Ali Rıza Avcan
Son üç haftadır değişik işlerin, değişik uğraşların ve de bilmediğim yeni sanatçıların, yeni keşiflerin peşindeyim… Hem de keyifle, gönenerek yaptığım iş ve uğraşların, öğrendiğim için sevinerek sizlerle paylaşmak istediğim yeni keşiflerin peşindeyim…
Sözünü ettiğim bu değişik işlerin, değişik uğraşların ve yeni keyiflerin kaynağı ise, geçtiğimiz yıl değerli hocam Prof. Dr. Nermin Abadan Unat‘ın eserlerinin dijital ortama taşınması için tasarlayıp Mülkiyeliler Birliği Genel Merkezi ile birlikte gerçekleştirdiğimiz “Nermin Abadan Unat Dijital Arşivi” çalışmasının bir benzeri olacak…

Bilim, sanat ve iyilikle dolu 91 yıllık bir ömür: Ülkü Başsoy
Uzun yıllar yurdumuzu dış ülkelerde temsil etmiş, bu uğurda Buenos Aires, Viyana, Trablusgarp, Londra, Brüksel, Hamburg ve Düsseldof gibi dünya kentlerinde ve Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu (IAEA)‘nda diplomat olarak çalışmış, bu arada ülkemizin övüncü piyanist Banu Sözüar ile evlenerek bir çocuk sahibi olmuş, 1934 Ödemiş doğumlu sanatçı Mülkiyeli bir ağabeyimin; Ülkü Başsoy‘un 91 yıl içinde özenle seçip biriktirdiği kitap, dergi, gazete ve mektupların, binlerce görsel malzemenin, kayıt altında alınmış ses ve video kayıtlarıyla benzerlerinin kaydını çıkararak envanterini hazırlamaya çalışıyorum.
Tabii ki önceki yıllarda 1964 yılında vefat eden kardeşi Savaş Başsoy adına Ödemiş Belediyesi Yıldız Kent Arşivi ve Müzesi‘ne bağışladığı değerli eserleri bunun dışında bırakmak suretiyle…
Haftanın belirli günlerinde Ödemiş‘e giderek kendisiyle yaptığım söyleşiler eşliğinde hem onun yurt dışındaki yıllarını, hem de benim kuşağımdaki her çocuğun anılarına yerleşmiş olan “en borçsuz ilçe” Ödemiş‘le bağlarını öğrenmeye, yaşam anlayışıyla ilgili görüş ve düşüncelerini öğrenerek topladığı o değerli hazineyi bu bilgiler ışığında yorumlayıp düzenlemeye çalışıyorum.
Böylelikle hem uzun yıllarını çalışarak geçirdiği ülke ve kentlerle toprağından çıkıp beslendiği Ödemiş‘i onun gözünden öğreniyor, hem de öğrendiğim yeni bilgiler, yeni isimler ışığında kendimi geliştirme, yenileme fırsatını yakalamış oluyorum.
1934, Ödemiş doğumlu Ülkü Başsoy, lise eğitimini İzmir Atatürk Lisesi‘nde, yüksek öğretimini eski adıyla Mülkiye, yeni adıyla Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi‘nde tamamladıktan sonra 40 yıl süreyle Dışişleri Bakanlığı‘nda diplomat olarak çalışmış değerli bir sanatçı, duyarlı bir yazar… 91 yıllık yaşamında bilime ve sanata verdiği önem çerçevesinde çok değerli bilim insanları ve sanatçılarla tanışmış, onlarla dost olup mektuplaşmış bir entelektüel. Tanıyıp yazıştığı bilim insanı ve sanatçılar arasında tanınmış şair Ece Ayhan, ressam Abidin Elderoğlu, müzik yazarı Üner Birkan, yazar Bilge Karasu, Ödemişli işçi yazar ve şair Fethi Savaşçı gibi isimler var… İşte o nedenle şair Ece Ayhan‘la yazışmalarının yer aldığı “Anacığım, Merhaba!” isimli kitabını 2014 yılında yayınlamış. Uzunca bir süredir de Ödemiş‘te kardeşi Savaş Başsoy adına Türkçemize Özen Dil-Yazın Ödüllerinin verildiği yarışmalar, Muzaffer Şerif (Başoğlu) gibi Ödemişli bilim insanlarını ele alan toplantılar düzenliyor.
İşte bu değerli insanın dağlar denizler kadar büyük ve yoğun arşivini incelerken karşıma, önceleri Ödemişli bir “köylü şair”ken 1965’de Almanya’ya işçi olarak gidip emeğini yazdıklarına hamur ederek proleterleşen bir “işçi şair” ve öykücü çıkar.

“Köylü şair“den “göçmen işçi şair“e giden yol: Fethi Savaşçı
Şimdiye kadar kendisinden haberdar olup okumadığım; ancak, edebiyat çevrelerinde, özellikle de yurtdışındaki edebiyat çevrelerinde oldukça tanınıp bilinen, bizim tanıyıp bildiğimiz Abidin Dino, Mengü Ertel gibi grafik sanatçılarının ve benim Ankara‘dan arkadaşım sevgili Refik Toksöz‘ün yazdığı kitapların kapakları için desenler çizdiği ya da yazarlığı ile ilgili düşüncelerini paylaştığı yerelden ulusala, ulusaldan evrensele dönüşüp gelişen bir yazar: Fethi Savaşçı…
Ülkü Başsoy bu değerli şair ve yazarla güzel bir dostluk geliştirmiş, birbirlerini arayıp sormuşlar, karşılıklı olarak mektuplar yazıp birbirlerinin hal ve hatırını sormuşlar, dertlerine derman olmaya çalışmışlar ve sonunda Ülkü Başsoy elindeki kitaplarla mektupları Ödemiş Belediyesi Yıldız Kent Arşivi ve Müzesi‘ne bağışlamış.
Fethi Savaşçı 1930 yılında Ödemiş‘in Birgi bucağına bağlı Taşpazar köyünde doğmuş, ilkokul ve ortaokuldan sonra sanat okuluna gitmiş, erken yaşta babasını kaybetmesi nedeniyle meslek lisesindeki öğrenimini yarıda yarıda bırakmak zorunda kalmış ve yaşamının bu zor yıllarında ırgatlık, hamallık, duvarcılık, demircilik yaparak ya da fabrika işçisi olarak çalışarak beş kişilik ailesinin geçimini üstlenmiştir. Bu zorlu yaşam onu bir “göçmen işçi” olarak 1965’de Almanya‘ya savurur ve orada fabrika işçisi olarak çalışmaya başlar. Bu arada şiir ve hikâyeler yazmaya devam eder.

Aydın bir işçi olarak…
Fethi Savaşçı, Almanya‘da bulunduğu yıllarda kendini geliştirmiş aydın bir işçi olarak sadece sendikada örgütlenmeyle yetinmeyerek doğrudan politik örgütlenmelere katıldı ya da onların çalışmalarına kendince destek verdi.
Yaşadığı Münih şehrinin özellikle TKP geleneğinden gelenler arasında önemli bir yeri vardır o yıllar. Sonu gelmez tartışmalar, birbirini suçlamalar ve mücadeleye zarar veren eğilimler az değildir. Ancak o, bu türden bireyci-kariyer çatışmalardan uzak durup insanlara nihai hedefi hatırlatan şiirler yazar:
“Benim yurdumun anaları
gönenmek ister gönenmek
Yoksul yurdumun işçileri,
Dar gelirlileri
Doyunmak ister doyunmak
…
Haydin bir silkilenelim
Aydınlarım
İşçilerim köylülerim dar gelirlilerim
İşte doğuyor nur topu gibi
Yarınlar kafamızdan
Devrim çiçekleri daha da açacak
Mis gibi bizim kokacak yurdumuz
Güzel şey, bağımsız bir yurtta insanca yaşamak.”
Bağımsızlık ve demokratik halk iktidarı için Münih İşçi Birliği Derneği‘nin etkinliklerinde edebiyat, kültür ve sanat konularında aktif görevler alır. Bununla yetinmez, 1973 yılında yapılan yabancılar meclisi seçimlerinde meclis üyesi olarak bu kurumda çalışmalarını sürdürür. Yabancılar Meclisi başkanı olarak Ocak 1975’te yapmış olduğu açıklama acı bir gerçekliği ifade etmektedir:
“Benim de üyesi bulunduğum Yabancılar Meclisi’nden pek fazla bir şey beklemek biraz hayalcilik olacaktır. Alman makamları, üzerimizde rahatça tasarrufta bulunmak için Yabancılar Meclisi’ni kendi arzularına alet etmek istiyorlar. Sonunda, yönetimde bizim kadar siz de oy sahibisiniz diyebilmek için bu yola başvurdular.”
1987 yılı ekiminde Stuttgart sendika binasında düzenlenen “Sabahattin Ali” anmasında Filiz Ali, Ataol Behramoğlu, Mustafa Ekmekçi, Irene Melikoff, Server Tanilli, Vedat Türkali ve Fethi Savaşçı da bulunmaktadır. (1)
Sanatçı 30 Ekim 1989 tarihinde 59 yaşındayken Almanya‘nın Münih kentinde vefat eder.
Ürettikleri…
Almanya’da “göçmen işçi ozan” olarak ünlenen Fethi Savaşçı, ardında birçoğu Almancaya çevrilen şiir ve kısa hikâye kitapları bırakmıştır. Fethi Savaşçı‘nın oğlu ise şair, yazar ve akademisyen Özgür Savaşçı, Almanya’da Münih Üniversitesi Ludwig Maxmillian Türkoloji Bölümü öğretim üyesidir.
Şiir, öykü ve roman gibi türlerde eser veren sanatçının ilk şiirleri 1948 yılında Ödemiş gazetesinde, ardından gelen şiirleri ise Aydınlık, İmbat, Yeditepe, Güney, Varlık ve Yelken gibi dergilerde yayınlanmıştır. Irgat Hasan adlı romanı 1963’de İzmir‘de çıkan Sabah Postası gazetesinde tefrika edilmiş, Makinalar Çalışırken adlı öykü kitabı da Almanya‘da Türkçe ve Almanca olarak yayımlanmıştır. Kaya Bengisu ile birlikte Ödemiş Şairleri (1958) adlı bir antoloji hazırlayan sanatçı öykü ve şiirlerinde toplumcu gerçekçi bir bakışla gurbetçilerin sorunlarını ele alıp işlemiştir.
Sanatçının 18 eserinin adlarıyla türü, basım yılı ve yayınlayan kurumların adları aşağıdaki tabloda gösterilmiştir:
| Eser Adı | Yayın evi | Basım yılı | Eser türü |
|---|---|---|---|
| Ödemiş Şairleri | Radyo Gazetesi Matbaası / İzmir | 1958 | Antoloji |
| Duvarcı Hasan Usta | Yeditepe / İstanbul | 1970 | Şiir |
| Bu Sarı Biraları İçince | Yeditepe / İstanbul | 1971 | Şiir |
| İş Dönüşü | Yeditepe / İstanbul | 1972 | Öykü |
| Özel Ulak | Yeditepe / İstanbul | 1973 | Öykü |
| Çöpçü Türküsü | Yeditepe / İstanbul | 1975 | Şiir |
| Taş Ocağında | İstanbul / Yeditepe | 1975 | Öykü |
| Alamanya Gurbeti (Sabri\’ye Mektuplar) | Yeditepe / İstanbul | 1977 | Mektup |
| İş Arkadaşları | Yeditepe / İstanbul | 1980 | Şiir |
| Fırın Patlayınca | Yeditepe / İstanbul | 1982 | Öykü |
| Duyuyor Musunuz | Yeditepe / İstanbul | 1983 | Şiir |
| Makinalar Çalışırken | 1983 | Öykü | |
| İzmir’in İçinde İnce Minare | Sanat-Koop Yayınları / İzmir | 1986 | Şiir |
| Bir Ekmek Var Orada | 1986 | Şiir | |
| Ayva Kokulu Ev | 1986 | Öykü | |
| Almanlar Bizi Sevmedi | 1986 | Roman | |
| Ekmekle Kitap | Kerem / Ankara | 1989 | Roman |
| Almanya’nın Güzel Kızları | Kerem / Ankara | 1989 | Öykü |
Doğan Hızlan, aralarında Fethi Savaşçı‘nın da bulunduğu Almanya‘daki Türk yazarlarını sayarak şu değerlendirmeyi yapar: “Almanya’ya yönelik göç dalgası istatistik verilerle ele alınıyor, buraya yerleşen Türklerin kültürel uyum süreci üç kuşak boyunca yaratılan edebiyat üzerinden irdeleniyor. Başlangıçta gurbet konusunun işlendiği folklor türü yapıtların ağırlıkta olduğu belirtiliyor. Kuşkusuz bu bir dönem için geçerli yorum. Uturgauri’nin araştırmasında adı geçenleri yazmalıyım: Fakir Baykurt, Dursun Akçam, Yusuf (Ziya) Bahadınlı, Orhon Murat Arıburnu, Yaşar Miraç, Fethi Savaşçı, Aras Ören, Yüksel Pazarkaya, Güney Dal, Zafer Şenocak. Yalnız Almanya’da yaşayanları değil, genel anlamda Türk kimliğini anlamak için oradaki Türk edebiyatçılarını elbet okumak, değerlendirmek gerekli. Bizim için de. Ama özellikle Alman edebiyat tarihinde unutulmaması gereken bir eksiklik. Peki bizim edebiyat tarihimizdeki yerleri ne? Önce onun yanıtını verebilecek miyiz?” (2)
Hasan İzzettin Dinamo‘nun Fethi Savaşçı hakkında yazdıkları ise şu şekilde;
“Yıllardır Almanya’da bir endüstri işçisi olarak çalışan Fethi Savaşçı, süssüz, yalın şiirler yazan bir şairdir. Aylak bir şairin süsleyip püsleyeceği, macun gibi çekip uzatacağı konuları, işçi gerçekçiliğinin nasırlı ellerinde çırılçıplak, lakonik, bir anda kendini veren doğru kümeleri gibi sunuyor. Sonsuz iş yorgunluğundan arta kalan dinlenme saatlerine devrimci bilincinin çelik ışığında uzun dizeli, soluklu şiirler yazmaktan kendini alamıyor. Çarklarına takıldığı korkunç endüstri devlerinin zulmüne karşı duyduğu adalet sıtmasını böylece olsun boşaltabilmenin yollarını arıyor…” (3)
Emekli diplomat Ülkü Başsoy, geçtiğimiz yıllarda “göçmen işçi şair” Fethi Savaşçı ile yaptığı yazışmalara ait mektup ve kartları Ödemiş Belediyesi Yıldız Kent Arşivi ve Müzesi’ne bağışlamış. Ancak Fethi Savaşçı‘nın 1958-1989 döneminde yayınlanıp birçok değerli sanatçı tarafından övgülerle karşılanan 22 kitabını bugünlerde -ne yazık ki- kitapçıların raflarında göremiyoruz. Her biri zorlukla bulunan ve büyük fiyatlara satılan “sahaflık kitap” haline dönüşmüş durumda…
İşte tam da bu nedenle, Ödemiş Belediyesi‘nin; özellikle de Ödemiş Belediyesi Yıldız Kent Arşivi ve Müzesi‘nin bugün itibariyle tükenmiş olan tüm Fethi Savaşçı kitaplarını, aralarına gazetelerde tefrika edilmiş olanları da dahil ederek; ayrıca, Ülkü Başsoy, Hasan İzzettin Dinamo ve Abidin Dino gibi sanatçılarla yaptığı yazışmaları da ekleyerek “Fethi Savaşçı – Tüm Eserleri” adı altında yayınlayarak Ödemiş adını yurtdışına taşımış bu büyük sanatçıya olan vefa borcunu ödemesini bekliyorum… Hem bir Ödemişli olarak ona duyulan saygı ve vefa duygularının, hem de savunduğu emekten yana ideoloji ve ortaya koyduğu siyasi tutumun bir gereği olarak bunun Ödemiş Belediyesi‘nin bir görevi olduğunu düşünüyorum…
Tabii ki bu arada hepimizin Fethi Savaşçı‘dan haberdar olarak, onu tanıyıp bilerek öykü, roman ve şiirlerini okumasını ve onu saygıyla anmasını unutmayarak…
Ben şu an itibariyle 22 kitaptan oluşan bu seriyi okumaya başladım ve şu an itibariyle “Ödemiş Şairleri” ve “İzmir’in İçinde İnce Minare” isimli şiir kitaplarını bitirdim. Sıra, kapak desenini sevgili arkadaşım Refik Toksöz‘ün yaptığı “Ayva Kokulu Ev” isimli öykü kitabında…

Bu arada sanatçının, İzmir üzerine yazdığı “İzmir’in Güzellemeleri” isimli şiiri ile 1986 yılında yazmasına karşın adeta bugünkü İzmir‘i tanımladığı “İzmir’in İçinde İnce Minare” isimli şiirini sizlerle paylaşarak yazıma son vermek istiyorum:
İZMİR’İN GÜZELLEMELERİ
Artık Kordonboyu’nda eski sevgililer yok
Ne tutuşanlar el ele ne de faytonlar
Eşek azatlanan derelerde şimdi yapılar çok
Tat vermiyor artık kaçak gidilmeyen sinemalar
….
Bahribaba Parkı’ndan bakmakla tat vermiyor deniz
Burnumuza geliyor Körfez’den bok kokusu
Gönülden çıkarmayın dostlar bizi tüm sizinleyiz
Solumadan çıkamıyoruz artık her yokuşu
…..
Tüm gişelere yaşlı kızlar mı oturmuş ne
Tümü de kırışık yüzlü fazlaca boyalı
İnsanların bir şey olmuş geliş gidişlerine
Daha alımlı bakar olduk dolup boşalan vapurlara
…..
Eh biz sevdik biraz başkası sevsin der misin
Bu bencilliğini gel de anlat gezgin başına
Çatalkaya’dan Yamanlar’a uçabilir misin?
Adamın su katarlar pişmi aşına
………………………………………………………………………………….
İZMİR’İN İÇİNDE İNCE MİNARE
Duyulunca ezan sesi İnce Minare’den
Çeşitli umutlarla gerinerek uyanırdın
Sonra çocuk sesi kuş sesleri
Karının sesi mutfaktan gelirdi
Tahin helvacılar gezici sebzeciler
Tıklım tıklım değildi belediye otobüsleri
Bir koşuda Konak’ta alırdın soluğu
İyot kokusu imbat yeli fabrika işçileri
Ütülü giysili memurlar öğrenciler esnaflar
Sıkılırdın buruşuk iş giysilerinle
Hele o kavrulmuş susam kokusu
İnsanı deli ederdi
Tok bir martı havalanırdı Pasaport’tan
Karşıyaka vapuruyla yarış ederdi
Özlemler tarih dededen de mi yaşlı
Kim kesti o canım çınarları
Sevimsiz beton yığınları için
Karşıyaka’dan bakardın İnce Minare’ye
Evinin yerini bulmaya çalışırdın
Çatlak dudaklarınla nasırlı ellerinle
Ekmek parasına sımsıkı sarılırdın
Dayanamazdın bir günlük özlemlere bile
Söyle şimdi seni ne yapayım
Öteki yüzyıldan kalma o koca yörük
Parça parça edip boklu Körfez’e atayım.
İzmir’in içinde ille de İnce Minare
Amanın bu özlemlere yok mu bir çare?
(1) “Almancıların işçi yazarı: Fethi Savaşçı“, https://yeniposta.de/almancilarin-isci-yazari-fethi-savasci/
(2) Hızlan, Doğan (2005). “Alman edebiyatının ‘kara deliği’”. Hürriyet. 4 Ağustos 2005. http://www.hurriyet.com.tr/alman-edebiyatinin-kara-deligi-38755000 [Erişim Tarihi: 25.12.2019]
(3) Ödemişli işçi şair Fethi Savaşçı’nın adı Münih’te bir caddeye verilecek, Sondakika.com, 25.04.2014, https://www.sondakika.com/yerel/haber-odemisli-isci-sair-fethi-savasci-nin-adi-munih-te-5949038/
