Ali Rıza Avcan
Bugün size, 37 yıl süreyle İzmir‘in Buca (Boudja) sayfiyesinde oturup yine orada ölen ve dokuz dil (Ermenice, Yunanca, Latince, Arapça, Farsça, İtalyanca, İngilizce, Fransızca, Sanskritçe) bilen gerçek bir entelektüeli, aynen eski Babil’de olduğu gibi tüm dünya halklarının konuşabileceği ortak bir dili tasarlamaya çalışan bir dilbilimciyi hatırlatıp anlatmaya çalışacağım. Çoğumuzun unuttuğu; ama Buca (Boudja)’da ölümünden kısa bir süre önce yaptırdığı ve bugün ortada tek bir kalıntısının bile kalmadığı kale benzeri ev nedeniyle Tıngırtepe diye anılan ve o evin yerine büyük bir Mevlana Celâleddin Rûmi heykelinin yapıldığı tepeyle bağlantı kurabileceğimiz bu dilbilimcinin ve sanatçının adı, Bedros (Petros) Tıngır (Tenger) (Պետրոս Թընգըր)(1799-1881)’dır.

YAŞAMI
Ermeni tarihi üzerine araştırmalar yapan James R. Russell‘in verdiği bilgilere göre, Bedros (Petros) Tıngır (Tenger), Osmanlı başkentinin en önemli Ermeni Katolik ailelerinden biri olan Tıngıryan soyundan geliyor. Ailesinin kökü antik çağda Galatya olarak adlandırılan bölgeye, bugünkü Ankara ve yakın çevresine dayanıyordu. Dedesi Osmanlı başkentindeki Fransız konsolosluğunda tercüman olarak çalışıp Chevalier de Guignard ve Comte de St. Priest unvanlarıyla onurlandırılan 1701 doğumlu Grigor Hoca Tıngır, babası Grigor Hoca Tıngır‘ın ortanca oğlu Karapet Tıngır (1754-1808), kendisi ise Karapet ve Mariam‘ın büyük oğlu olup 3 Eylül 1799’da İstanbul‘da doğmuştur.

Bedros (Petros) Tıngır (Tenger), , 12 yaşındayken Andrēas Şüküryan tarafından diğer birkaç çocukla birlikte, papazlık eğitimi almak amacıyla, akrabalarının da bulunduğu Viyana‘daki bilime adanmış Ermeni Katolik Mikhitarist (Ermeni Katolik) tarikatına ait manastıra götürülür. Bedros‘a burada 7 Eylül 1813’de, babasının adı olan Karapet adı verilir. 15 Nisan 1816’da tarikata girer ve 1 Kasım 1818’de on dokuz yaşındayken rahip olarak atanır. Artık Karapet olarak İstanbul‘a dönmüş; ancak, 1827-1830 yıllarında İstanbul‘daki Ermeni Gregoryen Patrikhanesi‘nin Ermeni Katoliklere karşı yürüttüğü baskılar nedeniyle önce Bükreş‘e, 8 Ocak 1828’de de Viyana‘daki manastıra dönerek Mıkhitaristleri ve Karapet ismini bırakır. Dini inançlarını niye bıraktığı ise bilinmemektedir. Sonrasında ise, önce Roma‘ya, daha sonra da Adriyatik kıyısındaki Ravenna‘nın güneyindeki Pesaro kasabasına yerleşir.

1844’de İzmir‘deki zengin Levantenlerle Rumların yaşadığı Buca (Boudja)’ya yerleşen Bedros, kırk yıl süreyle burada yaşamış, ölümünden kısa bir süre önce ailesinin maddi yardımlarıyla killi bir yapıya sahip olduğu için “beyaz topraklar” da denilen koni şeklindeki “Aspra Khōmata” tepesinin zirvesine, küçük bir kale olarak adlandırılması daha uygun olan kare şeklinde taş bir ev inşa ettirmiştir. Bu bina o dönemin koşullarında o kadar sağlam ve korunaklıydı ki, en saldırgan çeteler bile onu yağmalamaktan uzak duruyordu.

İLGİNÇ KİŞİSEL ÖZELLİKLER…
Kendisiyle ilgili tüm bilimsel kaynaklarda Bedros‘un insanlarla çok fazla konuşmadığı ve kadınları sevmediği; ancak, köylülerle iyi geçindiği söylenir. Diğer özelliği ise hayvanlara yapılan eziyetleri hoş karşılamadığı için balık dahil et yememesi; yani, gerçek bir vejetaryan olarak sadece sebze, süt ve yumurta ile beslenmesi, deri ayakkabı yerine lastik ayakkabılar giymesiydi. Kendi işlerini, kişisel temizliğini ve alışverişini kendisi yapar, hizmetçilere ihtiyaç duymazdı. Zamanına göre ilginç inançlara sahip olmasına karşın mütevazi tavrı ve büyüleyici sohbeti ile tüm tanıdıklarının sevgisini kazanırdı. Çünkü bildiği tüm dilleri akıcı bir şekilde konuşabilme yeteneğine sahipti. Yaşamının son günlerinde aşırı derecede zayıflayan Bedros, bilinçli bir ölümle dinlenmek amacıyla evinin ortasına kazdırdığı mezara uzandı ve 1881 yılının bir günü öldü. Ertesi gün her zamanki ziyaretçileri geldiğinde onu bu mezarda ölü buldular. İzmir’de yayınlanan Aršaloys (Şafak) gazetesi ise bu Bucalı filozofun ölüm haberini okuyucularına duyurdu.
Bedros (Petros) Tıngır (Tenger)’ın yaşamı hakkında oldukça ilginç bilgiler veren Epʻrem Pōłosean‘a göre;
Bedros (Petros) Tıngır (Tenger), ergenlik dönemindeki bazı talihsiz koşullar nedeniyle insan toplumundan uzak durur ve sarsılmaz bir inançla, insan ırkının bir üyesi olma çağrısının, iyilik yolundan ayrılıp kötülüğe yöneldiği için kendisini affedebileceğine bir türlü inanmazdı. Bu duygular onun kalbinde öylesine yer etmişti ki, yaşamı boyunca her türlü kötülükten uzak durmaya çalışmıştı. Kötü şeylere duyduğu nefret, onu insanlardan nefret etmeye yöneltti ve sırf bu nedenle sivil yaşam onun için çekilmez hale geldi. Dinlerin ve dillerin çeşitliliğinin, tek bir kökenden gelen insanlığı bölünmeye maruz bıraktığına ve bileşik bir din ile birlikte evrensel tek bir dilin ulusları birbirleriyle birleştireceğine ve hatta tüm bireysel çekişmelere, tüm kavgalara ve tartışmalara son vereceğine ve böylece evrensel barış ve uyum sağlanacağına inanıyordu. Uzun süreler bu tür bir dünya dili tasarlamak için çalışıyor ve bu dilin tüm uluslar tarafından sevgiyle ve direnmeden kabul edileceğini hayal ediyordu. İşte o nedenle, tasarladığı bu dile ‘dünya dili‘ anlamına gelen Sahleray adını verdi.
SAHLERAY DİLİ
Tasarladığı Sahleray dili için bir alfabe kılavuzu, bir gramer ve bir cep sözlüğü; ayrıca, kendi alfabesine dayanan yeni bir müzik notalama sistemi geliştirdi, bunları bastırdı ve evine gelen ziyaretçilere armağan olarak sundu. Bu dilde şiirler yazdı ve ziyaretçilerinin Fransızca çevirisinden okudukları dizeleri besteledi. Ancak yazarları dışında hiç kimse orijinal metinlerini okuyamadı, kavrayamadı ve anlayamadı.
Bu dilin ABC’sini oluşturan alfabe, “Tghransar” takma adıyla “Alphaberation Ansailanzar Sahlerai” başlığıyla İzmir‘de yayınlanmış olup 19 ünsüz harften ibaret karmaşık bir sistemden oluşur ve bu karakterlere seslendirme ya da silikleştirme amacıyla çeşitli ek işaretler eklenir; dikey bir çubuk sesli harfin yerini gösterir ve 12 sesli harf için daha küçük işaretler eklenir (bunlar Ermenice ve Fransızca çift sesli harfleri içerir). Sehlaray dilinin grameri ve sözlüğü yayınlanmak üzere hazırlanmış olmasına rağmen, hiçbir zaman basılmamış gibi görünmektedir. Bu kitabın bir kopyasının, belki de var olan tek kopyasının, 1928 yılında AGBU Nubaryan Kütüphanesi‘nin ilk kütüphanecisi olan meşhur gazeteci Aram Andonyan‘a verildiği söylenmektedir.
Yunan Esperantist dergisi Bizantio‘nun Eylül ve Ekim 1921 sayılarında, önde gelen bir doktor ve ciddi bir Esperanto uzmanı olan Dr. Anakreon Stamatiadis (1868-1964) Bedros‘un kendi dili için icat ettiği yazı hakkındaki kitapçığının bir özetini Yunanca ve Esperanto dilinde yayınlamıştır.
Bedros (Petros) Tıngır (Tenger), dilbilim kitaplarıyla dolu evinin kapısının üzerine, Sahleray dilinin özel harfleriyle bir levha yerleştirmiş ve üzerine “Bilgelik Tapınağı” anlamına gelen Ayzeratand (Ayzeradant) ismini kazdırmıştı.
Günümüzde Ermeni kökenli Tıngır ailesi İstanbul‘da yaşamaya devam etmektedir.
Araştırıp öğrendiğimiz bütün bu bilgiler çerçevesinde;
Tüm dünya halklarını, tasarladığı Sahleray dili çevresinde toplamayı düşleyen böylesine önemli ütopyacı bir dil bilimciyi ve şiirler yazıp besteler yapan bir sanatçıyı İzmir‘in kent hafızasına yerleştirip onunla ilgili araştırmalar yapılması, onun düşünce ve ideallerine sahip çıkılması anlamında girişimlerde bulunmasını diliyor; İzmir’i İzmir yapan Bedros (Petros) Tıngır (Tenger) ve onun gibi bilim insanlarına ve sanatçılarına sahip çıkılmasını arzuluyor, sözümü ünlü Beatles grubu üyeleri Paul McCartney ve John Lennon‘ın adeta, şarkıda adı geçen o tepedeki “dünyanın döndüğünü gören” yalnız ve bilge insanı, “aptal” ironisini kullanarak Bedros‘u anlattıkları 1967 tarihli “Fool On The Hill” isimli şarkısıyla bitirmek istiyorum….

Yararlanılan Kaynaklar
Russell, James R. “Armenian Secret and Invented Languages and Argots“, Proceedings of the Institute of Linguistics of the Russian Academy of Sciences. 2012-11-26. Microsoft Word – Armenian secret language.doc (harvard.edu)
Russell, James R., “The Seh-Lerai Language“, National Association for Armenian Studies and Research, 2012-12-06. https://dash.harvard.edu/handle/1/10007898
Russell, James R., “The Script of the Dove: An Armenian Hetaerogram,“ Journal of Armenian Studies, Belmont, MA, Cilt IX, Sayı 1-2, 2010, s. 61-108. Russell_Hetaerogram (harvard.edu)
Şendikici, Kemal, “Sahleray: Bucalı Pedros’un Evrensel Dili“, Erişim Tarihi: 22.08.2023, https://www.rehbername.com/rehberce/sahleray-bucali-petrosun-evrensel-dili
