu.
Plan belgesini okudukça metin arasında geçen “Söke” ve “Söke Belediyesi” gibi sözcükler, bu planın ilk örneğinin daha önce Aydın‘ın, Söke Belediyesi için hazırlandığını, amaç, hedef ve faaliyetler arasında “Yeni bir noterlik açılması“, “Bağımsız gümrük müdürlüğü kurulması“, “Kapalı cezaevinin kent dışına taşınması” ve Karayollarına Genel Müdürlüğü sorumluluğundaki şehirler arası yolların gibi görevlerin Aliağa Belediyesi‘nin görevi olarak kabul edildiği anlaşılıyordu.
Nüfusu 50.000’i aşan belediyelerde stratejik plan yapımını zorunlu kılan 2005 tarihli 5293 sayılı Belediye Yasası’nın uygulandığı ilk yıllarda getirilen planlama anlayışının yeterince anlaşılamaması nedeniyle yapıldığı açık olan bu acemiliği bir ölçüye kadar kabullenip hoş görmek mümkün olmakla birlikte; ilerleyen yıllarda yine aynı şekilde, “plan kapsamındaki faaliyetler kim tarafından yapılacak?” ya da “bu kadar çok görev hangi kurum tarafından nasıl yerine getirilecek?” gibi can alıcı soruların sorulmadığı “çok sahipli” ya da “sahipsiz” planlara rastladım.
Özellikle kalkınma ajansları tarafından yapılan ya da yaptırılan bu tür planlar adeta hazırlanıp ortaya atılan “sahipsiz” planlardı. Bu planları hazırlayanlar ya planlama anlayışının mantığından ya da Türkiye’de birden fazla ortakla iş yapmanın ne derece zor; hatta mümkün olmadığından habersiz kişiler hazırlamış olabilirlerdi. Sanıyorlardı ki, şu kurumla bu kurum bir araya gelecek ve o hedefin gerçekleşmesi için işbirliği içinde çalışacak… Hele ki bırakın bir araya gelmeyi, üçüncü bir tarafla bir araya geldiğinde stratejik ortağının dedikodusunu yapıp onu çekiştiren, rakip olarak gördüğü ortağının başarısızlığı için özel çaba gösteren kurum yöneticilerinin bulunduğu İzmir gibi bir kentte… Bu tür planları yapanlara bunu niye yaptıklarını sorduğumuzda ise, bu planların örnek alınması için yapıldığını söylemekle birlikte kimsenin ciddiye alıp uygulamadığı bu tür planları, planı hazırlayanlar bile izleyip denetlemiyorlar, onlara adeta nesebi sahih olmayan çocuk muamelesi yapıyorlar.
İzmir Kalkınma Ajansı‘nın hazırladığı bölge planları, İzmir Ticaret Odası‘nın hazırladığı stratejik plan ya da sektör planları, İzmir Büyükşehir Belediyesi‘nin Yarımada, Bakırçay ve Küçük Menderes havzaları için hazırladığı planlar bu tür sonuçsuz çalışmalara örnek verilebilecek planlardır.

Bu tür planların son günlerde görüp incelediğim en yeni örneğinin, uzun uğraşlar neticesinde edinip inceleme olanağına kavuştuğum İzmir Turizm Tanıtım Strateji ve Eylem Planı 2020-2024 isimli belge olduğunu söyleyebilirim. İzmir’in turizmi ve tanıtımı için İzmir Kalkınma Ajansı (İZKA), İzmir Büyükşehir Belediyesi (İBB) ve İzmir Vakfı tarafından, 2019-2020 döneminde açılan ihaleyle Kivi Stratejik Planlama Anonim Şirketi‘nce hazırlanan envanter çalışması; daha doğrusu plan altlığı niteliğindeki Mevcut Durum Analizi dikkate alınarak düzenlenen planın, 2020 yılında İzmir Ekonomik Kalkınma ve Koordinasyon Kurulu‘na sunulduğu, 2021 yılında da bastırılarak dağıtıldığı anlaşılmaktadır.
Sayıştay Başkanlığı‘nın İzmir Kalkınma Ajansı‘nın 2019 yılı denetimine ilişkin raporda yazılı olanlara göre, kurulduğu 2006 yılından bu yana kendi stratejik planını bile hazırlamayan İzmir Kalkınma Ajansı‘nın 2019 yılında önce bir İzmir Turizm Stratejisi ve Eylem Planı Hizmet Alım ihalesi açıp ardından ihalesi açılan bu planın ilk adımı olarak nitelendirilebilecek Mevcut Durum Analizi çalışmasını, İzmir Turizm Destinasyonları Envanter Çalışması adıyla Kivi Stratejik Planlama Anonim Şirketi‘ne hazırlatıp bunun için ödeme yapması da ironiyi aşan bir durumun ortaya çıkmasına neden olmuştur diyebiliriz….
1. Hazırlık süreci itibariyle şeffaf olmayan bir stratejik plan
İzmir Turizm Tanıtım Stratejisi ve Eylem Planı 2020-2024 belgesini incelemeye başladığımızda karşımıza ilk çıkan şey, yayın ekibini oluşturan isimlerin sıralandığı yayın künyesi olmaktadır. Oysa bu tür kurumsal resmi plan belgelerinin giriş bölümünde yayın ekibinin kimlerden oluştuğundan çok planla ilgili hazırlık sürecinin nasıl geliştiğini, planın hangi ekip üyeleri tarafından hazırlandığını, iç ve dış paydaşların hangi kurum ya da kişilerden oluştuğunu ve planlama sürecinde kimlerin katkısının alındığını gösteren açıklamaların bulunması gerekir. Çünkü bu tür bilgiler hem hazırlanan plan içeriğinin kalitesini, hem de planın, mevcut gerçekliği yansıtma anlamında ne ölçüde geçerli ve güvenilir olduğunu dair bize ipuçları verir. Burada ise bu bilgilerin hiç biri verilmeyerek doğrudan doğruya turizm sektörünün dünya ve Türkiye ölçeğindeki tanımına girişilmiş; böylelikle, hazırlık süreci ile ilgili şeffaflık ilkesine uyulmamıştır.
2. Uygulanması mümkün olmayan “suya yazılmış“çok ortaklı bir stratejik plan
Bu stratejik planı ve planın 2020-2024 döneminin yıllık dilimlerinde ne şekilde uygulanacağını ortaya koyan eylem planında da, planı hazırladığı söylenen ve bu nedenle basılı plan belgesi üzerindeki adı daha büyük harflerle yazılan İzmir Vakfı‘nın planda yazılı toplam 128 faaliyetten sadece 53’ünü; yani tüm faaliyetlerin % 41,40’ını üstlenip faaliyetlerin % 62,50’sini oluşturan 80 faaliyeti İzmir Büyükşehir Belediyesi‘ne, % 10,93’ünü oluşturan 14 faaliyeti de İzmir Kalkınma Ajansı‘na bıraktığı görülmektedir. Bunun dışında kalan diğer faaliyetler ise toplam sayısı 26’ya ulaşan kamu kurumu, dernek, şirket, meslek odası ve ilçe belediyelerine bırakılmıştır. Aşağıdaki tablo sorumluluk alan kurum, kuruluş, işletme ve şirketlerin 128 faaliyet içindeki dağılımını göstermektedir.

Anlaşılan o ki, söz konusu planı hazırlayanlar hem kamu kurumlarındaki hem de diğer mesleki kuruluşlarla sivil toplum örgütlerinin kendi iç işleyişinden pek haberdar değildir. İzmir turizmini geliştirmek amacıyla kurulan özel hukuk tüzel kişisi bir vakfın, hiç de yetkisi olmadığı halde, hazırlanan stratejik plandaki amaç, hedef ve faaliyetleri, değişik kamu kurumlarıyla meslek örgütleri ve sivil toplum kuruluşları arasında paylaştırırken bunun o kurum, kuruluş, işletme ve şirketlerce üstlenilen bir görev olabilmesi için izlenmesi gereken prosedürü dikkate almadığı anlaşılmaktadır. Bu durumun en somut örneği, ama. hedef ve faaliyetler düzleminde İzmir Büyükşehir Belediyesi‘ne 80 ayrı sorumluluk yükleyen İzmir Turizm Tanıtım Strateji ve Eylem Planı‘nın İzmir Büyükşehir Belediyesi‘nin karar organı olan İzmir Büyükşehir Belediye Meclisi tarafından incelenip kabul edilmemiş olmasıdır.
İzmir Vakfı gibi bir özel hukuk kişisi tarafından belirlenip değişik resmi, özel ve sivil kuruluşlara dağıtılan bu görev ve sorumluluklar, Büyükşehir belediyelerinde büyükşehir belediye meclisince, ilçe belediyelerinde ilçe belediye meclislerince, şirketlerde şirket genel kurullarınca, derneklerde dernek genel kurullarınca, merkezi yönetimin il birimlerinde bağlı oldukları genel müdürlük yada bakanlıkça, meslek örgütlerinde genel kurullarca kabul edilip bütçeleri oluşturulmadan yerine getirilemez.
O nedenle, İzmir Turizm Tanıtım Strateji ve Eylem Planı 2020-2024 belgesini hazırlatıp kabul eden İzmir Kalkınma Ajansı, İzmir Büyükşehir Belediyesi ve İzmir Vakfı’nın temenni özelliğinde, suya yazılan bir plan hazırladıkları söylenebilir.
3. Katılımcısı olmayan bir stratejik plan
Hazırlık süreci şeffaf olmayan İzmir Turizm Tanıtım Strateji ve Eylem Planı 2020-2024‘ün aynı zamanda katılımcısı olmayan ve bu nedenle katılımcı yöntemlerle hazırlanmayan bir plan olduğu söylenebilir.
İzmir Kalkınma Ajansı‘nın 12.04.2019 tarihinde yaptığı ihale sonucunda İstanbul/Kadıköy merkezli Kivi Stratejik Planlama Anonim Şirketi‘ne yaptırılan Mevcut Durum Analizi niteliğindeki çalışmalar, bu nedenle katılımcı kurum, kuruluşlar ve planlama ekibi tarafından bizzat yapılmamış, bu anlamda özel bir şirkete sipariş edilmiştir.
Bu durum ise stratejik yönetim ve planlama anlayışına temelden aykırıdır. Planın hazırlık sürecinde İzmir Büyükşehir Belediyesi, İzmir Valiliği Yatırımları İzleme ve Koordinasyon Başkanlığı (YİKOB), İzmir İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü, İzmir Ticaret Odası, Türkiye Seyahat ve Acenteciler Birliği (TÜRSAB), İZFAŞ A.Ş., Ege Turistik İşletmeciler ve Konaklamalar Birliği (ETİK), Çeşme Turistik Otelciler Birliği (ÇEŞTOB), İzmir Turist Rehberleri Odası (İZRO), Tarihi Kemeraltı İnşaat Yatırım Ticaret A.Ş. (TARKEM), Ege Turizm Derneği, Alaçatı Turizm Derneği, Swissotel, Sun Express, İzmir Hilton, AİDA Turizm, Ege Gastronomi Turizm Derneği, Selçuk ve Ödemiş belediyeleri ile Kentimiz İzmir Derneği‘nden görüş alındığı ifade edilmekle birlikte; bu kurumların turizm sektörünün diğer kurumları arasından hangi kriterlere göre seçildiği, verdikleri görüşlerin neler olduğu ve bu görüşlerin hangi yöntemle alındığı; ayrıca bu görüşler hakkındaki değerlendirmelerin plana yansıyıp yansımadığı, ne yazık ki plan içinde belirtilmemiştir.
Söz konusu planın hazırlığında bu kurumların görüşleri alınmakla birlikte; hazırlık sürecine bu kentte faaliyet gösteren üniversitelerden ve özellikle bu üniversitelerin turizm bölümlerinden hiçbir akademisyen, bilim insanı ve uzmanın, İzmir’de sadece 126 konaklama tesisini barındıran ETİK‘e üye olmayan diğer otel, motel, pansiyon, tatil köyü işletmecisi temsilcilerinin, Turizm Yatırımcıları Derneği ve İzmir Otelciler Odası temsilcilerinin, araç kiralama şirketleriyle İzmir Esnaf ve Sanatkarlar Odası Birliği‘ne üye meslek odalarının, otobüs terminali ve otobüs firması temsilcilerinin, yerli ve yabancı turisti temsilen tüketici örgütlerinin, turizmin temel nesnesi olan doğayı korumakla görevli çevre örgütlerinin, turizm sektörü alanında yayın yapan gazete, dergi, radyo ve televizyon temsilcilerinin, marina temsilcilerinin, Deniz Ticaret Odası ve TMMOB temsilcilerinin, Tarım ve Orman Bakanlığı ile Çevre ve Şehircilik Bakanlığı il temsilcilerinin, Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü ve Kırsal Turizm Derneği ile Buğday Dergisi temsilcilerinin dış paydaş olarak çağrılmamış olması, onların görüş, düşünce, eleştiri, talep ve önerilerinin alınmamış olması turizmin geleceğini planlayacağı iddia edilen plan belgesi açısından büyük eksikliktir.
4. Yanlış iç ve dış paydaşlarla yola çıkmak
Bir stratejik turizm planının iç ve dış paydaşlarını doğru belirlemek katılımcılığı sağlamak açısından çok önemlidir. Çünkü turizm planın uygulayacak kurumların etkileşim içerisinde olduğu tarafların stratejik planla ilgili görüşlerinin alınması, plandaki hedef, amaç ve faaliyetlerin yararlanıcı ihtiyaçları doğrultusunda şekillendirilmesi ile stratejik planın paydaşlar tarafından sahiplenilmesini ve başarı düzeyinin artırılmasını sağlar.
Paydaşlar, turizm sektörünün ürün ve hizmetleriyle ilgisi olan, bu ürün ve hizmetlerin sunumundan doğrudan veya dolaylı, olumlu ya da olumsuz yönde etkilenen veya turizm sektörünü etkileyen kişi, grup veya kurumlardır. Paydaşlar, iç ve dış paydaşlar olarak sınıflandırılır:
İç paydaşlar, turizm sektöründen etkilenen veya etkileyen sektör içerisindeki kişi ve gruplardır. Sektörde çalışanlar, yöneticiler, yatırımcılar ve sektöre mal ve hizmet sunan kurum ve kişiler iç paydaşlara örnek olarak verilebilir.
Dış paydaşlar ise sektörün sunduğu ürün ve hizmetlerden yararlananlar ile turizm sektöründen etkilenen veya etkileyen sektör dışındaki kişi, grup veya kurumlardır. Dış paydaşlara örnek olarak yerli ve yabancı turistler, yabancı tur operatörleri, seyahat acenteleri, yabancı ülkelerin resmi turizm otoriteleri örnek olarak verilebilir.
Doğru bir paydaş analizi yapabilmek için öncelikle etkileyen ve etkilenen iç ve dış paydaşların doğru tespiti ile kendi aralarındaki önem ve önceliklerine göre sıralanması, görüş, düşünce, öneri, şikayet ve taleplerinin öğrenilmesi, aralarındaki ilişkilerin analiz edilerek olası çıkar çatışmalarının tahmin edilmesi gerekmektedir.
İzmir Kalkınma Ajansı, İzmir Büyükşehir Belediyesi ve İzmir Vakfı tarafından, Kivi Stratejik Planlama Anonim Şirketi‘nin katkılarıyla hazırlanan İzmir Turizm Tanıtma Strateji ve Eylem Planı 2020-2024‘de iç ve dış paydaşların nasıl belirlendiği, kendileriyle nasıl iletişim kurulduğu, temel talep, beklenti, şikayet ve önerilerinin ne olduğu ayrıntılı ve şeffaf bir şekilde belirtilmemiş olmakla birlikte; Eylem Planı’nın 128 stratejik hedef, amaç ve faaliyetini kapsayan bölümlerde sadece 79 adet faaliyet için paydaş adı altında bazı kurum ve kuruluş isimlerinin yazılı olduğu, geriye kalan 49 faaliyet için herhangi bir paydaşın belirlenmediği görülmektedir.
Planın 79 faaliyet için öngördüğü paydaşları gösteren aşağıdaki tabloya baktığımızda da, bir turizm planında olmaması gereken şeylerle karşılaşıyoruz.

Bu tablonun incelenmesinden de anlaşılacağı üzere, 79 faaliyet için belirlenen 47 paydaş arasında Kivi Stratejik Planlama Anonim Şirketi gibi stratejik planı hazırlayan şirketlere, “Slow Food” gibi yabancı kuruluşların, “Herkes İçin Turizm Hareketi” gibi tüzel kişiliği olmayan kuruluşlara, aslen İzmir Valiliği tarafından oluşturulup ona bağlanan kurullara, planın hazırlandığı tarihlerde kurulduğu bilinen “Efeler Yolu Derneği” gibi kurumlara, stratejik yönetim ve planlama anlayışına aykırı olarak paydaş payesinin verildiği; bu tür paydaşlıkların önem ve önceliği konusunda hiçbir bilgiye rastlanmadığı; ayrıca turizm sektörünün “iç paydaşı” olarak kabul edilen sektör çalışanları, çalışanların üye olduğu sendika, sektörde üst düzey yöneticilik yapanlarla turizm yatırımcılarının, sektöre mal ve hizmet üretenlerle bu üreticileri bir araya getiren fuarcılara paydaş olarak yer verilmediği, onların görüş, düşünce, öneri ve eleştirilerinin dikkate alınmadığı görülmektedir.
5. Derinliği olmayan bir stratejik plan
Kivi Stratejik Planlama Anonim Şirketi‘nin katkılarıyla hazırlanan İzmir Turizm Tanıtım Strateji ve Eylem Planı‘nın hazırlık sürecinde yararlanılan yayınları gösteren “Kaynakça” bölümünde sıralanan toplam 96 kaynaktan 48 tanesinin (% 50) İnternet linki olduğu, İzmir turizmi konusunda özellikle Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Coğrafya Bölümü, Dokuz Eylül Üniversitesi Foça Reha Midilli Turizm Fakültesi, Yaşar Üniversitesi Uygulamalı Bilimler Yüksekokulu Turizm Rehberliği ile Gastronomi ve Mutfak Sanatları bölümleri, İzmir Ekonomi Üniversitesi Turizm ve Otel İşletmeciliği Meslek Yüksekokulu tarafından yayınlanan hiçbir kitap, dergi ve makalenin kaynak olarak gösterilmediği, sadece 2013 tarihli bir doktora ve 2019 tarihli bir yüksek lisans tezinin listeye alındığı, turizmle ilgili öngörülerin yapıldığı araştırmalarda genellikle 10 ya da 20 yıl gibi uzun yıllara dayanılan eğilimlerin dikkate alınması gerektiği halde sadece İzmir turizminin bunalıma girdiği 2018, 2019 ve 2020 yıllarına ait istatistiklerin dikkate alındığı belirlenmiştir.
6. Temel politika ve stratejisi olmayan bir stratejik plan
İzmir Turizm Tanıtım Strateji ve Eylem Planı 2020-2024 belgesinin öncelikli konusu, temel politikası ve stratejisi var mıdır?
Söz konusu belgenin 135 ve 136. sayfalarında, temel sorunu yılın 3-4 ayında kitle turizmine yoğunlaşıp yılın diğer aylarında tatile giren bir kentin turizmle ilgili yol haritası için önerilen “Ana Söylem“, “Dünya uygarlıklarına yön veren pek çok kavram, düşünce ve yaklaşımın İzmir’den dünyaya taşınması” olarak ifade edilmiş; yeni stratejilerin, “turist sayısına değil, aynı zamanda turist başına geliri artırmak” ve “İzmir’i bir dünya kenti olarak konumlayan, Akdeniz çanağı ve dünyadaki diğer şehirlerden pozitif ayrışmasını sağlayan güçlü yanları göz önünde bulundurarak İzmir turizminin geleceğini tarih, kültür ve arkeoloji turizmi eksenine oturtmaktır” denilmesine karşın; bu ifadenin yer aldığı paragrafı izleyen ilk iki paragrafta bu turizm eksenlerine gastronomi, doğa ve kır turizmi, kıyı turizmi, spor ve sağlık turizmi, inanç turizmi, festival ve etkinlik turizmi ile fuar ve kongre turizmini de dahil edilerek, eskisinden farklı olmayan ve başlangıçta tarih, kültür ve arkeoloji adına yapılan tercihin diğer turizm eksenlerinin dahil edilmesi suretiyle, neredeyse bütün turizm eksenlerinin tek bir çuvalda toplandığı görülmüştür.
Bu durumun gerçek adı, turizmdeki mevcut sorunlara çözüm bulacak ve turizmi geliştirecek, eskisinden farklı bir politika, öncelik, strateji, vizyon, misyon, amaç ve hedefin sunulamayışı nedeniyle tüm turizm eksenleri arasında birini ya da bir kısmını öne çıkaracak bir tercih yapmaktan kaçınarak, eskinin devam ettirilmesini hedefleyen muhafazakar bir tutumun devam ettirilmesidir.
Oysa, Dijital Turizm Envanteri ile ilgili değerlendirme yazılarımızda da belirttiğimiz gibi, İzmir’in turizm boyutunda geliştiği; hatta bu yoğun gelişme nedeniyle yorulduğu kıyı ilçeleriyle hiçbir turizm ekseninin gelişmediği iç kısımlardaki Bayındır, Kiraz, Beydağ ve Kınık gibi kırsal bölgelerdeki turizmin gelişmesini özendirmek suretiyle tüm il genelindeki gelişmenin dengeli hale gelmesini hedefleyen ya da İzmir’in Ege Bölgesi’nin merkezi olduğu eski günleri hatırlayarak İzmir’i çevreleyen Manisa, Aydın-Kuşadası, Balıkesir-Ayvalık; hatta Muğla ve Sakız, Sisam gibi Ege adaları destinasyonlarıyla işbirliği içinde, bunlara belki Gediz, Bakırçay, Küçük ve Menderes Nehri havzalarının bütününde uygulamaya konulacak turizm etkinliklerine dair politikalar, temel öncelik ve stratejiler geliştirilebilirdi.

7. Riskleri ve rekabeti dikkate almayan bir stratejik plan
Hazırlanan turizm strateji ve eylem planında, içinde bulunduğumuz Covid 19 koşullarındaki dünya ve ülke turizmi hakkında değerlendirmeler bulunmakla birlikte planın uygulama dönemi olan 2020-2024 döneminde gerek İzmir‘de gerekse Ege Bölgesi‘nde, ülkemizde, Akdeniz Havzası‘nda ve dünyada sağlık, teknoloji ve ekonomi alanlarıyla doğal düzlemde bir yıkım yaşanması durumunda İzmir turizminin nasıl bir refleks göstereceğine dair ve bu anlamda öngörülen risk ve tehlikelere karşı neler yapılabileceğini ortaya koyan bir risk plan ve programının yer almadığı görülmektedir.
İzmir Büyükşehir Belediyesi Stratejik Planı 2020-2024‘nın “Dünya Kenti İzmir” bölümünde yer alan “3.5-İzmir’in Tanıtım ve Turizmi Desteklenerek Dünya Ölçeğinde Bir Buluşma Merkezi Olması Sağlanacak” başlıklı hedef kartında, “İzmir’in turistik bölgelerinin tahrip edilmesi” bir risk olarak sıralandığı halde; bu riskin ya da buna benzer bir riskin İzmir Turizm Tanıtım Strateji ve Eylem Planı 2020-2024‘nda bulunmayışı ve böyle bir riskin karşılanması için formüle edilmiş bir amaç, hedef ya da faaliyetin yer almayışı, bu tespitin en somut örneğidir.
İzmir‘deki beş yıldızlı Hilton Oteli‘nin kapanması, limanlara gelen gemilerden ya da fabrikalardan doğal kaynaklara sızan petrolün çevrede yaratacağı tahribat, denizin yükselmesi durumunda yerleşimlerin sular altında kalması ya da arıtma tesislerinin devre dışı kalması karşısında havanın solunamaz hale gelmesi durumunda İzmir turizminin bu olumsuz koşullardan ne ölçüde etkileneceği ve bu tehditlere karşı ne yapılacağını belirlemesi gerekmektedir.
Ayrıca söz konusu planda, yurtiçinden ve dışından alınıp örnek olarak gösterilen kentlerle Akdeniz‘e kıyısı olan 6 kentin (Selanik, Venedik, Barselona, Marsilya, İskenderiye, Beyrut) kendi aralarında bir iletişim ağı kurması için İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığı‘nca 2019 yılının Nisan ayında davet mektubu gönderilen Akdeniz kentlerindeki turizmin bundan sonraki gelişimini izleyip bu bilgiler üzerinden İzmir turizmine dair rekabet stratejilerinin hazırlanacağına dair ipuçlarına rastlanmamıştır.
8. Merkezi ve yerel yönetim kurumlarının sorumlu ve paydaş olduğu planın, en üst düzey planlardan 11. Kalkınma Planı ve Türkiye Turizm Stratejisi 2023 ile ilişkisi kurulmamıştır.
Hazırlanan stratejik planın temel politikalarıyla temel öncelik ve stratejilerinin; ayrıca stratejik amaç ve hedeflerinin öncelikle 11. Kalkınma Planı 2019-2023 ve Türkiye Turizm Stratejisi 2023 ile mukayese edilerek, şayet aralarında uyum yoksa 11. Kalkınma Planı 2019-2023 ve Türkiye Turizm Stratejisi 2023‘e uyarlanması gerektiği halde; bu karşılaştırmanın yapılmadığı; ayrıca, hazırlanan planın İzmir Büyükşehir Belediyesi Stratejik Planı 2020-2024 ile mukayesesini yapan bölümünde ifade edilen hususların, İzmir Büyükşehir Belediyesi Stratejik Planı 2020-2024‘nın “Dünya Kenti İzmir” başlığı altındaki “3.5 – İzmir’in Tanıtım ve Turizmi Desteklenerek Dünya Ölçeğinde Bir Buluşma Merkezi Olması Sağlanacak” şeklinde stratejik hedefle örtüşmediği, İzmir Büyükşehir Belediyesi Stratejik Planı 2020-2024‘nda bulunmayan hususların planda yer aldığı şeklinde ifadelere yer verildiği, bunu sağlamak amacıyla her zaman yapıldığı gibi stratejik amaç, hedef ve faaliyetler düzleminde bir karşılaştırma değil, söz konusu manipülasyonun daha kolay yapılmasını sağlayacak anlatım yoluna başvurulduğu belirlenmiştir.
Planın sorumlu ve paydaşları arasında İzmir Kalkınma Ajansı ile İzmir Büyükşehir Belediyesi‘nin bulunması nedeniyle plan hazırlığı sırasında belirlenen öncelik, stratejik amaç ve hedeflerin üst düzeydeki planlardaki öncelik stratejik amaç ve hedeflerle uyumlu olup olmadığının araştırılması hususunun yasal bir zorunluluk olduğu; sadece İzmir Büyükşehir Belediyesi Strateji Planı 2020-2024, İzmir Ticaret Odası Stratejik Planı 2019-2022, İzmir Kalkınma Ajansı İzmir Bölge Planı 2014-2023 ve İzmir İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü Strateji Planı 2019-2023 ile ilişkilendirmenin yeterli olmadığı bilinmelidir.
Söz konusu planda sözü edilen faaliyetler sadece “çeşitli sektörlerde turizm faaliyetlerinin desteklenmesi“, “turizm bilgilendirme ofislerinin kurulması“, “basın yayın ve halkla ilişkiler faaliyetleri“, “kurumsal tanıtım çalışmaları“, “dünya mirası alanlarının korunması çalışmaları“, “stratejik iletişim faaliyetleri” ve “uluslararası etkinliklere ev sahipliği programı” olup bunun dışında kalan herhangi bir faaliyete planda yer verilmemiştir.
Yararlanılan Kaynaklar
İzmir Turizm Tanıtım Strateji ve Eylem Planı 2020-2024, İzmir Kalkınma Ajansı, İzmir Büyükşehir Belediyesi, İzmir Vakfı, 2020-İzmir.
İzmir Büyükşehir Belediyesi Stratejik Planı 2020-2024, İzmir Büyükşehir Belediyesi, 2020-İzmir.
İzmir Kentsel Pazarlama Strateji Planı (Özet), İzmir Kalkınma Ajansı, 2010-İzmir.
İzmir Kentsel Pazarlama Projesi Durum Analizi, İzmir Kalkınma Ajansı, 2010- İzmir.
İzmir Turizm Mevcut Durum Analizi, İzmir Kalkınma Ajansı, Şubat 2012, İzmir.
İzmir Kültür Turizmi Sektör Araştırması, “Tespit ve Öneriler“, İzmir Kalkınma Ajansı, Ege Derneği,, 2012-İzmir.
Aslıhan Aykaç Yanardağ, Muzaffer Özgür Yanardağ; İzmir’de Turizm Çeşitleri ve Turizm Yatırımları İhtiyaç Analizi, İzmir Kalkınma Ajansı, Mayıs 2009, İzmir.