Ali Rıza Avcan
Sosyal medya haberlerinden öğrendiğimize göre İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu Seferihisar’da İzmir Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği Başkanı Zekeriya Mutlu, İzmir Şoförler ve Otomobilciler Odası Başkanı Celil Anık ve Seferihisar Minibüsçüler Otomobilciler ve Şoförler Odası Başkanı ile birlikte olduğu bir toplantıda minibüsleri de kartlı biniş sistemine dahil ederek toplu ulaşımda tam entegrasyonu sağlayabilmek için uzun süredir çalışıp formül aradıklarını söyleyerek bu uygulamayı ilk kez bir “pilot uygulama” olarak Seferihisar’da başlatmak istediklerini ifade etmiş.
Ayrıca “30 yıldır, 50 yıldır bu mesleği yapan esnaf arkadaşlarımız var. Bir kere bizim birinci önceliğimiz, esnafın ekmeğiyle oynamamaktır. Belediye olarak toplu taşıma yapan esnafla rekabet etmeyiz. Bizim görevimiz, kendimizden çok sizin hakkınızı korumaktır. Kafamızı önümüze eğecek iş yapacaksak, zaten biz bu işte yokuz. Bu kentin geçmişinde emeğiniz var. Yarınlarından da bu emeğin, tecrübenin mutlaka değerlendirilmesi gerekiyor” demiş.
Buna ilave olarak “sistemi uygulamaya başladığımızda, minibüslerin çalıştığı hattan ESHOT çekilecek. Yolcudan ücret kilometre hesabı ile kesilecek. Doğru yanlışı kovar, kazançlı iş az kazançlı işi kovar. Biz yeni bir sistem kuracağız. Belediye başkanınız olarak bu sistemi tavsiye ediyorum. Gerekirse yeniden üstünden yeniden geçeriz, karşılıklı fikirlerimizi sunarız ve sistemi daha da geliştiririz. Ben birçok ilki yaptım, anlaşarak, uzlaşarak yaptım. Bugüne kadar kimsenin burnunu kanatmadım. Allah’a çok şükür kimse de benim burnumu kanatmadı. Çünkü ben her zaman iğneyi kendime batıran adamım” diyerek -her zaman yaptığı gibi- önerdiği sistem ile kendi kişisel özellikleri arasında bağlantılar kurarak önerdiği minibüsü toplu ulaşım aracı yapma girişimini aklamaya çalışmış.
Uzun süredir belediye ve şoförler cephesinden aldığımız sinyaller nedeniyle beklediğimiz bu gelişmeyi; daha doğrusu İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı’nın hem bizleri hem de haberin yayınlandığı Ege’de Son Söz isimli İnternet sitesindeki yorumlara göre İzmirli’yi mutlu etmeyen bu girişimini değerlendirmek için şu konulara açıklık getirmemiz gerekiyor:
1. Belediyeler, minübüs, taksi dolmuş ve servis aracı gibi ulaşım sistemleriyle rekabet etmesi yasal olarak mümkün değildir.
Çünkü 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu’nun Büyükşehir ve ilçe belediyelerinin görev ve sorumlulukları” başlığını taşıyan 7. maddesinin (f) fıkrasında “Büyükşehir ulaşım ana plânını yapmak veya yaptırmak ve uygulamak; ulaşım ve toplu taşıma hizmetlerini plânlamak ve koordinasyonu sağlamak; kara, deniz, su ve demiryolu üzerinde işletilen her türlü servis ve toplu taşıma araçları ile taksi sayılarını, bilet ücret ve tarifelerini, zaman ve güzergâhlarını belirlemek; durak yerleri ile karayolu, yol, cadde, sokak, meydan ve benzeri yerler üzerinde araç park yerlerini tespit etmek ve işletmek, işlettirmek veya kiraya vermek; kanunların belediyelere verdiği trafik düzenlemesinin gerektirdiği bütün işleri yürütmek“; (p) fıkrasında “Büyükşehir içindeki toplu taşıma hizmetlerini yürütmek ve bu amaçla gerekli tesisleri kurmak, kurdurmak, işletmek veya işlettirmek, büyükşehir sınırları içindeki kara ve denizde taksi ve servis araçları dahil toplu taşıma araçlarına ruhsat vermek.” büyükşehir belediyelerinin görevi olarak sayıldığından; ayrıca yine aynı kanunun “Ulaşım Hizmetleri” başlığını taşıyan 9. maddesinde “Büyükşehir içindeki kara, deniz, su, göl ve demiryolu üzerindeki her türlü taşımacılık hizmetlerinin koordinasyon içinde yürütülmesi amacıyla büyükşehir belediye başkanı ya da görevlendirdiği kişinin başkanlığında, yönetmelikle belirlenecek kamu kurum ve kuruluşları ile, Türkiye Şoförler ve Otomobilciler Federasyonunun görevlendireceği ilgili odanın temsilcisinin katılacağı Ulaşım Koordinasyon Merkezi kurulur. İlçe belediye başkanları kendi belediyesini ilgilendiren konuların görüşülmesinde koordinasyon merkezlerine üye olarak katılırlar. Ulaşım Koordinasyon Merkezi toplantılarına ayrıca gündemdeki konularla ilgili üye olarak belirlenmeyen ulaşım sektörü ile ilgili kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarından ihtisas meslek odalarının temsilcileri de davet edilerek görüşleri alınır.
Bu Kanun ile büyükşehir belediyesine verilen trafik hizmetlerini plânlama, koordinasyon ve güzergâh belirlemesi ile taksi, dolmuş ve servis araçlarının durak ve araç park yerleri ile sayısının tespitine ilişkin yetkiler ile büyükşehir sınırları dahilinde il trafik komisyonunun yetkileri ulaşım koordinasyon merkezi tarafından kullanılır.
Ulaşım koordinasyon merkezi kararları, büyükşehir belediye başkanının onayı ile yürürlüğe girer.
Ulaşım koordinasyon merkezi tarafından toplu taşıma ile ilgili alınan kararlar, belediyeler ve bütün kamu kurum ve kuruluşlarıyla ilgililer için bağlayıcıdır.
Koordinasyon merkezinin çalışma esas ve usulleri ile bu kurullara katılacak kamu kurum ve kuruluş temsilcileri, İçişleri Bakanlığı tarafından çıkarılacak yönetmelikle belirlenir.
Büyükşehir belediyelerine bu Kanun ile verilen görev ve yetkilerin uygulanmasında, 13.10.1983 tarihli ve 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun bu Kanuna aykırı hükümleri uygulanmaz.” denildiğinden; belediyelerle taksi, dolmuş ve servis araçlarının birbiriyle rekabet etmesi, belediye sınırları içindeki toplu ulaşım tekeli bir kamu hizmeti olarak tümüyle belediyelere ait olduğundan mümkün değildir.

2. İzmir Emniyet Müdürlüğü ile İzmir Minibüsçüler Odası’ndan aldığımız bilgilere göre sayıları Balçova, Bayraklı, Bornova, Buca, Çiğli, Gaziemir, Güzelbahçe, Karabağlar, Karşıyaka, Konak ve Narlıdere’den oluşan kent merkezindeki toplam 64 hatta M plakalı 1.117 adet, bu ilçeler dışındaki diğer 22 ilçedeki toplam 273 hatta D4 yetki belgeli 2.595 adet olmak üzere toplam olarak 3.712 adet minibüsün kartlı biniş sistemine dahil edilerek toplu ulaşım sistemi içine alınması, bu meslek sahiplerini bir araya getiren meslek örgütleri dışında diğer toplum kesimleri ve örgütleriyle birlikte tartışılıp karar verilmesi gereken ve tüm bir kenti ilgilendiren bir konudur.
İzmir Emniyet Müdürlüğü kayıtlarına göre il genelindeki toplam sayısı 3.712 olan minibüslerin kent merkezi ile ilçelerdeki dağılımı şu şekildedir:

3. Minibüslerin Toplu Ulaşım Sistemine dahil edilmesi plansız, programsız bir karardır.
İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin, 20 Ağustos 2015 tarihinden bu yana bizlerin de katkılarını alarak yürüttüğü İzmir Ulaşım Ana Planı güncelleme çalışmaları sırasında kent içi ulaşımda hiçbir şekilde minibüslerin kartlı biniş sistemi ile toplu ulaşım sistemine dahil edilmesi hiçbir toplantıda önerilip tartışılmamış ve bir öneri olarak geliştirilmemiştir.
Her ne kadar 31 Ekim 2016 tarihinde yapılıp 2 yüklenici firma yetkilisiyle 4 esnaf odası ve 9 belediye yetkilisinin katıldığı “Ara Toplu Taşıma Sistemleri” başlıklı tematik uzman çalıştayında minibüs ve taksi dolmuşlarla servis araçlarının “toplu taşıma sistemlerine entegrasyonunun sağlanması” ve “İzmir Büyükşehir Belediyesi olarak bu konuda çalışma yapılarak öncü olunması” gibi öneriler geliştirilmekle birlikte bu önerilerin sadece belediye bürokratlarıyla İzmir Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği ve İzmir Minibüsçüler Esnaf Odası temsilcilerinin katıldığı “yalıtılmış” bir toplantıda alındığı, bu toplantıya İl Emniyet Müdürlüğü, Trafik, Karayolları 2. Bölge Müdürlüğü gibi resmi kurum temsilcileriyle bu araçların “müşterisi” olan yolcuları temsilen hiçbir kurum ya da kişinin katılmayışı da ilginç bir durumdur.
Nitekim bu eksik katılım nedeniyle yakın zamanda İzmir Büyükşehir Belediyesi Ulaşım Koordinasyon Kurulu’nun (UKOME) ağırlığını belediye bürokratlarının oluşturan çoğunluğunun Karşıyaka-Mavişehir taksi dolmuşlarının kaldırılarak başka bir hatta aktarılmasına ilişkin kararı emniyet, trafik ve karayolları yetkilileri karara muhalefet edilip imzalamamışlardır.
Ayrıca mevcut minibüs hatlarında hem minibüs sahipleri veya kooperatifleri hem de diğer araç sahipleriyle minibüs sürücüleri arasında yaşanan sıkıntılar dikkate alınmadan, bu konuda yeni kurallar getirilmeden, 31 Ekim 2016 tarihli tematik uzman çalıştayında sözü edilen ticari şoförlük standartları belirlenmeden, emniyet denetimleri yapılmadan, otobüs ve minibüs hatlarının optimize edilmesi sağlanmadan, araçlar engelliler için uygun hale getirilmeden önce bir hattın daha sonra diğer hatların minibüslere tahsis edilmesi doğru olmayacaktır.
4. Büyükşehir Belediyesi daha önce hizmet verdiği bir otobüs hattını özelleştirme adı altında otobüslerini oradan çekerek minibüs sahiplerine tahsis edemez
Minibüslere tahsis edilen hatlarda belediye otobüslerinin çalışmayacak olması, belediye yetkilileri açısından ağır bir hizmet kusuru olacak ve buna neden olan görevliler hakkında yasal işlemlerin yapılması mümkün olacaktır.
Çünkü, 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu’nun yukarıya alıntıladığımız 7 ve 9. madde hükümlerine göre büyükşehir belediyeleri belediye sınırları içindeki toplu ulaşım hizmetlerini gerek kendine gerekse özel girişime ait araçları koordine ederek yerine getirmek zorunda olup kent içindeki bazı ulaşım hatlarını, adeta o hatları özelleştirerek dolmuşlara, taksilere ya da servis araçlarına tahsis etmesi yasal olarak mümkün değildir.
Bu nedenle, İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin böylesi bir niyet ya da girişimden bir an önce vazgeçmesi, toplu ulaşım hizmetinin yapmak zorunda olduğu bir kamu hizmeti olduğunu hatırlaması gerekir.
5. “Yolcudan ücret kilometre hesabı ile kesilecek“
Ayrıntı gibi gelen bu önemli ifade İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu‘na aittir. Aziz Kocaoğlu bu anlatımıyla toplu taşıma sistemine dahil edileceğini söylediği minibüslerdeki taşıma ücretlerinin yapılan kilometreye göre artacağını ifade etmekte; bu anlatımla belki de toplu taşıma sisteminde standart ücret uygulamasından vazgeçilerek onun yerine yapılan kilometreye göre artan bir ücretlendirme sisteminin işaretlerini vermektedir.
Tabii ki uzak mesafelerde oturanların daha fazla ücret ödemesi koşuluyla…
6. Minibüslerin toplu ulaşım sistemine alınmasının asıl nedeni siyasidir.
Kent içi ulaşımda kullanılan minibüslere ait hat ve araç sayılarının azaltılması yerine toplu ulaşım sistemine dahil etmek istenmesinin temel nedeni siyasidir.
Çünkü bir yandan yaklaşan yerel seçimler nedeniyle İzmir Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği’nin ve İzmir Şoförler Odası’nın desteğine ihtiyaç duyulmakta; ayrıca bu uygulamanın “pilot uygulama” adıyla ilk kez Seferihisar hattında uygulanması suretiyle İzmir Büyükşehir Belediye başkanı olması beklenen Seferihisar Belediye Başkanı Tunç Soyer‘in önü, daha şimdiden sesini yükselten İzmirliler’in muhalefeti ile kesilmek istenmektedir.

Sanırım en iyi değerlendirme, bu gazete haberi nedeniyle yapılan yorumları okumakla yapılacaktır:
Bunu beğen:
Beğen Yükleniyor...