Devrimci-Halkçı Bir Yerel Yönetim Deneyimi Fatsa Belediyesi

Can Hamamcı*

Devrimci Fatsa Belediyesi, varlığını 14 Ekim 1979’dan 11 Temmuz 1980 tarihine kadar ancak 270 gün sürdürebilmiştir. Bu kısa süre içinde ve merkezi yönetimin yarattığı tüm olumsuz koşullara karşın başarılı bir devrimci-halkçı belediyecilik örneği uygulamış; bu başarı, kurulu düzenin savunucularını hem korkutmuş hem de onları bu başarıyı yok etmeye yöneltmiştir.

Yeni Belediyecilik Arayışları

Fatsa deneyimini irdelemeden önce o yıllarda Batı’da ve Türkiye’de belediyecilikle ilgili yaklaşımların niteliği üzerinde kısaca durmak yararlı olacaktır. Batı Avrupa ülkelerinde özellikle Fransa ve İtalya’da sosyalist ve komünist partilerin geleneksel belediyecilik, belediye iktidarı, yerel demokrasi anlayışlarına alternatif yaratma çabaları başarı kazanmış, ülke genelinde belediyelerde iktidar olmuşlardır. Bu süreçte klasik temsili demokrasinin doğasından kaynaklanan temsil edilmeme sorunu çözmek için yeni katılım yolları denemişlerdir. Semt komiteleri yoluyla belediye meclisi kararları üzerinde etkili olmak yöntemi de bu süreçte düşünülmüş ve geliştirilmiştir. Katılımcı belediye yönetimi, kentsel kamu hizmetlerinin toplumcu politikalarla sunulması ve belde halkını bütünleştirici belediye politikalarının üretilmesi alternatif sol belediye hareketinin temel özellikleri olmuşlardır.

Türkiye’de 1970’li yılların ikinci yarısında hem sosyal demokrat hem de sosyalist siyaset açısından belediyecilik yeniden değerlendirilmeye başlanmıştır. Ankara Belediye Başkanı’nın öncülüğünde kurulan Devrimci Belediyeler Derneği ve bu derneğin yayın organı, yeni belediyecilik akımının özelliklerini belirtmiştir. Bu anlayışa göre belediye, (i) Sosyal adaletçi olacaktır. (ii) Tüm halk katmanlarının karar sürecine katılmasını sağlayacaktır. (iii) Tekelci rantların oluşmasına olanak vermeyecektir. (iv) Denetçi değil, üretici olacaktır. (v) Kent imarında etkin rol oynayacaktır. (vi) Kentsel toprakların spekülasyonunu engelleyecektir.

BU görüşler 1980 yılındaki askeri darbeye kadar tartışılmış, ancak çok azı sınırlı bir ölçüde yaşama geçirilebilmiştir. Tanzim satış, halk ekmek, kooperatifleşerek belediyenin sağlayacağı alanlarda, konut sorununu çözmek(İzmir Yeni Yerleşimler, Ankara Batıkent) bu sınırlı uygulamalara örnek olarak gösterilebilir.

1977 yerel seçimleri öncesi Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP) “Zor Günleri Halkımızla Aşıyoruz” adlı programı, 1979 yılında Türkiye İşçi Partisi’nin çıkardığı (TİP) “Yerel Yönetimler Demokratikleşmelidir” adlı kitapçık, bu dönemde kimi siyasal partilerin yeni bir belediyecilik arayışlarının belgeleridir. Fatsa Deneyimi 1970’li yılların ikinci yarısında gündeme gelen sosyal adaletçi, katılımcı, toplumcu, devrimci alternatif belediyecilik arayışlarının en son ve en başarılı halkasını oluşturmuştur.

Fatsa Belediyesi’nin Öyküsü

1977 yılında yapılan yerel seçimlerde CHP, kalesi olan Fatsa’da belediye seçimini kolayca kazanmıştır. Belediye Başkanı seçilen Nazmiye Komitoğlu‘nun ölümü üzerine boşalan belediye başkanlığı için ara seçime gidilmesi gerekmiş ve 26 Ağustos 1979’da yapılması gereken ara seçim ertelenerek 14 Ekim 1979 tarihinde yapılmıştır. Bu seçime o günkü mevcut siyasal partilerin yanı sıra bağımsız aday olarak sosyalist hareketin içinde yer alan Fikri Sönmez de katılmıştır. Seçimde CHP 1.150, Adalet Partisi (AP) 850 ve bağımsız aday Fikri Sönmez 3.096 oy almış; rakiplerinin toplam oylarından fazla oy alan Fikri Sönmez belediye başkanlığını kazanmıştır.

Ara seçim ülkenin ekonomik bunalım ve yokluklar altında bulunduğu, karaborsanın sürdüğü bir dönemde yapılmıştır. Fikri Sönmez aday olarak seçim çalışmalarında karaborsa ve yolsuzluklara karşı mücadele edeceğini, halkın belediyede söz ve karar sahibi olacağını söylemiş, inandırıcı bulunmuş ve kazanmıştır.

Gerek ulusal, gerek yerel düzeyde dört yılda bir yapılan seçimlerde oy kullanmak, bir sistemin demokratik olarak nitelenmesi için yeterli değildir. Bu nedenle temsil sisteminin eksikliklerini gidermek için bulunan yöntemlerin başında katılımcı demokrasi gelmektedir. Katılımcılık, kimi düzenlemelerle yurttaşa katılıyor hissi vermekle sınırlandırılacağı gibi, halkın katılımını eyleme dönüştürecek, halkı karar mekanizmasının bir parçası yapacak yollara da başvurulabilir.

Fikri Sönmez seçim çalışmaları sırasında belediyede halkı iktidar yapacağını bildirmişti. BU ise halkın karar verme sürecine katılması demektir ve yeni bir örgütlenmeyi gerektirir. Bu amacı gerçekleştirmek için Fatsa’da denenen yöntem de “Mahalle Komiteleri” olmuştur. Daha önce Fransa ve İtalya’da uygulanan ve başarı sağlayan mahalle komiteleri böylece Türkiye’de ilk kez Fatsa’da uygulama alanı bulmuştur.

Fatsa’nın o gün mevcut 7 mahallesinde 11 halk komitesi kurulmuştur. Komiteler mahallenin nüfusuna göre en az 3, en fazla 7 üyeden oluşturulmuştur. Komite üyeleri mahalle toplantılarında mahalle halkı tarafından gizli oy, açık sayımla seçilmişlerdir. Mahalle komiteleri, belediyenin tüzel örgütlenmesinde yer almayan birimlerdir. Görevleri halk ile belediye yönetimi arasında sıkı bir bağ kurmak, halkın istemlerini belediyeye ileterek o konuda karar alınmasını sağlamaktır. Mahalle komiteleri mahalle halkının istemlerini, belediyenin tüzel örgütlenmesinin bir parçası olan Fatsa Belediyesi Halkla İlişkiler Şubesi’ne iletmektedir. Halkla İlişkiler Şubesi’nin görevleri iki ana başlıkta toplanmıştır:

1. Belediye’de işi olan yurttaşların diğer şubelerdeki işlerini takip etmek, işlemleri halk adına çabuklaştırmak.

2. Belediyenin, belediye sınırları içinde yürüttüğü etkinlikleri izleyerek, halkın isteklerine uygun olup olmadığını saptamakta ve mahalle komitelerinin getirmiş olduğu istemleri belediye başkanına iletmektir. Belediye başkanı da meclis ve encümende görüşülerek, bu istemlerin karar haline getirilmesini sağlamaktadır.

Bu görevleri açısından Halkla İlişkiler Şubesi belde halkının çıkarlarını izleyip korumak için Belediye Ombudsmanı niteliğinde aracı bir birim olmaktadır.

afis.jpg

Belediyecilik Çalışmaları

Bu dönemde Fatsa’da yapılan ilk önemli belediyecilik çalışması “Çamura Son Kampanyası“dır. Fatsa sokakları müteahhitlerin keyfine bırakılan ve yıllarca tamamlanamayan kanalizasyon çalışmaları nedeniyle delik deşik olmuş, yaşamsal tehlike yaratan büyük çukurlar suyla dolmuş, bağırsak enfeksiyonu gibi salgın hastalıklara yol açmıştır. Fatsa’daki tüm sokakların düzeltilip, temizlenmesi teknik adamların görüşüne göre uzun yıllar sürecek nitelikteydi. Kronikleşmiş bu sorunu çözmek için belediyenin olanakları yetersizdi. Geçerli tek çözüm yolu olarak belde halkının görüş ve kararına başvurmak, halkçı, devrimci katılım ilkesini devreye sokmak kalıyordu. Belediye Başkanı “Sorun halkın kararıyla çözülecektir” savıyla durumu ayrıntılarıyla Fatsalılara anlatarak, görüşlerine başvurmuştur.

Fatsa halkı gönüllü katılım ile işin üstesinden gelme kararı vermiştir. Halk traktör ve el arabalarıyla, özel araçlarıyla taşımacılığı üstlenmiştir. Eli kazma tutan mahalleli ve öğrenciler, Fatsa’nın her köyünden onar kişi kazma ve kürekleriyle kampanyaya katılmışlardır. Çevrede bulunan belediyelerin ve DSİ’nin araçları 6 günlüğüne Fatsa’ya alınmış, çevre belediyelerin çalışanları ve halkı da bu çalışmalara destek vermiştir. Fatsa’nın tüm sokakları üç ay içinde temizlenmiş, kampanya başarıyla tamamlanmıştır. Bu sonuç, bir yandan Belediye Başkanı’na izlediği politikanın doğru olduğunu gösterirken, diğer yandan belde halkına da karar verdiği işi başarabileceğini kanıtlamıştır. Fatsa’yı çamurdan kurtarma sorununu kısa sürede çözen halk özgüvenini kazanmış, yeni kararlar alma ve sorunlarına sahip çıkma düzeyine çıkmıştır.

Belediyenin düzenlediği diğer önemli etkinlik de sosyal içerikli bir kültür şenliğini yaşama geçirmektir. Belediye Meclisi 1980 yılı Şubat ayı dönem toplantısında 8-14 Nisan tarihleri arasında “Fatsa Halk Kültür Şenliği” yapılmasına ve bu şenliğe süreklilik kazandırılmasına karar vermiştir. O tarihte Belediye Başkanı’nın belirttiği gibi bu şenlikte hamsi ya da fındık güzeli seçimine yer verilmemiştir. Program kültür, sanat, edebiyat ve spor üzerine yoğunlaşmıştır. Şenlik programında yer almak üzere Fatsa Çocuk Korosu kurulmuş, tiyatro grupları oluşturulmuştur, orta yaşlı ve yaşlıların katılacağı etkinlikler hazırlanmıştır. Bir başka deyişle, yediden yetmişe tüm Fatsalıları kucaklayan bir düzenleme tasarlanmıştır. Amaç eğlenceden çok öğrenme, bilgilenme ve halkın spor eğilimini geliştirmektir. Şenlik, büyük kentlerden gelen çok sayıda aydın ve sanatçının da katılımıyla gerçekleşmiştir. Fatsalılar, hem gelen katılımcıların söyleşilerini ilgiyle izlemişler hem de kendi yeteneklerini sergilemişlerdir. Büyük kentlerden gelenler ise devrimci toplumcu bir belediyenin neler yapabileceğini ve yeni bir yaşam biçiminin oluşumunu tanımak olanağını bulmuşlardır.

Belediye, belde hakının günlük yaşamını doğrudan etkileyen konulara etkin bir biçimde müdahale etmiştir. Bu bağlamda karaborsaya, kaçakçılığa, tefeciliğe, rüşvete son kampanyaları düzenlemiştir. Fatsa’da ısınma amacıyla kullanılan fındık kabuğuna ulaşmadaki engellerin yıkılması ve halka uygun fiyattan dağıtılması; Ecevit Hükümetini devirmek amacıyla yaratılan suni yoklukla karaborsaya düşen margarin, yağ, mazot, çimento gibi ihtiyaç maddelerinin ayırım gözetmeksizin herkese orantılı dağıtımı, muhtarların ya da belediye personelinin aracılık ettiği kayırmacılığa son verilmesi halkın belediyeye güvenini pekiştirmiştir. Kaçak yapılara, kaçak elektrik ve su kullanımına karşı yaptırımların uygulanmasında herkese eşit uzaklıkta durmuş, kimseyi kayırmamıştır. Belediye Meclisi toplantıları halka açık olarak yapıldığından Meclis üyelerinin, halkın gözü önünde partizanlık ya da kayırmacılık yapması da engellenmiş olmaktadır. Gelir yetersizliği gerekçesiyle ödenemeyen belediye personeli maaş ve ücretleri birikmiş alacaklarıyla birlikte ödenmiştir. Halkın kararları doğrultusunda park yerleri, otobüs terminali, yeşil alan ve yeni cadde açma gibi hizmetler yerine getirilmiştir. Ayrıca halkın istemleri doğrultusunda kahvehanelerde kumar oynanması, caydırıcı önlemlerle sona erdirilmiştir.

Fatsa deneyimi, alışılagelen politikacı vaatleriyle yapılamayan işleri yapan, halkı söylem olarak değil, eylemli olarak iktidara getiren, yönetim anlayışında devrim yapmış aykırı bir örnektir. Bu nedenle Hükümet’in ve merkezi yönetimin sürekli baskısı ve engelleriyle karşılaşmıştır. Böyle bir gözaltı ortamında Fatsa Belediyesi tüm işlerini ve etkinliklerini hukuka uygun olarak yürütmüş, Belediye Yasası’na, İmar Yasası’na, Kamulaştırma Yasası’na ve ilgili tüm mevzuata titizlikle uymuştur. Devletin tüm kurum ve kurallarına uygun olarak faaliyetlerini sürdürmekle birlikte, Başbakan’ın “Fatsa’da devlet yok, Fatsa Cumhuriyet var” suçlamasından kurtulamamıştır.

C-9tiW1WsAAxb_r

Belediye Politikaları

Fatsa Belediyesi’nin çalışmaları, halkın temsilcisi sıfatıyla halkın işlerini yürütenlerin aslında kendi işlerini yürüttüklerini, halka hizmet kavramının kandırmaca olduğunu açıkça kanıtladı. Başbakan’ın “Bırakırsanız yüz Fatsa çıkar” sözü gerçeğin anlaşılmasından duyulan korkuyu yansıtmaktadır. Bu açıdan bakılınca da Fatsa, belediye iktidarı bağlamında sınıf mücadelesinin belirgin bir örneğini yansıtmıştır.

Belediye göreli özerkliğe sahip, devlet aygıtının bir parçasıdır. Güçlülerin rant aracı ve yerel siyasete hakim olarak ulusal siyasete atlama basamağıdır. Aynı zamanda belediye, 1970’li yılların ikinci yarısında Bolonya Belediye Başkanı Zagheri’ye göre çoğulcu bir toplumda halk egemenliğinin de bir aracıdır. Fatsa’da belediye, güçlülerin rant aracı olmaktan çıkıp halk iktidarının bir aracına dönüşürken, sınıf mücadelesi devletin kaba kuvvetiyle bastırılmıştır. Bu da göstermektedir ki; ekonomik iktidarın ve devlet aygıtının yerel düzeydeki iktidarının sürmesi, belediye iktidarı ile önlenememektedir. Yurttaşlar belediyeye seçtiği temsilcileri aracılığıyla yerel iktidarı kullandığını sanmaktadırlar. Oysa her iki iktidar birbirinden farklıdır. Yerel iktidarın belediye yönetiminde somutlaştırılması, yerel iktidar merkezini gizlemekte ya da belirsizleştirmektedir.

Belediyede iktidarı ele geçirmek, toplumsal bir eylem olarak iktidarı kullanma sorununa dönüşmektedir.Kimi durumlarda belediye iktidarı, yerel iktidarın bazı yeni biçimlere nasıl dönüştürüleceğinin yollarını bulmaya yardımcı olabilir, toplumsal devinimin koşullarını hazırlayabilir. Bu görüş çerçevesinde Fatsa’da belediye iktidarının başlattığı dönüşümü değerlendirmek için yönetime yön veren ilkeleri yeniden gözden geçirmek yerinde olacaktır.

(i) Amaç halkın iktidarını kurmaktır. (ii) Demokrasi yalnız seçimlerde oy kullanmak değildir. (iii) Halk belediyede söz ve karar sahibi olmalıdır, yönetime ve kararlara katılmalıdır. (iv) Belediye hizmetleri yerine getirilirken halkın eleştiri ve takdirine açık olunmalıdır. (v) Halkın onay vermediği projelere girişilmemelidir.

Ayrıca Fatsa deneyimi göstermiştir ki, (i) Halkın onayı ve desteği olan işler başarıya ulaşmıştır. (ii) Halkın katılmadığı kararlara uymadığı saptanmıştır. (iii) Halk belediyenin topladığı gelirlerin kendisine hizmet olarak döndüğünü görünce, gelirlerin toplanmasında titiz davranmış, belediyeye yardımcı olmuştur.

C-KuN-TXsAAHorv-e1493922792970

İdeolojik bir değerlendirme yapılacak olursa, sosyalizm; kapitalist toplumun ürkek, edilgen, güvensiz insan tipini aktif, politika yapan, güvenli, topluma ve toplumsal sorunlara duyarlı insana dönüştüren toplum düzenidir. Fatsa’da insanlar özgüvenlerini kazanmış, kendi kendilerini yönetmeyi öğrenirken, sosyalizmin kitleselleşmesinden korkan egemen sınıf hareketi bunu boğmayı seçmiştir. Bu açıdan Fatsa, Türkiye’deki sınıf mücadelesinde beliren sınıfsal tavırları açığa çıkaran bir katalizör olmuştur.


* Prof. Dr., Ankara Üniversitesi, SBF Kamu Yönetimi ve Siyaset Bilimi Bölümü; Devrimci-Halkçı Yönetimler Umut ve Mücadele Mekanlarından Deneyimler, Patika Yayınları, 2013, İstanbul, s. 167-173

 

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s